23 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

23 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23.5-939 23 Mayıs 1939 Türkiye 1400 Kr. © 1 Sene iz 6 Ay ! “0 " 3Ay e » 1Ay Milletlerarası posta ittihadına dahil lmıyan - memleketler abene | bedeli müddet sırasiyle 80, 10, 9; 35 Ilradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap İçin mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Ü MESELE Almanya İle Birleşmek Ne Demektir ? Imanya ile birleşmenin ne de- mek olduğunu anlamak için, Berlin - Roma mihverine giren, ve- ya girmeğe mütemayil olan mem- leketlerin vaziyetlerine ibret göziyle bakmak kâfidir, Almanlar Çekoslovakyayı par- çaladıktan sonra Slovaklara muhta- Yiyet vâdetmişlerdi. Hattâ bir aralık bir Slovak kabinesi bile kurulmuş tu. Bu muhtariyet bir haftadan faz- la yaşamadı. Macaristanda bügün Nazi hâkimi- yeti vardır. Almanlar umumi ve hu- susi bi müesseselerine girmiş, Mücaristanın istiklâlini bir Anka ku- $u haline getirmişlerdir. İtalya bile bugün Almanyanın bir müstemlekesi olmağa başlamiış- tır. İtalyan İstihbarat bürosunda Al- manlar çalışır. Ordu ve donanma - sının başında Alman kumandan ve amiralleri faaliyettedir. Bütün res- mi dairelerde Alman müşavirler yer alınmışlardır İtalyadaki vaziyeti anla- mak için bir İtalyanın bir İngiliz ga- zetecisine verdiği şu izahatı okumak kâfidir: “Almanların İstilâsna uğrama - dan evvel İtalya sıkıntıda değildi. İşsizleri yok gibiydi, Turizm, İsviç- relileri kıskandıracak kadar, inkişaf #tmişti, İtal; yalnız Almanlar- TE LE ere hârbe girmektense Mtilâl yapmayı tercih ederlerdi, İşte bu tehlike se- zilince İtalyaya Alman istilâsı baş- ladı. Bugün her yerde Alman görür- sünüz. Her yerde Almanca konuşul- duğunu işitirsiniz. Bütün ticarethane- lerde, ve içtimalarda onlar görünür. Avrupa gazetelerinde İtalyaya altı Al Man fırkası gönderildiği yazıldı. Bun ların gelişini ben gözümle görme - dim. Fakat Almanların bu memleketi İsgal ettiklerini biliyorum. e Yalnız Şu farkla ki, İtalyaya üniformalarını Ziyerek gelmek 'aptallığını yapma - Muşlardır. Çünkü burada sevilmedik- lerini çok iyi bilirler. Fakat sivil ki- Yafetle geldiler ve memleketin bü- tün ana kaynaklarını işgal ettiler. General Frankonun nasil Madritte gizli bir alayı vardiyse, Almanyanın da İtalyada gizli bir ordusu vardır.,, Binaenaleyh, Almanya ile birleş- mek, işgal edilmek demektir. * Berlinde Alman - İtalyan ittifa- Kı imza edilirken İtalyanın düştü - ğü ve daha'da düşeceği vaziyeti tah- Min mümkündür, Çünkü bu ittifaka uğ taraflı nazariyle bakmak da çaix- Çok Çocuklu Aileler Geçen gün çok çocuklu ailelere verilen mükâfat münasebetiyle yar- “ğrmiz yazıda bu mükâfatın takip “dilen gayeyi temin etmediğine İşa- w etmiş ve bir çok ailelerin mükâ- “t alamadıklarını yazmıştık. Dün Ankaradan Şevket imzasiy- le aldığımız bir mektup bu Iddiamt- 2! tekit etmektedir. Bu okuyucumuz altı çocuk babasıdır, Hepsi de sağ ve gelimdir. Kanunun vâdettiği mükâ- atı 37 tarihinde Sıh- aat etmiş. Fa- t bugüne kadar hâlâ bir mükâfat amamış. Bu okuyucumuz gibi, da- birçok ailelerin bu mükâfatı ala- ıklarına şüphe yoktur. Bu sebeple biz fikrimizi tekrar 6- ae orüz. Maksat memlskette nüfus Ytmasını temin olduğuna göre, bu Müküfat için bütçeye konan para ile ie ölüm ve hastalıklarile milca- e edecek müesseseler vücude ge tmek daha faydalı olur. Bu sene Mecliste bu mesele konuşulurken, U noktanın nazarı dikkate alınmın- Sms diliyoruz, TAN ! İngiliz - Sovyet anlaşması hangi sebeplerle gecikiyor ?... İngiliz - Sovyet müzakerelerinde kanaati mühim rol oynıyacak olan İngiliz Başvekili bir müsamerede R us Hariciye Komiseri Litvinof'un istifası ve ya azlinden sonra Sovyet Rus ve Kumipamın am SA manen edilen ve vaziyeti her siyasi merkezde derin derin düşü- nülen devlet olmuştur. Tecavüze karşı hazırlanan cep- henin muvaffak olması veya mu- valfakıyetsizliğe uğraması Rusya- nın sulh cephesine girmesine ve- ya girmemesine bağlı olduğu için, bu devletin vaziyeti çok büyük bir ehemmiyet kazanmış bulunuyor. Almanyanın Avrupa şarkında ve- ya garbında kuvvet kullanarak ya- yılmasına mâni olmak işinde Rus- yanım Avrupa muvazenesinde oy- nayacağı rol, son derece mühiny- dir. Şark sulhü, garp sulhünden ayrılamaz a bölünmez bir bütün olduğuna ve şark sullünün garp sulhünden ayrılmıyacağına, İngilterenin de inanmağa başladı. ih, hâdiselerin Ingiltereyi, Rusya ile anlaşmıya sevkettiği sırada Lit- vinofun diplomasi sahnesinden ay. rılması, mukadderatın bir istib- zası idi. Çünkü İngilterenin Avru- Pİ şarkındaki devletlere teminat vermesi, Litvinofun bir zaferi idi. Fakat Rusya, dostları için de, ha- sımları için de bir nevi sırdır. İh- timal ki, Avrupanın şarkında Rus- ların dostu da, düşmamda olan Lehliler, Almanlar, Romanyalılar Rusyayı yarp demokrasilerden da- ha iyi anlıyorlar. Gerçi Fransızlar Rusya ile müttefiktirler, fakat on- lar da Moskova ile samimi temas- tan ürküyor, hattâ Hitler gibi Rusyayı Avrupa İşlerine karıştır. maktan çekiniyorlardı. Londra ile Paris mütereddit B ugür, dahi, Rusya ile anlaş- manın bir zaruret olduğun? hükmolunmakla beraber Londra le Parisin Rusyaya yaklaşmak bah- sinde mütereddit oldukları göze çarpmaktadır. Mütehassıslar da, mütehassıs olmıyanlar da Rusya- mın bakiki askeri kuvvetlerini ve siyasi maksatlarını anlıyamamak- tadırlar. Çünkü Rusyoyı yarı A3- yat bir devlet sayıyor ve onun bü- tün mukadderatı bir tek adam ve- ya bir kaç adam elinde olan tota- iter bir devlet tanıyor. Ingilizler- #e bu bir veya bir kâç adamın ka- fasını anlamaktan âcizdirler. A, Yagi terin desk ola çalıştıkları halde olamadıkları fa- şist devletlere karşı diplomatik bir cephe kurmak için Rusyaya lüzum vardır. Askeri mütehassıslara göre Rus- yanın hazeri kuvveti bir milyon- dur ve 10 milyonluk ihtiyat kuv- veti vardır. Folkiseher Beobahter, gazetesine yazı yazan Alman z0- bitlerine göre, Rusların hazeri kuv- veti 1.800.000 ve seferi kuvveti 11 milyondur. Rus ordusu usya son senelerde ordusunu makineleştirdi. Dört yıl ön- çe Alman generallerinden Gude- rian, Rusların 10 bin tankları, 150 bin traktörleri, ve 100 bin diğer motörlü vasıtaları bulunduğunu yazmıştı. Berlinde çıkan Bversen Zeitung 1937 senesinde Rus ordu- Sunu teçhiz eden harp sanayiinin, umumiyetle Rus ekonomisi siste- mine nazaran daha az aksak oldü- ğunu ve harp sanayiinin birinci 8)- rif materyel ve İşçilik ile temayüz ettiğini yazmıştı. Rus donanması R- donanmasına gelince, Rus kaynakları 1937 de herp- ten önce sıradan kalma 4 safıharp zırhlısından, 7 kruvazörden, 2İ muhripten ve 130 tahtelbahirden bahsetmektedir. 1938 de intişar e- den bir Alman eserine göre Rus- ların Baltık denizinde 78 tahtel- bahirleri: bulunuyor ve bunların hedefi icabında Almanyayı İsveç demirinden mahrum etmektir Hava kuvvetleri usların hava kuvveti han- kında muhtelif rakkamlar veriliyor: Geçen mayısın birinde yapılan merasime 2300 tayyare İş- tirak etmiş ve bu manzara yaban- cı müşahitler üzerinde derin bir te- sir bırakmıştı. o Max Werner'in “devletlerin aşkeri kuvvetleri” hak- kındaki en yeni eseri, Rusların ha- va kuvvetlerinden bahsederken Rusyanın 1935 senesi bidayetinde 4000 - 5000 tayyaresi bulunduğu- nu kaydediyor ve beş Sovyet fab- rikasının 1936 da 1000 den fazla tayyare imal ettiğini anlatıyor. Bu Yazan: Harold Collender “ Nevyork Taymis ,, in Londra Muhabiri Rusların hazari kuvvetleri 1,800,000, seferi kuvvetleri ise 11,000,000 dur. Senede 20,000 tayyare çıkarabilirler. Son zamanlardaki temaslar iki tarafın şüphesini izale edip sulh cephesini tekemmül ettirecek vaziyettedir. yısı (000) e, hattâ (10.000) e çi- karılmakta ve bu suretle Alman tayyarelerine yakın bir sayıya var- dırılmaktadır. Ruslar senede 20 bin tayyare i- mal edebileceklerine göre, Rusya, dünyanın en birinci hava kuvveti olabilir. Rusyanın müdafaa edeceği iki cephe usyanm müdafaa edeceği İ- ki çephe vardır ki, biribi- rinden 8000 mil uzaklıktadır. Fa- kat Rus ordusunun üçte ikisi garp cephesinde, Odesa ile Kandilâna arasındadır, En kuvvetli tahşidat ise Ukraynadadır. Rus ordusunun sayısı yüksektir ve teçhizatı mü- kemmeldir. Fakat müşahitlerin bu nokta üzerinde iki mülâhazası var- dır. Birincisi Rus ordusunun teda- füf mahiyette olroak delayısile memleket haricinde bir hayli kay- bedeceği, ikincisi, harp zamanın- da sanayi verimi ihtiyaca kâfi gelip gelmiyeceğidir. Fakat Rus tayyarelerinin İspanyadaki hare - ketlerini görenler, bunları sun de- rece methetmekledirler. Avrupalı müşahitlerse Rus tayvarelerinin sa- yısı hakkında verilen rakkamı ka- bule mütemayil değildirler. Rusyada zabitan kadrosu le tasfiyeler, ordu zabitle- rinin sayısını düşürmüştür. Rus münakalesi zayıftır. Fakat yo- ni yollar inşa olunmakta ve Mos- kova ile Minsk arasında bir be « ton yol uzatılmaktadır. Rus ordu- su, tecavüz bakımından zayıfsa da hava kuvvetleri ve sahtelbahirleri taarruz için yapılmıştır. Rus kuvveti gerçi büyüktür, £a- kat dağınıktır ve hareket itibarile geridir. Onun harp Için lâzım olan iptidai maddeler bakımından ser- veti, ancak Amerika ve İngiltere i- le kıyas edilebilir. Rusyanın bütün komşuları ise buna nıuhtaçtırlar. Rusyanın çıkaracağı kuvvetin asgarisi bile onu Avrupa muvaz&- nesinde mühim bir âmi yapmıya kifayet eder. Çünkü Rusya bu kuv- vetile şarkın en kuvvetli mesnedi olur ve Fransız ordusu ile Ingiliz donanması ayni vazifeyi garpta ü- zerine alır, Rusya, hiç olmazsa Bü- yük Harpte yaptığ: gibi bir sürü Alman fırkalarını meşgul eder. Ni- tekim onun o zaman bu şekilde hareket etmesi, müttefiklerin Marn muharebesini kazanmalarına sebep olmuştu. Kızılordu ve Almanlar imanlar bu yüzden Büyük Harbi müteakip Ruslarla it- tifak etmişler, 1935 te de, yani Hit- lerin Avrupayı bolşeviklikten kur. tarmak için iş başına gelmesinden iki sene sonra Alman zabitleri Kı- zılordu ile temas etmekte idiler. Bir çokları bu temasın hâlâ de- vam ettiğine kanidirler. Hattâ bir Rus - Alman anlaşması ihtimalin- den de bahsolunmakta ve o zaman Avrupanın ihatasına inikâin bulun- mıyan en büyük grup ile karşıla- şacağı söyleniyor. Fakat Hitlerin Ukraynayı istemesi, ve bolşevikli- ğin aleyhinde çok ağır sözler söy- lemesi bu ittifaka mâni olmakta” dir, ingiliz - Rus anlaşmasının engelleri ir Ingiliz - Rus anlaşmasına karşı gerilen engeller de ay- ni derecede büyük görünmekte i- di. Çünkü harptenberi, İngiltereye hâkim olan muhafazakârlar, bolşe- viklikten Hitler derecesinde kork- makta ve bunların bir kısmı Hit - lerciliği komünizme tercih ottikle- rini açıkça söylemekte idiler, Bu yüzden İngiliz o muhefezekârları, İspanyada Frankoya müzaharet et- mişlerdir. Geçen eylülde £ Çekoslovakya buhranı sırasında Rusya ile temas- lar yapılmış, Ingiliz hariciyesi Rus- yanın İngiltere ve Fransa İle be- raber olduğunu söylemiş, fakat Franaa sağ gazeteleri bu sözün kıy- metini istihza ile karşılamıştı. An- cak Pragın işgali, Ingiltere ile Rus- ya arasındaki tema arı yenilemiş ve İngiliz muhafazakârlarını Rus- ların kollarına atifştır. Rusyanın şüpheleri vardır Ru gelince, onun da şüpheleri çoktu. Ruslar, ba- zi İngilizlerin Hitleri şarka saldırt- mak ve Rusya ile çarpıştırmak, bu suretle garp sulhürü korumak is- tediklerini biliyorlardı. Ruslar, In- giliz mühafazakirların niyetlerine vâkıf oldukları için iki tarafın da biribirinden şüphesi ayni derecede idi. Rus ihtilâlindenberi İngiliz « Rus münasebetleri gergince idi ve- ya soğukça idi. Fakat buğün Hit- lercilik korkusu, komünizm kor. kusunu yatıştırdığı için İngiliz si- yaseti Rusyayı okşamakta ve açık bir ittifaktan çekinmemektedir. Sonra İngilizlerin teminat ver- dikleri Lehistan ile Romanya, Rus askerlerini kendi yurtlarına soka- cak her tedbire karşi çokingen kal- makta ve Rus yardımı, pek te sa- mimi olmıyan bir şekil almasını istemektedirler, Sulh cephesinin tekemmül etmesi muhtemeldir B ir taraftan OHitlere karşı Rus yardımını — istemek ayni zamanda Rus hedeflerin - den şüphelenmek Rusyanm sulh cephesine iştirakini U güçleştir. mektedir. İngiltere, Lehistan ve Romanyanın Rusyadan mı, Al. manyadan mı daha fazla kork tukları tebeyyün ettikten sonra mesele hallolunacaktır. Kati karara, Hitler de yardım €- decektir. Lehistan, Danzigin ceb- ren ilhakına mukavemete karar vermiştir. Bu yüzden hazırlıklı bir vaziyettedir. Lehistan ile Alman- ya arasında harp kop'uğu takdirde Rusyanın Lehistana müzabereti kendi menfaati icabıdır. Aksi tak- dirde, Almanya, Rusyanın doğru- dan doğruya komşusu olur. Alman- yanım, bugünkü vaziyeti üzerinde ısrar etmesi, belki de Chamberlain- in Rusyaya karşı hissettiği büru- deti büsbütün izale ve bu süretle sulh cephesi de tekemmül eder. İ sanat endişesi, İhasreti bir ruh tahlili, "1880 liler Grupu,, Yazan: Şüküfe Nihal H“ yıl, smıfta karşılaştığım ye: ni islebeye sorarım: — Hangi eserleri okudunuz. Çocuklar, umumiyetle, bana hiç hoşuma gitmiyen cevaplar verirler. Okudukları eserler ne edebi, ne de ahlâki değeri olan; toy bazı kadınların takdirsizli mar edilerek, kazanç ihtirasiyle yas sılmış şeylerdir. Bunlar, içinde bi? bir sosyal dava, bir bir erişilemez güzelliğin çözülme- miş bir düğümün muamması gibi kafayı ruhu türlü türlü duygu ve düşünüşlere; türlü türlü hayat yok larına hazırlayıp olgunlaştıracak © saslar olmadıktan başka, bilâkis üslüplariyle, mevzulariyle bayağı" Uğın, düşkün ihtirasların en kötü örnekleridirler. Yaşları itibariyle henüz yüksek örnekler görmiye zaman bulamiyan gençliğin; zevk ve seviyeleri ancak bunlardan anlayıp Uhoşlanabilecek derecede olan kimselerin ellerinde ancak bu eserleri görürüz. Öbürle- rinden haberleri bile yoktur. Bayağı mahalle © dedikodularını, mahalle aşklarmı anlatan ve toy ruhları av- lamak için içine biraz da sansuslite karıştırılan bu eserler, şaka değil, yazanlarım âdeta geçindirir. En de- Zerli kitapların nihayet binden fazla satılamadığı şu zamanda öbürleri bir. kaç defa basılır ve muayyen bir snf halk, muayyen bir yaş gençliği ara- sında birer şaheser gibi dolaşır, due rur. Ben talebemin bunları okumaları. na engel olmam; lâkin: — Şunları, şunları da okuyu- nuz, sonra hükmü kendiniz veriniz; derim. Onlar, bir iki yıl sonra, edebi zevkleri inkişaf ettiği zaman, bana; — Hakkınız varmış, farkı anladık, derler. Ailenin rolü, çocuklarım yalniz beslemek, giydirmek (değildir: .bik hassa anneler, çocuğun maddi sıhha- tiyle beraber manevi, ruhi sıhhatini de hastalıklardan, & mikroplardan ideal » korumalıdır. o Manevi (o mikroplar, maddi! mikroplar gibi içimizden pek öyle kolay kolay çıkarılamaz. Bir ke. re tünediler, ürediler mi, vücudüm müzü artik bir şeyle dezenfekte ede. meyiz. Çocuklarımızm temas kadaşları, gittikleri rini, dinliyecekleri omusikiyi, göre- cekleri tiyatroyu, okuyacakları ki- tabı kontrol etmek, en birinci vazi- femiz olmalıdır. Daha yeni sosyal inkılâp geçirmiş bir millet olduğumuz için, aramızda hakiki garp terbiyesiyle garp terbi- yesi sandığımız bazı dejenere halle- ri ayırt edemiyecekler yok değildir. Edebi zevkimiz, sanat kültürümüz daha lâyık olduğu seviyeye yükse lememiştir. Halbuki bir milletin manevi varlığını yaratan, ancak sa- mat ve edebiyattır. İnkılâp geçiren bütün milletler, bu büyük ve mu- kaddes kudretlen istifade etmişler- dir. Daha bir asır evvel maddi, ma- nevi bir gerilik içinde yaşıyan Fin mill, bugünkü yüksek insanlar seviyesine eriştiren, ancak sanat ve ettiği ar- eğlence yerle- edebiyattır. Finler siyasi inkılâpla ini yapmıya uğraşırken bir yandan da sosyal düzeltmek için bü- tün gayretlerini harcamışlar; ölim- ler, terbiyeciler, ruhiyatçılar, hatip- ler bu uğurda çalişmiş ve (1880) Ji- ler adını taşıyan yazicılar, bu tarih etrafında, sosyal ahlâkı yükselte- cek bir çok romanlar yazmışlardır. Bu romanlarda cemiyetin çirkinliği, ahlâksız, dejenere tipler, en insafsiz nişterlerle deşilerek kangrenler or- taya konulmaktan çekinilmemiştir. Bu mühitler ve bu tipler ihtiras ve Arzu çekmek için değil, tersine ola- rak gençliği iğrendirmek, ona ahlâk- lı ve faziletli bir hayatın idealini aşı- lamak için resmedilmiştir. Bütün ana babalardan, bütün mil rebbilerden, mesüllerden gençliğe en yüksek, en temiz hayat örnekleri göstermelerini dileriz. gençliğin, 4 bilgisiz halkın ve yarım kültürlü © ti d

Bu sayıdan diğer sayfalar: