30 Ağustos 1941 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 5

30 Ağustos 1941 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 30 AĞUSTOS ———— —— Kültür tarihimizde Bursa nci asır İ Bursada XV 4 başında yetişmiş bir feylesofun hayatı ı stanbulun fethinden ev. velki — Bursanın Manzarasını iyke kavr Bilmek için yalnız ede henin tahlil kâfi doğik Çelebi Ne Ahmat Paçada mi derini gördüğümüz <İstanbu! hinden evvelk) edebi Bursas devrin V Tamakla tamamlamak İâxımadır. Blde mvscut vesikalar, Osmano- gulları saltanatının kuraluşu günle- rinde bu kuruluşu Amil olan Türk hanedanının ayni zamanda — yenç Tüzk devletinin ilmi va Selsefi mü- Bezeselerile de alâkadar — olduğunu Kösteriyor: Bursadan evvel — geniş 1 Bursa miatakasıım bir olan İsaikde devrin çldukça ebemmiyetli iİlk medresesi, caki bir mürllifin Usanile «Selâtini Osmani- devletinde bina olunan meda- ain mükaddemir fasiliyete (1). — Ocmanağullarının Manel hükümdanı Orhan Gazi tardl- fından bu Medreseye getirilen ni derrirlerden birinin şahsiyeti, bizi ayni zamanda - Selçuk öğülleri e Osmahotulları zamanındaki — kültür Türklüğünün nasıl bizibirime >bağlı olduğunu düşündürtüyor. Pilbakika Tzanikdeki medresenin başında, Sek | çök ağulları zamanının şöhretli illm merkeri olan Kayserlder — Davuden Kayaseri yetletilmiştir. Ozmanoğulla- | n deerinin İmi faaliyeti hakkında iki sene evvel Pransada çok dağarli, fukat muhitimizde kâfi Gerecede ta- | ve felsefi hayatını yoke | lâ tabil imahrum bol bol <akçeler> veren buba, Musta, fa'ya yalnız yevmiye bir akçe> ver- | mınmamış olan fransızca bir eserin- (motlara bakılırıa Hocaai de Dr. Adnon Bey bu noktadan Mü- | toritesinin arzusu hilâfina zamanı. geket öderek Selçuki medresesi ila Osmanlı medrestel aramında bir de- vamlılık görmekte, İznik medresesin |â de kendine göre İleal olan Bit gil. zeyetlg hükimiyedinden bahsetmekte. dir e) Bürsanın devlet merkest oluşun dün bir müddet sonra ilmi ve feltefi hayatın siklet merkesi, gayet tabll | olurak İznikten Bursaya Intikal edi. mbulun fethinden ev- felsefi hayat itiba- Şrile Arzettiği — mansarayı aydınlat- mak maksadile hayatından ve folsc. fesinden — bahseylemek — istediğiml Bursalı Türk feylesafa bu devreye Evvelen feylesofumuzun İsmi üze. rinde duralım. Buraalı feylesöf Telsefe tarihinde emümiyede Hocazade işmile xikre. dilir. Bir çek emsnli gibi halk ara-| sında Hocaoğlu diye şöhret bulduğu anlaşıları mütefekkirin asıl dami bir kayda göre Mustafa (3), diğer bir kayda nazaran Muslihiddin - Dustu- Sfadır (4). Rebasenın adımı, bu. be, Haklardan evvelkisi Halil, * ikl Yusuf olarak güsleriyar. Şekayik'in mevsükiyeti, bu kayıllardan ikinciyi Kabul etnekliğimizi keap ettirdiğin den, — feylesofumuzdan — <zade> — yi goğlur yaparak veya kıstea Hocaağlu diye bahsade- ceğiz- (5). Zaman İtibarlle kendisine yakm Yazan: Set- | Hocaoğla Maatafa | -IV — terk eyleyüp tahsili mebanli ülüm etmeğe cazim ve te zibi zat etmeğe Azimı olduğundan babasımı » iltifatmdan, hat- ik rabıtalarından bile olmuş, — diğer çocuklarına imiştir. | Burada Hocaoğlu'nun — hayatının | monkiberileştiği görülüyor. Şüyle ki: Bursalı tücenr Yusuf bir gün çocuk- larile zamamın en bBüyük gşeyhi ve ir Sultan halifesi Veli Şemsed. medisinde bulunurken, çocuk. içinde elbisece ve bakımca Gi inden farklı oian Mustafa'nın dikka celbetmiş, — sorunca Yusuf'dan — Tarikai tcareti terk edüp ken. döndün mzasina muhalif semte g gürden. Cevabimi almıştır. Bünün üzerine Mustufa'yı şanma çağırıyar Ve şöy le diyor — Tariki iimden feragat etmiye- *in. Zira caddti safa senin sülük et. töğin meslektir. Ot taifenin (yâni ti. caret erbabinın) mesleği mexleki hak değildir... İnşaallah herkos..., kar- gında — kayam eyleylip — hizmetinde daim kalm olurlar. Ba menkibevt tercümeihal malü - matı arasından çıkarılacak müsbet , aile 0. nn Bursasında tahsiline devhm et miş, çok sikınti çekmiş, meselâ XIV Cü amır Bursasında müstamel ve biri iyi einsten «Semerkendi> isimli, diğeri kötü cinsten «Hetva kâğıdır denen iki çeşlt kâğıttan ancak İkin- eisini tedarik Gdehilerek medroncler. deki takrirleri tutabilmiştir. Hecarğlu'nau iki müd Pristen dere zördüğü anlaşılıyor. Bunlardan biri Kadı Ayanlağoğlu. diteri meşhur dir. Bey'dir. — Evvelkisinin — Mağı Neyan gibi daha ziyade edebi. ikin- gisinin ise folsafi ve dini külrüye te- mumı eden tedrisatindan İstifaderet. miştir. Barada — feylesofun hayatı yine menkıbevileşiyor. Rilhassa Hı. dir Bey, tnlebeleri içinde onu müs- tesna bir zekâ We mücehhez balmak- ta, dizer talebelerine İmtisal nümü. nesi diye göştermekte, bir müddet sönra do kendisine munvin -» sama. nin tâbirile muld . seçmektedir. Pa. kal müderrir ile muavin arasımdakl Ziyaeddin Fahri f «tarikat tlcareti Taünasebet, âdeta birlbirine bürmet eden — iki prafesör dostluğuna benziyor. Hai - tü dostluğu —bile geçiyor. 'ünkü Hocaoğlu'ndan bahseden mev suk iembular, Bursüda tedriantta bulgman Hrdir. Bey'in — Hocaoğla'na <Akliselims dakabinı taktığım, her- hangi ralişkül bir meseleyi kendisine soranlara mnavinini işaret ederek: Akliselime mürassat ediniz! Dediğini xikrediyorlar, Hossoğlu'nun — yoksulluk, acfakt ve aile antipatisi içinde geçen sikin- tıh talebelik hayatı, kendi alın teri- le kazanmıya başladığı bocalığa he zaman münkalip oldu? Eski biyoğ- raflarımızın metodolojisinde müsbet kayıtlara — ehemmiyet — verilmediğin- den bu elbet sarih değildir. Bildiği- miz şu ki Hıdir Bey, bü müstesna talebesini — Fatih'in babası — Sultan Burad'a tavsiye ediyor. Fakât Pa- dişahın merkezde bulunmaması — bu tavsiyenin &cnere vermesine mâni oluyor. Bu arada Hoecaoğlu'nun İlk vazife olurak — Kestelli — kadılığında Hulunduğunu görüyoruz. — Padişahın Bursaya veya Edirneye — (bu cibet iyice belli değildir) avdetinden sonna yapılan tovsiye tekrar edilmiş ve zetice vermiş olmah ki Hıdır Bey, Bursanın en büyük ve şöhiretli «Sul- tan medresesl> müderrisliğinde bu - Tunurken talebesi Hocaoğlu da yine Bursanın ikinci medresasi olan «R- sediya Medrosesis nin başına geçi- yor. Anlaşıldığına göre, her iki mü- derris de zamanımızın ifadesile bi. ver Üniversite rektörüdür. İdureleri altında mühtelif derece ve rütbeleri aiz müderrisler ve müldler bulun- maktadır. Hocsoğlu'nun Kestelli ka. dılığından sonra ba ikinci vazifesi ati sene kadar devam etmiş elüp müderris rütbesine ve mevkiine rağ- men kendizina verilen eüz'i akça, ta. debelik hayatındaki sefaleti unuttur. mamıştır. Bu altı senclik Bursa mü- derrisliğinin 1450 & takip eden sene veya senaler zarfında, Hocaoğlu'nun Fatih tarafından — İstanbula daveti ve Padişahın hususi müderrizliğine tayini Gaerine — nihayet bulduğuna bükmetmek icap ediyor. Bu takdirde Dk Bursa müderrisliği — tahminen MAT—IASİ arasına, yüni İstanbulun fethinden evvelki senalere düşmek - tedir. Hosaoğla'nun — 1483 den — sonrakl hapatı, biyozrafisinin ikinci safhı snı teşkil ediyor. Bundan bilâhire bahsedeceğim. Ziyacddin FPAHRİ İzmir sergisinde İran meşheri (3 inol sahifeden devamı) pamuk nümuneleri teşhir edil. elun biyografik bir mamba, Hocaoğ. mütevazı bör şekilde fuara iş-| mektedir. Üuna, XIV Ünel asır Bi Hsadi hayatında çok mi olan töcemr bhir Yiyor (E). Bahası Yuz <«Ekâbiri — tüccardans ba membon olup Adedi belli olmıyan eğullarının hepal baba mexleğine — heven ederken — Muktafa ) Bundan ev Nisen, 13 Mayas, 38 Möyis 1841 taz Yikli sayılarımada çıkmıştır. Ü) Pk, Şekayik Tercemeni, C. I, 156 I Ek. Dr. A. Adran: La Seience ehez ler Ottamans, Paris, 1939 aj V) Ek, Hacasade: Tehofat, | vW Börmasi, 188, 4f, 1 (Tâhün ias derinden). UD Ek. Şekeyik Percemesi, C. I, af. 146 (Muslihiddin'in Havnoğla'ıa diri 1lah eden mdnasına olmak #ze. ve gösterilmiş Bir tevaccüh İşareti olmemı da imaktemeldir. — Nitetüm kerdi Kemşirent olan — ve Türk ilim tarihinde meşkur Bir ulmu teşkli e. Çi den Kadizüde'ye de eymi makamda Selöhaddin. denilmiştir.) sakili, — Anadoluda (8) Şekayı tüccarlara Haca dendiğini, bir Yüde den Hacaağlu'nım babası Yusuj'un de aymi isim e yid edimerinden dolayı Mustafa'ya Hocozade denildi. Öfal kaydediyor. Bu takdirde <Hoca. oğlur vax allç ismi çlmaman da mezktemeldir. Bik. af. 146. 16) Fükakika Şekayik müellifinin pederi, Hosaoğlu ila maazırdır. Biz- Zat müellif babamından nakler n Tattığımı — söylüyor. — Bu — eociyetti menlybevi yörünen — Hoklalarda da bir deveceye kadar mevsukiyet gör. talebe olan ağ- fena munmala eden — babanma, Bir müddet sonra Kodasker olan Tunu ziyavet ederben ondan A/fetil. Mesini istediğine, buna karaı Hoca- Sölu'nanı babasına — (venin” kumerun yak etmiş olan komşu İran devleti, bu yıl sergi sarayında: ensun Kösle- | dışçrıya çıkmış, Lozen kapısın- | inkılöpları dan içeriye girilince sağda ks- İfalt cadde Üzerinde meşhur | Persepolis sarayını andıran İran tarzı. mimarsinde muhteşem kârgir bir bina insa etmistir. Dost ve komsu İranın Önderi, Şehinsahı İran Riza Sah Pehlevi Hazcellerinin — memleketimize yaki ziyareti ve Ebedi Sefimiz Atatürkün ve Türk millet'nin aziz misafiri olarak yürdün ba- | z21 yerlerini gezmeleri, vatan- | dasların ve bilhassa İzmirlilerin | kslblerinde unutulmaz bir sev- ginin tezahürüne vesile vermis; hafızalarda derin izler bıtak- muştir. O, İzmirlilerin pek cok sev- “ikleri demokrat, halkçı — ve kövcü merhum General Kâzum Dirik'e de (Dirik) adını vermek süretile İzmire ve İzmirlilere| iltifatta bulunmuştu. | Bugün fusrı ziyaret eden va- | tandaslar, dost İran paviyonu- nun daha kapısından İçeriye gi- erken kargılarıma cıkan Seh'n- zah Riza Pehlevi Hazretlerinin hüvük pörtreleri önünde daki. kalarca tevakkıuf ediyorlar, onun solunda ayni bhasletleri ile v;rx: ird'ği metli oğlu ve Âlâ HAŞT İran Veli- ahdının büyük kıt'ada vağlı bo- ya tablesu, büyük bir vakarla yeralmış bulunuyor. y Sağdan itibaren tarihi İran â- bidelerine ait basılmış tablolar vardır. Sırasile dizilmiş olan | vitrinlerin birincisinde — cuvali ve kanaviçe san'atına ait nümü l neler, ikönci vitrinde İrendr meşhur kurumuş nefis buğdav ve pirincleri, madeni taşlar, ü- İ İi Hazreti Hümayun Ayrnıca yirmai bir yıldanberi ada ber sahada vukua gelen canlı bir surette gösteren mücessem yağlı boya. rerkli ve resirnli bir har'ta göze gçarpmaktadır. Sol taraftaki vit- rinlerde de İran mamulâtı, kun- dura derileri, köseleler, meşhur aAstrafan güzel deriler. çav, si- gara, puro, tütün ve tönbeki, sa- bun, yünlü ve pamuklu men- sucat, kumaş ve iplik nümune- leri görülmektedir. Kapıdan cıkmadan evvel Peh« levi Hazretlerinin Türkiyevi ziyaretleri hatırsları olarak F- bedi ve Milli Sefierle bir arada çekilmiş büyük bir tablasu gö- ze carpmaktadır. Pavyonu yatet edenler, bu tablo önü bilhassa dakikalarca du ruhlarımı soran derin sev muhabhetin heyecanını yudum yudum içiyorlar. İran pavyonundan uzaklaşır. ken, dimağlarda teressüp eden fikirlerin muhassalası şudur: İran milleti en müterekki bir gerp dovleti olmak voluna mir- miş, kültür hayatımda — olduğu kadar, bilhassa “ktısat, ziraat ve san'at vad'sinde de büyük hamleler hazırlamıştır. Bugün İranın bol verimli topraklarının yetiştirdiği kalitesi yüksek, re. koltesi bol mahsul vanında, ! ran sanayii de istispar edilmi- yecek bir üstünlük göstermiş- tir. Bugün renk. güzellik ve letafet İtibarile İran ivekli ku- masları dünyadaki büyük mem- Teketlerin İpekli narcaları ara- sında ufak bir fark göstermive- cek kadar iyidir. İranın vünlü kumasları, kuru yemişleri, kö- sele ve derileri, müskirat, alkol we sigaraları, gümüş takımları, bilezikleri, a âdeta TASVİRİ EFKÂR " İSTANBULU Eyüp DOLAŞIRKEN semti Avrupa hükümdarlarının tahta çıkışlarındaki tetevvüç merasimler gibi Osmanlı padişaklarının Eyütün esci bâli İ Aı—pı-rdı ebu, ibm, öm, bint, yâ- ni baba, oğul; ana; kız lükapla- rile anılmak fdet olduğundan azhap- tan Halidinki de oğlundan — delayı | Vaktile Eyüp ve yakınlarında vek | (EBbu Eyüp), h_____,____.._...........l_.— mühteşem — sultan | tim Hakkı Baha bey) in evinide, tep- | basından — dolüyı (Hatid bin Ze yid), peygamberi, müize yardı meden — Medinelilerdi olduğu için de (Ensavi) dit y Semtin adı (Eba Eyüp) ten geli- yör. Hazreti Muühammed, Melknden Medineye hicret edince, devesi bir mr. sa önünde çöküp kaldıktan sonra Ebu Eytb Halid bin Zeydin kapını önünde çökmilş; hanesine hılaafir ol. müuş. Arsayı sahipleri olan iki yettm- den satın alarak bir meseldi şerif ve etrafına kendisi ve ehik beyti için ev- ler yaptırarak oraya nakil buyur. müş. Sonraları birçok iüvelerle büyül tillen, imar edilen, Kübeden &üYA en büyük islâm ziyaretgühi olan (Harve mi nebevi) orasıdır. Hicretin 49 uncu ve GÖ nci yılında, Emevi halifelerinin birincisi olan Mu aviyenin ordusu İstanbulu muhasara ederken yardıma gelen ve okİM Ze- yidin kumandasında balanan kıtalar srasında Ebu Eyüb de bulanuyor. muy. Pek yaşlı olan hawret, bu. eenadı hartalanıp vefat edince suvlurın dişi- na defnetmişler. Aradan asırlar geçiyor. İstanbulu kuşatan Türkler gehri gaptetmek Ü- zeni, Ülemadan ve ermiy sayılanlar. dan Ak Şemssildin mürakabeye va - yıp Ebu Eyübün kabrini keşfediyor. Fetihten sonra İşaret ettiğri yere Pa. th Sultan Mekmet bir türbe, medre. se, kütdphane ve Cami yaplırıyor. Bunlar, mübtelif —tarihlerde tadil ve tamir edilmiş, Üçüncü Selim dev- rinde, 1800 senesinde ulvarındaki dükkünlarla binalar — İstimlâk odile. rek, yalmız İki mağazacı bırakılıp ca. len mi temelinden ve yevi baştan inşa | ettirilmiş. Avrupa kükümdarlarının tahta çı. kışlarındaki tetevvüç merasimleri gi- bi, Osmanlı padişaklarının (Kılıç ku. şanma) ları da burada yapılırdı. Byüb, ötedenberi müdüman yatağı, havalisi müslüman kabrlstanı, tür- het şerife İstanbul halkının başi ziyaret yeriydi. Avlusu asırdide #açlarile, sürü Sürü — güvercinleri- le, boyuna takır takır gaya vuran leyleklerile meşhurdu ki çok yaşıyan Maariftet Üstüste iki sene sınıfta kalan talebe hakkında yeni karar Lise ve ortaokulda iki sene tüste kalıp da mektepten çıka- larr talebeler için yeni kararlar verilmistir. Üüst n göre imtiban müddetlerini ma: zeret dolayısile- bir sene daha uzatmalarına Maarif Vekili ta: findan müsaa ilmiştir. Mevtaplerde etüt saatları Işıkları söndürme kararnamesi dolayısile ortaokul ve liselerdeki (etüd saatleri - bir buçuk saatten bir. aağle indrilmişti. — Maarif etüd müddetini bir buçuk saate çıkarmıya karâr vermiştir. Maarif Vekllini tetkikleri , Şehrimizde bulunan Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, beraberinde Ma- aef Müdürü Tevfik Kut bulunduğu halde dün Mearif mücxseselerinde tetkikatta bulunmuştu maları, sırma işlemeli perdeleri meşhurdur. Komşu İran devleti yavaş ya- vaş güzel san'atlar gibi bir mil- let'n ruhunu, medoniyetini ve ni gösteren . kabiliyetini ikavbetmeğe YÜZlutmüstu, İranın hükümdarı bu vad'da milletten her ferdin takdir. ve sevgisin) kazanan bir inkılâp yapmış, bu san'atla: (kılıç kuşanmaları) da burada yapılırdı. Bu gübi talebeler yaş haddine | Vekâleti bu yıl başından itibaren | denizden görünüşü Va hayvancıklardan eltn tek tük bu. kiye var. sarayları Xite- Akkoyunlu devletinin divan hizmecinde bulanduk tan sonra: İsma'l Safevi İrana Şah bula, İkinel Seyazıdın gelen, onun emrile ve furksi e, Osmanlılsrın üK sekiz padlaa- hi zamanıma ait (Heşt Behişt) yâni (Sekiz Cennet) isimli tarlhi yazan, Yavuz Sellim zamanında — Arabistan kataakaeri ünvanını alan Bitlisli ldri. n de burada ismini taşıyan —çeşme ve köçkü varmış ki (Buhariye) veya (Baharâhed) köşkü denilirmiş. Önce Beşiktuşta, sonra — Maçkada bulunan Mevlevihane, bu köşkdn ye- rine yapıldığı için (Bahariyg mevle- vihanesi) adını almış. Karaağaçtaki, Üçüncü Ahmedin pek sevdiği saray isa, hakkında söy- lenenz ü dilber gibi di eğlencesi Girmkisarun Koraağaç bahçevi Tüyık devece rağbette İmiş. Eyüp kıyısındaki İplikhane kışlası bundan 35 yıl evvelin leyli (Baytar ve Eczacı Rüşdiyei Askeriyesi) İdi. Eyüpteki adlı sanlı (Niyet kuyu. su) mezarlıklar arasından yokuşu tir manip möşdanıma kırlığa — gelince, wiran, çarpak çuzpuk bir evin bahçe- sindeydi. Kapısında — başürtülü, — yeldirmeli bir bacı, Hacet ehilleri başrurun. (kendilerine — veya kızlarına kisinet mi bekliyorlar?.. Taşradaki kocalar rından haber mi alamıyoriar?. Yak. sa adamlar mrt zirt kayboldukları için baştan m çıktılar?) bunları bir bir döşenirler, bacı dinleyip avridi- idiktan ve okuyup üfledikten son- — Kuyuaya bak, şimdi niyetin ge. çecek! Diyinee, karanlık, durgun bak bra bak. Avasakların gözlerinde karaltılar, hayaletler: (İşte biyetim geçti, geçi- yor) hülyalarına kapılan kapılan: Mozarlığın düha — yukarısındaki küçücük salaş Halıca, İstanbula, Rey oğluna kuşbakışlı, — Plerre Loti'nin sevicili kahvesi idi. Bir vaktin mez- her fülye tarlaları ve mexire yerleri de alt yamaçlarda... Sermed Muhter ALÜS 'Mıntaka liman reisi değişti Münakalât Vekâleti İstanbul Mın. taka Liman Reisliği vasifesi-i şim- diye kadar büyük bir lyakalle buşa- ran Refik Ayanturun barı sebeplerle vazifesinden ayrıldığı öğrenlimiştir. Liman Rektliğine Yusuf Ziya Kuala. fatoğlu tayin odilmiş ve derhal va- zifesine başlamıştır. | Sabık Liman Reisinin Münakalât Vekâletinde yeni bir vasifeye tayin edilip edilmiyeceği henöz malüm de- Hildir. Sonbahar tarifeleri Devlet Denizyolları ve Şirketi Hayriyo idaresi sonbahar tarife- lerini hazırlamıya başlamışlardır. | Öğrendiğimize göre her iki Jidarenin yeni tarifeleri Eylâl «o. İnunda tatbik edilecektir. Bu tari- feler mektep, memur ve işçilerin gidiş geliş saatleri nazarı itibare alınarak ehemmiyetli değişiklik. leri iht'va edecektir. Sabah ve akşam poslaları da- |ha ziyade sıklaştırılacak, — buna |mukabil gündüz. postaları azaltı. (lacktır. Zater bayramı merasimi | Üsküdnr Halkesinden: 20 ağustos Zafer Bayramı Evi. Wyuı'ıılz sant 2130 da başlıyacak me. İrastmle kutlanacaktır. | y — Böz, Gizçl Sanatlar çubesi İrelisi Bevet Güresin tarafından, | 9 — Şiir ve nüzik. 4 — Temsil (Torih wt şoya itandı). Ai Siyasi fırk. Tetrika: s1 Dr.Nâzım, en evvel Talât bey kısa bir zamanda, (kar- deşler) arasında temayüz etmiş. Ma- sonluğun birkaç derecesine terfi ey lemişti. Buna binaon (Locu), Talüt | beye kargı büyük bir himaye göster- di. “Kendisine, 'derhat Çon İngiliz - rası) ayhık tahsis edildi. Ve Marsa (üstad) Tarından (Manoel Karasu efendi) bu yardın daha Yeci yt Ü. (Zihneli Sald beyt tamlmdeki zat Le ortak olarak, Toenk mahallesinde (.. harzında) bir avukat yatıhanesi uçarak, Talât beyi de bu işe iştirak ettirdi. vrx Berbest hayat, Talât beyin vatan. perverane mesalsine Inkişef — verdi. Dürt sene sonra, Osmanlı İmparutor. | duğunün bütün mukadderatına bâkim alan (İtlihat > Terakki — Cemiyeti) iptidal bir Şekilde teşekkül etmiş.. Gük fanliyete girişilmişti. Bu esna- da, (Atatürk) de -kaçak — anretili (Şaml dan Selâniğe gelerik (mülâ- kilâtin esaem vazeylemişti. — Birkaç mra, iki gizli teçekkül bifleşti. e buluman (Ahmet Riza bey) te cereyan eden bu vatanper. € hâreketleri haher . almılila Kendisinin en — buserikli n (doktor — Nâzim gizlice Selâriğe gönd Döktor Nâmm, en evvel Tatüt bey. le temasa geldi. Ahmet Riza beyin | verdiği direktifler mucibince müra- kereye gi Nihayot, (Terakki ve İttihat Cemiyeti) birl Pariste, di- ieri de Selânikte olmak üzere (ls. rici) ve (dahili) namları altında birleşti. Dahlli eemiyetin (merketi reumi) Si İçin azalar veçildi. Tabti- azaların arasına, Talât bey yar ki 'Talât beyin hayat: Görül tık uk değişiyor... İctimaf mevkir, gittilçe — yükseliyor — ve ehemmiyet kerbodi Fakat onan manevi büviyeti, hiçbir. tahavvül eseri gö termiyordu, Edirne — postanesinde, 385 kurüş mnaş alarak aflesini poçindiren (Tu- öt efendi) meyse, K resinde bazkâtiptl selen ve önü mütcakip mühim muhil dere gözen (Talât bey) ayni şahsi, t Rühünün mayasını teokil ci (kalenderiik) ten, hiçbir şey değişi ... Rengi solmaş. ralingotu- sık sik yıkanmaktan bir hayli kısalmış olan beyuz ki talen giymekten Berre kadlı miyar.., Kolah frenk pgöml ma kumaşından diklimiş devrik y kabı mintan arasında da biçbir fark | #örmüyordu. Parast olduğu vekli (Yunyo hira. hanesi) nde, arkadaşlarının masala. larında da, Kristal birahanesinin ar kasındaki bakkal dükkünında Loş f çılar ve sandık'ar yığılmış olan son vt X kadeh çakıştırmakta da hiçbir beir tasavvur etmiyordu. En tıkıntik anlarında bilo heşesini kaybettiği görülmüyordu. Açık, ser. best ve kiçbir küldet ihtiyar etma. meden söz — söylüyordu. — Muhatabi |kim olursa olsun, edila büzüle teşri- | fata riayet kaydile- konusmuyordu. Gerek Bitaplurında. ve gerek cevap- larında, çok samimi idi. Hattâ, bir mz teklifsiz de denilebilirdi. Fakat hiç ber zaman, nesakctsiz değildi... En hüyrete sayan olan tarafı ine, hör kese müsevi müamelede — bulunmak ve hattâ hiç çekinmeden Iğlidali dav. ranmakla beraber, yine herkesin hür. Metini celbetmesi idi. Çehresinin teşkilâtı bakışta soğuk Ve azametli gıbi görü. nüyordu. Fakat küçük bir temasta, zamimiyeti anlaşılıyordu. —e ISTANBUL Beş Eylülden Güzdanı taşımıyanlar — Aşağıdakı: Türk ceza kanunu madde: 526 HMer Kim, — salâkiyettar mereldes kanmı ve alamlara aykırı ölmiya- Yak verilmiş bir emre icaatsizlik e. der, yahut âmmenin istirahat ve se. Üümeti veya müadelet — düşüncesile balif olmuyarak ittiaaz edilmiş bir ıır hafif hapin veya elli liraya ka. lar olur. a reisleln geldi ve müzakereye girişildi. rıta iştirak ediyor.. Züğürt zaman- | #tbarile, ilk | madde lerde' gösterilen cezaların üç misline çarpılacaklar Merelinden kanun ve nizamlara mmn- tedbire vlayet etmezse bir aya' ka. hafif para cezasına — mahküm | aya kadar hafif hayatı Yazan: Ziya Şakir Talât beyle temasa Halk arazından — yetişen bir çek böüyükler gibi, fıtraten hatlp değlidi. | Hattâ çok aüz söylemeyi de sevmik yordü. Az, fakat temiiz söylüyordu. Bözlerine, bozan nökteler ve fıkralar da İlüve ediyordu. (Weelisi ürü) de. dikleri çen ve şatır insanlardan de. Bildi. Fakat bulunduğu meclislerde, —— huzurundan âdeta bir zevk düyülüm yordu, İçkiye ilüfel ediyordu. Fakat hiç Hir zaman müayyen ulan kududu tes — cuvüz etmiyor, bilhassa sarhoşluktan — buşlanmıyorda, : Herkesle döst ve ahbaptı. — Pakat, €n mümtaz ve güzide şahsiyetlardan mürekkep huzusi bir. muhiti vardı. En samimi dostlarından biri, Selânik Küştiye mektebi. Fransızea nuallimi yürbaşı Naki bey... Diğeri de, Seli- nik haştanes müdürü Mithat Şükrü beydi. Gayerine, son derecede merbuttü. (Cemiyez) teşokkül —ettikten sanra, — yapılacak - işlerdeki — muvaffakiyete — tumamlle kani bulumuyonda. — Mattâ, mesra'iyetlerine mâni — olacağından korkarak, annesini Edirneden getirt. Mediği yibi, evhirimektek de- içtinap ediyor... Hayata bekârlık ve yalnızlık içinde geçiyordu. © tarihte Salânik, tam biz eHlenca muhiti' idi. — Hattâ, stanbuldan çok — — fazla — hürriyet havasına malikti. — Bekârlar. mebzul — fırsatlardan — bol — Bal istifade ediyorlar... Her gece, l | şehrin muhtelif müuhitlerinde, 'kendi. 1 n ce ülemleri yazatıyora ardı. - Fakat Talât bey büyle xeplea. İvi aklından Dile geçirmiyor.. — Bütüm | hayatını tarikatmın amdelerine has. veden dervisler ibi, mafkövesini İşe gal eden (inlılâp) dan başka Hiçbir gey düşünmüyorda. ... Sultan Hamit, (A üncü ordu) mın. takası dahilinde, gizli bir hareketin Yuyandığını haber almakta recikmeti. Mesolenin inceden İnceye tahklki için el altızdan (hafiyo) ler ve agiltâr — oluruk da bazi yaverler gönderedi. Bu tahkikat, bir noktaya dayane 0 dur Bütün — şüpböler, üzerinde taplandı. Bur da (Talât bey) de vurdı. (Devamı var) rrnecererenAA sersELELLAALARELEKELASERAETEREElR. Meslek muallim mektebine talebe alınacak Arkara 29 (Husüsi mühabiriz — lmizden) Maarif — Vekületi manlaka sanat mekteplerinin 936 957 ders yılında mezün olanlar 'dan Ankara Erkek merlek valkm mektebinin tesviyecilik, demircilik, elektr'kçilik ve ma- rangozluk şuhelerine parasız ya — gl ve nehari talebe alınmasına — kararlaştırmıştır. — Bu talebeler imtihana — tübi tutulacaklar, 20 Eylâle kadar mektep — idaresine müracaat edeceklerdir. ason) İar vin arasını.. Avukatların imtihan günleri tesbit edildi. Ankara, 29 (Hususj muhabirimiz. den telefonla) — Adliye — Vekâleti — staj müddetlerini doldurmuş olan a-. vukatların imtihan olacakları günü tesbit etmiştir. Avukatlar birlnciteğe — rinin birini günü umum! malümat. — tan, ik'nci wünü de tatbikattan im. tihan olacaklardır. HALKINA sonra hüviyet Türk ceza kanunu karelazüknerese Blecmmilenzidir madde: s28 Bir memura vazifesini yaptığfı e Tada İslm ve şöhtet veya Kifak — ve — sanatını ve mesken, ve ikamotgihmü — veya doğduğu yeri, yahut aaft şal evzafını beyandan isatiaa edöm yam ha 90 liraya kadar hafif cesayi Hak- diye mahköm olur ve ağer hakikat bilâfnda — beyanatta bulanursa bir — bapia cezasile ceza. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: