14 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

14 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Postal Radyı 20 van gr oPedİsİ,, meselesinden de bahsetti 40 iekaiğirmmekte, gerek tercüme ve gerek ie bakımından hata ve ihmal var. hire Fefbittikten sonra, bir zeyl olarak kita. bim a lei ektir Ecnebi kelimelerin yazılış İslâm Ansiklopedisinin birin. wepi cildi bitmiştir. Kontrolü yapılmak. 00 Müz, kan): ği RM e 14 ŞUBAT 940 TAN ASONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1609 Km Sen 2800 Kr. 100 * wo » 8 Milletleraram posta ittihadına dahil olmiyan memleketler için abone bedeli müdüet suraziyle 30, 18, 9, 5 liradır. Abone bedeli pesindir. Adres değiştirmek 25 İuruştur. Cevap için mektunları uruşl a 10 kı k pul tâvesi zam, iz On Bamdır. aarif Vekili Hasan Âli Yücel, birkaç gün evvel gazetelere beyanatın sonunda, Edebi. t Fakültesi Profesörlerini aylar. beri meşgul eden “İslim Ansik. © şunları söyledi: « Kontrol heyeti, tercümeleri, birer, ve satir satır gözden ge bunları tesbit etmektedir. Bu sa- ede, tercüme ettiğimiz ansiklopedi. m muhtelif hataları meydana çık. aktadır. Bu hataların doğrultul. uş şekilleri, ansiklopedinin neşri m sonuna konulacaktır. Bu ameliye fe bitince, redaksiyon heyeti, bunla. birer birer gözden geçirecek, kati killerini tetkik edecek ve fasikül linde neşredilmek üzere, tab'a ve. illeri de tesbit olunmuştur.” Vekilin bu sözlerinden anlaşıl. ktadır ki, tercümesi itinayla ya. an bu ansiklepedinin içinde, tas. gibi bÜhihi koca bir cilt tutacak kadar bol be (ihata vardir. de (is45iYasi bir eserdir. Ve şarkta çalışan verttiri » (Seşmaksadile hazırlanmış ve basılmış. px Hattâ yine bu iddiaya göre, bu i#arih maksat yüzünden, eser, kasden haberi biyo “muştur. Meselâ, bu arada bu ansikle. Cars pedi, Mi toğra iVekilimizin de , aslında ingilizce, ca olmak üzere iç İniş ve noşrolunmuş. tiraf huyurduğu gi ibi, haştanbaşa yanlışla dolu olduğu Aalâhiyettarlar tarafından ısrarla id. m Ansiklöpedisi, ilmi değil, - neş- rolunmasındaki — gaye bakmından - pi emperyalizminin muhtaç oldi. ğu dokümanları meydana koymak tahrif edilmiş hakikatlerle doldurut. di üslüman peygamberi Hazre. tar amed, “kan dökücü,, olarak tiz etmekte imiş, Ve her müter. Sn ansiklopedinin kendisine ve. faslında, bu derece garip ve sa ük hatalara rastgeldiği görülmüş. u iddinları ileri sürenler bunun bir asıldan tercüme olunaeağı bina? telif ettirilmesi daha muvafık had Sea da söylüyorlar. Eğer bütün inler doğru ise ve bu çok ma-| temenninin iti MaRıNA ekin Mazarı itibara alm. varsa, hiç velâ tamamen tashi ih edilmeli, ve en. dan sonra basılmalıdır. Ba n telif bir ansiklopedinin vü. getirilebilmeşi için icap eden il. mi i kei ve kabiliyetten mahrum edeceklerdir. Bir yanlışlarını leceklerine itimat ede lerin, onu doğrudan leceklerinden şüphe görülemez sanı. re Vekâletinde Tayinler k — İ3 (TAN) — Ticaret Ve. ileti teşkilâtlandırm. il dürü Servetin Dış Ticaret reisliği şube O müdürlerinden in teşkilâtlandırma mü. | El muavinliğine tayınleri icra ea | ! 13 (TAN) — Erzii mektupçusu Rauf Özdemir, Miziğ mektupçuluğuna, Emet ka Osman Dalay Kastamonu Muğuna nakledilmislerdir. E Ee İngiliz muharrirlerinden H. 6. Wells yeni bir hukuku beşer beyannamesi hazır- lanması lüzumunu ortaya koydu. Bunun esaslarını aşağıdaki yazıda bulacaksınız: eni Hukuku Beşer beyannamesi i ngilterenin en tanın- mış muharrirlerinden H. G. Wells, Londrada çıkan Daily Herald gazetesinde çok canlı bir bahis açtı ve bütün İngiliz mütefekkirleri bu bah. se iştirak ettiler, Bahsin esa- sı, yeni bir hukuku beşer be- yannamesinin bazırlanması lüzumudur. Mister Wells yeni bi nin esas maddelerini hazırl neşretmiş. daha sonra Londra ga. zetesi de bu maddeler üzerinde geniş bir anket açmıştır. Anket devam ediyor. ' Mister Wels'in teklif ettiği yeni hukuku beşer beyannamesinin maddeleri şunlardır: BİRİNCİ MADDE Hiçbir kimse, sarih ve kati mu. vafakati alınmadan, herhangi bir şekilde âzasının tahribine, yahut kısırlaştırma asmeliyesine uğratı. lamaz. Tecavüzde bulunmıyan bir insan, hiçbir bedeni taarruza uğra. maz. Dayak vesair bedeni işken. celer kâmilen yasaktır. Hiçbir kimse, hapsedildiği takdirde, âsa. bni bozacak süküt, yahut gürsltü, zifiri karanlık. yahut fazla işık gibi işkencelere maruz bırakılmı. yacak, hiçbir kimse gayri sıhhi bir yerde, yahut bulaşık hastalıklı o. lan kimselerle *beraber hapsedil. miyecektir. Bir kimseye zorla ye. yen biz — Janmaz. Hiçbir kimseye kendisinin malümatı olmadan uyuşturucu İlâç verilmez. En ağır ceza on beş sene hapistir, yahut ölümdür. İKİNCİ MADDE * Hiçbir kimse, dımaği bir hasla. lık yüzünden kendi nef$i veya başkaları için tehlike teşkil etti. ğine dair salâhiyetli makam tars- fından büküm verilmedikçe ve bu hüküm her sene teyit olun. Ji. G. WELLS madıkça altı günden Tazla tevkif olunn Tevkif” “olunm i olması icap eder, Hiçbir kimse «. lenen muhakeme olunmadan üç aydan fazla mevkuf tutulamaz. Üç ay mevkuf kaldığı halde muhake. me olunmıyan ve hüküm giymi. yen bir kimse derhal tahliye olü- nur. ÜÇÜNCÜ MADDE Bu lâyihada beyan olunan bü- kümler ve prensipler, meden! bir kanun h linde mufassal bir şekil alactık : etkes elde ödeb Bu hüküm ve prensiplerden her hangi bahane ile ayrılmağa cövaz yoktur. Esas kanun bu hükümler ve prensiplerdir. Bu iptidal hak. Jarı ihlâl eden hiçbir muahede ve kanun çıkarılmaz. Hiçbir idare, herhangi şart için. de bu hakları ve hürriyetleri ih. Ml edecek bir harekette buluna. maz, Bütün teşril hareketler sarih ve eleni yapılır. Gizli muahedeler, i ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA | Kıtkat ve Timsah N: derlerse desinler, görünür köye kılavuz istemez. Fin. lerin de kahramanlıklarına, mü. haripliklerhe, askerliklerine söz istemez. Başta kendileri olduğu halde hiç kimse, bu bir avuç di. namit gibi adamın Kızılorduya iki buçuk ay süren böyle bir muka. vemet göstereceğini ve ona zaylat ve teleflat verdireceğini tahmin etmemişti. Pek şiddetli devam e. den Kareli muharebelerinin netice si ne olursa olsun Finler hakkında dünyanın o verdiği kahramanlık vasfı değişmez. Lâkin şaşılacak şey budur ki; bu uç buçuk milyon. luk memleket, 170 milyonluk küt. leye nasıl mukavemet ediyor? Anlatırlar ki; Yukarı Nilde, ya. hi Sudan taraflarında yaşıyan timsahlar karmlarımı odoyurduk. tan sonra güneşe yayılır ve haz. mettikleri kısımdan geri kalan mide tortusunu yine ağız tarikile defederlermiş Ancak hu fizyolo. jik işi tamamlamak için defede- cekleri şeylerle dolu olan koca. wan ağızlarını açıp beklerlermiş. O civarda Kıtkat adı verilen bir takım ufak kuşlar varmış. Bun. Jar, ağızları açık timsahların avur. duna girer, oradaki şeyleri yiye- rek geçinirlermiş. Lâkin ara sıra timsahın ağzını kapatıp, körpecik kuşu yutuvermek iştihası kabarır ve bunu yaparmış ama ağzını ka. pamasile açması bir olurmuş. Zira bu küçük kuşların kanatları ucun. Yazan: B. FELEK da sivri sivri iki keskin mahmu. zu varmış. Timsah ağzını kapa- yınca Kıtkat da bu mahmuzlarlâ, hayvanın avurdunu delmeye büş- lar, beriki de can acısile ağzını &- çınca kuş, tatlı canını kurtarır. mış. Diyecek şu ki; tabiatte bile bü- yük kuvvet her zaman üstün ge- lememektedir. Mesele, gelen teh- likeyi karşılıyacak müdafaa vası. tasmı hazırlamak ve kullanabil. mektedir. Finlerin sırrı da bura. dadır. Kozanoğlu Şarkısı K ozanlı bir musllimden bizim radyo neşriyalına ve g- çenlerde İngiltere için tertip etti. imiz radyo neşriyatında söylen- miş olan (Kozanoğlu) şarkısına dair bir mektup aldım. Birinci kısmı bizim radyodaki milli mu. siki neşriyatmın azlığından şikâ. yet eden mektubun kinci kısmı. ni aşağıya geçiriyorum: “Bahis mevzuu yapmak istediğim i- kinci bir mesele de İngiltere neşriyat programında milli ve halk şarkıları na- mındaki (Kozanoğlu) şarkısıdır. Doğma büyüme bir Kozanlı olduğum halde mi- H sar ve ananelerine pek iyi vakıf bu- Iunduğum Kozanlıların” terenrüm Ye #henkleri de okunan besleye katiyen mukalit (4. Güfte, tarihi bir kaynak- tan alımını olmasina rağmen mili ana- m6 ve tarihi varlıklarına en çök“bağlı olan İngilizlere Kaşı eski bir devrin Tuhuna uygun olmayarak garp musiki- 3i bestesile söylense Kozanoğlu gerkası bizim için bir mâna ilade etmiyordu. Evet, biz, her şeyden evvel medent olmayı ve garplılaşmayı az zamanda ru- humuza bendeden ulu bir milletin ço- <uklarıyız. Fakat milli ve tarihi hü seleri terennüm eden herhangi bir Ki tenin bestesini onu yaşıyan İnsanlar öz ruhile söylemekte ne mahzur gü ebilir?.” Ne musikişinasım, ne de Kozan- Mh. Onun için okuyucumun samimi olduğuna şüphe etmediğim serze. nişlerine ilâve edecek sözüm yok: Lâkin şu kadarını söyliyeyim: E. ğer evvelden bunun (Kozanoğlu) şarkısı olduğunu haber vermese. lerdi, doğrusu zevkine varamadı. ğımız bir garp parçası sanıp Keçe. cektim. Anlaşılan bende güzel sa. atlar terbiyesi, yani frenkçe tâ. birle Edücation ertistigue denilen nimetten zerre yok. nkarada bir güzel sanatlar şürası toplanscakmış. Ben şüraları, her şeye rağmen seve. rim. Bundan da memnun oldum. Bu şürada güzel sanatlara alt ka. rarlar verilecekmiş. fertler, teşekküller ve cemaatleri alâkadar etmez. Kanun yapmak hakkı, Yalnız halkındır ve halk her kanunun biricik kaynağıdır. Hayst, nesil den nesle geçtiği için hiçbir nesil teşrii salâhiyetini kısmen ve kâ. milen bir kimseye devredemez. DÖRDÜN MADDE Her insan, başkalarını serbest. çe tenkit hakkını haiz olmakla be. raber, kendisini rahat sız edecek yahut fena bir şekilde gösterecek her ithamdan siyanet edilir, Her insanı alâkadar eden idari dosyalar alâkadar her insana gös. terilir ve icap ederse onun talebi üzerine tashih edilir, Dosya, idari maksatlara hâdim, bir muhtıradır. Bu dosya bir in. sanın muvakkaten tevkifine sebep olabilir. Fakat sürülmesine, yahut başka cezalara maruz olmasına imkân vermez. Bu gibi dosyalar ancak aleni muhakeme neticesin. de teeyyüt ederse bir kıymeti balz olur. ister Wells'in bu projesi ge. niş bir anket açılmasına se. bep olmuştur. Bunlardan birkaç nümune gösteriyoruz. Mebus Harold Nicolson diyor ki: “1789 da basılan müsavat, bür. riyet ve demokrasi sikkeleri son yüz elli yıl içinde o kadar silikleş. Ti ki yazı ile turası seçilmez hale geldi. O halde bunları yenilemek sırası gelmiştir. 1789 danberi bir. çok şeyler öğrenmiş bulunuyoruz. Meselâ iktısadi hürriyetle b A siyasi Hüreiyetii nasız bir şey olduğunu, “müsa. yat,, ın felsefi bir astılahtan başka bir şey olmadığını, fakat fırsat ve imkân müsavatının, ideal bir dev. lette bir realite olarak yaşıyabi. leceğini anladık. Mister Welis'in Jâyihasındaki fikirler iyidir. Fakat tertibi yan. lıştır. Esaslı prensiplere ve vicdan, söz, topranma, neşir hürriyetlerine geniş ölçüde yer verilmelidir. Son. ra ekalliyetler hakkı unutulmuş. tur.. ilâh...” Dilerim ol şüradan ki; ekseri. yeti teşkil ettiğinden emin oldu. ğum bencileyin birçok kimsele- rin anlamaktan âciz oldukları modern sanatın herkese hitap et. mediğine ve bunun yüksek bir tabakaya hitap eden ulvi eserler bulunduğu için onu bizim gibi ari. Jamıyanların hoş görülerek techil edilmemesini bir karara bağlasın! Zira, doğuşlarını bizim eski Gdilliyet) in odalarında müşahede ettiğim (4) krupu gibi zümrelerin eserlerini görüp anlıyamıyoruz. Bir ressam dostumun dediği gi. bi. Bizim anladığımız seraite, sanatkâr susar ve ortava koy. duğu eseri söyler. Bizim gibilerin. hayranlıkla — seyrettiğimiz. serlerin hepsi böyledir. Fakat bu (d) grupu gibi sanatkârlarımızm eserlerini anlıyamayınca, bu kıy. metlerin cahili kalmamak için Nedir bu?) diye soruyoruz. O za. man öser susuyor, şanatkâr söylü. yor. İşte bu farkı gördükçe Nas. rettin Hocanın yazdığı mektubu kendinden başkasının okuyama. ması fkrasını hatırlamamıya im. kân bulamıyoruz. Karga Ölüsü * Üssü ve civarı halkından birer karga ölüsü istemiş. ler. Ben ÜUsküdarlıyım. Üsküdar. da, belki mezarlık çoktur da onun için, karga çokçadır. Halbuki (bes. le kargayı gözünü oysun!) sözüne esas olan kargalar orada yetişmez. Neyliyeyim ki; hepsi karga oldu. ğu için Usküdardakiler gadre uğ. radılar. Üsküdarlılar da beraber. Zira karga denilen hayvanı filit Sıkarak veya tahtabiti tozu ekerek öldürmek kabil değildir. Silâh at. mak ise şehirde yasaktır. Demek ki; âharm oldürdüğü kargayı sa. tın alıp, borcumuzu eda edeceğiz. Şu halde avcılara Iş çıktı. Bunu işitince, vaktile Diyarba. İ ması, hali hazırda İlencil'ğin şahe. | GÖRÜŞLER İçtimai Yardım Zarureti /4.2.““ Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel pan yardımı organize etmek sulh zaimant için dahi zaruri bir iştir. Fakat dünyanın bir çok ki, sımlarında harplerin başladığı, yâ rın harp haricinde olan memileketle. rin de harbe sürüklenmesi melhuz olduğu bir devirde içtimai yardımı birinci plâna almak zaruridir. Bu hususta hükümetin gösterdiği fas lyet cidden şükranla karşılanacak mahiyettedir. Pasif korunma tedbir, leri için Dahiliye Veki aldığı tedbirler, halkı tenvir ve teşkilâtlan- dırmak için yaptığı teşebbüsler bu sahada atılması icap eden adımların süratle ilerlediğini göstermektedir. Halkevleri kadınları teşkilâtlan, dırmak için gösterdiği faaliyet te bu mahiyettedir. Şisli Halkevinin Er. zincan felâketzedelerine yardım için gösterdiği o harikulâde faaliyetten sonra, şimdi, Kırılay, Çocuk Esirge- me Kurumu gibi içtimai yardım şu belerinde bu Bayanlardan İstifnde için yapılan teşkilât ta memnuniyet- le kayde değer faaliyetlerdendir. Diğer Halkevlerinin de bu şekilde faaliyetler göstermeleri temenniye değer. Bütün hü. faaliyetleri sevinçle kaydederken, içtimai yardım saha sında alınması icap eden diğer ted- birleri de düşünmeliyiz. Sokaklar. a dilencilerin giinden güne çoğal, düşünülecek me- selelerden biridir. İş bulamıyanların, olaylık göstermeleri; için gazete idarehanelerine, belediyelere yaptık- İları müracaatlar da günlük mesele- lerden biridir. Dilencilerin sokaklardan toplattı. rılması, muhtelif tecrübelerden son- ra hiç bir fayda vermediğini ispat etmiştir. e Dilencilerin mahkemeye sevkiyle, on gün belediye hizmetle. rinde çalıştırılması da davayı hal için müessir bir tedbir değildir. Di- tamamen önüne geçmek mümkin olmasa bile, bu sahada alı- nacak tedbirler mevcuttur. Bu mese- le ile uğraşanların vâkıalara İstina.| den vardıkları hüküm şudur: Bizde iki sınıf dilenci vardır. Bir kısmı bunu kendilerine iş edindikleri için, eta bir ticaret şirketi gibi organi. #edirler. Minimini çocukları kucak.| larma alıp, kar Üzerinde acıklı bir » meydana getirip hal- kın merhametini istismar eden tüc-| carlar, diğeri de hakikaten zaruret- te olanlardır. Bunları sokaklardan toplarken evvelâ zaruretin mahiye. tinin lüzumlu bir teşhisini koymak lâzımdır. Bu da polisin yapacağı bir! Iş değildir. Bu toplanan dilencilerin) içtimai vaziyetlerini, ev şartların içtimai yardım müesseselerinin tet. kik etmesi, bunlara yaşıyabilecek birer iş bulması şarttır. Muvakkaten yapılacak yardım, zayi olmuş bir e- mektir. Ticaret yapanları, on gün belediye hizmetlerinde — çalıştırmak ta kâfi bir tedbir değildir. Bunları daha kuvvetli cezalara mahkâm et- mek, polisin şiddetli takibini tzer- lerinden eksik etmemek icap eder. Bir de iş bulamadığı için, kendine biricik meles tanıdığı gazete idare- hanelerine, belediyelere müracaat e- den, fakat iş bürolarının yokluğu yö. zünden hir netice alamıyanlar var. dır. İş bürolarının teşekkülü, beztin- kü şartlar içinde birinci plâna alına» cak işler mahiyetindedir. Belediye- nin giriştiği imar faaliyeti, bin bir meşguliyeti içinde bu büroların sür. İatle teşkil edilmesi güç bir iştir. Fa- kat ehemmi mühimme tercih nokta“ sından, belediyemizin bu noktaya de lâzım olduğu ehemmiyeti vereceğini ümit ederiz. Az zaman icinde bele- diyenin gösterdiği - faaliyetler bu ü“ midi vermiyo kâfidir. man Mersinde Bir İntilâk Mersin, 13 (A.A) — Bugün şehri- mizde Ziraat Vekâletine bağlı femi- gatuvar ilâçlanma dairesinde otak- iavda ameliyat esnasında bir infilâk vukubulmuş ve neticede binanın pencereleri otaklav kapakları ve pö mukların bir kısm; yanmıştır. Usta- başı helifçe yüzünden yaralanmış © lup, insanca zayiat olmamıştır. İlk Tedrisat Müdürlüğü Ankara, 13 (TAN) — Muarif Ve- kâleti ilk tedrisat umum müdürlü. Züne talim ve terbiye heyeti âzasın. dan Hakkı Tonguç tayin edilmiştir. ———— kırda ekrepleri bitirmek için Be- lediyenin bir kuruşa akrep satın aldığını gören iş adamlarının ak- rep üreterek sattıkları aklıma gel- di ve bizde de şimdi bir karga üret- me işi başlıyacağını düşünerek memnun oldum. Yalnız tekrar ha. tırlatayım: o Karga besliyenler, gözlerini korumalıdırlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: