14 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

14 Temmuz 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çankaya - Gençler Birliği Hahlkevlilerin Toras gezinlisi - dtina karmusı Ankaraya çuğırıldı. Ankaza dük maçlarının —aon i - Çankaya ara- bir buçuk Bugün eyunu Gençler birliğ «nda yapılacaktır. Bundan ay evcl iki kaca gücü alanına çil başlıyacağı ıîı)ı’:ı':nd:n )i'lı'ıul üstleri tarafından ıwılulıı—mı-hxdı Bunun üzerine Çan- icaya takımı da alandan çekilmişti. Yar- gıç'da Gençler birliğini kazanmış say- anıştı. Bundan sonra maçın yeniden ya pilması işi günlerce sporcular arasında dedikodu konusu oldu ve en son futbol unun bir bildiriği Şle iki takım bu- Şu var kmışlardı. Yalnız sırada Çankay o- Lrfa ldılar. ün karşılaşmağa çağlrı'Cı : Aakara bölgesi ötey-akşamki toplan- tıssnda bu oyunnun birkaç hafta sonra ilmasını kararlaştırmıştır. Diğer n futbol Tederasyomu ağustos için- de Türkiye birinciliklerini yapacağın- dan Ankara şampiyonunun bir an "'.ı b'ıldiri'.:mtini istemiştir. Bunun üzeri- me maçları yaptırıp yaptırmamağı ken- di işi bili man futbol kurulu maçı bugün yap- Jiklarını — tamlamgıtır. Gücü alanı onarıldığı için — Gençler Birliği oyunu bu- 7 de Muhafız Gücü ıhnmda r.ndııınmdıbunyunişn labilir. Çankaya en son :î:ıqn. Ondan sonra 4AI. Çankaya gön eeet ? hazırtıksız Beşiktaşla lmadığını :f';ıın yargıçlığını elektrik osye- desi direktörü Bay aldığını Te beraberce - oynayan duğu ülk » eşlerden büyüğüdür. âki 'ba önemli maçta oyun kadar görmeğe öc- ir. Umulmaz ve beldlenil- « gebeble maç gene geri kalmaz- Aakara şampiyonunu kut- Halkevi uyılermıkn 25 sporcu 3 sta Toroslar üzerinde bir kamp ._:ıkııfdı. Torosların en yüksek te- pesine çıkacaklar Ve yürüyüşler yapa- caklardır. Buge:iıünbei:ünm- çektir. d fstarbulda jldi maç yapan — Ve biri- .ıı: ve diğerinde berabere ka- gakımı Ankaraya Çağ- futbolcaların — gelip İstanbulda ya- sonra belli sinde kai tan Atisu yılmıştır. Yumanlı - gelmiyecekleri bugün pacakları öçüncü ayundan olacaktır j takım Karşılaşmak üzere An- len ve federasyonun emrine da- ULUS Romanyadan gelecek türk göçmenleri (Başı 1. ci sayılada) ve burlar hizmetin — bitip bitmediğ bakılmıksızın aylelerinin derilir ve hepsi beraber * — Romany nin hizme- tinde bulunan türk aslından — işyarlar *“memurlar,, devlet sanduklarına emek- lik “tekalidiye, Halıkı olarak neyi b yakmışlarsa bu par çıkmadan geri verilir ima gön- öçerler ar kendilerine yola $ — Romanya devleti Dobritede tap bir başkasına satılmadan önce kbendi müsaadesi alın- ması için ber kanunla elde ettiği “hakkı hıyarı,, türk halkına kolaylık olmak i- Çin terketmiştir. Yalnız tüfkler toprak- Tarımı orada eryasal umaylar femeller) güttüğü sanılan kirmselere satamazlar; bu yasaktır.. rağın sahibi tasafından 6 — Arabalar Köstenceye — geldiği vakit bunlardan “ayak bastı,, parası a- lnması vsüldendir Bu usul de, göçmenlere kolaylık ol- sun diye, küldırılmıştır. ? — Her göçmenin yükü vapurlara rıltım hamalları tarafından yüklenilir we bunun âçin de ayrıca para almırdı. Çünkü Himan hamallarının bir sendikası vardır. Bu hak onlara resmiğ olardk ve- rilmişti. Halbuki türk göçmenine yüktü- nü kendi taşıması, kendisi yüklemesi i- gin izin verilmiştir 8 — Göçmen kendisinin olan parayı, malı, hayvanı, sorlük çekmeksizin be- Taber anayurda getirebilir. Başkaları i- Çin bu hususta çok ağır kayıtlar vardır. 'Türk göçmeni bu kayıflardan kurtarıl- mıştır. Yalnız götürdüğü malın, hayva- Bın, paranın — kendisinin olması ve bu işe bir yolsuzluk karışmaması (için tedbir alınmıştır En önemli menele : 9 — Şimdi sizeren esaslı bir-madde- yi anlatayım: Romanyada müslküman türklerin sahib olduğu toptak mikdarı büyüktür. Her aylenin kendi toprağma alıcı bulması ordar, tesadüfe bağlıdır. Bu işbir düzen sitenda olmadığı için na Bi olacağı ve nasıl bir sonuç vereceği de tabiiğ kestirilemezdi. Hükümetimiz, Romanya devletile, türk topraklarınm, türk mülklerinin, türk evkafının, türk cemiyetine aid mülklerin satın alımnması için anlaşmıştır. Devlet büdcesine ber yıl konacak 'bir para ile bu ttoprak ve mülklerin karşılığı ödenecektir. Ödeme tarzı şöyledir: Yarrsı para ve yarısı dev- letin almakta fayda göreceği — petrol, tahta, benzin, mazot, tobumluk ve saire gibi şeyler.. Göç beş yılda bitecektir Hükümetimiz göç süresini dört ve von olarak beş yıla ayırmıştır. Müslü- mari türklerin göçl en son beş yılda ta- mamlanacaktar. Oradaki türk topmakla- rının ise dört veya beş bölgeye ayrılma- cekmiş gil | | | | | | | bir yana çektikten ve bir bölgenin arası çok önemli bir yekân dur. Bu para veya satın k her türlü mal, anayurddal leştirme işini kolaylatacak değerdedir. Hükümetimizin gönderdiği işyarlar Hükümetimiz bu ağır işi iyi bir tarz- da yürütmek için ayrıca kendilerine güvenilir işyarlarını (memurlarını) se- çip Romanyaya göndermektedir. 1ki işyar daha önce gelip İâzım gelen araştırmaları ve hazırlıkları yapmıştı. Şimdi yeniden yollanacak iki veya Üç işyar da öncekilere katılacaklar ve gö- çün düzenimi hazırlayacaklar, göçmen- lerin gelişini kowtrol lerdir. Romanyada ne kadar türk var Size bu işi her türk gibi yakından benimseyen bir yürekle bildiğim kadar anlattım. Fakat, Romanya — toprakları- nı 1910 danberi dört kere gezmiş ve her seferinde türk balkile çok yakından değette bulunmuş bir adam emfatile di- yebilirim ki, Romanyadar gelecek türkler anayurd toprakları için gelmiş ve son derece aydalı insanlardır. Evvelâ sayıları hakkında size bir fikir vere- yim: Butlar dört yüz bin kişidir. İç ba- kanı 'B. Şükrü Kaya beş ay önce Kamu- tayda bir diyevleri sırasında bu sayıyı ulusa çok doğru olarak öğretmişlerdi. Şimdi göçeceklerinden bahsettikle- rTimiz sayıları yüz ekki bin olan müslü- man türklerdir. Gene Romanyadı Dob- rice ve Bevarabyada yaşayan 250/tsin wa- yısında hiristiyan türkler vardır. Din ayrılğı bunlar arasında ahlâk ayrılığı çıkarmamıştır. Bütün Romanya türkle- ri ekinci kimaelerdir. Yalnız Besarabya daki heristiyan türkler ayrıca da hay- vancıdırlar vt gayet güzel bir cine at yetiştirirler. Romanyalı türk her bakımdan örnek bir insandır Hiristiyen ve müslüman — bütün bu türkler dalma sözlerine güvenilir, ça- Tışkan, namuslu, erkek insanlardır. Size Dobrice ve bunun çok tamınmış bir parçası olan Deliorman türklerini insan gözelliğinin kusorsur örnekleri olarak gösterebilirim, Çoğu uzun baylu- Gur ve çoğu kamraldır. Son bir yolculu- Bumda atker şubesinde yedi yıl çalışmış olan bir romanyalr subay, bulgar genç- leri ve bulgar delikanlılarile, türk de- Jikanlıları arasında beden bakımmdan bir kıyas yaptı. Bulgar delikanlsının sağlamlığını, kuvvetini, ırk olarak genç- liğini kaydettikten sonra — bütün © yal- lar sırasında sayısı on beş bine — varan bindiğim Billi, bahçe duvarının yanın- türk delikanlısını gözden geçirdiğini söyliyerek bana ded! “Cepkenin ve şalvarm içinde dalma üç, dört bin yıllık yünan mermerleri çı- kiyor.n Doğrusu, orada on iki çift olardk gü deşen türk delik. yapılarını ve bederilerini anlatmak için romanyalı güzcl bir anlatış arının subayın cümlesinden buhunamazdı. Komunya türkleri hakkında anılur Ramarıyalı türklerin arasına kötü a detler hiç yayılmamıştır. Aile bağları çok kuvvetlidir. Evlerini, hısımlarını, çocu 1 çok severler. Yoksullaşmış- lardır. Pakat asal adami olduklarını herhalde paraca düşkündürler. Fakat ruhlarında ulamazsınız. Bir avusturyalı gazeteci onların ara- sında iki hafta dolaştıktan sonra İstan- bul ve Ankaraya gelmiş ve bana demiş- *i kiz “— Erkinliğini kaybeden bir halkın bu kadar yüksek başlı kalması, başka bir yerde tesadüf edilecek bir şey de- gildir. Bunların arasında dolaştığım za- man türk devletinin hâlâ orada hüküm sürmediğine bir türlü kendimi ndi- ramadım..., O kadar kendilerini sayar ve saydırırlar... görürsünüz. — Bilgice, malca, hiç bir düşkünlük Ulusumuz, bi - fransız - tarihçisinin gök doğru olarak söylediği gibi, bü- yük felâketlerde meyus olmuyor, ruhu kırılmıyor; onu çok sevindirecek başa- Tılara, yengilere kavuştuğu — vakit; çe marmıyar, başını kaybetmiyor.. Dobrice ve Deliorman yollarında bu düşünce si- xi hiç terketmer. Gagauzlar: arıkan türkler Gök Oğuz kökünden olan romanyalı Gagauzlara gelince, bunlar her bakım- dan tüzk seçkinlerini ilgilendirmeye çok değen bir halktır. Gök oğuz eylesi, evinde — türkçeden başka bir şey konuşmaz, başka bir dil öğtenirse okulda öğrenir, Yahut, başka bir halk onun komşusu lse, beraber ay- FOY n SAYIFA S ni köyde yaşıyorsa anun gdir. 1065 yılındanberi Romanyada yerle- dilini öğren- mesi tabi şen Hazerler, Kumanlar, Peçenekler; ve hattâ osman- önce Anadolu törkleri gibi yüz binlercesi hıristiyan dinini kabul etmekle beraber ana dille- rini biç bir vakit unutmamışlar ve ona bağlı kalmışlardır. Müslüman almadıkları için bizim atapçasını bildiğimiz binlerce kelimeyi onlar ancak eski türkçe —ile söylerler. Çoğu eski türk ayle adını saklamışlar- dır, “Şikâyet,, yerine “size acılarımı an- Tatacağım,, der. "Şikâyetetmek,, yerine *gsızlanmak,, der. Meselâ: ”Benden size sızlandı mı?,, diye torar.. *“Sarf,, kelimesini bilmezler. “İstan- bula gitmek için kaç para ödiyeceğim, der. “Cahil,, kelimesi anlamadıkları bir kelimedir. Sorduğunuza karşılık vere- merse “ben karanlık adamım. Bumu bil- miyorum.,, der. eski orta Asya türkler Irlardan, selçukilerden Hiç bir zaman “rica,, kelimesini o- nun dilinde göremezsiniz. Rica yerine ” “yalvarırım.,, kelimesini kullanır. Dil sa vaşımızda gök oğuzların, müslüman ol- mamak dolayısile dillerinde sakladıkla. rı, binlerce temiz, güzel türkçe kelime bilginlerimizin el uratacakları çok zen- &gin bir haznedir. Yeni harfler çıktığındanberi hıristi- yan türk kaybettiği kitaba kavuşmuştur, Anayurd güzetelerine abone oluyor, ki- tap getirtiyor, luğat getirtiyor ve dil Bilgisini derinleştiriyor, böyültüyor.,, ———————— — Türk Maarif Cemiyetinin —| rozet günü Cemiyetin ötedenberi rozet da- ğıtma günü olan ulusal eğemen - Hğin ilânı günü son tatil kanunlark le kaldırılmış olduğundan yerine 1 mayısın rozet günü olarak kabul edilmesi İç Bakanlıkça muvafık görülmüş ve ilgililere bildirilmiş - tir. ü — AAA CAĞ URAA YAK AAA AA KUT YAK YAK AAA K K KA KAT KO ALAY KUK YA VA DKK KA len zehirin birikmesidir. sene bu kaplıcada bir kür 5 E - edinebilirler E FNU KA VKK AAEKAKAK LA AA AA YAY IK A KUK YAK AA K KAİFAMAIYAAAKA A AYA AYAY LAi? ÖLÜM SEBEBLERİ Farla rahat yaşamış, çok yiyip eşitememiş kimselerin ölüm sebeblerinden en çok görüleni vücutta (asit ürik) deni- Bitçok sızıların, mikris denilen illetin sebebi budur. Dr. Pisk'in —(nasıl yaşa- malı) ismindeki kitabına göre, insan, kendini zehirlerden ko- rarsa çok uzun yaşar. Bu zehiri vücuttan koğmak için, Viol- le'üm Çaktüalite idrolojik) ismindeki kitabına göre, (sülfate kalsik) kaplıcalar çok eyi gelir. Ba madde, vücattaki asit üri- ği koğar, bir (dilitetik tissüler: mesiç müdriridir). Eğer kap- hcada radiyosaktivite dahi trbbi müktarda —varsa, bu zehir böbreklerden de koğulur, çünkü, radiyosaktivite bir (diüre- tik renal: böbrek müdrinidir). Ümdi. Mudanya — karşısındaki (Arzmutlu kaplıcasında) bu iki şart mevcuttur. Armutlu kap- Ucası, radiyo-aktivite cihetinden Türkiyede —en zengin olan kaplıcadır. O halde, ıstırabsız. ve çok yaşamak istiyenler, her yapmalıdırlar. Bu husu: fazla tafsilât almak istiyenler- (kaplıcalar hakkında genel bilgiler ve Armutlu kaplreasr hakkında ilmi tetkikler) ismin- deki yazdığım kitabcığı 10 kuruş mukabilinde kitabtılardan Dr. Mustafa Hakkı rTomatizmaların, daha 1— 2950 H g. ğ. E E 'un rOMANI UL t Te San Michelenin kik bı ü ; Wasuhi BAYDAR Türkçeye ÇEvETENİ Vazanı Aksel MUNT şekkür olunur ki, S',f' Michele'de het SEf Yo Her Zd  n se O a KOŞ a d_e hîç::eh:ovlm, Yalnız pa.pasuı ayagı:::r bklo eMıı ve köylülerden bir tıkmâı y br.ı; h;îuğı“ ü, minberden inerken kay' ızı;x__ıı SN Si Z ni ::s'm da Kapri papasının goaâi v:;'ıâı;:yı- ıı'iy:liyordu. Bir gün önce Doı:“ ares3 00 B tağında ölü olarak bı.'ıhmmu?k“ Gece y oei ken keyfi yerinde imiş VC ııy wwd.w müş... Onu, resimiğ ı—ut—.alınyle..b.!,ı b_:ec:_ c kilişede bırakmışlardı Ve bu sal HBAi törenle gömeccklcrd'ı. Çanlar, tâ dığındanberi, durmaksızın ç T CoS Bahcede işler her vakıskı g_ı»ı ö mişti. Mastro Nikola, çekilge'nin varını yıkarken yeni bir “testa-di kristi muş, Baldassare ise, yeni y ıopıv ktan sökerken içi eski paralarla ;i;:l;’lılı destiyi de birlikte çıkanmıştı. İhtiy giale çok gizli ve çok #nemli bir haber vere- Evet, tanrıya t6 kimsenin bizi dinlememekte olduğunu iyice anladıktan sonra cebinden, tütünden karar- mış bir toprak pipo çıkarıp gösterdi. Bu pi- po, 1808 de Dameküta'da bulunmuş olan in- giliz askerlerinden birinin olrzak lâzımdı. İhtiyar Pakiçale pipoya bakarak: — “Tiber'in eçeri, diyordu. Köpekler, her gün ö lardı ve tüzüğe göre'kendilerine haftada iki kere kemik verilmişti. Küçük baykuş keyil N idi, mis kedisi, gece gündüz, ya bir şeyin veya bir adamımn ardısıra dolaşmalarına de- vam etmişti. Kaplumbağalar, tembelce ya- şayışlarına bakdlacak olursa, pek bahtlı sa- yılmak gerekti. Billi uslu oturmus mu idi? Etiza hemen atılarak “evet,, cevabı vermiş ve ilave et- mişti: “Billi bir meteb gibi,, idi. Halbuki onun, incir ağacı tepesinden, ba- ma bir takım mım'dslıır yapmasına ba- karak, buna pek inanmıyordum. Her vakit yaptığının tersine olarak gelip beni karşı- latmamıştı. Herhalde bir çapkmlık yapmıştı. Bakışını beğenmiyordum. Denildiği gibi, Billinin uslu oturduğu doğru muydu? dan geçen bir yabancının başına bir havuç atarak gözlüğünü kırmıştı. Yabancı buna pek kızmış ve Kapriye gidip hükümete sız- lanacağını söylemişti. Eliza buna sert sert cevab vermiş ve duvarın kenarında —durup Billi ile alay etmenin yanlış olduğunu, çün- kü kendisiyle alay edildiği zaman onun çok hiddetlendiğinin herkesçe bilindiğini söyle- mişti. Ertesi gün, Billi ile av köpeğim ara- sında korkunç bir savaş olmus, işe bütün ö- teki köpeklerim de karışmış, Billi şeytan gi- bi döğüşmüş, kavgacıları ayırmak için ara- larına giren Baldassare'yi ısırmağa bile kal- kışmıştı. Döğüs, ancak, mis kedisinin ortaya Çıkmasından sonra bitmiş, Billi onu görün- ce hemen incir ağacına tırmanmış ve köpek- ler de birer birer çekilmislerdi. O gündenbe- ri Billi ile köpekler kanlı bıcaklı kalmışlar ve Billi onlarım pirelerini ayıklamaktan ar- tik vaz geçmişti. Bir gün, Billi, küçük Siyam kedisini, bah- çeyi dört dönerek yakalamış ve alıp ağaca çıkardıktan soanra birer birer bütün tüylerini yolmuştu. Billi, kaplumbağalarla durmadan alay Yavaş yavaş hakikat ortaya çıktı. Yata — etmişti. Bunların en büyüğü olan Amanda, murta yumurtlamıştı. Kaplumbağza usulüne göre güöneşte yavru çıkaracak olan bu yu - murtaları da Billi alıp ağacının tepesine gö- türmüştü. ğ ğ kumru yumurtaları büyüklüğünde yedi yur Bari ortada şarap şişelerini bırakmamış j ol_salırdı? Buna cevap veren bulunmadı. Hizmetçilerimin en doğru sözlüsü olan Pakçiyale, Billi'nin her elinde bir Şişe ilc./'z şarap mahzeninden çıktığını iki kere gö Bi - Lti müş olduğunu söyleyiverdi. Üç gün önce, iki başka sişeyi de, iyice kumlara gömül-xa "f ı'mış.B c;l.ırık onun kafesinde bulmuşlardı. illi, tüzük hükümlerine göre, yalnız su ve ekmek verilmek üÜzere, hğn döy:Un:;yı kadar, kafesine tikılmıştı. Ertesi sabah, ka- fes bombostu. - Billi, gece, kimbilir nasıl, kaçmıştı. Kafesin parmaklıkları sağlamdı, asma kilidin anahtarr Baldassare'nin cebin- ramıslardı. En sonunda, Baldassare onn, bu sabah, Barbarosa dağının tepesinde, a- wucunda bir ölü kuşla, derin uykuda bul- muştu. Ben bütün bunları dinlerken Billi de, incir ağacının üstünde bizi d şüphesiz, söylediklerimizi hep an (Sonu var) de idi. Bütün adamlarım köyde boş yere.ı—'î ve İ 3 J 4 ”) ) a

Bu sayıdan diğer sayfalar: