3 Nisan 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYBA. 3 Osmanlıcadan Türkçeye k; No: 7 Bayrikastin — İrdosizce istemiyerek — ?.) İnvolontajrement, sans — aucüne in- 'aljon ıi'R'imıh —- $ haddi Püyân — Uçsuz buçsun, uçsuz Acaksız, tükenmez — (Fr.) San$ terme imita uz — (Fr.) İnnocent fnek: Önümüzdeki deryanın — bihaddü Payan uzaklıkları — Önümüzdek nih:k'ıım uim l»ı'ıı_—nız uzaklıkları, aç t — Hakkile — (Fr) Justement "Ngâm — Vakitsiz — (Fr.) İntempestif ihin — ÇO ; illenç — Fteyi En eyi) — (Fr.) Le me- Bihude de- s Boş, faydasız —— (Fr.) Inutile Sörsemlemiş, baygın (T.Kö) tedirgin — Btıîâ) Sans habilete, sans talent s.':" — Hüuersiz 'T, Kö) — )Fer| .ih,.“n“_ı"h'ı"" sanıs tolent b ""îlhğuşlu — (Fr.) Bien ne S Kararsız, kalımsız - rahatsız .ik.:F"-l İndecis instable agite , ih“" — Sonsuz, sınırsız — (Fr.) (lli- ; ' $üne famille ite “Sökâret) — Kizlık — (Fr.) Virgi — Rahatsız Örüe l: Kimsesiz— (Fr.) Seul au mande Bila 'amille Sız, sızın k: Düşünmeksizin — Bilâteemmül "îlıı::l,"'” çalıştı — bilâücret çalıştı 8 — Arasız, arteız arasız * Günde bilâfasıla on saat çalışa- Günde arasız on saat çalışcrak — Sonra, sonradan — (Fr.) Ap- Bij "“"'"iı-uremnnl. plus tard #Da — Ayrasız (Bak: fark) *— Tamtorsi — (Fr,) âu contraire tek: Ben sana bu işte düşmünlık *dim, tamtersi (bilâkis) dostluk ettim ('l.;.ıı)h — Araçsız, dağrudan doğruya — Ü, Tectement _:":k: | <. Kendisile bilâvasıta görüş- doğ"?uhn eyiolur — Kend sile doğrudan Ya görüşmek daha eyi olur. vaş,lAvasıta vergiler — Araçsız vergiler Hm, a Araçlı, araçla — (Fr.) İndirec- Ör L 'tc intermediaire ©k: 1 — Halimi kendilorino bilvası- l hılllgğrılım - Halimi kondilerine araç- dirdim Bibeğ, Bilvasıta tekâlif — Araçlı vergiler Nnit Girticalen) - Tasarsız, hazırlan- Ü, B:nü: Bu yazıyı bilbedahe yazdım — #Zıyı hazırlanmadan — (tasarsız) Ü '_%t:la“ bütün — (Pr.) Tout, toute, tous, - n'ne r.) en improvisant y llüc’ Azdim SANE ı“İhı.'.h.r'"-“lıın ki, diyelim ki (Bak: faraza) Örn 'î Dileğile, isteğile * Bütün bu müşkilâta bilihtiyar leği e_rdı — bütün bu güçlüklere m » isteğile) göğüs gördi : ankastib) — Bile bile, bile © Bunu - bililtizam, yaptınız, zan- — Bunu bile bile yaptınız sa- n — Ortaklaşa S nn . e ,l_!!ı n:' Bu işi biliştirak yapalım— Bu Httifap Aklaşa yapalım. İile (Müttefikan, müttehiden)— Üybir- ?’nek. ”) A Vunanimite n .îl; i.(’:' ;'!Arıkll;ğın. (beraetine) oybirliğile le ” Müttofikan, müttehiden)—Eibir- (Fr.) Par associ b İği ©k: Bu £ iy Bu İşte elbirliğile hareket odelim — )hünbütıin. bütün bütüne — Tasej hhı—. Ş Mi Çi Nrası | K:tırep, — Sirası düşünce, sırası ge- inda, sıra düşgürerek, sırası Sırasını bularak — — (Fr.) * 8 Voccasion de — Her nekadar bu mazsle .!rıcıı anlatılacaksa da burada kağiLır, söyliye lııııll(i... & sr'bu sorum ileride ay- :":h*ü:sıi.!hl."k!“ da, burada sırası dü- a liî (R*ldiğındı—n) Şurasını söy- | Bim | Simağz —- beyinsiz — | Binaberin, binaenaleyh —— Bundan —. .. L (düşürerek, bularak) düşündüklerimi koddisine anlattım. 3 — Bunu bilmünasebe kendisine söy- leseniz — bunu sırası düşünce (gelince) kendisine söyleseniz. Bilmüşohede — Görerek — (Fr.) Par vöie d'obsorvation Bilmüvacehe Yüzüne, yüzleştirerek — (Fr.) Enconfrontant, par vole de conf- rontatjon, mettant face a face Örnek: 1 — Şahitleri bilmüvacehe din- ledikten sonra — Tanıkları yüzleştire- rek dinledikten sonra 2 -— Düşüdüklerimi bilmüvacehe ken- disine söyledim. — Düşündüklerimi yüz yüze kendısine söyledim. Korku . (Fr.) Inintelligentı imb'ecile Bimünüâ — Yavan, anlamsız — (Fr.) Insi- gaifiant, atupide Örneki 1 — Bu bimana sözleri — Bu yavan sözleri birak 2 -— Ba dediğinizi bimana buluyorum — Bau dediğin zi anlamsız buluyorum. birak | Bimar — Hasta Bimecal (Bak: Bitap) — bitkin Bimuhabâ (Bak: biperva) — Çekinmez Bin — Gören Ürnek: Doğruyu gören «& Hakikatbin Bina — Kurağ, yapı — |Fr.) Batisse ba- timent Örnek: 1 — Ankaranin binaları, Ana- doluda yeni başlıyan mamuriyetin alâ- metidir —- Ankaranın kurağları Anado- luda yeni başlıyan bayındırlığın bel. değidir. 2 — Buü bina ne kadar zumanda biter Bu yapı ne kadar zamanda biter? ötürü, bundan dolayı bunun üzerine — (Fr.) Par consepuent Binacen — den ötürü, «den ı!n):ı_vı. için — (Fr.) A cavnse de Örnek: İşi başına gelmemesindon ötürü (dolayı) — vazifesine ademi devamına binaen hatır için — hatıra binüâen Bint — Kız — (Fr.) Fille Bipayan — Tükenmez, sonsuz Biperva — Çekinmez Birader — Erkek kardeş, kardeş Biraderane -— Kürdeşçe Birinci Ferik — Örgeneral — (Fr.) Gene- ral Bırsam — Varsanı — (Fr.) Hallucination Örnek: Âsabı o kadar sarsılmış ki ge- cesi gündüzü birsamlar içinde geçiyor —-Sinirleri o kadar sarsılmış ki gecesi gündüzü varsanılar içinde geçiyor. Birun — Dış, dışarı Bisat — Yaygı Bıtap — bitkin Bittasmitm — Kurarak Örnek: bu işi bittasmim yoptığımz an laşılıyor — bu işi kurarak yaptığınız anlaş:lıyor. Bive -- Dul Bivaye Sığınaksız Bizâr — bezgin Bizatihi — Kendiliğinden Bizatihi müteharrik — Kendi işler Bizzarure — İster istemez Bizzat binnefis —- Kendi kondisi Buğz (bak: Adâyvet) — Hinç Örnek; bana karşı beslediği buğzun derecesi bu hareketinden anlaşılıyor — bana karşı beslediği hıncın dere- cesi bu hareoketinden anlaşılıyor. Buhar — buğar — (Pr,) Vapeur Buhl — Cimrilik buhran — buhran (T.Kö.) buhur Tütsü buhurdan — Tütsülük bum — baykuş burç — burç (T.Kö,) burhan (Delil) — Kanıt — (Fr.) Preuve Örnek: Önümüzdeki işlerin de başa çıkarılacağına en iyi burhan, şimdiye kadar başarılan işlerin - büyüklüğüdür — Önümüzdeki işlerin başa çıkacağına en iyi kanıt şimdiye kadar başarılan işlerin büyüklüğüdür büse Öpüş — (Fr.) baiser butlan — bll!d_ S (Fr.) Crise Örnek: Ebadi selâse * — buy Koku bühtan (İftira) — Karaç Örnek: U her kese her zaman karaçta bulunur. -— U, herkese her bühtanda bulunur, bükâ — Ağlama bülent — Yüksek bülüz Erginlik — (Fr.) Puberte bünye — Yap (Fr.) Constitution Örnek: İri yapılı bir adam — Un hom- mo de forte conetitution Sağlam yapılı bir adam — Un hom- mede forte consititution Çürük yapılı bir adan — Un de fajble constitutjon Bürehne - Çıplak, yalın - (Fr.) Nu Bürkân — Yanardağı volkon (T. Kö ) Bürkâni — Volkanik Büruz — Ortaya çıkma, belirme Büt (Sanem — Pat Büzürk — Büyük — ulu C Câ — Yer Örnek: hurasını cayi, istirahat — ittihaz ettim burasını dinleme yeri edindim. Cübecâ — Yeryer Örnek: Cabeca ağaçlarla süslenmiş ol- an bahçede — Yer yer ağaçlarla süs- lenmiş olan bahçede Cadde — Cadde (T.Kö.) Câh — Orun Cahil — bilmez, bilimsiz, acamı., toy Örnek: | — O adam, cahilin biridir. — O adam, bilimsizin biridir 2---Cahillik yüzünden bu hataya düştüm - Acamılik (toyluk) yüzünden bu ha. yata düşüm. 3 — Cahil ise eöhilliğini tamısın — bi- lmez ise bilmezliğini tanısın. Cahi, cehalet — bilmezlik, bilimsizlik Örnek: Cehalet yüzünden insanın elin- den neler çıkar — bilmezlik yüzünden insanin olinden neler çıkar. vâhilâne — bilimsizce Tecahül etmek — bilmezlikten gelmek, bi- lmezlenmek, bilmez görünmek Örnek: pek iyi bildiğiniz,bu işte ne- den tocahül — ediyorsunüz — pek iyi bildiğiniz bu işte neden bilmezlikten geliyorsunuz (bilmez görünüyorsunuz, bilmazleniyorsunuz ) Mütecshilâne — bilmezliktan gelerek, bil- mezlenerek, bilmez, görünerek Meçhol — 1 — bilinmedik — (Fr'l incoonu Örnek: bu işin bılinmedik (meçhul) ta- rafı kalmadı — İl ne reste aucun cate inconnu dansette aflaire Bilinmedik (meçhul) bir adam önümüze çıktı — Un homme inconmnu apparut devant nous. 2 — Bilinmez, bellisiz — (Fr.) İnconnu, incertain Örnek: — Âkibeti | meçhul — bir işe girdi — Sonu bilinmez bir işe girdi — İl #'est engag'e dans une affaire dont la fin est inconnue |incariaine| üç 1wröm zaman homme | | 3— (Maruf anlamına) Tanınmış 3— Tanınmamış— (Pr.) İneonnu, ignore | Örnek: Avukatlıktaki ünü — bizce tenın. mamış değildir — Sa reputation d'avo- cat n'est pas ignoree (incofinuo) de nous | Meçhuliyet — 1 — Bellisizlik, karanlık — (Fr.) Linconnu, İ'obscurite Örnek: — Bellisizlik (meçbuliyet) için- deyim — Je reste dane V'inconnu Dört yanım karanlıktır. (karanlıklar içindeyim) — Je suje entoure d'obscurite İnsanlığın ilk çağları bellisizlik (meç- huliyet) içindedir — Los premiers âges de Vhumanite restent dans İ'obscurite 2— Tanınmazlık — (Fr.) Etro ingnore, etre inconnu Örnek: Tanınmazlık içinde öldü gitti— İl est mort ignore de toütle monde Malüm meçhul — 1 — bilinen bilinmiyen (Fr.) connu ineonnu Örnek: Bilinen bilinmiyen birçok kim- seler — Des gen connus et inconnus 2— (Terim olarak) belgin, yadhelgin — (Fr.) Le connu, |'inconnu Meşhür— | — Ünlü (Fr.) Celebre (öcleb. rite) Örnek: Bay ... ünlü bir yağardır— M ... esit un ecrivain celebre Edison dünyanın ünlü adamlarından lir.— Ediğon est une deş celebrites Nisan 3 Karşılıklar kılavuzu mondinles 2— (Mahut anlamma) Herkösçe bilinen, hep bildiğimiz, hani şu bildiğimiz-- (Fr,) FamsuXx - Ürnek: Nasrettin Hocanın herkesçe bi- linen (hep bildiğimiz, hani şu bildiği- miz) anlatığı La fameuse anecdote de Nasreddin hodja — (Fr.) Connu bien connu Örnek: O, tanınmış bir mühendistir — İl est un ingenisur connu (bien connu) Şöhret — 1 Ün—(Fr.) Renommee, celebrite Örnek: Süel ün— Askeri şöhret-- Re. nommse militaire Büyük bir ün (şöhret) kazandı — İl a gagne üne gründe celebrite 2— Tanınmışlık — (Fr,) Reputation, renom Örnek: Bu adamın köyünde tanınmışlığı eyi değildir — İl ne jouit pas d'une bonne reputatjon dans son village. 3— Soyadı Şuişöhret—Kötü tanınma, kötü tanınmışlık (Fr.) muavsise reputation | Hüsnü şöhret — Eyi taninma, eyi tanın- mışlık — (Fr.) bonne reputation Şöhreti kâzibe Yalancı ün — (Fr.) Fa- usse reputatjon İştihar ötmek — Tanınmak, ünalmak, ün- salmak— etre connu, gagner de İa re- putatiotu Örnek: | — O zat, güzel yazı yazmak- la iştihar etmiştir. — O adam, güzel yazı yazmakla ünalmıştır (ünsaltöiştır) 2— Ustalığile iştihar eden — Üsta tanınan Cihim (cohennem)—Tamuz— (Fr.) Enfer Cahimi--Tamusal— (Fr.) İofernal Caiz— Olur, olabilir. Örnek: Yapılır gşeyler, yapılabilir. şey- ler— Yapılmasi câjz olan şeyler Cali— Yapmacık, yapmacıklız- (Fr.) Feint sımule Örnek: Böyle calt hareketlerden vaz geçiniz — böyle yapmacıklı hareketler den (yapmacıklardan) vazgeçiniz. | Cüliyet— Yapmacık CalipezÇeken, çekici - | ârnsk: Calibi nazar bir hareket — Gözü çeken (çekici) bit hareket Cüm—Bardak, kadeh (T.) Câme— Giyenek, gaysi Örnek: Tebdili came ile — -Giyeneğini (geysisini) değiştirerek. h Câmi (cemeden anlamına) — Tophyan; ka- psayan Örnek: | — Camii mehasin bir adam- dır. — İyilikleri kendinde toplıyan bir adamdır. 2 — Bu eser, o mesele üzerindeki bü- tün malâmatı camidir—Bu izer o so- rum üzerindeki bütün bilgileri kapsa- maktadır. Câmit—Donmuş, cansız — (Fr.) Inanime Cam— Can (T.) Canhıraş —Gönül koparan (Bak: dilhiraş) Canan — Sevgili Câni —Kıyan — (Pr.) Criminel Örnek: Caniler, beşeriyetin karnaları sayılsa becadir—Kıyanlar, insanlığın çıbanları sayılsa yeridir. Cinayet — Kıya— (Fr.) Crime Örnek: Bu öyle rasgele - bir suç değil adeta bir cinayettir—Bu, öyle rasgele bir suç değil, bayağı bir kıyadır. Cinai— Kıyal Örnek: Cinat bir harekette bulundunuz —Kıyal bir harekette bulundunuz! Cânip— Yan taraf (T. Kö.) Günipdar — Yahoı Örneb: Ordunun canipdarı — olan Liva —Ordunun yancısı olan tuğay Car—Bürgü, pürgü, çarşaf Câri — Akar, yürüyen, yürür; geçer — (Fr.) Courant Ürnek: Akar sular —Miyahı câriy& — Faux courantes DÜZELTME Kılavuzun 5 inci sayısında birinci sütu- nun altındaki haşiyede bir iki yanlış ol- muştur. Bu yanlışları düzeltmek üzere o haşiyoyi bir daha buraya yazıyoruz: Bedir - «çehreb anlamına olan «bet (bedj» ile «gibir —anlamını da — veren «ir (ur, er, ır, ur, ür)» sonekinden yapılma bir türk kelimesidir Ba kelimenin ayrıca (Radlof. IV.) de «beder» şekli de — vardır. ki macaz olarak «ziynet tezyinat: mıida gelir. 4 K

Bu sayıdan diğer sayfalar: