28 Nisan 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

28 Nisan 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee 24.4.1901 TAN... Adres değiştir. — 1400 Kı mek (25) Keş, o 750 . BAy Akdeniz Cephesinde İnkişaflar Almanların Misir taarruzunu Ce- belitarık zu İle syn! zaman- da yapmaları da mümkündür. Bundan aksı? İngiliz donannın- sını İkl ayrı yerde majgul ederek kuvvet ve mücasiriyetini olabilir, Cebeliteriğa taarruz iht hüzarı dirkete alan İngi- in bu müstahkem mevkide yeni müdafaa tedbirleri aldığı gös rülmaktadir, Akdeniz Cephesi : Möiiver kmvetleriyle An. £lo - Sakson kuvvetleri. karşılaştığı üç esaslı cephe vardır: Akdeniz - Atlantik - Uzak Sark. Bu cephelerden simdilik yal- niz iki evvelkinde carpısmalır siddetle devam etmektedir. cüncü cephede askeri harekât henüz baslamamıstır. Bugün bütün dikkatler, ha» rekâtın süratle inkişaf ettiği Akdeniz cephenine çevrilmiştir. Mihver kuvvetleri nin Avrupa ve bu cephe- merikm erki. yetli muvaffakıyetler kazanmış olmakla beraber ve dün Atina- Yı işgal etmiş olmalarına rağ . men, henüz hakiki hedeflerine varmış olmaktan uzak bulun - yerlar. Mihver deyletlerinin bu genis cenhede nibsi zaferi kara. pabilmeleri icin Süveyş ve Ce. belitarığa hâkim olarak İngiliz donanmasını Akdenirden k maları, yahut esir almaları ziyedir, Bu suretle Akdenizde (eessüs edecek olan İtalyan donanması, mn hâkimiveti, mihver devlet- lerinin Irak, Filistin ve Suriye» yi ellerine geçirmelerini, irana kadar uzanmal, ve İran petrollerin; mr'arını mümkün kılacaktır. Riraenslevh, bu cenhede asıl koti hareketler bundan sonra baslıyacaktır. Almanlar daha şimdiden Eze denizindeki Yunan adaları. nı zaptederek bu adalarda de - piz ve hava isleri tesixine baş. lamislar, Alman bilcumbotları » denizde harekete gecmisler- r. Biitün hu faalivetler, yakın bir istikhalde İngiliz donanma. sına ve üslerine karsı yapılacak genis mikvasta bir taarraz icin hazırlık mahiyetinde tertibat. tir. Büyük bir süratle Misir hü- duduna dayanan Alman kuv - vetleri, bir faaliyet göstermeksizin bu. rada tevakkuf etmişlerdir. Bun- ların, herhangi bir muvaffakı - yetsizlik intimalinde, ricatleri ni tehdit edecek ve Sollum'u zaptetmeksizin, Misir hududunda ve bilhassa mühim bir müstahkem mevki olan Marsa Matruh'ta toplan - mms olan esaslı harbi kabul et - meklen çekindikleri zannedile. bilir, Yahut bu taarruzu muvaf- Sinirler cümlesinin bir tara- fında, bilhassa beyinde ve küçük beyinde, murdar iliğinde peyda olan uzvi hastalıkların çoğunda baş dönmesi ehemmiyetli bir a- lâmet olur. Fakat o hastalıklar bereket versin — pâdir ol- doktan baska, acıklı seyler oldu- undan, yalnız, sadere sinirli de- dizimiz insanların şikâyet ettik- rden mideden gelir; bireoğuna Hazım ağır olduğu icin, yemekten son-! ra hir koltukta wyasuk gibi otu rerken, yahut savahlevin uyku- £an kalkarken... Sinisti daha va. #stis otururken vatak odası dö- növermüs gihi gelir, Yatığından ka'korsn has dönmesi artar, tek- Ear atısmıyn meehur olur... Bi küfe tutuldu akit b öp Rir Hinet ilâ nlınca Aönmesinden kurtu ği Kimisi hirmz çarnıntıya Gutul- «e hemen bası da döner... Öksü. rük sini3ilerden bazılarını has * dönmesi getirir... İdrar ederken bası dönen sinirliler de vardır. Bazıları birdenbire pek aydın- r TA EEE SİNİRLİLERİN BAŞ DÖNMESİ ABONE BEDE 1 sena 2800 Kr, 1600 fakıyetle başarmak için icap &- den kuvvetleri toplamak ve lâ. zim gelen tertibatı almakla mesguldürler, Diğer bir ihtimal de, Alman- larin Mısır taarruzunu Cebeli - tarık taarruzu ile ayni zamanda yapmıya karar vermis olmala rıdır, Bundan maksat, İngiliz donanmasını iki gul etmek hassa, Iki taraftaki taarruz da muvaffakıyetle neticelendiği yani Süveyse ve Tebelitarığa hâkim oldukları takdirde. İngi liz. dei na Akdenizden kacmak imkânını vermemek 0. labilir. Bu iki tanrruzun avni zamanda yapıldığı esnada, İtal yan donanmasının — Matahan deniz harhindeki taktiği k narak — İneiliz donanmasını kendine cekmek maksadivle kuvayi külliyesi ile harekete sermesi de muhtemeldir. Cebelitarık'ta © ebelitarığa taarruz ihti. malini eiddi olarak na . zarı dikkate ulan İngilterenin son zamanlarda. Akdenizin k pılarından hiri olan bu müstah- kem mevkide yeni müdafaa) tedbirleri aldığı görülmektedir. General Gord'un Cebelitarık kuvvetleri umum kumandan, | lığına tayini, bu şehirdeki si- villerin tahliyesi, mühim İngi - liz kuvvetlerinin buraya geti. rilmesi ve önümüzdeki perşem- be günü, deniz, hava ve kara kuvevtlerinin iştirakiyle bir müdafaa manevrasının yapıl masına karar verilmesi, bu ted. birlerden bazılarıdır. İngilterenin iki | asırdanberi hâkim bulunduğu Cebelitarığa karşı, muhtelif zamanlarda pılmış olan bütün taarruzlar a- kamete uğradığı için, bu müs. tahkem mevkiin hiçbir suretle zaptedilemiyeceği kanaati hasıl olmuştu. İngilizler, 1006 metre geniş” liğinde, 5 kilometre uzunluğun. da ve 450 metre yüksekliğinde olan ve karadan tamamiyle tec. rit ettikleri bu sarp kayayı bil- bassa son seneler zarfında, yeni harp tekniğinin icabatına göre tahkim etmişler ve uzun süre- cek bir muhasara için hazırla. mıslardır. Bu işlerde maharet ve ihti- saslariyle tanınmış olan Ka da madencileri hu kayanın al. tında hir yeraltı şehri vücude getirmişlerdir. Kavanın her ( rafı oyularak ii çapta toplar oyerlestirilmistir. Bir sene kifayet edecek miktar: da sn ve mazot, gıda maddeleri | ve harp levazımı, celik zirhh depolar içinde muhafaza edil - mektedir, Fakat, coğrafi ve tabii vazi-! yetine ve bütün müdafaa ted - birlerine rağmen, hu müstah .| kem mevkiin müdafaası hak-| kinda bizzat İngiliz makamla - rında endişeler hasıl olduğu his. sediliyor. Von Papen'in kardesinin son günlerde Lizbonu ziyareti esna- sında, Cebelitarığa karşı yapı. İacak hücumün, dahâ ziyade beklenilemiyeceğini ve bu bü - cumun karadan yapılması âzm geldiğini söylediği haber veril mektedi Bir İsponvol subayı da Ceh (Arkası 4 üncüde) — Hk yahut güneş ışıklarının doğ-| rudan doğruya geldiği bir yere girince başı döner.. Gözlerini bir- denbire yukarıya kaldırsa, bir parmaklığın yanından geçse, hat â bir saç tarağını dik tutulmuş görse, yol yol renkli kumaştan hir rob görse, baş dönmesine tu- tulur... Filân rengi görünce bası dönenler ehir, Kekulardan bazıları sinirlilere baş dönmesi getirirler, kokusuna tahammül edemez, ki. misi karınfil koküsuna,, Menek- se kokusundan hası dönüp bayı- Tanlar daha cok isitilir. Gıdıklanınca bası dönen sinir. liler olur. Barıları kendi kendi- nin bile burunlarını dokunamaz- ler. basları döner. Baş dönmek korkusundan, bir meydanın ortasından geremiyen, ler. genis bir caddede evlerin du. varlarını sürünür gibi gitmiye mecbur olanlar vardır. Bazısı da kalabalık bir yere girince baş dönmesine tutulur. YAN amaa a aaa a a amm mmm mr Garbi Avrupanın Okyanuslara karsı son acık kanısı savılan Porte kiz'in İdore merkezi ve meşhur limanı Lisbon'da hükümet dairelerinin bulunduğu meydan vrupanın, harp başlıyali- beri ismi pek az duyulan bir memleketi var ki şu son günlerde ajansların ve gazetele- rin dilinden düşmemiye başla. dı; Bu memleket Garbi Avrupa» nın Atlas Okyanusuna ve Ame- rikaya karşı son açık kapısı ©- lan Portekizdir. Filhakika Manş sahilleri ve Fransanın garp ki- yıları Almanların işgali altına Rirdikten #onra Avrupa kitası- nın Amerika ile olan yolcu, pos. ta ve diplornasi gibi münusebet. leri ancak Portekiz oluğundan akabiliyor. Amerika Kliper tay- yareleri Nevyork ile Lisbon ara- sında yaptıkları muntazam s€- ferierle bu münasebetleri temin edebiliyorlar. Avrupanın en W- 4âk bir köşesinde ve bütün harp gürültülerinden çok münferit bir vaziyette görünen bu mem. leket, geçen Cihan Harbinde İs- viçrenin oynadığı rolü tekrar ediyor: Orada ne ışık söndürme- leri ne tayyare hücumu âlertleri ne iaşe vesikaları var, hangi ınilletten olursanız olubuz, Por- tekizde istediğimiz . gibi gezip dolaşıyor, yiyip içiyor, zevk €- debiliyorsunuz, Halbuki bu harp te İsviçrede bile bunların hic bi. Ti yok: İsviçrenin hudutları ha- riçten geleceklere karşı sımsıkı kapalı, geceleri karanlıklar i pe gömülen İsviçrenin, semi sında gidip gelen harp tayyare- leri arasıra bombalarını düşü- rüyor, yangınlar cıkarıyor, bir takım belefata sebep oluyorlar ve o zaman bu âfetlöre sebep olanlar: “Affedersiniz, yanlışlık olmuş” diye işin içinden çikive. tiyorlar. ** vşinlerde mihver gazete- lerinde ve İspanya mat- buatında çıkan rivayetlere ba. kılırsa, Avrupanın $on mesut köşelerinden biri olan Porteki- zin de rahatı kaçirılacık gibi, Muhverciler Avrupanın yeni nizami karşısında Portekizin va- ziyetini sarih olarak tayin etme, si zamanının gelmiş olduğunu i- leri sürüyorlarmış. Berlin siya- $i mahfillerinde İspanyanın üç. lü pakta pek yakında gireceğin- den ve © zaman Portekize karşı bir tazyik hareketine geçilece- dinden bahsediliyormuş. Diğer çihetlen gecenlerde İngilterenin İspanya sefiri Sir Samuel Hüar- un Por#»kize yaptığı bir ziya. ret münasebetiyle de bir çok dedikodular ortaya atılmış, İn- gilterenin Portekize asker çıka: racağından ve Portekize ait o- lan Azor ve Madeira gibi adalar- da İngilizlerin veya Amerikalı- ların deniz ve hava üsleri tesis edeceklerinden bahsetmişti. Bu süyialar ne dereceye kadar doğ- ru, malüm olmamakla beraber Portekizin her iki taraftan da sıkıştırıldığına şüphe yoktur. Almanlar Garbi Avrupada açık Portekiz devlet reisi General Carmona ve “diktaörlerin en mahcubu” denilen basvekil Dr. Oliveira Salazar GARBİ AVRUPANIN Son Açık Kapısı PORTEKİZ leketlerin ikincisidir. Ve bu müstemlekelerini de İngiltere- nin müzahereti sayesinde mu- hafaza edebilmiştir. Bugün Portekizin mukadderatı “dik- tatörlerin en maheubu” deni- len Dr. Salazar'ın elindedir, Ve simdiye kadar takin ettiği dirn- yetli siyaset Portekizin bitaraf- İığını muhafaza edebilmistir. ————— Yazan: Faik Sabri Durer kizliler, komşuları İspanyollar Ribi, engin denizlere acılarak sergüzestler pesinde kosmuş- lardı. O devirler Cintrada tera- zilerin bir kefesine altın öteki kefesine baharat konulduğu gün lerdi. Portekize yağmur gibi pa- ra yağıyordu. Küsücük Portekiz 4 zaman icinde zamanının en büyük imparstorluğunu kur. muştu. Brezilya onun, Afrikada Gine sahilleri onun, Asyada Hindistan kıvıları ve zengin sar. ki Hint adaları onundu. Fakat bu imparatorluğun yıkılısı, ku- ruluşu kadar cabuk ve sümullü olmustu. Brezilyasını, Hindista- nmı, şusunu, busunu kavbeden Portekizin elinde Atlas Okya- usuna serpili Azor ve Madeira adaları ile Afrikada Angola ve Moramhik müstem'ekelerinden ve Cinde Maeno sibi dağınık bir iki varcadan baska bir 2v kak mamıstı. Bununla beraber bu- gün de mesahasına nisbetle müs temlekesi büyük olan mem ketler arasında Portekizin mü him bir veri vardır. Memleket- teki nüfus batına müstemleke- leri arazisi mütesaviven taksim edilmis olsa adam basına düşen 84 hektar ile İngiltere birinci, Portekiz 30 hektar İle ikinci ge- lir, —Belki merak edersiniz. £©- ri kalan müstemlekeci memle. ketler icin de nüfus basına ne kadar müstemleke arazisi düş- tüsünü surava kavdediverelim: Belçikahva 29. Fransıza 28. Fe- lemenkliye 25, İtalyana 8, Da- nimarkalıya 6, Amerikalıya 1,5, ve Japona 0.4 hektar.— Porte- kiz, geri kalan bu müstemleke- sini de İngiltere müsaade etti. Al icin muhafaza edebildi. İn- &iliz filosunun o müzahereti ol- masaydı, çoktan bunları da şu- na buna kaptırırdı, Bu cihetle Portekiz İnriltereye karsı mir- mettarlık ve dostluk bisleri ile büpldır. Portekizi İngiltereye bağlıvan ikinef bir bağ daha var: Memleketin başlıca ihracat malı olan Porto saranları. İngil- tere bu sarapların yüzde 75 İni almakta idi * * A Portekiz Av- rupanın ismi bile unutul. muş cok geri bir memleketi ola- rak kalmıştı, Hattâ Milletler Cemiyeti muhitinde, milli işleri son derecede bozuk giden mem- leketleri tavsif icin: "Portekiz- İesmis" tâhirini kullanmak âdet, olmustu, 1910 da Portekiz Kralı Don Karlos ile veliaht Prens Lonis - Philippe'in katlinden ve! genç kral Manuel'in tac ve tah İı bırakarak firsrından sonra Portekiz ihtilâller diyarı haline gelmişti. Bu tarihten 1926 da ordunun memlekette sulh ve a- sayisi temin elmek üzere Lis- bona girdiği tarihe kadar 18 #btilâl olmus ve 40 defa hükd- met değismisti. Sık-sık sokak- larda ve kahvelerde bombalar Yatlıyor, dükkânlar yağma edi- Ni partiler birbirlerini bö- #azlıyordu, Nihayet General Gomes da Costa orduya daya. narak hükümeti eline almış ve askeri bir diktatörlük kurmus- tu. Bir kaç sv sönra General Carmona idareyi eline aldığı va- kit Portekiz müthiş bir ucuru- ma doğru yuvarlanmak üzere İ- di: İflâs ve ecnebi müdahalesi muhakkak gibi görünüvordu. Meşhur Belçikalı şair Maeter- link'in teşbihi veçhile farelerin bile terkettikleri bu her tarafın. dan su alan devlet sefinesini kurtarmak için kimse dümene geçmek istemiyordu. İşler yo- lunda gidiyor gibi göründüğü müddetce ben olsam söyle ya- par, böyle ederdim diyenlerin hepsi şimdi ortadan kaybolmuş. larda, pe ğe işler bu merkezde iken General Csrmona, Dr. Sa- lazar'a müracaat etmiş, vatanı kurtarmak vazifesini ona ver. mek istemişti. Salazar, Colmbra üniversitesinde maliye profe- sörü idi. Bir defa mebus seçik miş, fakat Lisbona gelerek mec- lisin bir celsesinde bulunduktan sonra istifasını vererek yine kürsüsüne dönmüştü. Son sene- ler içinde devlet islerini yoluna|* koyan, bütçede muvazeneyi te min eden, memlekette bir çok yollar.köprüler yaptıran, mek. tepler açtıran. sanayii ilerleten hasılı Portekizi kurtaran odur. Fakat Salazar bu islerde mu- vaffak oluncaya kadar cok uğ- Taşmış, vâsi işine karışıldığını görünce her şeyi yüzüstü bırakarak bir iki defa Coimbraya dönmüştü. Bugün “diktatörlerin en mah- cubu” denilen Salazar Porteki- zin mukadderatını tamamiyle €- Jinde bulunduruyor. Hiç evlen. memiş olan Salazar Lisbonda San Bento saraydaki küçük 0- dasında dizleri üzerinde bir bat- taniye, gecenin geç vakitlerine kadar çalışır, vaktiyle talebesi- nin vezife tashihlerinde göster- diği dikkat ve itina ile devletin mühim işlerine ait raporlar üze- rine saatlerce eğilir, pürüzle. ri ayıklar, durur. Salazar, simdi- ye kadar dirayetli siyaseti ile Portekizin bitaraflığını muha- faza edebildi. Bundan sohra a- caba ne yapacak, Portekizin #- nanevi dostu İngiltereye mi da- yanacak, yoksa 1939 ve 1940 da imzaladığı ademi tecavüz ve dostluk paktları ile bağlandığı İspanyaya mı meyledecek? Hem İngilterenin, hem de İspanvanın ve dolayısivle mihvercilerin dos tu kalmak istiyen Portekiz bü siyasetinde devam edebilecek 6. lursa, Coimbra üniversitesinin mütevazi profesörü, vatanına yeni ve cok değerli bir hizmet daha ifa etmiş olacaktır. MENFİLERE » — (Okuyarak) “Siz mi? Evet, ne mürteci Vüsull fendiye, ne de demagog Yürüku- la benzemez gibi görünürsünüz. Bana soruyorsunuz: “O halde ben neyim?,, Fakat siz bir tasta, 8iz bir kıskanç, siz bir sahtekâr, bazan hekimlik bir ruh sakatı, bazan da katıla katıla gülünecek bir soytarı, bir maskarasınız. Işık) baykuş yözünü vurduğu gibi, bir şairin güzel mısradan bir fanı kâlân bü son kapıyı da kapat-| dığınızın ikbal veya rahatına ka- mayı, böylece İngiltereye karşı tesiz ettikleri abloka hattındaki Yarığı tıkamayı isterler. Bun. dan başka Portekiz İngilterenin çok eski ve ananevi bir dostu- dur; Almanlar İspanya yolu ile Cebelitarık'a karşı bir harekete geçeceklerse arkalarını tehlike- de birakmak arzu etmezler, İngi lizlerse Almanların Cebelitarıka karşı muhtemel bir tsarruzları- na hazırlıklı bulunmayı, mese- lâ Portekizm cenubunda Lago- $a yerleşerek bütün Kadiz kör. fezine ve Cebelitarık yoluna hâkim olmayı elbette afzu eder- ler. Hele Axor ve Maderia ada- larının mücadelede cok mühim rolleri olabileceğini gözönünde bulun- durduklarına süphe yoktur. Bu üsleri Almanlara kaptırmak de. mokratların hiç işine gelmez. ** O beşinci ve on altıncı asırlarda Avrüpa mil- İetlerinin bir coğu henüz bii kaç dönüm tarlalarını sürmek. ten basku bir şey düsünmiven köylülerden ibaret iken Porte- dar, bütün muvaffakiyetler siz; kızgın şiş gibi, can evinizden daj lar; haset kesenizi irin sarılığı bürür, Başkasına gülen tatlı bır yüz karşısında, ağzınız kezzap köpüğü saçar. Siz bir muvaffa- kıyet hamlesini kırmak için, Vü- suli efendinin bütün çelmeleri- ni ve Bay Yürükul'un bütün te- kerlemeletini o Kullarırsınız. Fa- kat isminiz üstünde fikir adam- bğı etlâşını, ovar, parlatır, durur- sunuz. Fikir adamı! Muhalaza- kâr münevver! Siz bir mağlüp- sunuz. Tâ lisan davasından siya- si bütün inkılâp davalarına ka- dar, ber şey, sizlere reğmen ol- Atlas Okyanusundaki muştur. Her şey inkâr çığlıkları- nız arasında başlamıştır. o Hase- din ölümü Mirafor: — “Hakkınız varmışt,, yahut Yenildiği zaman, gine çivi gizliyen zenci boksör gibi, bir felsefe aşırması cümle, bir tarih çalması satır içine mür- teciin yeşil büyüsünü veya de- magogun çiy zehirini saklıyarak, erkek zaferi sokmıya yelterir. iniz. Hiç bir inşa ihtirası vçinde değilsiniz. Başkası yaptığı 76- man, evvelâ bir nefiy ve hiciv ze Yazan: yenen Falih Rıfkı Atay ; sıtmasına tutulursunuz. 32 tak- ma dişinizle sırıtırsınız. “Fakat ni- bayet itsat etmek lâzım gelir. Bu sizin kibirinize dokunur. Sakla- mak istersiniz ve karnının Kanı- nı tütan yaralılar gibi, iki bük- Jüm, gazete kaldırımı üzerinde ulur, sürünürsünüz. * * “gok eski zamanlarda bir rAnadolu ordusu, İzmir tepelerine gelmişti. Ertesi sabah şehre girecekti. İzmir eşrafı, ne kadar kızları ve şarapları vsrss topladılar: “— Haydi senalar ne olursa sizden olur. Bütün 1ş- velerinizi takıkınız ve tulumlar nızı doldurunuz. Dağ başındaki askerlerin koyunlarına giriniz ve onlara sabaha kadar içiriniz!,, Bozkır delikanlıları, sabahleyin, şehvet ve şarap baygınlığı işinde iken, Izmirliler ordugâl bös- lar ve zevallıları duğradılar. Bunlar, bu fikirler, tenkitler, 1s” natlar, tercümeler, istiışahlar bütün bunlar, , ba: tulumu fe. Zâferi çıkan dişi yosmalardır. Seneler- denberi, onlara sütunlarınızda göbek talimi yaptırıyorsunuz. Gi- di tatlısu millisi! “Soruyorsun: “O halde ben ne- yim?., Bana değil, akıl hekimle- rine sor. Çünkü sen ne edebi, ne felsefi, ne tarihi bir kıymetsin; DAİR sen bal gibi tıbbi bir hâdisesin!,, CA. — Nedir okuduğunuz? E. — Bir münakaşa! C. A. — Tatlısu millisi'ne ba- yıldım. Fakat şimdi bu milliler Yeni Nizâm taraftarı olmuşlar. Er, — Topyekün intikam! Iç- lerinde yeni bir Türkiyenin Ali Kemali olmak hasreti yananlar bile var. Ah Ankaradaktler bır şpkılsalar... Ah şöyle ellerine kâ- lemi alıp, haset keselerinin bü- tün irinlerini akıtabilseler.. “De- medik miydi?,, “Ben yazma - mış mıydım?,, Benim şu fikra. mın ikinci (satırındaki iyma bu değil miydi?,, diyebilseler... ** ç A, — Fakat bü Yeni Nizam çıların bir de tâhşit kampı var, Ne dersiniz, bu haset ve hınç kumkumalarını bir Anadolu yay lâsna çıkarsalar, onlara bir cr- İğer ve ruh kürü yaptırsalar. Fakat neme lâzım, şimdi Anado- lu dağlarında asayiş var. Er. — O taraftan hiç endişe etmeyiniz. Tatlısu millileri, tav- şandan korkaktırlar. Yalnız âr| damarları değil, ödleri de pat-| laktır. o Bunlar yeni nizama, dişi mart kedileri gibi, çığırtkan bir isteri ile teslim olmuşlardır. Enselerinde erkek nefesi solu - yor, il C. A. — Fakat bunlar neden Mihver zaferini kıskanmıyorlar? Er, — Malüm ya, bizimkiler, yalnız kendi cinslerinin etine iş- tahlanan gerip yamyamlardır. Şu 41550 hırs nöbeti ile yanan salâhiyet istemiş, | *#7m Gİ BN YAPRAK İ Karakulağın Masalı | | — Yine ne ile meşgulsün? i — (Kocaman bir kitap karış- tırarak) Siyah... Siyeh... Siyeh küş... — Bırak su kitabı da lâkırdı- ma cevap ver, g — Dur azıcık, su kelimenin mânasını bulayım da... — Aradığın ne? — Farisi bir kelime siyah küs. — Bunun için koskoca “Bür. i , © neve mürnenat edi. Siyh küş karakulak de- — Karakulak ne demek? — Rilmem. — İste ben de onu arıyorum. Bak “Bürhani kati”, söyle söy. Tüyor: “Karakulak tâbir olunan eanavardır ki, İranda ekâbir a- nınla sikâr ederler; kendinden kuvvetli bir canavarın mülâzi- midir: daima onunla gider.,, Şim. di anlaşıldı. — Durup dururken bu kara- kulak da nereden hatırına geldi? — Sa'di'nin dün bahsettiğim Tülistanında bir hikâve okudum. Sana da tekrar edeyim: “Karakulağn., sormuşlar: — Niçin daima aslanın arka - sından gidersin? Sen de kendi kendine avlansana, Karakulak su cevabı vermiş: Bunda birkaç türlü menfa. im var. Evvelâ o bir av yaka- tar, parcalar... Beğendiği verlöri ver, karnını doyurur. cekilir. O zaman ben de zahmetsiz, kültet- siz sofraya oturur, âfiyetle kar. wimi doyururum. Sonra ondan korkan düşmanların serlerinden e emin olurum; rahat rahat ya- m, — Pekâlâ! Övle uzktan on himavesinin #ölsesinde yasadı! ni, ovun artığı ile vecindiğini ik. rar ediyorsun, Niçin ona daha farla vaklsemıyorsun? — Fatfâ #ağrndan doğruya onun hâkimi. | veti oltma sirmiyorcun da sade- *2. “nihveri mrhahhetine,, isti "nk edivorsun? Böyle yapar» san belki seni hex benderim a- rasına alır: hireokları gibi halis mwhli 4âhi oluan. Karakulak düşünmüş 7777. — Canımdan korkarım! de. | mis. Bir gin aklına hükmeder, © bir enes de bana savurur, İvisi mi? Böyle uzakta kalayım daha © iyi — Karakulak kw milâzemetin *rbehi olarak başka bir şey İlâ- ve etmemiz mi? — Ne sih — Meselâ aslan avı parahvor. Reğendisi pareaları yivor, Arka- #an artık sofrasına karakulak söküyer. O z#man etrafına haki, nip: “Mey! Beni görüyor mu- sunuz? İste hır avm belini ben tordım. eiöerlerini hen söktüm!,, *iye hağırmıyor mu? mi ya — Hayır canavarlar tarihinde hu her zaman tesadiif edilen hir hâdise değildir. Tarihte böyle Vir kayda heniz tesadüf etme- di Takvimei * Iş Yerlerinin Yeni Nizamname Mer'iyete Girdi Ankara (TAN) — Devlet, vi- iâyet ve belediyeler tarafmdan doğrudan doğruya işletilen mü- esseselerden memleket müdafaa- siyle alâkalı iş yerlerinin müras kabe ve teftişine dair olan ni- zamname Vekiller heyetince ka- bul olunduktan sonra yüksek tasdika iktiran etmiş ve mer'iye- te girmiştir. Bu nizamnameye göre iş kanu- nu şümulüne giren Tesmi iş yer- lerinden doğrudan doğruya Mil- li Müdafaa Vekâleti teşkilâtı ta- rafından idare edilen âskeri İş yerlerinin teftiş ve mürakabesi Milli Müdafaa Vekili tarafından tayin olunacak müfettişler ova- Sıtasiyle yapılacaktır. Diğerleri - nir. teftiş ve mürukabesi ise İk- tisat Vekâletinn iş hayatiyle a- lâkalı mevzuatın tatbikini takip ve temin ile muvazzaf teşkilâtı nın merkez ve vilâyetlerdeki sö Mhiyetli memurları tarafından yapılacaktır. gelse, Alman mareşallarınm © a- yaklarına cihanı bir seccade gibi fe k! Evet, dostum, milli dediğimiz büyük politika, ne bir zekâ, ne bir ilim, ne başta bir karakter ve ahlâk sanatıdır. Mil Mi hareketler içinde ahlâksız bir zekâ, karaktersiz bir ilim, fazi- letsiz bir üslüp. C. A, — Kel üstünde peruka.. Er. — Ve altın teraktan öşa eski generali, görüyor musunuz? Kendi önünü açmak için, elinden gısını kabul etmezler. (Yedigiin'den)

Bu sayıdan diğer sayfalar: