6 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

6 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

———S 6-6.939 TAN TARİHTEN YAPRAKLAR Bir Sabah Kahvaltısı — Yazan: M. Turhan TAN K uyucu Murat paşa, kan de hüküm yürüten yaman bir adamdı. Yüz binden fazla kelle kesmiş ve Osmanlı tahtını bu su- retle ağır bir sarsıntıdan istemişti. Onun yaptığı oğruluğunu veya tunlarda süzgeçti değiliz. Çünkü yeri değil sak Kuyucunun bütün Osmanlı tarihinde tek sayılabilecek ka kan dökmüş olduğunu $ tereddüt olunamaz. Bu adam, wsta bir diplomattı da, Duygularını saklamakta eşsiz- di. En kızgın demlerinde gül Ve kahkahalarla gülünecek bir sı: Tada surat asmayı pek güzel bece- tirdi. İşte bu alığından Uzun yıllar kendini kıskandırtma- dı, sadrâzamların dolabına düş mekten uzak kaldı ve bizzat #adrâzam olmak yolunu buldu inceye kadar her- parasız ve der- eşrep bir adam sanirdi. Çünkü öyle görünürdü. Yalnız harp işlerinde pek cesüt davrandı- İl ve yüz aklıkları göster: için İyi ün almıştı, vali ve vezir olmuş- tu. Hemen her muharebede onu ileri sürerlerdi, pek gözlü ve pek eder- ötürü, yürekli oluşundan istifade lerdi. Kendisini dalma gözönünde tutturan bir sebep te ihtiyarlığı İdi. Yaşı seksenden fazlaydı. Bun- dan dolayı istişare meclislerine Şağırılırdı. Yoksa tek bir k Ondü Yüksek bir, gevher yoktu. Hattâ Macar $t senin sezdiği rında #apılan biz. savaş sızasında serdar “lan zat, defterdarı yanına çuğıra- tak söy buz — Murat paşa yoksul bir köca- Gir, ara sıra onu gözet, harçlık ver. bir tavsiyede bulunmuş- Ve: Murat paşanm kâhyası bu emirden kuvvet dünç para iste alarak ö- meğe gelince defter- dara ş ri söylemişti: — Vezirlik züğürt işi değildir. Senin bunak pnşana sadaka ver- Mekten usandık Fakat bu doksan yaşına yakla- fan âdam, umulmaz bir tesadüfle, #adrâzam olunca bütün Osmanlı ülkesini kana boyadı; on binlerce İnsan ödürerek her tarafı sin Ve tahtın etrafında zelzele ij derdi, Murat paşa devlet idaresini cel- ât satırına istinat ettirerek kor- seti güderken belirmiş olan #imallerini kökünden gir Yordu, içini ve içinde olanları sez- dirmemekte büyük bir maharet ordu. O, geçkin yaşına Fağ- Niyet ta- Sörülüyordu. Bu uzun yürüyüşler #ırasında bazan durur, cansız bir teset gibi attan yere düşerdi. Ya- Dindakiler onun yorgunluktan öl- Mek üzere bulunduğunu sanırlar- dı. Halbuki o düşüp uzandığı yer- de on, on beş dakikadan fazla kal- i gençlerden daha diri yine ata sıçrar ve he saatlerce dört nala yol alırdı. ütün bu gidişlerde bir deri, bir kemik halinde olan lâğar vücudü- Dü iple sımsıkı sardırmak âdeti Mİ. Yorgunluktan kemiklerinin dağılmamasmı sanki bu suretle te- min ediyordu. İ te bu yaman adam, Kalen- deroğlu, Canbulatoğlu gibi her biri yirmişer, otuzar bin kişi- İk ordulara başbuğluk eden ve Anadoluda yeni yeni devletler Kurmak emelini besliyen Celâli kodamanlarını tepeledikten son- Ta İçelde derebeyliği tesis eden uslu çavuşla Aydın ve Saruhan eni konu hükümet olan Yusuf pa- taraflarında sürmeğe koyul $anın da kellelerini düşürmek is- tedi, kendilerile uzun bir muhabe- re kapısı açtı. Muslu da, Yusuf pa- şa da onun asker çekip üzerlerine gelmesinden korktukları için bu muhabereye kıymet ve ehemmi- yet veriyorlardı Murat paşa hem nci, hem tatlı yazıyordu. Bir taraftan babaca a- 7 vi kuvvetli devlete hizmet . etmeleri İcap ettiğini anlatıyordu. Bir ta- raftan da ok yere takındıkları Celâlt adından kurtulmıya çalış- madıkları takdirde başlarına felâ- ket geleceğini ihtar ediyordu. Onun evirip çevirip ileri sürdü- ğü maksat, bu iki zorbayı İstanbu- Bu fikrini kabul ettirmek için bin dereden la getirmekti onlara su getirdi, andlar içti içti ve nihayet kendilerini kandır- dı. O devirde bir sadrâzamıı zünü ayak altına alabileceği mininden kolay kolay döneceği hatıra gelmezdi. Bununla beraber Muslu çavuş ve Yusuf paşa körkö- yeminler sö- ye rüne ve uluorta İstanbula gelme ği kabul etmemişlerdi, mükemmel birer fırkanın başında oldukları halde yola çıkmişlardı. M urat paşa, Musluyu İstanbul- da beklemeğe lüzüm gör- medi, Zülfikâr paşa adlı birini o- nunla dostlaştırdı ve bu vasıta İle bir gün kendini Konyada Meram bağlarında baskına uğrattı dürttü. Artık Yusuf paşayı sükün ile bekliyebilirdi ve bekliyordu Aydın ve Saruhan : nin pervasız sultanı Üskildar karargâhmda Murat paşa ile buluştu, babaca iltifat gördü bir tarafa çadırlarını kurup ihti- yar vezire konuk oldu. Gece ve gündüz ziyafetlere çağırılıyordu. evlât muamelesi yordu. Yusuf paşa, koca vezire candan bağlanmıştı. Onüm bu kadar na- zik, bu kadar doğru özlü ve baba- can olduğunu evvelce takdir ede ğ hayıflanıyordu, fakat de kendi yurdunda, malikâ- ne saydığı yerlerde idi. İkide bir Murat paşadan avdet için müsaade O da, hünkâr ile kendi- savsaklıyordu. r vezir, Yusufun «uvve ç sezdirmeden bir çember içine aldırdıktan sonra bir gün se- her vakti ona haber yolladı, sabah kahvaltısı yapmak üzere gelmesi- ni rica etti, Yusuf paşa, vezirin 8- damile çadırından çıktı, babalık saydığı sadrâzamın otağına geldi. Yusuf paşa, | M» paşa onu güler yüzle karşıladı: Behey oğul, dedi, sana mu- habbetimi bilirsin. Sensiz kahve içmeği bile istemiyorum. Gel, ça- dir ardına geçalim, başbaşa kala- lim, csncana konuşalım. Geleni komasınlar. Otağın arka tarafına girdikten sonra uşaklar kahvaltı getirdiler. Fakat ve: ile misafiri #of'ra ba- şına geçri j Tat kühyas içeri girdi, Avlonya beyi Hüseyin beyin huzura çikmak İstediğini söyledi. Murat paşa, cahı sıkılmış gibi davrandı: — Ne temaşadır, dedi, bir vakit olmaz ki kendi safamızda olalım. Ve Yusuf paşadan müsaade di- Siz bu- Şimdi Ömer kethüda, Sarı Hü- seyin ağa, muhzır ağa, Hafız A- cem Mehmet, Yusuf paşa ile be- raber sofraya oturmuşlardı. Bü- 7 çini tabaklar nde ortaya konulan paçaya el sunmak üzere bulunuyorlardı. Çeşnigirler kâh- yası Ali bey hemen Yusuf paşanın ensesine yapıştı. kavuğunu kal- dırdı, kuvvetli bir çeşniğir de ya- Piştp onu yere yatırdı, ellerini sim- ıkı tuttu, öbürleri üşüştü, bir Yâh. sada kudretli derebeyinin bedeninden ayrıldı Murat paşa, kilim perdenin w- cunu aralık ederek sahneye bakı- yor ve kötü kötü gülüyordu. başı Ünye - Samsun - Erbaa Yolları Unye, (TAN) — On dört sene ev- vel Ordu vilâyetine bağlanmış olan kazamız, iktisadi münasebetlerini Samsunla yapmıya devam ediyor. Bu münasebetle, Samsun sahil kara yo- lunun mükemmel bir hale getirilme. si, kazamız için hayati bir ihtiyaçtır. Samsuna kışın denizden gidip gelmek ekseriya mümkün olmayınca, otomo- biller ve kamyonlar, büyük müşkü- lât iktihamdan, köprüsüz derek geçmekten çekinmemektedir. Samsunun Terme kazasile kasaba- | miz arasındaki yolun Unye hudu içindeki 12 kilometrelik kısmından en mühimmi olan sekiz nin İnşası bu sene bi kak addediliyor. Zengin ihracatını Samsundan yap- makta olan Erbaa ile Unye arasında geçen sene yol açılmasına başlanılmış ve kazamıza isabet eden 70 kilemet- relik kısımdan 55 kilometre kadarı ceği muhak- ir. Mütebaki ksmin da bi- in faaliyete başlanılmıştır. Bu yol, bir çok köylerin de ihtiyacını temin edecektir. kilometresi sa le (Şi even haftalarda iki denizaltı ası vuku buldu. kad iri İngilterede. fade olundu günü Saunlum yetişti nidirilmiş ve kurtarma çanını tahtelbahire ekl ler, bu suretle 3 cihazı mişlardır. Ayni hareket tekrar olunmuş, 33 kişi uğramadan kurtarılmıştır. Fa bahirin içinde bulunan 26 ieişi cumuna uğrayan dairede boğulmü dır. de kı bahirleğin kont makine kısımlarını gösteriyor, | Fransiz ordusu 1 süratle maklı tamamlanmak dolayıstle yapı piyade m tahtelbahirl iki bölüklü HÂDİS İN ELER Syindde n manevras esi RESİMLERİ | nşilterenin Toku. Bu imde yazılı olduğu ter- tahtelbahirinin atını kurtarıyor Amerikan en yeni tahlelbahirlerinden elbahir birkaç gün önce batanın tam eşidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: