11 Nisan 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

11 Nisan 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yİ 11.4.9409 11 NİSAN 940 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi — 1400 Ka 1 Sen 2800 Kr. m“ S-Ay #i0r.1* © " 3 Ay . ww ” 1 Ay :w * Milletlerarası posta itühadına dahil “imiyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 80, 16, 8, 8,8 Ulradır. Abone bedeli peçindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. için mektuplara 10 kuruşluk Pul ilâvesi Mazımdır. Mütekait ve Yetimlere Zam ükümet, eski kanun üzerine maaş almakta olan mütekait, dul ve yetim maaşlarına, yüzde yir- beş zam yapmıya karar verdi. Bu #üzel, ve yerinde karar, alâkadar Maaş sahiplerinin senelerdenberi sü. İP gelen şikâyet ve müracaatlarına müsbet bir cevap vermiş olması iti-| Mariyle takdir ve sevinçle karşılan.) Mya lâyıktır. / akat işidiyoruz ki, bazıları, bu Yam nisbetinin azlığından da şikâyet Şimektedir. Halbuki hükümet, sene. İmdenberi, eski kanuna göre maaş “lan mütekait dul ve yetimlerin 15- Uraplarını azaltmak, ve onlara, büt. Serin verdiği imkân nisbetinde bir m yapabilmek için, bir çok, for- ep müracaat etmiş, ve bütçeye bi İş için lâzım gelen tahsisatı koya. ek yolunda hayli didini ap gün, beynelmilel vaziyet > bir çok fevkalâde masrafları . arşılamak için, mevcut vergileri , yeni vergiler e le karşılaştığımız bir sıra. a, daha Herizizi siamek ta biraz msafsızca olmaz mı? Bizi fevkalâde masraflara sokan kli dünya buhranı muvacehe- *inde, bu zammı yapabilmenin dahi »e kadar güç olduğunu düşünmek, *lâkadar maaş sahiplerinin hüküme- Mazur görmesine kâfidir, sanırız. Bununla beraber, mütekaitleri, ta- 'Miyle haksız bulmakta da deği salar; memlekete o sönelerce hizmet TEE ermeni çe uç, uğrunda Yıpratmış fedakâr va. tayg aplardır. Fakat, bugün için, on. plân beklediğimiz şey, zamanın ha iyetlerini düşünerek, biraz da- şi, abur davranmalarından ibaret. Ne Devlet masraflarının normal “dde ineceği gün, elbette bu mesele kr nazarı dikkate alınacak, mü- ye dul ve yetimlerin, lâyık ol. şakları şekilde tatmin edilmeleri de “min olunacaktır! . Üniversite Talebe Talimatnamesi melimize, Üniversite Talebe Tali, inamesi geçti. Bu talimatnamede en lerin hangi hareketli in- Meya Cezayı müstelzim görüldüğü azılı. Biz, bu kisimdaki madde. isabetli bulmadığımızı gizliye eğiz, ley alebelerin, cezayı müstelzim hal. kağ, 72 fıkrada toplanmış. Bizim ten. okuyucularımızın. iştirak leri imMİZE nı erine, bu maddelerden bazıları- u, eri almamız kâfi, Mese. kay ebelerin, Üniversite heyeti ka şa “her ne şekil ve surette o tabi Ve itirar etmeleri, ve mu, takşı, Pir temennide bulunmaları ya- ya alebelerin, Üniversite heyeti, ve. » b heyetin kararı aleyhinde “her *ebep ve suretle olursun “olsun, 1 iyatta; “veya beyanatıa (1) bw İanmaları da memnudur. da madde, cezalandırılan tale. tİN; mahkemelerde haklarını a. alârinı da menetmektedir. m Bütün bunlar yasak olduğuna gö- hiç piebeler, hiç bir karar hakkında, hi,, 7 suretle, ve hiç bir makama Hdi etmek hakkına malik de. « Hattâ “bazı temennilerde,, Mamaları dahi muhik görülme ir. yazli, iiselerde bile, talebeler, ve mektep müdürlerine, ran şikâyet ve temennilerini Kalebei* söyl'yebilirler. Üniversite rinin, bu kadar sıkı bir istib. olayaltina sokulmalarının. sebebi ne ? Bizce, Üniversite talebeleri. i melerimden; kendi haklarını ara- May akn bile alan o talimatna, tarik dile muhtaç bulunduğu, Münak inkâr, ve gayrikabili asa bir kevfiyettir! ir a An EU Balkan Mektupları ROMANYADA YURDU MÜDAFAA SANAYİİ omanyada yurdu müdafsa sanayii, yani askeri sanayi çok ilerlemiştir. Ve bu ilerleyiş Sa Majeste Kralın devrine nasip olmuştur. Bir memlekette müdafaa sana- yii ne kağar kuvvetlenir, geniş. lerse öteki sanayi de o kadar te- rakki eder ve emniyet ali rer, Demek istemiyorum ki y müdafaa hususunda Romanya ha- rice karşı müstağnidir. Bunu hiç bir memleket: için söylemek doğ. ru olmaz. Fakat şurası muhakkak ki bu dost memleket yurdu müda, fan bakımınian pek çok esaslı ih- tiyaçlarını özünde temin etmiştir ve bunları tam milli bir vaziyete sokmuştur. Rumen askeri sanayi, inde bir tek ecnebi göremezsiniz. Ocakçıdan basmühendise kadar her şey yerli ve halis Rumendir. Braşov mıntakasında Kamat- ların plise. etekleriyle kamufle e. dilmiş askeri fabrikaların hemen hepsini serbesiçe ve etraflrca gez. dira, Çeşitli o mühimmat, top, tü- fek, hava bataryaları, tayyare, kü. çük büyük tank fabrikaları vesa- ire.. Kulaktan dolma malümat slsay. dım, onda birine inanmak müm. kün olamazdı. Fakat gittim, geze dim, gördüm. Trenler yanaşıyor, mamulâtı yükleyip (£ götürüyor. Bundan fazla'ne söyliyebilirim;” Derli toplu bir kava bataryasının iki dakika içinde mevzie girmesin âçılmasını ve ateşs başlamakını görmek pek zevkli oluyor. Bin beygirlik bir tayyare motörünün ucundan tepesine kadar bir fabri. kada yapılması herkese nüsip alin mazhariyetlerden değildir. Yun. Kere Yaya ue Gr Herman iSTOMİŞ VE bozuk, demode motörleri - sür- mek hevesine düşmüş. Tabii muvaffak olamamış Oradanda kovulmuş diyenler de var. Metrom'un yaptığı top mermi. lerinin tecrübe atışlarında bulun. dum. Avcı, keşif, bombardıman ta; relerinin yapılışlarını ve seri ha- Minde dizilmişlerini seyrettim, Malaksa mühimmat müessesesi alâmet bir şey. Bir baştan bir baza otomobiller bile yorulur, B» fabrikalarda top ve silâh namluları için müşkülpe. sentlik yoktur. Nasıl namlu olur. sa olsun yenilemek mümkündür. Yivsiz, eski namlu mefhumunu kaldırmışlar. * “Çekirdek namlu, denilen sisteme geniş yer vermek» Je müdafaa maddelerini alabildiği. ne çoğaltmışlar. Çekirdek namlu sistemini herkes bildiği için gizli- si yoktur, söyliyebilirim: Bir stl. hın yivleri silindi mi, e silâh çöp. lüğe atılmaz. Namlunun içi bir gü- zelce tıraş edilir. O çapa göre yep. yeni bir namlu. alınır, içine #oku- lur, marifetlice kaynatılır ve silâh yeni olur. Yani çekirdeği; bir ağız. İığa sizara geçirir gibi geçirirler, Gerçi bu namlu ilk dökülüşü gibi olmaz. İlk namlunun ateş kabili. yeti meselâ beş yüz mermilik ise bunun kabiliyeti üç yüzle dört yüz arasındadir. Fakat düşününüz ki, ambarda hurda kılığında kalacak bir namlu endahtı sıhhatli olmak şartile dört yüz mermi . küçük silâhlar için on binlerce - atabili. yor. Yüzde seksen bir fayda. Bu. na yeni dökülenleri de katarsak elde edilecek müdafaa âleti yekü. nunu tahmin etmek zor olmaz. İrili ufaklı tank, motörlü müda. faa vasıtaları hususunda da Rumen dostlarımız birinci plânda yer al mışlardır. Rumen yurdunu ve istiklâlini müdafaa için kurulan bu yepyeni müesseseler bazı iki, bazı dört e. kiple çalışıyorlar. Müesseselerin çevrelerine (o köyler, mahalleler, kentinler kurulmuştur. Bir işçi, bir teknisyen, bir direktör aylarca ve aylarca şehre gitmiyebili ve şehir aklına gelmez. Çünkü medeni ce. UAA İİİ İ 441444 PL Şe z — a 4 Ni F pi! EA Rumen ordusuna mensup kıtaal, Majeste Karolun önünde geçit resmi yapıyor miyetin bütün levazımı müessese. de vardır. Şu lükstür, buna ne İğ. tum var gibi demagojiys yer ver. memişler. Bunun yerine cemiyet hayatına yer ve itibar vermişler Altı bin: kişiden "fazla! çalışan: bir fabrikada, ocaklardan, tezzâhlar. Gun GEŞKi ŞUNUN” UN var tr YUZ ik “bir dans ve sahhe salonu, yedi yüz kişilik bir müzik sa. lonu, Projeksiyonlu dershaneler, Yüzme havuzu. Kütüphane. Müzik heyeti, Futbolden bilmemne böle kadar . adını sanını hattâ işitmedi. ğim - sporların her çeşidi. Temsil ve koro. Ve bunların hepsi de Hi. siplinn ve teşkilâta bağlı. Paydos veya teneffüs zamanları fabrika kapıları Haydarpaşa iskelesine dö- mer. Onlarca gazete satıcı deste deste getirdikleri gazeteler. bin. lerce satarlar. Yazan: Aka Gündüz urdu müdafaa sanayii yal nız bunlardan ibaret değil. dir, Askerin çorabından kazamat. teki döşek çarşafına kadar her sey müdafsa sanayli sayılır. Bunla. Til 'da dl tezgâhlarında motörü var. Ye Üstet e ve yaa güşi ni var Rumen kadını, yalnız güzel, yal. niz sevimli, yalnız neşeli değildir. Rumen kadını yalnız dansı, mü. ziği, - şarabı sevmez. - Rumen kadınının hepsinden üstün bir me. #yeti vardır: Rumen kadın: yur. düna ve ordusuna Tanriya tapar gibi tapar. En küçük ixi misal: Her Rumen kadını, askeri için yılda en az alti, en çok on iki çift yün ço. rap örer. Yelek örer, ellik 'örer, gömlek yapar. Bu, onun hiçbir ta. raftan, hiçbir emir almadan seve sevine yaptığı bir şahsi vazifedir. Bunun teşkilâtlandırılmasnı .da kendi temin etmiştir. Bu bedava armağan işi, onüri milli ahanesi öl. muş. Ve Rumen katımı, az çok has. tabakıcılık bilir, em değil, is. tekle, Bizdeki hastabakıcı hemşire. icre yardım heygilerine nasıl akn ha'inde bir istek varsa öylecesine, Bir yurdun böyle bir kadını ne şelenmekte, eğ'enmekte elbette yerden göğe'kadar haklıdır. Romanyada bir fabrıka daha var. dır ki, satıh mesahası bütün Ro. manyâdir ve işçileri aşağı yukarı milyonları geçer: El işler. Bu da teşkilâtlıdır. Bu da bir servet kaynağıdır. İnce el işi şık bir kadın bluzunu bizim para ile elli liraya almazsınız, üç, bilemedin beş lirayadır! Kısasını söyliyeyim, bugünkü Romanya müz!ği ile, neşesi ile, pa. Yasi ile baştanbaşa bir sanayi mem. leketi haline gelmiştir. Tuzlu suyun kıymeti gittikçe ar- tıyor, Bir kaç sene oluyor —o vakit burada da yazmıştım.— tuzlu si yun yorgunluğa karşı faydasını çok sena etmişlerdi, Sıcakta çalı- şan işçilerin, futbolde yorulan sporcuların bir bardak tuzlu sü ? içince yeniden kuvvet buldukları görülmüştü... Şimdi de tuzlu suyun bulanlıya karşı faydasını haber veriyorlar, Bulântı herkesin başına gelebi- lecek bir haldir. İnsan bir gün mü- tadından fazla (e yiyince —yahut içince— bulantıdan rahatsız olur. Bilhassa sinirli olanlar bulantıya çabuk tutulurlar, yemek yerken hava yuttuklarından' dolayı... Bayanlarda bulantı pek çok 0. lur: O günlerde, gebelikte, çocuk yatağında bir çarpıklık olduğu va. kit, böbrek yerinden , kaydığı va. kit, bülüğ yaşlarında, kadınlık has yatının sonbaharindi Çocuklarda da bulantının pe ka- dar çok olduğunu'bil'rsiniz. Çocuk fazlaca yemek yerse bulantıya tu. tulur. Solucanların başlıca alâ. metlerinden biri de bulantıdır. Deniz yolculuklarında, tayyare yolculuğunda bulantı —ve sonra. sı— pek olağan şeylerdendir. Bu zamanda deniz yolculuğuna, tay- yare yolculuğuna niyetiniz olmasa bile denizin pek dalgalı bir günün- de adalara kadar gidebilirsiniz... Onun için hatırmızda bulunsun. Belli başlı hastalıklardan ileri gelen bulantıları tabii saymıyaca. ğım. Onlardaki obulantıya karşı *nzlu.su kâr etmiyeceği gibi zaten BULANTIYA TUZLU SU © vakit bulantıyı kesip kesmemek hekim'n düşüneceği bir iştir. Bulantıya karşı tuzlu su kullan. manın fencesi onu mahsus âleti ile doğrudan doğruya kara kan dama. rına Şırınga etmektir, O vakit tuz- İu su kana karışınca bulantı he- men kesilir. Fakat bunu yapmak, tabii, uzun ve güç iş. Âlet lâzım, mikropsuz tuzlu su lözim. Şırınga yapmasını bilen hekim lâzım. Bunların hepsini bulamayınca bir bardakla büyücek bir kahve kaşığı yetişir. Bardak hacminin Üçte biri kadar —yüz gram— su. ya bir kahve kaşığı dolusu —heş gram— su... İlkin bunun dörtte bi. ri içilir. Ağzın içinde kalan tuzun tadını kaçırmak için de bir yudum tuzsuz su. Daha sonra arka tstü yatmak, vapurda olursa arkasına dayanıp rahalça ve genişçe oturmak iyi ©. Vur. Büyük yolcu *vapurlarında güvertede, açık havada, uzum is- kemleler pek iyi. On dakikaya kadar bulantı geç- mezse tuzlu suyun dörtte biri da. ha içilir. Arkasından gene bir dum tuzsuz su... Bulantının birin. ci dörtte birde geçmemesi nadir olduğu gibi, pek uzun sürse bile yüz gram su içinde beş gram tuzu onar dakika arayla içmek için #nü- ni yoktur. Meğer ki bulantı ehemmiyetli bir böbrek hastalığından ileri gel. miş olsun. O zaman da zaten hasta olan kimse kendi kendine hiç bir ilâç içemez, Meçhul Asker Âbidesi İsteniyor Şehrimizde bulunan bazı güzel sa. nat mensupları belediyeye müracaat ederek, her harpte bu mem'eketiş binlerce evlât feda attiğni iler sür. müşler ve bunlar namına meçhul a8. kor âbidesi ismile bir âbide dikilme. #'ni teklif etmişlerdir. Bu sanatkâr. ların fikrine göre, maçliul asker âbi. desinin şehrin en kalıbalık meydün- larından birinde dikilmesi doğru o. lacaktır. Meçhul asker âbidesinin Beyazıt, yahut Eminönü meydanlarindan bi. rine dikilmesi teklif ediliyor. Abide, ayni zamanda milletin dal, ma yanan, dalma kendisini hissetti. ren hararetini, enerjisini temsil et. mek üzere bir meşale ıle gece gündüz tenvir edilecektir. o—— İngiliz Şirketinin Mümessilleri Geliyorlar Balkan memleketlerinden Alman. yaya satılmakta olan muhtelif mal İarin satış ve sevkini önlemek, ayni zamanda bu memleketlerin ekonomik vaziyetinin müvazenesini temin et. mek maksadile İngiliz İaşe Nezareti. nin kararile teşkil edilen İngiliz En. ko şirketi mümessillezi ilk tetkikat ve mübayadti Yugoslavyadan yap» mak üzere Londradan hareket etmiş. lerdir. İngiliz şirket. mümössilleri müteakiben Bulgaristan ve Türkiye. ye geleceklerdir. İngiliz şirketinin. memleketimizden alacağı mallar hak. kında İngiltere ile iş yapan ticaretha, neler şimdiden tetkik ve temaslara baslamıslardır. GÖRÜŞLER Yaşasın Kral 7/4... Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Bree Kralı Kristüan, Al man akını karşısında muka. vemete dahi lüzum görmeden ülke- nin anahtarlarını müstevlilerine tes. Um etti, Üç milyonluk bir ülkenin, $0 milğon karşısında, denizin şürası- na, burasına bir inci buketi gibi se. rilen adalarını, topraklarını, çiğnöt. memek İçin boyun eğmesinde, his değil amma, kuvvetli bir mantık bu- labiliriz. . Fakat dava bu değildir. Bu küçük ülkelerin tek başlarına, bu decca) gi. bi gece yarısı şehirler, kilometreler işgal eden muazzam kuvvetler kar- şısında “biz bitarafır,, nidasiyle yap- tıkları istiklâl müd ları her halde topraklarının bu bitaraflık bandıra. sını çekmekle emniyet altında oldu- una inandıklarından gelmiyor. Bi. ribirini boğazlamak için biribirinin boğazına saldıran bu kuvvetler ar sında sandy'ç olmuş bu küçük tilke. lerin, 8 bir. anlaşmaya, tecavüze geçmedikçe, tehlikenin sınırlarına gelmiyeceğine inandıklarını fartet. mek te pek çocukcasına bir tuhmin olur. - Muayyen menfaatlerin müdafaasi için karşı karşıya geçen, cephelerini, harp hedefler ni tayin eden, bu heder te mak için her türlü kahir ve tedmiri göze alan bu muharip kuv- vetler karşısında, “bitaraflık,, bayra. ğı altında dâllerini muhafaza © demiyeceğini bilen bu milletler, ne- den cephelerini tayin etmiyorlar? (illet olarak menfaatlerinin hangi İdevletle birleşmekte olduğunu tayin. İden âciz idarecilerin elinde midirler? İBitarafları | koruyacak Beynelmilel hukuk kaidelerine, büyük devletle. rin küçükleri koruyan insani ideale. rine mi İnamıyorlar?.. Bu kadar tari hi tecrübeden sonra buna inanacak bir milletin mevcut olduğuna ina mak güçtür. Hepsi bil'yor ve iyi yorlar ki, harp başladıktan sonra, ne hak, ne hukuk, ne adalet, ne insani, yet, ne de küçük milletlerin menfn- ati ve İstiklâli mevzuubahistir, Eğer bu küçük devletler bu çarpışan bü- yüklerin arasında bugüne kadar ya. şıyabildilerse, yaşamaları büyükle. r.n menfaatine uygun olduğu içindir. Zararlı olmiya “başladıkları gün bü- yük kuvvetin küçüğü ezmesinde ne insani, nede medeni hiç bir mahzur yoktur. O halde niçin bitaraftırlar?.. Niçin kendi aralarında birleşerek küçük devletlerden müteşekkil bir vahdet yapamıyorlar?. Niçin (taraflardan birine temayül etmiyorlar? Çünkü müdafaa ettikleri menfaatler yalnız milletlerin menfaatleri değil, taçla- rın ve tahtların, bu tahtizrın etra- fında pervane gibi dönen, bu tahtla. rm yaşamasiyle hayat haklarını te- min edenlerin menfaati mevzuuba- histir. Dost sıfatiyle, düşmana çok kan döktürmeden kapıları açtıkları gün şehrin üstünde paçavralaşmış, fakat renklerini muhafaza eden bir bayrak sallanacak, bu iskelet olmuş istiklâlin üstünde bir taht, bu tahtın tacidarı ve peykleri yerli yerinde ka. lacaktır, zannediyorlar, Bugün bitaraf devletlerin hepsinin başında bir kral, bir hilkümdar v; dır. İcap ettiği gün fırkaları, mille yükselteceği sesi tora altında tek başına konuşmak hakkına sahiptirler; Krallar millet ler namına konuşarsa, ve azami kuvvetleri elinde tutarsa, milletlerin siyasi mukadderatı etrafinda verile. cek hükümler evvelâ bu tacidarların, sonra da bu tahtların etrafında taba. ka tabaka birleşenlerin menfaati he. sabınadır. Bu menfaat icap eti'rirse, susturmak, dikta. bir yana, icap ettirmezse, öteki yana döneceklerdir. Yaşasın Kral. Tevfik Fikret Mehmet Akif Kavgası Yirmi beş senedenberi geri ve weri fikir mücadelesini temsil e- den bu iki şair arasındaki kavga hakkında bir fikir edinmek isti. yenlere, Sabiha Zekeriya Sertel tarafından bu münasebetle açılan dava için hazırlanan müdafaana- meyi okumanızı tavsiye ederiz. Kitap halinde çıkmıştır. Fiyatı 5 kuruştur, Ahmet Halit Kütüpha- mesinde satılır, k LI Çocuk insanların çiçeğidir. © Seviniz oksayınız fükat öpmeyiniz. “ »euk Esirgeme Kurumü Genel Merkezi BL ay

Bu sayıdan diğer sayfalar: