2 Mart 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

2 Mart 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 2.3.949 2 MART 940 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi — e 00 Kn, 2800 Kr. mo * a9 «00 800 we » o * 1 Bene say say Vay Milletlerarası posta titihadınn dahil “imiyan memleketler için ebone Dedeli müdlet surasiyle 30, 16, 9. 4.5 liradır. Abone bedeli mesindir Adres değiştirmek 28 kuruştur Cevap için mektuplara 70 kuruşluk Pul lâvesi Hizımdır. GÜNÜN MESELELERİ Yerinde Bir Tedbir ömikek, Gazhane, ve Karabük koklarının memleket dahilin- de tevzi ve istihlikini temin etmek maksadiyle Etibank'la İstanbul Be. lediyesinden mürekkep bir teşekkül uş ve dünden itibaren, kok İs. tihsal eden bütün müesseseler, istih- sallerini olduğu gibi, Etbanka tevdi etmiye başlamışlardır. Kömürün, devlet eliyle satı nı anlatan bu haberleri, —delâlet et- tikleri mânayı düşünerek— mem- Buniyetle karşılamamak mümkün ildir. Hem kömür ihtikârına, hemde kömür israfına imkân bırakmıyacak olan bu tedbir, bizim, en fazla ihti. Yaç duyabileceğimiz günlerde, bu çok lüzumlu maddeden mahrum kal. mâmıza imkân bırakmıyacaktır. Dünyayı kapkara bir gözlükle gör- miyenler, bilhassa O Başvekilim'zin dünkü teminatından sonra, Türk milletinin bir harp macerasıma kapıl. maktan çok uzak bulunduğuna artık katiyetle inanmıştırlar. Kömür isra- meydan bırakılmaması kararı da; böyle bir niyetten çok uzak bu- lunduğumuz halde, her çeşit ihtiyat tedbirinin alımdığını gösteren küçük Jüyak bir çok alâmetler arasında. E, Bir harbe girmemiz ihtimalinden çok şükür uzak bulunduğumuz bir sırada, böyle en basit tedbirlerin bi. le alınması, milletin mukadderatın. dan mesul olanların, her hususta ne kadar titizce bir dikkat ve ihtiyat iklerini anlatan huzur verici deliller arasındadır. Böyle düşündü. ;gümüz- içindir ki, yazımızın başina kaydettiğimiz havadişleri, gönlümü- zü dolduran emn'vet ve huzurun bis. bütün kuvvet bulduğunu duya duya okuyuruz! 6 Mili Emniyet Yolunda Yine gazetelerde okuduğumuz ba. vadislerden birisi de şuydu: 4. Yari iyı içinde, halka pasif kom Tunmayı öğretmek maksadile birçok nü- Mune evleri yapılacaktır. Bu nümune evlerinden, şehrin hemen her kazasında bir adet bulunacaktır. Halk, bu evlere serbestçe girecek, ora- da gördüklerini kendi evinde de katbik e- decektir!,, Elk Biraz evvel bahsettiğimiz milli &mniyet ve huzuru arttıran sayısız “vesilelerden birisi de, bu tedbir. ve bu karardır. Gür Pedi Bugün, muharebenin, cephe geri. lerinde de, cephelerdeki kadar, hat. tâ cephelerdekinden fazla tahripkâr olduğu, münakaşa edilemiyecek dere cede bedihi bir hak'kattir. Bunun İçindir ki, bugün, Londra ve Paris «ibi, bir çok şehirler, alınmış bir çok tedbirler sayesinde, binlerce bom- badan mümkün mertebe az mutazar. nır olacak hale sokulmuslardır. Bil. hassa İnsanea, bemen hiç zayiat ol. maması icin, her çareye muştur, diyebiliriz. Biz de, ayni tedb'rleri almak ihti. Yatını göstermekte haklıyız. Yalnız, bu vesileyle, bundan evvel yapılmış olan “hava hücumlarından korun. ma”, ve “Bir hava hücumu vukuun- da ısıkları söndürme, tecrübeleri. nin de imkân nisbetinde tekrar edil. mesi lüzumunu da hatırlatalım. Yarın, çok büyük zararlardan ko. tunmamız iç'n, burün bu egzersiz. lerin bizden beklediği basit külfet lere memnuniyetle katlanmalıyız. Bunun içindir ki, bahsettiğ'miz tec- rüheleri ne kadar fazla tekrarlıyahi. lirsek, kendimizi, istikbalin doğurahi.. leceği tehlikeleri karşılamıya o de. rece idmanlı sayabiliriz. Şarki Karaağaçta Demir Madeni Bulundu Şarki Karaağaç, (TAN) — Maden Arama Enstitüsü tarafından yapılan sondajlar neticesinde, Felebeli mev- kiinde külliyetli miktarda ve nisbeti fazla demir madeni bulunmuştur. yşehir kazasındaki maden kö- ali havzasına pek yakın olması, bu demir madeninin ehemmiyetini art. başvurul. | TAN Muharrir, bu yazıda yeni hayatın esaslarını geniş halk kitlelerine telkin ve tamim edecek olan vasıtaların ehemmiyetini izah ediyor ve serinin son makalesini veriyor: o o ç Büyük Teknik: İtediğim meseleler şunlardır. o Radyo, Sinema Ve Matbuat undan evvelki yazılarımda, matbuatın, sinemanın, tad. yonun mahiyetlerini, mekanizmala rını, fayda ve zararlarını ayrı ayrı tetkik ve tahlil etmiştim. Bu meseleye ait olan bu son ya. zımda, —evvelki tetkik ve tahlil İerime istinat ederek— bu teknik. ler hakkında umumi hükümler ve neticeler çıkarmıya çalışacağım. Matbuat, sinemayı ve radyoyu, bugünkü bazı muzır tesirleri dola” yısiyle, mutlak «larak mahküm etmek, onlarla «lâkayı kesmek —ümkün olsa dahi— doğru oL maz. Çünkü bunlar, tam inkişaf halinde bulunan ve kendilerinden büyük faydalar beklenen teknik- lerdir. Diğer teknikler bunları ta. kip edecektir. Bunların inkişafla. rına, hamlelerine mâni olmıya te. şebbüs etmek ve bunları, ideal bir sanat ve ahlâk namına mahküm etmek, tevlit ettiği ıstıraplar ve sefaletler (o dolayısiyle makineye karşı yapılan hücumlar kadar mâ- nasız, tesirsiz ve zararlı olacaktır. Lâzım olan şey, bu tekniklere karşı mücadele açmak değildir; belki bunları, cemiyetin ve kültü. rün hizmetine koymak, balk kütle- lerine daha faydalı olacak hale ge. tirmektir. Bu üç tekniğin halk kütleleri â. zerindeki tesirleri tamamiyle ayni değildir; çünkü bunların mekaniz. maları ve hıtap ettikleri halk küt. İeleri tamamiyle ayni demektir. Matbuatın gelir kaynakları kıs. men, sinemanınki hemen tamamen müşterileridir; bu sebepten dolayı at kismen, sinema da tama şterilerinin tesir -ve -tabile yeti altındadır. Matbuat ve sinema demokratik. memleketlerde, binna.. zariye serbest ve müstakildirler, Fakat hakikatte, —bilhassa mat. buat— müşterilerinden ziyade, bir takım nüfuzlu şahısların, siyasi ve iktısadi teşekküllerin tabiiyet ve hâkimiyeti altındadırlar, Bu bakımdan radyonun husüst bir vaziyeti vardır; halka karşı diğer i ba hi l eknikten da- müstakildir. Radyonun inkişafı, lkın kendisine karşı göstereceği rağbetle o kadar alâkadar değildir. Fakat buna mukabil radyo, matbu. at ve sinemadan ziyade, hüküme- tin doğrudan doğruya kontrolü ve hükimiyet! altındadır. Bu üç tekniğin müşterek bir hu. Susiyetleri vardır; Gittikçe çoğa. lan halk kütleleri üzerine, uzaktan tesir yapmaları. | , sinemanın ve rad. yonun müşterileri olan halk kütlelerinin gittikçe genişlemesi keyfiyeti, iki mühim netice tevlit etmiştir: 1 — Bu tekniklere hâkim olan kuvvetlerin, halk kütleleri tüzeri- ne, bugüne kadar hiç bir devirde görülmemiş bir şekilde, muazzam bir hâkimiyet tesis etmeleri; 2 — Diğer cihetten, bu teknik. lerin, geniş halk kütlelerinin zevk- ie anayüllerinin, istekleri. çok tesiri altına L Bütün bu mi ai asal vaziyetlerini tetkik ede. İlm; Evvelâ matbuat üzerinde dura- hm. Halkin mukadderatına bizzat hâkimiyeti esasına istinat eden do. mokrasi rejiminde, günde iki mil yon nüsha salan bir gazeteye ya. hut bir kaç gazeteye malikiyet büyük bir iktidardır. “ Bazı siyasi ve iktisadi lerin müdafaacısı ve propaganda. cısı olan gazeteler, halka muayyen fikirleri ve kanaatleri aşılamak için, meşru veya gayrimeşru, ah- lâki veya gayriahlâki bütün vası. talara müracaat etmektedirler, Bü- yük puntolarla başlıklar, bol resim ve fotoğraf, heyecan verici hava. dizler, rezaletler, cinayetler, bun. ların başlıcalarıdır. o Hâdiselerin. muayyen menfaatlerin icaplarına göre tefsirini, vakaların tagyir ve tahrifini de bunlara ilâve etme- lidir. Halk, gazetedeki yazıları, fikri cehit sarfetmeksizin okuyup anla. mak istemektedir, Gözeteler, hal- YAZAN: Sadrettin Celâl Antel İ fade ederek, fikirlerin zahmetsiz. ce, kendiliğinden zihinlere yerleş. melerini, âdeta kafalara çekiçle kakılmalarını mümkün kılan her türlü tedbirlerden istifade etmek» tedirler, Çabuk ve satht okumak itiyadı. mı kazandıran ve kökleştiren gaze- telerin taammümündenberi insan. lar bir kitap üzerinde günlerce durmıya tahammül edemiyorlar; fikirlere nüfuz etmek, onları de. rinleştirmek, ve üzerlerinde durup düşünmek ihtiyacımı duymuyorlar. Burada, matbuatın muvaffakıye. tinin sırrı ve ayni zamanda hakiki kültüre yaptığı fenalığın mahiye- ti ile karşılaşıyoruz. Bugün gazetelerin büyük bir kısmı, bu hüviyetleriyle, zihni ata. leti tevlit etmekte, efkârı umumi- yeyi mutabakatçiliğe alıştırmak. ta, tenkit ve muhakeme kabiliyet- lerini körletmekte, hakikati ara: mak arzusunu yosunlandırmakta» dır. Burada esas mesuliyet, mekte. bin ve terbiyenindir; matbu olan herşeyi, şüphe etmeksizin, tetkik, tenkit ve tecrübenin kontrolünden geçim w. gibi kabul etmek zihni itiyadımı tesis edön tedris sistemindedir. BR Gâzetelerin, halkın alıştığı, hoş. landığı, fikri cehit sarfetmeksizin kolayca anlıyabilecği, tptidat ve a- di zevk ve temayüllere hıtap eden yazılarla dolmalarını bazı mütefek. kirler, gazetelerin —satış endişesi ile— halkın esareti altında bulun. malariyle izah etmektedirler, Biz bu noktal nazarı ve bilhassa gaze- tecilerin bu mazeretlerini kabul etmiyoruz. Halkın kültür seviyesini yük. seltmek ve siyasi terbiyesini te- min etmekten ibaret olan asli vazi. felerini idrak eden bazı gazetelerin pek âlâ, halk tarafından benim- sendiğine ve yaşatıldığına alt mi. saller vardır. Mptbüattan sonra, belki an. dan daha müessir ve daha büyük bir telkin kudretine malik olan sinema, halk kütlelerini fet- hetmiştir. Sinemanın kudretini ölçmek İçin, onun terbiyevi ve talimi kıy. metini, edebiyatın, (tiyatronun, plâstik sanatlarınki ile mukayese» ye lüzum yoktur. Teknik terakkinin sabit bir ka- nunu vardır: Cehdi ve masrafı or. tadan kaldıran her ihtira muvaf. fak olur, Kültürsüz Insana sineme, büyük bir fikri eehit tasarrufu te- min eder. Sabit bir işe ve bir yere bağlı olan fakir bir Insan için si. nemâ, hemen hiç masrafsız, $eya. hat etmek, âlem değiştirmek ve hayalen başka bir hayat yaşamak imkânlarını verir. Fabrikanın, mağazanın, Büronun esi- Tİ olan bugünün işçisi, yolunun ve ma- hallerinin esiri olan küçük burfuva, on ziyade, mubhayyilesini Obesliyen gıda yokluğundan muztariptir. Orun, tablat- le, tablatin sırları ve harikalarile be- man hiçbir temasi yoktur, Hattâ, k hayatları az çok inkişaf et- miş, malümatça zenmin olan kültürlü İnsanlar bile değişiklik ihtiyacını duy- maktadırlar. Bugünün insanlarının yaşayış tarzla ri, edebiyattan, plâstik sanatlerden 2i- yade, bilhassa alnema perdesinin tesi- rİ altındadır. Bir kitap okumak, bir tabloyu veya heykeli seyretmek, insanda bir takın mülâhazalar, arrular ve bulyelar uyan- dırabilir; fakat kilap ve tablo, muta- vassıt insanı tsmamile ikna edemez, bareket ve faaliyet üzerine büyük bir tesir icra edemez. Halbuki, bir filmin muvaffakayeti, kollektif bir müvafakat ve takdiri icap ettirdiği için, sinemanın telkin ve (KAA bir insan şöyle düşünür: (Ben de böy- le yaparak isterdim). Fakat filmi sey- reden insanda, çu kanaat basl olur: (Bu fikir tatbik ediliyor; ve tavsiye olunuyor, Binmensleyh taklit edilebilir.) Ve gayri çuurt olarak yap- tığı bir muhakemeden, kendi haystına sit ameli neticeler çıkarır, taklide yel- tenir, Bugün kadınların çoğu sinemaya, Paris "ibi büyük şehirlerde hami giyi- nildiğini görmek için gitmektedir. Mu- tavasnt kültürdeki kadınların zevkle rine istikamet veren, sinemaedir. Sine- ma yıldızlarının yaşayış terzile, en ele- gant kadınlar, şiddetle olâkadar olmak- tadırlar, Sinemanın, insanların, bilhassa mutâvassıt insanların fikir ve ya- şayış tarzlarına, içtimai telâkkile. rine bu kadar büyük bir tesir yap- maları kolaylıkla izab edilebilir, Sinema, herkes tarafından ko- Tayca anlaşılan muhitler ve tipler yaratır, Seyirci, bunlara nazaran kendi vaziyetini, kendi dur yaşayış tarzını ölçer ve mü eder. Ayni zamanda, sinemadoki ine göre cereyan etmektedir. Sinema, memleketleri ve milletle. ri tesif eder: Filân millet vahşt- dir, diğeri medenldir; filân şekil deki ev normaldir, başka bir şe. kildeki ev, nefret veya merhameti tahrik eder. Haftada bir defa sinemaya gi. den bir genç kız tasavvur edelim Senede—ekserisi Amerika mamu. lâtı olan— 50 film görecektir. İki Üç sene sinemaya devam ettiği tak. dirde, dimağında bir çok basari tecrübeler birikmiş olacaktır. Hiç bir kuvvet, o kızın bunlardan ken- di hayatına sit ameli neticeler çi- karmasına mâni olamaz. H““ sinemaya, ders almak, malümat (kazanmak için gitmiyor; eğlenmek, vakit geçir. mek, avunmak, başka yerlerde ne- ler olduğunu, neler yapıldığını ve nasıl yaşandığını görmek İçin gi. diyor. Halk sinemaya tehalükle, fâkat, zihnini yormamıya karar vermiş bir vaziyette koşuyor. Bu vaziyt, Balkta tenkit hissini ve'mu. kavemet kudretini azaltmak için kâfi sebeptir. Bundan dolayıdır ki bazı müte- fekkirler sinemanın, halk kütlele- ri için bir nevi uyuşturucu madde tesirini yaptığını, seyircileri, ce. hitsiz ve şuursuz reşksiyonlara a. lıştırdığıını, onlari zehirlediğini id- dia etmektedirler. sinemaya, tivat. rodan daha az kiymet verilmekte dir. Bu fikir, bir hakiket hissesi fastmak- ia beraber, oldukça mötalâğalıdır ve sinemanın mahiyetinde ziyade, göste- #len filmlerin mahiyeti ie alikadar- dır. Diğer cihetten, halkın en çok be- ğendiği ve zevkle seyr tiyatro pi- Yeslerinin halkta devlit ettiği reaksi- yonlar, mutavasmıt bir filmin tevlit et- tM reaksiyonlardan dibe yüksek de- Bildir, Sinemanm, #yatroyu gölrede birak- tığı, öldürdüğü de iddia edilmektedir. Fakat tyatro, sinemz meydana çıkma- dan evvel kendi kendini öldürmeğe barlamıştı. Son zamanlarda, itlerin belki en eskisi ve en popüleri olan ©- yatroyu, eski menselerine irca etmek #uretile canlandırmak için ba cesura- ne teşebbüsler yapılmaktaydı. Hakiki, modern tiyatro, ihtimal bu teşebbösler- den doğacaktır. Bu meselede hakikat pıdur ki, t- yalzonun en adi nevilerini kendine mal eden sinama, fens tiyatroyu tamim et- mektedir; ve bu suretle hâreket etmek- le, evvelce ancak (tiyatroya gidebilen mahdut insanların yerine, daha geniş halk kütlelerinin yevklerini bozmakta, Tâdla edebiliriz ki sinema, ona yaptığı rekabet dolayasil #ihden ayrılmıya ve hakiki tiyatro ha- line gelmeğe sevk ve mecbur etmek do- layısile — bilvasıta — kakiki tiyatzo- Dün (akişafına hizmet etmektedir. İlk film, 28 birincikânum 1806 de gös- terilmiğtir. Sinema ancak Umumi Herp- ten sonra inkişaf etmiştir. İstikbaldeki inkişaf ihtimelleri nâmütenabidir. Bu hususta bir fikir verebilmek için, Fransada nüfusun yüzde yedisi sinema- ya gitmektedir; Amerikada bur © TS dir. Avrupsdn bei dan daha az sinemaya eittiği anlaşılı- yor. Fakat bu halk, şehirlerin hemen n çocuklarım ve gençlerini ihtiva ektedir. Memleketimize ait istatistikler elimizde yoktur. Fakat kuvvetle tahmin ediyoruz ki, bizdede, bil. hassa büyük şehirlerde nisbet, A. merikanınkine yaklaşmaktadır. Bu demektir ki, sinema istikba. le hâkimdir. Amerika filmlerinin aksettirdikleri hayat tarrları, te. mayüller, zevkler istikbale hâ. imdir. R adyo, sinemadan çok daha gençtir. Fransada Eyfel ku. lesinin ilk konserleri, 1922 senesi şubatında dinlenmiştir Radyo da, sinema gibi, ilk ham. Vede kütleleri kendine eelbetmiş. tir. Müşterilerini bilhassa amele. ler, orta burjuvazi ve küçük şe. hirler halkı arasından toplamıştır. Münevver smıflar ve büyük zen. ginler, evvelâ onurla hic alikadar olmamışlar, onu istihfafla karsıla. en nihayet al sında da, ayni ruhi hâdiseyi. bu. Tuyoruzz Muayyen bir vazifeye, sabit bir yere bağlanmış olan bugünün in. sanının, doğrudan doğruya göre miyeceği ve tanıyamıyacağı âlem. lerle, cehtsiz ve &z para ile, temas ve irtibat haline gelmek ihtiyacı. Radyonun, sinemada bulunmı. yan bir hususiyetine, geçen ma. kalemde işaret etmiştim: Radyo sayesinde kadın kocası. nı evde tutabilmekte, fabrikanın veya mağazanın gürültülü haya. tından yorulan erkek te, evinde, rahat koltuğunda eğlenerek İsti. rahat edebilmektedir. Diğer cihetten, dalgaları ve is. tasyonları aramak tecessüs hissini tahrik etmekte; istendiği zaman, İstenen şeyi dinlemek iktidarı hâ. kimiyet temayülünü tatmin et. Radyo, sinömaya az, çok zarar vermektedir. Fakat, görme zevki çocuklarda, ; gençlerde ve kadın. ların ekserisinde dinleme zevki. ne hâkim olmasaydı, ona daha çok zarsrı dokunabilirdi. Radyonun, sinemaya nazaran, esaslı zaaf noktası, — parazit gi maddi kusurların haricinde dinleyiciden, bazan seviyesini a. şen bir anlama cehti istemesidir. Kabildir ki, istikbalde radyo, televizyon ile birleşerek, sinema. dan daha büyük bir tesire ve nü. #uza malik olsun Radyonun diğer bir hususiyeti ve 'faikiyeti de, hazıri kıymetin. dedir. Radyo vasıtasile nakledilen sözler, hasselerden ziyade, fikir üzerine tesir icra ederler. Bu $e. bepten dolayı radyo, ani bir su. rette geniş fikir harektleri tevlit edebilir. Halbuki sinema. buna muktedir değildir. Gösterilen bir film, De kadar yeni olursa olsun, hali, ak- tüel vaziyeti değil, maziyi temsil ve ifade etmektedir. Bu üç büyük tekniğe sit yazdı. ğım yazıları, şu temennilerle bi. tirmek istiyorum: Coğrafi ve siyasi hudutları asa. rak, insanları birbirlerile yaklaş. tırmayı, tanıtmayı ve sevdirmeyi mümkün kılan matbuat, - sinema ve radyo, beseri sulhe hizmet e. decek en kudretli vasıtalardır. Doğmasını sabırsızlıkla bekle. diğimiz yeni hayatın esaslarını geniş halk kütlelerine telkin ve tamim etmek, bütün dünya mil letlerini bu büyük ideal etrafında el YAY “Harp kararı WZn. Değil, Açık Verilir,; aşvekil Refik Saydam, evvelki akşam radyoda vatandaşları. ha verdiği nutka şu cümlelerle baş- “Bu akşam sizinle konuşmak İs- Başvekilin bahsettiği o meselelerib her biri o kadar mühimdir ki, bu küçük sütunda nutkun bütün muhte- vasını ihataya imkân yoktur. Ben sadece nutkun bir noktası üzerinde duracağım. Memlekette kulak gaz&- tesinin uydurduğu bin b'r şayla do. laşırken | Başvekilin Millet Kürsü. sünden değil, bir gazeleye beyanat şeklinde değil, doğrudan doğruya va önüne geliş'dir. Başvekili, bu şayiâ- larm dahilde ve hariçte uyandıraca- İn fena akisleri önlemek, yapılan iş- ler hakkında milletine doğrudan doğ ruya izahat vermek için mikrofon başına getiren ruh ve zihniyet, halk Başvekil, şayiaları tekzip ederken, açık, dürüst, beliğ bir sesle milletine hitap ederken diyor ki: “Vatandaşlarım, eğer o hükümet Türk rnilletinin “kendine mal ettiği siyasi istikametin İcaplarına uygun olarak, Büyük Millet Meclisinin tas. vibi ile alınacak bir kararla, çık olarak yapılır. Binaenale: İberlik veya harp ancak milli men- faatlerimize ve Türk vatanının 86 lâmetine uygun olmak şartıyle, üze. rinde durulacak bir karardır, Mil Korunma Kanununa uyarak alınan ve sırasiyle alınacak kararlar, sizle rin halde ve istikbalde bugünlerin tabii olmıyan şartları içinde sıkıntı çekmemeniz içindir..... Saltanat tarihinde girdiği barp- lerin sebep ve hikmet'ni sormıya sa- lâhiyeti olmıyan, harp kararlarını ancak ilânmdan 89: öğrenen bu millet için, Başvekilin milletine iza. hat vermek için mikrofonun önüne gel'şi nasıl tekâmül eden bir demek rasinin işareti ise, harp kararının an. cak Millet Meclisinin kararından geçmedikçe, milli menfaatlere uy- gunluğu tahakkuk etmedikçe veril. mülün bir delilidir. Tarihi karıştıracak olursak, hangi harp bu m'iletin veya Millet Meclisi. kararı almarak ilân edilmiştir. ilâ en yakın olan 1914 harbi da çen, senelerce, asırlarca hürriyet ke limesini telâffuzdan ; menedilen bu millet, ancak Cilmhuriyet devrinde dir ki, bu mazhariyete nail oluyor. “Harp kararı gizli değil, açık verilir, derken Retik Saydam, milletini h hakkında alınacak kararlara iştir: ettiren bir Cümhurreisinin kararım da bize tehliğ etmiş oluyor. Bu iti. barla Refik Saydam, harp mevzuü. bahs olduğu zaman, milletin kararı- nı alacağını söyliyen, bir harp muva- cehes'nde vatandaşlariyle acık açık konuşan Başvekildir. Bir halk hükümetinin Başvekiline yaraşan dâ | hudur. Artık tarihi ve maziyi doldurula- mıyacak mesafeler ve uçurumlarla arkada bıraktık. Kafası kızdığı için harp ilân eden pad'şahın, a uygun düştüğü için mille. sürükliyen oligarşilerin tarihi. ve devri kapanmıştır. Atatürk inkılâbının sağlam temeller üzerine kurduğu, İsmet İnönünün kuvvetlen. dird'ği halk hükümeti, işte bugün mikrofonun başına geliyor: — Sizin reyinizi, mümessillerini. rin reyini. almadan. kati ve zaruri bir ihtiyaç görmeden bu kararı ver” miveceğiz, diyor... Bu millet, Cümhuriyet devrin. den, halk hüküm idaresinden ev- vel, hangi Basvkili bövle karşısında bulmuş, bu beliğ, ve yüksek hitabı “inlem'ştir? teknik bize yardım edecektir. Mahiyetleri itibarile demokrâ- tik olan bu teknikler, — yirmi, 6- tuz sene evvel mahdut bir zümre, nin inhisarmda bulunan — beşe» riyeti en yüksek fikir ve sanat mahsullerinden genis halk kütlele rini istifade ettirecek eşsiz kül- tür vasıtalarıdır. Birçok zamanlar, insanlar ara. sında kin ve nefret ve düsmanlık hislerini yaymağa, iptidal ve adi fikir ve hisleri tatmine âlet olı bu üç tekniği, çok yakın bir istik. balde dünya sulhünün ve hakiki kültürün hizmetinde © görmek, dünyanın ( bugünkü (halinden. maddi veya manevi ıstırap çeken nların en büyük dile. Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel ? ul | | k/ tandaşlarına hitap için mikrofonun .) hükümet'nin zihniyetidir. » harbe karar verirse bu, gizli değil, “ miyeceğini tebşir etmesi de bu tekâ- a hi dahil olmak üzere, > Otokrasinin en müthişinden ge. kendi

Bu sayıdan diğer sayfalar: