29 Ağustos 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

29 Ağustos 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'ı B 'u & 'î""h Öi HLK/MLHRI Renı’ırı Kara Koçum. mde gazete.. Sütün- V2 puntu yazılar, ka- Htömlekli bir. faşist kol- 'Usu halinde, dizili, boydan H'P ©o mavallar, be iki SÖzüm.. Yİlllır. sütunlarda gezen lerimden, kimi karanlık, i geçkin — ve kötü bir 1 gibi dolmakta kuyorum; kimi kızgın, 0: Gaha çok alay ederek, KP alamda, vakit — vakit Yaklanan esir bir Hindis BN Düdük sesleri, Kaldı- hi Yumruk olup — döven, —Iik ayaklar. Ölü deniz iş Bibi, dalgasız, — durgun %Elıı ülkesi.. Esir Tahitı.. 'Öq sora ishal — olmuş bir N— kadar civik Tahiti lâ- iları eden ozan beyinle: Bir kara koç geliyor göz in önüne. Habeşin sem ©lan bu kara kaç.. 'inde palavra saldırması v eski zanatı kasap'ık olan hl gömlekli bir — kasap: —.llnllni - ;bh( yanı sıra - bekleşen &':unlır, kesilecek bur h. etinden birer parça k':ık için bekleşen, leş alarıdır. 0 kasap ki, tıpkı bir mü ılhl Onca kutlu. ben- kdıuı A olan bir ödev için, i palavra saldırmasını tım sıkılarak, düşünü m; — Benim kara koçum, bu vaıı saldırmasının altına OScaktı mi”, Ka l_'—, diye., M. N 5 Ürk Hava Kurumu 4 g"fâ!:e" 75 Gönlüm y_;“ O gönlümün - kızıydı —.'.lııı bakış'ariyle — gön- * işik saçmıştı, o... n ıN) Demek sevmiyorsun vermi ,—..nt“n karşılık sözlerime? ... ,.ş: lerime neden bakmı Nien> 9? Korkuyormusun. be- *? Z öylesene! Ben mi! Hayır.. Yıldız Miyorum, kaçıyorum se Gözlerinde iki mavi Yar Beni yakıyor, onlar Akaman sana .. Kapa #rini... 45 Neden Yılmaz neden? . sevmiyorsun beni”.. ,.'“.ı başkalariyle konuşu- M diye kızgin misin ba v Hayır Yildiz!.: Her ke 'Onuşabilirsin Ben ko- Yormuyum sanki... N bi Jmıı.,; K Yıl t taş göğsünü, çıp'ak | Şun.dan buîâa-n. 21.000 metreye yükseliş Sibiryada ilk defa olarak Novosibirskiden boş bir ba- lon uçurulmuş ve bu balo- na çeşitli hava aletleri kon- muştur. Bu balon 20380 metro yüksekliğe — çıkmış ve havanın — çeşitli tabaka larındaki suhüneti ve tazy- Iki ölçmüştür. Balon yük- seld ği zaman yerde sıcaklık (17 8)-dereca idi, 3260 met- | re yükseklikle — ().-10.540 | metroda (-52 8) 15 20000 rece bulunmuştur. Savyet'erin anörlerinden Cudin motörsüz tayare ilebir dünya rekoru | 124 kilometrelik bir mesafeyi 35 saatle uç muş ve tekrar yerine avdet etmiştir. Planör motörlü ta- yare tarafından 200 metre yüksekliğe bırakıldıktan 80 kendi kendisine 700 metreye kadar havalanabil miştlir. Sovvetler birliğinde ayrı: ca iki kadın paraşütçü 8000 metreden paraşütle atlamak surelile görülmcmiş bir re- kor kırmışlardır. yapmıştır. nra şan 11.000.000 eseri Karl Maksın fikir ve me- sai arkadaşı (Fredrik Engels) VIlİ - 1935 de kırkıncı yıl dönümü do layısile Sovyetler birliğinde genel bir matem günü ya | pı'miş resmi dairelerle fırka lv-şkı ât'arı o gün kapeli ka İmıştır. Sovyetler birliğinin bü- tün şehirlerinde — Engelsin tercümei — hali ve eserleri hakkında konferanslar ve rilmiştir. 1918 — 1935 ara: sında Soyvyetler — birliğinde | Frederik Engelsin kitapların- dan (293) tabı yapılmıştır. Bun'arın genel — tiraji 11 milyondan fazladır. Enge- in ölümünün 5 ww vYEWYEWEİ) İsin eserlerinden en mühimi e —e Ö ün Kızı YAZAN: Ekber İnanç deşiyor o . Uzaklaşıyor ben- den . İnce mav! entarisinin içinde var'ığı Hir yılan gibi kıvrılıyor Parmaklarımı ko parırcasına isiriyorüm . ben.. Neden diyorum. Neden sevgisi iliklerime — kadar iş- lediği halde söyliyemiyorum ona - Gözlerinin alevi beni tunçlaştırdı. Yaşamak, onun sevgi do'u gözlerinde birik- ti. Karanlıklı gecelerin, bağ- h göz'erine bir işıktir 0. Ve ben seviyorum onu.. Onu bir. perşembe günü, evlerinin sık sarmaşıklı bal- konunda tanımıştım. Uzun, sarı saç'arını rast gele om. zuna salmış. ellerini balko nun beyaz parmaklıklarına dayamıştı Onu uzaktan — gördüğüm zaman, — gözlerimde — beni çeken İnce, sarı mini kıvrımları onu benden sak !şyordu. Bı.kımeı söÖz ver- bir güç vardı enlarısinin mini vvv."v'ıvtıî metreler arasında ( 44) de- | Matörsüz tayare ile bir | tanınmış pl- | Fredrik Engelsin elde dola- j T (Üstarofı birinci sayf.do) pUyı bağlıyor. Artık bu ka- nalın altında kalan pirınç tarlaları suyu buradan a'm ak zorundadır Şimdi bu adam bir defa için harcad ığını, her yıl hiçbir. emek karşılığı olmıyarak — kanal altındaki toprak sahiplerin- den almaktadır. Su bir ka mu asığıdır. Bunu da top rak gibi yalmız çalışanlara, | yurdun ekonomisine alınte rile yararlı olanlara vürme- liyiz. Pirinç ekiminde korumak en önemli bir ko nudur. Su'arın uzun zaman tarlalarda kalması ve ulfak W ba amsızlıklarla bataklıklar yapması o çevrede ölüm sağlığı | Pirinç işlı;ri getirlel bir sıtma yapar. ÂAr tık pirinç yerlerine yakın tehlikededir. Devlet sıkı ka- | nunlariy'e bunu ekim mürakabe eder. Toprak kanuniyle 'kü 5 Ü bin danesi otuz dilden foazlaya — çevrilmiş — bulun maktadır. Leningradda bu münase betle ayrıca Engelsin — bü- yük hir heykeli dikilmiştir. Temyiz muhakemesinin An karaya taşınması bitti. Temyiz - muhakemesinin nöbetçi daireleri de dahil ol duğu halde taşınma işi bit- Muhtelif mahkeme temyize gönderilen evrak buraya gelmektedir. içbakanlık memutler için | bir terfi kanunu perojesi | hazırlıyor. İçbakanlık memurlar için bir sicil ve terfi kanu nu projesi hazırlamaktadır. Proje Kamutayın bu devre- sine yetiştirileceklir. Buyılkı pamuk rıkulmı mişlir. lerden Ankara, 26 yılın pamuk rekoltesi on milyon lira tutarında 220 , ' bin balya tahmin ediliyor. diğim halde, ordan ayıplamı yordum. Kaç gün sonraydı. bilmi yorum. Galiba bir pazarle- siydi. Ona çocuk parkında yalnızken rastlamıştınrı. Kor ka, korka yanına sokularak: — Adınızı öğrenebilir mi- yim? Demiştim. Yalvaran se simde, gönlümün hıçkırık ları belli oluyordu Kaşları- nı çatarak yüzüme bakmış: - Ben s.zi tanıyormuyum ki demişti Ve ben, donup kalmıştım orda — Sevinç kir- Piklerimin ucundan akıyor. Ben.. Ben.. Diyerek uzaklaşıyorum, ortadan,. Ar kamdan onun, batan bakış- larile, bana yalvardığını hir- sediyorum. Ve farkında ol madan geriye dönüyorum. Seviyorum . Sizi cid- den seviyorum.. — Diyorum. Omuzlarını kaldırıyor. Ve acı bir gülüşü, kızıl dudak: Darında topluyor — Bana ne? Diyor Ben sizi seviyorum da!. Hiç olmazsa söyleyiniz, Adım size lılıııı değil amma! Söy iyeyim. Yıldız.. Yıldız. mi?. Evet, evet adınızı yaşıyan'arın hayatı | çük çiftçiyi koruduğumuz gün bu mürakabe de en ufak köylüyü şaşmadan dü zgün çalıştıracak bir şekilde düzeltilmelidir Bugünkü mü rakabenin iyi — yeritilmesi üzerinde de ayrı bir dikkat gerekmektedir Pirinç ekiminin ekonom: ik kuraullara uyacak yönle- ri de var, Bize anlatıldığına göre. pirincin kabuğunu ay- | iran çeltik — fabrikalarının sayısı ihtiyacın üslündedir. Bunlar arlık tam randıma- nlarile çalışmıyorlar. Her yılın ürünü, birçok fabrika- lar arasında paylaş!lıyor. İş lenen mikdar bir fabrikanın bütün yıl harcadıklarını ka- rşilamıyor. Gerçi piriç eki- mi her yı! biraz daha gen- iş yor, ancak bu genişlik de ayrı bir zor'uk hazırlıy- or; pirinç içpazarın yoğalt- “acağından çok yetişince kö- korumaz bir değere düşecektir. Her yıl düşen fiat da bu tehlik- enin yak'aştığını — göslerir Buğday gibi pirincin de ko- runması gerektiği — günler geleceklir. ylünün emeğini Bunu karşılayacak — bazı tedbirler Yu- rdda pirincin daha — geniş hatıra gelir! yoğaltımını sağlıyacak önem! da bir vermek, Ekilen pirinçlerin cinslerini — Islâh etmek ve iklimimize göre çeşitli cins- ler yaratmak. Bunlarla içe- rde yoğaltımı artırabilece ğimiz gibi, getireceği dâöviz lerin başka faydalarını he saplıyarak dışarıya da sata bileceğiz sanırız Pirinç ekiminde Türk yo- #altmanın da — korunması düşünülecektir. Su, toprak ve belki işlerinde hiç bir emek vermeden, pirincin devletçe ulusal fiatına — yas'anarak yoğaltman zararına yaşıya nlar araltılacaktır. Hulâsa: Her yönden ölçü lü ve toplu yeni bir düzen verilmekle pirinç ulusal ek- onomimizde daha — değerli bir yer alacaklır Kemal Ünal fabrika korunan alev gözleri, uzun sarı saç ları ile bir yıldızdı o -Gök lerin koyu maviliğinde par- hyan yı'dızlar kadar güzel di o. Babam öldüğü zaman he nüz dördüncü sınıftaydım. Bir pazardı ga'iba! . Baba. min yumulan gözlerinde ışık lar sönmüş, yalnız kuru ya şler, göz çukurluklarında to- plananmışlı Abnem bakış lariyle ona yalvarıyor. Ab lam bir keder amtı gibi bâa- şı ucunda bek iyordu. V'en küçük kardeşlerimle bir kö şeye çekilmiş, onlara bakı: yorum, Daha uzakta ihti yar bir kadin ıo'piıını da- yanmış, varlığı Ltri yerek — başı öne sarkıyo- rdü. Yanı haşımızdaki evden hafif bir şarkı — sesi, anne min kısa iç hıçkırıklarına karışıyordu.. Bana en - çok dokunan, o gün olmuştu. Kimses zliğimi tam manasi- yle anlamış, göz yaşlarımı içime dökmüştüm. Ne amcalarım de dayılarım yanı mıza — gelmemişlerdi. —Ala caklılar sıkıştıriyor.. ve ne — Afyon Borçlarını Ekonomi Bakan- İlğı ödiyecek. Afyon inhisarının üç ba nkaya 0'an üç milyon İira- | borcunu Ekonomi Bakanlığı ödemeği kabul etmiştir. İnhisarın bu borcu alınan afyonlara bedeldir. Doğu illerinde Kültür - Bakanlığı da islâhat yapacak Ankara, 26 rk ilbaylıklarında bir çok yeni islâhat yapılırken kül- tür Bakanlığı da şark ilbay Hiklarında savaş yapmağa ve kü'tür işlerini islâh et- meğe karar vermiştir Bu vilâyetler için bir kü- İtür programı hazır'anacak- ligında $dükkün, ikikahve ve in- hisarlar binası yandı İlgın, 28 (ALA ) — İlgin- yangın neticesinde sekiz dükkân, iki kahve ve inhisarlar binası tamamen yanmıştır. Daprenm: fr;l..âkıti gören- İer için piyango Erdek deprem felâketine uğrıyan yurddaşlarımız için | | tertip edilen piyango 30 ağuslos cuma günü çekile cektir. Piyangoda 3 binlira değerinde muhtelif yeler vardır. * Halkevi kahçasinde sinema Halkevi bahçesinde halka dün de bir filim gösterilmiş: tir Bu yüzden ve havanın | da sıcak olmasından bahça ikrami halk tarafından tamamen dolmüş bir bald:. bulusu yordu. Anneme “evlen de parayı ver, diyorlardı. bamın — ölümünden altı ay sonraydı. ÂAnnemden ayırıl- dığım, © acıklı günü hatırlı yorüm. İlçemizin kadınları evimize toplanmışlar. anne mi teseli ediyorlardı. Ben de onun başı üzerinde dur muş ağlıyordum. Beni ya- nında — götürmek istemişti. Hayır! gitmem! demiş tim. Zengin, çok zengin bir amca oğlum vardı. Ben ona heran hürmet ederde, ona Ağabey derdim. Merhamet- ten mi bilmem, — annemin evlendiği o gün, yanıma ge lerek: Sen - demişti - amca- min oğlusun. Niçin evimize gelmiyecekmişsin. nin değil mi sanki? . Evlerimiz zaten iç içeydi. Bilmem ki, babamın öldüğü gün bile yanımıza yaklaş- mıyan Osman ağabey niçin beni evine alıyordu? Yeme: ği enlarda viyor, okula Ja oradan gidip geliyordum. Bir cuma günü idi. Bü yökler namaza gitmiş. biz küçükler ınıhıılın bekli yorduk. Osi ) sman ağabeyli Ba- : i kilâtından, Ev, se> | v el SAYFA 3 Zaf;r Bayramı ( Baştarafı birinci sayfada ) tasyon caddesi - — Ördüevi Un fabrikası' ni takip ede- cek ve fabrikayı geçtikten sonra alay hitam bulacak ve — kıtaat kışlalarına döneceklerdir. Nakliye taburundan da fener alayına İştirak edecek erat iki subay idaresinde olarak saat 20,30 da Paşa cami yanında — bulunarak — fener alayına iltihak edecektir. 2 — Bu alayın komuta- nı piyade alayından tayin edilen binbaşıdır. 3 — Fener alayına sivil mekteplerden ve spor — leş- cemiyetlerden | iştirak edecek olanlar eski | belediye — binası — meyda- nında sast (20,30) da top lanmış olacak ve askeri ta- kip edeceklerdir. 4 Bir yangın vukuuna meydan veri'memek üzere Merkez Komutanlığlı ve Şar- bay'ıkça lâzım gelen tetbir- | lerin a'ınmasını dilerim. Korkurma başkanı Albay Ekrem TürKer eeeti de - Cebelittarık Yoğazı bitaraf bir mınte- ka olursa hu vaziyet is- panyayı düşündürecektir. : Kadiks — (İspanyada) — Endülüsün muhtelif şehirle rinde ve bilhasta Kadiksde askeri hazır'ık'ar yapılmakta- dır. Birçok kıtaların A'zezi ran ve Tarifa garnizon'arı nı takviye etmek üzere yo | la çıkarılacakları anlaşılıyor. Bu garnizonlar Cebelittarık boğazının şimal tarafında bulunan müstemleke yerle. | vidir. Bu tetbirlerin İspanyanın bitaraflığını muhafaza ettir. mek için alındığı söy'eniyor. Habeş - İtalyan harbi es nasında İngilizler Süveyş ka- nalını kaparlarsa ve Cebe- lttarığı da bitaraf bulundu - rmak icap ederse ne gibi vaziyet alınacağı nyayı düşündürdüğü için bu ted- birler a'ınmıştır. Benden biraz küçük “Lok- man, adında bir oğlu var- dı. O gün yamıma gelerek benden para istemişti. Ve vermeyince: — Babanın parası değil- ya! Diyerek çekmeceyi ku | cağına boşaltmıştı. | Gece evde yemeği yer | yemez yatağıma çekildim. Osman ağabeyim beni uyu yor — zannetmiş olmalı ki karşımda durarak: — Yılmaz bugün on lira çalmış. Dedi. Kulak kabarttım. Tanrım neler işitiyordum.. Ağabe- yimin karısı: Parmaklarını saçlarına geçirerek ağlama. ğa, çırpınmağa başladı: Ben zaten sana. onu eve alma demiştim ya! Da- ha geleli üç gün oldu . Gör. | dün mü yaptığını? Dayanamıyorum, — Yala- gımdan firliyorum. — Onun zehirli sözlerini bir yumruk gibi yüzlerine çarpıyorum — Benim babam hırsız değildi ki, diyorum, Parayı oğlunuz Lokman aldı. Ben | size zaten muhtaç değildim- | yal..

Bu sayıdan diğer sayfalar: