11 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

11 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. İSTİKLÂL SAVAŞINDAN SAYFALAR Ce de Beşi Çok temizdi. çehresi hafifçe ©“ gişik gözlerinde ifadeleri dile gelird Kapakları mimiyetin bütün Beşirin en bü. Şişman, esmer, yük meraklarından bir tanesi deniz. di. Bugün Vaniköyü ile Çengelköy arasında “Beşir Hamamı,, namiyle maruf olan yeri o bulmuş ve bu i8- mi kendisi takmıştı. Hergün bir fok balığı gibi yüzer, mektebedö. ner dönmez ya güreşir yahut fut. bol oynardı. Pehlivan Tayyarn .gu hahiya ilk olimpiyatta güreşte dünya Üçü: sü olan zabit Tayyar vardı ya işte onun. smıfındandı, Tayyarla saat- lerce güreşirdi. Tayyar Efendi Der- Saadet, Enver Efendi Çengelköy (Tayyareci Enver). Seyit Efendi Asitane (Şehit), Nuri Efendi Der. iBaadet (şehit), Beşir Efendi Edime | (şehit) ve bütün İsmıf bir spor ,humması içinde birbirlerile kay - kinaye olarak del Nuri Dersaa, det, bütün smıfm antrenörü idi, Çok İyi bir atleti. Bugün eşi nz bulu. Bur bir futbol üstadıydı. Kurduğu atletizm şebekesi saat gibi işleri. Ona Nuri Bey derlerdi, Arap Nuri derlerdi, Nuri Ağabey derlerdi, fa- kat o bütün bu hitaplara aldırış et. mez, takımını çalıştırırdı. 333 senesinde şimdiki Fener sta. dmda yapılan atletizm müsabaka» Tarımda, onun yetiştirdiği Kuleli ta. kımı 130 küsur puvanla Beşiktaş Jimnastik Klübünü birinci çıkart. işti. Büyük harp senelerini mektepte geçiren bu delikanlılar, mütareke- nin gönüllere kurum gibi dolan is. tıraplarına dayanamadılar, Anado. luya kaçtılar. Ankaradaki Cebeci- de, Abidin Paşa köşkünde, bir ta- limgâh açdd. Ankaraya tepeden bakan bu mütevazi yuvada, uçmak için kanad bekliyen kartal yavruları gibi yemlendiler. Günün birinde yuvalarından uçarak cepheye gitti Jer.. Her birisi bir tarafa düşi tü. Yalnız Arap Nuri İle Beşir ay- ni alayda bulumuyorlardı. kşam yemeklerini birlikte yiyor, sabah mularebeleri- 8 yapıyor, gece baskınlar rını bir elden idare ediyorlardı. Bi- ribirlerinden ayrılmıyorlardı. Sa- karya muharebelerinde'bu İki ar- kadan canlarını dişlerine takmış, kükremiş bir aslan olmuşlardı. Bir gün ağır bir düşman taarruzu Yaşladı.Türk alayı, ejderler gibi, şah Tânarak dövüştü, Akşamm alaca ka. tanlığna kadar süren çetin bir gırt. Jaklaşmadan sonra cephede yeniden sessizlik başladı. Siperler bizde kal, mış, düşman beş altı yüz metre ka- dar geriye çekilerek yerleşmişti. Beşir, muharebenin kulakları sağır eden çatırdıları arasında Nuri Bey. Je meşgul olamamıştı. Gürültüler ke. silince aklıma geldi. Nuri Beyi art. miya başladı. Karanlık fazlalaştığı için etrafını iyice göremiyordu. Si- 'perlerin hemen arkasındaki yamaçta oturan arkadaşlarının yanma koştu. Gözlerile onu aradı, Bulamadı, ür, perdi, Yüreğini yakan endişe büyü. dü: —Nurili! diye seslendi. es yok. Arkadaşları başlar rmı yere eğdiler. Beşir bü- tün takatini toplüyarak sokuldu. Birisine: — Nuri nerede? diye sordu. —” — Nerede Nuri yahu?.. Muha- #ebeden sonra onu görmedim! — Biz de görmedik. Yazan: Sezai Attilâ — Vazfe mi aldı, bir yere mi gitti?.. — Hayır! — Deli olacağım, ne oldu peki?.. — Geriye dönmedi — Geriye dönmedi Beşir, “Geriye dönmedi! nü tekrar ederken bir Panter di şeti almıştı. Felâket onu buruştu- ramâdı. Dağ gibi omuzları kabar- mış, ufak gözleri İl Du- dakları titriyordu. Birdenbire düş man tarafma döndü, Bütün arka- daşlarmı heyecana düşüren bir sesle: — Ben onu bulurum! dedi yürümiye başladı. Yolunu kestiler: — Gitme! dediler, VE eşmişti. ve Hattâ yalvardılar: — Sen deli misin Beşir, dediler, tek başma bu karanlıkta * Nuriyi nasıl bulursun? Dur, sabah olsun belki bir yerden çıkar! eşir, arkadaşını iyi tanıyan bir insan gururile: — Ölmeseydi gelirdi Nuri! de- di., Belki de ölüm derecesinde ağır yaralıdır. Ben bulurum onu, Herkesi büyük bir hayret içinde bırakarak bir kasatura kaptı, düş. | “man cephesine doğru koştu. Baran lık onu çabuk örtmüştü. Sabah oldu. Güneş doğdu. Öğlen yaklaştı. Şafaktan başlıyan mu- lehimize inkişaf ş adım adım gerili. u. Bu gerileyiş bir an içinde inde tuttuğu siperleri olduğu gibi bırakarak çekilmiş gitmişti. Muharebenin dumanları sıyrıldıktan, çatırtıları dindikten sonra cepheyi gezenler donakaldı- lar. Ve çok geniş bir çukurun için de bütün insanlığı heyecan kasır. gasile sarsabilecek bir : manzara gördüler: gün evvel ik n aldığı derin! N ve kanlı bir yara İle sırtüs” tü, boylu boyunca uzanmış... Sağda solda beş altıtane düşman nefe. ri., Kasatura paramparça edilerek o devrilmişler. Beşir beş altı düşmanı yere sererek onun intikamını aldıktan sonra, yediği kurşun ve kasatura yaralara rağmen, sürüne sürüne Nurinin ya- nma gitmiş, kanlı başını Nurinin göğsüne koyarak bu mukaddes ar. kadaş bağrında müebbeden uyu- muşlu. Hayat onları nasıl biribirinden ayıramadıysa, ölüm de küçülmüştü onların yanmda!.. İkisini koyun koyuna gömdüler? (Beşirle Nurinin resimleri ar- kadaşlarında varsa, bize gönder- dikleri takdirde gazetemize şilk- ranla koyarız, — TAN.) ile | > Çocuğun Kaburgasını Kırdı Eminönünden geçmekte olan 2348 İnumaralı şoför Mehmedin idaresin- cuğü Agoba çarpmış, çocu ga kemikleri kırılmıştır. Yaralı ço- cuk, hastaneye kaldırılmış, şoför de yakalanmıştır. Vagon Demirlerini Sökerken Yakalandı Sirkecide Devlet demiryolları do- kuzuncu İşletme garı önünde duran posta katarına ait demirleri sabıkalı- lardan kör Muzaffer tornavida İle söküp kaçarken cürmü meşhut ha- linde istasyon polisi tarafından ya- kalanmıştır. Otobüs Çocuğa Çarptı Yenimahi ile Taksim arasında işliyen 305 numaralı şoför Necmet- tinin idaresindeki otobüs, İstinye köp rüsünden geçerken Kabataş lisesi ta- İlebesinden Samiye çarpmış, yaralı ço cuk Etfal hastanesine kaldırılmış, 0- tomobil şoförlü yakalanmıştır . | deki otomobil Artinin 5 yaşındaki ço | n kabur- | g Zonguldak Hava Kurumunun Gezisi 2 Haziran tarihli sayımızda Zon- guldak muhabirimizin yazısma göre, Zonguldak hava kurumunun Ereğli zösine Millet vapurunun kiralandı. ğını yazmıştık. Bu vapurun Barzilây ve Benjamin kumpanyası tarafından her zaman olduğu gibi, bir yardım olarak kurum için tutulduğu bildirilmektedir. “Dünkü Vapur Tenezzühü Şirketi Hayriye dün bir vapur te nezzühü tertip etmiştir. Bu işe tah- sis edilen 7 numaralı vapur, öğle den sonra Köprüden hareket et. Tenezzüh fevkalâde bir rağbetie kar- şılanmıştı. 400 den fazla halk güver- te ve kamaralarda neşe İle dolaşıyor- du, Vapurda hoparlör tertibatı alın- mıştı. Bu suretle yolcular alaturka ve alafranga en güzel parçaları din- Tiyorlardı. Ayrıca güzide sanatkâr- lardan mürekkep bir saz heyeti de alkışlar arasında, en seçilmiş parça- ları terennüm ediyordu. Tenezzühe iştirak edenler şirketin bu teşebbüsünden çök mennun kal | mışlardır. TAN | >> LR — Tİ İİ BİZİ GÜLDÜREN O AŞ OTOMOBİL Selim Cemal, arkadaşmın yeni oto- mobilini, her tarafından şöyle bir a- kel gözile süzdükten sonra: — Kaça aldm bunu? diye sordu. — Hemen hiç para vermedim gi- bi bir şey. Birinden 1000 lira alaca- ğım vardı. Selim Cemal, otomobilin etrafında bir tavaf daha yaptı: — Hımmm.. fena değil, fena dı Inşallah geriye kalan 900 li alırsın. 9 SANAT ANLAY Karı koca, konsere Artist kadın, bağır kılarını söyledi. Sonra perde kapan- dı. Fakat kadın avuçlarını patlatacak» mışcasına alk rdu, Kocası hay- ret içinde sorü — Ne o? Nede Böy le berbat bir şarkıcıyı koca tiyatroda senden başka slkişlıyan var mıf.. Ka — Orası umurumda mı? dedi, Ro- bu hoşuma itti de bir dahâ görmek istedim. ii . AD Meyhanede tanışmış, sofra başında ahbap di, Vakit gecikip de kapmın önüne 0- turtuldukları zaman biribirlerinden ayrılmak lüzumunu uzaklaşırken, ö- Yurdu. mi öğrenmek İs- tersen .. Telefon ki- tabıma bak içinde yazar, zengin bir ığı ilerletmi ZEVKİSELİM evlenmizti. Arkadaş- şeyimi be- Ellerimi, dişlerimi, Herşeyimi beğeni, #eniyor, dedi. rengimi, yor. — Peki, yorsun? — Zevkiselimini... *. KIYMETLİ “AŞ € ir kuyumcuya girerek çantasını a içinden bir broş Çi- kardı; sesimi sen onun nesini beğeni- taşı hakikidir, diyorum, nişanlım da rümrüttür diyor. Hangimiz haklıyız? Kuyumcu, bir an şaşkın alnını ka- Şıdı, sonra: ahi, dedi. Tkinize de hak veremiyeceğim, Kuyumculukta buna cam derler, ŞEYLER Bay fotoğraf çekerse... rabilirim?!.. TERLEME — Bİ dedi, Ben bu broşun ,, terim?. Müşteri — Balıklar taze mi bari?.. Balıkçı — Elbette taze. Henüz bir haftalık!,. kıl be birader. Bir de utanma» 8 ediyorsun. dim, Allaha şükür kazan- nde. Başkaları terliyor, ben cebime atıyorum, Daha ne İs- si GARİP ŞEY Genç memur patronunun girerek, bir selâm çaktı: — Efendim, büyük annem b) landı, Bugün öğleden sonra bir odu! Ne zaman bir fuf anneniz hastsli Genç memur atildı: — Evet, bunu ben de pek gö buluyorum. Hattâ, acaba yalancıki mı yapıyor diye İçime vesvese © giriyor. * ÇIKOLATA Tren bir istasyonda durduğu kit, seyyahlardan biri pencereden ? gını çıkararak, İstasyonda geze9 yumurcağa seslendi ,— Küçük. küçük. Al şu yif beşliği, git büfeden bana da, ki ne de on iki buçukluk birer çiköli al, Çocuk, gil yirmibeşliği o kapi ide gözden kayboldu. Yolcu bir dakika bekledi. Tk ka bekledi... dakikalar üçü buldu. Fakat ne gelen vardı, ne giden. Nihayet tren tekerlekleri üzeri gıcırdıyarak yola koyulurken, cod koşa koşa vagonun yanma geldi. Bİ elindeki çikolatadan bir parça 51 ken: — Al on iki buçuğunu, dedi. BÜ de yalnız bir çikolata varmış. o. / YAN SOKAK Caddenin birinde büyük bir köğl balık toplanmıştı. Ihtiyar bir hanifi ne merak elti. (Bıçkınlardan bi sordu; ! — Ne var evlidım, ne olmuş? © Külha — Hiç, haminne, dedi. Otomot birisi yan sokağı sapmak istemi — Ey sonra. > Heüki “eaddede yay şo yokmuş. . ” KISKANMA HAKKI, — Güzel daktilonuz ortada görül müyor artik! — Evet! Bizi gördü ve gi Si Hâlâ o gidiş 7 . # SİGORTA, p — Mutlaka öleceğim doktor. — Neden? — Ben sağ kaldıkça bozulmuyti ğina dair sigortalı olan dalma © lemim kırıldı. . NEDEN ÇALIŞMIYORMUŞ. — Neden çalışmadığımı soru sun! Sebep şu: , İki arkadaşım vardı. Birisi gündüzlü durmadan çalışırdı. senede milyoner oldu. Öteki tembellik eder, boş oturur. 7 çekerdi, — Gördün mü ya? — Dur! Acele etme, hikâyeni nunu dinle, Çalışkan arkadaşı çen sene fartı mesaiden vefat Bir senedir tembel arkadaşım o Karımla öpüşüyordüğ dul kalan zengin kadınla evlendiği —u a MÜRETTİP HATASI “50,000 yaşında 28 çocuğu "İ geliri olan dul bayan evlenmek yor., © HESAP! — Sen paranı nasıl idare sun Allah aşkına? — Çok basit, yüzde 30 unu ©, rası, yüzde 30 unu elbise parasi Ağ de kırkını mutfak masrafı, yüsi” sini eğlence masrafı olarak bi ram, — İyi amma bu yüzde 120 ©“ — Evet maalesef öyle oluy9f IŞIN KOLAYI — Otel kirası nekadar? — Beş lira! — Kahvaltı? — İki lira! — Garaj parası? — Ona para almayız bayır: — Öyle ise ben otomobilde Si “rım, benim kahvaltımı oray& siniz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: