2 Ekim 1937 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

2 Ekim 1937 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 BİRİNCİ TEŞRİN 937 HAYÂL VE!HAKİKAT” Trenden ; inerek köyün küçük Istasyonundan ayrıl dik. Günün en sıcak saatle Tindeyiz Yolumuz; Şırıl şı- Nİ sesler vererek — akan, Ağaçlı ve koyu gölgeli bir derenin kenarından ilerliyor; ilerliyoruz. Bir aralık arka daşım koştu ve bir çiçek buldu. Köylerde, açtığı za Man koyunların kırpılma Zamanı geldiği için “Kırkım âlesi, adı verilen bu çiçek “eflâtun, renkli çok güzel di. Arkadaşım, — mevsimin Yâz olmasına rağmen bu Siçeğin bu kadar taze, güzel, Fekici ve insana ferah veren bir şekilde açmasına hayret &ti ve — Ben sana her za Man söylerim köyler Rüzeldir. Bak şu dere bo- Yüna, şu gözel Ve lâlelere dedi hayalimde Süzellikleri aynen iğim ve dahba bulacağım İçin ne kadar sevinçliyim gün , Arkadaşım çoktan Ti, her tatil ben köye gi- Tken beraber gitmeyi e- K” ben de ufak bahaneler- * atlatırdım. Bu defa karar verdik ve Uttik. Biraz sessizliğe hti Yaç duyuyor ve son günle çınarlara Rürü'tülü yorgunluklarını | Üdermek istiyordu. Hem b'IM şehirden — ayrılırken T sarışın kendisini uğurla l 4 Bu yözden yeni enerji ** kazanmıştı. O, neşeli n hir zamaki gibi yarı bin, yarı nikbin, ilerliyo <Bulduğu — ve kopardığı | '"İluı. renkli lâleyi bana rek gözlerini etrafında Tezdirdi. Aolıyordum ki: O Enin sarıstını — anıyordu. Skat bulamadı .. h':İlrız sonra yolumuz dere ğ Yundan ayrılarak parlak :ı:ümn" akisler yapan bir sala döndü. * * 34 Bizim köydeyiz. Akşam Ylülerle konuşup görüşü Üz Neşeli arkadaşım her Bdi zevk duyuyor ve İş teyi seviyor. Bu vesile ile bıkmadan köylülerle görü —": dertleşiyordu. Kırk yedi çok | İlâve etti; | yaşattığım bu | bulabil- | | yordu. Biraz nefes ne istersem yapardı. Hem de “Eğer söylersen babam ikimizl de keser, Derdi. Kara Ali evimize sık . sık gelmeğe başladı ve birgün geldi ki artık gelmez oldu Bize, amcasının askerdeki oğlundan gelen — mektubu okutmak için gelen küçük kız oldu da bunları anlatmağa başladı bimiyor- dum. Yalnız arkadaşım ya- vaş yavaş yüzünün çizgile- rini değiştirmeğe başlamıştı Dertli kız etti: — Aradan aylar — geçti. Bir gön ablamın gebe oldu ğgünu öğrendik Anam abla: devam mı sıkıştırınca ablam, “Ben üvey babamdan gebe kal dım demesin mi ve babamın aklı gitti Anam hemen, babamı da- va etti. Muhakeme başladı. Babam kasabaya geldi gitti, avukatlar tuttu, tarlalarımızın » Anamın başından yarısını ve ineğimizi sattık Zavallı her gün ağlıyor ve ablama, doğruyu söylemesi için yal varıyordu. Bizgün kasabaya gidiyorduk Anam, babam, | ablam ve ben vardık Ba- | bam ablama gene yalvardı Kızım *Ne olur Bak burada köylüler ında namusum on para: ya indi. Söyle şu işin doğ- rusunu da bari benim gü nahaz olduğumu anan bil sin dedi Razıyım her türlü cezaya. Fakat söyle, bu işi kimse yok Bütün kim yaptı., Ablam *Hayır, | yalan söyliyemem, sen yaptın., Dedi, Babam birdenbire duru verdi Hemen cebinden bir tabanca çıkardı Evvelâ ab lamı, sonra anamı vurdu Kız hüngür hüngür 'ağlı bu işi alarak, gözlerini silerek devam etti. bu — işlediği büyük cinayetten dolayı Kara Ali de ondan Babamı tılar. sonra bura'arda hiç görün- | düğü ÜPAvrRA medi Ben sonradan köylü- lerden öğrendim. Meğetse ablam Kara Aliden gebe kalmış Ablamı para - ile kandırarak babamın üstüne söylemiş - Küçük bitirdikten atmasını kız hikâyesini 'dür hiç bareket edeme- | sonra hemen bizden ayrıldı Yatan bir hastayı gördü Sn üç yaşlarında bir kı Aalattıklarını dinledi: ,__l** Üç yıl evvel öksüz ..:"' Babam, anam, birde h FN ceki kocasından ka- Üvey ablam vardı lâm o zaman tam on trde Şaşında idi, Biz onunla & kalırdık. — Babamla İ T da tarlaya giderlerdi Yira biz de onlarla gider .,".Pıkıı en çok günümüz Bi Reçerdi, bizim. " gün Kara Ali adında İ2e geldi. Evde ab A yalnızdık — Ablamla N::!uıu. Kora Ali bize *N çok sessiz ve gizli q_' Ve onu boşka gören Azdı. Ablam, onun bize Arkadaşım hayalinde bes lediği güzellikleri ve neşeyi bulamamıştı. Derin derin iç çekerek: İnsan oğulları — daha ne zamana kadar bu hayvani duygularının tesirinde kala rek cinayetlere caklar dedi kendi sevgisini, sarışın sevgilisini ve eflâtuni aşkını düşündü, ve bir de bu vakaları tek- rarladı. Hayalle hakikatin birbi rine uymadıklarını birkere daha gören içli arkadaş er- tesi gün gene köylülerle gö röşmekte ve onlara - Müs takbel doktorluğunun - tesi rile yardım ederek dertle- rine şifa yolları göstermekte sebep ola Birkere babam kederinden | Voldukları bu gibi |D muayyen bir TÜRKDİLI < SAYFA:3 İsmi, Söylenmekten . Balıkesir Tapu Sicil Muhafızlığından: ÇekinilenBirMütecaviz İzvestla gazetesi Niyonda toplanan Akdeniz konferan- sine tahsis ettiği “Katiyet ve Sarahat, başlığı altında ki başmakalesinde şöyle de mektedir: “Korsanlıkla için Niyonda toplanan Ak deniz konferansı ve Fransanın devletleri üze rine toplandığı malümdur. Konferansın müteşebbisleri onun iş proğramını çizmek le beraber bir de hazırlanan projeyi -takdim ettiler. Konferansın toplan- tıya çağrılmasından evvel diplamasi — dairelerde hazir- lanan bu projenin tatmin mahiyette — olmadığı daha konferansın toplandığı ilk günde belli olmuş ilk toplantının en hâdisesini Sovyetler mümessili M mücadele evvelce edici ve mühim birliği Litvinofun prensiplere davanın cesvaret li nütkü teşkil etmiştir. Ülk Tagiliz-Fransız proje sinin başlıca kusuru mese- lenin doğrudan doğruya or: taya konulmasından kaçın- maya yelteniş ise, Litvinof un söylediği nutuktaki teba- rüz eden vasıf da Akdeniz- de korsanlık münasebetile sulhsever hükümetler kar- şısında duran vazifeleri tes: bitteki sarahattir. Tecavüz- lere karşı mücadele gibi meseleler de barış taraftar larının önünde duran vazi- feleri tayin ve tesbit etmek- | likteki katiyet ve dürüstlük pratik harekâttaki katiyet | ve dürüstlük için zaruri ol- Van bir esastır. Litvinofun nutku, korsan lıkla mücadele etmek - için yirminci asırda bir beynel mile! konferans çağrılması- ni zaruri kılan - keyfiyetleri sarih bir surette karakterize etmektedir. Litvinof, hukuki noktalara temas etmeksizin ve ancak bütün cihana ma lüm hakikatlere — istinaden söylediği nutkunda, zamanı- mızda, açık — denizlerdeki korsanlığın çok eski zaman- larda olduğu gibi ayrı eş has ve haydutlar tarafından devleti hükümeti tarafından yapıl makta olduğunu — bilhassa kaydetmiştir. Avrupa tarihi nin en fena zaman'arında bile ancak bazı haydut çe- telerinin yapmıya muktedir korsanca ve haydultça taarruzlar için kendi filo ve tayyarelerin den istifade eden — elbette hükümettir. Çünkü Akdenizde korsanca yapılan taarruzlarda kul lanılan âletler ancak — bir | hükümette olabilir İşte bu esraslara mebni: dir ki, Litvinof — nutkunda bir devlet korsanlığı karşi- sında bulunduğunu açıkca söyliyebilmiştir. İtalyanın ismini anmıyan | ve bu süretle fazla hasaas | bazı centilmenleri incitmekte ibtiraz eyliyen Litvinof “be- | ynelmilel hukuku fiil saha sında devlet korsanlığı gibi yeni ve hacaletli bir teza hürle zenginleşliren hangi İngiltere- vermiştir: “Bu devlet korsanlığa karşı mücadele için topla- nan konferansa iştirak — et- mekten çekinen yegâne Ak- deniz devletidir. Bu Feransa iştirak eylemekten aynı sürette imtina — eden ikinci Faşist devlet ise kor sanlık cürümlerinin mesuli yetini bu devletle birlikte paylaşmak arzusunda bu'un- muşlur Hiçbir. İtalyan gemisinin deniz azalatılların — taarru zundan zarardide olmadığı ve bilhassa İtalyanın şimdi ki devlet karanlığı teşkilât- çısının kim olduğu hususun da şüphe uyandırınamak kas- diyle konferansa - iştirâk et memesi gibi hakikatleri Lit- vinofun nutkunda yaptığı ka rakterize ile karşılaştırmak yvaziyeti kavramıya kâfidir. İşte bunun içindir. ki Litvi- nof söylediği nutukta, ancak böyle bir vaziyette bulunan devletlerin bitaraf — ticaret gemilerini torpilliyerek ba tırmakta menfaattar olduk- larını kaydedebilmiştir. Litvinof, Akdeniz konfe ransının çağrılmasına sebep olan cürümleri — sarahaten kon tevhit ve bu cürümleri ya- panları karakterize etmekle beraber, aynı zamanda kor- sanlıktan doğrudan doğruya mutazarrır olan ve olmakta bulunan - devletlerin, Akde nizde imha edilen insan ve gayet azim servetlerden do- layi bütün mosuliyeti taşı- yan bir devleti ismiyle ya detmekte hakları olduğuna da kaydedip geçmiştir Litvinof, Sovyetler birliği hükümetinin, kendi meşrü hukukunun diğer devletler tarafından veyahut bir bey nelmilel teşekkül tarafından müdafaa edilebileceği ümit ile hareketsiz. kalmıyacağı nı da bildirmiş ve “Sovyet ler birliği, kendi devlet ma İlarının herhangi bir kimse tarafından imhasına müsaa de edemez, Sovyetler birliği kendi. tedbirlerini — almıya mecburdur, demekle de bütün Sovyetler birliği mil letlerinin azimlerine tercü- man olmuştur. — Sovyetler birliği mümessilinin, konfe - rans müteşebbisleri taralın- dan hazırlanan projenin de giştirilmesinde âmil olduğu muhakkaktır. Litvinofun nutkunda Sov yetler birliğinin hareket tar- zına dair yaptığı sarih be banat umum! barış menfa atlariyle tamamiyle uygun bir haldedir. Umumi gın menfaatleri ise Sovyetler birliğinin menafil ile âhenk- barı: tar bulunmaktadır. Sovyet: | lef birliğinin bu — harekeli evvelâ, korsanlığa karşı pra tik ve müesir tedbirlerin tatbik olunmasını, saniyen deniz altından olsun, hava dan olsun, açık olarak ya pilsin, gizli olarak — tecelli etsin, korsanlığa karşı mü: cadele açılmasını talep et- mektedir. Diğer — ta Sovyetler birliği, bu mese lenin yalnız — bilhassa bu iş Köyü Mevkii Çandır köyde Cinsi ev Çandır. Oğucek tarla bayırı Evsafı yukarıda yazılı Miktarı 00 12866 Hududu Sağı yol garben Bay raktar oğlu İsmail şima- len Bayraktar oğlu İsma: il cenuben sahibi senet ev ve tarlası Şarkan Hacı oğlu Mus tafa ve Demiloş oğlu İsmail garben Çömlekçili oğlu Hüseyin şimalen deli Hasan cenuben bat- tal oğlu Eyup tarlaları bir ev ve bir tarla senetsiz maliki Gerek oğlu Halilin iken 313 senesinde ölümile ve- reseti kizları Fatma ve Zeliha ve Emine ve Havvaya terk eylemiş ve bunlar da beyinlerinde birriza yapmış olduk - ları taksim sonunda ev bunlardan Fatmaya ve tarla da tak- sime girmiyerek temellük etmekteler iken bunlardan Fat- manın 30 sene evvel ölümile veraseti ana baba bir kar- daşları Zeliha ve Emine ve Havvaya kalmış ve Havvanın da 330 da ölümile vereseti kızı diğer Fatma ve kendisin- den evvel ölen oğlu İsmailin oğlu Halili terk eylemiş ve 334 Zelihanın da ölümile veresesi evlâtları Mehmet Ali ve Ahmet ve Ali ve Şaziye kendiden önce ölen oğlu Fahri- nin oğlu Mustafaya ve Eminin de 334 de ölümile veraseti kızı Saniyeye kaldığından bahsile bunların tapuda - tesci. lile tapularının verilmesi istenmektedir. Sözü geçen Iki gay- ri menkule 'bunlardan başkaları mülkiyet Iddiasında bulu nanlar varsa on gün zarfında vesaiklerile ve ya zı ile idaremize ve keşif günü olarak tayin kılınan 10-10 937 pazar günü mahalline gidecek memura müracaatları lüzu- mu ilân olunur, Balıkesir Tapu Sicil Muhafızlığından: Mahallesi Sahnisar Cinsi hane Hududu Sağı hacı Ali oğlu Mehmet, 80- lu ve önü yol, arkası Mustafa oğlu Rifat ve Gömleksiz kızı Hatice evleri Edremidin ve Zinetin müddeaaleyhler ; © mahalleden Cerkes İbra. him ve Mustafa oğlu İbra- him ve Mustafa oğlu Ali Cemal aleyhlerine açtıkları | mal taksimi davasının icra | kılınmakta olan muhakeme- sinde müddeaaleyhlerden mu- stafa oğlu Ali Cemale ilâ- nen tebliğat yapıldığı halde 18-9 937 günlü celsei mu hakemede, — gelmediğinden nelmilel teşekkülde de mü | zakere mevzuu teşkil eyle- mesl lâzım — geldiği kansa tindedir. Yeni bir âtide, — barışın himayesinin ve devlet kor | şanlığına karşı mücadelenin bir kollektif emniyet teşek külü ile ne derecede temin olunabileceğini gösterecek. tir. Herhalde Sovyetler bir- liği, istikbalde de, Sovyet ler mümessilinin — Niyonda hükümetin haddı harekâtını tasrih ederken ifade ettiği kendisine has aynı azim ve sarahatla hareket edecek- tir. . Yine İzvestia gaze- tesi, Niyon — konferansı- nın mesalsi etrafında Paris, Newyork, Stokholm ve An | ne kaim olmak üzere Hudut ve bulunduğu yer yukarıda yazılı ev Havaca oğlu Hüseyinin senetsiz mali iken SÜ sene evvel evlâtları Cemile ve Hayriyeye badehu Cemilenin de 30 sene evvel bekâr olarak ölümile kardeşi Hayriyeye bade- hü Hayriyenin de 25 sene evvel ölümile oğlu Hüseyine a kaldığından bahisle namına tesçil ettirmek istediğinden ta- hkikat yapmak için 10 10 937 pazar günü mahalline me- mur gönderilecektir. Bu yer hakkında bundan başka bir bak iddlasında bulunanlar var ise bugünler içinde yazı ile Tapu Sicil muhafızlığına veyahut mahalline gelecek memura müracaatları lüzüumu ilân olunur. Edremit asliye mahkemesinden: Hekimzade | mahallesinden İhsan, Kadir | ölümile giyabında muhakemenin ic. rasına karar verilerek mu- hakemeleri 16-10-937 günü saat 10 na bırakılmış oldu | gundan mualleyh Ali Cemalin yakti mezkürda ya bizzat gelmesi, veya bir vekil gön- dermesi, aksi halde bir da- ha kabul edilmiyerek mu hakemenin gıyabında bakı lacağı giyap kararı tebliği ilân olunur. Belgenin Akdeniz konferan &ı meselelerine temas eden makalesinde Akdenizi hara ca kesen denizaltılarının mengel hakkında süküt edil mekliğe karşı hücum ettiği: ni ve bu tarzdaki hareket ler korsanları kolaylıkla ye- ni cürümlere sevkedebile: ceğini ileri sürdüğünü kayıt ile makalenin şu — kısmını aynen iktibas etmektedir: *“Fransız ve İngiliz gaze teleri, denizaltılarının mu azzam bir Akdeniz devleti. ne ait oldukları hakkındaki etraflı taminlerini — neşret- mektedirler. Onlor bu dev- leti öyle vasıflarla karekte- rize etmektedirler ki, — bu — devletin kim olduğunda hiç bir şöphe bırakmamaktadır. devam etti | Hasan Âli Türker | idi kimseye söyleme 'tin bana yalyarır ve devlettir, sualine şüpbe gö- | için toplanmış bir konferan- kara gazetclerindeki akisleri | n ._ / cevap değil, hati K O halde bu devlet mevcut bey- (eGer LN Bi rhan )

Bu sayıdan diğer sayfalar: