23 Nisan 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

23 Nisan 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23-4-1941 | TAN Türkiye Adres değiştir. mek (38) Kra, Vane 8 Ay l BUG Dünyanın Siyasi Manzarası eri ile daha Ga ATAUŞUDU ispanya, 7 be vletlori yanında harbe gireceği zamanın yaklaştığını gösteren ema» Teler vardır, ——— İspanyada: anyol Falânjistlerinin nâ- şiri efkârı olan Arriba ga- zetesinde çikan şu saurlar çek mânidardır: “Mukadderatımızın bizi bağ- Jamış olduğu siyaset hakkında Yabancıların ileri sürdükleri mü İslenlar nazarı dikkate alınma- malıdır. Bu satırlı Made edilmek is- tenen mâna gayet sarihtir. İspanyada kiliseyi, büyük a- Tazi ve sanayi sahiplerini temsil *den General Franko, işçiler" ve küçük burjuvaziyi temsil e- den ve memlekette yeni te #ssüs eden demokrasi ve cüm- wriyeti muhafaza ve müdafaa *tmek istiyen ©ounsürlara ve kütlelere karşı açtığı dahili harbi, Almanya ve İtalyanın fili yardımı, ve İngiltere ile Fransanm pek gafilâne bir su- Tette tatbik ettikleri bir taraflı bitaraflıkları sayesinde kazan- Mı General Franko'nun Al- man ve İtalyan devletlerinin ?eislerine minnettarlığı ve mih- verin tâbiiyeti altında bulun - ması bunun tabii bir neticesi- dir, Bu vaziyete rağmen İspanya- »in elân mihver devletleri safın- da harbe İştirak etmemiş ol * itabii gibi görülebi- , bu gayritabiiliği â- a eden mukül sebepler var- ir. General Franko, dahili harp” m ve harap bir halde yiyecek maddeleri Min eden İngiltere ve Amerika- YI kollamak mecburiyetini his: setmiştir. Londra ve Vaşington da İs- banyaya - büsbütün kaybetme- mek için - siddetle muhtaç ol- duğu yardımı kısmen temin #tmekle beraber, hasmane ha- Jaştıkları larını tamamiye keseceklerini anlatmışlardır. İngilte- İferginlikten sonra, bir anlaşma hâsıl olmuş, İngiltere İspanya Ya, Tanca'yı tahkim etmemesi nikabilinde para vermis, Ame ika hükümeti de ticaret ve kre- Mi unlaşmaları yapmağı kabul İmiş ve bir kaç vapur buğday İtüneermiştir. « Fransanın asker! mağlübiye İlini takip eden aylarda harp- Franko'nun sözlerini git ikçe yumusatması ve Hariciye ' Hekimi Görünceye Kadar... ur memelerinin verdikleri nmaya karşı * mütehass he- sıcak koymak sakinlik verir. Bunlar rine oturulan © yerde ağırlık sini de geçirirler... Kan ge * aksine . mümkün olduğu ır soğuk suya batırılmış bez- Rahmetli hacamiz, basur me. erine karşt oraya bir buz par- sokulmasını tavsiye eder- Hem sancıyı geçirir, hem N dümvirir.. Üst tarafın mü. 1s hekim söyler. Yerine e yalnız ilâçlarla, şiringalarla vi.eder, yahut ameliyat ya” İmasına lüzum gösterir. İllekimi görünciye kadar ye lere ve yaşıma tarzma dik. lâzımdır. Baharlı ve pek yemekler, etler ve bilhassa Jardan sakınmak iyi olur. veden ve çaydan da, Mele İl, sarap bile, bastır memele" » pek dokunur. 'eklik basur memelerini bü- nir, sancılarını arttırır. Buna dan vermemek fizere her 5: * İhtiyaç duyulmasa bi gitmelidir ve matlüp hâ ABONE | DELİ IN 800 Kr, s0 Ecnebi | Türkiye 400 ir. $ Ay İso, 1 Ay 2800 Ke, 1800 Nazırı Mösyö Suner'in iki ay kadar evvel Amerika hüküm Line göndermiş olduğu bır moti da: “İspanyanın harbe girme sinin“ihtimal haricinde olduğu- nu,, söylemesi Dunkerk riei den (sonra İngillerenin beklen- medik bir şekilde kendini top laması ve hattâ Şimali Afriki da İtalyaya büyük darbeler in- dirmiş olması ile ve ayni za- manda İngiltere ve Amerikanın denizlere hâkim olmalariyle ko. laylıkla izah edilebi General Franko'nun İngiltere ve Amerikaya karşi bügüne ki dar mütedil ve wzlaşicı bir) siyaset takip etmesinin o diğer bir sebebi de Falünjistlerin Lâ- tin Amerikası hakkındaki ge- niş plânlarının tahakkuk ede - memesidir. Diğer cihetten Fransız Fa. sını ye Cezniri, büyük İspan - yol İmparatorluğunun bir cü- zü olarak telâkki eden Falân- jistler, yediği büyük (darbe; rağmen İspanyaya karşı elâr| mukavemet edecek kydrette 0- lan Fransa ile karşılaşaktadır. lar, General Franko'nun İspan- yol milletine karşi yaptığı vad İerini yerine getirememesi, ge niş fütuhat programını tahak. kuk ettirememesi o Falânjist- ler arasında o hosnutsurluk - lar ve gerginliklere sebep olmuştur. ) Yeni Vaziyet: lerden dolayıdır ki Ge- neral Franko, Almanyanın sor| Libya ve Balkan muvaffakıyet- lerine kadar İngiltere A merikaya karşı m bu siyaset, General! le istikamet değiştirmeğe nam” zet bulunuyordu. Nitekim, w mumi vaziyetin mihver devlet- leri lehine olarak inkişaf etmek | te olduğu son günlerde, Madrit mahafilinin de lisanlarının de giştiği görülmektedir. Hariciye Nazırı Möiyö Su ner'in, mihver devletleriyle da- İspanya dan İngiltereye “Kara açiken ve Afrikaya gön- askerler için geçit vermesini istediği haber veril - mektedir, iselere nazaran İspanya -| nm, aç kılmak tehlikesini de| göze ularak mihver devletleri | yanında harbe gireceği zamanın yaklaştığı hissedilmekte: Fransaya geline, haberi yalanlanmak- la beraber, Amiral Darlann Mösyö Ahciz ile Pariste müze- kerelerde bulunduğu bili mektedir. Bu müzakerelerin mevzuu - nu, Almanların o Cebelitarık'a karsı yapmağa hazırlandıkları kat'i olarak mip etmek meselesinin teskil ettiği kolaylıkla tahmin edile - bilir. Yakında bütün Akdenizde mtihim hâdiselerin vuYuuna in- tizar edilebilir. M, ANTEN fayda verir. Gene olmazsa ak samları biiyücek bir çorba kaşı" ğı Hintyağı, içmesi kolay olma" sa da, işi kolaylaştırır, sancıları geçirir. Çok oturmak basur memeleri- ne hiç iyi gelmedikten başka on“ ların sebeplerinden biridir: Bil hassa yemeklerden sonra yol yü- rümek acık havalı bir yerde gez- mek iyi gelir. Günde bir defa) - sabah veya aksam - ilkim alık, sudan başlıyarak gittikçe daha soğuk su dökünülür, arkasından sertçe bir havlu ile bütün vilcu- de masaj yapılırsa barür meme- lerinin asıl sebebi olan artrdtik bünyeyi düzellmeğe yarar. ında basur memelerine an başka hiç bir sey yapmak lâzım gelmez, Mese- lâ memeler küçük olursa ve kan arada sırada pek az gelirse... Cün- kü basur memeleri onun sebebi olan bünyenin vereceği | başka hastalıkların önünü alır, Onun için, kendinizi göstere- ceğiniz mütehassıs hekim basur memesine karşı hiç bir sey yap- mıya lüzum görmezse, taacelin| etmemeli ve kendi kendinizi teb: | | “lmazsa karın üzerine masasi rik etmelisiniz... Çorük Esirgeme Kurumunun tesis ettiği çocuk bakım yur (larında yavrular büyük bir ibtimamla Yavrularımızı Nasıl Himaye Ediyoruz? B iğde eskiden çocuk hima- yesi, çoruk — yetiştirmek meselesi nâmiyle bir şey yok » tu. Yavruların sıhhati, sıhhi a sulden ziyade sarmısak, Aynel bakar, çitlembik dalı, keplum - bağa kabuğu gibi nazarlık ta- kımlarının şifa verici hassala * rına tevdi edilir, narin butlan» nın arasına kurşundan dökme süvari oyuncaklar" gibi bacak- larını © kavislendirecek (bezler doldurulurdu. Kimsesiz çocuk» Isra gelince, onlar sanki hays- tın bir kapısından girip hemen ür kapısından çıkmak için dünyaya gelirlerdi lik defa çocukları koruma derneği 1921 senesi haziran * nın olüzunda Ankarada bir odas da teşekkül etmiştir. Meşkür teşebbüslerin © muvaffakıyetler hak etmesine bundan güzel bir misal olamaz - Bütün eşyası bir masa ile en iskemleden ibaret olan bu bor boş oda cemiyetin idare mer - kezi idi, bütün varidat on &- zarın ayda verdiği ikişer Jira- dan ibaretti, Cemiyetin varida- tını arttırmak için evin üst ka- tı arkadaki bahçesi bile kiraya veriliyor, bu sayede muhtaç çocuklar için ulak bir temeli kurulmuş oluyordu. Çocukları Koruma Kurumu » nun 1921 de dikilen fidanı bu- gün muazzam bir çınar haline gelmiştir. Bu fidan kuvvetini şefkat ve hamiyet suyundan emdi. Cemi- tin günden inkişafma iz vatanda bulunan Türk - r değil hariçtekiler de büyük mikyssta yardım etmişlerdir. Amerikada bulunan o Türkler ilk hamlede yüz elli iki bin li- ra göndermişlerdir. Muhtelif yerlerden gönderilen paranı yekünu beş yüz bin liraya ba - Biğ oluyordu. Bu suretle yeniden yaptın - lan cemiyet binası artık vatan, yavrularını yetiştirmek vazife - sine kâfi gelmemiye başladı. Ih- timam, varidatla atbaşı beraber yürümiye başladı. xe emiyete ait iradımızın imi 753302 Türk lirasıdır ki, cemiyete senevi Tanca'da İlk Gecem arbara Young isminde A- merikalı bir kadın gaz8- teci Tanca ve Ce- belitarık'a o yap- tığı bir seyahati şöyle anlatıyor: "Tanca'nın €n meşhur iki sahil oteli olan El Mirah; veyahut ta Rif otelinin parke döşeli yemek salonlarına girip te nencere ke- narındaki masalardan birine o turdunuz mu; az sonra elinde yemek listesiyle gelen garso- nun diğer bir elinde bir dür - bün getirdiğini görürsünüz. Onu takiben gelen metrdötel mütebessim bir çehreyle sizi selâmisr. Sonra eliyle dışarı. ya durgun Tanca koyu ve denizin üzerine gölgesi aks& - den muazzam bir kuya parçası. na işaretle: — İşte der bu, meşhur Cebe- Hitarık'lır, Tam iki buçuk asır. danberi İngilizlerin arkasında gizletterek Akdenize hâkim ol- dukları Cebelitarık. Bir Harp Seyretüm anca'ya vardığının ik gecesiydi. Odamda isti- rahat ediyordum. Bir Arap hizmetçi kapıma bile vur- madan heyecanla —İ içeriye daldı ve: Madam ca- Bi. çocuk bakım evinde 87644 lira varidat temin et - mektedir. Bütün gayrimenkul binala - rın yekün kıymeti de bir mil - yon altmış dört bin yüz sekiz İiraya baliğ oluyor. 1939 senesinâ kadar cemiyet beş bin dört yüz elli altı çocu - ğa bakmış ve büyütmüştür. Bu rakamların belâgati karşı- sında huşu' ile eğilmemek kabil olmuyor. Ayda yirmi lira vari- datlı bir müessesenin yirmi se- ne İçinde bu dereöe terakki e- debilmesi akla hayret verecek şeydir. Şimdi cemiyetin elyevm iş - gal eylediği binadaki mesaisine kısa bir nazar atfedelim: 1 — Çocukları himaye isin ebeveynin karakterlerini, yara- tılışlarını, tabiatlerini fenni ve- saitle tetkike ve haftada iki de fa müstakbel anaları tıbbi mu- ayeneye t&bi kılmak. 2 — Hümile kadınlara kum - daktaki çocuklara nasıl bakmak lâzımgeldiğini öğretmek. 3 — Lohusuların her ihtiyaç larına yetişmek. Hattâ slerilize süt tevzi etmek, 4 — Her gün çocukları bir hekiminin (o hazakatine tevdi etmek. 1939 senesine ka - dar 73446 çocuk muayene ve tedavi edilmiştir. Seyyar hastabakıcılığını te - uyuyan bir yavru sis etmek, Bu hastabakıcılar Ku ruma müracaat eden çocukların tedavisine müessesede olmasa - lar dahi nezaret ederler. 5 — Müesseseye merbüt bek- leme salonlarında çocuk yetiş tirmiye dair ilânlar ve sıhhi mü- zeler tesis etmek. 6 — Çöcükların diş hastalık- larını tedavi için bir poliklinik açmak, 7 — Banyo tesisatı vücüde getirmek. . 8 — Çocuk bahçeleri vücude getirmek; Bu bahçelerde bir çocuğu Uzun müddet güneşten havadan istifade ettirecek hor türlü eğlenceler mevcuttur. Ay ni zamanda sçık hava mektep - lerini fazlasiyle telâfi eder, Bu rada oyunlarla eğlenmek isti - yenler yalnız sıhhi değil içti - mai bir terbiyede almış olurlar, Çünkü sıralarını beklerler ve ar- kadaşlarının sıralarına hürmet ederler, Çocuklar için yaptırılan bü - yük havuz yalnız yavruları de- Zil büyük adamları bile imren- direcek derecede mükemmel - dir. Çocukların bilgilerini arttır - mak için onlara sinema göste- rilmektedir. Bunun için 600 ki- şi istinp edecek bir salon yapıl- rüşt, GÖZÜME : LL Yazan: Sevim SERTEL » buk yukart tarasaya çıkınız, di- ye bağırdı ve kaçtı. Derhal yukarı tarasaya koş tum. Bütün otel halkı oradavdı. Bazı kadınlar geceliklerinin. zerine mantolarını geçirmişler. di. Beş dakika içinde bütün sehir ayağa kalkmıstı. Pence- relerden başlar çıkıyor, uzak - tan uzağa bağrışmalar oluyor- du. Sokaklar boşulmuştu. Akdenizde bir muharebede bir İtalyan deniz altısı fena hal. de yaralanmıştı. Artık dala mıvordu. Fakat, su üzerinde olmek sartiyle yol alabilivordu. Simdi bu topal haliyle bitaraf devlete ait olan Tanca lima- nına kaçmafa uğraşıyordu. İn- gilizler de onu yakalamağa uğ- raşıyorlardi, Deniz son derece sakindi. Li- manın dışında olun iki gemiyi de gayet iyi görebiliyorduk. De. niz allı ay ısığında piril pırıl parlıyordu. Zavallı yaraların - dan dolayı mütemadiyen sağa sola zikzaklar yapıyordu. Bir destroyer onu takip ediyordu. Bir ikinelsi de süratini arttıra- rak deniz altının önüne geçe rek yolunu kesmek istiyordu. Bunda muvaffak oldu. Yalnız aceleyle deniz altının lözumun. dan daha ilerisinde önüne geç- mişti, Gerilemeğe mecbur ol du. Dünyanm en şairane bir kö- şesinde ve fevkalâde, parlak bir manzars içinde dünyanin ©n büyük facialarından biri ge- çiyordu. Bir en için hepimiz deniz altındakilerin, kendimi - zin milletlerini unutmuş; deniz- lerin dibine alışmış olan ve sim di suyun üzerinde canlarını kur larmak için çirpinan bu 24 bahriyeliye aciyorduk. İtalvan. lar yaşayabilmek icin ümitsiz- cesine bocalı N Bu arada geriye manevra ys: Pân İngiliz deştroyeri bu sefer de fazla geriye gelmiş, deniz altıyı önde bırakmıştı. Bundan istifade eden İtalyanlar birden. bire makineleri son vitese ka- dar açtılar ve son bir gayretle arkalarında kslan iki düşman destroyerinden kaçmağa bağla- dılar. Artık hic birimiz yerimizde yetiştiriliyor 9 — Anneleri meşgul olan ço cukların muhafazası için bir Kreş vücüde getirilmiştir. k* unlardan maada (Çocuk Esirgeme Kurumu) neşri yat ile de meşgul olmuş ve ço- cuk bakımına âit yazdırlan &- serleri 80000 nüsha bastıratak meccanen dağıtmıştır. Cemiyetin en mühim hizmet - lerinden biri de çocuk hastalik larına karşı ettiği mü Çocukların hastalığa €utleri buna mukavemet edin. ciye kadar cemiyetin bu mühim kısmında tedavi mektedir. Ancak bünyelerinde hastalığa mukavemet imkân bâsl ol- duktan sonra kendileri tabii ih-| timama avdet edebiliyorlar. Bu şersit dairesinde yapılan mesai memleken istikbalini perçinliyen, sağlamlaştıran en İ kuvvetli bir harekettir, MA Bir Günde İki Bayram ayrammız kutlu olsun yav- B rularım! Kadirşinas memleket bugün hem sizin, hem de milletin hâki miyetini tesbit eden tarihi günü tes'it ediyor. Bu iki bayra mın ayni günde kutlulanması pe mânalıdır. Milletin hâkimiyeti ve sizl Evvelâ size Millet Meclisi ne demek olduğunu anlatayım: Zümrüt gibi yeşil çayırlıkları eflâke ser çekmiş nefti ormanları ninniler söyliyen gümüş derele - riyle kendini daha şimdiden si- xe sevdiren bu güzel vatan asır- larca şuursuz adamların çiftliği olmuştu. Bizler ve sizler de on - ların körükörüne keyiflerine hiz. met eden yanaşmalarından başka bir şey değildik. Bu güzel memleketin bütün saadeti, çiftliği benimsiyenlerin hissesine düşüyor, Bütün belâ ve felâketini de yanaşma muamelesi edilen millet çekiyordu. Büyük Millet Meclisinin açılması mem- leketin bu hazır yiyicilere; in Bu mübarek günlü sizin bayTa- mınızla o birleşürmek o suretiyl memleket, millet hâkimiyetini si ze emanet ediyor. Onu siz mu » hafaza edeceksiniz, siz müdafaa edeceksiniz. Anladım; Benim bu sözlerime karş, gözlerimiz hayretle açıldı. Hal diliyle bana miniminiliğinizi anlatmak istiyorsu le değil, Siz o dünyaları sarsan ordulardan daha kuvvetli, daha azametli ve daha kıymetlisiniz, Siz. istikbalsiniz! Vatan pınarından süzülen bir su damlası kadar berrak ve saf olan nazarlarınızın her iliştiği şey mazidir, geçmişür, Istikbelin ya- nında mazinin ne ehemmiyeti 0- tur ki? Siz istikbalsiniz! Umitsii Biz sizlerin arasından Sokullu İlar, Sinanlar, Oluç Ali'ler, Bar baroslar, Köprülüler, Fuzuliler, Fikretler bekliyoruz, Sizlerden lar umüyoruz, Ey milletimin hâkimiyet tacım Türk çocuğu haddi zatında gürbüz, sağlam bir çamurdan yoğurulmuştur. Halbuki şimdi - ye kadar “Türk gibi kuvv darbı meselini ancak tablatin feyzine borçlu idi, Bir vakitler taşı sıksa suyunu çıkaran va - tan evlâdı, kendisiyle meşgul 0- lunmamak yüzünden yavaş ya - vaş bu hususiyetini Kaybediyor du. Memleket vazifesini idrak e- den bir rejime kavuşunca bu yokluğu telâfi için her şeyi yep tarıyor. Artık vatanımızda bo - yunları armut sapına dönmüş, kaburga kemikleri sayılan Şiş karın çocukları görmüyoruz ve görmiyeceğiz. Bu büyük intibah dinç, kavi, gürbüz bir unsurun müjdecisi - dir. Memleket, çoruk bahsini ıh mal ederse o zaman hattâ ana” sı babası olan yavrular da ök- süz addedilebilirler. Halbuki bugün öyle değil Yukarıdanberi Cümhuriyetlen sonra memleketin istikbali o - İan yavrulera karşı gösterilen alıka isbat ediyor ki, vaktiyle ebeveyni olduğu halde öksüz sa| yılan Türk çocuğu bundan son-|h Ta ana babası olmasa da yetim sayılmaz. duramıyor, bu çilgin yarışı ne. fessiz seyrediyorduk. Birden bire yanımda genç bir kadının bağırdığı duyuldu. Elindeki dür! bünü gözlerinden indirmiş s€ - vinçle bağırıyordu. N — Geçtiler, Allahım çok şü kür kurtuldular. Hayret ettim. Zira bu kadın mihver düşmanı olmakla maruf bir İngiliz kadındı. Fakat sim- Z di İngiliz ve Amerikalılarla do lu olan balkonda herkes kurtu- lan İtalyanlar için değil fakat 24 can seviniyorlerdi. Ni- hayet onlar da insandılar. Yaralı deniz altı, dili dışarıya sarkmış, soluyan tonal bir kö- pek gibi seke seke limana giri- yordu.. İngiliz destroyerleri de İimandan çıktığı vekit onu ya” kalamak üzere şİmdiden yerle- rini alıyorlardı, 117 Numaralı Oda niş bir balkonu olan ve otel binasının cephe kıs- ği mina tesadüf eden odamın numarası 117 idi. Perşem- be günü ikindi ü- zeri odamın kapı” sı vuruldu ve o- tel müdürü iceriye girdi ve kibar bir selâm verdikten son- ra: — Matmazel, dedi çok müte- essirim, fakat odanızı değistir. mek mecburiyetindeyim. Zira 117 numarah oda, 7 sene müd- detle her cumartesi ve pazar süsliyen istikbal İncileri! Bu ya- tan nâdide bir sadef ihtimamiy- le sizi sinesinde saklıyor. Ona kiymet veren, onu büyülten yine İsizlerin büyüklüğü olacaktır! Takvimci Türk Vatandaşlığından İskat Ankara, 22 (Tan) — Yabancı bir devlette vazife alan ve teb- lğlere rağmen bu vazifeyi terk etmiyen Necati Akçan, Türk va- tandaşlığından çıkarılmıştır, Askerlik İşleri Kısa Hizmetlileri Davet E kerlik şubesin- YA, Subay kulunu mesi oi ,941 de mak niç ehliyetna- yonlar hazırlık kıtasma 1. eklepte vo kıtada balun- ere sevkedileceklerinden Ev mit üzere şubemize rı ilân olunur, * Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden Emekli Deniz makine Özyüzbaşı Süt- İlüceli 306 doğumlu Hasan oğ, Mehm Kavakhoğlu (De. 1767): Yedek mii. kellet tabip Yüzbaşı ermaru 204 (De, â81-17) tüfekçi ustası Hasan ©ğ. Şevket 310 İstanbul (3351-17); 8. i ustam İbrahim oğ. Ha- rın kayıllarının tetkik edilmek İüzere ç le şubemize müracaat *meleri ilân olunur, günü için Cebelitarık garnizo - nundan Yarbay Wilson tarafım- dan angaje edilmi — Cebelitarık garnizonun - dan mı? Evet matmazel. Zira Ce- belitarıkta hayat gayet durgun- dur. Bazı Cebelitarıklılar haf- ta sonlarında buraya gelmek suretiyle hayatlarındaki yekni saklığı biraz gidermiş olurlar Evet, fakat, harp zamanın- da buraya geliyorlar mı? — TTabil, tebil bugüne kadar Yarbay Wilson bir hafta gel memezlik etmedi. İster istemez odamı iki gün için Yarbay Wisona devrettim Evvelâ buna canım sıkılmıştı Fakat Yarbay ile tanışıp ahbap olduktan sonra hiddetim geşti Zira o benim bir Ame, zeteci olduğumu İn gördüklerimi de gele zamde anlatacağım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: