21 Haziran 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

21 Haziran 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İç Senedenberi b... e. 1. , iründürülen B hisar Memuru arşımızda, yaşlı, hırpani kı. lıklı, perişan simalı bir a. var. Meyus bakışlı islak göz- İİ ağlamaktan kı Ya. ke bir yerde, gece yarın s0. ortasında yapyalnız kalmış çocuk masumiyetiyle hıçkırı- rmiş, İr, bu talihsiz vatandaşa, verebilecek bir covap bu. iş değiliz. Vâkıâ, İnhisar «5 inde, zavallı bir vatandaşa herhangi bir iğbirardan * senelere kin güdecek â| bulunamıyacağından emi. | 2kat yıllarca sıkıntı çekme. | binliği içinde, böylece bir düşmesini mazur görebi-| z bu saf vatandaşın, her mazur bulunduğu da aşi * Çünkü Mehmet Çavu Öğ ettiğini, elindeki kararla “e muvaffak olmaktadır. Sarlar idaresinin bu vatan- Yaziyetiyle alâkadar olm; İenni ederken, düşünmek. ki, bu, münferit bir vâkla İVuki bu kabil şüpheler al terefle kalkan vatandaşlı imaları ve haklarına ka. İmaları, o bugünkünden bir hale sokul- nkü aksi takdirde, beract kararlarına Andaşların hayati hukuku. W füli hürmet vazifemizi, İle görmediğimize o hük ten kurtulamayız. esinde yalnız şe- (1294) erkek ve te (6484) kız ve kek olmak üzere ( (14833) fülunduğu ve bunl, srdan Yılı içinde okullara çocuk miktarının İ den ibaret olduğu an, an- * Hilkst Garibesi İŞ» (TAN) — Kazamızin «İten köyünde oturan Yal * bir kısrak bir batında bir tay doğurmuştur Bu resimde, çift motörlü ağır İngiliz taşıdıkları bombalarla birli yareler, bombardıman tayyarelerinden birini gi te 10 tondur. İkisi pilet, biri topçu ve nişancı, birisi telsiz operati re 5 kişilik mürettebatı vardır. Son hava muharebeleri sırasında bu tayyarelerle yapılan hücumlar çok yoruz, Santte 200 mil süratle hareket eden bu tay. , biri de topçu olmak ü iyi neticeler verm Müttefik ve Alman Tayyarecilikleri Arasında rağ dersler havacılığın ya tedafüi veya taarruzi o- larak iki esaslı şekilde kul- lanılması lâzım geldiğini öğretti. Bu sınıflarda çalı- şacak tayyare cinsleri de kendiliğinden meydana çık mış bulunuyordu ünülebilir ki; müdafas noktasından bir tayyarenin has. mını kovalıyabilmesi ve mesi için süratli, avmı şaşırca. rek bir çok defalar ateşi altına slabilmesi bularmından oynak ve nihayet kısa zamanda hede. fe çok sayıda mermi gönlermek mecburiyeti dolayısile çok si. hi olması ieap eder. Bu va. sıflar ise ancak av tayyarele. nde vardir. O halde müdafaa yyareciliği denince düşünüle. cek olan avcılıktır. Taarruz tabiyesine gelince; buz da acak tayyare. n süratli olmasından ziyade uzaklara kadar çak yük taşıya- bilmesi lâzımdır. Bu hususlar, kombardıman tayyareciliğinde evcuttur. Bugün için bombar- rm y himaye kuvvetlidir. Bunun i- e bombardıman tayy rinin avcılar kadar süratli olma. Jarı icap eder. Ancak bu suret. ledir ki, iş birliği temin edile. cektir. Bu gaye sürat noktasın- dan iki smıf tayyareyi birleştir. mek zaruretini doğurmuştur. Müttefik orduların o Büyük Harp sonrası düşünüşlerine uy, gın intihap edilmiş hava tabi. ye sekli taarruzi olmaktan zi. yade tedafiil mahiyette idi. Ay- cılığın tam bir talim ve terbi. ye ve dolgun kadroda oluşu bi zim bu kanaatimizi teyit edebi ir. Komşu devletlere taarruz veya onlari istilâ gibi niyetleri balunmıyan müttefik hava kuy. vetleri memleket müdafassında olgun bir hale gelmişlerdir. lime hedesile si. hları tahdit edilen Al- manyada askeri | tayyarecilik teşkil ve tesis edilmiyecekti. Bu ar Pu resimde Bristol Blenheim adı ile tanman Ingiliz ayyarelerin. den birini görüyoruz, Sürati saatte 285 mildir. Bunlar gece ve gün düz uçtukları gibi, avcı tavyarelerile de dövüşecek kabiliyettedir. 1 karşısmdâ Almanlar iç ş memlekette ticaret hava- nı alabildiğine inkişaf et- iler. Plânörcülük, sivil klüp teşekkülleri yedek elemanlar yetişmesine âmil oldu. Bilhas. sa uzun mesafeli uçuşlar yapan hava yollarının pilotları, bom. bardıman tayyareciliği için kıy. metli birer unsur oldular. 'Ta. arruzi mahiyetteki hava kuv. vetlerine ihtiyacı olan Alman tayyaresiliği zaman ve mecbu. riyetile normal yetiştirmesini yapmış oldu. Birinin serbest, ötekinin kon. trol altında çalışması neticesin. de uçucu bakımından bir far. kın meydana gelmiş olm: tabii. karşılamalıyız. Müttefik orduların muhakkak ki olema. nı fazladır. Bu fazlalık avanta. Jını kâpamak hırsile on be: mi günde yetiştirilecek genç u. çucuların gözle görülür ve el i. le tutulur mahiyette bir val göstermeleri ve zafer kazanma. larını beklemek insafsizlık o lur. Bir pilot vasati olarak beş yıl. da ve on binlerce lira sarfile meydana çıkar. Böyle bir uçu- cunun âvlanması hiç te kolay değildir. Buna nazaran ber iki ordu. nun zaylatın: gözden geçirirsek rüttefikler lehine ve beşte bir nisbetinin altında kalan rakikam larla karşılaşırız. Harbin başından bugüne ka. dar geç 1 gözden çirirsek, Lehistan üzerine a. man vermez k hâdi: skınlar «da. rak Polonya havac:larma nefes aldırmadan ölümün kabul etti. rildiğini görürüz. Alman uçucu. lar: burada verdikleri malzeme zayiatından fazla kaybettikleri mütehassıs şahısların yerlerini doldurmakta güçlük çekmekte. dirler, Alman tayyareleri Garp cephesinde ordunun harekâtına müessir şekilde yardım ettikleri halde Almanların kati bir hava hâkimiyeti tee nin bir sebebi de yetişmiş ele. manların boş bıraktıkları ver. lerdir iddiasmda bulunabiliriz. Ancak müttefik filolarınn bil. li, yerinde müdahaleleri unu. tulmamalıdır. Bu hava birlik. lerinin pişkin uçucularma yar- dım eden dafi bataryalar daha ziyade yardımcı rolü oynamış. lardır. Muhakkak bir şey var. dır ki, bir hava harbinde zafer, piskin ve yetişkin olan tarafa göler., Erişilen nimet katlanılan kültet kadar olur. » Tay yaşamakta. Resimli Röportaj: bombardıman tâyyareleri görünün- tayyare dâfi topl u yüksekliğe gö- zılarının vurulmuş ve sakatlarımış sibi birden düşmeğe başladıkları Yerdeki topçu ise, havada kalan diğer tayyarelere ateşe de- eder. Bu nevi düşmeye “Pls ke - Dalıs” derler. Anlaşılıncıya kadar çok pahalıya mal olan bir hava hilesi: Pike hücum Düşen tayyareler yere yaklaşın cu birdenbire bombalarını birakıp nsğa başlar. Yukarı uçuş yapan İayyarelere olan topçu hileyi anlayıncaya kaf iş işten geçer. Fakat, şimdi topçu bu ihiimele göre hareket ediyor. s edemeyişleri © B ir tarafta harbin ilk gün. lerindeki yıpranmanm Mâfisinde karşılaşılan zorluklar öte tarafta talim ve terbiyeli ve hava harbinin iste, tah tin müdefaalarile mukabele kud tleri, Garp cephesindeki hakimiyeti üzerinde büyük rol. ler oynamıştır. Almanlar Polen. ya cephesinde bine yakın tayya. Te ve gözde uçucularile hava ha- kimiyetini çok mânalı ve şümul lü olarak kurmıya muvaffak ol. rdı. Ayni hareketi garpta idik iztkân b rant bulamadılar. Burada Alman ha. vactlarının enerjilerinden rb ldukları mâns- sından ziyade müttefiklerin uya prk bulunuşunu ve uçusu kad. rosünun dolgun oluş mek yerinde olur. Kullanılan tayyare vasıfları. Dın şahıslar kadar rol oynad ni hava harpleri meydana karmıştır. Bu. bakımdan uçon vasıtaların sayısı da t netice ifade etmez. Asıl m essir olar; silâh ve silâhların e sofıdı İman ordusunun en mües sir silâh: bor;bardıman tx reciliğidir. Elde bulunan tç tip teyyareden en kudretlisi olduğu edilen Dornler serisidir. vare hakikaten “yüksek evsaftadir. Tam mânasile mües. amayışının sebebini mı fiklerin müdafaasında ve bilhas sa ev tayyareciliğinin kabiliyet. Wi oluşlarmda aramak lâzımdır. La ACA Bugünkü Bulmacamız DE ee 5 bir nu düşün. SOLDAN SAĞA: Halk, im |2 — Üzüntü, işkence, dirmek. 3 — Lezzeti on riyede bir gehir şi. tâbiri - Dem Aldiyeti olan - Evin İleti - Parlatır, 9 — Veri zamir - Rütubet YUKARDAN AŞAĞI 1 — Bir kiz İsmi - deniz - Vakti bi erkek İsim v Hirne dir: lan fail, eski Bir çiçek. 9 — Rütuhet - Eksik deği! DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 1 — Gelen - Mey, 2 — Aciz - Ne- Leke - r.4 İlân - 8—Dâ -E 9 —Tin- ma, Müna. 5 — Çal Nihayet. 8 — Mum. ırlanmış cüzütamların çe. | a 1 2 NK | İs (4 İİ (vi ha I ıgillere hükümetinin düş. karşı biri de ka. man hücuml aldığ: tedbirlerden İdınları can kurtara, lerine şoförlük edebilecek şekilde »lmasıdır. üzerine bü. e etmiş İngiltere İ organ Ahireri yük bir t bütün müdafaa rasında can kurtaran otom. ri de harekete geçti Bir can kurtaran otomobilini idare eden kadm bu hâdise esna. lak! ihtisaslarını le anlatı. yor Sirenler ve zillerle sabah tç- te uykumuzdan uyandık. Fevka- Vide t Mer da benim gibi r şey olduğu muhakkaktı me atla biz toşkilâtm m teş şurada, çıkıyordu. İki yor, şehrin burada yangınlar aydarberi tayj Ja çınlıyor. O gece, yine arasmda iş başma gi- derken projektörler, bazan gözü- ün içine geliyordu. Böyle | ateş ve kaçışan halk arasından ge rek merkeze geldik. İçeri gir. dim ve yoklamayı yaptım. Her. kes orada idi, Hattâ hasta olduk. ları için mezuniyetle işten çika. rilmiş olanlar bile, Onlara son em ri verdikten sonra otomobille, mek üzere dişat a göre unutm); ayni sesler mi gilte , İlen objektifler hep bir noktada buluşuyorlardı. Burada bir tek tayyare vardı: Bu ateş ve cehennem İçinde bi. le manzaranın güzelliği bana peri masaliarmdaki hikâyeleri hatır- Isttı, Sanki bu. tayyare gümüş izerinde kayıyordu. İçi şet taşıdığını bir unutur gibi oldum. merkezine gitmekte olan bir çok | rastgeldim. | r olu. | otomobil. | GÜZÜME ÇARPANLARI v Yazan: Sevim SERTEL Bir Kadın Şoför Anlatiyor - Esrarengiz Ziyaretçi Tayyarelerin hücumları lü, Bir miktar yal Zavallıların bizdej medet uman bakışları vağği dö hu ki... Şimdi söylerken ükünette söyliyebilirim. tasinda hiçbir panik olma miŞLr. * * Esrarengiz Ziyaretçi I kikalar da nazırlar, gayet ranıyorlar, kendi olan adamları nezaret ali tuy onlarla her rlar. Bu arada gâğ yet tuhaf vasıtalar kullananlaği da oluyor. Meselâ geçen gün döj şöyle bir vaka olmuştur: Bir gece İng babriyelil, bir barda toplanmış içip eğleniğ yorlarmış. Ba orta yaşı kibar bir zat aralarına sokulmuğüu laşça kon! ngilterenin çok n bu sıra, dikkatli dava maiyetlerind masl geç ada onlarla gayet ark mıya başlamış. Hattâ onlara *çki iyice tütsü sonra onlara ısmarlsmiş. Başlar lendikten tlarından Tup olmadıklarını, bir şikâyetleri bulunup bulunmadığını sormüş. Wler de içlerini lar. 3 Bu yabancı zat herkesi birel birer gayet naziküâne dinledikten sonra sabahın geç vaktinde çi miş gitmiş Ertesi günü ayıJan bahriyeliler acaba dün gece bizim izi arıyan bu yabanc: Alman caz susu mu İdi, diye telâş etmiye başlamışlar. a Sonundu anlaşı! ki, bu esi arengiz ziyaretçi, İngiltere Bah riye Nazır Alexandr imiş ve bahriyelilerin yatağı olarak şöh-“ ret almış olan bu Union Jack ba. asa geçmiş el ağzı rına onlarla tet mak için gelmiş, LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ B Ingiliz tabiat âlimi Dalton kendisi kırmızı rengi demedi bu ha etiniş olduğundan o vakitte, beri kırmızı rengi göremiş lerin haline Dalton hastalığı derlerdi. Sonrada bu halin başka renklere de şamil olduğu anlaşıldığından şimdi ona renk. leri ayırt edememek hastalığı derler. Bu da pek çok defa soya ç ker ve hemofili hastalığı gibi ana soyundan gelir. Fakat ka- dınlarda, hiç olmaz denilecek derecede nadirdi adınları bu hastalıktan istisna etmesinden dolayı bazıları tabiate galanlı hassasını atfederek kadınları tuvaletlerini iyi © seçebilmek için renkleri de iyice ayırt et miye ihtiyaçları olduklarım söylerlerse de, tahlatin her işle kadınları daha ziyade himaye ettiğini açıkça tanımak daha doğra olur zannederim. Bu hi- maye de tamamen haklıdır, çün kü neslin devamını temin eden kadınlardır. ve —sebebini bir gün anlatacağım— insanlar bi balarından ziyade analarını evlâdıdır. Bu hastalığın bir kaç türl olur... Bir türlüsünde in bir rengi ayırt demez. Başkal rının renk dediği şey ona daha az veya daha çok parlak bir a) dınlık gibi görünür. Meselâ kı muzı renk daha karanlık ve m. vi ile lâcivert daha aydınlıktır En parlak hissi yeşile hakan sarı verir. Böyle hic bir rengi gü rememek pek nadir olur. Fakat ona karşılık renkleri biribirinden ayırt edememek istatistiklere göre yüzde en az üç kişide vardır. İstatistikler. den bazıları bu nisbeti yüzde on İkiye kadar crkarırlar. Bu kadarı ifrat sayılsa yüzde üç gene ağırea bir nisbet de- mektir. DALTON HASTALIĞI Bu nisbetin içinde bulunan insanlar renklerden bazılarım pek iyi ayırt ettikleri halde ba- zılarını farkedemezler. Göre- medikleri renk onlara az veya çok parlak bir ışık gibi gelir. ülemi renkler en 3i. yade kırmızı ile yeşil renkler. dir. Bazıları kırmızı rengi hiç hissedemezler. Onlarca kırmızı © hiç mevcut değildir. Yeşil rengi de pek hafif olarak ve zotlukla terler. nisi yalnız mavi öle sarı rengi görebilirler, leri göremezler onlara parlak, yeşil renk te sö- nük bir ışık gibi gelir. Bazısı da yalnız kırmızı ile yeşi görür. ler de mavi ile satiyı göremez. ler. Renklerin koyularını rinden ayırt ettikleri halde her rengin derece farklarını ayari edemiyenlerin sayısı daha ziya- dedir... Renkleri biribirinden iyice m yırt etmek —ressamblıktan başka, çünkü bir ressam rengi yanlış görse ve gösterse de one empresyonist derler— her mes lekte az çok Tüzim olmakla he. ber şimene”fercilikte kırmız” işaret esas old ndan ha has. talığı en ziyade şimendiler he kimleri ararlar ve tutulan, si. mendifereiliğe kabul etmemek te zaruret görürler. Bunda haklı bul klarını kabul etmek te zarı Gi kü bu hastalığın simdiki halde —maalsef— tedavi çaresi bulu. namamıstır... Renklerin arasın daki fark ta dalga farkı oldu undan renkleri ayırt edemiyen göz, her dalendaki van bir redve k şey demektir. de radye cihazları gibi taksitle almak mümkün olsaydı... Kırmızı renk © sesi alam. basn siki size bunlari başka renk. © 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: