31 Temmuz 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

31 Temmuz 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

31.71.39 paz 1040 LAN ÇAK BeneLi Ecnebi 2a00 Kr. 0 e Cevap için mektup- üre pul ilâvesi in hatırlerda bulunan tâmi. RU, Hava Kurumu, bütün va- Ataları srâsına katı fet eh zlerdi yet duz iç DİP zaman içinde, Hava Ku- inin, say hemen hem « Ve her gün, biraz dsba nen t ğimine göre, iş Yere olarak konul anl Pet yetiştirmek, iayyarc #â- am bile zordur, Çünkü, idrükleri pin bile çoktan kavradığı bir yu hakikati daha erkan idrâk n iler, havalarda bur el uğrunda hiçbir fedakâr- ersişlerdir. yi Bemen bütün mektep nim imtiham ver lerdir, Sovyetler, W Kİ İN 200 bine yi e! olmuşlardır. Berbin baş | Beg ta EN sahip olmak uğrunda se- MN mn Yolu tazimuzmzş millet kal ge tir: | he kal #syyarecilik mek» | ik Kurumu, Türkkuşu » 3 e bu ismin İd ime Balkanların en kud-| Mdusma gel iptir. Teert yi) NN sayım göğsümüzü emni-| tiharla kabartacek işti Ka buna rağmen, havacılığa rmmiyet vermek Müzümm çok daha emin bir istik- vk âzmimizin tahil neticesi- tükenmez feragst ve feda- &nelimize de kavuşaca- Va gyenin en kıymetli hiz- dan birisi olan Hava Ki derin — takdirle anıyor Bir Maid İn yemeğini yeni yolen sa. ie meşhur lokantasında yi. Öne kendimizi, Türkiyeğen de zürmettik:: Çünkü servis NN arasında, derdimizi an, Met Türkçe bilen yokta. So. | ,dik ki, lokantayı kiralıya l imi Maiyetine, kendi vatan, *etirmiş. Halbuki, Türkiye. Kemere salışmak ehliye. ni bulunan bir çok gar. | © bunlardan çoğu, bir çok iye bugtin iş aramaktadır. İNİ apt karstamda o müessesenin ie herşeyden evvel, kahınana mugayirdir, Her m Bsansnızı bilme, e da aykırıdır. Ki, biz, Bem kantna, hem deme Bh: bulunan ba va. İRİ temenni Üni bir va, | e nemin ğa EMİRİ neşre- ii nin & Üncü sa- r süt küçük bir te grafta, “Kuvvayi Mil zam rındaki fevkalâde hizmetine ka şik olmak Müdafaa Mil liye Vekâleti tarafından Demirci Mehmet Efeye Milis Alba si verildiğini okudi takdir dam, ş fa sevindim. Ren, dı çokları gibi, beraber müşahede dum Demirci Mehmet Efe, Yö Gökçen Efe rnda do; cevherin açılmakta olar mirci il en faal zamanında mak, onu tanımak, e fırsatını bul. rükali di zın işlen; teşkil ederler, yen köy enstitüleri bu dt mukavemet, yapmak vvsafı. na, psikoloji bakımından fevka- lâde ruh kuvvetine, sosyal bakım. lojik vasıfları bunlar, harikulâde ygusuna ve hür Yaşamak na sahiptirler. Hayat ve #larmın ve in de. —. E saretten dönüşte anamı An. şa nahiyesi camiinde. bul. dum. Bir gün sonra, yabancı dil bilene ihtiyaç olduğu için, Na- zili heyeti merkeziyesinde vazife aldım. Demirci Mehmet E- İe, bu zamanda Nazilli ve havalisi başkumandanı idi. Şöhret ve mu. en yüksek devrini hesinde düş- işti. Nazillide bir *, bu muvaffakıyet bana fevka. lâde garip görünüyordu. Kendi kendime, l bir adamın, dağ- dan inmiş bir şakinin başkuman- dan olması, idarel hükümet etme. si mümkün olur mu?,, Unutuyordum ki, her şekline ve mahiyetine gi ramanını ortaya çikarır. Yainı? ölüm ve karkunun hâkim olduğu bu fevkalâde günlerde,- Demirel. den ve Yörük Aliden. veya o ru- hu taşıyanlardan başkasının bal havalide, bu hâdiselere göğüs ger- ine imkân yoktu, Nazillide, caki bir ilk tedrisat müfettişi de. lâletile Demirciye takdim edil. dim. Zayıf, kısa, cılız hir şeydi. Fakat fcvkalâde çevik idi. Az söy- hâdise Viyordu. Elimi sıktı ve bana: — Senden bana bahsetti Fransız dili Biliyormuşsun, bi istihbaratta çalışacaksın... den İtalyanlar geldiği zaman, on- larla da konuşursun. Demirci, fevkalâde bir surette | vuzuhu sever, derhal karar verir ve hemen tatbik itiyadına sahip bulunurdu. En çok nefret ettiği kırtasiyeci ii Birgün zenne. dersem tahrirat kâtibi, kaymaka- mın birine yazılmış bir telgrafı imza için getirmişti. Bunda şöyle yazılıydı: “Cephedeki efradn ihtiyacı için kâzanızdan dört bin kilo buğday ve hayvanat için de beş bin kilo arpanın kısa zamanda gönderile. rek, nelicesinin bildirilmesi ve hemen sevkedilmediği takdirde, sebebiyet vereceklerin mesul ola. larmın icap edenlere tebi tip, telgrafı okuduktan son- ra Demirci kolunu kaldırarak: — Yahu, bunları o yazmasını bir türlü öğrenemediniz, dedi, bu| kadar mânâsiz şeyleri neden ya-| zıyorsunuz. Bolluk zamanda buğ- | nlar, arpayı da kâyvan| yer. Bunu bilmezler mi ki... Bun. ları telgrafa neden geçiriyorsu- nuz? Son “öndermezlerse, me- sul olunacaktır, diyorsunuz. Or. tada fol yok, yumurta yokken, ce- zadan bahsedilir mi? Bu işler böyle yürümez, şu telgrafı bir tarafa bırak ve kaymakama şöyle yaz: '— Kazanızdan dört bin kilo buğday ve beş bin kilo arpayı ö- bür gün Nazilliye ulaştıracaksın. , Bu kadarı kâfi, emirci Mehmet Efede dik. diyordum. , kah-) kat ve hafıza şayan: hayret derecede kuvvetliydi, Hâdiselerin — TAN Mili Müdafaa Vekâleti, Demirci Mehmet Efeye Milis Albay Rütbesini Verdi. Bu Yazıda Demirci Efeye Ait Bazı Hâtıraları Okuyacaksınız DEMİRCİ EFEYE AIT HATIRALAR Yazan: Asım Kültür akış, geliş ve oluşunu çok kolay. lıkla seziyordu. Ben, onun zekâ- sir: ve ciddi hâdiseler, hattâ da. valar karşısında âni ve'ba karar ve hazir cevaplığmı bi sa şu nâzik mülâkatta tanidim: O devirde, gi zilli ve havalişi başkumand. mirci Mehmet Efe il& konuşmak ş UT mas' çok muhtemeldi, Süvari za. biti gözüktüğü halde, bera dek* ata iyi binemiyordu. Bu mü. lâkatta ben tercümanlık yapacak- tım. Muayyen vakitte eve gittik Demirci, İtalyan zabitini çok sa- mimi bir surette karşıladı ve: — Dostlarımızı evimizde gör. mek bizi çok sevindirir. Biz Türk- ler, düşmanlıktan ziyade dostluğu severiz, dedi. Bu kabul ve sözler, zabitin çok hoşuna gitti. Sofrada şundan, bundan, eğlenceli şeylerden bah- sedildi, yemekten sonra kahveler içilirken, İtalyan binbaşısı söze başladı. Hulâsaten dedi ki: — Sözlerim hiçbir taahhüdü tazammun etmez. Sizinle konuş- mak ve sizden öğrenmek İstedi. Bim şudur: İstergiyadis, İzmirde- ki konsolosumuzu ziyaret ederek “Siz hemen arkamızdan işgale karar verdiğiniz takdirde, biz Ay- dmı tahliye etmek istiyoruz, Bu Suretle aramıza girer, bu cephede Türklerle çarpışmamıza da mâni olursunuz,, demiş. Yunanklar bu şehri tahliye ederler ve Aydın ta. rafımızdan işgal edilirse, itiraz et- miyeceklerini ümit etmekle bera. ber noktai nazarınızı öğrenmeyi faydalı bulduk. Buna ne dersiniz? Demirci, bu sözler karşısında kırbaç yemiş, çevik bir at gibi di. kildi ve bana dönerek: — Bizim oğlan, dedi, ona şunu sor: “İtalyanlar benim dostum mudurlar?,, Bunu aynen tercüme ettim.| Binbaşı derhal: ! — Ah, evet, dedi; ondan Şüp- he etmemek lâzımdır. Demirci; Bunun üzerine Suali de sor,, dedi: — Bir dost, diğer bir fenalığını ister mi? İtalyan binbaşısı buna da: istemez, cevabını dostun verdi Demirci Mehmet Efe, dedi ve bana — Şimdi söyliyeceklerimi ona söyle. “Eğer Yunanlılar Aydın. dan çıkarak, yerine İtalyanlar gi. Tecek olurlarsa, benim maiyetim- de çalışanlar bunu görünce, “bak Demirci Mehmet We yurdumuz. dan gâvurun birini çikarırken, yerine başkasını koyuyor,, diye. cekler. Tabidir ki, bu vaziyette ben: de bu makamda tutacak de- Rillerdir. Halbuki dostüm olduğu- nuzu ve dostlarının fonalıklarımı istemediğinizi 8 en sizler, bu halden siz de, benim kadar mem. nun olmıyacaksımız değil mi?,, Bunu da aynen binbaşiya ter. cüme ettim. Dinledikten sonra, Şaşkın ve durgun: — Evet, dedi ve konuşmayı kesti, kalktı, müsaade aldı. Yolda düşünceli ilerliyor, kendi kendine konuşuyordu. Bir aralık: — Demirci Mehmet Efenin tah. iz bir adam olduğu kolaylıkla! “tamam, İ Almanlar ve Fransırlar arasmda bir Milyoner - Gaz İmanya den iki olmakla beraber bir. leriyle çok İyi geçinenler hattâ sevişenler yok değildir. Bunun en iyi misallerinden. biri iki arkadaş, fakat düşman aslceri ara unda geçen ve bir çok mahallerde sakle, dilen bir muhaveredir Henrich ile Jacgmes Berlinde tam sekiz sene beraber ayni tıbbiyede okumuşlar. dır. Milliyetleri ayrı olmakla beraber ba iki arkadaşm tam $ sene içtikleri sü ayrı) gitmemiştir. Jacgües mezi: tan son, ra Parise dönmüş burada doktorluk yap. mıya başlamıştır, Beri tarafta Henrich te Berlinde bir hastaneye girmiştir. Zaman. la her İki genç te İyi şöhret yapmışlar. dır, Derken harp gelmiş ve her ikisini de askere almışlardır. Ve bir gün Jacgurs alayı ile bersber Almanlara esir düşmüştür. Dirinden fena halde yaralıdır. Fakat 24 saâttenberi düşman tayyarelerinin üzerlerine yağdı dığı cehennem, arkadaşlarının birer iki, şer yıkılışı kendi istrabından daha kuv, vetlidir. Fakat yarasın dolayı da onu hususi bir odaya koymuş. lardır. Nihayet onu muayene edecek dektor geliyor. Jacgues ona tekrar hayat vete, cek olan bu düşman eline bakıyor ve son, ra kafasmı ona doğru kaldırıyor. Gözleri çok iyi tatıdığı iki çift gözle kargılaşı. yor. İki ağızdan birden birer hayret mi, dası çikiyor, — Jacgu — Henricht İki çift el bir an için buluşuyorlar, Son, ra her taraf kararıyor ve Jacgses ötesini hatırlıyamıyor. Kendisinden geçmiştir, Bu son darbe hepsinden kuvvetli gelmiştir * Parasız Kalan Milyoner devet old ünyanın bu çok karıştığı günlerde vesaiti nakliyeler de güvenilemer bir hale gelmiştir. Gemilerin batırılması tyenlerin arsın kapatılan hadutlarda ta, kılıp kalması, tayyarelerin düşürülmesi Gibi tehlikeler karşısmda gerek seyyah, lar, gerek posta İntizamenı kaybetmiştir. Kabul edilebilir mi? dedi, Cevap vermedim, onü uğurla. dım, ayrıldı, gitti, Tabii bu vaziyetten mutasarrır olanlar çoktur, Fakat bu yüzden bazan acayip va, He Pransa bugün harbe, | gecen vahametirden | İki Asker Arasında - Parasız Kalan etedeki Resim gün Sofyaya Amerikalı bi ner gelmiş, fakat yarım saat liksiz bir adam variyetine Vaka şöyle olmuştur: Buraya İş için gelen bu zat tam Gelarlık seyyah çekiyle gelmiştir. düşmüştür 2000 Kend söylediğine göre yollara güvenmediği için bütün parasını çeke tahvil ettirmiş ve ya, nma yolda harcamak için ancak 100 dolar kadar nakit para almıştır. Maksadı Sof, yaya varır varmaz bunları değiştirmektir Fakat, yolların karışık! ikahı milyoner gibi banka da nazarı itibara al. maktadır, Bu yüzden de çek kabul et: mektedir. Eğer milyonerin parasmı tel, rafla Solya Bankasına nakletseterdi me, sele yoktu. Fakat şimdi banka ba çekleri hemen kabul edip milyonere para v memektedir. Zira bu çekleri yollıyaca ları va a emniyetleri yok, Ya tayya, ve yolda indiriliriş, Kimbilir? Evvelâ mil, yoner beklemeli. Bü'çekler Amerikaya dan çeklerin salimen muvasala, ıma dzir Sofya Bankasına telgraf çekilsin, ondan sonra milyonere çeklerinin Bili olan parayı verecekler, Yani, sözün kısası, Şimdilik milyoner Beş parasız kalmıştır. Atcsk Amerikaya acele çektiği bir telgrafla buraya parayı telgrafla gönderme! bildirmiştir. imdi oteldeki odasına kapanmış osu bekliyor varsın ini o Gazetedeki Resim neiltere adasının bu kadar doğru» dün doğruya tehlike ile karşı ması tarihte pek nadir teesöüf etti hidiselerden biridir. Bunu rik eden İngilizler de her e baş vurmuş! r pek iyi id- irlü teğbir- Bu meyanda ilk zda düşman hücumuna maruz ola3 şehirlerdeki çocukları toplamış ve bun- ları daha emin yerlerde kâh büyük m ere dağıtmışlar kâh da ait olan terdir, Bu arada Doverli bir kaplanın kı- 4 olan Janin'de iç İngilterede ufak bir kasabadaki bir yetimhaneye yollan, dadır. Burada yeni gelen ço- lk günleri Zira ana- bu yeni gelenlerle kimsesiz rucuklar birbirlerine evvelâ pek isina- kalara da tesadüf olunmaktadır. Meselâ ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA BIZDE TAKLIT izim çocukluğumuzda, “met- tah, denilen mukallitler vardı, Bunlarin en meşhuru met. tah İsmet merhum idi. Ben, bu a- damın pek çok hikâyelerini bü- yük bir zevkle dinlemiştim. Son. Taları, taklidin güçlüğü ve inceli. ği hakkında fikir sahibi olmıya başladığım zaman anladım ki, rahmetli cidden kâbma varılmaz bir sanatkâr idi. O kadar ki, on- dan sonra bir daha o kuvvette a- dam yetişmedi, Gerçi İsmetten sonra, bir çok mükallit ve mettah. Tar gördüm. Bunlarm arasında Süruri merhum gibi prolesyonel- ler, Kadıköylü Refik gibi ama. örler ve Nöşit gibi kuvvetli sa. natkârlar, hattâ Tahsin gibi pek kuvvetli mukallitleri yakından & tüd etmek fırsatını buldüm, Bun. ların her birinde emsalsiz kuvvet ve meziyetler müşahede ettim. Lâkin İsmet merhumun bunlara nâzaran en büyük üstünlüğü şu idi ki; rahmetli ne taklidi yapar- sa; şemailini, fizyonomisini der. hal o kılığa sokar, taklidi yalnız telâffuza değil, bütün bal ve et vara teşmil ederdi Ondan sonraki yeni ve eski bü. tün mukallitlerde maalesef ihmal edilen bu nokta, taklidin kiym tini düşürmüş ve onu maskara! baline getirmiştir. Bilhassa bu arada ısrarla yapı- lan bir hatayı zikretmek isterim, Bizim yeni mukallitlerimiz bir Çerkes, bir Arnavut, bir Yahudi, veya bir Arap taklidi. yaparken ona, onun söylemiyeceği sözleri söyletiyorlar. Onun taşımıyacağı fikirleri taşıtıyor ve bilmesine imkân olmıyan mevzuları mütâ- la ettiriyorlar, Gerçi bu ilk nasarus vuna Tayor. Çünkü tuhaflık nihayet, eski edebiyatta (terdit) denilen beklenmedik netice ve tavırlar- dir. Lâkin unutuluyor ki, taklit o- yerme Yazan : : B. FELEK başka şeydir, tuhaflık başka. Böy lece taklit rezil oluyor ve böylece Çerkesin, Arnavudun, Arabın de- mediği şeyleri, düşünmiyeceği dü. şünceleri onlara verince, işte bir tuhaflık, belkide rabıtasız bir gülünçlük peyda oluyor. Ne gibi? Benim baytarlıktan, Nurullah Atanın o bahçıvanlıktan, Avram Galantinin pehlivanlıktan, Peya. mi Safanm iktısadiyattan, Fazıl Ahmedin mihanikten, Yahya Ke- malin hesüptan, Ali Nacinin usu. lü fıkihtan, Çoban Mehmedin e. debiyattan bahsetmemiz gibi... Fransadan Haberler gem iki türlü Fran- sa var: Birisi işgal altında, Memleketin beşte üçü. Diğeri serbest. Buna göre de, orada iki hükü. met var; Paris bükümeti, Vichy bi meti, Paris hükümeti, Alman ordusı nun elinde. Vichy'de Mare Petsin var. Acaba Fransada ahval, efkâr ne âlemdedir? diye merak etmemek kabil değil Alman kontrolü altındaki rad. yo İstasyonlarından bir şey anla. sılmyor. İşgel altında olmıyan yerlerdeki haleti ruhiyeyi anlağ- mak için, son gelen bazı Fransız gözetelerinden bir, iki parça nak. ledeceğiz. Belki bir fikir #dinmaön imkân iehy — Mareşai Peten, Müryö Löb- rön'ün azimeti sebebile boşalan Sevin ye pavyonuna nakilden satfınazar et- mi< va tatinma vüsimdan him) olarak #kıntı ve teshhurlardan İçtinap için (Parkoteli) nde kalmayı tercih eyle- miştir. Fakat, bir takım meraklılarla dolu olan Parkotel'inde, Mareşalin dişi, gelişi, sofrada yemek yiyişi, elhasil en ufak hareketi bile bu meraklıların tecessüstin maruz olduğu için devlet | relsinin etrafında bir mahremiyet visİ fhdas olunmak lüzumu hissedil- miştir. Artık, Mareşalin masası etrafı” na mahirane surette konan bir takım paravanaların kırmak kretonları, bin Bir meraklı gözün tecessiis'ine sed çek- mektedir. Her gün bine yakın kimsenin gelip gectiği otelin holünde de Mareşali göz. lemiye gelen mütecessislerle hakiki iş adamlarını birbirinden çabucak ayırs- | cak tertibat alınmıştır. iyiece erici meşguliyeti sirasinda lin etrafında hayâ, sükün ve cemiyet tosssüs edebilecektir.” Fransanın Talihi ournal des Döbats yazıyor: Tabiati ve ahalisile Fransa devam ediyor. Çocukları ve top- Taği var. Yuvarlanmasım tacil e- den zaaflarına rağmen, olduğu gi- bi duruyor, Ayrılamadığı toprağı meziyetlerini muhafaza ettiği gi. bi, Fransız ruhu da esaslı b rile birlikte kudretini muhafaza ediyor. Fransız medeniyetinin feyizlen- diği pınarlar kurumamış ve bi mıza gelen'felâket bunları kur mamıştır. Fransanın mansvi fikri talihi” yaratma kuvvet kudreti ile dolu genç leketin talihidir. Vilâyetlerimizden bazıları mağ. Yübiyetimizden dolayı ağır surette musap olsa bile, fikir ve zekâ vi- lâyetlerimizin ve bütün cihanda malik olduğumuz görünmez sal. taratımızın zaafa uğramadığına ve hâkimiyetimizin vüsatini ifa. dede devam edeceğine emin bu- lurmaktayız. Her Fransız, bu sal. tenat ve hâkimiyeti, istilâdan ko. ve ve bir mem. | kadar da tümir edi mamışlardı timhaneye afih 87 zamanda y ca eden yavru ken namlan k cük Janin'in görü sofra üzerine açılan gazete kâğıdındaki bir resme takilm. vr. Bu ağzında pipası, başında kasketi, . Tanin hernen: — Ah babam, diye bir çığlık ve sonra Peimin alim #ıştr. “Dünkü büyük deniz yaralananları kurtarmak için gösterdiğ yararlık hayatına mal olan Deverli kap» kopar okumağa ba; muharebesinde Janin burdan Sitesini okuyamam: kırıklar için; maştır. A biç. apar r baba n üzerine k ev ir esiz çocuklardar lm: birisi ——— KARİ MEKTUPLARI | İhtikâra Karşı BİAT ve arkad vir mektupta deniliyör ki “217-040 Pazar günü erkadaş oirlikte Suadiye gazi aki târifede mese: h yata 1475 kuruş arak (lin edil ti, Kitaba uydürmak kabilin- n reddettik, ap sorduk. Mere olmad: 185 kuruş ald ondan aldığınız ia ile karakola gittik, Veriyeti anlat- tk. Komiser Necmi Gurdal bisi dinledi #mur Muharrem Kays zabıt bu Ga rinocular da inkâr edemediler, Karakol- &n bizim gibi birçok şikâyetçiler daha ardı, C r da zaptı imzaladılar. Uma * ki buna bir çare bulunur.” . Bir Lâğam Patlamış Bir okuyucu rı İmzasile sirtigimiz halde bizden iz, telefonla şu şikâyetini Hayriye binasının okağındaki tâ. " fa eve ve buçüne . CEVAPLARIMIZ : erk okağında Tayahatun mahallesi Fırın 0 numarada Nihet Uz'a: “Bahsettiğiniz şekildeki muhsberatta pul Nsakına Yüzüm olmadığını göre, size den pul yapıştırmanızın istenilmesi her rumak için mücadeleye devam et- melidir. bale bir yanlışlık eseridir. Maamafih, Bizce, hldizenin zam edilmeğe değer ta raf vektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: