7 Temmuz 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

7 Temmuz 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.—.— AMERİKADA Büyük Bir Gazete Zdarehanesinde 24 Saat Nasıl Geçer? “Chicago Tribune,, gazetesinin yalnız havadis odasında günün her dakikasında yüzlerce adam çalışır ve bu mu azzam teşkilât daha ilk bakışta insanı hayrete düşürür. İ Yazan: SEVİM SERTEL —1— çine girdiğimiz 20 metre'ge- nişliğinde ve 40 metre u- zunluğundaki bu salon, Ameri - Kanın en tanınmış gazetelerin - den biri olan Chicago Tribun &a*| har zetesinin “havadis odası, dır. İn- san kapıdan girer girmez kargı- sına çıkan yüzlerce masa ve a- dam arasında gayri ihtiyari ser- semliyor. Beni; gazetesini gezdir. mek için getiren arkadaş; — Eğer hakikaten bu gazete - pin nasıl çıktığını öğrenmek İs- tiyorsanız, beni takip ediniz, di- yor. Birçok masaların yanından gecerek odanın merkezine geli - yoruz. Burada yüzleri birbirine dönük dört tane yazıhane var. Arkadaşım: — İşte burası gazetenin kalbi- Edir, diyor. Su karşımızdaki ma - sada oturan kır saçlı adam şehir isleriyle (havadisleriyle) meşgul olan um: sekreterdir. Henüz Rece sekreteri ve K sehir sekreterine e lr, Burada dünyanın her tarafından mn in bu dört adamın elin de süzgeçten geçer ve ise yarı- yanlar kullanılır, Arkadasım benim kaşlarımı Catınış olduğumu görmüş olacak ki, hafif bir tebessümle: — Durun, diyor; size daha va- zih bir fikir vermiye çalışayım. Bir kere müayyen havadisler, eder. Meselâ Nevyorkta işlenen büyük bir cinayet Chicago halkı- az alâkadar #adaki dört adam, havadislere, kıymetlerine göre verilecek e- yeti burada takdir eder- can yazılmış olan Nevyork - taki cinayet havadisini üç satır- la hülâsa ederler; beri vanda | Chicago'daki fırtınayı en küçük | tafsilâtına kadar verirler, Sonra İ İ bir vaka günün muayyen bir sa- etinde patlar ve akşama kadar ei eder. Ben: — Meselâ, diyordum; farzede- Tim ki, Chicago'nun ücra bir kö- K sesinde bu sabah bir cinayet ol- du. Sizin gazete bu havadisi na- ii sil alır ve halka nasıl verir? İ ii — Evet, farzedelim ki, bu sa- bah bir cinayet oldu. Öğle vakti bir sabıkalı zan altına alındı, sama doğru ikinci bir şüphli şa- his tevkif olundu. Bu esnada or- talıkta bir sürü rivayetler dola- | diyor. Derken gazetenin matbas- ya verilmesine birkaç dakika kaâ- ; 7 Ja bu mevkuflardan biri cürmü- nli itiraf ediyor. Bütün bu inki- saflar 24 saatte 24 deliğe giren zabıta muhbirlerimiz tarafından bize bildirilmistir. Son 20 daki- ka içinde de bütün gün zarfın- Bavadis toplama faaliyetinin li- deridir. Gündüz sekreleri İse, o- nun sağ eli.. Birincisi her işi yo- luna koyar, esaslı tafsilâtı biri- rinden ayırır; yani makineleri işliyecek bir hale koyar. Gündüz sekreteri geldi mi, onun önüne şeyin özlü tarafı gelir. Arkadaşım bana bu tafsilâtı verirken, odanın merkezinden uzaklaşmıştık. Şimdi girdiğimiz samekânlı odada yüzlerle celik dosya dolabi var. Rehberim: — Burası, diyor; gazetenin morgudur. Doktorlar nasıl za man zaman morga kaldırılan ö- lülerden istifade ederlerse, biz de burada sakladığımız vakti geçmiş havadislerden zaman za- man istifade ederiz. Bu dolapla- rın içinde havadis ve makaleler- de her ismi geçen şahıs, hayvan ve hebatın gavet muntazam bir tarzda tasnif edilmiş birer dos- yası vardır. Odanın diğer bir köşesindeki dosya dolaplarında ise. vine tas- nif edilmis dosya kartları var. “İstikbal kartları, diye (anılan bu kartların her birinin üzerim-| “5 de bir günün tarihi ve o gün o- lacağı evvelden haber verilen hâdiseler yazılı, Arkadasim: — Meselâ, diyor: bugün avın onu. Bakalım 10 Tesrinievvelde neler olacak. Sıra ile dizilmiş kartlar arasmda on bir Teşrini - evvel kartını bulup çekiyor. Bir- likte okuyoruz: | — Mecliste bütçe müzakereleri yanılaçak? ? — Alkuponm O mühakemesinin son celsesi, Sant üçte, 3 — İreilerin “merasimi, Göntesi meydanında sant 11 de, 4 — Bayan Roosevelt işçi kadmlar öemiyeti kongresinde saat beşte ko- nuşacak $ — Beny Goçdmen on İki ekepre- siyle Nevyorktan Kaliforniyaya hare- ket etti. Tren Chicsgo İstasyonuna sani 4,15 de varacak, Burada yarım sant duracak. * B' keki bizim kır saçlı sekreter ovanında birkac dencle beraber icerive piriyor. Ufak bir itizarla kartı bizim eli- mizden alıyor, onu tetkik edi - vor, sonra yanındaki asistanları- na emirler vermive baslıyor: — Sen Mak. istasyon muhbi- ri Bili saaf dörtte istasvonn vol- ıyacaksın. Orkestra sefi Good- men ile bir ronörtai vapsın! Sen de Al, fotorrafcı Tohma söyle Goodman'ın muhtelif Doz- arda resimlerini isterim. Tren - Aen İnerken. muhbir Bill ile ko- (Sonu Sa. 4, Sü. 7) edindim defterinden: “Geçenlerde bizim Tarığın ni- şanma gittim. Epey kalabalık vardı, Müzik, dans, gürültü, kıyamet, Bir sralık bu kalabalığın içinde gözüme Sabiha ilişmer mi? İki hafta evvelki kavgamuz bütün teferrüntiyle gözüm- de canlandı. Üstelik Sabiha da benli görünce nisbet yapar gibi dansettiği çocuğa lürumundan fazla mültetit davranmıya başladı. Fena halde si- nirlendim ve Bahane ederek gitmiye karar verdim. Allaha #marladık, demek için Tarla ni #anlısnı ararken baktım, ikisi de Ss- biha İle aramızdaki kavgaya sebep olan sart saçlı kır ile konuşuyorlar, Yunlarına gidince beni takdim etti- ler. İsmi Suzanmış, Hiç de Tena kız değil, Biraz safça bakışlı, iri kurşun! gözleri var. Fakat saçları hakikaten çok güzel, Öyle tatlı bir rengi. ense- Bir gün Sabiha bunu farketti, Ben Aa kızm saçlarını çok beğendiğimi x- çıkça söyledim, Vay efendim vay! Kıyamet koptu, Datılık, O akşam, yani nişan skşamı bu kula birbiri. mize takdim olununca ben eve git- meklen vazgeçtim ve Sabihayı Suzan «İle hakikaten kıskandırmıya © karar verdim ve tabii derhal dansa kaldır- dım. Ailesi Eskişehirin imiş. Kendisi yanı geçirmek için İstanbula, Moda- da öturan teyzesine; gelmiş, İki ay #onra tekrar Eskişehire dönecekmiş, Bu havadise çok sevindim, Demek Ki, bu kızla bir maceroya girişsem, başimin belâ olmıyacak, iki ay sonra Yardımsevenler Cemiyetinin Çalışmaları —i— Asker Çocuklarının Okuma Masrafları Temin Edilecek Yardım sevenler cemiyeti ekal liyet unsurlar arasında açlığı Şu belerle de faaliyetine hız ver- miştir. İlk olarak ele alman has tabakıcılar kursu ve onu takip © den sosyal konferanslar serisine muvaffakıyetle devam etmekte - dir. Yardım sevenler cemiyeti! peksimet torbaları dikme işini akşam kız san'at okulü müdür ve tslebesine vermiş bu sahada da| orduya geri cephelerde hizmet etmiştir. Şimdi cemiyet halikev| lerinin köycülük kollariyle tej-| riki mesai etmekte ve faaliyetini civar köylere kadar genişletmek | tedir. Cemiyet son toplantısında ilk kongreden sonra geçen az bir müddet içinde başarlan işler hakkında Ankaradaki merkez i- dare heyetine bir rapor gönder meğe karar vermiştir. Rapor tan zim edildikten sonra merkezden yeni bir çalışma programı istene- cek ve bilhassa son günlerde a çılan çocuk kamplarına cemiye- tin daha geniş mikyasta iştirak edememesi sebepleri bildirilecek âzadan toplanan aidatla ilk ola rak neler yapılması sorulacaktır. Öğrendiğimize göre cemiyet bugünlerde faaliyetini babaları askere gitmiş ve anneleri çalış mak mecburiyetinde kalmış ço cukları tesbit etmek sahasında topliyacak ve bu çocukların önü müzdeki ders yılında ilk okullara alınması ve kitap ihtiyaçları et- rafından hazırlıklara başlıyacak Ankaraya rapor gönderildik- ten ve yeni bir faaliyet progra- mı çizildikten sonra cemiyet bü tün şubelerinin heyeti idare âza $ının iştirakiyle mühim bir top- Jantı yapacaktır. "Yarın Taksimde beden terbiye si bölgesi binasında yapılacak ih zari toplantıda bütün şubelerin fasliyeti hakkında izahat alina- cak, konferanslardan halkın da ka çok İstifadesini temin ve diğer sosyal sahalardaki faaliyetini art tırmak ilk kararlar ulınacak- tr. ıntıya cemiyetin bütün çalışma kollarından mümessiller de iştirak edecektir. bistanda Zirai Tetkikat Elbistan, (TAN) — Yüksek zi- raat enstitüsü (asistanlarından Hakkı Aysoyun riyasetinde ensti- tü telebesinden bir grup bu- Tadaki köylerde zirai tekiklerde bulunmaktadırlar. Şimdiye ka - dar 130 köyde tetkikat yapılmış tır. Muşta Bir Kaza Müş, (TAN) — Kızılağaç kö- yünden Mustafa oğlu Irfanın ka- rısı 17 yaşında Muhubet annesi iğ. uğramış, bindiği at ürkmüş ve kadını kayalıklar üzerine atmış « tır. Muhubet hurdahaş bir va- ziyete gelmiş ve ölmüştür. ee HIKAYE Türkiye Atletizm Şampiyonası Beden Terbiyesi Genel Direktörli üğü Yapılacak Müsabakalar İçin, Bir" Talimatname Hazırladı Beden terbiyesi genel direk - törlüğü Ankara, Içel, | Istanbul, Trabzon bölgeleri atletizm ta - kımları arasında yapılacak olan Türkiye atletizm şampiyonası i - çin bir talimatname hazırlıyarak İalâkalılara göndermiştir. Bu ta- Umatnameyi aynen dercediyo - Fuz, Atletizm grup birinciliğini ka- zanmış olan Ankara, İçel, Istan- bul, İzmir, Trabzon bölgeleri at letizm takımları arasında (Türki- ye bölgeler arası atletizm şam, piyonası) bu yıl 20 temmuz 1941 pazar günü Ankarada yapılacak- tır. Musabaka mahalline bölgeler 20 atlet ve bir idareci ile gele- ceklerdir, (Bölgede varsa, bu ida reci Eğitmen olacaktır. Aksi halde tercihan atletizm ajanı ve ya atletizm işlerinden anlıyan bir zat gönderilecektir.) Fazla atlet ile iştirak arzusun da bulunan bölgeler masraf far- kını kendi bölgelerinin atletizm tahsisatından karşılıyacaklardır, Bir atlet bayrak yarışı hariç, üçten fazla müsabakaya giremi- yecektir. (Yalnız Balkan bayrak yarışına bölgeler diledikleri kâ- dar takım ithalinde serbesttir der.) Program sıfası hiç bir suretle değiştirilemiyeceğinden alâka - darlar takımlarını teşkil ederken bu hususa dikkat edeceklerdir. Musabakalarda en çok sayı a- lan takım Türkiye bölgeler arası atletizm şampiyonu sayılacaktır. Sayılar şu şekilde verilecektir 1 ine: 5, 2 inci: 4, 3 üncü: 3, 4 üncü: 2, 5 inci: 1, 6 ncr:0. Bayrak yanşlarında bu seyı - lar iki misli olarak (o hesaplana caktır, Türkiye bölgeler arası atletizm şempiyonasında ve daha İsa grup biri; iyi celer alan veya istidat ve Sk yetleri ile dikkat çeken atletler, 24 ağustosta Istanbulda yapıla - cak (Türkiye Atletizm Birinci - liklerine) şahsen davet edilecek Grup birinciliklerinde yapıla- cak müsabakalar şunlardır: 100, 200, 400, 800, 1500 metre düz koşular, 110 metre manialı Balkan bayrak yarışı (800X400X 200X100), Gülle, Disk, Çekiç, Cirit atmaları, Yüksek, Uzun, Üç adım, Sırıkla atlamalar. Musabaka seçmeleri gü- nü sabahı yapılacaktır. 800, 1500, 500 metre haricinde ni ko- gularda ancak altışar kişi öğle, den sonra yapılacak final! bırakılacaktır. Seçme programı şu suretle tat bik olunacaktır: Saat 9,30 da 200 metre — gül le — Yüksek, — 110 mania — Disk — Uzun atlama, saat 10.15 de: 100 metre — Cirit — Uç a- dım, saat 11,00 de 400 metre — Çekiç — Sırıkla yüksek. Oğleden sonra yapılacak final ler programı şudur: Saat: 15,30 du Geçit resmi, İ saat 15,45 de 110 mania — Gül le — Yüksek, saat 15,55 de 100 metre — Uzun atlama, saat 16,15, de 800 metre — Disk, saat 16,40 da 200 metre — Uç adım, saat 17,10 da 1500 metre — Cirit — Sırıkla yüksek, saat 17,25 de 400 metre, saat 17,35 de 5000 metre Çekiç atma. Bütün bu müsabakalar tamam landıktan sonra Balkan bayrak yarışı finali yapılacaktır. Kafileler grup merkezlerine sporcu için mevzu tenzilâtlı tari- feden istifade ederek ikinci mev ki nakil vasıtaları İle gelecekler- dir, Münferiden seyyahat eden lerle ekspres farkı ve mevki üc- reti ödeyenlere ayrıca para ve rilmiyecektir. Kafileye dahil olanlardan ida- recilere vekiller heyetinden alı- nacak karar. dahilinde yevmiye verilecektir. Bilâhare bu karar dahilinde muamele yapılmak ü- zere idarecilere 300, sporculara 260 kuruş üzerinden yevmiyeleri avans olarak hesap edilecektir. Idareci ve sporculara ödene - cek yevmiye adedi kafilelerin 19 temmuz 1941 cumartesi günü Ankarada bulunabilmek üzere mahallerinden hareketleri gü- nünden müsabakanın ertesi gü- nü (21/6/941 pazartesi) Ankara- dan ayrılmak şartı ile bölgeleri- ne muvasalatları gününe kadar hesaplanacaktır, Grup birinciliğini kazanmış ©- lan bölgeler (Türkiye bölgeler a- rası atletizm şampiyonası) na İş- tirak etmek mecburiyetinde ol- madıklarından ve bu bususun| cubeden bölge göleinnizin menfaatine uygun -bir şekilde halli rin takdirine bırakıldığından; at- letizm ajanları talimatın vürudu ile beraber, şampiyonaya işti- rak edip etmiyeceklerini, edecek lerse hareket gününü telgrafla Federasyona bildireceklerdir. 1/7/941 cumartesi gününe ka dar iş bu talimata göre, cevap alınamıyan bölgelerin labake” lara iştirak etmiyecekleri anlaşı-| edil: lacaktır. Kafileler Ankaraya kadar bül. gelerinden verilecek avansla ge- İk ve istihkakları Federasyon mümessili tarafından ödendikten sonra, uldıkları miktarları bölge- lerine iade edeceklerdir. Musabaka programını tanzim ve diğer hususlarda intizamı te- min için bölgeler Ankaraya gön - derecekleri idareci ve atletlerin isim ve soyadları ile beraber gi recekleri musabaka nevilerini gös! terir listeyi 12/7/941 tarihine ka dar postaya vermiş olacaklardır. ZAVALLI MAHLÜKLAR onun gitmesi ile mesele kendiliğinden tihayete erecekti, Binaenaleyh kork madan komplimanlara daşladım: — Suzan hanm ne kadar güzel saçlarınız var!., Suzan hafifçe kızardı, Elinin kü- şük bir hareketiyle saçlarım geriye iterek, “biliyorum, der gibi güldü ve başını öbür tarafa çevirdi, Belli kl, çek mahçup ve tecrübesiz bir kız- cağız. Böyle kizlar kormpliman ve kur yapınakla değil, ancak aşktan bahset- mekle elde edilir, Onun için sesime &n elemli ve dekunaklı ahengi vere- rek: — Suzan hanım! dedim. Bugün si- zinle ilk defa görüştük, fakat birbi- rimizi ilk defa görmüyoruz değil mi? Amma kimbilir, belki ben sizin için her sabah, yanında bir kızla kotrada gezen alelâde bir adamdrm. Halbuki siz benim için ber sabah denizde rast geldiğim Ialetlayin bir kız değildi. niz, Suran hanım, Ne demek istedi. dimi anladınız değil mi? Belki buns Inanmıyacaksımız, “Ya beraber gezdi ğiniz kız?,, diyeceksiniz. Suzan ha nim, o kız burada, fakat onu bir da- ha kotramda göremiyeceksiniz. Çün- kü, o da artık her şeyi biliyor, Velhasıl söyledim, söyledim ve ta- bil kızcağız hepsine inandı. Beli ki, çok“eaf şey, Zavallıcık ödeta mütems- sir oldu ve ertesi sabah buluşmak i- çin söz verdi. Beş on gün sonrada kotraya binmiye razs oldu, Artık he- men hemen her gün buluşuyoruz Sabiha bizi gördükçe Suzana yiyecek gibi bakıyor. Fakat şu kedmisr neye bu kadar budala oluyorlar, bilmem, Bugün Su- zana yine kendisini ne kadar sevdi- &imi yana yakıla söylerken, görlerin- den yaşlar boşanarak, kendisinin de beni sevdiğini söylemez mi? Bu göz yaşları da bir #y sonra gitmiye mec» bur olduğu içinmiş, Tabil evvelâ çok sevinmiş göründüm. Sonra onu tesel- U etmiye çalıştım, Hattâ, kalmasına imkân olmadığını bildiğim İçin, Es- kişehire gitmemesi için yalvardım Tabit, “olmaz!,, dedi. Diyeceğim şu; kızlar çok zavallı mahlükler! Kendilerine “seni seviyo- rum!,, diyen her erkeğin sözüne kan- dıkları yetmiyormuş gibi, Üstelik he- men de Aşk olurlar, Onu kotremda ne maksatla gezdirdiğimi bilse, aklı başma gelir amma, bunu kendiliğin- den akıl edemiyecek kadar saf, Her ne ise, ben İyi vakit geçiriyorum Yale x 1 Ç szanın defterinden. “Bundan bir müddet evvel M: cide ile Tarığın nişmmma (gitmişti Bir de ne göreyim? Her sabah ya nmda bir kızla kotrada gezen çocuk otda değilmi? Kendil”o kadir gü“ zel değil amma, kotrasma bayılıyo- Yazan: B. BİRSON. rum, Yazı geçirmek için kaç keredir İstanbula geliyorum, bir türlü kot- raya binmedim. Bir aralık ben yeni nişanlılarla ko- nuşurken, hemen Yanımıza geldi. Za- ten her sabah bana baktığının far- kında idim, Hiç tanışmak için böyle bir fırsatı kaçırır mı? Ne ise birbi- timize takdim olunduk, İsmi Sedat imiş. Beni hemen dansa kaldırdı, Dikkat etmiştim, Her sabah kotrada beraber gezdikleri kız da orada oldu- ğu halde, konuşmuyorlardı. Kendi kendime “bunda bir iş var, kendini gözler Suzan!,, dedim, “Bu yaz bu çocuğun kotrasma binip'de gezemes- sen yazıklar olsun sanat, Fakat benim kurnazlık etmeme lü- tüm kalmadı, Dansederken Sedat be- ni sevdiğini söylemez mi? Meğer © kızla da benim yüzümden ayrılmışlar, Zavallı çocukcağıza sexi amma, memntin dn olmadım dersem yalanı olur. Fakat tabi sevincimi hiç belli etmedim, Hattâ müteessir olmuş gibi göründüm. Ertesi sabah buluşmak i- çin randevu istediği zaman, az kal #m sevincimden — zplıyacaktım, Hal- buki mahçup, mahçup başımı önüme *ğâim, Zira, seven erkekler hoppa ve her erkağin davetini memnuniyet- le kabul eden Iklardan heşlanrnnz - lar, Sedadım zerinde de yi bir tesir birakmek Tizımdı. Bu daveti güya O nun âşkina olan hürmetimden dola- iVe Kampları Çocuk Bahçe Teftiş Edilecek Bu Münasebetle Bir Teftiş Kadrosu Vücude Getirildi Maarif müdürlüğü haziranın 23 ünde 12 yerde çocuk bahçesi ve 30 unda da 5 yerde çocuk kampları açmıştı. Maarif müdür lüğü gerek bahçelerden, gerek“ se kamplardan çocukların istila de edip etmediğini tetkik için bir teftiş kadrosu vücüde getirmiş tir. Teftiş heyeti çocuk kampla rının ve bahçelerin tedris, terbi- ye, idare ve sağlık bakımından kontrollerini yapacak, tetkik ne #ieelerini Maarif müdürlüğüne bir raporla bildirecektir. Maarif Müdürlüğü teftişlerden iyi neti- celer alınabilmesi için teftiş #a- halarına göre müfettişler ayırmış tr. Çocuk bahçelerinin, idare, ted rİs ve terbiye bakımından tefti- şini ilk tedrisat müfettişi Şefik Bağman ve Ismail Hakkı Erkmen yapacaktır. Bahçelerin sağlık iş İeri hakkında doktor Fevzi O- get, Neriman Tevfik, Faik Sanal Tapor tanzim etmeğe memur €- dilmiştir. Çocuk kamplarının ter biye ve tedris işlerinin teftişini ise Mansur Tekin idare edecek- tir, ve idare işleri man- rif müdür muavini Faik Öz ve Tevfik Gürel tarafından incele - necektir. Maarif müdürlüğü bu ayın 14 ünde de tatil kursları açacak ve talebeyi engel imtihanlarına ve yeni ders yılı kitaplarına hazır- İıyacaktır. Bu kurslar için de yapılmakta olan program ve fa aliyet ikmal edilmiştir. ADLİYEDE: Bir Muhtekir Dün Mahkemeye Verildi Çemberlitaşta kahveci Eşrefe 50 kuruşa satılması İ- kesme şekeri 55 kuruş- tan satan ayni yerdeki bakkal A p, kasadar Varminika çırak Tuşmaya dün nöbetçi bulunan as liye ikinci ceza mahkemesinde ei Dükkân sahibi A- Suçu inkâr etmiş ve müda- b şahidi olduğunu söylemiş - i zi il 7-190 Refah Yolcuları Yazan: Naci Sadullah YYotaklarnda süngülenen 1 mart kurbanlarının unu talmaz âkıbetleriyle, uykal da boğulan “Refah,, yolcularını taze hâtıraları arasında ne acı bif) müşahebet var? Simdi, yediden yetmişe kadar, bütün vatandaşı İar, rastladığı her denizci masının hatırlattığı bu facia kar” Şısında, meçhul bir düşmana ge &ir gıcır diş biliyor. | Kimbilir, belki de, “Refah, fal elasının vukuunda, kendimizden) başka hiç kimsenin sun'u taksiri) yoktur. Ve “Refah, e vapurunu) mahveden silâhı, sinsi, şuurlu, ak çak bir düşman değil, insafsız ve serseri bir tesadüf kullanmış"! tar. Fakat düşmanımız, göze gö” rünmez bir tesadüf de olsa, bu facinnm müthiş mahiyeti, döğür! şemeden ölen delikanlılarımızı a) Tar gibi Akdeniz ufuklarını tara) yarak ıslanan gözlerimizi doldu ran bedeli meçhul nefreti, ve muhatabı meçhul kini asla sile « mez, Çünkü cümlemizin içinde, dalgalardan, ve rüzgârlardan bir le hesap sormak hursı var. | Unutulmasın ki, bir kazaya mi, yoksa bir suikaste mi kurban git iiklerini henüz katiyetle tesbit! edemediğimiz “Refah, ları, Türk milletinin, sına gömülmüştür. Ve bu derin. hâfızanın en yıkılmaz, en yüksek; kaideleri o üstünde onlar, bize daima, daha büyük dikkat, daha! canlı birer heykel gibi yaşaya caklardır. Yine unutulmasın ki, “Refah, yolcularının ömü e hayasızca! kıyan facia, onları masum bir uy” kunun gafleti içinde avlamışlır. Onlar, batırıldılar, veya battılar, Fakat asla batmayacak, veya ba tınlamıyacak olan bir şey vardı ki o, kendisini hiç bir kazanın, ve hiç bir suikastin hiç bir zaman) uykuda bulamayacağı Türk mile letiğiri POLİSTE : Bir Adam Evinin Pençeresinden Düşerek Öldü Lâlelide Ordu caddesinde yeni Yapılan bir apartımanın üst katı nın penceresine çıkan Mehmet düşmüş ve ölmüştür. İ oğml şahitlerin celbi i- çin başka güne bırakılmış ve A- BOP, Varminika ve Nişan tevkif edilmiştir. 15 Yaşında Bir Sahtekâr — 15 yaşında Ali ismindeki bir çocuk sokakta bulduğu bir tramvay pa| şiktaşta, sosuna kendi resmini yapıştırmış ve kullanırken yakalanmıştır. Ali adliyeye verilmiştir. Bergamalı Talebenin Sergisi | rısna Bergama orta okulu resim öğ- retmeni İsmet Toprak ve talebe)”. Jeri tarafından Eminönü Hal kevinde bir resim sergisi açılmış tır. Sergiye okulun bütün sınıf- larının talebesi iştirak etmiştir. yı kabul etmiş göründüm, Hep bu siyaseti takip ederek kotraya da an- cak on gün sonra binmiye razı ol - dum. Bu suretle nihayet hasretini çektiğim İeuira gezintileri başladı. Benim yüzümden. ayrıldıkları kran Ismi Sabiha imis, Rilzi gördükçe öyle tens bakyor ki, koltuklarım kabarı- vor, Fakat işin asl gülünecek tarafı bugün cereyon etti, Sedat bermutat bana aşkından bahsediyordu, Bütün bunları karşılık ona bir şeyler söyle- bar, Kırmak ve gücermekse bir da- ha kotraya binmemeyi icap ettirir. Mademki kısa bir zaman sonra Eski» sehire dönecektim, kendi kendime, “ber de onu seviyarmuş gibi gözük- sem ne olur sanki?, dedim, Mektep- teki milssmerelerde, ağlamak lehp &- den bir vol oldu mu hemen beni se- melerdi. Çünkü irtediğim zaman ağ- *wvabilirdim, Bügün de gözümden gi- nır sıpır yaşlar dökerek Sedadı sev- Aiğimi ve bir sn sonra Eskişehir #önmem Jenp ettiği için ağladığımı “öyledim. Tebil çok sevindi, beni u- vun urun teselli etmiye çalıştı. Hat-ç *â İstanbulda kalmam için çok yal-ı vardı, tabii imkân olmadığını söyle. #im, Çocukcağızm gözleri dolu dolu aldu, Şirmdi aklıma geldikçe gülmek-, ten katılıyorum. Şu erkekler çek zavallı mehlükler! Kendilerine bir fki kere bakan bir kıza dşık oldukları yetmiyormuş gi- bi, “seni sevlyorum,, deyince de, he- men İnanrveriyorlar, Aptal şeyler vesselim. Sedat kotrasmda ne mak- «atin gezdiğimi bilse, ak'ı başına gelir amma, bumu döşünemiyecek Okadar şık Neme izm. ben eğleniyorum Le , Hâdiseye müddejumumi muar Yapılan tahkikattan, Mehmedin bir bafta evvel akıl hastahanesin den çıktığı anlaşılmıştır. Bir Sarhoşun Yaptıklari — Be mahallesin- ve türmüşlerdir. Vaka hakkında tahkikat yapı maktadır, Ahmet Sezen makine kayışını karken kolunu makineye turmış ve sol bileği kopmuştur. Ahmede ıma koşan hat Demir de ayni makinenin k# yışına takılarak yere düşmüş ve ağırer yaralanmıştır. Yaralılar hastahaneye kaldı: Yılmaştar. Ro I mad; aşi Tiye Am Toza büyük ihtiyat kumandası veren! Son pi N Se ki Ye

Bu sayıdan diğer sayfalar: