28 Eylül 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

28 Eylül 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hi ad siblimin Esasları ğu Ni ği im, İm İ Ason & Türki ye BEDELİ Ecnebi 2000 Kr. 1 1 sene SAy 300 “zar: Ömer Rıza Doğrul “manyada icessiis eden yeni Tejimin esasları malüm. “bunu Romanya hükümeti. , İlinden dinlemek fırsatını *tmiş bulunuyoruz. Roman. ilg, sanda Nazırı bunları şu © anlatıyor: pe>İ <umen devleti vaziyeti. *rlis — Koma mihverine İs- t eden ideale. kığote otomatik bir surette #*tmektedir.,, ie Romanya totaliter bir tir. Orada diktatörlük hi Rg iter. Devletin mevcudiye- a mâ — Berlin mihverine İs- 4 “diyor ve kuvvetini bu mes, te aliyor. Kuvvetini bu mes- en aldığı için o mesnede tâbi da tabii görmek icap e- ve temayülle. e, Petler gi ileri Ari ol iğ ya, iktisadi hayatımı, ni e Meller Üzerine kuracaktır. iktsadiyatını bilhassa zira. çlinat ettirecektir. İYtseten mihverci, iktısaden şi olan Romanya mihverci. Yeni nizamına uymuş ve NİZAM çerçevesi içinde mev. Miştar, nı Banya hükümeti, yeni reji. la, saslarını ilân etmekle bunu MYar. hz ri bu beyanat malâmu ilâm tavlendir. Fakat malümun ir ilâmında da bir kıymet nkü bu sayede mihver aya » İtyüzü tam vüzuh ile an. ur, diğer totaliter ırkçıdır. Bu yüzden mıyanlardan ayırı. iy Vsillere ve Londra üzerinde şim eden hava harbi tek. « detlendi ve Manşın iki kı- i , “Yapılan topçu mübarese Büsbütün sıklaştı. ! slâr dün, İngiltere üzerin ve © Yakın tayyare kaybetti. buna mukabil, hiç şüphe lay ; İBsiltereye, mühimce 2a- | verdirdiler. et İngilizler “harbe devam Ve harbin sanunu getir- ay bütün Londranın dahi bi razı olduklarını harbinıy or. ayni zamanda ba. yağı azami ya bulma. wen, dayandıklarını ve | a sacaklarını büyün tattıkları | > Kat kat fazlasile düşman- Şattirark zaferi kazanmaya aklarını anlatıyorlar, * hi 3, İngiliz hava kuvvet. Bayazıt Sergisi ve Direklerarası.. ge yaklaşıyor. Beyazıt camiinin avlusunda sergi hazırlıkları var, Üniversiteye nâ- zır olan kapının yanına rejinin süslü boyalı barakası kurulmuş, onun altında Kirklarclinin meş. hur hardaliyesi damacanalarla si. şose Yazan: ir ULUNAY ......... ralanmış. Semaâverci scemin fağ» | kahveci mangalı konulursa bir furi kâseleri, tabakları camekânı | terzi dükkânı derhal çayhane olu. dolduruyor. Şedırvanın etrafına | verir.Daha eski zamanlarda rama çadırlar kurulmuş, altında tesbih, | zan günleri Direklerarasmda p sa olurdu.Abani sarıklı fesi kulak larına kadar geçmiş, tütünden mahrumiyet felâketile önü leni dalamıya hazır ihtiy karış kat: yakalıklı sucuk gibi dar pântalonlu altın gözlüklü, gümüş bastonlu beyler, çarşaftan kivir İçi Hacı Gaffar, Kâmil Ağa, Fey. yaz efendi, camlı çekmecelere meşhur Horozun, Beşiktaşlı Rıfa- tın, Eyyüplü Mehmedin, sırçalı sırçasız kuka, nâke, öd ağacı, nar çil, amber, ateşin, limoni, siyah kehribar tesbihlerini dizmişler.Ya | hudi Hayimin altın tesbih kamçı. lort kutularda. Avlunun tramvay yoluna bakan kapısının yanında Bodosun pastırmaları misk gibi çemen kokuyor. Tavstlardan kan gal kangal sarkan sucuklar yal. dızı kâğıtlarla varaklanmış. Bu- haralı Abdüssamet ağanın itriyat şişelerinin arasında her gün on İ. ki saat hacıyoğ koklamaktan bay gin gibi gözleri süzülmüş.Antika- ci Petrinin barakasında mükem. mel bir piryol saat kolleksiyonu, hesap işi örtüler, Bohem kâseler; çiniler Bir iki dükkân ötede Here ke fabrikasının halıları, Osman! kıvır saçlarını taşıran kısa pele.İz rinin altından gümüş gibi kolları. ni çıkararak ağır ağır yürüyen nazeninler! Ağzından salyalarını İçi yazılarla dolu pirinç (asa akı- tarak “Ol kesik başm hikâyesi, Hlâhisini rasttan okuyan meşin es. vaplı sebilci, arabalara aşk mek. tubu taşıyan ve dilenciden başka her şeye benzeyen kıvircik saç- hı Topal Macit Bey... Halk böyle su gibi akarak Fe. rah tiyatrosunda oyunlara bir iki akşam evvel başlıyan Manakya. nın kapısına asılan “Balmumcu. lar,, oyununun resimleri e» i az sakellr bir adam var. Ona Ee nisi nasıl: yapılır diye sor! der. O da çıkar; selâm verir: : —Affedersiniz efendim. Bizim bir arkadaş vardı. Aşağıda rast. geldim. Kendisine bumbar pişir. meyi salk vermişsiniz. Vakti yokmuş bana anlatamadı. Size gönderdi. Ne kadar zatımetse ba- na da tarif eder misiniz? Çünkü ben de meraklıyım da... Hiç bir şeyden şüphe etmeyen zat, bumbarı ona da tarif eder, Biraz sonra biri daha çıkarak bumbarı sorunca öfkelenir; fakat öfkesini belli etmemek için sab.| reder, anlatır ve artık orada dur. in iner ki, yirmi kişi a. şağıda bekliyor; her ağızdan: — Bumbarı bana da tarif eder| misiniz? — Ben de bumbarı ssyenizde öğreneyim. — Bahar ne kadar konacak? — İçi nasıl hazırlanmalı? — Soğanı nasıl Aoğramalı? Biçare adam hiddetten eli aya. ği saptr sapır titreyerek dışarı çıkmak üzere saldırırken peşin. dekiler bir ağızdan: — Bumbar da bumbar! diye haykıra haykıra cami kapısma| kadar arkasindan giderler. Biça- | Hayvan Dolu Bir Gemi - Bugünkü Londra Yöre şerlerinden kurtul. mak için İstanbuldaki kö- pekleri toplayıp Marmarada Ha. yirsız ada namile maruf bir kara parçasına nefyetmişlerdi. Bu. gün ise öğreniyoruz ki insanların şerrinden kurtarmak İçin İngilte. redeki hayvanları Amerikaya ka. çırıyorlar. Filhakika, bir gün sabah sabah Nevyork rıhtımlarına büyük bir szametle yaklaşmakta olan ufak bir vapurun içinden âcalp sesler duyulmuştur. Hemen sahil boyun yer altında sığınaklarda hazırlık. İar yapmaktadır. Hergün birsz daha artan tecrübelerile İngiliz- ler kış için dehşetli hazırlık yap. maktadırlar, Şehrin fakir semtin. deki halk tehlikeden masun zen- gin evlerine yerleştirilmektedir. Şark Londrasile Londrasi yani fakirle zengin tehlike anında birbirlerinin canımı kurtarmakla meşguldür. Bir zamanlar Londranin sefa. hat, eğlence yerleri olan yeraltı | kabareleri şimdi hep sığınaklara da bir kalkınma olmuş, bir gece| tahvil olunmaktadır. Fabrikala. evvel limanın olur olmaz delikle-|rın mahzenkrindeki sığınaklar rinde sızan serseriler, sabah sa. | şimdi amelenin gece İstirahatini bah inlerin, cinlerin hücumuna mi uğradık diye yerlerinden fır. lamışlardır. Bütün bu kargaşalıklarda W- man memurları istiflerini hiç boz madan sükünetle geminin iyice İ yanaşmasını beklemişlerdir. Zira onlar eyvelden haber almışlardır ki İngilteredeki hayvanları koru. ima cemiyeti memleketlerinin bi. çare dört ayaklı yahlüklar için tehlikeli bir hal aldığını görünce hemen hususi bir vapur angaje e- derek onlar; selâmet diyarı Ame. rikaya kaçırmanın yolunu bul. mus Nevyork rıhtımındaki liman memurları yüzlerle, (binlerle kedi ve köpek havlama ve miyav lâmalarının birleşmesinden husu, le gelen müthiş ve ürpertici sese «ehemmiyet vermemişlerdir. Zira onlar biliyorlar ki bu hay- Ağanm Bursa mamülâtından kı. | der, karşıda K. Hasan efendi “fi laptan işlemeli hamam takımları, | yatroperveranın arzu ve talepleri bürümcükler, sedef kakmalı na- ut, yahut “intika. lınlar, takunyeler... İzmitin piş. | mm lezzeti nam, maniyesi, Edirncnin devai miski, Cemelizadenin mozaikli yuvarlak | ki efe renkli misk sabunları. Avlunun |8öz Şararam H. bu akşam gözle- Sahaflar kapısının yanında meş. | rini gök yüzüne doğru kaldırarak re güç belâ evine kapağı atar ve | vanların geldiği diyardaki insan- bir hafta hasta' yatar. Biraz ken. |lar gece gündüz tayyare bombar. dine gelir. İdıman gürü'tüleri İçinde yaşadık. Bir skşam sofrada yemek yer. |ları halde yine kendi hayatlarına ken oğlu: İ ehemmiyet vermeyip hayvanları »& çoktanberi bumbar ye. | düşünecek kadar merhametlidir. medik, Aşçıya söylesenize, yarın | Eh öyle ise, Amerikalılara sadece akşam pişirsin! bu hadiseye gülmek düşmüştür. hur baharatçı Hacı Katakullinin acem çığırikanı kendine mahsus hüzzamdan bir makamla bağırı. Or: £ — Kukuli bahar! Kukuli ba. har... Çorba için, pilâv için, tatlı için! Kebâb işin, Kukuli, kukuli, kukuli bahar! Arada bir müşteri karışık ba. Mardan satm almak isterse O za- man her kaşığı kutuya daldırdık- ça adını da beraber söylüyor: — Sinâ, kinâ! Zencebil! Baharı atik! Yenibahar! Kırmızı biber! Siyâh biber! Pespase! Tarçın. Etralta müthiş bir uğultu! Her kesin elinde doksan dokuzlu tes. bihler! Satıcıların arasından ken- dilerine yol açıp geçmeye çalışı. yorlar! Sahaflar kapısından çıkacağım sırada ufak İşportasında çiçek suyu satan bir adam elinde gü. lâpdanla yüzüme su serpti, Kendime geldim. Avlu bom| boş. Elimi yüzüme götürdüm. U- fak kubbelerden birinin kenarın. da göğüs şişire şişire dişisine ka. badayılık taslayan bir güvercin rüyanın batırasından yüzüme bir İz biramış. yeri Direklerarasıdır. Çaycılar dükkânları boyamışlar. Ne ka- dar berber, aşçı mahallebici dük. m varsa iftardan sonra çayhane alacak, Dekor değişti. rilmesi gayet basittir. Sandalye. ler kalkar, peykelerin üzerine bir iki halı uzatılır. Duvara asılmak üzere bir iki levha, bir de köşeye inanıyor, İyop”t, Fu cümle ile hülâsa * “İngiltere, her Alman is en hararetli (1/ is- hazırlamıştır. , ryan #imdi, başka düşü- Bük nete zi eyer. ng, beni düşünmüyordu. N etini görecek şişeleri akla ve davetlere tifek ve akla pek meşguldü, weky'ye birer flober ANNİE VİVANTI — Oraya! Şöylel,. Şimdi tetiği çe- li gesi We sordun kirli Miüsabaksya o da| Ben, dehşetten irkilmiş ve rabıta mz, R — Hayır, hayırı Bana petlatma- yın, bırakmayın! Stahle Bazeviky o gülüyorlardı; bur, körlümi canım! diye bağırdı | Kocam ise, uzaklan bağırıyordu: » Sen lâ bir tüfek verdi, > Bravo, Mural Gayret! Patlat! de niacakmın, Eğer bü işte! Gözlerim kapalı soludum: başının üstüne bir el- | — Hayıri. Hayır! Kiyyom belik oyapaca- | Kıumıldamıya ecmret edemediğim için, hep öyle nişan alınm vaziyelin- i inde bir piştev bulunan | d7dl Seja ile, gülerek, öbür i a, ük, nda e, veğ Vasili sabırsızlandı: i — Pakat ne bekliyorsun? O raman Stahl'le Bözevsky'ye, ya- vağça: Biri kulsklarımı tıkasa, belki enmaretleneceğim. Herkesin alayı arasında Bozevsky arkama geçti, iki elini kulaklarıma koydu. Buna yavaşça, delice şeyler söylüyor, ensemdeki sicak nefesi be- nl fenalaştırıyordu. Stahl acele ediyordu: — Amma canım, patlatın artiki. Haydi, göyreti Vasili uzaktın haylırıyorduz ;ç Üyüncü şişeyi vuracak! Fakat Bozeviky, arkamda, boğum) V ap değildim. Kolum çer tutuyor, kendi ken- Yapsak, diye korkuyordum. yordu; Bozevaky ise, be- balye çalışıyordu, YA Yaya ll tatlı korkak! İşte. Böyle dlyetek karabinayı ka Sierimi yerlerine götürü * gibi yanan güzel yüzü, yenyakındı. Nesil nişan koy tteriyordu. Kıvrık saçla (tüfekten © duyduğum ), başımı döndürü- göğsündeki yağ tabakasmın altın. dan elile yüreğini bulduktan son- Ta “Kalbi viranım yanıyor. Yok mu bana rehmedecek!,, şarkısını otuz ramazan söyliyecek! * XX Bumbar Hikâyesi : kinci Mamhut zamanında pek | tanmmış nekrelerden Mürek kepçi Salih Ayasofya camiinde müezzin mahfeline çıkar. Bir ke. narda kendi kendine yazma kur'- aninr okuyan bir adam görür. ile bi a çekilerek bek. | ediniz. Kur'anı kerimi bir ziyâret edeyim! !Der, alır. — Ne güzel tezhip edilmiş. Hattı da fevkalâde Adeta insanın Şeyh Hamdullah diyeceği gelir! den söz lâyırdıyı döndü. rür dolaştırır, karşısındakinin ye. mek meraklısı olduğunu anlayın. ca: — Aman efendim der, Bende- niz bumbarı çok severim, Fakat nasıl yapıldığını bilmem. Siz bi- Miyorsanız bana tarif eder misi, niz? — Evvelâ barsaklar kazıtıp temizletmeli. Karaciğeri bol so. Zanla doğrayıp güzelce yağda ka- vurduktan sonra ba. harlamalı. Barsağa huniyi yerleş. tirip le ya- beyi feri) doldurmalı. Ondan son, is üzel kızart. güzel kıza, Salih eder ayrılır; teşekkür mahfelden ağıya İner inm e kadaşlarındanı rel — Müezzin mahfeline çık, Ba. AR çeviren £ RÜVEYDE SİNANOĞLU bir kıskaç içinde gibi sıkıyordu: tapıyorum... .. Bu kadar kuvvetli sik- Ve pek türlü törlü emesiyon'lar yüzünden hemen hemen ağlıyordum. Bicak sıkış hemen gevşedi, Bağırdım: — Amma hayır, böyle her şeyi du- O fınldadı; delirmişe benziyordu: — Ne duyuyorsun?, Ne duyuyor” sun? — Canım gürültüyü, Aş gürül- türünü duymak “istemiyorum, | Fakat böyle derken, tüfek patladı. Gğüsümde, omuzuma yakın yerde yumruk gibi bir şey duydum, yara- landım, zannettim. Halbuki tüfeğin! tepmesi İmiş, | Herkes gülüyordu ve alkışlıyordu, | Gözlerimi ihtiyatla açarak sördüm:| > Ne öldürdüm? Vasili bağırdı: — Üçüncü şişeyi, O derece mesutis ki, koptu ve Beni kucakladı, Fakat onun elindeki piş tovln Bozevsky'nin beni yıldırımlıyan kıskanç öfke bakışı, ruhumu yeniden şifte bir ürkme ile doldurdu, Derdemez hemen sofradan kal, kar, oğlunu evire çevire dövmiye başlar. Karısı: — Efendi, çocuğu niye dövü. yorsun, dedikçe: — İşitmedin mi? Bumbar, di- yor. — Bumbar demekle ne olur? — Ne mi lur? Onun ne demek olduğunu ben bilirim. Bumbar üzünden Ayasofya” camii bana Haram olda” EL EŞİN asası) ir Ermeni semi, 2 — bir meyva. 3 — Bir bay 4 — Demiryolu « Vöcur- 1 — Parça, kara parçası » sobada | yana 3 — Lühsa « semiz - Rizenin bir hecesi & Demiryetu « sahra 5 — Hane © more, Bir çif aleti » bir hayrat. 7 — Erkek « a kuba, çanak » nota 5 — İBlİk - bamız $ Bir sebe, O öğle sonu bir deli rüya gibi geç- ti, Vasili hemen de çabucak sarhoş olmuştu. Zaten hepimiz birçok acaip peyler içlik Kokteyl, mint - juleps, gin - slings, pousme-calliğş, Ameri. kada bulunmuş olan Grigorlevskajat. min hazırladığı esrarengiz halitalar, «, Hayal meyal hatırlıyorum: Biri saçlarımı çözdü, beni başımda bir e)- A le, parçalanmış gişelerin aranma karabina ile duruyor, beni nişanlı- Yor, Öbürleri bağırıyorlar, protesto ediyorlar... Bozevaky silâhi kocamın elinden Kapiyor, ikisi arasında kısa bir mücadele oluyor... Sonra kucuk» laşıyorlar, gülüyorlar... Şimdi Bo-! zevaky önüme geliyor, Yüzü hemen dikis; Vasili ateş ediyor, Kurşunlar başımızın dört yanında uçuşuyor; am- ma ben korkmuyorum; ağızı hemen hesnen benimkine değerek, bana” sa- tapıyorum, “demekte devam eden Bozevsky'ya ba- karsk gülüyorum, gülüyorum, Sonra yemek yeniyor; Bohemler gelip müzik çalıyorlar, Nihayet, ar- tık gece olunca, dişarı, nişan yerine dönüyoruz, Vasili, şişelerin yerine bir sıra yanmış mumlar koydurmuş, Bun- ları, düşürmeden söndüreceğiz. Bozevskp dalma benim yanımda. Ben atıyorum, atıyorum; amıma mum- lar, birbirine karışmış, gözlerim ö- (DEVAMI VAR) Malüm a.. İngilizlerin hayvan merakı ve sevgisi dünyaya nam salmıştır. İşte bu hadise de bu #evginin ufak bir misali, *» Bugünkü Londra aç haftadanberi müte. temadiyen Alman tayya. telerinin ziyaret meydanı haline gel halk artık yesi üzerine alarm düdükleri yal. nız bir dakika çalmaktadır. İlk zamanları halk bu sesi du. yar duymaz b kaçmaktaydı. Fakat şimdi kulak- lar bu, tehlike var, işaretine o ka. dar alışmıştır ki halk bunu sade. ce bir.ihtar olarak kabul etmekte | ve düşman tayyareleri bizzat u- fukta gözükünceye kadar işleri. ne devam etmektedirler, Telefon lar İşlemekte devam ediyor. Pos. tahaneler açıktır. Filvaki gece bombardımanlarına karşı müda- fan biraz daha güç oluyorsa da, onun da çareleri bulunmaktadır. Bugünkü Londralı bu işin uzun bir iş olduğuna kanaat getirmiş. tir. Ö derece ki sene başı için bile Bugün en sığınaklara| temin edebilmek içn yatakhane- | ai lere çevrilmektedir. Beri yanda hükümet halk için hazırlıkları yapa dursun, öbür ta- rafta Londralı kendini bu şeraite uydurmakla meşguldür.Tavuklar gibi erkenden uykuya varmakta, yine şafakta çalan alarmlar sebe. bile bu gümeş hayvanatile bers- ber kalkmaktadırlar. Böylece mu tad gece muhacereti başlar. Ev. lerinde sığınakları olanlar bod. rum katlarına, olmayanlar da en yakın umumi mahzenlere koşar- lar. Sabahın sekizinde, dokuzun. da sokaklar hemen hemen bom. boştur. Bu hayat bugün o kadar tabiileşmiştir ki, geçen gün tehli- ke yok işareti mutattan 30 daki. ka evvel verilince bir kapıcı: — Ne dersin, bu işte bir yan. lışlık olacak, diye açığa çıkmakta tereddüt etmiştir. Sözün kısası bugün günün üç- te birini yeraltında geçiren, bir ay içinde hayatında ihtilâl dene. cek kadar büyük değişiklikler 0. lan Londralı vardır. Bugün bunu vaziyet icab: tabi görüyorsa da istikbalde ne kadar büyük tesir. leri olacağını henüz sezmemek. tedir. İşte bu gibi değişikliklerdir ki, harpten sonra da devam edecek ve galip te olsa karşımıza içtimai bünyesi değişmiş başka bir İngil. ıkaracaktır. Şahane İngiltere ,. , Cibanşti- mul bir İmperatorluğun parlak mazisi , , “Tarihin en yerefli Safhası. 5 Zafer $eneleri Kraliçe VİCTORYA Rolünde Anna Neage Prens ALBERT Rolünde: Adolf Walbrook 1000,000 İngitiz lirasına mağ gö- müş TAMAMEN RENKLİ muh» gem bir Hilm, Önümüzdeki GALA OLARAK Sinemasında BAŞTAN BAŞA BİR HEYECAN KASIRGASI ve MEVSİMİN İLK TÜRKÇE SÖZLÜ ŞAHESERİ : $erlok Holmes (Kralın Hazinesi) Ayrıca; RENKLİ MANZARA — 2 Veni FOKS DÜNYA güzeteri maa Hüzün saat 1 ve 230 da tenzili Halk matineleri, iPE Sinemasında Bugün ASR ia a, KARA KORSAN 10.000 artisi ve fizüranın iştira- kile vücude getirilen o muazzam bir film, TÜRKÇE SÖZLÜ Rollerde : ROZALIŞ En parlak ve en güzel Aşk, Musiki ve Şarkı Baş Rallerde : ELEONOR POWEL ş EDRİK MARCH Ve NELSON EDOY FRANZ GALL Cumartesi günü saat 1 ve 3,30 da; Pazar günü sani 11 de Halk mati- MASMUAAMANMAMIN neleri, Dühüliye 10 Kuruştur, Prevezenin Hızırı ün Akdeniz fatihi Barbaros Hayreddinin asıl adile “Bizirrels,, in Prevezeye Hizir gibi yetişerek altı saat içinde 30 düşman gemisini çil yavrusu gibi İdağıtıp sulara gömd tarihi kut luladık. O vesaitsizlik içinde topu topu 122 gemi ile üç misline ya, kın bir kuvvetin içine dalmak İ- in, Türk gözü, Türk yüreği, Türk imanı lâzımdı. Garpte bü. yük amiral tanınan Andria Doria nın kadirgasında “MHizirreis, in açtığı delik asıri panamadı. Preveze zaferini Türk. İler Akdenizin mavi $ lalarile yazdılar. rin aksini Türk deni gün köpüklü dalgalarda okuyor- ır, Tarih, ruhunun dalga seslerini dinlemesi için Barbarosun öldük. ten sonra deniz kenarına gömük mesini vasiyet ettiğini kaydedi- yor, Ben bu sözde bir mahviyet görüyorum, Deniz onun ruhunu sade dalya seslerile okşamadı, O. na dört asırdanberi Preveze zafe. rinin destanını okuyor. Pek gençtim. Beşiktaş tarafm- da bir alay vardı, Halk geçecek alayı seyretmek için yollarda top. lanmışlardı. Yanımda çocuğunun elinden tutmuş bir bahriye zabiti de bizim gibi bekliyordu. Çocuk, bütün kü, rin herşeyi sormak ihtiyacında bulundukları bir yaş. ta olduğu için mütemadiyen baba sma sualler soruyor, o da hepsine cevap veriyordu. Zeki yavru bir. denbire ancak kubbesi görünen Barbarosun türbesini göstererek? — Baba bu ne? — Barbarosun türbesi oğlum. — Barbaros kim? — Barbaros biz bahriyelilerin İ piridir. Büyük bir kaptandır, Ak. deniz fatihidir, Çocuk düşündü! — Öyle ise onun türbesine yas kın yerde duralım. — Neden? — Belki birazdan alayla geçen. ler türbeye bakarlarsa yüzlerini iyi görürüz! Takvimci Karaciğerin Tesiri Verem bulaşık bir bastalıktar, omü başlıca sebebi mikrop olduğu yüpkes sizdir, Fakat bir hastalık sadece mik. roptan İbaret değildir, mikrobun b laşmasını kolarlaştıran yahut vöcudün | mikruplara karşı mukâvemetini karam İ sebepler de vardır. İ Bunların arasinda karaciğerin yor. İ gun olması, kifayetsizliği en önde ge İlir.. Alkol kullanmanın ekciğer verex mine yel açığını pek eskidenbeci herkes bilir. Halbuki alkol, kalori vermek bakımından kuvvetli bir gis dadır. Verem hastalığına müsait bine yenin sahihi de en ziyade beslenmiye ihtiyacı olduğundan alkolün verem ğına karşı faydalı olması dizim , Asim i İraciğer üzerine Karaciğeri yorar, metini kırar da ondan dolayı veremi hastalığının bulaşmasını kolaylaştırır. ir insanın karaciğeri ne kadar iyi . yolunda İşlerde, vücut verem hastalığma © kadar iyi mukavemet & ir. Karaciğere dokunan Şeyleri de bi, 3 En başta gelen alkolden son babarlı ve biberli yemekler, çek yemekler, her türlü yorgunluk lar, kederler, üzüntüler. Yazım çok sıcak olan iklimler. Karaciğeri yorarak verem hastalığı. den biri de ameliyat için uyutacsjı çlardır., Eskiden iyittiğiniz gibi, filâna apandisit hai Tapılmaş, all skciğerlerde verem maydana çıkmış, sörleri am İyat esnasmda hastayı uyutmaktan öle İri gelirdi. Onur için şimdi operati ler, verem hastalığını ileri tmiye mü sait bünyede bulunanlara ameliyat yapacakları vakit, pek ziyade fil mezlerse, onları uyut ce ameliyat yerinde hissi uyuştururlar. Veremle İreng hile bir wüetrin birleşince pek tehlikeli olur. Sebebi lar da karaciğer için a İbir sehir olurlar. Verem hastalığım Herletmiye müsait bünyede bulunanlar için bunun ehemmiyetini tabil takdir edersiniz: O bulaşık hastalıktan pek ziyade sakınmak lizımdır. gp TAKSİM SİNEMASINDA ses. Mısırlı San'atkâr FATMA RÜŞDİ'nin Herkesi Bilhassa Gençliği Alikadar Eden Şaheseri... SAADET YUVASI Çok alkış ve takdir kazanmaktadır. Gerek mevzuu ve gerek oyma, Baş itibariyle Hakikaten mükemmel olan bu filmde FATMA RÜŞDİ'nin Kalplere hrtap eden yakıcı şarkılarile Şark Sazı da seyircileri Heye- canlandırmaktadır. İlive olarak: Masırdan Tayyare ile geler Son Harp hatekâtmi gö- terir Sinema Gazetesi, © Seanslar; 11,15 (Tenzilât) — 1,4$ — 4,15 — 6,45 — 9,15

Bu sayıdan diğer sayfalar: