19 Kasım 1938 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 1

FTÜRKDİLİ 19 İKİNCİTEŞRİN CUMARTESİ 1938 “mz Ideal Akıncısı Günler geçmekte, fa- kat feyezan artmaktadır. İptida millet bir çağlayan gibi taştı. Arkasından bü- tün mamleket ve insanl- yet bir. matem tufanına uğradı Sebep? Çünkü ilk anda acımız kadar bir de hay” retimiz — vardı. şeye hayat veren bir unsurun kendisi için bile olsun ölü- mü kabul edebileceğine iaanamiıyor gibiydik. Hal- buki günler geçtikçe küre nin ne büyük bir ziyağa uğradığını da ha iyi görü yoruz. Çok doğru; «Onun ek- sikliğiyle insanlık entere- san olmaktan çıkt v diyen kalem, beşer dehâsında sönen işığı herkesten iyi görmüş denilebilir... Ata- türkün — eliyle kurtulan yuürd, bugün yalmız onun hâtırasiyle doludur... Gençlerin taze gönlün- de, ihtiyarların nice acı çekmiş yüreğinde şimdi sa- dece Ulu Başbuğu bulu- yoruz. Meğer kendisini ne kadar bilmiyormuşuz! Üz her saniye titri- yerek tebctl ettiğimiz da- kikalarda bile ne kadar onun düoya kalbindeki aziz Her erine mevkinden habersizmişiz! | büsbütün | Hakıkat şimdi anlaşılıyor. Bu Adamın her şevi Türkiye için bir ders Poldu. Ölümü bile! Bir vatan kurdu diyor duk, bir millet yarattı di- yorduk; görülüyor ki me- ğer dünya çatısının, me- deniyet kurumunun en sığlam — direklerinden bi- rini. de dikiniş. Bilmem kıi hangi cephesinden behsel- meli? Düşünün; bir gün gör- sek ki Himalâya yıkılmış tır, vahüt Okyanuslar ku Nasıl — oluruz? kürenin dehâ muvazenesinde de bugün böyle bir diz. Evvelki — gün Mecliste, Türkiyenin nicetrfabı Ata- rumuştur. İaanın ki sarsınlıya şahi- türkün büyüklüğünü mille- tin gözü önünde dille tek rarlamak istiyordu. Herkes canından mekte idi güzel kopamnı — söyle Lâkin bütün o alkışlarken hepimiz aynı şeyi görü yorduk. En yüksek belâ ğat bile gidenin ne ka dar altında kalıyor! Dü. şöndük, düşündük ve şu nu gördük, Atatürkün tunç hitabeti Fazıl Ahmet Aykaç (Sonu üçüncü sayfada) sözleri GUNDELTK ST'?'A?—'.AL GAZ Büyük Şef bugün ebedi- F ı' | kizeleikh &vt 3 İA ZT yet yolculuğuna çıkıyor. Büyük Ölüyü Tavaf İçin Saraya Bir Nehir | Halinde Akın Eden 100 Bin Vatandaş İstaobul, 18 (Hususi) — Ebedi Şefin râşları yarın (bugün) ebediyet yolculuğuna başlıyacaktır. Ona son ihtiram vezife- sinl yapmak için binlerce vatandaş saray Önünde sıra beklemektedir Saat kulesinin meydanlı ğını dolduran ve — caddeleri nehir. gibi alık tramvayların, etomobillerin işlemesine en gel olmuştur. Ziyaret proğramı mucibin ce halkın Büyük Şefine kar n olan yap Mması İçin ihtiram ziyaretine ssat 24 de kadar müsande edilmiştir. Fakat — akşama doğru tehacüm — büsbülün artmış, geçit imkânsız bir hale gelmiştir Ardı arkası kesilmiyen bu insan Dolmabahçeyi bir. mahşere çevirmiştir. Bu son vazifesini akını sırada kalabalığın arten taz yikinin tesirile 11 vatandaş ezilmek suretile ölmüştür Bu müessif hâdise dolayi sile polis teşktlâtı icap eden tedbirleri alııştır. Yüzbinlerce kişi, büyük ölüyü derin bir huşü ve göz yaşları arasında tavaf etmek- tedir. Duydukları tahammül edemiyerek bayı: lanlar, kadın - erkek, genç ihtiyar Türk milletinin büyük uful karşı derin acıya ziyaretçiler sındaki iztirabını tesbit edeo levhalardır 6 Meşalenin aydınlaltığı salon: İstanbul, 18 (Hususi Derla bir süküt içinde akan lasan seli, etrefiında büyük Ünciformalarının yıldızı meşalenin alevlerile pırıldı yan tazim duruüşundaki su baylarla çevrili ebedi Şefin tabutu önünce gelince hıçkı- rıklar artıyor, gözyoşları sel- leşiyor ve atlas bayrağa sa rıli tabutun içinde yatap yü ce insana bu olt ayrılığıa yü reklerde meydana getirdiği dayanılmaz acının tezahürü nü matemle tazimin birleş mesinden doğan ifadesi im kânsız bir. his bocalaması içinde huşüyla iğilerek ifade- | ye çalışıyor. Meşalelerin — aydınlattığı tonç yüzlerde derin matem Arasmda H Kişi Öldü. Büyük Ölüyü İtluı bu dl(.ıı —1Im ak Olan Yavuz çizgileri, bariz bir hüzün ma nâs: var, Atatürkün çok sev diği ordu mümessilleri ıilı- Atatür ettiği Rel- İsmet İoönü ile Kurmay Başkenı Ma- raşal Fevzi Çakmak arasın | da aşağıdaki mektuplar tea | tt olunmuştur: Ankara, 18 (A.A.) sicumhur Gene Maroşal Fevzi Çakmak: Genel Kurmayın sayın baş kapı; Atatürkün intikalini, onun hazarda ve seferde yakın arkadaşı size ve onun ziferlere sevk ettiği ve gözü gibi sevdiği | şanlı ordusuna taziyet ede | çim. Sevgili Başbuğ Atatür- kün hâtırası kar ebedi hayata olan inda acı paız teselli bulmaz derecede | : 'derin ve duygularımız sami ; mi şükren ve tazimle | büdur. | Emekli bir mesasubu ol | makla iftihar ettiğim Türk | ordusunun Başkumandanlı | ğamı temsil etmekle, yüksek | vazife hisleri içinde bulunu: yorum Azimkâr ve tecrübe maktan kızarmış — gözlerle büyük ölünün tabutunu ye- (Socu dördüncü ııyfıdı] ü zaferleresevli — —omarmm——— — — . Atatürkün Cenazelerini Tavaf İçin Gelen 100 Bin Halkın Arasında 1i Vatandaş Ezilerek Öldü. ON ÜÇÜNCÜ YIL SıYI: 4040 i ...B";şvekil ; Istanbulda. İstanbul, 719 (A.A.) Baş ; vekil Celâl FBayar, Dolmabahçe s: rasim salonuna giderek Bü yök Şefin tabutu | hürmetle eğilmiş ve kenarda bir müddet durarak hayat Larının en İztiraplı geçidini yapan halkla beraber ağla mıştır Ankaradaki Almanlar ve' EsnafCemiyeti bugün? ayının — me- | önünde Atatürk anıtına çe- lenk koydu. Ankara, 18 (A.A.| Bu gün Ankara esnaf cemiyet leri Atatürk anıtına koymuşlardır Ankarada sakin Almanla rı temall eden bir heyet dej Atatürk amtına çelenk koy muşlardır. çelenk Türk ordusu.. İsmet İnönünün Maraşa—l_;:evzı Çakmağa Gönderdiği Mektup: «Emekli Bir Mensubu Olmakla İftihar Etti- ğim Türk Ordusunun Başkumandanlı- ğını Temsil Etmekle, Yüksek Vazife Hisleri İçinde Bulunuyorum. l kumandanlar, fedakâr mllletinin şefkatlı ve Türk vazifese verlerden Türk zabitler ve vücut bulan ordusu, ” | Cumhuriyetin ve vatan mü dafasının yenilmez — âbidesi olarak gözlerimizin önünden bir aa uzak tir bulunmıyacak Sayın Maraşal, siz muzaf- fer kumandanlarla muhare- be ğim yakın meydanlarında geçirdi arkadaşlığın ba- tıraları zihetmde can'ıdır. | Bu sözlerimi, aynı zaman | da, kara, desiz ve hava or dumuza selâm ve muhabbe | sevk illmadı timin ve sizin yüksek ve idarenize hâlis mın ifadesi olarak kabul bu | yurmanızı rica ederim. Reisleumhur İsmet İnönü Sayın İsmet İoönü: Yüce Başbuğ ve Cumhur ( Sonu ikinci sayfada )