11 Ocak 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

11 Ocak 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; i Faik Oztrak RM ae EZ rr "aralı e Hulüsi Alataş Mecliste Geniş Izahat Verdiler (Başı 1 'ne'de) uzun olan beyanatında birer birer i- Zah etmiştir. Sıhhiye Vekilinin beyanatı Sihhiye Vekili, zelzele felâketi do. Jayısile alınan tedbirler hakkindaki beyanatında demiştir ki: “Zelzele, felkketine uğrayan Er zincan, Sivas, Amasya, Tokat, Sam- #un, Ordu, Giresun Gümüşhane, Yoz. gat ve Tunceli vilâyetlerinde tesbit ettiğimiz ölü miktarı 23.131, yaralı miktarı 7984 ve tamamen yıkılmış olan ev miktarı 10.385. içine gile. miyecek hale gelmiş olanlar 9157, olmak üzere 29390 hane hurap olmuş tur. Bu rakamlar her gün değişmek. tedir. Yeni aldığınız haberlerle de- ğişiklikleri günü gününs tashih edi- yoruz, takip ediyoruz. Zelzele felâketini haber alınca, yola çıktığımız dakikadan itibaren aldığımız tedbirleri arzediyorum:iler şeyden evvel enkaz altında kalış o- Janların kurtarılması, bunların içle- rinde yaşayanların bulunmadığı roev zuubahis idi. 11 inci gün kaldırılmış enkaz altında canlı İnsan bulduğu- muz olmuştur ki, bunu bu noktaya verdiğimiz ehemmiyeti tabartiz ettir. mek için söylüyorum. Birinci kade.| mede ölülerin defni, yaralıların te. davi altına alınması, hayvan lâşele- rinin toplattırılarak gömülmesi ve bu suretle taaffünden ve hasta'ık zu- bur ve sirayetinden kurtarma İşi na- zarı dikkate alındı. Yaralılardan ağır olanları, nakli mümkün olanları ter- tip ettiğimiz hastahanelera gönder - dik. Bunların yolda giderlerken pan. sumanları ve lâzım gelen tedbirleri için tertibat aldık. Sıhhiye istasyon. Jarı açmayı unutmadık. nafif yara, Milar mahallinde tedaviye terkedildi. Felâket gören yerlere süretle yeti- şebilmek için yolların açılmasma da büyük ehemmiyet verildi. Yardıma geç kalınan yerler Maatteessüf yardıma geç kaldığı- miz mıntskalar-vardır ki, onlar da işinlardır: Refahiye, Suşehri, Koyulhisar, Se. binkarahisar, Mesudiye, Reşadiye kı. sımlarıdır. Bugün buralara da sıhhi imdat heyetlerimiz girmiş bulunuyor. Gerek Suşehri, gerek Koyulhisacda gerekse Reşadiyede ayrı ayrı hasta. hane yapmak zaruretinde olduğumuz dan buna ait tertibatı almış bulun. yoruz. Buradaki köylerde esaslı su- Trette yaralı taramı ameliyesini ya. pabilmek için sıtma mücadele ile 30 tane atlı sıhhiye memuru, mahalli vesalte zeminelen harekelo geçmiş bulunuyor. Felâket görenlerin derdi yalnız ya- ralanıştan ibaret değildir. Bütün eş- yalarını enkaz altında bırakarak çik. mışlardır. Sıfırın altmda doğrudan doğruya şedaldi havaiyeye maruz bu. Yunmaktadırlar. Bunlara birer mes. ken tedarik edinciye kadar ilk ham- Jedo çadırlarla yapılan yardımların Bu gibi yerlerde faydası olmadığını yakinen gördük. Onun için çadırdan ziyade enkazdan kurtarılan tahtalar. la yapılan barakalarda bugünkü şe- rait altında tahaffuz mümkün olabi- Yiyor. Bu barakalar ufak ve en basit şekilde bile olsa bunların yapılabil. saireyi bulabildikleri yerden para ile satım almak, bulumadıkları yerde civardakileri toplayıp göndermek su. zetile yardım yapabildik. İaşe ve yardım faaliyeti Felâket mıntakasında bazı köyler zelzeleden masun kalmıştır. Felâkete uğramış olan yerlerin sokenesini ma- sun kalan yerlere nakiederek kendi. lerini ve hayvanlarını açıkta bırak- mamiya çalışıyoruz. Tamamen yıkıl- maş olan Erzincan sekenesinin bir kısmını muhtelif yerlere tertip ede. rek misafir göndermeyi kararlaştır. dık. Buna devam edilmektedir, Fe- Jâkete uğrayan yerlere iaşe yardım- larını süratle yapmaya çalıştık. İlk gününden İtibaren ekmek yetiştir - mek, fırmı hasara uğramış olanların fırınlarinı tamir etmek ve kazanlar kaynatarak herkese gıda temin &t- mek yolunda çalıştık. Bunu köylere kadar teşmil için çalışmakta devam «ediyoruz. ” Milletin büylk himmet ve gayre- tile vermekte olduğu eşya ve ianele. “Ol mahallerine gönderilmiştir. Bun. Jarın depolarda saklanmak için değil, halka tevzi için gönderildiğin, tekrar tekrar söyledik ve muhakkak suret- te köylere kadar götürüp vermeleri üzerinde dalma takipte bulunuyoruz. |Bu kadar büyük yaralı kütlesi hak- İkinda hastahanelerimizin harp ihti. yatlarını da tahsis ettik. Sıhhi tedbirler alındı Dispanserleri tevsi ettik ve malze. me ve diğer ihtiyaçlarımı temin ettik, | Sıhhi imdat teşkilâtı tertip etmek suretile bu yaralıların muavenotleri- ne koşuk. En son yetiştiğimiz Koyul. hisar, Suşehri ve Reşadiyede Cebel teşkilâtlı hastahaneler yaptık ve o. raya iptida lâzım olan sıhhi malze- me yetiştirdik. Bunların içinde yurt- larını kaybetmiş olanlır. ve komşu köylerine misafir olmu; olanlar ve dar yerler bu suretle çok insan sop mış bulunan yerlerde emrazi sariye- ye karşı tedbirler aldık ve almakta” yiz. Bu surgtle harhangi bir salgm hastalığı yeni bir âfet olarak gelme. sin, diye uğraşıyoruz. Mahallinde te. dariki mümkün olmıyan şeyleric İ mevcut olanların satın alınması için i bir takım formalitelere meydan kal- mamak Üzere ve vakit geçirmemeleri için komşu vilâyatlere para yardı - mında bulunduk ve geniş salâhiyet verdik. Bütün devlet vasıtalarından isti. fade etmeyi esas itibarile kabul etmiş bulunuyoruz. Ankaradan Erzincana üç sıhhi heyet gönderdik. Bular. dan birisi Kemah üzerinden yolda tedavilere devam ederek Refahiye- ye doğru gitmektedir. (İkincisi son zamanda Etzincandeki işler szaldı- ğından dolayı Refahiyeyo gitmekte dir. Bunlardan başka O Krzurumdan biri askeri, diğeri de mülki olmak ü- zere İki shhi imdat heyeti celbettik. Kızılay Erzinceana 300 yeteklı bir seyyar hastane göndermiştir. Malat- ya bez fabrikası da bir iaşe heyeti göndermiştir. Vilâyetlere gönderilen doktorlar Halik ve Zaraya Sivas Nümüune hastanesinden birer sıhhi heyet gön. derildiği gibi Sıvas vilâyeti emrine ayrıca dört askeri tabib ve İstanbul- dan da ayrıca operatör gönderdik Sıvasta bir Kızılay hastanesi munta- İzır vaziyettedir. 'Tokada iki sehhi heyet gönderdik Her biri ikişer hekimlidir. Ve diğer Yâzım olan arkadaşları da beraber. dir. Askeri dört tabip ve Samsundan jdört tabip frengi mücadelelerinden bir tabip, alta sıhhat memuru vilâyet emrine gönderdik. Turhal şeker fab. İrikasından da Tokat vilâyetine bir sıhhi imdat heyeti iştirak etmiştir. Amasyaya, Kayseri ve Samsundan sıtma mücadelesinden birer sihhi heyet, Ordu ve Giresuna ikişer he- kimli birer heyet İstanbuldan gör. derdik, Onlar da aşağıya doğru sark. maktadır. Bunlara ilâveten hükümet Ikında Meclise tafsilât vermiş, ah» nan yardım tedbirlerini anlatmıştır. Vekilin beyanatını göre, kardan dolayı Erzincan hattı kapalı bulun. duğu için, evvelâ Gümüşlaneden Er. zincana 200 hayvanlık bir mekkâre kolu çıkarılmış, Erzurumdan da kam yonlarla imdat heyetleri gönderilmiş. tir, Erzincanda lüzumlu tedbirlerin süratle alınmasına nezaret edilmiş, bilhassa enkaz altındakilerin kurta- rılması işine büyük ehemmiyet ve - rilmiştir. Ordu müfettişi, 800 askor ayırarak sağ kalanların kurtarılması için muntazam poslalar temin etmiş. tir. Vekillerin treni ile 1000 çadır götürüldüğü gibi, jandarma ve aker müfrezeleri de sevkedilmiş, ayrica muhtelif ihtiyat tedbirleri alınmış- tır, Yolların kapalı olmasına rağmen, jandarmalarımiz zelzelenin üçüncü günü yaya olarak Koyulhisara, dör. düncü günü de Su şehrine yetişmiş. lerdir. Ancak, bu büyük fedekârlık. larla olabilmiştir. Fakat, tipi, müte- akıp yardımlara imkân birakmanş- tir. Vekil, bütün müşkülüta rağmen valinin bizzat gitmesine lüzum güster miş, icap eden talimatı vererek Tur- hala gitmiştir. Faik Öztrak, Turhaldı Amasyadan dönmekte olan Milli Şefş mülâki ol- muştur. Şef, Tokat ve Niksarda gör“ dükleri hâle ve umumi vaziyete gö. re Lüzumlu direktifleri vermiş ve be. raber getirdiği beş Erbaalıyı da din. liyerek icap eden tedbirlerin alın - masını emretmiştir. Niksardan sonra yolun kapalı olu- şu yüzünden Erbasya esaslı yardım yapılamadığı görülünce, Erbuanm ihtiyaçlarının Samsun yo'uyla temin edilmesi tebliğ edilmiştir. Binbir Müşkülât İçerisinde Büyük zarar gören Reş: yardımına koşmak lâzım gel Yolun 5 -— 6 kilometrelik kısmı he- velân dolaymsile bozulduğu için, ora. ya kadar gidilememiş, Turhal seker fsbrikasınm gönderdiği. sıbhi imdat heyeti de 28.5 kilometre mesafede kalmıştı. Dahiliye Vekili, valiye er. tesi günü atla Reşadiyeye gitmesini tebliğ etmiştir. Bu sırada Hulüsi A- lataş ta Niksara gidip dönmüştür. Faik Öztrak, Turhalda kaldığı müd. det zarfında en aşağı üçer kişilik at. hı heyetler yapip, felâket gören bü- tün köylerin süratle yoklanmasını ve kendilerine yardım edilmesini, ço. cuklarla hasta ve yaralıların en ya. kın binalk yerlere nakillerini, açıkta kalan hayvanların keza civardaki sağlam köylere gönderilip telef ol- maktan vikayelerini, felâketten ma. sun kalanların . felâketzedelere yar. dımlarının teminini alâkadarlardan istemiştir. Vekil, daha sonra Tokada gitmiş tir. 200 asker heyelân dolayısile bo- zulan yolu açmıya memur edilmiştir. Fakat, bu iş haftalara mütevakkıf ol. duğundan, bu askerler sonradan tabipleri mevcut bulunan yerlerde, kurulmakta bulunan teşekküller tak. viye edilecek ve birer hastane vazl yeti almıya doğru gidecektir. İ Uzak mesafelere ağır yaralılar nakletmek mümkün olmadığından mahallinde tedavi edecek tertibat da mesi için lâözim olan destere, çivi, alınmak üzeredir. Dahiliye Vekilinin beyanatı Dahiliye Vekili, millet vekillerini taziye ederek söze başlamış ve de- miştir ki; *Arkadaşlarım, uğradığımız felâket cld- der büyük ve çok acıdır. Yirmi beş bine yakin masum vatandaş kaybetlik, Sekiz bin kadar yaralımız var, Kısmen ve to- maren yıkilan binaların soyu otuz bine yakındır. Ancak bu rakamlar da kesen tehmine müstenittir. Biraz daha az veya çok olması mümkündür, Felâket hâkiksten büyük, sahnesi geniş- tir. Gerek mevsim, gerek zeizelenin vu- kuu felâketin şiddetini arttizmıştır. Mu- sibet herkesi yatağında ve tatlı uykusunda haince bastırmış, ne ihtiyar, ne kadın, ne hasta, ne de çocuk dinlememiş, yıkmıştır. Felâketin masum kurbanlarına rahmet, ge- ride kalanlara sabır ve metenet temenni ederim. Başınız sağ olsun arkadaşlar, mil- let var olsun. Feliketzedeler, kimsesizler milletin si- nesinde en sicak şefkat buluyorlar ve bu- | İacaklardır. Hirmmetinizle en kısa zaman- da felixet harabeleri üstünde mamureler doğacakur.” Fuik Öztrak, bundan sonra zelzele mıntakasında Sıhhat Vekili ile bir. Ekte on gün süren seyahatleri hak- gruplara ayrılmışlar, yıkılan köyler- de enkaz kaldırmıya ve felâket gören lere yardıma gönderilmişlerdir. Vali de, derhal Reşadiyeye hareket etti. rilmiştir. Ayrıca, mekkâre kolları hazırlatılmış' on kilometrede biz ba. raka veya zeminlik yaparak ve lü- zumlu erzak bırakarak, Reşadiyeye doğru hareket etmişlerdir. Vekil Turhala döndüğü zaman, Sıhhiye Vekili de Erbaadan oraya avdet etmiştir. Tekrar Sıvasa dönüL düğü zaman kar sebebile Hafik ve Zara yolunun tekrar kapandığı gö. rülmüş, o istikamette hareket eden vali 30 kilometrelik yolu ancak 35 saafte ve bin müşkülüfla katedebil miş, ancak Şerefiyeye varabilmiştir. Orada hayvanlara kızak yaptırmak zarureti hasıl olmuştur. Bunun üze. rine derhal burada da 70 mekkâre kolu teşkil edilerek yola çıkarılmış. tir. Diğer vilâyetlerde de lüzumlu tedbirler alınmış, kara, tipiye ve müt- hişssoğuğa rağmen, bütün imdat e. kipleri, uzak ve yolları kapalı kaza. lara sevkedilmişlerdir. Bütün Yardımlar Ulaştırıldı |, Faik Öztrak, bundan sonra beys- nalina şöyle devam etmiştir: “Enkaz altında" kalanları bir an evvel ta kalanları ötlü altına almak, isşe ve il- baslarını temin etmek, irulâsa vukua gelen #elâkete büyük, küçük bir yenisinin daha * Afrod ıt Doğan Dün de Devam Edildi (Başı 1 incide) vuku? olarak tayin edilen zatın ra. poruna itiraz etmişler, yeniden ehli, vukuf teşkilini ve kitabin bü ehliyu. kufa tekrar tetkik ettirilmesini iste. mişlerdi. Mahkeme, ehliyukufu ta. yin etmek üzere edebiyat fakültesi profesör ve doçentlerinin isimlerini istemeğe karar vermiş ve duruşma bunun için düne bırakılmıştı, Hikmet o Onat'ın Sözleri Dünkü celsere, çok kalabalık bir dinleyici kütlesi hazır bulunuyordu. Suçlu kitapçı Semih Lütfinin vekâ. letini de ilk defa olarak avukat sıfa, tile mahkemeye çıkan muharrir Esat Mahmut Karakurt deruht: etmişti. Evvelâ edebiyat fakültesi dekan. Uğından gönderilen ve profesörlerle doçentlerin isimlerini bildiren tez. kere okundu. Bu listede, Ordinaryüs Profesör Mustafa Sekip Tunç, Pro. fesör Sadrettin Celâl Antel. Profesör Ragıp Özlem, Dorent Ali Nihat Tarlan ve Doçent Hilmi Ziya Ülge. nin isimleri vardı, Reis, müddeitumumiden bu liste hakkındaki mütaleasını sordu. Hik. met Onat, bunun üzerine iddiana. mesini okudu ve eser hakkında ken. di tetkik ve mütalealarını da uzun uzadıya teşrih ederek dedi ki: “— Gecen düruşmayı müteakip Çümhuriyet gazetesinde çıkan yazı memuriyetimizin nazarı dikkatini celbetti. Bu yazıda, dâvamızın esas ve mesnedini teskil eden raporun ceza kanununun 250 nci maddesi de. lâletile 286 ncı maddesinda vsz'lı bir suç mahsulü olduğu kaydedilmekte, bu cihetin soru sırasında ve suç. lulardan Semih Lütfi tarafindan hu. zuru adâletinizde söylendiği kayde. dilmektedir. Gazetedeki fıkrayı ay. nen okuyorum Müddejumuminin okuduğu yazı. da, Suçlu Semih Lütfiye atfen şu sa- tırlar vardı: “İstanbul Cümhuriyet Müddeii. mümisi, her nasılsa tanıdığı İbrahim Hakkı Konyalıyı ehlivukuf seçmis. onu bu işe tayin swretile açtığı dâ. vada da ondan aldığı rapora dâyandı.. Hikmet Onat, bu neşriyatın ve id. dianın hakikate uygun olup olmadı. ının tetkik edilmesini talep etti. Rels, bü cihetin duruşmayı alâka. dar etmediğini, kitaper Semih Tütfi ile matbaacı Kenan İşmanın yalnız “Afrodit,, eseri isin mahkemeye ve. rilatk'erini söyledi, Müddelumumi Hikmet Onat, tek- ————— iprimamına mahal vermemek için hatira gelen ve kudretimiz yeten her tedbire Bas vurduk. Başta valiler, komutanlar, sihhat müdürleri, kaymakamlar ve nahiye mü- dürleri, hükümet doktorları ve sıhhat me- murları olduğu halde bütün memurlar ve slk canla başla çalıştılar, kahramanca fe- dakârlık edenler, hayatını hismet uğrunda tehlikeye koyanlar oldu. Altı kisiden mü- rekkep ailesinin tamamını kaybeden bir komiserimizin kendi açlığını ân unutsrak halka ökmek dağıttığı görüldü, “Tabiat, zelzelenin yaptığı büyük tehri. Ye kâfi görmliyor gibi ber tedbirimizi daha büyük ve daha zalim şiddetlerle kar. sıladı. Kar tipisini yağmur, yağmuru fıs uha, fırtınayı ayaz Hakip etti ve bunla nöbet değiştirir gibi fasılasız birbirini kos Romanından Davaya rar mütalcası sorulması üzerine, suç- luların sorgu sırasında bu eserin merhum Süleyman Tevfik tarafından dilimize çevrildiğini, ermenice ve rumca tercümelerinin de piyasada bulunduğunu söylediklerini, halbuki ermenicesinin piyasada mevcut olma dığını, rumcasını da bulamadığını ve Süleyman Tevfik tercümesinin bu günkü Türk ceza kanunu çerçevesi dahiline giremiyeceğini söyledi. Müddelumumi eseri Ulus gazete. sinin tefrika etmediğini de kaydet. tikten sonra “Afrodit, müellifi Pi, yer Luls hakkında Fransız muhar - İrirlerinin ve Fransız matbuatinın ne düşündüklerini anlattı ve dedi ki; “Larusu tetkik ettiğimiz zaman mü ellif hakkında şunların yazıldığını gördük: “Piyer Luis melânkolik ve şehevi yanılarile iştiihar etmiştir. Afrodit "namr eser hakkında ds “çok açık ve serbest bir ssor olmak- la şöhret kazanmışlır,, o denilmekte- dir. Larusun yazdığına bakılırsa mü. ellifin Fransada açık, şehevi ve be- himi hisleri tahrik edici yazı yaz - makla iştihar ettiği anlaştimaktadır.,, Müddeiumumi, bundan sonra ese. rin mevzu ve münderecatınâ da te. mas ederek Afroditin tarihi bir eser olmadığını, kanunlarımız çerçevesi dahilinde müslehcen sayıldığını, ro. mahin aynen tercüme edilmediğini ve mütercim tarafından bazı pasajla- rın ilâve ve tayyı suretile eserin de. giştirildiğini anlattı vs ehli hibre ta- yini keyfiyetinin, eserin aynen ter. cüme edilip edilmediğinin anlaşıl- masından sonraya bırakılmasına ka- rar verilmesi talebile eserin (ransız. | ca nüshasını mahkemeye verdi, Esat Mahmudun Sözleri Bunu müteakıp, celse 10 dakika tatil edildi. Tekrar duruşmayu başlan dığı zaman reis, avukat Esat Mah. mut Kurakuşta ne diyeceğini sordu: Esat Mahmut Karakurt şunları söy. ledi: “— Müddeiumumi Alrodit eseri” nin edebi İkiymeti haiz olmadığım söyledi, Vaziyet hiç te böyle değildir. Piyer Luis, Fransız edebiyatında bir İnkılâp yapmış ve bir merhale teşkil etmiş kiymetli bir muharrirdir. Fran- sız mekteplerinde Piyer Luisin eser- lerinden parçalar vardır. Müddeiu. mumi, Fransız matbuatından misai- ler ve deliller getirerek Larusu göz” terdiler, Güya Lârus ta bu eserin a- çık saçık olduğunu söylüyormuş. Muhterem iddia makamının mevzuu bahsettiği parça şu elimizdeki Larus. tan alınmıştır. Larus ise hiçbir zaman eserin açık saçık ve melânkolik ol. duğunu yazmıyor, bulâkis “romanı yazan Piyer Luis Afroditi gayet sı- cak bir üslüpla yazmıştır ve eser ga- yet selis ve melis yazılmıştır,, diyor ve bu eserin Fransız opsrasında tetn- sil edildiğini söylüyor. Muherririn edebi kıymeti olmasa idi Larus bun. ları yazmaz ve eser müstehcen ol- saydı operada temsil edilmezdi. İddia makamının diğer iddiaları ve eserin tercümesi hususundakı fikirleri de İ bu şekilde bir tetkik mahsulü müdür, yalayıp savletini yaptı. Tabiatin bu kahir | bilmiyorum.,, savleti karşısında yılmadık, o, şiddetile bir tedbirimizi akamete uğratıkca biz, yeni tedbir ile hedefe gitmeğe çalıştı. Bayı gayretler heder oldu. Fakat onları yenile- ri ve daha müessirleri takip etti. Felâkaç zedelerle temas hasıl oldu, Hükümetin iz. meti, milletin yardımı kendilerine ulaştırı. takildi. Bundan sohra da yardım elbette devam edecektir. Ancak irlibmt tesis ve yollar te. sila edildikten, yaralılar tedavi altına 8- hadıktan ve açıkta kalanlar yerleştiril- dikten sonra yapılacak yardımlar dahs 4x güclükle yapılabilir. İK hamlede bizim yapmağa çalıştığımız bu neticenin İstihsa- Hdi Faiz Öztrak, sözlerini bitirirken, vicdan- ları tahriş eden bazı şaylalardan bahset- miş, vatandaşların barı tecavürlere uğra- dıkları hakkindaki rivayetlere temas et- miştir: “Meselâ bunlardan bir tanesi, bir kadını enkaz altında kalmış, kolu dışarda İmiş, bilesiklerini almak için kolunu icesmişler, bu kadın şimdi hastanede imiş. Başka bir rivayat, yağma olmuş, hırsızlık olmuş. Arkadaşlarım, sizleri temin ederim ki, vazifeli veya vazifesiz herkes namuskfra- “Türk edebiyatını bugün idare e denler kültürlerini Fransız edebiya. tından almışlardır. Bugün bu edipler ve muharrirler Afrodıtin uzurunuz. da kelepçeli olarak bulunmasını is- yan etmişlerdir. “Birçok tanmmış ediplerimiz, bu eserin edebi olduğunu anlamdılar da sadece Konyalı İbrahim Hakkı mi, anladı? “Müddetumumi ehlihibre olan İb. rahim Konyalıya istinat ederek, ko. suşuyor. Halbuki mahkeme Konya. lının ehlihibre raporunu kabul et. memiş ve reddetmiştir. “Yeni eblivukufun eser hakkında karar vermesini istiyorum.” Bunun üzerine mahkeme, ordinar. yüs profesör Mustafa Şekip Tunç, profesör Sadrettin Celâl Antel ve) verdim. doçent Ali Nihat Tarlanın ehlihibre seçilmesine, suçluların mahkâmiye. demiş ve Düzcede zelzel İ (Başı 1 ineld ağır yaralıların hepsi Hayd Nümune hastahanesine yatırılımıŞ) dır. Yeniden gelecek yaralılar iç şehrimizdeki diğer bütün h lerde yer ayrılmıştır. Haydarp mune hastahanesinde tedavi N bulunan ağır yarakların işim yazıyoruz: “Salih oğlu Mehmet Çekirge, ADİĞİ oğlu Hakkı Daniş, İsmall oğlu Mi Damer, Muharrem kızı Rebia Damat, harram oğlu Nesfet Damar, Mustafâ! Makbule Damar, Mustafa kın Dursun oğlu Muhitiin Yüksektepe, kızı Asiye, Şaban kızı Sultan Kubiliği kızı Mina, Mahmut kızı Şengül, MEÜ kızı Sığ, Mehmet oğlu Feyzi Atasüfi! oğlu İbrahim Karaca, Yusuf kızı Re Atasoy, Yusuf kızı Münevver At lih oğlu Nusret Atasoy, Hüsayın kul zihe Hanoğlu, Mustafa kızı Kudret © soy, Ahmet kızı Nalme Düzyol, Ker Hi Turan Dilayol, Kertal kıl Aynur yol.” Felâketzedeler Sevkediliyo Ankara, 10 (TAN) — Gelen lere göre, bugün Kayseriye 290 lâketzede gelmiş, 6 sı yaralı ol! üzere 94 ü Kayseride kalmıştır. ğer 196 kişi Ankara v> İstanbul ya ve Aydına gitmek üzere yo na devam etmişlerdir. Adanaya dördüncü kafile gel” tir. Bütün felâketzedelerin iskâr dildikleri, Erzineandan şimdiye dar Adanaya gelenlerin 940 1 b ğu bildiriliyor. Misafirhanedeki Felâketzi lere Giyecek Tevzi Edildi. Vali ve belediye reisi Lütfi Kır dün sabah Sirkecideki misafir! giderek burada muvakkaten i dilmiş olan ve Erzincandan parti ti gelmiş bulunan üç yüze yakın liketzedenin vaziyetile yakından # kadar olmuştur. Evvelki akşam Eminönü Halk Pİ tisi kaza merkezinde yapılan bir lantıda misafirhanede bulunan vi daşların vaziyetleri mevzuubahis | muş, bu arada bazı memurlarla yi dım teşkilâtını mensu3 oli bir kısmının vazifelerini lâyikile Y pamadıkları ve felâketzedelerin V raya getirilmelerine rağmen b yardımsız ve bakımsız oldukları sürülmüştür. Bunun üzerine bu toplanan para ve eşyaların mesu te bakılmadan bu vatandaşlara Bıtılması hususunda vilâyetin ns3 dikkatinin çekilmesine Karar miştir. Partinin bu kararından bal edilan vali, mahallinde vaziyet: kik ettikten sonra bu yolda âcil vali muavirlerinden Halük Ni bu işe memur etmiştir. hal ve ilk iş olarak hamama rilmişler, müteakıben de kı et toplanan elbise ve eşyalardan d akraba ve taallükatları bulunmıy?| lara oturabilecek yerler temin eğ cektir, dar bir muharririmize demiştir “— Bu vatandaşlar misafirhaneye geldikleri gün gidip kendilerini göl âcil ihtiyaçlarının temini için oradaki murlara icap eden emirleri vermiştim. gün de (dün) Parti Resi Fikret Sılay” beraber misafirhaneye giderek yeniden tetkik ettik. Bu arada folAb4 delerin ne gibi ihtiyaçları olduğunu K€ dilerinden birer birer sordum. “Anasıs © basız çocuk, kocanız kadın varsa benz racant etsin, Derülterzeye yatırayım, “İ ziyetlerini islah edinceye kadar orsd& hatlarını temin edeyim” dedin, İlk Mâ bir kadın müracaat etti, fakat sen! için, bu otellere İçlerinden hiç Ikimae Sebebini sordum: esyalarla bize otelde sığamayız, bize ev tedarik od Bunu da yapacağız ve Vazi;

Bu sayıdan diğer sayfalar: