12 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

12 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 ŞUBAT 940 ASONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 200 Kr. 1 * so * sw * 1400 Kr 70 " “0 » w * 1 Sen SAy 3 Ay 1Ay Milletlerarası posta ittihadına dahli olmıyan memleketler için sbone bedeli müduet surasiyle 80, 16, 9 3.5 liradır. Abone bedeli mestedir. Adres “değiştirmek 25 kuruştur. Cevap Için mektuplara 10 Kuruşluk mal âvesi Yizımdır. GÜNÜN MESELELERİ Halkevlerinde Açılan Kitap Sergileri Dolayısiyle Hsievleri, faaliyetleri ile hil hassa nazarı dikkati celbeden Miesseselerimiz arasındadır. Onların Yaman zaman, edebi toplantılar yap. Maları, musahabeler, münakaşılar, Mlisamereler, geceler, jübileler ter- tp etmeleri, faydalı teşebbüsleri a. Tasındadır. Temsil sahasındaki hiz. Metleri de —tenkiğde müstahak ku- #urlarına rağmen— takdire lâyık ha. teketlerdir. Şimdi de, bu çalışkan dronun en faal uzuvlarından birisi “lan Beyoğlu Halkevinin açtığı kitap #ergisinin geniş bir rağbet uyandır. dığını, samlmi bir memnuniyetle öğ- teniyoruz. Kitap sergisi açmanm, ne kadar! faydalı ve lüzumlu bir teşebbis ol. duğunu söylemeyi bile İüzumsuz sa. Yarır. Fakat, maalesef, bu işin, mem-| timizde muvaffakıyetle başarıl: | diğını pek hatırlıyamıyoruz. Bunun İçindir ki, Beyoğlu Halkevinin, aç. iğı serginin rağbet görüşü, hasretini tektiğimiz bir muvaffakıyete kavuş- | İağumuzu göstermesi bakımından assa şayanı takdirdir. Vatandaş. a, kitabı sevdirmenin sayısız fay- larını tasavvur edenler, bu takdir Missini, daha yerinde bulacaklar, ve #aha derinden duyacaklardır. Fakat, bu sergiye kitap gönderen itüphanelerin listesini | teessürle zden geçirdiğimizi de gizliyemiye- © ekiz. vismmeler simeeivetie kifakn kar N alâka uyandırılmadığından, kitap- lâşıkiyle tanıtılıp teşhir edile- Mediğinden, bu işlerin başarılmasın. mesul sayılabilecek kimselerin Yazifelerini beceremediklerinden şi- iyette bulunurlar. Vâksâ, hakika-! ten, meselâ, bütün gazetelerimiz, bu| usta hisselerine düşen vazifeyi Kyıkiyle | başardıklarını iddia ede- Mezler, Fakat o kitapçılarımız, —mütema. İyen şikâyette bulundukları hal-| kitap tanıtmak İmkâmna ka. Yuştukları zaman, niçin ellerine ge. en bu fırsatlardan lâyıkiyle müste- olmuyorlar? Bu sergide görüyoruz ki, en büyük | Kütüphanelerimiz tarafından gönde- *ilmiş kitapların yekünu, Yüz raka. Huni bile bulamamaktadır. Bu ra- amın cılızlığı, kitapçıların bu işteki aydilerini ispata kâfidir kanaatin. iz. Temenni ederiz ki, onlar, di. r sergilerin kendilerine hazırlıya- ağı fırsatları, daha büylik mikyasta lansınlar. Kitabın Jâyıkiyle tanıtılamaması Yüzünden, çok defn memlektte, neş- "edilen değerli eserler, —intişarları ile duyulmadan — ambarlara gö. Mülüyorlar. Bunun İçindir ki, Be. u Halkevinin açtığı kitap sergi. —bütün noksanlarına rağmen— habetle atılmış bir adım sayıyoruz. . Bulgar Noktai Nazarı Bulgar gazeteleri, Balkan Konse. Belgrat toplantısına bu defa asus bir alâka göstermişlerdir. An- tak, gazeteler konferans kararlarının Malkan Birliği bakımından ne derece it olabileceğini lar. “Slovo,, dan iktibas etiği. Miz şu satırlar, Bulgar noktal naza- 1 pek açık şekilde ifade ediyor: “Balkan devletlerinin, dahilen bir YS beraber olup müşterek menfaat. ni korumak hususunda mütesanit | Üz hal srzedebilmeleri ve böylelikle veya buradan gelecek sarsıntıln. karşı duracak bir kuvvet meyda- getirerek yabancı tesirleri asgari indirebilmeleri için, her- **Yden evvel kendi aralarındn anlaş. aları ve son yılların busnle getir. Üİği hataları ve haksızlıkları tashih meleri lâzımdır.Balkan devletleri Masındaki mtinasebetlerin ve man. Ütelerin kökünden değişmesi za- anı gelmiştir. Balkanlarda mem- endişe İle karşi” ve gayri memnun devletler mev. en orada umumi ve müştetek ir Hamiyet ve hareket beklenebilir Muharipler, şimdiye kadar karada veya havada niçin büyük bir taarruza geçmediler? Muharrir bu sualin cevabını araştırıyor ve şu hükme varıyor: Y eni harp garip midir? Eğer garip kelimesile umumiyetle olmasını umdu- ğumuz hâdisenin olmaması- nı kastediyorsak itiraf ede- Jim ki, bu harp garip bir harp- tir. Birçok kimseler niçin mu- hariplerden hiçbirinin kara- da veya havada büyük bir ta- arruza geçmediğini sorup du- ruyorlar? Bazıları müttefik stratejistlerin taarruz ruhun- dan mahrum olduğunu söy- lüyorlar ve tedafül strateji akidesinin bizi bu hallere dü- şürdüğünü ilâve ediyorlar. Fakat hiç şüphesiz sebep, müt- tefik kuvvetler kumundanları ve askerlerinin taarruz ruhundan mahrum olmaları meselesi değildir, Bilâkis stratejinin onlarca müca. delenin her safhasına uygun olma» sı lâzım geldiğinin bilinmesidir. Hareket zamanı gelecektir. Fakat 1914 ve 1916 daki mevsimsiz ta. arruzların müttefiklere pahalıya mal olduğu ve harbi uzatmekiz mühim bir âmil olduğu unutulma- miştir. urada, müttefiklerin mese. leyi nasıl gördüğünü müta- les etmek faydadan hâli değildir. Zannıma göre müttefik ordular baş kurandanlığı vaziyeti" şi şeldilde » görüyor: 1 — Alman ordusu eylülde ta. mamile seferberdi. Büyük bir k.s- mının Polonyada meşgul olmasına rağmen Rayn ile Moselle arasın. daki 150 kilometrelik Sigirid hat. tını tutacak kâfi derecede büyük kuvvetler vardı. Bu hattın yanları bitaraf arazisine dayalıdır, cephesi dardır ve kuvvetli bir surette tah. kim edilmiştir, Fransızlar, ahlâki ve siyasi sebeplerden dolayı bitaraf arazisini çiğniyemezlerdi. 2 — Sigirld hattına baskm ma- hiyetinde olmıyan cepheden bir taarruz, hayli uzun hazırlık ve ke. if devresi geçirmeden yapılamaz” dı. Eğer Alman ordusunun asıl kuv. veti, eylülde, hâlâ Polonya cephe- sinde meşgul olsaydı, böyle bir taarruz haklı görülebilirdi. 3 — Fakat daha Fransız ordusu tamamile seferber edilmeden ve ilk İngiliz kıtası Fransaya vâsıl ol. madan Polonya ordusu tamamile inhilğ) etti. O zaman, yani asıl Al- man kuvvetlerinin o Polonyadan kurtuldukları bir sırada Sigirid hattına taarruz etmek bir delilik o. Jurdu. 4 — İngiliz ordusu ile takviye e- dilen Fransız ordusu, Majino hat. tını itimatla tutabilirdi. Fakat, In- giliz ordusunun genişlemesi ve ab. lokanın tesirlerini göstermesi için müttefiklerin zamana ihtiyaçları vardı, 5 — Bundan başka müttefikler, Almanların bitaraf memleketleri 15- tilâ etmelerine karşı ihtiyatta bü. yük kuvvetler bulundurmak ve bu tehlike mevcut oldukça hâdi- seleri beklemek mecburiyetinde i- diler, Bütün bu mülâhazalar müttefik orduların niçin müdafaada kaldığı- nı göstermiye kâfi şelir kana deyim. Müttefik hava kuvvetlerinin ta- aruzâ geçmeyişindeki sebepler ise daha mürekkeptir. Bir defa haşlı. <a mâni, sivilleri tehlikeye koy- madan tdarruz edilebilecek askeri hedeflerin az oluşudur. Ve bu çe- şit tanrruzlardan dalma tevakki e- dilmiştir. Kaldı ki, bu çeşit taar- ruzlara başlamak Alman propa. gandası için bir bahane teşkil ede. cek ve hiçbir insani hisle tahdit e- dilmiyen bir mukabele bilmisile yol açacaktı. Meselâ tayyare karargâhları gihi sadece askeri hedeflere tasrruz'ar, barekâtın devam ettiği zamanlar o YAZAN: General Sir Charles Guyn yy o İmanya, B Alman tayyarelerinin bombaladıkları bir gemi alevler içinde yanıyor (Resim, bir İngiliz tayyaresinden alınmıştır) müstesna, büyük bir tesir husule getiremezdi ve hiç şüphesiz bir ta- kim zaylata sebep olacaktı. Binaenaleyh tam bir hava mu- harebesine başlamak işini düşma. na bırakmak için mühim zebepler vardı. Müttefik hava kuvvetlerinin Göbelikte aş yermek hemen he- men kaideden sayılır. Doğacak ç0- cuğun hatırı için, annesinin acayip arzularına tahammül edilir, bazi, larının toprak yemeleri bile. hoş gürülür.. Fakat gebe bayanlarm bir çoğu da işi ifrata vardırarak kay etmiye başlarlar, Bir istatis. tğe göre, yüzde ellisi bu marifeti gösterirler, Yine istatistiklere göre gebelik- te kay etmek üçte ikisinde gebeli- ğin altıncı haftasından önce baş- lar, Üs tarafında daha sonra, ge- beliğin başlangıcından iki, iki bu- çük ay sonra... Kay başladıktan sonra da yüzde 85 inde dördüncü ayın sonuna kadar, yüzde on iki- sinde beşinci ayın sonuna, yüzde iki e de gebeliğin sonuha kadar devam eder. Bereket versin ki en çoğunda kay etmek hafif olur. Her yemek. ten sonra gelse bile az. Gebe bav: nm umumi sıhhati bozulmaz. İşi- ne, gücüne bakar, karnındaki ço- cuğunu da büyütmekte kusur et- mez. Zaten kay etmesi de bir kaç hafta sonra geçer. Bazısının kay etmesi fazlaca ha. va yutmasından ileri gelir. Gebe- likte, ağzın içerisine salya çıkaran guddelerin işi arttığı için, yebe ba. yan ağzındaki suyu yutarken o. nunlu birlikte, farkında olmadan, bir çok ta hava yutar, Mideye gi. ren fazla hava mideyi şisirir, kay etmiye sebap olur.. Onun için gebelikte ağzın fazla sulandığını hissedince o suyu yutmuıyarak sık sık çıkarmak —çok defa— kay et- menin önünü alır. büyümekte olması da bu bekleme siyasetini icap ettirdi. akat Almanlar, müttefikle- rin her gün kuvvetleninek- te olduklarım gördükleri halde, Polonya harbi nihayet bulunca ne- LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ GEBELERİN KAY ETMESİ Bazısmda da kay etmiye sebep midenin —daha gebelikten önce— aşağıya doğru İnmiş olmasındadır. Kadınlıkta bu hal çok olduğun- dan, gebelik başlayınca bir karın kemeri takarak mideyi yerinde tut. mak fa kay etmenin önünü alacak vasıtalardan biridir... Bunlar hafif şekilleri... Kimisin. de kay hiç kesilmez. Gebe bayan her ne yese, sadece su bile içse, çı kardıktan başka h'ç bir şey yiyip içmediği vakitlerde de yine kay ederek midesinden türlü türlü ve sulu şeyler çıkarır. Hiç bir şey yiyip içemiyen insan tabii, ilkin zayıflar. Vücudündeki ihtiyat gıdaları, yağları eritir, Son ra vücudündeki azotlu maddeleri eritmiye başlar. Bu halin başladı- ğını gösteren'en mühim alâmet a. Zızdan elma kokusu gibi bir koku çıkmasıdır. Bu koku pek çirkin ol. mamakla beraber mânası hiç iyi değildir. Onun için gebelikte kay devam- h olunca, ağızdan elma kokusu çık- masını beklemeden ve ona hiç meydan vermemk üzere, gebe ba. yanı mütehassıs hekime göstermek mutlaka lâzımdır. Hekim ilâçlarla, perhizle kay etmenin önünü almı. ya, gebe bayanı beslemiye çalışır, İlâçlar kâr etmezse, nihayet çocu- ğu alır, Annesinin karnmdaki ço- cuğun hayatı, vâkıâ, pek çok kıy. metlidir, Fakat annesini beslemek imkânı kalmayınca, iki ha; den tehlikeye girer. “Yere düşdiyse bir meyve di- rahtı paydar olsun,.. t bir. © | aharda Bir Taarruza Girişecektir!” > den tasrruza geçmediler? Bana kalırsa onlar meseleyi 'şöyle gör. dül 1 — Eğer Hitler büyük bi göze almadan ganimetle hafazaya muktedir olacağı: ederek sulh tanrruzuna girişme- miş olsaydı ihtimal onlar hemen tasrrüz edeceklerdi. 2 — Polonya harbi esnasında muazzam petrol sarfiyatı ve Al man makineli vesait ve tayyarele- rine yapılan hasar, gecikmeyi icap ettiren sebeplerdi. 3 — Bu gecikme sebepleri orta. dan kalktığı zaman kış yaklaşıyor ve vâsi kara harekâtını güçleştiri- yordu. 4 — Bunun için taarruz harekâ. tının ne şekil alacağına dair bir fi- kir alüfü olması muhtemeldir Dü: ilen hareket tarzları ibtimal şunlardı! (a) Havadan ve karadan, semburgun istilâsı da dahil oldu ğu halde Majino hattına taarruz; (b) Britanya hava taarruzunu ve denizaltı harbini kolaylaştırmak i. çin Holanda ve Belçikarın istilâsı, (e) Hava ve kara taarruzlarının ba- hara bırakılması, (di Büyük bir kara ve hava harbine girişmeden denizaltı, mayin ve korsan harbi. nin teşdidi. 5 — İhtimal hava şartları kara harekâtının terkine ve tehirine se- bep olmuştur. $ — Mukabil hava hücumlarının Alman halkı üzerinde hasıl ede, ceği tesir, yiyecek kıtlığının çek. diği straplar hava harbine ktaki tereddiic sebe a n Bri- tenyaya havadan. taarruz etmenin güçlüğü de keza Almanya üzerin. de toplu şekilde İngiliz tayyare- lerinin uçmasından anlaşılmıştır. Bu ve bunun gibi diğer mülâha. zâlar Almanlara kış esnasında mü- dafaada kalmak kararını verdir - miştir, M âamafih, deniz harbinin Al- manyayı hayal inkisarına uğratan neticeleri ve Sovyetlerin Finlanda harbini zannedildiğ: ka. dar çabuk bitirememeleri yüzün - den iktisadi yardım ümitlerinin a. zalması, Almanyanın baharda ta- arruza geçmesini hemen hemen za. ruri kılmaktadır. Çünkü, bugünkü iktisadi şartlar, onu, böyle bir tâ- arruza mutlak surette mecbur ede. cektir. Bu taarruzun ne şekil alacağı henüz kestirilemez. Fakat hiç şüp- he yoktur ki, müttefikler, ergeç zafere ulaşmak için, harekâtın ma- hiyetine göre mukabil taarruza ge- çeceklerdir. Bursada Fabrikatörler Bir Toplantı Yaptılar Bursa, 11 (A.A.) — Şehrimizdeki ipek Hatür fabrikaları dün Ticaret odasında toplanarak kendi araların. da bir birlik yapmak mevzuu etra- lında görüşmüşlerdir. Bu toplantıda Bursa mebusu Nev- zat Ayaşla Ticaret Vekâleti rapor. törlerinden Sabri Pozan, İktisat mü. dürü Enver ve şehrimizdeki bütün fabrikatörler hazır bulunmuşlardır. Toplantıyı İktisat müdürü açmıştır. Müdür koza ve ipekli fiyatlarının müstakar olmaması sebebile müşkü- Jâtla karşılandığını vesikalarla izah ettikten sonra milli korunma kanu. Buna uygun bir birlik yapmak imkân larını arayıp tetkik etmenin fayda- larını anlatmıştır. Müteakıben söz alan hatipler esas hakkında bazı hususlara dair aydın- latılmalarını dilemişler, raportör bu sorgulara cevaplar vermiştir. Bunun üzerine kurulacak birliğe ait ana hatları tesbit etmek üzere bir komisyonun teşkiline karar verilmiş. tir. Komisyon sanayi birliği azaları tarafından teşkil edilecektir. Bursadaki meyva ve sebzeciler de kendi aralarında bir birlik yapıya karar vermişlerdir. Bu maksatla pa- zartesi günü Ticaret odasında büyük bir toplantı yapılacaktır. bi o. ar zayiat Müstakbel Sulh Ve İnsaniyetin Kurtarılması Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel 12.2 “2 merikan Cümhurreisi Roose- velt, zekâsma, kültürüne gü. vendiği Summer Wells'i Avrupada bir yoklama seyahatine çıkarıyor. ral ve mii. bugün girdiği çıkmazdan kurtarmak- tır. 1914 — 18 harbinin sonunda Weodrow Wilson da, bir havari gibi Okyanusu aşmış, medeniyet harabe leri üzerinde ağlıyan, medeniyet ta. rihinin o güne kadar kaydetmediği vahşet ve fecaatin kurbanlarına yeni bir “Hukuku Beşer Beyannamesi ge. tirmişti, Avrupanın çarpışan iktısadi kavgusı, polit'ka oyunları içinde bu beyannamenin, başı, sonu ve muh- tevası tırtıklandıktan sonra nasıl ku- şa çevrildiğini hepimiz biliriz... Wil son'ün utop!e'lerini, o gün hazimede- miyen Avrupa ocemiyetlerinin bün- yesi, o günden bugüne daha Süyük bir hazımsızlığa uğramıştır. Artık hayal, vaat, utople, yaldızlı nazariye bugünkü realitenin içinde sahun kö- püğü gibi eriyor... İnsaniyeti bu gir. diği çıkmazdan kurtarmak için, reel çare, kavgacıların sinirlerini uyuş. turmak için afyon, kavgayı bir tara" fın imhasiyle bir “zamanı ahare,, tâ- lik değildir. Kurulmuş imparator. luklarla, kurulmak için ikide bir si. lâha sarılan imparatorluklar kavga ediyor... Dünyayı yeni baştan tak- sim, dünyanm ticaret yollarma hâ- kimiyet, iktisadi membaları inhisar. da imtiyaz, rakip sanayi firmalarının. İbiri lerini ezebilmesi için harp, iş- te bugünkü insanlığı çıkmaza sokan davalar bunlardır. Summer Wells bü davaları hal için cebinde bir karar- name getirmediğini söylüyor, her devletin sulh şartlarını öğrenecek, müstakbel sulhü sağlam temeller ö- zerine kurmak için materyel toplu. Cihan Harbinin sonunda da bu ayni davalar bütün mütefekkirleri, âlimleri, siyasileri harekete getirdi. İ Cenevrenin göbeğine “Milletler Ce. | miyeti,, adıyla kocaman bir saray j kurdular, Mütefekkirler | istatistik” lere dayanan ciltlerle “kitaplar yâz” dılar. Kellog misakı ile harbi “kanun harici, ilân ettiler. Teslihatı terket. İmek için konferanslar, iktisadi kon- İferanslar toplandı. Yirmi sene bütün insanlığı ne tatlı hulyalarin oyaladı. lar... Fakat kavganın sebeplerini ta. yin, ve izalesi için atılan adımlar, müstakbel harbin hazırlıklarını yap- mak oldu, Şimdi bu hazırlanan har- hin İçindeyiz. 1914 ü doğuran harp sebepleri ne İse, bugün de odur. Dün. yayı büyük sanayi devletleri hesabi- na nasıl paylaşacaklar, büyük dev. letler kendilerine hayat sahası, nü. fuz muıntakası nasil temin edecek- ler?. Müstakbel sulhü de tehdit eden, insaniyeti çıkmazdan çıkmaza sokan bu davayı öğrenmek için Okyanusu aşmıya ne lüzum var?. Summer Welles bu davayı iyiden iyi bilir. Herkesi dinledikten sonra öğreneceği şey de yine kendi bildikleridir. Büyük sanayi rekabetinin doğur- duğu emperyalizmin insan'yeti mef. lüç hale getirdiği, kolonilerdeki kur- tuluş kavgalarını hızlandırdığı bu devirde, Summer Wells emperyaliz. min temellerine dokunmadan bu da. vayı nasi halledebilir .. Welles'in bu seyahatinde müstak- bel sülhten gayri bugünü ehemmi- yetle alâkadar eden mânalar aramak icap eder, ADLİYE VEKİLİNİN i Konyadaki Tetkikleri İ Konya, 11 (AA) — Adliye Veki- 4, dün öğleden evvel refakatinde vali olduğu halde, ordu müfettişliği» ni, kolorduyu, belediyevi, vilâyeti, jandarma ve emniyet dairelerini, baroyu ve mahkemeleri Ziyaret ve adliye, tapu tekilâtım, hapishaneyi İteftiş etmiştir. Vekil asl'ye hukuk mahkemesini ziyaret nde pörülmek. t olan davayı dinlemiş öğle yeme- ğini Parti, vilâyet reis Halisin alt. mış kişilik ziyafetinde vemiştir. Ziyafette vali Nizamettin, Korge. neral Nafiz, General Fahri, General Hakkı, Mebus Sevki Mebus İzzet, Mehus Kâzım, Mebus Velbi ve ad. liye, Parti ve Umumi Mexlis erkânı, cemiyetler mümessilleri vardı. Ye- mek, çok samimi musahabüler üra- sında yenildi. Müsahabe esnasında Vekil, Kon. yada hapishane binası yaptırılacağı. nı vaadetti,

Bu sayıdan diğer sayfalar: