25 Şubat 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

25 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞUBAT 1965 PAZARTESİ .. * we .—ı Türk müziği için Ş (Başı I, ci sayıfada) birçok canlı mevzuları öğrenmek imkâ- Buni verdi. Bu, sovyet musikişinaslarının türk musikisinin geçmişi, bugünkü gele- Ceği ile samimi ve ciddi bir surette alâ- kalandıklarını gösterdi. Kompozitörleri- Mizin türk musikisi üzerinde besteler Yaptıkları ve musiki tetkikçilerimizin türk musikisinin halk köklerini araştır. mak için derin tetebbularda bulunduk- ları anlaşıldı. Bugün türk musiki hayatında cere- Yan eden bu ehemmiyetli teşebbüslere hiç bir memleketin bizim kadar — alâka Söstereceğini zannetmiyorum. Bu, yak Tiz iki memleketin dostluklarındaki hu- Susilikten ileri gelmiyor. Türk musiki in- kılabının başlıca dayandıkları, cesaretli bir atılışla, eski devirden kalan şeyleri alınak, halk )'.uılmılıvlı:dı.n ayrılmıya- Fak, bilâkis onun en iyi buluşlarını im- &tden inceye araştırarak henüz işlenme- Miş olan şanattan Avrupaca ulaşılan Nat zirvelerine yükselmektir. İşte bizi fövyet sanatkârlarmı, herkesten çok alâ- kadar eden bu ileri atılışlardır. İlk bakışta, musikl durumlarımızda büyükçe yakmlıktarla büyükçe ayrılık- lar da var sanılır. Türkiye Cümhurrei- si, derin düşünceli söylevinde: dinletmiye yelteniler musil tacak derecede olmaktan uzaktır. Bunu #çıkça bilmeliyiz. Ulusal, ince duygula- T düşünceleri anlatan yüksek deyişle- Ti, söyleyişleri toplarnak, onları bir gün genel son musiki kurallarına gö- Te işlemek gerektir. Ancak, bu güzide türk ulusal musikisi yükselebilir, ev- Tensel mu ide yerini alabilir.,, demiş- tir, Ööne Burada şunu andım: Yirminci yüz. Yılın başlangıcında Pariste ilk rut kon- Berleri verilirken büyük — kompozitö lerimizden Rimsky Korsakof da orada bulunuyordu, — konserlerimizdeki mu- Vaffakiyetlerin parislilerce “parlak rus barbarlığı, yolunda çok beğenümesi ca- Dinı sikiyordu. Çünkü musiki münak- kidleri rus musikisini yalnız egzotik Körüyor, sonradan batı musikisine bü- Yük dokunağı olan gerçekten yeni ve Büzel yönlerine bakmıyorlardı. Türkiye'de düşünülen musiki refor- Mu, Avrupa tekniğini elde etmekle ye- ftimseseydi, o vakit musikinin içi bekı- Mindön iki memlekette esaslı bir ayrı. hk göstermek yerinde olabilirdi. Hal- buki biz, türk musikisini temsil eden- lerin, onu her türlü “katmerleşmiş,, tor- tularından korumak, bu arada mazinin dini ve sıyasal zulüm izlerinden kurtar- Mak ve halk şarkılarının gönül daraltır tılığını gidermek — meselelerini ortaya Attıklarını biliyoruz. Böylelikle türk musikişinaslarının Uğraştıkları isler bize daha çok yakın- Taşıyor. Yenileşen Türkiye'nin giriştiği mu- Siki savaşının ne bir ayda, ne de bir yıl- da oluvermiyeceğinde, türk kompozi- Törlerinin, musiki müdekkiklerinin, pe- dağoğlarınm ve teşkilatçılarının önle- Tinde - iakzlâbım katf sonuclarını elde n - devamlı ve gergin bir çalışıp didinme bulunduğunda şüp- tdebilmeleri he yoktür. Hatt. bizim gibi nanlar için; sların verdiği bütün musiki rum yakmlığı va: başka bir m yalnız gazete Musiki l larında ilerliyecektir. Bu musiki röne- sansı sırasında Türkiye'nin bir takım kendine görelikleri olacağında şüphe yoktur. Yalnız bu kendine göreliklerin şimdiden görülmesi imkânsızdır Türkiye'deki depcenişlerinin artık bildiğimiz cihetleri, blae bir ta- kım esaslar veriyor ki, biz bunlara dâ. yanarak bu deprenişlerin mkweğl ıüıv lüklerin, ayartmaların — kârakterlerini gözden geçirebiliriz. Pedagoji yolunda da, yeni işe başla. muş kompozitörler için gene özel yol- dar araştırmak gerektir. Awrupa musi- kisine alışanlarla talebeler — arasında, güphesladir ki, kelimenin bütün mana- sile, halk musikişinaslarile kargılaşıla- gaktır. Kontrpuvanı, armoniyi ve iht- #a terminolojisinin bütün hususiyetle- rini öğrenmek bunlar için belki İlk za- manda güç olacaktır. “Netekim bizde ta. mamiyle böyle olmuştur, hem de yük- sek kabiliyetli ve çok melekeli laz için., Bunları öğzetmek için gerekli olan özel metodlar da araştırılmalıdır. Musi propagandasına gelince kütlesine yeni musiki — alışkınlıkla yaratmak için uygun bir şekilde kon: teşkilatını yaratmak isc pek büyük bir iştir. Bun müzikseverlik (amatörlük) & iliğinden ortaya da musiki aletleri meselesi müusiki aber çıkar. B de kehdini gösterir. Bu meselelerin birçoğu, ileri gelen türk musikişinasları tarafından cpey zamandanberi düşünülmektedir. Yukar- da söylendiği üzere, Türkiye'nin şim- di arraya koyduğu musiki — meseleleri, ona, yalnız Avrupa şekli vermekten de mından - yüzlerce yıl önce fikri dur- gunlük, sıyasal ve ökonomik zulümlerin doğurduğu iç daraltıcı molodilerden 2- rımak, eryasal düşünce bakımından da saray tadımlarından ve diriliğin dini tesirinden HÜeri gelen izlerden mak yollarını öne sürmektedir. Türki. sıyır. ye Cümhurreisinin söylevinde Avrupe tekniğine çağrılışıla Birlikte halk yak ratmalarına Veri 1 gerek olan ehem- miyette görülmüştür. En başlı iş şudur: Bu pek ciddi me- seleler, Türkiyede, halz musikisi yara- tıcılığına karşı özenli düşüncede bulu. nularak balledilecektir. Şuna inanıyorum ki, bütün dirilik işlerinde olduğu gibi musiki — yürüyü- şünde de bu ancak sezilebilir, ama ke- sim olarak söyleneinez, büu yol birçok yordamlardan, birçok güçlerin biribi- riyle karşılaşınasından, belki de öncele- ti bir takım yanlışlıklardan, kaacası musiki için başlanıları 2orlu savaştan Lâkin | Ba yiiıdırlık (Başı I. ci sayıfada) | bu işin ne övünecek bir kerteye e- riştiğini anlatıyor: Büyük köprülerimiz 1934 yılında ökunomik durüm gurduğu bütçe darlığına rağmen b köprüler yapılmasına faaliyetle d: edilmiş ve mühim eserler meydana tirilmiştir. Bu bir yıl Suşehri - Kayunrasar yolunda beton- arme Akçaağıl, Diyarbekir - Siird yolunda betorur. me Paşar, Diyarbekir - Siird yolunda körgir | gezer, Adana - Karaisalt yolunda betoüssıme Körhün, Arapsun önünde Kızılırı de betonarme Arapsun, Ankara - Beypazarı yolunda beton: arme Onuncu yıl, köprüleri yapıları tamamca bilirilmi Bunlardan başka: Bergama - Menemen yolunda Gediz nehri üzerinde betonarme Menemen xöp- rüsü ile, Adıyaman - Besni - Gölbaşı yı Fırat nehrinin büyük ayaklarından Gök- su üzerindeki betonarme Güksu ve ikh üzerin- lştür. unda | ŞTT TTT TU Bakanlığında çalışmalar | sur kalan dilkenin mübhim bir parçasını ana yurda bağlıyan yol üzerinde him bir manf kâldırilmıştır. Köprü iki görlüdür. Her gözü 38 metre açıklığındadır. Paşor ve Gezer köprüleri Diyazbekir - Siirt yolu üzerindeki Paşur köprüsünün örta gözünün 3640 metre açıklığında olduğu kayde değer. Ülkenin en uzak köşelerinde demiryolu ve sahilden uzak mıntakalarda — böyle büyük eserlerin meydana — getirilmesi Cürhuriyet hükümetinin ülkesinin ona: r için göze aldırdı- inin yapıl - ir ile Süird &- inden — geliş ve muş ve bu süret- amdaki me- kilometre nin öko- köprülerin ver lir edilebilir. Körkün köprüsü Ordu - Samsun yolunda Akçaova, e- lekçi, Cevizdere ve curi dere köprüleri- nin csas kısımları bitirilmiştir. Bu büyük ve her biri yapıldığı yerin ökonomik durumunda devrim - yapacak kadar ihtiyacları karşılayan köprülerimi- zin biribirine bağladığı yollar, araların- daki mesaleyi kısalttığı şehirler gözden geçirilirse eserin büyüklüğü daha kolay anlaşılırı Akçaağıl köprüsü — . Akçaağıl köprüsü Erzincan - Suşeh- ri » Niksar - Turhal yolunda ve Kelkit ırmağı üzerindedir. Bu kö; pılmasiyle beraber Kelkit va boyu: ca âki yüksek dağ silsilesi arasında mah- —— ——— | ortaya çıkacaktır Bugün Türkiye musiki acununu he- yecanlandıranlara çok yakın meseleler. le on yedi yıldanberi nazari, ameli olu- Tâk uğraşan tovyet müsiki — sanatının muvaffakıyetleri de ardı arası kesilmi- yen bir savaşın işidir . Kürl-ün köprüsü de Karaisalr koza merkez Adana'ya bi rindi Bir gözl En ile ğım Arapsun köprüsü Arapsun köprüsü de Arapsus kaza ğın karşı taratım- ra, Nevşehir ve A- rapsun havalisini eYrköy ve Ankarayı bağlaması bakımımdan o havalinin ge- in mühim bir rol oynayac gibi bu köprünün bitilmesi ile Kızıl- ak sularına ber yıl birkaç vatanda- de önü alınmış- g metre bo- yunda betonarme kiriş sisteminde ve beş Bözlüdür. Orta gözü 30 metre açıklığın- dadır. Menemen köprüsü , Gediz nehri üzerindeki Menemen Biliyoruz ki çok yönlü ve çok derin meseleleri başaramıyacak olan memle- ketler ve devirler, bu türlü meseleleri başarmağı bir program olarak öne ala- mazlar. Şimdiki Türkiye ile sıyasal ön derlerini, musikişinaslarını - bildiğimiz için onların bu işi başaracaklarını an- lıyoruz ve bu Ülkede müsiki sanatınm büyük açılma göstereceğini umuyorus, hele şimdi, türk önderinin bu yolda ö- aeni ve yardım göstermesi musiki soy- sal hayatının yeni bir uçuş için kanad- landığını gösteriyor . 'Türk sanat arkadaşlarımıcı velümler. ken, ilerde kargılıklı — denemelerimizi zenginleştirecek çok enteresan bir fikir teatisine fıraatlar vereceğini umuyoruz. köprüsünde Bergama'yı İzmir'e bağlır yan çok işlek bir yol üzerinde — ahşap ve her yıl tamirlere ihtiyac — gösteren gürük bir köprü yerine betonatme ola- zak yapılmıştır. Her biri 31.33 metre a- çıklığında heş gözlüdür. Göksu ve-Ordu köprüleri, Göksu köpriüsü de Adıyaman'ı Bes- ni ve Gölbaşına bağlamaktadrı. Her bi- ri 35 metre açıklığında Üç gözlü beton arme kemerlerden müteşekkildir. Ordu - Samsun sahil yolu üzerindeki betonarme dört büçük köprü Ordu vi- layeti hususf idaresi tarafından yaptı- rılmaktadrı, Bu köptülerin yapılmasiy- le beraber Ordu vilayet merkezi kara- SAYIFA 5 — dan aFtsa ve Ünye kaza morkezleriyle birleşmiş olacağı gibi bu havali Bami suna ve dolayrsiyle yurdun diğer kısımı larına bağlanmış olacaktır. Yapılmakta olan köprüler Yapılması tamamen bitmiş olan bu köprülerden başka aByındırlık Bakanlı: &Bt tarafımdan yaptırılmakta olan aşağı- daki büyük köprüler de vardır ki, bun- ların yapılması da bu yıl içinde bitmiş olacaktır. 1 — Ordu vilayetinde Ordu - a8m- sun yolu üzerinde 65 metre açıklığında tek gözlü betonarme Bolaman köprüsü. 2 — Hopa - oBrçka - Artvin « Arda- han yolunda Çoruh nehri üzerinde 113 metre açıklığında demir Borçka köprü- sü. (Bu köprü Türkiyenin en büyük a- çıklıkta köprüsü olacaktır.) 3 — Muğla vilayetinde Muğla - P: ye yolu üzerinde her biri 35 metre a- çıklığında üç gözlü betonarme — Dala- man köprüsü, 4-4 Çerikli * Sungurlu yolu üzer de 32 metre açıklığında Karabekir köp- Tüsü, $ — Ankara- Çankırı yolunda 8X10 #metre açıklığında Tüney köprüzü. € yolunda 90.20 açıklıklarda kkale - E öprüsü. Bunlardan başka Ordu vil fından yapılması mütcahhide ihale edil- miş ve daha yapılmasına başlanmamış olan 2X53 metre açıklığında Çatalkaya ve 42 metre açıklığında yukarı Melet köprüleri vardır yeti tara- Yaptırılacak köprüler , 935 mali yıl: bütçesinde bakanlığın istediği tahsisat kurultayca — onandığı takdirde önümüzdeki yıl içinde yaptı- rılması ve tamir edilmesi tasarlanan 9 ük köprümüz vardır: 1 — Adapazazı rinde Sakarya, Hendek yolu üze- 2 — Sam vilayetinde Bafra - Ala- çam yolunda Bafra, $ — Samsun vilayetinde Vezir köprü Boyabad yolunda Vezir köprü, * — Kırklareli vilayetinde Kırklar. eli - Edirne yolunda İnece, $ — aBlıkesir vlayetnde Balıkesir. Bursa yolunda Yayaköy, Blaziz - Erzincan yolunda Fırat neh- ri üzerinde Kebanmadeni, Şirzi; rlıç ve Kemah köprüleri, 7 — Bursa vilayetin Uluâbad, Canbalı ve Karadere leri, 8 — Adana'da eski eserlerden Sey- han Köprüsünün tamiri, 9 — Çorum'da Kızılırmak üzerinde değerli türk eserlerinden — Koyunbaba köprüsünün tamiri, e Hasan aPşa, köprü- Yeniden yapılacak ve tamir edilecek bu 9 köprü ile bakanlık büyük onarma işinin en mühim ve güç tarafını büyük bir hız ve muvaffakıyetle sonuclandır. miş olcaktır. %L" remanı San Michele'nin kitabı Yozan: Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR İ Gayet terbiyeli, çok şişman, kısacık boy- lE, Şekingen denilecek kadar hareketsiz yüz- karısından hiç olmazsa iki kere yaşlı, tır- aklarmın ucuna kadar kibar bir adamdı. y gara ikram ederken pek belli bir heye - anla: duı"Kııjımuı apandisitini eyi ettiğinizden Ayı size ne kadar teşekkür etsem azdır. yDPîlnrğısîı sözünü işitmek tüyserimi ürperti- İç T. Size acıkça itiraf ederim ki hekimlere Na halde kızgınım, Şimdiye kadar kaç tâ- y ni gördüm ve hiç biri de karımın rahat- dlığını hafifletmek kudretinde olduğunu Srtaya koyamadı. Bununla beraber ilâve et DA ki karım da onlara tedavilerini bitir- a'ek_mıkamnı vermedi, çünkü birini bırakıp ekine baş vurdu. Size de haber vereyim; Tefrika: 9 tü — “Ben de böyle olmasını dilerim! Size n bir inanı vardır, bu da lehinize olan bir TDoktadır. v '_:Bütün mesele de zaten bundadır.,, — “Bana gelince; açıkça söyleyeyim l ilkönce size karşı pek eyi duygular beslemi- yordum; ancak şimdi, sizinle tanıştıktan sonra, ilk duygumu düzeltmek İsteğindeyim. Bu vesile ile bir de şunu sorayım: Kolit nedir? Ve sonra, neşeli neşeli gu cümleyi ilave ederek beni güçlükten kurtardı: — “Bu kolit denilen hastalık ne olursa olsun Aapandisitten daha kötü olamazyal Hem inanmız; onu sizin kadar eyi öğren. mekte de gecikmiyeceğim.., Daha ileriye varmadı, A; ve terbiye- ben de ona ba- li hali o kadar hoşuma gitti zı şeyler sormak cesaretini kendimde bul « dum. Sesinde, belli bir titreyişle: “Hayır1,, de- di. İnşallah olur. Evleneli beş yıl olduğu halde şimdiye kadar bir şey olmadı. İnşallah olur! Ben de, babam gibi, bu evde doğdum; 'Turen'deki yerimiz yüzlerce yıldanberi bi- zimdir ve ben, ailenin son erkeğiylm... Acı şey. Bu musibet sinirlere bir şey yok mu acaba? Teklif edeceğiniz hiç bir şey- mi yok?,, -- “Bu, sinirlendirici Paris havasının kontese hiç yaramadığını pek iyi bili - yorum. Hava değiştirmiş olmak için neden Tureti'deki şatonuza gitmiyorsunuz? Yüzü güldü, ellerini bana doğru uzatarak “Siz tam bana lâzım olan adamsınız!,, dedi, “benim de istediğim bul Avlanacağım yer- ———EL——LTLİL—: — >> | hafta dinlenecek olursanız, sağlığınız bakı- — ler orada; nezaret etmeğe mecbur olduğum ı:::ı; oraşı... Gitmeğe can atıyorum ama orada sıkıntıdan ölüyor, Evet, her gün yal — “Evet, haline bakan kendisini genc kız Banır.,, Düştindü ve sonra; “Yıllık tatilinizi ne vakit y z? — “Üç yıldanberi tatil yapmadım.., — “Bu yıl tatil yapmak için mükemmel bir,ıd)eh değil mi bu? Eyi tüfek atar mısı- nız! — “Hayvanları öldürmek elimden gel- mez. Neye sordunuz bunu? — “Çünkü Ramo yerlerimiz boldur ve orada avlanacak almazsa bir mından, eyi bir şey yapmış olursunuz. Da- — ha doğrusu karım böyle düşünüyor. Dediği- — ne göre çok yorgunsunuz; zaten bu da hali- nizden besbelli.,, İ — “Hakkımdaki eyi niyetlerinizden dola- yı teşekkür ederim; sıhhatim yerinde, yalnız. geceleri uyuyamıyorum. ” — “Uyku! Kabil olsaydı da benimkinin birazını size verebilseydim! Başımı yastığa yerleştirir yerleştirmez gözlerim kapanıve- — riyor. Sonra, top atsalar gözlerimi bir daha — açamıyorum. Karım sabahları erken uyanı- — yor; saat dokuzda kahvemi getiren hizmetçi de beni sarsalıya sarsalıya uyandırabiliyor. Siz demek ki uyuyamıyorsunuz? Aklıma gel- b_ mişken sorayım doktor: siz horuldamağa karşı ilâc, biliyor musunuz?,, Mesele anlaşılmıştı. Yalnız bırakmış ol duğumuz kadınların yanma gitmek için sa- lona geçtik. Kontes'in pek meharetle tertib etmiş olduğu “habersizce muayene,, için be- ni ihtiyar Markiz'in yanma oturttular. Ken disiyle konuşmak için tekrar teşebbüste bı lunduktan sonra nihayet koliti olmadığını, ancak yağlı ciğer ezmesinden vazgeçmiye- cek olursa ona yakalanmakta gecikmiyec ğini kulağına bağırmağa başladım. Kontes yavaş yavaş anlatıyordu: (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: