12 Mart 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

12 Mart 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AN ABONE Türkiye BeveL! Ecnebi 2400 1500 #00 200 1 vene Say 3 ay vay 1400 Ke, 740 400 0 BEYE EEE EŞE SESE Rİ Şa ŞE SERİLİ hy'nin Kararı: ransa, Amiral Darlan'ın dünkü yazımızda mev- hsettiğimiz beyanatı dol: le, yine ilk plâna geçmiştir, i Darlan bu beyanatında; Fransız vapurlarının mü: ine ve Fransızların aç « İn ölmelerine müsanı - tceğini; lüzumu takdirinde eşalden yiyecek nakleden ız gemilerini himaye için z filosunu (o kullanmıy; ade istiyeceğini ve Ame Birleşik devletleri büyük ini bu vaziyetten haberdar İtamanda, serbest Fransaya 2 von kental buğday gönderil « ine müsaade eden Almanya. nu ilâve etmiştir. gelen haberler, ın tekrar P: Amiral ise gir münasebetiyle, nların Ingiliz ve Fransız gemilerini çarpıştırmiya t etmelerinden endişe İz- #tmekte; Darlanm Fransa- Wİiaşe vaziyetini biraz düzeli- Suretiyle şahsi nüfuz k. ya çalış! ın manevrası bozmak için, ilen hakkındaki at ü değiştirmesi daha K olmez söylemektedirler. »fniz Kuvvetleri: beyanat ichy hükümeti Almanya ile askeri bir iş birli ya muvafakat ettiği tak » İngiltereye ne gibi zarar- dokunabilir? li hususta bir hüküm vere - Hek için, her şeyden evvel, in Vichy hükümetinin elin- lunan deniz kuvvetlerinin metini bilmek lâzımdır. ehassıslara göre di (913- 1914) te insa 12 tane 300 lük toplarla mi z bulunan Courbet ve Pa- #rhlıları Ingilizlerin elinde « (1915-1916) da inşa edilen 10 340 hk topu bulunan üç dan Bretagne bir iştial ne - li batmastır. Provence de Ikebirde batmıştır. Lor. Iskenderiyede İngilizlerin reti altındadır. 11037- 1030 da İTEN İŞMANLA in okuyucularımdan bir zat lık üzerine epeyce günden devam eden bu yazılardan inşa edilen — Zayıtlardan ne vakit bahse- , Vakıa kendileri va i okuyucularını Yazılardan, rok sıkıldıklarını de tahmin ediyorum, Onun *işmanlık üzerine söylenile- “özler tükenmekten o henüz olmakla beraber, bundan 4 zayıflardan bahsedeceğim. ak, sişman okuyucularım - Uyrılmazdan önce onlara se- Vermek vazifemi yerine ge- .*k istiyorum... 4manlık, ilerlemiş derecele- hastalık olur, insanı tehli- götürür, Fakat hangi dere- € olursa olsun şişmanlık in- Medeniyetinin eseridi: yabani de: te girmemiş in- nda, şişman değil, x6- denilebilecek derecede bile 26,500 tonluk ve $ tane 320 huk topla mücehhez bulunan iki arhhdan Dunkerguc, Merselke- birde batmıştır. Strasbourg ise kaçıp Toulona gelmiştir. (1940-1941) de hizmete gitme- Teri lâzımgeldiği halde hâdisat dolayısiyle tamamlanamıyan 35 bin tonluk ve 8 tane 38 lik topla mücehhez bulunan iki zırhlıdan Richelicu Dakarda bulunmakta- dır. Jean - Bart İse, Kazablan - kaya gitmiştir, Fakat bu liman- da bu zırhlının tamamlanması - nı mümkün kılacak tersane yok- tar, (1941-1942) de hizmete gire- cek olan Clemencau ve Gase - ogne zırhları ise tamamlanınış olmaktan pek uzaktadırlar, 7 ağır 11 hafif ki, cem'an 18 kruvazörden 9 tanesi Kazablan- ka ve Dakarda bulunmaktadır. dir. 2 tanesi Antillerde, biri Hin diçinidedir. Ikisi balmıştır. Bir tayare gemisi La Marti- nikte bloke bir haldedir. 32 tane son sistem muhripten 6 tanesi batmıştır. 6 tanesi İs - kenderiyede Ingiliz nezareti al - tındadır, Diğer 20 tanesi Vişi hükümetinin elindedi 32 torpidodan 12 si de Virhy hükümeti emrindedir. Denizaltılar hakkında malâ « mat yoktur, Hülâsa, bugün Vichy hüküme- tinin emri altında: Dünyanın en kuvvetli ve modern lıların - dan biri olan Strasbourg ile be- ruber 9 kruvazör, 20 muhrip, 12 torpito ve adedi malüm olmıyan denizaltılar bulunmaktadır. Evvelce Italyan donanması ile muvaffakıyetle karşılaşabilecek bir kuvvette olan Fransız donan ması bügün pek çok zayıflamış- tır. Fakat buna rağmen, büyük be Dalai m ğe istinat kuvveti teşkil "edebil . Bu deniz kuvvetlerinin mub- telif sahalarda dağınık bir halde bulunmaları keyfiyeti de, muh- temel harekât bakımından, ehem miyetli bir noktadır. Bu vaziyete göre, Viehy hükü- i Almanya ile askeri bir iş birliği yaptığı takdirde Alman- ya, Fransız donanmasından ne suretle ve ne dereceye kadar is- tifade edebilecektir?, Towlonda bulunduğu zanne » dilen Strasbourg zırhlısının bir kaç muhrip ve denizaltısı ile beraber Italyan donanması ile iş birliği yapması, İngilterenin Akdeniz hâkimiyeti üzerine mü- essir olamaz, Atlantik limanlarındaki kru - vazörlere gelince bunlar, Al - man denizaltılarına ve korsan gemilerine iltihak ederek Ingi - liz nakliye gemilerine daha faz- Ta zayiat verdirebilirler. Büyük Tehlike : Pp“ fikrimizce, Viehy hükü metinin Almanya ile askeri iş birliği yapmasında İngiltere i- çin en büyük tehlike, Şimali Afrikada ve Atlantikteki Fran- sız üslerinden Almanların Sü- fade etmeleri keyfiyetidir. Tu- nustaki üslerin Akdenizi ikiye ayırması, Atlantik üslerinin ise Alman denizaltılarına üs vazi- fesi görmesi tehlikesi mevcut tur. Bundan başka, Almanyanın (Devamı $ is 5 incide) KIR ŞAMİ RA SELÂM! olamazlar, yalnız mahsus besle- neler o semirirler, yağlanırl çünkü onlar da insanın medeni- yetinden istifade ederler. Her insarın İdeali, medeniyet- te silerlemek ve refaha kavuş- maktır. Şişmanlığın ancak refahla gelebileceğini düstinmek- te elbette tereddüt o etmezsiniz. Cok yemekten sismanlamak cok yiyecek kadar refaha nail olmak» tar. İçerden, bir hastalık netice iği vakitte de sişman Belki, refah icinde yaşa; amal. ra hürmet etmek baska'arının borcu değildir, dive düşünürsü- nüz, Fakat sismanlığın medeni- vet eseri olduğunu, medeniyetin gayesi de İnsanların refahı ol. duğunu kabul ederseniz, şişman- ların o gayeye yaklaştıkları da kabul edersiniz sanırım. Sişmanların çoğu hallerinden ıstırap çekerler, fakat sişmamlık medeniyeti ve medeni insanların varmak istedikleri gayeyi tem bir kimse bulunamamasıdır.. i, tabi hallerinde yaşayan da hiç bir vakit semiz eder... Galiba, refah diye arka sından koştuğumuz hal de isti. raptan başka bir şey değildir. Amerikadan İngiltereye sevkedilen tayyareler bir İngiliz limanın da gemiden karaya çıkarılırken Y ardım İâyihasını, Ameri- kan Senatosu, nihayet tasdik etti. Harp başlarken, her- kesin gözü Amerikada idi. Her- kes, Amerikanın ne yapacağını soruyordu. Fakat Amerika, 1940 Sonteşrinine kadar, hiçbir şey yapacak vaziyette değildi. Çün- kü ancak o tarihte, Reisicüm - hur seçimi yapılacak ve Ame - rikanın herhangi bir kararı ver- mesi, seçimden sonra kabil ola» caktı. Halbuki arada, Polonya or » tadan kalkmış, Norveç ve Da- Dimarka tecavüze uğramış ve Belçika ile Felemenk'e doğru tehdidin gölgesi yaklaşmıya ve uzamıya başlamıştı, İşte tam bu tarihlerde, Ame- Tikanın bu harpte ne yapacağı re ni âzami haddine var- e er matbuatı, Amerikanın hiçbir şey yapamıyacağını ve yapsa yapsa, geçen harpte oldu- Bu gibi, malzeme satarak zen - gin olmayı düşüneceğini ileri sürüyordu. Bunu iddia etmekle, Mihver matbuatı, propaganda yapmı - yor, büyük bir samimiyetle, dü- şündüğünü söylüyordu, Mihver, Amerikanın başka bir şey yapa- cağına, gerçekten kani bulun - muyordu. Çünkü ortada mühim engeiler olduğunu biliyordu Bunlardan birisi “Bitaraflık kanunu,, diğeri de, geçen harp- te borçlarını üdemiyenlere kre- di açılmasını meneden Johnson kanunu idi. Eğer Amerikadan demokrasiler lehine bir iş çıkar- mak lâzım ise, evvel emirde bu iki engelin ortadan kaldırılması icap ediyordu. Binaenaleyh, harbin ilk aylarında, bütün mü- cadeleler bu iki kanunun müdâ- afası yahut tenkidi etrafında çe» reyan etti ve Roosevelt, bütün göyretlerini sarfederek, ancak “lash and larry,, yani “ver pa- Tasını al nalı götür,, kaidesini vazedebildi. Bunu yapmakla, diğer iki kanunu, bir bakım - dan hükümsüz bırakıyor, fakat demokrasilere yapılabilecek yar» dımı, Ingiltere ve Fransanın te- diye edebilecekleri altın ve do - lar stokları ile tahdit etmiş olu- yordu. General Wavell'in Altın Saati en Britanya ordusu subay. larından Wawell'im, Polk tava'daki askeri manevralardan dönüyorum. Genç subayın vazih bir rus. çayla verdiği bu izahata Tağ- men Rus polisleri bu izahat kâfi görmediler. Bu yabancı as- kerin üzerini aradılar ve cebin- de kapalı bir zarf buldular. Bu zarfın üzerinde büyük harflerle şu bir tek kelime yazılıydı; “Hususidir.., Subay Archibald Wawelle Rus esrarina ait bir ; vesikavı çalmakla ittiham edilerek han- sedildi. Fakat Rusyadeki İngi- liz sefirinin devamlı protestola- ri üzerine yapılan yanlışlık an- laşılmış ve genç subay serbest bırakılmıştı. Yaptıkları hatayı tashih etmek arzusile Çarlık hü kümeti subay Wawell'e fevkalâ- de kıymetli bir altın saat hedi- ye etti, General Wawell bu saati da- ima cebinde taşır. Bu hüdisenin üzerinden beş sene geçti; 1916 senesinde War Türkiye İle İTTİFAK, Amerika İle İTTİFAK Dünyayı rahatsız eden dava- ların mahiyetlerini bilm ler, Ingiliz - Amerikan ii kının hakiki kıymet ve mânası- ni takdir edemezler, Ve bu ha- taya bazan şahıslar değil de, Almanya ve Italya gibi koca devletler bile düşebilirler. Fa - kat bu, Ingilterenin de ayni hataya düşmesini müstelzi değildir. Bizim görüşümüze gö- re, İngiltere, bu harpteki poli- tikası ile, tarihin kaydettiği en büyük diplomatik zaferler- den birini elde etmiştir. mke OLAY mi Burhan Belge | M ihver, Amerikanın yapa- bileceği yardımı bundan ibaret gördü. Bilhassa İtalya, Amerikadan daha başka türlü yardımların geleceğine inanma- dı ve Fransanın dayanamıy: ğını da kestirerek, harbe girdi. Gerçekten, “Fransa, akşama sabaha yıkılmak üzere idi. Ve bir gece, Başvekil Reynaud, A- merikaya hitaben kaleme aldığı meşhur istimdat sayhasını ko- pardı. Reynaud diyordu ki: “Demok- rasiler nâmma, ön safta döğü- gen Fransa, vazifesini yaptı, Fakat yaralandı ve düştü, Ame- rikan demokrasisi, bu ayni za- manda senin nâmma Yapılmış bir fedakârlıktır! Kendine gesi sen de vazileni yap!,, Bu hazin hâdiseyi takip eden haftalar zarfında, ingiliz ricali- nin de buna benzer sözler sar- fetiği görüldü. Zaten Fransa - dan önce, tek başına Chambe: İain de kapaklanmış ve genç ği, Almanyanın elinden silâhla- rını almıya davet etmişti. Bütün bu sözlerden, Ingilte- Tenin de mahvolmak üzere ol- duğu mânasını çıkaranlar. ol * du. Bunlar, aldanıyorlardı. Bü - tün bu gibi sözler, Amerikâya tevcih edilmiş gayet tesirli Bir propagandanın hisag hitap eden unsurları idi, Nitekim, bunun neticeleri gö- rüldü. Iki Cümhurreisi namze- di, yani Rosevelt ile Wilkie, se- şim mücadeleleri başlamazdan önce, Beyaz Sarayda birleştiler ve diş politika yani demokrasi- lere behemehal yardım husu - sunda mutabık kaldılar, * * akat, bu yardım, acaba nasıl yapılacaktı? İvgil - tereye kredi mi açılacaktı? Bu takdirde, geçen harbin alaçakla- rına daha korkunç ölçüde yeni alacaklar ilâve edilecekti. Ve, Amerikadan bakınca Ingiltere - nin iflâsı görülecek, İngiltere - den bakınca da, bütün impara- torluk servetinin, Amerikaya akoğ anlaşılacaktı, Ve bu su - ya Wall Streek mali ma- hafili, günün birinde “kredi had di aşılmıştır, artık yeni kredi a- çamayız,, diş ecek, yahut Lon - dradaki City “Ilâsa gidiyoruz harbe nihayet verelim!, diye haykıracaktı, Mihver, bunu bildiği ve bumu beklediği için, telâişa düşmü - yordu. Bir ikinci tedbir olmak üzere de, Amerikadaki tocerrüt taraftarların ürkütmek ve yıl di gayesiyle, “Almanya - Jâponya,, o arasındaki “Uçüzlü ittifak,, ı, tantana ile ilân ediyordu. Bu esnada, Ingiltere, elinde mevcut altın ve dolar stoklarını, Amerikan silâh sanayiine yalı nyor, teknik ve mali mütehas- Sıslarını gönderiyor ve hiç ol » mazsa, Amerikan silâh fabrika- larının tevsii işini hallediyordu, Ayrıca, Amerikadaki diğer #a - nayi şubelerindeki hisselerini satıyor ve bunların parasiyle, harp sansyiinde hisse sahibi o- Tuyordu. AMİ Yazan: “Sevim SERTEL well Kafkas cephesinde Ruslar- la döğüşen orduların kuman- danı olarak Rus cephesine gön- derildi. Bu esnada Weweli bir Rözünü kaybetti. Onun askeri hayatı 1901 se- nesinde Transvaal'da başladı. 1908 de Hindistandaki ordular- da döğüştü. Harp sonuna kadar Mısırda, Kücük Asyada bir çok vazife lerde bulundu. Bu arada Lib- ya çölünde çikan büyük bir İ- talyan isyanını bastırmak kud- retini gösterdi. O zaman bu or- dunun başında General Grazi- ani İsminde bir kumandan var- dı. Tesadüf bu iki hasmı bugün yine Libya çöllerinde bulüştur- muş bulunuyor. Iki "milyonluk birpul: ugün Nevyok'un meşhur detektii bürosu şefi Bar- nes'in odasının kapısı aç'ldı ve içeriye yine o şehrin tanınmış avukatarından biri girdi. Gayet bufif bir sesle; — Çok emniyetli bir detek- tif istiyorum, dedi. Yapılacak is gayet mühim ve ciddidir. Mut lak surette mahrem olmağa ih- tiyae vardır. Size güveniyorum. Hakikaten bu'isi büvük bir süküt perdesi - #eiehsafrla yaptı- lar, Fakat öğreimeğirekiina ko- vandan hie bir şey gizlenemez. Bu detektifin Avustrslyaya ka- dar beraberinde götüreceği bu sev gayet ufak bir N6 parca- sı; kıymetli bir puldu. Onu A- vustralvada bulunan yevi sahi. bine teslim edecekti. Bu kü- cük fakat nadir kâğıt parcası- nın 2 milyon franklık bir kıys meti vardi. Bu pul 1856 senesinde Föle- u, mühim bir tedbir idi Ve, hem City bem Wal Strert mali mahafilinin, tasvi bine iktiran ediyordu. bu suretle tevsi ve yeni tesis iş leri halledilmiş, hattâ işletme sermayesinin dahi büyük bir kısmı temin edilmiş oluyordu. Şayet, Amerika hükümeti, In -| giltereye sadece kredi açacak Olursa, o zaman bu kredi ile İngiltere, sermayedarları hem Amerikalı hem İngiliz olan A - merikan fabrikalarından, imü- him miktarda herp malzemesi|© kazan -|* mak ve demokrasileri kurtar -|5 alacaktı. Fakat harbi mak için, bu kâfi değildi. In - gilterenin, Amerikan devleti -| nin ve bu devletin silâhlarınm da fili yardımına ihtiyacı var - dı. Oyle bir anlaşma yepilme- b idi ki, verilecek silâhlerın ne miktarında, ne de nev'inde da- vayı sıkıntıya sokacak bir tarsf olmamalı idi. Ve aynca da, :ki devletin umumi politikaları sında kat'i bir ahenk'e iht: vardı. İşte bu noktada, Reisi- eümhur seçimi ve bunun neti cesinde Roosevelt, tarihi bir rol oynudu. 1. Iki devlet, her iki küre hakkında mutabık kaldı - lar, 2. Hortum nazariyesi ile, A- merikan devleti, harp masrafla- nnn muazzam bir kasmuru biz-| zat kendi üzerine aldı. 3. Amerikan kararı ve Ame-İj rikan yardımı, mali muamele - lerin sefil kazanç hesaplarından kurtularak şerefli bir devlet ha- reketi, daha doğrusu, bir itti - Pası İak mahiyeti iktisap etti, ** şte, Senatodan geçen lâyiha, bu mücadelelerin sonunda elde edilmiş bir muvalffakıyet - tir. Şimdi: İ. Iki devlet, her hususta yan yana yürümektedir. 2. Amerika, kendini, harbin sonuyla doğrudan doğruya alâ- kadar ilân etmiş ve mihveri be- bemehal mağlöp ettireceğini söylemiştir. 3. Amerikan harp sanayii en yüksek randıman ölçüsüne çık- 4. Para ve tediye meseleleri bir kalemde halledilmiştir. 5. Amerikg denilen muazzam varlık, hudutsuz ham madde ihtiyatlarını ve servetini, tera - zinin İngiliz gözüne atmıştır. Ingiltere, neden Norveçi, Al manyadan önce işgal etmemiş tir? Ingiltere, neden bitarafla - Ta hürmet etmiştir? İngiltere neden Bulgeristan üzerinden ge çerek Romanya petrollerini a- teşlememiştir? İngiltere neden, barekette, hep geç kalmış ve birçok politik ve askeri mevki- leri elden kaptırmıştır? Bütün bu süalletin bir tek cevabı vardır: Çünkü Ingiltere, bütün diğer ittifakları ihmal e derek Amerikanın ittifakım a- Tamıştır. Ve bunda, muvaffak olmuş- tur! Bu ittifak bu kadar mühim midir? Dünyayı rahatsız eden dava- ların mahiyetlerini bilmiyeni İngiliz. Amerikan ittifakının hakiki kıymeti ve mânasım tak- dir edemezler. Ve bu Nsliya bazan şahıslar değil de, Alman- ya ve Italya gibi koca de İer bile düşebilirler, Fakat bu, İngilterenin de ayni ha düşmesini müstelzim değildi Bizim görüşümüze göre, İn - giltere, bu harpteki politikası ile, tarihinin kaydettiği en bü- yük diplomatik zaferlerden hi- Tini elde etmiştir. Ve ilâve edelim ki, Ingilte - Te, yedi senedenberi, yalnız ıki ittifaka ehemmiyet | vermiştir. Türkiye (le ittifak, Amerika ile ittifak! menk Ginsa'sında basılmış ve çok az bir zamanda ortadan kal- dırılmıştı. Bütün pul mersklı- ları, taç taht sahipleri bu pu- Jun peşindeydiler. Bu meyanda İmparator İkinci Nickolas, Kral Beşinci George hattâ Reisi Cüm hur Roosevelt bu pulu elde et- mek arzusundaydılar. Bu pulun meydanda kalan bir tek nüshası Baron Ferrari'- nin koleksiyonu arasında bulu- nuyordu. Bu adamcağız da Ps- riste ölmüş .ve vasiyetnamesin- de bu pulu Berlin müzesine he- diye etmişti. Müzenin defterle- rinde bu pulun 1925 senesin- de 20 milyon ranga birisine sa- dıldıda görülüyordu. Ondan son- ra da izi kayboluyordu. Bir gün bir amatör onu bir antikacı dükkânında buldu; bu- nun bahis mevzuu olan pul ol- duğunu seçti ve onu derhal 325,000 franga satın aldı. Sonra bu kıymetli pulu Avustralyalı zengin bir pul meraklısına 1,675,000 franga sattı. İşte şimdi bu kıymetli dünyanın en büyük detektifle-| rinden birinin nezareti altında Avustralyaya doğru seyahat et-| dikleri çelenklerin sayısı 0 yakındı. mektedir, a YAKVI DEN Aktarma Biletler kşam gazetesinden: Nisanın dördüncü günü itibaren tramvay daj bur olan yoleular “bir #a- lann aktarma biletle srsedeceği manzarayı tahmin güç değildir: Arabalarda izdiham, bir ayak in bir ayak üstünde. — Biletçi hu!. Bana bir ak- tarma hilet ! Vereyim hanım. Şu bilet kutusunu biraz tut ta cebimden damgayı o çıkarayım. Delikanlı zahmet olmazsa tampon'un ka” ir de bana. — Bir de bana. — Durun be yahu! Acele et bitireyim. — Ah Vre kaymeni. Bluzum üstünde damga vurmus! — Görmedim madama, Affe- dersin. Arkadan kolumu dürttü- ler. — Amma bu olur? Daha bu- gün arkamda koymusum. — Bir bilet te bana ver. Du- rak yerine geldik. İneceğim. Ça- buk ol, — Hanım, kutuyu iyi tut ki damgayı yerine vurayım. Sev bına biri saati söylesin, benimki durmuş. — Onu çeyrek geçiyor — Tam onu beş geçiyor! fi elifine on. — İlâhi Yarabbi! Etmeyin be kardeşim. Elim titriyor. Damgu yerini şaşırıyorum... Tuwu! tam- pon yere düştü, Madam! Azıcık ayaklarını kaldırır mısın? O ta- rafa doğru yuvarlandı galiba. — Fistanıma el vurma 70! — Sen de biraz yana çekil... Hah buldum. Hanım teyze bile- ti ne yaptın? — Dur bakayım. Şimdi elim- de idi. Yavrum, Nafizim, bilet sen de mi evlâdım? — Bende amma vermem... — Etme im, Etme şeke- rim. Canım evlâdım, veri — Vermem. — Haydi hanım, Vakit geciyor. — A. ne yapayım? Piç kurusu vermiyor işte. Bir tek eylâdımı üzemem ya. le ise bir tane yeni bilet vereyim. — Ooh! Nerede bu bolluk! F- timden et kopsa bir daha on bir kuruş veremem. Akşama oğlanın babası kıyameti koparır. — Kontrol! Lütfen biletlerini- Daha bilet almadım... — Ben de, Ben de. Nereden bindiniz? Maçkadan bi . Numara üç sıfır! Efendim! Neye bilet kesmedin? Müamelevi bitiremedim! Halbuki bu gibi manzaralara şahit olmamak için mesele sayet basit bir surette halledilebilirdi: Dünyanın her tarafında oldu- 4lğu gibi biletlerin üzerine gidip gelme kaydını koymak ve ikinel defa kullanılması müddetini de son tramvaya kadar temdit et- mek... Fakat olur mu Yi İşte müskülât olmalı ki seyri» seferin lezzeti çıksın! Takvimci Şükrü Özer'in Cenazesi Merasimle Kaldırıldı Ankara, 11 (TAN) — Riyaseti Cümhur yaverlerinden önyüzbaşı Şükrü Özer'in cenaze merasimi bugün yapılmıştır. Müteveffa nın namazı Haçı Bayramda kı İahdıktan o sonra eller üzerinde Saman pazarın kadar götürül - müş ve burada otomobile konula. rak asri mezarlığa nakil ve orada defnedilmiştir. Merasimde Rivaseti Cümhur umumi kâtibi, Seryaver, Husu: kalem müdürü, yaverler, Erdi İnönü. merhumun sınıf ve $ arkadaşları, Hariciye Vekâleti protokol umum müdürü ve vr tokol şefleri, General Kâzim Ö- zalp hazır bulunmakta idiler, Bü- yük Millet Meclisi riyaseti, Baş vekâlet ve Hariciye Vekâleti hu susi kalem müdürleri ve yaver leri, Mili Müdafaa, Dahiliye ve Maliye Vekilleri ile mebus'ar ve gazeteciler hazır bulunmusla; rar Cenaze alayına bir piv İ landarma, bir polis ve b pul| İ müfrezesi İştirak vekilin ve bütün Vekillerin. mü- €ssese ve teşekküllerin gönder. vüze

Bu sayıdan diğer sayfalar: