7 Ağustos 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

7 Ağustos 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yer Şarktan gelen baberler Ja“ ponyanın, Tahilândr (Siyam) da fali alıma almak için siyasi ve â9- i hazırlıklarda bulunduğunu gös- tedir. Tesmen tanıması, Japon ve Tahi- d hükümetiiri arasındı mürakere- in cereyan etiği, hattâ bazı an- nalara varıldığı hissini vermesi yle şayanı dikkattir, kaynaklardan. verilen ha- i gün evvel o bitün Üslerinin Japon kara, deniz vi l Japon matbuatı Tahilânda, Hndiçi- yi örnek alarak, Japon himayesi al- girmeği tavsiye etmektedir. in. Yerleştikten sonra, Tahilâind'a kargı rekete geçmesi muhtemeldir, Lond- İN kaynakları, Siyam üzerinde Japon Mlzyikinin arttığını bildirmekteğiler, yanın bu hazırlıklarına karşı” tere ve Amerikanın da ehem- li tedbirler almakta oldukları gö 'da İngiliz kara ve ha- iki gün evvel Sin- İkapur'a çıkarıldığı, bir Ingiliz file- Siyam körfezine geldiği, iki Minerikan kruyazörünün o Avustralya rından birine vardığı, ve Ja- Yonyadaki Amerika tebassını almak Üzere Arnerika hükümeti | tarafından vapur gönderildiği haber verii - Sbemmiyetle kaydettikten sonra, Ja- Ponyaya “karşı petrol ambargosunun kâfi gelmediğini, İngiltere ve Çin ile İzm bir ittifak yapmak Jâzm oldu- ğlnu yazmaktadırlar, Çunkine maha- İli ise, demokrasilerin seri bir hare- İsti, Tahilândı kurtarmanın tek yolu Olduğu kanaatindedir, Singapur'da lapanyanım Htndiçiniyi İşgalden sonra almakta olduğu tedbirler, nu da eline geçirip Singapura hâ- im olduktan sonra bolanda Hindis- nın: İşgal etmek maksadiyle siztem- İi bir surette hareket etüğini göster- tedir. Fülhakika Singapur İngilizlerin elin kaldığı müddetçe Japon kuvvetle- de İnal ermektedi Bunun içindir ki İngilizler, Singa- Pür üssünün takviyesi için mütemadi Esyretler sarietmektedir. Pasifikin anahtarı mahiyetinde o- lan Singaparda bugün 250060 den a İngiliz ve İmparstorluk askeri, Mış olan Singapurun deniz üsleri, bu kanalın içinden ve hava deniğ taar- turlardan masun bir vaziyette bulan- maktadır, Burada 50000 tonluk ge- Dilerin barınabileceği ve tamir edile- bileceği bir tersane ve dünyanın en Buazzam sabih havuzu mevcuitur, Adanın mefkerinde, İngiliz donan - masının altr ayirk ihtiyacına kâfi ge- üz e, Amerikanın son zamanda büyük tara, deniz ve hava kuvvetleriyle mi- temadiyen takviye ettiği Filipin adı- bulunmaktadır, Bununla beraber, ( Vilâdivcstok'un tenubundan Soygon'a kadar böün sa- biller elinde bulunan ve kuvvetli bir #onanmaya malik olan o Japonyann, Çin cephesinde tedafüi bir vaziyete geçerek hattâ bir çok yeri terke rar ; süratle tahakkul ettirmeğe çalışaca- ğı kuvvetle muhtemeldir. Bunan içindir ki İngiltere ve Ame- tika, Japonya o muhasemata başlama. dan evvel bu bölgedeki islerini son bir gayretle ve silratle takviye etmek- tedirler, Zira, harp başladıktan son- ra buraya Arıerikadan asker ve mü- himmat sevki çok güçleşecektir. HM. ANTEN Lisan Mütehas,Prof, ALBERT ANJEL FRANSIZCA Tahitândim Mancukou-| -İdan sonra şehir tetkiklerine . İfarklı bölgeler yoktur, Beşer hay —İmın bütün safhalarının insanın top - 7“ | baktığımız. bu gehir erin | mesi kabildir. Şer hangi bir gehir harita üzerinde Yalmız bir mevki ifade etmekle kalmaz, zaman dabilinde içinde ya- şamış olanların hayat façlası oynanan bir sahne manzarasını da (gösterir, İstanbul gibi banliyösiyle birlikte geniş bir bölge teşkil eden bir yerin İtetkiki mevzuümüzu teşkil ettiği tak- dizde, bu şehrin sırları içinde bize yarayacak bütün bilgileri toplamak. lığımız icap eder, bu bakımdan şehir nihayetsiz bir wlika uyandıracak kü- gültülmüş bir kâlnat addedilebilir Bir çok yerlerde muhtelif usuller tatbik edilerek bölge tetkikleri yapıl- mıştır, İngilterede “Regional Surwey, İsmi Verilen bir terbiye sistemi ilk İve orta okullarda keniş inkişaflara İ mazhar olmuştur. Belki yarım danbert' tatbik edilen ba terbiye tar- zma ük defa olarak “Patrikle Geddes,, tarafından vilcuda getirilen bir eserde bu ismin verildiğini görüyoruz, Bun- “Civie Survey” ismi verilmiştir. Geddes tarafından yapılan tetkik- lerin mahsulleri “Town o Plamiwe Exhibition, da teşhir edildi. Bu & kikler gehirlerin plânlaştırılması işin- de en mühim bir âmil oldu, Memle. ketimizde muhtelif şehir piânlarnın İtanzim ve tatbile edildiği ya srrada bir İ terbiye mevzaa olarak ele aldığımır, “bölge tetkiki, nir şehircilik beki bundan da e büyük bir ehcemiyeti hair olduğunu İzaha lüzum yoktur, Serginin geniş meydanlarında mite- vazi bir mukaddeme ile işe girişen Survey'ci Geddes Edimbure'da, Bel- fasta, Dublin'de Paris'te, o Gand'da seyyar şebircilik sergilerini karda, Dah sonrü yine bölçe tetkikine isti- ti Hindistanda Bombay, Kalküta'da ili ve terbiyevi fikirleri ilgili olarak vücude getirilen tetkik nümuneleri teşhir edildi. İngilterenin bir çok yerlerinde yapıldıktan son: beşredilen bü tetkikler şehircilik aliyetine yeni ve geniş wfuklar açtı, yeni ilhamlar verdi, Kasabaların, ye birlerin bugünkü (şartlariyle yarmki imkinları üzerinde doğrudan doğru- ya tesir yaptı. Ayrı ayrı mevzii ola- rak bu tetkikler neticesinde vücude getirilen plânlar bir araya toplanıp her bölgenin karşılıklı düşünülerek | yapılan tek bir proje menfaatleri birleşmiş olan bölgelerin bütün iktisadi ve içtimai larını da ihtiva ederek ilmi bir inkişaf te- minine yaradı, Bütün bunlar bir ter- biye sistemi olarak bölge tetkikinin ne kadar feyizli ve müessir bir usul olduğunu isbata kâfidir, * » Bölse tetkiki nedir. Çamlıca tepesinden &eniş «v6 diğink şehri kucaklıyan o haşmetli manzaraya bakıyorsunuz, Rüyet sa- bânızda Marmara wfuklara kadar en tatlı renkli bir kumaş gibi yayılmak- tadır, Boğazın kıvrımları her bir rı bir güzellik ifşa eden parıltı mü- cevher parçalarma benzer; hisarlar- da güzel İn öyek olun eski ced- lerimizin — kavukları, yatağanlariyle burçlarda dolaştığını sezer gibi olur- sunuz, sola basınca Çaldıran seferine hazırlanan ordunun renkli çi ârasında kır atlârn şahlandığını ta- hayyül edersiniz. İnsan hayatının preistorik devirlerinden bugüne kadar buradan gelip geçen bütün orduların, ırkların, Asya ve Avrupa fatiblerinin Ja) izlerini önümlüze açılan bu tabiat say- fası üzerinde ibretle okumak ne ka- dar kolaydır! Burada belki her yer- den ziyade beşer ihtiraslarının vol- kanlaştığını, bin bir haile yarattığını siniz, Bu yanmış, yıksi — mış ve masir ve muânnit bir gayret ve cesaretle yine kalkınmış olan 36- hir, kirli fakat daima bareketli tanbul ne zengin mevzuların kayna- dadır, Şüphesiz ki bu manzaralara herkes kendi şahsi müşahede melekeleri yar- drmiyle tablar ve itiyatlarıma tekabül eden alâka ve heyecanlara bakar, Sanatkâr burayı jeoloğun gördüğü - Bün biç de ayni olmıyan bin bir ba- kumdan seyreder, mebstatçılar nebati bayata ilgi duyarlar, mühendisler der- hal köprüyü ve demiryollarını görür- ler, “çiftçi tarlalara bakar, avcı evr bol olan yerleri arar, gemiciler, ke- mileri, imanı ve en güzel liman ola- cak yerleri ilk bakışta bulurlar, mi- mar, zarif minarelerin kuşattığı ulvi kabbelere karşı içinde bir höyü his- seder, Burada ayrı ayrı ve birbirinden rakla olan bötün esaslı oalâkalarının içinde keşiedil- Filhakika bu bölge- nin yalnız husesi bir bakımdan değil, mümkün olan her bakımdan incelen- mesi, bu müşahedelerin elle dokunu- İnbilecek, neticeleri herkes tarsfmdan anlaşılacak kadar açık bir izahı, iş- te bölge tetkikinin mânai barettir, ** ölge tetkiki bugün Uk oküllarımı- zın müfredat © programlarında bir meveuun programa girmiş olması tat- bikatından beklenen yaratıcı neticeye varıldığı takdirde bir kıymet ifade e- der, Muayyen bir bölgenin tetkiki memleketin bir o parçasını bir turist gibi tanıyarak, yalnız tecessüs yev. Kini tatmin etmekten ibaret kalır: bu iş cansız ve soğuk bir meşgale ol- makta ileti geçemez, Bölgeyi tanı-” ditan sonra şüphesiz ki | memleket sevi içimizde derinleştiğini du- yacağız, ancak bölge tetkiki bizim ka- biliyet ve melekelerimizle muhit ara- sında karçılıkir tesir o yaptığı zaman terbiye canlı rolünü ilaya başların; Dersânesinden: Gelatasarey #hzari| olur, kumma girecek talebe, kuvvetlenmek | İnden mahiti hlikmü altıma aldığı üzere, hergün bize devam edebilirler. gibi muhit de insanı kendine tâbi bir uygundar, Bahçekapı Selâmet | unsur haline getirir, Muhit yalnız ha» Hanı, yat ve waviyetimize, biyolojik varlığı» İlarma yeni bir madde ilâvesini menfaatleri | i I Yeni Terbiye Cereyanlarına Göre Dm Bölge Tetkiki Nedir? am Yazan: i Hüsnü BAŞOL (istarhel Kız Öğretmen Okulu : Direktörü) İceermmmssraansansasın kalmaz, manevi Halbuki içinde ği yerin tesi- mıza hâkim olmakla varlığımızı da kavrar hayatımızın ünlüşat e rine tâbi olarak ai r hiçe sayan, inkâr eden dünkü i7 terbiye ismini verdiğimiz gayeye ta- #eamiyle bu tesirin haricinde kaldığı mi zanlı fk, yapma, uydurma bir uhit içinde kendini yarattığına ka- Bu uydurma muhit eski an'ane- lezin yarattığı, asır bize kıymetli bir miras diye takdim ettiği eski mek- pler, dünün terbiye o müesseseleri- dir, 4 * göle tetkiki, esasen kat kat yük lü olan bugünkü okul program. icap ettirmez, bilâkis bu programlara ni- zsm vermeğe müsait bir usulü vazet- mek, proğramı teşkil eden mevsula- rı birbirine bağlıyan çok derin birli &i köstermekten ibaret kalır. Bu tet- kik usülü en ümütsizlere bile ümit ve- cebilecek şekilde, en ax müssüt yer- lerde ve en güç şartlar altında ber ğdaki talebeye tatbik edilebilir, Okullarda, kendi muhitleri dışında hiç bir gey bilmiyen bir çok talebe. ye tesadüf edilir, Muayyen bir istikm- etten okula gelen bir talebenin, ak- si istikamet hakkında en küçük tir bilgi sahibi olmadığını bir çek defa- Jar müşahede etmek kfbildir. Hattâ aramızda, ne kadar yetişkin İnsan- lara tesadüf edilir ki - daha wruğa götmeğe lüzum yok - Kağıköyünde 0- turduğu halde Üsküdar hakkında hiç bir bilgisi yokter, Bir şehirde bulu. ran yatılı oleul talebesinin hemen İe- men © şehrin yalmız alış veriş için do- lüştıkları kısmından ötesini bilmedik” leri ve senelerce mühit hakkında dahs a bir fikir edinemedikleri sabit- « günkü çocuklar alelekser günde ke tecrübelerine mpeyler '« len ötesini bilmezler ve bu yüzder muhitleri hakkında esaslı bir bilgi sa- ibi olamazlar. Binaenaleyh İlk iş muhiti tanıtmaktan ibaret kalır. Bir şehrin tetkiki için o şehrin mu. ayyen semtlerinde evlerin inşasındar svwel neler bulunduğunu bilmek, be wretle şehir sahasının jeslojisini, ar. keolojik keymetlerini öğrenmek İl. sımıdır, Biribölgenin hususi simasını kaynaklarını üzerinde oturanların. öçl ve ddetlerini, an'anelerini, masallarını ata sözlerini mazide oynadığı rolii yarattığı değerli vatandaşları herkesi» İstanbulda Beyazıt tarafında" otu tan bir sayın okuyucumuz, deniz ban- yosundan sonra kışıntıdan şikâyet e- diyor, Bü zat, senelerdenberi denize girer- emiş, Fakat iki senedenberi, denizden çıktıktan beş dakika sonra, kurulan» dığı sırada v'cudünde, kendi tâbiriy- le, bir “dehşetli, kaşıntı başlamakta ve on beş dakika devam etmektey- miş... Saym okuyucumuz £ böbrekle rinde ve karaciğerinde rahatsızlık duy madığı halde, denizden çıkmen baş- yan bu kaşıntıya taaccüp ediyor, Kendisi karaciğerinden şikâyet et- miyor amma, bu kaşıntr karaeiğerinin * hekim tâbiriyle - kifayetsiz olduğu- mu haber veriyor. İz banyosunun vücude yaradığma en sağlamı alâmet, borıyodan sonra vücudün rahatlık bly- vüzndün şikâyet etmesi demektir, Yazan: H. 6. Dwight Bününle bersber karanlık köşke girip de evveâ kimselere ras gelrmayişi, sonra kai remağasn, #iyette otururken görüşü — avucu- Bun İçi gibi tarıdığı bahçeden bir- denbire biç görmediği, bilmediği ya- banci bir yere düşüvermişe dötmcesi, paşayı öyle bir hale soktu ki, artır onun hazarında her şey doğru olebi- lirdi, Ve bunun için, istiyordu, âde- ta hırsla, heyecanla istiyordu ki, Hö- lina de bir şey söylesin, Sümbül #- Zoya çıkışın, heykırsın; böyle, baş- ks kadınlardan farklı, sakin duraca- ğına, yalan bile söylesin, Sonra aklma gelmiye başladı: E- Evet eğer! — doğru ise, mui- laka kendisinin de bir şey yapması Mâzrmdı, Bağırmalı, gürültü etmeliy- di. Adam öldürmeliydi, Böyle haller- de dalma böyle yapılırdı, Babasmın yapacağı bu idi, hele büyük babam- mn yapacağı mutlaka bu olacsk'ı, Tâkin eskiden babasının ve büyük babasının yapacakları şimdi artık kendisinin yapmasına imkân olmadı- ğını düşündü, Onların Adetlerini çok» tan unutmuşta, Sonra ihtiyardı da. İhtiyarlık düşüncesi, bir iğne gibi, tuhunu deldi, kendisi ne kadar ihti- İLLERE DENİZDEN ÇIKINCA KAŞINANLAR... yice bilmesinde bir çok faydalar var. dır, Memelketini içi titriyerek seve- bilmesi için bir çok sebeplerin mev. cut olduğunu, buzün kaybolmuş me- sillerie kendi arasında derin bir bağ» bulunduğunu hissettiği nisbet da- hilinde İnsan memleketine bağlanır Yakm yurt, ana toprak sevgisi vatan aşkının en sağlam »melidir, Yar | bir tabiat sayfası olarak kolaylıkta ökunabileceğini söyle- dim, Öyle semtler vardır ki asırlar * İsokaklarından hiç bir iz bırakmadar gelip geçmişlerdir. Asırların değiş - miyen bir sima ile karşılaştığı bu yerlerde bölge tetkikinden sonra me Ie yapılmaz? Bugün şuurlu ve sis temli bir uğraşma, yer yer güzel - likler yaratmağı başlamıştır. Gittikçe bız alan bu kiymetli faaliyet, gehris bahçelerini, parklarını çoğalttıkça birleştirdikçe tabiatin ve tarihin bütün zengin kaynaklarına sahip olan İstan- bul, ber biri ayrı bir şaheser olar camilerini ve Abidelerini yeşil bir de- korla süsliyecektir, Twpkı Ulm gebri İ gibi bir “bahçe — şehir, haline gelecek İ olen İstanbulun çirkin tarafları or- tadan kalkarak bu semtlerin de bah- çe etrafında gittikçe çüzelleştiği, şe- rellendiği, iktisadi, içtimai inkişaf ni- amlarma tâbi olarak şehircilik kal- delerine utibak etiği müşahede edi. Tecekeir, bazariyesinin üstünde şehrin yeni kıy. metler kararmasma da sebep olabilir, İstanbulun Boğaziçi dahil olduğu hal- de bir çök semtlerinde Oğmanlı ve hattâ Bizans devirlerinin farkir asır. larını bebçelerle çevrilmiş olarak res- tore etmek şartiyle temsil etmek ka- İstenbalum tetkiki “bahçe - gehir,| © |Haftanın Şakası Pışkinler Günden Güne Çoğalıyor H“ yaz mevsiminde olduğu gibi, beyaz tenli vatandaş ların miktarı, gün geçtikçe azalı- yor. Çünkü plâjlara dolan vatan daşlar, kendi ihtiyarlariyle kav» rulan canlı ve gönüllü birer ke - babu döndüler, Tenleri henüz ka- rTarmamış olanlar, plâjlarda âde- ta, Sudan'a düşmüş birer beyaz insan gibi göze batıyorlar. Fakat plâjlarda yanmak, bu kadarla kalmıyor ki... Kumlara bütün ihtişam ve mahremiyetle- rini açığa vurarak serilen güzel- liklerin yaktığı yürekler, güneşin kavurduğu tenlerden a7 mı? Onlara baktıkça yürekler, gü- neşe yattıkça bedenler, ve yiha - yet... Hesap , Can- İar yanıyor. Evet, yüreğimiz yanıyor, bede- nimİZ Yanıyor, canımız yanıyor, ve böyle cümlemiz.. çifte kav - rTulmuş oluyoruz. Bu itibarla, gö- zünüzü dört açmanız İszim. Çün- kü... Pişkinler çoğalıyor demek- il ir, Plâjlarda, etrafınıza kulak ve- Tirseniz, en çok duyacağınız ümle ur: — Vücudün, hele yüzün ne güzel kararmış!,.. bildir, Geniş ve güzel bahçeler ara- amda ayrı ayrı vasrilara sahp olan bu semtlerin ihyası, güzellikle ta- rihin kucaklaşması: intaç edecekti, Bölge tetkiki, muhtelif bakımlardan bir şehrin, bir bölgenin ayrı ayrı par- galarını kiymetlendirdiği gibi terbiye mevzuu üzerinde de &yni müsbet fay- daları temin eder. Bu usulün muhtelif derecelerdeki okullata.ve muhtelif &drslere tatbikini "Mabel Barker, fn çok kiymetili etütlerinden | İstifa - de ederek bundan sonraki yazrlarımız- da izah edeceğiz, TEŞEKKÜR KE me diyet arumıslan ayrılmam dalayalyiz getek rahim ve gerekse eksiz ve telaraila tezle yene Bulunanlara ve izi #bedi Tesmer, hr olan kabre kadar geler #uretiyle ücüm: iştirak eden dantlara ve mesioktaşlara teşek Mr ve mirzettarlığemrem büsirümesi için ühecem gasetenizle ilksn riza ederiz. Çeciklarız Keyyire Semer, Neriman Caa, Trahim Can, Cengiz Cam. Damadı: Eczacı Kimpaper İamet Somer Inin bozulmasından ileri gelir. Vücü- dün büyük kimya İdboratuvarı da » bilirsiniz ki - karaciğerdir, Karâ- ciğer yolunda işlemeyince vücüde ka» şmu verir, Karaciğerin kilayotsirlik halinde, onun üzerine deniz banyosu” İnun soğukluğu tesir edince kaşıntı “dehşetli,, olar. Buna karşı ilk tedbir deniz banye- larından hemen vözgeçmektir. Onla- rn yerine, ılık su banyoları, daha kolayı ılık su dökürmek, hem kaşıntı vermez, hem de karaciğerin yalunda işlemesine faydalı olur, Bi rtaraftan da yağlı yemeklerden sakınmalı... Iskarada kızarmış etler, az zeytinyağlı sebzeler, bol bol, fa- kat sirkesiz salsta ve yemiş. Kom- postolarm da hiç sararı olmüz. Denizden çıkıldığı vakit kaşıntı ge- setmesidir. Buna karşılık, kaşıntı da|lince, bir de idrar tekli yaptırarak albümin ve bilhassa şeker arattırmak Kaşıntı vücutte kimya müvazenesi- | hiç de fena olmaz, — Çeviren; M. ABAŞ yardı, Eelâne ise ne kadar gençti, Yetmiş, gezsen yaşına kadar bile ya- şasa öldüğü zaman Hülöne için dabz epeyce sürecek bir hayat devresi ka- lacakı, Evet, Şabarmı dediği doğru idi, İhtiyarlırordu, Bu halden şimdi- ye kadar hiçbir hicap duymuyordu, Şaban tuhaf bir şey daha söylemişti, — Oğun karısı paşanın o karısmdan daha emin vaziyette imiş, Bununla beraber Hâlâne'e karşı yine gürip bir merhamet hissi duyuyordu — Çünkü © gençti, erguvanların açtığı mevsim- de bulunuyorlardı, Sonra da aksaçlı bir sdamla evliydi. Vâkm kendisi paşalar "soyundan bir paşa idi, o ka- dın ise, herküngi bir Fransız kızm- dan başka bir şey değildi amma, o- nun şanındu ulay mevzuu olmaktan korkmuştu — İşte bunun için ona İbaşka Avrupalı kadetlar gibi olaca Emi, onler gibi hayat süreceğini va adetmişti, -- Hem bu haremağis kendi husust hayatlarına me hakla karışıyordu? Birdenbire sert bir sesle: “Bu ev senin mi, yoksü benim mi, Sümbül ağa?, diye bağırdı: “Ben sana bin de- fa tenbih ettim: Madamayı rahatsız Jetme, takip etme, nereye gittiğine, ne yaptığına karışma, dedim. Seni babs İşte, yaz mevsiminin getirdiği acayip modalardan birisi de bu- dur: İnsanlar kışın yüzlerinin a- kiyle, yazm da yüzlerinin... kara- siyle iftihar ediyorlar... O kadar ki, plâjlardan yüzleri- nin akiyle çıkanlar, almları leke- lenmiş insanlar gibi hicap duyu- yorlar, ostun başa, düşmanın ayağa baktığını iddia edenler, hiç de doğru söylememişler: Çün kü, meselâ, kadınlara en dost o- lan erkekler bile onların ayakla- rına bakmaktan kendilerini ala - miyorlar, Bunun içindir ki, ka - dın iskarpinlerinden bahsedece- ğim için, kadınların ayaklarına baktığım, binaenaleyh, onlara düşman olduğum mânası çıkarıl- asın... Hepiniz farkma varmışsınız - dır ki, Bayan iskarpinlerinin en rağbet görenleri, tal man - tardan olanlarıdır. Vâkıa, bunu görenler: '— Aşkolsun şu kunduracıla - ra... Diyorlar, bütün bayanları... 'Mantara bastırdılar?,, Fokat zinhar, görünüşe aldan- mayımz: Hakikatle, mantara ba- sanlar, Beyanlar değil, Baylar - dır: Çünkü kunduracılarla hesa- bı ekseriya onlar görüyorlar... *»» Acıdım Hazıma doğrusu Yeni dinlediğim güzel birİye ize de anlatma - Bilirsiniz nükteyi geçemiyeceğim: dan ki, İstanbul tuklar söylü zım, - ki, ismiyle, evvel, “Şaka, mecmuasında in- tişar eden mizahi lügate yazdı - Zım gibi, “Mizah, ın tersidir; - iste, Ömer Rıza | “ Tefrika No. 10 yadigâr: olduğun içip yanımda tutum yürür; fakat madamaya bir şey söy- lediğini, “onu gözetlemiye kalletığnı bir daha işitirsem, kapı dışarı ede- rim, Anludın mı? Şimdi haydi baka- yım, deşarıl, Hinremağası yalvardı “Aman paşam, östirham (ederim! Âdeja yükseklerden geliyormuş gibi olan sesinde gülünç bir hal vardı, yoksa — bir şey mi vardı? Bunu bir türlü anlıpamıyordu, Birdenbir” slacalı bir fener gşığı karanlık pencereden girerek bir an için zencinin yüzünü parlattıktan #onra, duvarı aydınlatıp geçti, Odaya tekrar bir sükân — Bu sessizlik içinde yalnız, havuzdan gelen su damlaların gümüş tıptıp- Tarı duyuluyordu. Derken; dış merdi- miştir. venden uyak sesleri işitildi, bu sesler karşıki odada sikisler yaptı; oda ay“ dınlandı, elinde büyük bir rmusamba fenerle, sağa vole işık salan bir a- dam göründü a tArkasi var) Yazan: Naci Sadullah birinde, Hazımın, kendisini mec- Mislerde taklit ettiğini Omer Rt - zaya duyurmuşlar. O zaman O- mer Riza: “ Yazık, demiş, acıdım Ha- zama: Çünkü ben zaten, o nutuk- larımda, Arap mukallitliği yap- : Hazım kendisini, mu kallidin mukallidi mevküne dü- şürmemeliydi!,, ** Çallının bir nüktesi Ariicağim diğer bir güzel nüktenin sahibi de, kiymet Ji ressam Çallı İbrahimdir. Geçen kış üstat, Ankarada, mevki ve servet sahibi olmakla maruf bir vatandaşa raslamış. O iri yapılı kalantor zat, Çallınm üzerindeki paltonun kumaşını yoklıyarak: “.- Üstat, demiş, bu soğuk ha- vada, bu incecik paltoyla üşümü- yor musun?,, Çallı, parmaklariyle muhatabı- nm sırtındaki paltonun kumaşı: ni muayene ettikten sonra: “.— Canım, demiş, sizin palto- nuzun ku da, benimkinden kalın değil ki: Siz o paltoyla nasıl üşümüyorsanız, ben de bu Pal - toyla öyle üşü la Kalantor zat, kemali ciddiyet- Omer Rıza Doğrul, vaktiyle, cekti. “.— Vâkıa, demiş, benim palto- nun kumaşı da İnce amma, be « nimkinin içinde kürk var!,, Ozaman Çallı, bir nükte yaka- ladığı anların o meşhur ve sevim. li edasını takınarak gülmüş ve; Şu nefis cevabı vermiş: “.- Efendim, sizin paltonun içinde kürk varsa, benim palto - nun içinde de Çallı Ibrahim var!,, ASKERİ Şark Cephesinde Almanlar, Leningrat, Kief'i Alarak Moskovayı Müdafaa Eden Kuvvetleri Cenahlardan Tehdit Etmek Plânını Takip Ediyor “ umduğunu . (Baştarafı 1 incide) Terini imha fle meşgul bulunuyorlar, Alman ordusu her metre, her kilo- metreyi büyük fedakârlıklar pahasına. Bu mühabirin Hzaatı ile Maskova- nm tebliğleri birbirini teyit ediyor. Hakikat de bu cephede harbin henüz bütün şiddetiyle devam etmekte ol- duğudur. Almanların ideinsi veçhile buradaki Sovyet İuvvetlerinin imha- se tamamlanmış olsaydı, trerkez'cep- hesinin tarnamen yardmış ve Moxkova yolumun açılmış olması lâzımdır, Hal» buki Alman kuvvetlerinin burada 14 ileri bir hareket kaydettikleri gö- ilmüyor, tamir'in şimal ve cenubundan Slerle- yerek Sovyet kuvvetlerini bir kıskaç içine almak istediler, Fakat son ge- len haberlere göre General Bufiyeni ordusu bu kıskkaçın içine düşmeriş, ve Kiet ettafmda kuvvetli bir mukave- met hattı vücude artirdrek burada da iki taraf leri o erasmde, tıpkı Smolensk'le olduğu gihi büyük bir meydan harbi başlamıştır, Almanlar burada bir mikdar arazi kazanmışlar, #akal kızlrduntun mrukayemetini kar- almayıp imha olduğunu, bine» İenaleyh Moskovaya doğru yürmenin ikinei derecede ehemmiyeti höiz bu- i GÖPÜSLEP Kabahat Yıkılan Binalarda Yazan: Sabiha SERTEL Dp” Galateda iki ev yisldr, Be .”” evlerin her birinde, odalan ayrı ayrı kiralanmak gartiyle 28 kiş ikamet ediyor, Bir nüfüs kesafeti, Pa: kaf evin yıkılmasına her halde bu fat la nüfus sebep olmamıştır. Binaların ikisi de çürükmüş, O kadar ki, ba diseden üç gün evvel, binanm altın da bir dükkânda çalışan berber ta rafından belediyeye ihbar sn Belediye durhal işe vaz'ıyöd etmiş, İ: muameleye konmuş. yazl Köğrtlar miş, fakat çürük binalar muameleniz bitmesini beklemeden yıkılmışlar, Ka- bahat ne içinde bir nüfus kesafeli ya pan Ellelerde, ne ihbsr eden berber” de, ne de İşe vaz'ed eden beledi. yededir, Eğer binalar, igi İartasiye. eiliğe tâbi olan insanlar gibi günler. ce, aylarca sebretmesini bilselerdi, ye kdmazlardı. Kabahat musmelenin bit mesini beklemeden yıkılan binalarda, Bu vikmda şahsen mesul var mu yok mu, tayin etmek, bu işe vaz'ıye eğen adliyeye at, Yulnız kırtasiye, etlik hakkında, bir de yıkılmaya nam. set diğer evler hakkmda bir kaç sö? söylemek mümkün, Eğer vak'a gszs- ielere aksettiği gibi, üç gön evvel ih bur edilmiş ve üç gün zarfında fed. bir alınmamışsa, ve bu tedbir alma» mumak, kırtas! müameleyi tamamla, mak yüzünden vuku bulmugsa, müs. tscel vâkınlara karşı kırtasi muse lelerin süratini arttırmak İzm, #üratiyle nasıl nul müesseselerde ratlonalisğ sây u- sulleri, istihsal çoğelttığı gibi zamar fasılasırı nasıl yarıya indirdi? Demek ki, kırlasiyeciliğe karşı ne kader in- safsız davranırsak, zamanı o kadar â- raltacak, müessiriyeli o nisbetle art. tracağız, Yıkılan evler için üç günlük mua mele, çürük binaları sabra davet ede miyecek kadar uzundur, Bundan baş- /ka İstanbulda bu gibi çürük görüner binalar çoktur. ların tehlikesini hazırlanması, bu gibi faciaların önüne geçecek kestirme çüzelerdir, Amma bütün bunlara karşı, harp var, dene- cek olursa, iz VAZİYET Baştarafı 1 incide Bu bal muvacehesinde arttırma, kömuniyle Urum! ayda maktuan azami 40 lira verilös

Bu sayıdan diğer sayfalar: