k h c ; U'Iuı- Basımevıi Çankırı caddesi, Ankara Telgraf: Ulus - Ankara TEMMUZ TELEFON 16 sayfa ilâvemiz Ü0 — | Si Aiları Oytess ATA S KURUŞ. | İdare müdürtütü . 1osi ADIMIZ ANDIMIZDIR | bY VE tölye b BUGÜN Çimento fiatleri çok ucuzladı Zonguldak limanının güzel bir görünüşü _İ_İ_Şj_i_ş_gir Vekilimiz Karabük'te Karabük izabe fırınları hemen hemen ikmal edilmiştir İç geziler ve gördüklerim Doktor Fatma MEMİK Edirne mebusu Nedense bilmiyorum ötedenberi bende bir arzu var: Memleketimi ge- Zip görmek ve tanımak. Uzak ve ya- kın tarihi ve coğrafi vaziyetiyle bü- tün dünyanın gelip görmek ve tanı- ll_lik istediği ana yurdumuzun güzel- liğini görmek için beslediğim bu ar- Zu ve heves tâtil münasebetiyle tek- Tar canlandı. Bu fırsattan istifade e- derek arkadaşlarımla birkaç gün için Afyonkarahisar vilâyetine kadar bir Bezi yaptık. Görme, gezme ve hava değiştirme- nin yalnız yer değiştirmekten ibaret Olmadığını; gezmenin yorgun, din - lenmeğe muhtaç beden hücreleri üze- Tindeki müspet tesiri çok gezenler ve fakat hekim olmıyanlarca da bilinen bir keyfiyettir. İnsan, bulunduğu Yerden biraz uzaklaşınca; başka yer- lerde emsaline az tesadüf edilir tabi- ât güzelliği ve hele zengin ve verim- li yurdumuzun her türlü inkişafa el- verişli toprakları üzerinde — asırlara sığdıramadığını senelere sığdıran ku- vetli ellerin yapmakta olduğu kal- kınma savaşı karşısında kendini ruhan izâç eden bütün düşüncelerden bir anda sıyrılıyor. Gördüğü eserlerin bı- raktığı âtiye emniyet verici tesir al- tında beden hücreleri sükünet içinde daha verimli çalışryor. Bu müsbet ne- ticeye göre uzvi bir hastalığı olma- dan mütemadiyen kendisini dinliye - ç - Nasta a ğim bir tek yol var. Gez, dolaş, yur- dundaki inkişafı gör yalnız bu görgü senin için şifadır, Memleketimizde her sahadaki inki- şafın ne kadar süratle yürüdüğünü gö zünüz önünde canlandırmak için Af- yonkarahisar vilâyetini ele alalım. Uzaktan iki büyük kalenin eteğine uzanmış eski Afyon; fakat yaklaştık- ça bu manzara değişiyor: İstasyondan şehir içine doğru iki tarafı akasya ağaçlariyle süslenmiş bulvar, Etra- fında sağlı ve sollu yeni yapılmış ku- mandanlık, vali konağı, parti binası, lise, Daha ilerde sağda hükümet ve belediye binaları ile hususi şahsa aid yepyeni modern binalar, meydanlık- ta Ulu Önder Atatürk'ün kurtarıcı ve yaratıcı dehâsının sembolü. Bu meydanlığın etrafında inşasına son hız verilen belediyenin yeni bi- fası ve kız enstitüsü. Geniş ve ağaç- (Sonu 2. inci sayfada) sKeterece Çatalağzı “limanı iki senede faaliyete geçmiş olacaktır İktisat Vekili Zonguldak, 15 a.a. — Kozlu bugün mâden mühendisleri cemiyeti bugün geliyor Kömür İş müdürü İhsan Soyak merkezindeki toplantıda İktısat Vekilimize cemiyetin fahri reisliğini kabul buyurmak su- retiyle şeref vermelerini rica etmiş ve cemiyet âzalarına mahsus rozeti vekilimize taktim etmiştir. İktisat Vekilimiz mâden mühen- disleri cemiyetinin fahri reisliğini kabul etmiştir. Tahlisiye istasyonu törenle açıldı Zonguldak, 15 a.a. — Zonguldak ma- den havzasında kazalara karşı müca- dele etmek üzere 30 apareyle müceh- hez olarak tesis oluran tahlisiye is- tasyonunun dün İktisat Vekili Şakir Kesebir'in huzuriyle açılma töreni ya- pılmıştır. Evelâ havza müdürü ve baş mühendis B. Cemal Zühtü Aysan ta- rafından güzel bir nutuk söylenmiş ve müteakiben İstiklâl Marşı dinlenmiş- tir. Bundan sonra İktisat Vekili kor- delâyı keserek istasyonu açmıştır. İs- tasyon dahilinde maden galerilerini temsilen tahtadan üç katlı bir maden ocağının dahili tertibatı gösterilmekte- dir, Vekilin huzurunda suni teneffüs cihazının tecrübeleri yapılmıştır. Kömür işçilerinin sosyal durumları Zonguldak, 15 a.a. — İstanbul ga- zeteleri başmuharrirleri, bugün Tür- kiş şirketi müesseselerindeki maden işçilerinin sosyal teşkilâtını tetkik et- (Sonu 5. inci sayfada) B. Şükrü Kaya İstanbul'a gitti Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Bay Şükrü Kaya dün ak- şam Eksprese bağlanan hususi vagon- la İstanbul'a hareket etmiştir. Bay Şükrü Kaya Ankara Garında vekâlet, parti erkânı ve dostları tarafından u- ğurlanmıştır. Balkan Antantı devletleri bahriye mütehassısları toplantısı Atina, 15 aa. Balkan Antantı devletleri bahriye mütehassısları kon- feransr bugün Amiral Sakelarieüu"- riyasetinde mesaisine başlamıştır. Kültür bakanımız Hatay'da Tesçil ve seçim muameleleri Orta elçi B. Cevad Açıkalın Antakyofdo Antakya, 15 a.a, — Yakında başlıya- cak olan tescil ve seçin. muamelâtı hakkında icabeden tedbirleri mahal- 'inde tesbit ve fransız makamatı ile temas ve işbirliği yapmak üzere fevka- 'ide murahhas olarak hükümetimizce m)smur edilmiş olan hariciye vekâleti birinci daire reisi orta elçi Cevat A- "-kalın dün akşam İskenderun'a mu- ısalât ve hemen Antakya'ya hareket tmiştir, B. Cevat Açıkalın Yunanistan'la imzalanan anlaşmalar Ankara, 15 aa. — “Tebliğ” 30 teşrinievel 1930 tarihli Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahedesine ve 14 eylül 1933 tarihli Türk - Yunan samimi itilâfına müzeyyel olup 27 nisan 1938 de Tür- kiye Başvekili ve Hariciye vekilinin son Atinâ ziyaretleri esnasında' imza- lanan muâahede her iki devletce teşki- lâtı esasiye kanunlarının vazettiği u- sul dairesinde tasdik edilmiş olduğun- 1938 de Hariciye Vekâletinde Yunan sefiri B. Raphaol ile Haritiye kâtibi umum? muavini Nebil Batı tarafından teati edilmiştir. FOOLLELLLL EURERRREDEL. Çimento resmi ton başına 50 kuruşa indi Çimento bir elden ve Etibank vası:5ziyle ithal edilecektir Ankara, 15 a.a. — Memleketimizde umran vasıtası olan çi- mentonun ucuzlatılması gaye ittihaz edilerek bu sahada hükü- metimizce bazı tedbirler alımmıştır. İstihlâk edilen çimentonun kısmı azamı devlet işletmelerinde ve devlet müesseselerinde kullanılmaktadır. Bu itibarla hükü- met bu sanayii her hangi diğer bir diğer şeklinde telâkki etme. mektedir. Bu esasa binaen gümrük r-smini bir ton için 3 ved liradan “50” kuruşa indirerek çimentonun bir elden “Etibank” he TLLLLELEİLLLLLLLILILLILELLLILLALLLI dan tasdiknameleri bugün 15 temmüuz | vasıtasiyle idare ve ithalini kabul etmiştir, Bundan sonra yapılacak fabrikaları mezkür bankamız yapa. cağı gibi mevcut fabrikalardan arzu edenler dahi “Etibank” ta- : rafından satın almabileceklerdir. cerarasan a ÇOK FECİ BİR KAZA Genç tayyare mühendisi Salâhaddın' i kaybettik Türk hava şehitlerine genç ve çok kıymetli bir tayyarecimiz da- ha katıldı: Mühendis Salâhaddin evelki gün İstanbul'dan Eski- şehir'e uçarken yolda feci bir kazaya uğradı. Tayyaresi yere san- landı ve kendi eseri olan tayyarenin altında can verdi,. B. Salâhaddin Alan - e. Kazanın vukua geldiği saatte İnös. " nü kampında bulunan bir arkadaşı - mız hâdisenin cereyan şeklini - şöyle - anlattı: Salâhaddin sabahleyin saat 9.30 da İstanbul'dan hareket etmiş fakat hava rasat raporlarını almamıştı. Tayyare- . yi usta makinistlerden İlhami idare ediyor, genç mühendis de son eseri- ni ilk defa tecrübe ediyordu. Hareketten biraz sonra bize Salâ- haddin'in hava rasadını bilmediğini telgrafla haber verdiler, bu kadar fe- ci bir kaza kimsenin aklına gelmemiş- ti; fakat içimizde bir endişe de yok değildi. Saatler geçtikçe üzüntümüz arttı. Hareketten itibaren dört saat geçmiş olduğu halde hâlâ . göreme- miştik. Sonradan öğrendiğimize göre tay- yare İstanbul - Eskişehir arasında fe- na ve tehlikeli hava ile karşılaşmış (Sonu 2. inci sayfada) Erzurum'da fetkikler yapıyor Kültür Bakanımız B. Saffet Arıkan Etzurum, 15 aa. — Dün akşam be- lediyede Kültür Bakanı -Saffet Arr- kan şerefine verilen ziyafet Çok sami- mi bir hava içinde geçmiştir. Beledi- ye reisinin kısa söylevine verdiği ce-| vapta sayın bakan, hakkında- gösteri- len ilğiden dolayı müteşekkir -oldu- ğunu ve Erzürum'un kültür ihtiyaç- Tufan yağmuru Dün sıkıntılı ve sıcak , geçen bir günden sonra akşam üzeri gök yüzü birden bire karardı. Şiddetli bir gök gürültüsü ve şimşekle beraber bar- daktan boşanırcasına bir yağmur yağ- mıya başladı, Nihayet . yağmur âdeta tufan halini aldı. Ve sular, iri srrım- dan bir kamçı gibi Ankaranın damla- rını ve-asfaltını dövmiye başladı. O kadar şiddetli yağıyordu ki, âdeta herkes camların kırılacağından ; kor- kuyordu. Siyah gök yüzü mütemadi- yen çakan şimşeklerle aydınlanıyor- du. Yağmur şiddetle devam ediyordu. larınım daima göz önünde - bulundu- (Sonu 3. üncü sayfada) Çok geç Ankara'nın semasını kaplıyan bulutların - içindeki- bütün ( Sel sahalarını, talebe kapmlarını muhar rirlerimizin şan su sokaklarda dere halinde çağlamı- ya başladı. Artık muhakkak münhat yerleri su basmıştı. Nitekim telefon- la aldığımız haberler, bir çok yerle- rin'su altında bulunduğunu gösteri- yordu. Bu vaziyet dahilinde değil so- kağa çıkmanın, hattâ bir taksi bile ça- ğırmanın imkânı yoktu. Atatürk bulvarındaki bir dostu- muzla telefonla konuştuk: O, selleri şöyle anlatıyordu: — Hiç gelmiye teşebbüs etmeyin, yollarır su bastı. Otomobil işlemiyor. Bir çok yerler su altında kaldı, bir kaç ev yıkıldı / Nüfusça zayiaf yoktur Talebe kamplarındaki çadırları baştan aşağı su bastı, fakat talebenin hepsi kurtarıldılar dola- anlattıkları ) Sular yarım metreden fazla yüksek bir halde hızla akıyor.. — Adamları sürüklüyor mu? — O kadar değil.. Fakat sepetleri, küfeleri ve tahta sandıkları götürü- yor. Her halde Kızılay bahçesi tama- miyle su altındadır.,, Filhakika bu vaziyette pencereyi açmak bile imkânsızdı. Şimşek yağ- murun kamçısiyle âdeta yarış ediyor- du. Bir taraftan da matbaamızın bir- çok yerlerini su basıyordu. Biz, hem (Sonu 4. üncü sayfada)