21 Kasım 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

21 Kasım 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İkinci, Teşrin 21 Dışarda Türkiye: YeniTürkiyeHakkırda «deni Türkiyenin payitahtı ve Asyanın en genç şehiri olan Ankarayı gördükten sonra foloğrafiler ifadesiz kalı.>, İlkteşrin son — günlerinde Çıkan Yugoslav gazetelerin den; t İlkteşrin ortalarına doğru Ankarayı ziyaret eden Yu- göslav gazetecilerinden ve hirvatça “Veçer. — “Jataraji List, ve “Obzor, gazeteleri Muharriri Jorko Haramboşiç Türkiyede hasıl ettiği intiba ları “Jutarnji Lis,, gazetesi- nde anlatmaktadır. Bu cü mleden olmak üzere “J. List,, Gazetesinin 24 x 1935 tari hli sayısında bastırdığı *Yeni Türkiyenin sembolü Ankara, başlıklı bir. yozıda — diyor ki: “Yeni Türkiyenin payita- htı ve Asyanın en genç şehri olan Ankarayı — gördükten sonra fotoğrafiler, ifadesiz resimler ve aldatıcı seyahat risaleleri insanın gözünden silinir. Ankara henöz on yaşına basmıştır. Tabil - bu rada ettiğim yeni ve modern Ankaradır. Böyle olmak'a beraber yeni mevzuubas AnkaraniIn güzelliği, mode rinliıği en modern Avrupa şehirleri kadardır. Yeni bir hayatın, ümit idealizm, gay- ret, inan ve nikbiulik deni len kuvvetlerin neler yarat mak kabiliyetinde olduğunu görmek için Ankarayı gör mek lâzımdır ,, Muharrir bundan sonra Ankaranın modern güzellik- lerini böyük — bir heyecan ile anlatmakta kıymetli ser gi evindeki Lozandan önce ve sonraki Türkiye salonuna karşı uçsuz — bayranlık'arını kayıt etmektedir Bundan sonra Ankaranın tarihi ehe- Mmmiyet ve kıymeli hakkın da izahat veriyor ve diyor ki: “Bu tarihi eserler, Anka rayı yeni Türkiyenin sembo- li o'arak hayranlıklar içinde seyreden yabancı turietlerin celbi bakımından cazip bir rol oynıyacaklardır , Aynı muharrir "Jutarnji List, gazetesinin 25. 10, 19 35 tarihli sayısında neşret- tirdiği bir. makalede Türk ulusunun, Cumuriyetin 12 inci yıl dönümü şenliklerine ne kadar hararetle hazırla- tdığını tasvir etmekte. nü fus sayımının nesil yapıla- tağı hakkında izahat mekte ve İstanbulu eylemektedir. ver tasvir Makalede “İstanbul bugün| Türkiyenin merkezi olmakla ALEV KAMÇILARI ULUSAL ROMAN: Nt 8 BiRiNCİ — Estağfurullah elendim | buyrunuz. | İki teklifsiz arkadış gibi karşı, karşıya oturdular ı İsminizi — ögrenebilir Miyim Belkis | Penim ismim de Ömer tWW gördüğ ün ü 7 küçük apartımanın ikinci ka.' i !"ldı_ oturuyorum, kimsesiz | beraber Türk uluşunun bü tün hayatı bu şehirde kay- naşmaktadır., — Denildikten sonra İngiliz şairi Byronun İstanbul kadar — güzel bir şehir görmediğinden bahis sözleri kayıt olunmakta ve Tü- rkiyenin, çok heaklı olarak İstanbul ile iftihar ettikleri beyan olunmaktadır. Hattâ bu tarihte, çok şan h ve şaşaalı olmasına, rağ men Sultanlar devri nisyan mezarına gömülmüştür , Ma - harrir bundan sonra Atatür- kün Cumuriyetin onuncu yıl dönümü münasebetile söy lediği söylevin yurdumuzun on yı'daki - terakkilerinden bahso'an parçasını hülâsa olarak almakta ve demekte dir ki *Fransa şairi Frnest Re Adriyatik sahil'erinde dolaşırken yalnız bir şeyden şüphe etmiyordu. Bu da Ös- manlı imparatorluğunun çü- rümüş olduğu ve bi impa- ratorluğunun korkunç mu hafazakârlığının batıdan ge- lecek her kültür. hamlesine karşı aşılmaz bir sed olaca: ği tdı. Ernest Renan, yeni lenmiş, yeniden doğmuş ge nçleştirilmiş ve adeta Basü badelmevt sırrına mazhar olmuş bulunan Türkiyenin cumuriyetin 12 inci yıl dö nümünü kutluladığı manda sağ olsaydı ve kız kardeşi Hanriette ile Türki- yeye gelmiş o'saydı kimbilir ne kadar büyük bir hayre- te düşerdi Hakikatan Tür- | kiye 23 İlk Teşrin 1923 ta- tarihinden itibaren yeni ta rihini yazmağa başlamıştır Türkün u'usal ruhu bu ta rihte doğmuştur Muharrir bundan gonra Ulu Atatürkân hamlesi al tında yurdumuzun eriştiği muvaffakiyetleri ve eyi'ikle Ti anlatlıyor ve bu cümle ile sözünü bitiriyor: “Yugoslavya, Balkan te- sanüt ve istiklâlinin bu ka- dar küvvetli bir âmil ve | müessiri o'an Türkiyeyi ve Türk yurdunun babası Ka mâl Atatürkü bütün balbi ile selâmlar., Üsküpde çıkan “Vardar, gazelesi 30 ilkteşrin 1935 tarih'i sayısında cumuriyet bayramımız hakkında - bir | makale neşretmektedir. Bu makalede Türkiye cumuri- yetinin ön iki yı da çok, pek çok ve hattâ ümidin harici ne kadar çok işler gördüğü şu za- YAZAN: M. GÖZALAN GÖLÜM bir adamım, mesleğim mu- harrirliktir Muharrir'ik mi dedi niz? - Evet. niçin hayret etti- ni? Hayır, Hayret etme- dim Yalnız; bu yüzden tam manasile geçimen insanlar memleketimizda çok azda... Ben amotör bir mu | TÜRKDİLİ yazıldıktan sonra deniliyor : “Başında Türk tarihinin €en büyük şahsiyeti olan Mu- stafa Kamâl Atatürk - bulu- nan bu günkü Türk rejimi 2 yıl içinde, geçmişten mi- ras kalan hurafelere karşı muazzam bir zafer elde et mekte kalmamış, aynı za- manda Türk u'utunun, kül. tür sosyal, bilgi ve dini ha yatım reforme etmek suretile ihya etmiştir Bir ulusun hüyüklüğü onun ruhunun büyüklüğüne. teş kilâtına ve hayat hakkında ki görüş ve düşünüşlerine bağlıdır. 1922 yılında önce ki Türkiye devleti teşkilâtı bozulmuş, irtişa ve zulüm | içinde çırpına gelmiş ve bü- ' tün kuvvetleri sultanın şah sında toplanmış bir memle ket idi.. 1918 yılında sulta- nın siyasası iflâs etti. Onun la birlikte hilâfet dahi iflâs elti ve Türk devlet iç kuru luna bir şekil vermek ihti- yacı gibi mühim bir zaruret karşısında kaldı. Türkiyede temelli refor mlar, 29 ilk teşrin 1923 ta rihinde cumuriyet idaresinin 1'ânı ile baş'adı Bu tarihten itibaren Türk zeki gayyur, müteşebbis ve ba kikatları gören Kamâl Ata:- türkün ve iş ortaklarının idaresi altında, yeni, daha mesut ve modren bir hayat u'usu yaşamağa başlamıştır. Tür- kiyede — selâmet - fikri — ve cesaret muzaffer oldü. ve Türkiye mütevali bir suret- de terakki etmek Çırsatım buldu. Yugoslav ulusu Türkiye cumuriyetinin - terakkilerini sevgilerle takip etmektedir. İşte bunun için Yugoslav ulusu çok eyi dileklerle 29 İlkteşrin bayramını, Türk Ulusunu ve oönderini selâm lar ile birlikde Bu makale | Atatürkün güzel bir resmi | ve imzası dahi neşrolunmak- tadır. Kültür. Bakanlığında - yeni direktörlükler Kültür Bakanlığında muh- telif yeni direktör'ükler ku- rulmuştur. Bunlardan neşriyat direk törlüğü ile ecnebi ve azlık direktörlüğü — çalışmalarına başlamıştır. Beden terbiyesi direktörlüğüne binbaşı mü takaitlerinden B. Ali Haydar atanmışltır. Güzel sanatlar umum direktörlüğüne de Al- manyadan bir mülehassıs getirilecektir. Bu iki direk törlükde yakında işlerine baş- hyacaklardır. harrir değilim. Bir manlarım var. (Akşam ha berleri) gazetesinin — daimi muharririyim. Hiç yazıları: mı okumadınız mı? — Hayır okumadım. İh:- timal ki yazılarınızı başka bir isimle neşrediyorsunuzda ondan.. Hakkınız var- Yazıla rıma ekseri Sacit Kerim diye ımza Atarım, Belkis limonatasını yudum yudum içerek bardağı masa- np Üstüne bıraktı: - Sacit Kerim.. Şimdi hatırladım. Geçen gün (aşka) dair bir yazınızı akumuş- tum.. a— — çok ro | | *Ulus» un dil yazılarından — KEMAL- TEKEMMÜL eJ Kemal, Kâmil, ikmal; (1. Tekmil, Takâmüf; Wl, Mü- kemmek V. Tekemmüb sözlerinin analizi ÜKEMAL İi a kANIL CA Si ı iKMAL () numaralı - kelimelerin | | etimo'ojik şekillerini altalta | yazarak gözden geçirelim: b (2) (3) Kemal; (ik-hem —- al) Kâmil: — (ik-ham —- il) İkmal: — (ikd- im -kal) Görülüyor ki bu üç kelme ufak vokal değişimlerile ori- jinde bir tek kelimeden ib- | arettir | () ik: Her üç ke imede kök olarak aynen bulunma. , ktadır, “büyüklük. genişlik, yükseklik, fazlalık, aydın- hk, mefhumlarını — göste- rir: 'İğüs, ikis, üküs) sözleri- nin kökleri olan İiğ, Ik ük|) | kökleri gibi. — Ke'lmelerin “Kâmil, dir. (*| (2) | A-m): Furada kök fn mefhumlarını kendinde | tecelli ettiren süje veya ob- jeyi gönterir ca bundan sonraki kelime lerin kuruluşu, tamamiyle UJ numaralı kelimelerin ku- ruluşlarının aynı olduğu gö rülür. Bunları son - şekille- riyle yazalım Bu sözler, şeklen ve ma- na bakımından (Kemal|, |Kömil| sözlerinin aynıdır; yani “umumiğ ve şamil ola l | rak büyük olan, geniş olan yüksek o'an, fazla aydın olan, demektir olan, Kelimelere yeni bir mana veren ve onları az çok nü ans'andıran şey, onların ba- şlarına — ge'en (et|) unsuru- düur. Şımdiye kadar gördük ki let) unsuru, kök olarak, “ku- vvet, küdret, — sahip v.s... manalarına geldiği gibi, ek | o'arak da, kelimenin nere sinde bulunursa bulunıun.l umumiyetle — “yapıcılık, ya- ptırıcılik ve yapılmış olmak- | hk, anlamını gösterir. Uu — iki kelimede | At| eki prefi- ks olarak kabul — olunabi | dir. (3) (v.—Hİ: Şümül - içinde gayrişahsilik gösterir O ha lde kelimeleri son morfolo fonetik şekillerinde jik ve yazalım: KEMAL, KÂMIL, iKMAL Bunlar umumiğ ve şamil olarak “büyük olan geniş olan. yüksek olan, fazla ol- an, aydın olun, süje veya | | öbje, demektir. Biz bu ke- | Hmeleri, “kemal bulmak, kâmil olmak ikma! etmek, t rzinda kullanırız. Ve ma | nalarında da toplu - olarak, ı'büyüklnlünün, çokluğun, yüksekliğin bir arada bulu nuşunu veya yapılışını, an- 1 larız. Kelimelerde, “büyük- lükten gelen (fazilet, ve, “aydınlıktan gelen i'im ve #rfan, an amlarını da var dır. | TEKMİL TEKÂMÜL (H numaralı kelimelerin | etimolojik şekil'erini a'talta yazalım: | DD 2 (3 fap * Tekmil: — (etd-ek-k em--il| ıî Tekâmül (et--ek-—am-- üi| kelimenin başla- | Bu iki ! rındaki (et| sözü kaldırılın - V) Büyük Türk «Çağatay lehçesi» Lüğuti - Evet nasıl buldunuz? Belkis, başını — omuzuna doğru eğerek: Fena değil dedi. Ömer, onun sesindeki me- mnuniyetsizliği anlamış ol- malı ki: - Pek yarım ağızla söy: lediniz hanım efendi; diye cevap verdi | — Fikirlerimi açıkça söy- lersem bana kızmaz mısınız? | Katiyen.. f — © halde söyliyim, Ya- | zılarınızı pek mânasız — bul- bum. Fikirleriniz — hiç bir ' güretle kabül edilecek — şey- ' ler değil — Lütfen izah edermisi: | | oilık,. Buna nazaran (Tekâ- , ta ve yaptırılmakta olduğu ' olarak “alâmet, işraret, ni- ; şan, manalarına da geldiği | Yani “büyüklük, çokluk, v W nlardan mısınız? (T) eki, (Tekmil|) sözünde şimdi saydığımız üç anlam dan, üçüncü anlam rolünü yapıyor; yani “yapılmış ol. maklık, manasını verdiriyor (Tekmil) demek (Kemil| sö zündeki anlamın yapılmış, ol. muş, bitmiş olması demek tir. (T)| ekt, (Tekâmül| keli- mesinde birinci ve — ikinci anlamlarında yap yor, yani “yapıcılık ve yaptırı- rol mül) kelimesinin anlamında henüz mefhumun yapılmak- anlaşılır. Mükemmel Kelimenin etimo!lojik şeklini Yazalım: ) (2) 6) (4) 5) (em -— ük -- eğ — em - €l) (D em: (v. 4 m), kök malümdur. — Yani — burada “belli edici, mefhumunu ha- izdir (2) ük: Bundan önce ana: lizlerini yaptığımız kelimele rin hepsinde olduğu gibi kö ktür. ve aynı anlamdadır & , demektir. | Em 4- ük — emük; Belli bir büyük'ük, yükseklik, ço SAYFA 3 kluk v. & anlamını gösterir iki kökten mürekkep hir un- surdur. (3) eğ Ektir. mefhumun manasını tayin ve ifade eder. Emükeğ: “büyüklük, çok luk, aydın,, demektir. Ke- lmenin şu şeki'leri de var. dır. I — Ümük — âli H — Ümkü — âli Hİ — Ümek —< halk, çok- | luk, büyüklük IV — Emik — aydınlık mefhumundan dimağ V — Ümüğ — rü — bir- leşik olarak VI — Ümüğ törüğ) — to- planmak VII — Umüğ (örtü) — to. plâsak VII — mil (4) em: Kendinden evel- ki sözün anlamını kendinde toplıyan obje veya süjeyi gösterir. O mefhuma mülki yetini ifade eder. (5) el Bilindiği gibi “en gin'ik ve şümül, anlamın - dadır, ve bu anlamla sözü Mukum — tek | sıfatlandırır Em - ük 4- eğ-Hem - görüldüğü gibi kelime ortasında üçüncü unsurun (&) siyle. dördüncü unsurun vokali, yani (ğe) nin uzatma rolü, bundan sonraki (m) konsonuna terk olunuyor, ve baştaki vokal de düşüyor; kelime MÜ, KEMMEİI oluüyor. manası şümül içinde umumiğ ola. rak belli bir büyüklük ol- güunlük v. s demektir. TEKEMMÜL Kelimin etimolojik şekli: (1) 123 (3) <4) (5) (et — ek - eğ — em - âb Ç1) el: Bilindiği gibi “ya pici, yaptırıcı, anlamını gö- terir. (121 ek: Yukardan beri ge- leni ke'ime'erde köktür, ay- nı anlamdadır. BI eğ: Manayı tayin ifade eden ektir. (|Etekeğl: Kökteki mana- ları yapan ve yaptıran de mektir. (Eteke) |*), ve (etike| (***) “yaptıran, terbiye eden, ta- lâm eden, anlamlarına da gelir. I, D, İl, — Büyük dürk Lüyali «Uygur lehçesir el; ve V Hemen bülün Ana doluda V, VE VI — Pekaraki, Yakul Lügeli VII — Radlof. V, «Kı rgiz lehçesi» (| Pavet de Courteille |Lütfen çeviriniz| z LA ĞÜĞ niz. Hay, hay.. Siz insanları bilhassa, kadınları pek sathi ve pek maddi bir gözle gö rüyorsunuz. Sizin indinizde kadın, bir — zevk âletinden başka bir kıymeti hâiz ola mıyor. — Yoksa siz de, aşkın lâ huti bir şey olduğuna inana Hiç şüpesiz Aşk, ruhi bir olgun'uk ifade eder, Mad diyet ikinci dercede kalır. Ömer, el'erini pantolonu nun ceplerine sokarak, iske - mlenin arkalığına dayandı. Fantazi. Diye cevap ver” di. Bütün bunlar fantaziden ibaret. Aramızda çok büyük telakki farkları var, Bunun- la beraber, gene aynı netice üzerinde birleşiyoruz. — Siz uzun ve dolambaçlı bir yol- dan nihayete varmak isti- yorsunuz. Bense; en kesti- rme yoldan hakikate yürü- mek istliyen bir adamım. Size şunu — söyleyim ki; tabiate uzak her şey, bende nefret uyandırır. Yaldızdan hiç ho- ş#lanmam. Dünyada plâtonik aşk denilen bir şey mevcut değildir. Bu eski beylik söz- ler yüzlerce sene gevelendi durdu. Aşkın bir tek mâna- & vardır: — BİTMEDİ —

Bu sayıdan diğer sayfalar: