30 Temmuz 1942 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

30 Temmuz 1942 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| BUGÜN! Harbin Dönüm Noktasındayız Yazan: M. ANTEN gi: kıtaları, denizleri ve havas ları içine alan dünya harp crp besinin muhtelif kesimlerinde yapılan sekeri hareketlerin birbirleriyle yar kında ve rabıtalı ve birbir. İsri üzerine mğessir olduğu ve billess- sü Almanların çok iyi düşünülmüş ve harırlanmış bir plâna göre bütün Ve simlerdeki hareketleri büyük bir me hâretle sevk ve idare ettikleri gün EÇ Gkçe Saha iyi anlaşılmaktadır. Japonlar kendilerine karşı taacrur. ların gelebileceği sahaları işgal etmek maksadiyle Çinin Kiyangsi ve Çeki yang eyaletlerindeki taarruzlarını gid detlendirimek, Mançari ve Mozolistap- âski hazırlıklarını tamamlamaktadır. lar. “Mrsrrda yimdilik iki taraf arasmda, müvasene tesssüs etmiş ve Nil vâdisi bütün orta şark tehlikeden kurtul. örünüyor. Fakat Rommelin las Yunanlstandan ve Girit-i en kolaylıkla böyük takviye kuvvet. teri aldıkları muhakkaktır, Anehinleck de maballi mahiyetteki. taarruzlarla Vilhassa. hava, kuvvetleri. ile, dülman kövretlerinin toplarmalarına ve yeni bie taarruz barlas yapmalarına mani olmaya çalışmaktadır. Şoryet Rusyanın cenup bölgesinde ime muharebe gittikçe arlan bir şid dötle devam etmektedir. Ve Alman or. dalar bir taraftan Kafkasyaya diğer cihetten. Wolgaya doğtu sarkmakia. dalar, Ba üç ayrı harp cephesindeki mih. ver tanrruz ve faaliyetlerinin, bilbas. sa kırılorduyu bir taarrez ve müdafaa unsuru olarak ortadan kaldırmak einksadiyle birbirlerini desteklediği siseedilmektedir, — Pilhakika yi kümelerinin Msıra kargı, dalmi, tel 464i İngilizleri kırlordunun yükünü hatiiletmek yaksadiyde Avrapada İ- kinel cepheyi açmalarını geciktirmek. tedir, Mançuri ve Moyokstandaki Ja.) pon tehdid: ise Sovyetleri tzuk şark- taki kavvetlerini garp cephesine getir. mekten dir, Öyle hissedili. yer ki, Almanyanın geniş plânı, Sov- yetleri üç ağırlı bir kıskaç içine al mahtrr. Almanlar o şimnlden Kafkas doğru inerlerken Rommel kuv. vetleri de Mısır, İrik ve Suriye yolu ite Musul ve İran petrollerini ele ge çirdikten sonra cemuptan Kafkasyaya doğra yürüyerek o Bock ordulariyle Bakü da birleşeeeklerdir. Ayni zaman da Rommel'in diğer bir kolu Basra lerine inerek Sovyetleri İngiliz ve hmerilan yardımından mahrum bıra. kacaktır, Ba emadı Japonlar da Hin. dlstanı, Gandi ve Nehrh'nun Mihver. cilerin menfaatlerine pek uygun gelen siyasetleri sayesinde şidüetlenecek o- lan beşinci kolun fanliyeti söyesiode ingal ederek orta garkta Almanlarla &l ele vereceklerdir. Almanlar ve Japonlar bütün dünya yı şaşırtan yıldırım tanrruzlarında &Y. ni tempo ile devam edebilseydiler bu geniş plân da ihümal tahakkuk ede bilirdi, Fakat Almanlar Sovye: muka wemeti ile karşılaştıktan, Japonlar ken. dilerini çabuk toplıyan Amerikalılar. dan bir kaç mühim darbe yiyerek mü- dafaaya geçtikten ve İngiltere adaları biüttefikler için muazrara bir tastrar muhakeme kaybetmemiş las, hiç kimse düşüne mez. Bizzat yl genel kurmayı dahi bu Kususta ümitere kapıldığı tahin edilemez, O Halde? Öyle ine Don ve Volga hölgelerin. deki Alman tsarrorlarmın yakın be deileri nedir? Alman ordularının, gi. malden gglebilecek kırılordu taarrüz- larından endişe etmiyerek ve büyük kayıplar vererek Don nehrini aşmıya göyret etmelerinin elbette esaslı bir sebebi olacaktır, Öyle hissediliyor ki Almanlar kayvetlerinin büyük kıtmı ile cermba yüklenerek Kafkas petrol. terini, eline geçirmek ve kızıl filoyu İmha ederek Karadenizde tam hâkimi, yeti tesis etmek ve bu ssyede orta şark memleketlerini tesiri altına alarak onlardan istifade etmektir. Harbin bir dönüm noktasında bulu Buyoruz. Almanya harbi çebuk bitir. mek ve ayrı sulh oyapmak ümldini kaybölmiştir. Bunun içindir ki; uzun “sürecek bir harp içim İzm olan kav bu hedefe erişmek için YARIN : b aşağı Donu aşarak arasındaki bül plramldilerinin beyaz #teşi şehrin ge, | saztiklürmmı — Ain Muharrir makalesinde, ahlâkın modaya tâbi insani ve muvakkat bir mefhum olduğunu anlattıktan ve bizde eski ahlâk telâkkilerile bugün- kü arasında bir mukayese yaptıktan sonra bugün halktan şikâyetçi ol mamız lâzım gelen mühimi noktalara temas etmekte ve bu ahlâksızlığı tevlit eden hastalığı teşhis ederek ilâçlarını da. tavsiye etmektedir. Geçenlerde Milli Şefimiz genç. lere hitap ederek her şeyden ev. vel ahlâklı olmalarını tavsiye etti. Bu sene ahlâka dair memleke- timizde hazı kitap ve makaleler yarıldı, Ablik hakkında bu kadar alâ ka göstermek şükrana şayan ol. makla beraber endişeyi de mu. ciptir. Çünkü Kendisinden ba kadar hahsalunmasma yöre artar da bir pnormallik var. Bu ahlik #mormalliğini yani törkçesi bü ahlâk bozukluğunu bir bavli tet- kik etmemiz lâzım geliyor * vvelâ, ahlâk kelime ve anisme üzerinde biraz duralım Profe- pör Dr. Akil Muhtar sblâkı biyole- jiye bağladı, Profesör İsmayıl Hakkı Baltactoğla işe | ahlikr sasyotojinin bir yubesi olarak gösleriyor ki, en doğrusız da budur, Hiç şüpbesiz allik; din ve İikuk gibi İnsanların bulduğu, cemiyetin kendi menfaati ve niza için icat ettiği bir sosyolojik anlamdır. Her memleketin, her devrin ken. dine mahsus dini, hukuku ve abe Vk olar. Ra anlamlar gemin ve za. man ile değişir, Bursda din, hukuk ve ahlik Kaidesi olan herherigi bir melhum baska bir yerde veya bs ka bir devirde dinsizlik ve kakule serluk veya ahiiksezlik sayılabilir. Demek oluyor ki bunlar modaya tabi insani, ve mavakkat mefhumlardan başka bir şey değildir. * * yem Şeriat kuvvetiyle bizde bir takım hukuk ve ahilik pren- &ipleri içtimai nizamımızı tansim e derlerdi, Fakat sopraları Jâyik bir hayata girdik ve bati en Hristiyanvari bir de Medeni Ke nun tercürse ederek önbn ziyâde rupalılaşmak İstedik, Şeriat anane wni ne dereceye kadar bıraktık, Erin. tiyan bir memleket olan İsviçre #n. anesine me dereceye kadar yaklağ tuk? Acaba Medeni Kanunumuru ken. di milli rab ve ziliniyetimize iki Yaç ve zaruretlerimize göre tefsir ve tatbik edebildik mi? Acaba on beş sene tatbikten sonra bü İsviçre kanununu zemin ve zama. nımıra, muhit ve memek gö re tadil ve tashih etmek İcap etmi. yor mu? Meselâ, Hristiyan memleket. lerinde boşanmadan ise karı kocayı mahkemeler senelerce ayrı yaşamaya fakat yine nikâh kalmıya mecbur ve mahküm ediyorlar, Bizim ahlâk muza uymıyan bu hükmün Kanenu Medenlmizden tamamiyle çıkarılmı #i icap elmiyor mu? Bu boşanma davalarının açık duruşmada görül mesi acaba mili ahlâikımıza fena; band pek dena tesiri dokunmuyor mu? İmam nikâh: veya metres İayatrnı acaba Medeni Karımumuz netles & tiberiyle istemiyerek teşvile etmiyor ma?” * * 'anunu medenimizi bir tarafa bı- 'rakalım, — Ursumiyet itibariyle kanunlarımızın; mahkemelerimizim; hükümet dairelerimizin, hakimlerin. Çünkü kanunlarımız Avrupanın en milkemmel kanunlarının ya tereime, si veyahut iktibasıdır. Hâkim ve me smurlarımız İse mekteplidir, malümatı Yazan: FRANÇİS DE — Nesi? Benimle mi geliyorsunuz? — Evek serbestim, Desdemdnr nolarn ateşi ver diye çikmak İstemi: yor, O halde bugün öğleden sonra Öç yey göreceğiz: Mebet, Yuznlurat udast ve yaban domuzları, Benimle iikire etmiye do mecbar değilsiniz, Polograf çektiğim zaman konuşman. Arzularımı keşfetmiş olacak, Yola * * Acaba mabedi de saraylar kadar sevecek miyim? Bu sabah onu Uzek- ân gördüm: Semaya doğrü yükselen be kürerterik “bir şimşek gibi gözlerimi kamastırıyordu, OÖnün, Yaklaşan beni hayal ktr- gmlığına uğretıyerdu, Binanin çap” Fakat yukaridaki dar rokoktan a- benkli temelini, o mütevazin temeliy- le kemerlerini o “aryen, oOOslüöbunu takdir ediyorum, eden lerin arasındaki © bitmez tükenmer| 7 merdivenin asırlarca — a Yazan: (sapi Nuri İLERİ Fukat, işte meselâ İsviçrede ayni kanunlar veya ayni mekteplerden merun olan hâkim ve memurlar d& verimli oluyorlar da bizde mavaf kilenttee ve Bunun herhalde içtimai ahlâki bir sebebi olmalıdır. Demek oluyor ki İsviçre kanunlarını almak veya mükemmel yüksek mekteplerde Okumuş hâkim ve memurlar kullan makta" müvaffakiyet için kâfi gelmi yor, O hslde nenba fenalığın kökü Derededir? Verim neden fenadır? Ka bahat kimdedir? * başka bir meseleden bab. getmek enretiyle yukarıki su #llerimize cevap vermiye Malâm olduğu üzere mutlakiyet de- virlerinde halkın hüküm ve kuvveti yoktu, Müstebit krallar hep, halk İse hiçtir, Fakat demokrasilerde, milletin NA. Kim olduğu o Teğimlerde işe bilâkis halk efendidir, baştır, ber seydir. Matbmat, mutlakiyetlerde hillküm. darı ve demokrasilerde de balkı yök sek tutar ve ndeta ona tapar, B'nim de müstebit kral ne yaparsa iyidir, öbüründe balk ne yaparsan hoştar. Bizim voa'bant ta her vakit halkı düşünür, şikâyetini / dinler, tarafını tatar, hukuk ve menfnatlerini md dafan eder, Fakat, her vakit balk haklı midir? Acaba halkım da bir kusuru filân yok mudur, olamaz sud Banun. cevabını osoyra vereceğim, Şimdi biraz halktan şikâyet edelim; e ocuklar bütün bir sene adama: kıliz çalışmazlar, sonra da im kas günleri © biraz 'tap açarlar. Baba ve analar çocuklarını okumıya teşvik edeceklerine muallimlere kırk yerden tavsiye ve iltimas bulup ge tirmekle meşgal olurlar, Bunun her sene imtihan mevsimlerinde yabidi Adili olmayor muyuz? Bir dava açmak lizim gelir, Da. yarının. olunamaz. dik dü. Süzmnşi'yir calar — Acaba hangi avukat filinca hâz kimin ahbabidir? Resmi bir dairede bir iş çıkar, vergi, arkerlik, belediye vesalre gibi, Alikadarların ilk düşündüğü şey » caba O dairenin âmirinin kim dos tu ve ahıbabıdır? Kimden tavsiye al mak lâzımdır? ergi vermek lâzım geldikte akla Gelen ilk iş acaba nasıl yapıp da Der Jete olan iştirak (o hissemizi verme mek oluyor, Askerlik İçin yaşlarını küçültenler, evinin vergisini bazan azaltıp bazan çoğaltmak “istiyenler, — İstimiâklerde azami kazanç temin edenler, memuri. yete tayinlerde, terakki ve terfilerde iltimas ve tavsiye arkasmda koşan. lar, alacaklılarını, hoşlanmadıklarını veya düşmanlarını hükümete muhalif veya haindir Giye ivbar edenler, Ve nihayet şu harp ve iktesat buhran. larda ihtikâr yapanlar, röyves teke MI edenler, gahsl o menfaatleri için İmmenin menfastini ayaklar altına aldıktan sonra Adliye ve hükümet mekanizmasını sitüst etmek letiyen. ler, vesaire vesaire, Hele imansıa; inkâr ederler, yalan yere yemin edenler, yalancı şahitlikte balananlar, kendilerine yapılan resmi tebligat etmiyenlerin hesabı yoktur, 7 pad İSSET Sıruyların dibinde ve gilün kena- rında, içinden toptu gül fidanları fış» xiran ulâk mermer te bir karta uçuyor: Göl e omü İşte, tecssüfte itiraf edelim, halkın bir kısmı böyle hareket ediyor, Bu kısın kanunları, kökimleri, memur ları şaşırtmak, kendi menfaatlerini göre İş gördürmek icin olmadık, dü- gümülmedik şeytanlıklar, fenalıklar bulup yapıyorlar. Hele bu iktreadi krizde para oynat. mak, şuna buna rüşvet teklif etmek, Gas “gelirlerinden beş on misli kâr göstermek âdeta moda oldu, Nastl ölmesin ki hayat günden gö- ne pahalılanıyor, kadınların ipekli gorapları, kürkleri, tevsletleri için kocaların çoğunun normal maaş ve kârları kâfi gelmiyor, Elâlemin i çine girmek, akran ve emsslden kü. sük dütmemek, gençliğini, güzelliği ni, şeklim: tebariiz ettirmek için ka dınlar erkeklerinden © mü'emadiyen para İstiyorlar, Sinema tiyatro, çay, düğün. nlâj, seyahat parası bitmer v8 kenmez ki, Hele mücevherat vessire.. İşte bütün bunlar. alelâğe ahlikr bozuyor, Parasırık veya para iht | yacı birçoklarıa her türlü hissi ter biyeyl, terkini, ahlâkı unutburuyor, | Tüccar ve eânaf ihtikâra germi ve rerek bir taraftan halkı soymuya ve diğer taraftan da bazı memurların ahlikıne bozmıya gayret ediyorlar Şunu da İtiraf etmey'liz ki memur. ların aldıkları maaş az ve hat pek srdır. Memurların terfii düşünül mesi İlrim gelen o ehemmiyetli bi nokta olmakla beraber, memuriyeti kabul etmiz olan vatandaşların mem- Jeketin kendisine verdiği fle iktifa et. mesi de büyük bir vatan barcudar, * ğe halln bir kısmının, Berbangi bir sebeple olursa olsun, ahlâk: nen bozulmuş olduğumu itiraf etmek, yanl maldm iin eylemek icap etti, Bu bozuk ahlâk ile sağlam bir cemi yet kurulamaz ve yaşatılsmaz, Her türlü ahllkerrlığa karşr şiddetli ted. birler almak zararetini kabal etme Hidir, Kanun ve ahlâka karşı gelenlerin derhal ve şiddetle cezalandırılmaları Mzımdır ve eğer bu olmazsa yarın milli zararı bugünkünden daha bü yük olacağı muhakkaktır. EŞ ps halkın bir kısmının abiğ. kımın borulduğunu ve bu lere karşı giddetli davranmak üz hilk böyle oldu ve böyle hareket & diyor? Niye İsviçreli daha uslu, daha ita 2111, daha ah'iklıdir? Yani tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta me tavuktan çıktı? Halk mx zaten fena idi, veyahut bizim 4) yi kanunları fena tefsir ve tatbik et memiz mi fena neticeler verdi? Belki hülkm ağın yanmış ve gözü kofkmuştur. Belki balk eskiden dahı Ayi bir idare makinesi, daha iyi bir muamele göseydi bu kadar borul mazâı, Herşeyin bir (sebebi olacağından halkın bir takımının bugünkü fens. lığında herhalde bir takım sebepleri olsn gerektir, Kanunlar, mahkemeler, resmi daireler, blikimler, memurlar iyidir demiştik. O halde halkı fena a İşte mesele, . hiç şllphehiz usuldedir. İdare sulsüzlüğünde,, K Halkın şikâyetini dinlemek suçlu. lara bermem işteri el çektirmek, her kese ve her zaman adaletle musme İe etmek, kontrola ve mücyyideye e bemmiyet vermek, âcae, iltimaza rüş vete; dali $ mesuliyeteleliğe karsı şiddetle kersi koymak, İşte teşhin ve işte “iç değil mi? Çeviren: ULUNA Mermerle çevrilmiş olan birine! a- da Yeklaşiyor, * Burast mermer bir dantel ile hapsedlimiştir. Saray, ce 'doğru | kubun yüksek Palmiyelerine gömül- müş, görülmüyor. İkinel sda Sk ai ufkun üzerinde teressüm ederek bize doğru geliyo: Yavaş yavaş beliriyor. açılıyor, kü reklerin âhengi (İle inkişaf ediyor. nanki kaylğın akışı ile lcat ediliyor. yaratılıyor, Bu ada dshi termerlerle muhafazs AM ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR RK ŞEpEN İİİ Kitabın Yazdığını Söylüyor, Kendimden Ah laâaksızl ık.. Bir Sey Katmıyorum Başı Kadınlarla Dolu Olan Bir Hoca Bana Böyle Söylüyordu 609 numaralı tek. sl çınarların kro. yu gölgesine gömülüp durdu. İçinden iki genç, hattâ genç değil de körpe bayan zip ladı, İki bobsti! bayan, Daha çocuk denecek yaşta olmalarına rağmen 386. larımı sarıya boyamışlardı, Ornuz baş larına asılı duran biiyük çaptaki çan taların: düşmesin diye elleri ile de tutuyorlardı, Dört parmak kalınlığın. daki mahtar ayakkabılarının Üzerinde bir serçe çevikliği ile seke seke yürür lerken birdenbire daraladılar. Yol yokuşça, fakat terlemizdi, Kal ztn tagları arasındaki otlar, güne gin kavurucu sıcaklığının tesiriyle bu) * iel bayanım saçları kadar sararmmıştı. Tertemiz yolun sol tarafındaki duvarın ortasıda bir kanadı açık duran tahta kapıdan biri taze, ikisi yaşlıca üç kes dın çıktı, Birdenbire durulayan bob. etli bayanlar bunlara sordular: — Hoca efendi evde mi? — Kvde. — Kalabilik mı başı? — Eeehh Bobetil kızlar tahta kapıya, üç kö din da tramvay yoluna doğru hizb hızlı, âdeta | koşarcasını yürümeye başladılar. Tahta kapıdan, gri elbiseli ,yalna. yak bir çocuk fırladı. Fakat ne fır. İayıs?.. Yolun ortasmda zor duralaya: bildi, Bir aşağı, bir yukarı baktı, von. ça tramvay yoluna doğru hızlı iuzh i nen kadınları seslendi hem koşuyor, hem sesleniyordu — Hişt hişt, Hanımlar, Hoçaefen. di çağırıyor sizi, — Ne yapacakmış bizi? — Parla para vermişsiniz, paranızı geri verecek. — Biz paramızı tamam aldık. Fazla kaldıysa fazlası ona helâl olsun, * izbirinden ayrı tek tek ahşap ©. dacıklır, Kapının yanındaki o. dada gaz sandıkları üzerme yapılış, ve henüz içinden yeni çıkılmış gibi duran toplunmamış bir yatak duruyor, Odamın üç tarafı sedirlerie çevi içerde kimse yok, İ Karşı tarafa rastlıyan bir odanın ö nünde güneş yörü £ görmemiş beyaz! baldırları kalçalarına kadar görülen! bir kadın çamaşır yıkiyor, İçeriye doğru bir kaç münferit oda daha görülüyor. fakat bunlar birer w zakça, Belli Xi buram dört davarm & çinde kilçük bir mahslle kadar tek o. dahı binaları ihtiva eden bir yer, Bah- çenin toprak yollarda dirmeli, siyah başörtülü kadın dolaşıyor — Hocn elendiyi görccektim. — Buyurun efendim, İhtiyar kadın, kısa ve dar bir ton. rak yokaş tırmanıyor, sola doğru ea pılmes ba yolruşun sonunda da bir oda bulunduğu görülüyor Hoca efendi barada, Ak salenlir, ira, bağa gözlüklü bu sıcakta fildekos & fanilisinin Srerine kalın pâzen bir mintan, bu mintamın üzerine de önü kapalı çaha İlmiye ye leği giymiş bir İhtiyar, Halsiz ve pek mecalsiz konuşuyor, Bir felç geçirmiş oldağu sandabilir. Ödanm bütün mebil yesi hurdalaşmış kadife kaplı bir kol. vak ile, hocanın oturduğu sedirden, bü- yöcek bir ceviz sandıkla, yine büyü. cek bir ceviz konsoldın ve eski sin tem bir demir kasıdan ibaret, Hoca girenin, çıkanın farkında değil, Kaçırdığı kırk kuruşa yanıp tutuş yeri — Saflık, diyor, saflık İşte. Onlar ra verdiler, Ben üzerini değil, lirayı bosup tamammı çevirdim Param, kek. kuruşumu vermeden yitüler, Yazık ol du paraya... pa ırk kuruşun kayıtı hocanın yöre. reğine işlemilşti, Fakat kadınlar onun bu acısından siyade kendi dert. lerini düşünüyorlar, baktırdıkları eşin seticesini öğrenmek için sabırsırlanı. yorlardı: — Hadi canım, Hoca efendi, hoş gör, Olan olmuş işte, Hele bakıver sa İşe. — Bakayım, Bakayım ya, Yalnız hesabımı yapam bu İşin, Yıldıza bak. sam, Çürkü yirmi kuruş aldım, Yık. diza bakarsam yirmi kuruş daha alı, cem, edilmişi; Utek sürüyler, kemereikler, | hadi? gidi görünü. Devam var) Alemdağı vekif ormunlarindan rasvkilerden beher metre mafkâbı tİ (7 YAZAN: EN | SAİD KESLER — Yalnız hesabını yap. Hoca hesabın yap mıya başladı: — Namık Rae mr 94, Atiye, Ra ener ya kadar, Sıdıka, Rakamı çö. Sevkiye.. Rakamı bu, Eti 1174. Hımm, Bu Namık ateş mizaçlı Şevkiye top rak mizaçlı, Birleşemezler. Namık is ter su mizaçlı bir kadın, Şevkiyeye lâzım, — Birlejemezler ha,, Peki şimdi er. tenmiyecekler mi bunlar., Namık alnı. yacak mı, benim, — Ha, Daha ona bakmadık Dar Bakalım, onu As hesapiryalım. Neydi, 4 dü değil mi şimdi bunu otuzü taksim edelim Hoca besaplarmı kimbilir hargi me. teoroleji İstasyonundan eline geçirdi. ği bir rasat defteri üzerine yapıyor ve bütün rakamları bu defterin sağ, sarafımlaki zerinde kroki yazılı says; (aya döküyama, Devam etti; — Kaldr öğre deği) mi? Şimdi gu İkitsba bakacağır Bu kitapta bir lev bil hayat var; bir.de Jevhil memat. Eğer dört rakumır levbil hayatta gelenecekler levhil mematta ise ev lenmiyecekler demektir, Kitaba bakıyor ve cevebıne veriyor — Dört İevhji memattı, Evlenmiyes cekler, Ama Allah bilir. Benim söyle. Biğim kesenkes değil Sedirin önünde duran kıdırlar kal, kıyorlar, yerlerine böbsti! bayanla? ge çiyor, Bunların da derdi bir aşk me selesi, Hoca soruyor: — Neye baktıröcksınız? — Sey, şeye bıktıracıktık Hoca e fendi. Benim nişonlım bir hristiyi kıza gönül verdi da — Adı ne ker? — Lulz; Hoca arap harfleriyle yazıyor: — Luyiz. Amasmın adı? — Bilmiyorem, — Bilmiyorsun ha? Hadi ona da Havva diyelim, Hoca hesaplamıya bas'ıyor: — Sen sm mizaç'e bir kızan Ha, Dur bakayım. ünutteki, adı neydi? Bak unuttuk onu, ** Os daha iki kadın vardı, Os. lar da bir evlenme ve bir aşk ive alöka işine baktırmıya gelmişi Zaten hoca sadece böyle yıldız ba. rışıklığı işlerine bakıyordu, Gelenle. rin çoğu kremeti çıkmamış kızlar, ho cası bökanına gönül bağlamış kadın ar, sevgi'isinden yür balmsmış erkek. ter, tilinde. Hoca: — Ben sadece bakarım, diyor, özle soğukluk işlerine karışmam. Şirinlik mmskası da veririm, Karı koca ere smda mühabbet | tevlidine çalışırım. Ama ara açmıya uğraşmam, Muskalar bir ira, Tesiri de Allabtsn, Ben bir vey yapabilirim ( fddlasında değilim, Hastalara öz okuyorum, Fakat Öyle her baktırana okumam, hasta olu'ta © başka Bir nefes ediveririm. gider. — Yasak değil mi bu iş, korkmuyor musunuz? — Simdiye kadar kimse dokunma dı bana. Herkes benim zararsız adam olduğumu bilir, Herkesin hüsnü naza i Rekib | Yazan: ULUNAY uş lokumu, horoz şekeri, elma şekeri, kırmızılı, yeşili, teavili | yuvarlak irursak balon, senkli ve | baharat çeşitli macun tabinm, üfleyip #işirilmiz ve havasf boşalırken tiz | beride devamlı bir son koyuna i ük, Bunlar, sırası düştükçe bahsini et- Hiğim, dekoru cem! avlusu olan şer” | ka ait gravlirlerin yavas yavaş umu” tulmıya başlıyan ehemmiyetli "akse- suvar, ır, i Hafif şekerli, yarın yuvarlak şekil de olan Kuş lokumumun o yavanlığına rağmen çocuklardın rağbetlisi çoktu, Kuru ot serili serıka sokulmuş haros dava ala boyayan, bir mahelli renk vardı, Hele bir türlü fırladığinm neye ya- tadığını öğrenemediğimiz macun tab- asın baymda bekleyip macuncünun müşterilerine ekstre Bumara kabilinden kiranata #le bir hava çal- masını ne kadar sebersziikla dik, ! Bugünkü nesi bu saydıklarımın çoğunu bilmez ve bilmiyecek, Çünkü hepsi artık terine karışmış demektir, En kenar mahallelerdeki fırrılar bile Çeşit çeşit parin yaparlarken, kuş 19- kumunun esamis! okunmaz, Sokak» lara kadar düyen kârömelâ horee pekeriyle elma şekerine 4 bulunmaz, KÂŞIt belvasf hamurundan yapdan Külühlarda dondurma yala- mak dururken, çöpe serilen macumu oğıza sokup. değneğini ki elimizim.. arasmda fırıldak gibi çevirerek geke- Tini eritmemize lüzum görülmez, Bunlar unutulmuştur, Yalnız aksö- #uvar'lardan bir) ver ki, — zaman İ- tabi nlirak — atıldığı köşeden me. yan tarmu silrelyerek — eskisinden çok daha ziyade ehemmiyetli bir eda ile hayat enhnesinde kendini göste- eriyor * Bunlar “Eyüp ovunc: «ski çocukluk âşinelörmmizdir. Oyuncakcının arkasina aldığı seye var dükkân dahs ursktar rarmn etrafa bir meşe. sevinç havası, #öçardi. Üstleri have süylü vuvartaklarIn yerden yapma bir ish mel devesini andırar b ePlence mev &fbini yörülen edam yalnır eshibi,, değil, ayri zamanda sanat kârdı da... Mulna satnek ein bağirmaz, ça- | Hirmaz, Ya dülli düdükle kıvrak bir | ili telli çalar; yabut mini mini tefle || bir oyun havası temporu tutar, yalak | 48 elindeki “kaynana rirltarı, BE Cır- | isterdi, | Salmenkl bayram yerlerine, boş viranelere, emmi avlulirma bu tüylü, düdüklü, İrsmpelli, örnek arabalı, | nese heveng! konar konmaz etrafini. gasuilar gırarlardı.. Pol ufak bedel | mukabilinde ner cocuk bunlardan tediğini edinebilirdi,, Geçerilerde yeheeremden dil dü“ dükle çalınan o krrek çifte telliyi işittim: , “ Eski Aşinnlarım tipki çocukluğuma da olduğu gibi neşo ile geçiyorlerd.. Bayoğlu mağarelarmdn yalnız çö. cukların değil, fiyaz bakanından bis yüklerin bile nğizlerınt Dü Avrupa oyuncaklariyle — pek hakir. olarak — yeniden rekebete giren ba mili matamımı sevinç ve gururla seyrettim, dl Komşulara “bunameşi,, bissini vere denilen mi il e — Bir dilli dücük de benm veri Diye bağıracaktım, k Bu oyuncaklar birer daha b nün durumuna uydurulursa bem ri ver, Ne mahkeme gördüm, ne po 1s, bir gey demedi, yorum, — Kaç senedir yapıyorsunuz bu işit — Tam elli senedir. Hattâ şimdi 69) yaşındayırı. Tam 54 senedir demek Çünkü 16 yaşmân geldim bütaya, — Kaç para kazanıyorsunuz günde? — Eh. Belli olmaz, Allah ihsan e diyor rırkımızı, Barı Gç, bazan İki, barı günlerde de beş İira kazanırım. Bir hayli kalabalık var başımda, AL lah hepsinin rızkın: ihsan ediyor. Dar kaymakam, çok şükör. kimse)? Serbestçe Biga, (TAN) — Bura belediyesinin. amriyla -şimdiye kadar tane le flan. bütün sebzeleri kilo fim mıys bağlamıştır. Yalniz salatalik ki- Todarı müstesnadır. yamanlarımızda bu rahle yetişti imi! dadımıza. Üzeri fersade kitaplarla dolu rahle nin sol tarafında duran ve cildinde pek eski zamanlardan kalma olduğü bir — Kitabın yardığını söylüyoruz, De di, Kendimizden bir şep katmıyoruz Hersey, İyilik de, fenalik da hepsi, Allahtan, Taşdelen ve Melzuyusu givarımdaki Yiradan 270 metre miköp RyTİ ma- mül meşe Kerestesi arttırmaya çıkarılmıştır. İlinlesi 3/0/942 Pazartesi günü saat 14 dedir, İrteklilerin Müdürlük Akarst kalemine ları, mürscnat- (M6) Güzel Sanatler Akademisi Müdürlüğünden Bütün gübelerin irtirakiyle 18 Temmuz 943 tarihinde açılmış bulu edecektir. nan sergi, $ Aturtar İM? akşamına Her gün saat 12 den 18 ze kadar herkese açıktır, radar devsm (8137) Sinema projeksiyon makineleri Ses. tertibatı Amplifikatörleri Türkiye Vekili: NECİP - ERSES #tapbyl Bevoğu İetilar Cad ei RAŞİT RİZA TİYATROSU HALİDE Yataklt Vağenlar Kontrolörü. Komedi — 3 -- perte

Bu sayıdan diğer sayfalar: