20 Nisan 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

20 Nisan 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! : : SAYFA 6 Dünkü spor hareketleri (Başı 1. yerlerini muhafaza edecekleri anla- şılmaktadır. Saffet, İbrahim, Gazi ve Alibu maçta cidden muvaffak ol i sayfada) Bir hafta önce, Türkiye şampiyo- 'nu Fenerbahçeye karşı müvaffaki yelli bir oyun çıkaran Gençler Birli. #inin bugün Altınordu karşısında a dacağı netice, İ maçtan önce, tahmin edilmekte idi. Fakat altınordulular her türlü hesapları değiş- tirecek muvaffakiyetli bir oyunla henüz şampiyonluk unvanını taşıyan Gençler iler. Hem de ruzgâr ve güneşe karşı oynz vede yaptıklar nik ve güzel maçlarını seyretmeğe Tışmış olanları belki hayrete düşüre- miz daha katılmış oldu. Altınordunun maçın sön dakikasına kadar enerjile- len genç futbolcula- cen, Gençler birliği: 'e de erkisi gibi çalışmalarını ve u- zun yıllar içinde kazandıkları iyi » ziyetlerini muhafazaya gayret etme- Jlerini tasviye ederiz. Maçın hakemi Kemal Halir Ögid, Müstafa Hasan. — Kaleyi Gençler Birliği seçti ve rüz- güri arkasına aldı. Oyuna Altınordu “başladı. Devre sonuna doğru hafifle- meğe başla yan rüzgârın yardımı il Gençler Altınordu kalesini bir. nayan altınordulular gol fırsatı ver- miyorlardı ve ara sıra akınlar da ya- ,pıyorlardı. Böyle bir münt esnasında / altınordulular / maçın ilk lar. Birinci devre akın kaybetmemek i in elinden geleni yap- *ta. 45 dakikalık uzun bir zaman için “de neticeyi değiştir madı ve maç böylece ihayet buldu. hattında da beraberlik yoktu. Altın. ordulular bunu da temin edebilirlerse güzel bir takıma sahib olacaklardır. Gençler Birliği takımı yey yaz- mağa lüzum yok. Çünkü netice me de- vecede muvaffak olduklarını göster- mektedir. Ankara Gücü alanında: Ankara Gücü - Kırıkkale maçını 8 -0 Ankara Gücü kazandı. Güveaç- spor da 1 6 gibi güzel bir netice ile Demirsporu yeni İstanbul'daki Maçlar İstanbul, 19 (AA.) — İstabul fut- bol şampiyonası mı 'vam edildi. Gece yağan yağmur sahal, çok güzel bir hale koymuştu. Havanın da azami ırına bugün de de- lerecede müsaid olması, sene. 'nin en mühim iki maçının biribirini mü- teakib oynanacağı sporculardan mürekkeb büyük bir k: balığın toplanmasını kolaylaştırmıştı Saat on dörtten sonra gelenlerden mühim bir kısmı, gişelerin ve kapının önünde izdihamdan içeri girmek imkânı: n bulamıyarak geri dönüyorlardı. Böyle olduğu halde Güneş - Beşiktaş maçının birinci devresi, bitmeye — yaklaştığı za- man, mahşeri bir manzara arzeden Tak- yomundaki meraklıların on bine yaklaşmıştı. Taksim / sahasına Güneş - Beşiktaş maçı Maç, Güneş ve Beşiktaş takımlarını karşılaştırıyordu. Hakem, Fenerbahçeden Cafer. Oyuna ruzgüra karşı oynamak vazi- yetinde kalan Güneşliler başladılar. Bu ilk hücum Beşiktaşın muavin hattında kesildi ve Beşiktaşlılar, “lk dakikadan ibaren Güneş kalı ında gittikçe darlaşan ve şiddetini artıran bir tazyik çenberi kurdular. Beşiktaş ağır basıyor Beşiktağın ağır baskısı, oyunun ilk geyreği için kai idi. Fakat, Güneşliler tesirsiz bir hale getirdiler ve on beşinci dakikadan sonra hücuma geçerek ber. taraf ettiler. Hücum tecavüzünü Güneşin baskısı takib etti. Güneşliler her iki ce- nahtan yaptıkları akınları, muavin he tının da iştiraki ile müessir bir hale so. kuyorlardı. Beşiktaş — defansı nisbeten cüstesiz oyunculardan - mürekkeb olan Güneş muhacim hattı çok favul yapıyor ve Mehmed - Alinin müdafaa ettiği kale biribiri arkasına tılan firikik vuruşlarının tehlikeli vetlerine maruz kalıyordu. vre bu şekilde 0-0 bera- İkinci devre İkinci dex bir oyunla gir iki rakib mütevazin Maamafih Güneş hücum - hattının olan beşiktaşlılar, yavaş yavaş yer den ağır basmaya başladılar. Hakkı, Faruğun fedakâr bütün ine rağmen, Safanın kı ULUS mek için fırsat bulmaya Doküz, enüç, ve on altımcı dakika- larda Safa, üç mühim gol tehlikesi at- lattı. Hakkı kale direğine yakın ge- çen iki şütle topu avuta atmış, bir de- fasında kaleci müşkül bri plon/onla tehlikeyi bertaraf etmişti. şlamıştı. golü ın üstünlüğü temin e- den sayısı gecikmedi. dakikada Hakkıdan bir pas alan Na- zum sıkı bir fırlatışla Güneş müdafile- rini geride bırktı ve bir burun şütü i- le takımına il Yeniden başlıyan didişme Beşikta şın ikinci golü çıkarması ile bitti Yi- 'ne Nazım, güzel kovaladığı bir fırsa- ti kullanarak takımına golü kazandırdı. ikinci golü de kazandırmıştı. Oyunun bundan sayısız geçti ve beşiktaşlılar sahadan 2-0 ga: Tip çıktılar. P Sira, sonuncuü me v - Gulütasaray marcı Fenerbahçe Gölatasarav karşılaşmasına gelmişti. Oyuna Fenerbahçeliler başladılar. Oyunun il kanlarının manzaresı şu idi; Fenerliler, rahat ve emin paslarla G y defansını zorluyorlar ve şiddetini gittik; n bu tazyik karşısında / Galatasarayın genç ele manlardan mürekkep takımı, bütün fetmek zaruretinde ka- liyor. Fenerbahçe, Galatasaray kale- 4i önünde yerleşmesine rağmen, gol fırsatları yaratamıyor. Topa ve vazi- yete daima hâkim olan Fenerbahçeli Galatasaray mu- hacimleri, Fenerin muavin hattından kın 25 metreden attığı Si in tanı buldü.. Fakat Necdetin yı zibi bir plonjonu muhakkak bir sayıya mani oldu. Galatasaray tehlikede H tehlikeyi Te Galatasaray Şlk ci incı dakikada- geçirdi. Ali Rızadan güzel bir pas alan Şaban, kısa bir mesafede kaleci ile karşı karşıya kı dı. Fakat çarpık bir vuruş golün ka: masına sebebiyet verdi. 23 üncü daki çok şiddetlendiği 'ten Naciye, Naciden Ali Rıza) Ali Rıza sıkı bir driblingle Lütt lattı. Ve kaleye doğru süzülmeye başladı. Avni şaşırmış, boş kalan ka- leyi müdafı anlamış görünüyordu. F: i dilemiyecek tanzim edemiyor ve şütü atamıyordu. ihayet zayıf bir şütle topu Avniye verdi ve golü kaçırdı. Fenerin gölü 25 inci dakika: Niyazinin bir ini- şini kesemiyen Lütfi topu kornere at- tı. Cevadın güzel bir köşe vuruşu Lüt- finin kafasından Naciye, Naciden Ali Rızaya geçti. Ali Rıza sıkı bir şütle kımına galibiyet sayısını kazandır. Fenerin bu gölden sonı iracağı tahmin ediliyordu. Nitekim tazyik hâlâ Galata: de üstüne hücum / yapıyorlardı. Fikertle Niyazinin sını bunaltıyor, fener Fakat zayıf kalmaları veriyor ve hücumların da - neticelen- oluyordu. Birinci devre bu şekilde bitti. İkinci devre İkinci devrede galatasaraylılar çok azimkâr bir oyun oynadılar. Kuvvetl; rakiblerinin hakemin düdüğü ile baş- liyan muntazam ve ahenkli oyununu minci da- geçtiler. sarayın bu hücumla temin et- evvelü bertaraf ettiler ve kikadan sonra da hücuma G tiği faik vaziyet, fenerlilerin anlaşıl- mıyan isteksizli ile karşılaşınca çok Ji şekiller alıyor ve galatasa- raylılara bir beraberliği ümid ettire- cek hâdiseler oluyordu. Maç, 1-0 Fenerbahçenin galibiye- tiyle bitti. Oyunu şu şekilde hulâsa etmek kabildir; Nasıl oynudılar? Fenerbahçe, birinci devrede ve i- kinci devrenin ilk yirmi dakikasında kat'i surette hâkimdi. - Bütün takım defansını çemberin içinde kat'i rlayışı bir türlü yapamadılar. Oyunun son 25 dakik; neticeyi vere- hızlanmasına — mani ola- madıkları bir enerjiden ileri ee du. Hareketler şahsi ve ahenksiz idi Nitekim Fener defansı, Esaddan mah: ibi oynamasına bu bunalmadan karşı koydu. Fenerbahçe stadındı İlk maçı Anadolu - Topkapı öy- nadılar. Maç 4 - 1 Anadolunun lehine bit İkinci maç Vefa - Eyüp arasında idi. Vefa maçı 3-0 kazandı. Şeref stadında İlk maçt Beykozla Süleymaniye oynadılar ve maç de bitti. Son maçta İstanbulspor Hi yendi. Bugünkü konferans imer Bank Hukuk M Münib Hayri Ürgi radyoda konferan devam edecek. Sümer Bank hukuk müşaviri Dr. Münib Hayri Ürgüblü bu ak- şam Ankara radyosunda - saat on dokuz buçukta hukuk ilmini yay- ma kurumu adına vermekte oldu. ğu konferans serisine devam ede- cek ve medeni kanunun 131, 132 ve 133 üncü maddelerini hukuk nazariyeleri ve mahkeme içtihad. ları bakımından anlatacaktır. AN 1936 PAZARTESİ GÜNDÜZ B. Ali Tahir Akyüz'ün çıkardı bu aylık mecmuanın ilk nüshasr mizdedir: Seçilmiş yazılar, değerli imzalar, ve iyi tasnif, bu derginin il. mi hüviyetini ve üstün yerini daha ilk sayısımda anlatmaktadır. Birinci sayısını süsleyen yazılar arasında profesör Ragıb Hulusi- nin öztürkçe üzerinde, Hüseyi Siret Özsever'in üç kıta, Ali Kâmi Akyüz'ün, pestaloji ve Yusul Zi ya Paşa, Ahmet Muhib'in yaşa- makta iken, Peyami Safa'nın ede- biyatın üç tarafı, Cemil Sena'nın Saadete dair, Elif Nacinin kadın ve resim, Doçent Enver Ziyanın tarihin devirlere bölünmesi, Ali Nihadın bostan dolabı, - Fikret Muallanın Pierre - Auguste Renoir, Fahir İzin Ada Negri'den parça - lar, Tahir Olgun'un şeyhi ve ha nâmesi, Cahid Sıtkının basıbadel- mevti, Said Faikin hancının karı Mutena Örenin bir sürpriz, Racinin dönüş, Şefik Canın bula - nık su başlıklarını taşıyan etüd hikâye — ve şiirleri" Gündüz'ün mecmuacılık âlemi 'namzed olduğu üstün yeri şim den belirtmektedir. Genç yazılar sayfalarında yarınki — isti bulacaksınız. Mecmuanın gelecek ize vereceğini vadettiği imzaları bir arada toplu görmek gerçekten bir zevk olacaktır. Otuz iki büyük saylada on beş kuruş olan Gün - düz'ü muhakkak okuyunuz. Kısa Dış Haberler gelen haber. ler, İvov hâdiselerinden sonra, kabinede büyük değişiklikler - olacağını / göster. mektedir. * Paris — Varşov: Varşova — Bir kaç gündenberi Varşova'da bulunan Norveç dış bakanı B. Kobt bu sabah Moskova'ya hareket etmiştir. * Triyeste — “Batori” Polonya güklarına teslimi msevasimiz şaşla ç Bu transatlantik Gdinia ile Nev- york arasında işliyecektir. ba sabah Moskovaya hareket etmekte- dir. Londra — sürat tecrübeli ölçülü bir mesafeyi onbeş defa katet- miş ve şimal cenup istikametinde 32,84 mil yapmış Öteki 8 tecrübe esnasındaki sürat- leri 29,95 ve 32,43 mil olmuştur. Suriyede yeni hâdiseler Kudüs, 19 (A.A.) — Yafa arap ve yahudileri rasında bir kaç vaka kay dedilmektedir. Vaka yerine bir süel kıta gönderilmiştir. Polis ateş etmeye mecbur olmuştur. Durumun vahim ol- duğu bildiriliyor. Tefrika: No: 39 maktadı / dir. (16). Bedil OPYEKÜN HARB Yazan: General Ludendor! Türkçeye çeviren: Hikmet TUNA Hava silâhı kuvvetinin ordu ve donanma ile olan nisbeti, muhtelif hükümlere uğra - ; ancak, tayyarelerin tekemmül et- mesi ve düşman memleketin ekonomisi halkına karşı kullanılarak, harbın kati iyle, bu, keşif işlerinde ölçüsüz bir — değer taşıyan silahın ehemiyeti artmakta- idir ki, harb güdümünün emrinde, kuvetli bir kara ordusu, ve kuvvetli bir do- (16) Tabüdir ki hakakudüvel kaideleriyle tesbi MK mükelleftir “edildiği gibi, bir memleketin. açık şehirlerdeki “halkını bombardıman, etmek, harbın nizam ve karşı kullanılan ” harb 7larından vazgeçemez; Netekim, her türlü araçlarla düşmanın harb endüstrisini harabet - mek hukukudüvel kaidelerine uygun bir hare - nanma yanında, bir de kuvvetli bir hava si- lahr bulunması lâzımdır. ka, sise bağlı ordusu, her ti ve edemez. (17). etmekte ve zafer vazifeleri bir yana bırakılı (17) Donanma, deki Hava silahının kuvvetli olması gereki hem de, hasım hava silahını tekemmül et tirdikçe, o nisbette bu silahın kuvvetli ması lâzımdır. Fakat bu kuvvetin de teknik ve finansal bir sınırı vardır. Kullanılmasına gelince, bu silah hâlâ havanın hallerine, hal- ilunmaktadır; hava şartları şünü yapar; yalnız kesif bir sis içinde harb Kara devletlerinin harblarında, kati ne- tice de karadadır. Ordular biribirleriyle harb için boğazlaşmaktadırlar. Bu cidalde, hava silahı, başardı; ruya saldırmak ve zafer için mücadele ct fakat onun ateş kudreti, sde, ne seyir ve ne de harb , giddetli fırtınada da kısmen atıl hettir. Böyle bir hareket neticesinde de halkı mutazarrır olmalarının önüne geçmenin imhâr yoktur. Düşman memleketin halkı, böyle yerler. ışlalarda ve yakınlarında bulunan askerle- 'rin bombardımanında zayiat vermektedirler. ol istikşaf doğrudan doğ- kara ordusunun ateş kudretine ikinci derecede ehemiyeti haizdir. Düşmana galebe çalmak için, her şeyden önce, ateş kudretine, hem de en şiddetli bir ateşe ihtiyaç vardır. İstediği kadar gözüne ehemiyetli görünsün, hiç bir Başkumandan, hasım tarafındaki halkı mekle kolay kolay galebe calacağını aklın- dan geçiremez; müdafaa silahının kudreti artmış olması ve havanın halleri dolayısiyle tayyarelerin, hedeflerine vararak bombardı- man edip edemiyecekleri henüz belli değil- Harb güdümü dir. Bu realite ise, her şeyden önce, düşman ordusunun yenilmesini zaffer bir ordu, ancak ondan düşman memleketin 'nun arkasında tesirli bir surette faal olabilir. Kara devletleri için kudret meselesi ordusunda toplanmaktadır. Bu hususu sırf esasr aydınlatmak için kaydediyorum. Orduların stratejik birliği piyade tüme- nidir; bu da, genel olarak, her bi tüfeklerinden maada yanlarında hafif maki- nalr tüfekler taşıyan 3 piyade bölüklü 9 ya- hut daha fazla taburu olan 3 ve belki de 4 piyade alayı ile, bir ağır makinalı tüfek bö- nisbetle, bombardıman et- lüğü ve şimdilik alay dışında olmak üzere makinalı tüfek takımları ve bir piyade havan bölüğünden terekküp etmektedir. Askerlerin bol bol piyade cephanesi, el bombası maları lâzimgelmektedir; diğer mühimmat arabalarla tasınır. (18) Piyade tümeninde, her birinin 4 er hafif topu ve sahra obüsü olan 9 yahut daha faz- la batarya vardır; (19) belki de, piyade hü- cumuna refakat temek üzere daha ufak cap- 'ta toplar da, başka, şimdilik 10 santimetrelik tonlar ve taşı- ümende bulunacaktır; bundan 12 yahut 15 santimetrelik sahra obüsleri, realitedir; teori değil- istemektedir; mı sonradır ki, de hasım / ordusü- kara piyade inerler. tayyare ve tanklara karşı kullanılacak top- ları da hesaba katmak gerektir. Bütün bun- ların, bol nakliye parçalarıyla taşınacak olan büyük ölçüde cephane stokları olacaktır. (Sonu var) (18) Ordu ve birliklerinin terkibine dair ba işaret ettiklerim, maksadıma yetmekte çok şeyler, meselâ, yalnız topçunun motörleştiri mesine di , piyade birliklerine piyadeye refa- kat eden toplar ve tayyare toplarının katılması- 'na da var kuvvetle devam edilmektedir. p (19) Topların düz, obüslerin dik kavisli mah. rekleri vardır; toplar daha ziyade hedefleri. ni cepheden vururlar; ebüsler daha çok tepeden

Bu sayıdan diğer sayfalar: