Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
U LUS 30-7- Jııııııııııııııı"ııııııııııııııııılııııııııı'_ $ #HİR İÇİNDEN RÜPORTAJ : OELELL LAİ ALLDLDLLL Ziraatimizin erkânıharplerini yetiştiren kıymetli müessese L Y. Ziraat — P7 iraat mevzuunün Mmemleketi. miz için taşıdığı ehemiyeti — Yeni misallerle tebarüz ettirmek lü- zumsüz Bir hareket olur. Bu haki- kat, bu vatanda yaşıyanların en bü- — yüğünden en küçüğüne, en bilgili- — sinden en az okumuşuna kadar her- — kesin malümudüur. Türkiyemiz bir ziraat memleketidir. Bunun tabif bir neticesi olarak nüfusumuzun * — yüzde seksene yakını köylü, köylü- ' gmüzün yüzde doksanı tençberdir. | İhracatımızın yüzde doksanını da — toprak mahsülleri teşkil etmektedir. : Büyük Türkiye, köylerin ve tat- C Jlaların arkasındadır. Gayemiz oraya — gitmek olduğuna göre helli başlı dâvamız köy ve toprak işidir. — Anadolu toprakları münbit ve - mahsüldardır. Nankör değildir, koy« nuna aldığı tohumunü iyi besler, ” — Şabuk büyütür ve bol verir. Mârifet, — önün huyunu öğrenmekte, onun mi- — gâcina uygün tane'yi, onun mizacı« — na uygün zamanda ve şekilde koy- — huna yerleştirmektedir. İşte bütün — gayretlerimiz bu mizac'ı olduğu gi« — bi öğrenmek istikametine tevcih ve " bu istikamette teksif olunmuştür. — — Fakat kolayca teslim ölünür ki bu bir ilim ve herhalde zaman işidir. “Araştırmalarında tecrübe metodü- — Nün işiğiyle yürüyen yani zaman'a — &n çok muhtaç olan ilimlerin başıne |da gelenlerden biri de ziraat öldü« v ğuna göre biz ziraat mütehassısları- — mızdan bir anda memleketi ihya e« /| decek keşif ve ihtirâğlar istiyeme- |— yiz ve bekliyemeyiz. Bu, haksızlık olur. z Yalnız gözümüzün önünde ve bu« Nu istikbal hakkında nikbin könüş- — mağa ve düşünmeğe sevkeden tesis- ve çalışmalar vardır. Bunlar, yal- — Yız birer vâitten de ibaret değildire — ler. Çalışmaların müspet meyveleris — ni toplamağa başlamış da bülunu- Bu tesislerin başında, ziraatin et- — kânıharbiyesini yetiştiren, kara sa- O panlı efendi'nin yanına, münevver | ve toprağa âşık zirâatçi gönderen bir | enstitümüz var: Ankara Yüksek Zi- / raat Enetittisti.. ? * Henüz on yağını bile ikmal etme- — miş olan bu genç müessese, gerek madde ve gerek mâna bakımından tahlil olunsun, tamamen cümhutiyes — tin malıdir ve cümhüriyete çok yas hi h:n bir mülessesedir. — - Bizde ilk ziraat mektebi 1847 yis da, yani şöyle böyle bir asır evel lmuştur. İlk mektebin kürülüs daki gaye “derdesti İnşa olan a fabrikai hümayunu imalâtı « esas ve cüzü âzamı bulunan pa- — Mük eğerçi memaliki devleti aliyes nin mahalli malümesinde ziraat ö« dünmakta ise de tohümünün usulü ri ve terbiyesi pek yolunda olma- dığından...” bu tohumun islâhi idi. -— Cümhuriyet hükümeti, pamtık tohu- — Munun islâhi çarelerini, rasyonel “bir tarzda ancak son birkaç sene İ- Çginde ıslâkâ muvaffak olabildiğine re belli başlı muallimi Avanes &- mdi olan “ziraat Mektebi Hüma- yunu"” ve saltanatın onu takip eden iğer ziraat mektepleri kürülüş gü- lerini tahakkük ettirmekten çök ak kalmışlardır. Bunun sebebi, il- nin, Avrupa'dan tercüime ölunan ve — Mmemleketimizle alâkası bulunmıyan — kitaplar içinde ve mektep duvarları arasında mahpus bırakılmış olması- — dir ve ne hazin bir şeydir ki, bizde — senelerce ziraat mekteplerinde oku- duktan, ihtisas da yaptıktan sonra arpa ile buğdayı tefrik edemiyen zi- raat mütehassisları görülmüştür. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü, — İnönü'nün uzak görüşü ve üğürlü eliyle, işte bu azabı dinditmek için kürulmuştur. Ehstitünün tesisinde- ki gaye, yalnız başına, önün Mmem- leketin ziraat hayatında bugün İş- — gâl ettiği ehemiyeti tebarüz ettir- ( meğe yeter. Ona büyük vazifeler verilmiştir: Enstitü, yalnız bir mmek- tep, bir akademi, bir nazariyat man- zumesi.değildir. Hattâ, vazifesi na- zari ve ameli ziraatçi yetiştirmekle de tamamen izah edilmiş olmaz: ( Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü, memleket ölçüsünde bir işle de tav- zif ol $tur. Ziraat il mo- derti cihazlariyle, bütün teknik va. — sıtalara malik bulunan laboratuvar- Tarın, talebenin hazari bilgisini take viyeden gayri bir vazifesi de, meti« | leketin husust şartlarına uygun mahsul tipleri üzerinde araştırmalar yapmak, hastalıklarla mücadele için — çareler aramak ve bu işleri mükem- — el bir şekilde yapabilmek için de memleketi içinden ktır. Bu e Si ği Di ei aBa Enstitüsü memleketlerde hemen hemen aynile dir. Fakat husüsi ziraatin şartlari gene bütün memleketlerle ayrilik- lar gösterir bu ayrılıklar bizim memlekette o kadar geniştir ki Tür- kiye'nin şark, garp, şimal ve cenü- bunda iklim vaziyeti, toprak terki- bi biribitine hiç benzemez., Bu mü- tehalif şartlar, iktisat ve kültür şe- killerinin çeşitlenmesini, ziraatin kâh bir şubesinin, kâh diğerinin ön plâna alınmasını icabettirir. Bu ba« kimdan bizim memleketimir koca bir kita gibidir. Topraklarımızın bu husiyeti ens- titünün mesaisini güçleştirmekte « dir. Karadeniz havalisi için, mahalif şartlara uygun Misir tipi Üzerinde çalışmak, beri yanda Çukürova'ya beğendiği pamuk tohumunu bulmak lâzımdır. Malatya, kayısı ağaçların- daki hastalığın izalesi çaresini, An- tep fistik kabuklarının içini böş bi- rakan derdin devasını, Manisa bazı seneler da bağlara âriz olan şu veya bu hastalığın panzehirini bekler. Bunları bulmak, hem de yetinde tecrübeler yaparak, derdi yerinde görerek ve bu tecrübe ve müşahe- deleri birçok seneler tekrar ederek bulmak lâzımdır. Bu büyük bir İş- tir ve enstitünün vazifesi olarak meşgül bulunduğu işlerden yalnız bir tanesidir. Türkiye üzüm memleketidir. Bi- naenaleyh şarapçı bir memleket ol- ması lâzımdır. Çünkü türk üzümle- ri üzerinde yapılan tahliller bunla- riın mükemmel şaraplar verebilece- ğini göstermiştir. Fakat bugün şa- rapçılık Türkiye'de tutunabilmiş bir sanayi değildir, olamamıştır. Se- bebi ve olmasının çaresi nedir? Bu sualler, bir, iki, üç beş değil- dir. Memleketin hahgi köşesini dü- günür, hâyatın hangi istikametine bakarsak bizi yeni sualler karşılı- yor. Bünların yüzde doksanı mutla- ka gelip Ankara'da, Ziraat Enstitü« sürnde toplanir. Yüksek Ziraat Enstitüsü, bütün büu ihtiyaçları düşünerek, geniş biİr teşkilât halinde kurulmüştür. Dü- şünmeli ki memleketin yalnız ziraat işinden başka büylük bit orman me- selesi, bunun kadar mühim bir Hay- vancilik işi, ehemiyeti hiç de bun« lardan eksik olmıyan köy satnatlafi dâvası vardır. Bunların her biri bit- çok süüllere ana olâacak kadar mü- himdir ve çoğu cümhüriyet devrine kadar akla gelmemiğ ölan işlerdir. Akla gelmemiş ölmasıni bir yana bırakalım, vaktiyle mühim ve mem- lekete kâr getiren sanat köllarının koruması için esefle söyliyelim ki mümkün olan hiç bir şey geti bira- kılmamıştır. Türk dericiliği böyle öldürülmüştür, türk boyacıliğı böye le kurütulmüştür. Şimdi, enstitünün ehemiyetini da ha iyi kavrıyabiliriz. Çünkü Yük- sek Ziraat Enetitüsli, bir çırpıda belki akla gelmiyen daha birçok kollar üzerinde mütemadi çalışma halindedir. Yalnız şunu söylemek yeter ki, enstitli beş faktilteden ve her bir fakülte aşağı yukari beş âl- ti tÂİN enstitüden mürekkeptir. Yük« sek Ziraat Enstitlisüinün böylece 32 enstitüsü vardir. Bu enstitülerin her biri kendi i- çinde başli başına bir âlemdir. Biz bunların yalniz dolaşilmasini bile bir güne sığdıramadık. Yaptığı iş- leri ve bilhassa bir saat gibi, bü- yük bit intizamla ve metodla çalış- malarını, aldığı neticeleri, bir iki sütun içinde anlatamıyacağımızı bi- Plâjlara dair ! Eski şair ve eski şiir de denizden yarı büçuk bahsetmemiş değildir. Fakat bunlar, Nedim'in : Bir gevheri yekpâre iki bahr arasında Hurşidi cihan - tâb ile tartilsa sezadır. Galib'in : Ayinci sine bahri simâb Güya ki boğazişinde mehtab, gibi beyitlerinin dar çetçevesin « den dışarı çıkamamiışti. Eskiden de« nizi özliyenler, onu karşidan gör - mek, onun üzerinde güneşin gurubu- nu, yahut ayın yalkımasını seyrede- bllmek arstusüu ile yânmışlardı. Eğer yanılmiyorsam, edebiyatımızda de- hizin tuzündan iİlk defa bahstden Yahya Kemal olmuştur. Büğün ise denizi binler, on binler, suyundaki tüzu tada tada seviyor, yahüt onu dabilmek için ötlüyorlar. Eskiden tanıma işi, sık $ık tertip olunan tet- kik seyahatleriyle temin olunuyor. Malümdur ki ziraatin ümümi esas. | ları ve temel mefhuümlari bütün sahillerde yaşıyat üuzaktan birer tahta sandığı andıran denit hamam:- ları içinde vücudüunu bit mikdar 8- latarak denizden faydalanan peşte- - Felâketzedeler için yapılan yardım listesi Lira Kr. Verenin 1emi Ergani madeninde çıkan yangın Geçen çarşamba günü akçşam Üzeri Erga- 97 35 48 38 20 00 51 00 25 31 16 05 10 76 58 Doğubayazit milit yardım K. Beytüşşebap milli yardım K. Geyve kızılay şubesinden Posof kızılay şubesinden Silivri kızılay şubesinden Cide kızılay şubesinden Bilecik kızılay merk_ezlnden Hi mâdeninde bakir fabr #nbatların. dan birinde bir yatığın çıkmıştır. Yangın © gece sabaha karşı söndürülmüştür. Bütün zararı bir anbar yakmakla biten yangının mübalâgalandırılması için hiç bir sebep yoktur, Fabrika ve diğer blütün tesisat nor- mal isine intizamla devam di Haymana kızilay T2 12 77 BElâzığ kizilay merkezinden 840 20 Yekfin 5284162 83 81 No.lı listemiz muhteviyatı 52845038 12 Umumi yekün BSterlin 98/19/01 Millt Şefimiz ve Reisletimhürü- müz vasıtasiyle ve milli yardım kömitesi eliyle Kâbil büyük el« çiliğimla delâletiyle Allâhabat- ta Mr. Mohammed İllias tara- findan 71/15/11 İskenderiya büğ — konsoloslüğü- müuzdan tertip olunan balo Hüs 5ılAtmm felâketsedeler hisseni l iye 1 müz eliyle verlerden B4/02/a büğ | ti Misirdaki hayıirse« 240/17/— Misir lirasi Lr. Kt 0 50 İakenderiye başkoönsolosluğumuz e- liyle Misirdaki hayirseverlerden Dolar 7.000.00 Nevyork baskoönsolosluğumüuz vâ- sitasiyle Türkiyeden hicret edip Amerikada yerleşmiş öolan hayir « Bever müâğeviler tarafından Türk « Yugoslav ficaret müzakereleri bugün başlıyor Türkiya (le Y l d ti « Yatığının neden çÇıktığı ve zaratın hakikt mikdarı, ancâk bü işi tahkik için mahalli « ne gitmiş olan Etibank umum müdürü B. Reşit Gencer'le İktısat Vekâleti maadin müdürü B. Kemal Galip döndükten sonra anlaşılabilecektir. K. Ereğlisi Halkeyi memurlarının gezisi » Alaplı, 29 a.a. — Karadeniz Ereğlisi halkevi mensüpları başlarında kaymakam olduğu hâlde Alaplı nahiya merkezine bit gezi tertip ederek köylü yürttağlarla Yü « kından temas etmişlerdir. Bu geziden bil- istifade dünya vaziyeti ve haya kurumuna yardım ve paraşlitçülük hakkında konfe: ranslar verilmiş ve köylüyü ilgiliyen me- seleler etrafında görüşmeler yapılmıştır. Bu temastan köylülerimiğ gök memnun kalmışlardır. .İzmir havalisinde bulunan eski eserler İzmir, 29 aa. — İzmir müzesi müdürü Foca, Menemen ve Selçuk havalisinde ve Kuşadasında çıkân bâafı tski eserleri tet- kik için yaptıği Seyahatten avdet etmiş- tir. Gerenköy, Ulucak ve Belevin'de dikan eğerlerin Roma ve Bizan. devirlerine ait e- serler olduğu anlaşılmıştır. İçlerindeki ba- zı küçük parçalar İzmire getirilmiştir. M ya AF gâret Mmünaaebetlerini İnkişaf — ettirmek makasadiyle dün, Yuyoslavyadan gehrimize bir ticaret heyeti gelmiştir. B. M. Halo- viç'in releliğinda, ticaret miüdürü B. Dor- ceviç, toprak ofisi müdürü B. Kinemiç ve sekreter B. Radovreci'den mürekkep olan yugoslav heyeti dün öğledöü sonra İktisat Vekâletine giderek alâkâdar dalte ile te- mâsta bulunmuştur. Müzakerelere büyrün saat 10 da başlanacaktır. Beden Terbiyesi muallimlerine yeriletek ücretler Maarif Vekâleti, spor müsabakalarında vazife göre beden tetbiyesi muallimlerine verilecek ücretler hakkında Bir talimat - hame hazırlamiştir. Spöt yürtları talimat- hâmesine ğgöre spor saha ve salonlarında tektepler mintaka resmi birincilik ve teş- Vik karşılaşmaları, Türkiye mektepler Bi - Fincilik müsabakaları Ve spor yürtları tâ « limatnamesine uygüut bir şekilde beden terbiyesi genel direktörlüğüne bağir ktr « iüplerle yapılacak antretiman ve teğşvik müsabakalarına iştirak eden beden terbi - yesi muallimlerine tazmitat olarâk makttan ikişer lirâ ücret vetilecektir, Bundan baş- saha | leri, beden terbiyesi muallimleri hâkkında hükümler vardır. M  7 liyoruz. Buna rağmen, bir ayrı ya- zı ile, okuyucularımıza bu enstitü- letden bahsetmek istiyoruz. Ümumt olarak şuttu, zevkle ifade edebiliriz ki Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü; kendine verilen mühim vazifleri tamamiyle müdrik bir şu- 'yrla ve intizamla çalışmaktadır. Ehnötitü, B. Süreyya gibi zirdat mös- leğinin hakikaten bilgili bir Aşıki o- lan bir rektöre kavuşmuştur. Mü- essesenin kuruluşunda kendilerite den istifade edileri dünyaca tahiti- miş âalman âlimlerinden çöğü, yer- lerini mensup oldukları kürsülere bihakkın tasarrüif edebilir türk ço- duklarına terkederek ayrılmışlardır. Şimdi yalnız üç yabancı profesör vardır. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsüs nü, hakikt mânasiyle ziraatçi bir memleket olan Türkiye'nin zirat itikişafında çok mühim bir âmil ve kuvetli bir teminat olarak görmek insanâ zevk, iftihar gütür ve ümit veren bir müşahededir. denemen'in Buzbeyli köyünde de bir tarla kazılırken — Mefmer bir levha üzerine kaâs bartma olarak hâkkedilmiş bir İran süva- ri cengâvörinin heykeli bulunmuştur. Bu #ketin DârA'nın Anadolü istilâmı de- virlerine ait olduğu zannedilmektedir. A- raştırmalar esnasında Çamlık'tâ da üralas rinda bir güneş saati, kabartma bir kdın ve oturmüş bir erkek höykeli bulünan mermer eaerler bülünmüştur. Bunlar da Selçük Münzesine sevkedilmiştir. İzmir'de sıcaklar İzmir, 29 aa. — Dün gene yakıcı bif sıcak bütün İzmiri kaplamıştı. Halk plâj- lara ve dağlara yayılmıştır. Gede esnasıfi- î[ar da sıcak Bütün şiddetiyle devam etmiş- İzmir'de harman İşleti famamlanmak Üzere İzmir, 20 aa. — Vilâyet dahilindeki gifteiler bu gene harmanlarını on Beş güne kadar tamamen Kkaldırmış olacaklardır. Zi- raat Vekâletinin Bergamada selektörü o - radaki hububat tohumluklarını 1 ağustos- tan itibaren temizleyip NAçlamıya başlıya- taktır. Bu sene o havaliye ekilen bütün tohumluklar temizlenmiş ve İlâçlanmış ö - lacaktır. ; îorbalı'da" ha;a korunma yardımcı üye kaydolunanlar İamir, 20 aa. — Torbalıdan gelen ha« berlere göre orada hava kurumuna yardım Beşiri kazasında Raman döğınd R j (Başı 1. inci sayfada) Burada açılan kuyular; koynunda bir petrol hazinesi taşıyan dağın a- diyle anılmaktadir. Böylece şimdi Maden Tetkik ve Atama Enstitüsü: nün elindeki sondaj makinesi “Ramari 3,, üzerindedir. Diğer taraftan sahanm kapa- sitesi ölçülmüş ve burada 300 den fazla kuyü açılabileceği tesbit - lünmüştür. Gerek bü küyüları aç« mak ve gerek açılan kuyulardan petrol istihsal k için muhtaç öldüğümüz makineler de Ameri « kaya sipariş olunmuştur. İcabe - den döviz müsaadesini hükümeti- miz dün vermiştir. Sondaj maki- neleriyle tulümbaların elimize ne zâaman geçeceğini, son vaziyetler dölayısiyle tahmin etmek filvaki müşküldür. Ancak Raman dağın: daki çalışmalara mevcüt vesaitle geceli gündüzlü devam edilecek- tif. B. Cevat Taşman'ın verdiği izahat Maden Tetkik ve Aramıa Enstitüsü- nün değerli petrol mütehassısı B. Ce- vat Eyup Taşman, Başvekilimizin di- rektiflerini aldıktan sonraki çalışma- lar ve bulduğumuz petrol yatağının kapasitesi ve evsafı hakkında bir mu- harririmize şu izahatı vermiştir: * Raman dağında — bulduğumuz pettol, fışkıran cinsten değlidir, bu- radaki petrolü huüsusi tulumbalarla çıkarmak lâzimdıt. Biz bu kanaate kırk gün kadaâr Büren âraştıtmalardan sonra vasıl olduk ve bunu anlar anla- maz da icabeden miktar ve vasıfta tulumbanın siparişi için teşebbüsata geçtik. Bugün, bu siparişler yapılmış bulunmaktadir. Haziranın birinel hHaftası içinde, petrol büldüğümüz kuyudaki sondaj üâletlerini söktük ve iİkinci kuyudan i- tibaren 380 metre ilerde bir yere gö- türmeğe başladik. Bu nakil iyi oldu. Nakli, pek nadiren yapılan bir usul- le, kuleyi hiç bozmadan, iterek taşi- dık. Bu, 38 metre yükseklikte muaz- zam bir binanın 380 metre gibi olduk- ça üzak bir mesafeye kaydirarak ta- şınmasi demek olduğundan hem güç, hem tehlikeli idi. Fakat müuvaffaki- yetle başarılmıştır. — Böylece ikitici küyünün açılmasına başlarken yirmi yirmi beş gün kadar kazanmış ölü- yorduk. Temmuzun 18 nel gününden itibaren ikinci kuyunun kazılmasına içiğ büyük bir gayret sarfedilmekt ü Bilhassa kaditlar arasında da mühim bir faâliyet başlamıştır. Bu iş için teşekklil e- den yardim kolu bir hafta içinde Torbalı başl ştir, Buğgün gelen malümata göre 33 neül metreye kadar inlimiş bulunmaktadır. Ön gün 20 pusluk böz rular İ Büğünden — sonta kazasinda 477 kadin âsa kayd İf Köylerdede üynı güyret gösterilmektedir. Şimdiye kadar köylerde 1700 erkek 800 kas di Âza kaydolünmüştür. Devlet Şürasında tatiller Devlet Şürası daiteleri temmuzun yir « misinden eylâlün beşine kadar, katttin tmüs cibince tatile girmiştir. Müstacel işler | « çin ikinei ve dördüncü daireler nöbetçi © « laraâk kâlmişlardır. Karadeniz'de görülen serseri maynler İstanbul, 20 (Telefonla) — Katadeni de Dipburnü önlünde denizden serseri bir mayim çıkârıldı. Ormanlı mevklinde ikin- ci bir mayın görülmüştür. Bunların Kös « tence limanından gelmiş olmaları mühte - Kemal Zeki GENÇOSMAN TU «& ZANI mallı ve yahut gömlekli bir nesil vardı. Güneş bu tahta sandığın da - mında kalır, deniz kumu yalİnız pa- Zâar kâyiklariyle şutaya büraya taşi- nirdi, Buğün deniz, süyu, kümu ve güneşi ile yorgunluğunu gidermek, vücudunu dinlendirmek istiyenlerin emrindedit. Kiytlarda kümlar, hetgün biraz daha hudutlarını genişletiyot ve rma: yolu nesil bu sahilletde kum gibidir. Plâjlarda deniz suyu, kum ve gü- neş kışın yorülacak Vatandaşa şimdi- den renk, hüuzuür ve enerji dağıtıyor. Eğet üzerinde erkek v& kadın büyük kalabalıkların kaynaştığı kumsalları biraz da âlim gözlüğü ile görürseniz bu neticeye varırsınız. Ayni mahzaraya biraz da siyaset dürbünü çevirecek ölürsüniz o zama sınırları küvetli ordularla muhafaza edilen bit memlekette korunulan ba- rışın büyük nimet ve mânası gözl - h öDEmdlikli. düleek &. . LT TU meldir. LA nüzden kaçamaz, Bügün Manş'ın, Atlas Okyanusu'nun, Akdeniz'in ve Adriyatik'in ntoe kum sahillerti var dit ki issizdir, sessia ve heşesizdir. Oralarda gözler süzülen bir yel - kenin martılara benziyen manzara - siyle dinlenecek yerde dalgaların sürükleyip atacağı herharigi bir ma- yının korkusuyle büyülüp küçül - mektedirler, Şair Tevfik Fikret, " mavi deniz ,, manzümesinde; : Sâfü rakit.. hani akşamki tagayyür, heyecan? Bir çocuk ruhu kadar pür « nisyan, Bit çocuk ruhu kadar şimdi münevver, lekesiz Uyuyor mavi deniz, usrağlarını yazmiştı. Mavi denizin hakiki lezset ve mk- Hasıni ise şimdi bü misrağların mâ- zasını adamakıllı anlıyamıyan nesil gıkarmakta ve anlamaktadır. 15 pusluk borularla inilecektir. Diğer taraftan Adana'da bulunan ikinci söndaj makinemizi de Raman dağına gönderdik. Bu makine şimdi üçüncü kuyuyu açmak İçin kurulmuş. cümhüriyet bayramından evel bunüu da işletmiye köyabileceğiz. İlk kuyüda 1048 metreye yani, pets rolün bulunduğu seviyeye ancak 7 ayda inebilmişti. İstediğimiz vesait geldikten sonra bu müddeti çok İisâle tabileceğimizi ve meselâ onüncu kü- yüyu kazarken altı yedi haftada pet- rol sathina varabileceğimizi tahmin ediyorüz.,, B. Cevat Taşman, tmüharririmize butrdan sonra İnceden inceye tetkik edilen petrol sahasında, görünüşe gö re 300 kadar küyüu açilabileceğini söy- Plâjların tadını aldık alali, kiyi « larda mavi denizin bit çocuk tuhu kadar sakin ve lekesiz. üyümasına imkân kalmamıştır. Şimdiki çöcük « lar, o kâdar sükünete ne taraftar, ne de mütehammildir. Onlar, tagayyür ve heyecani mavi denizden beklemi- yör, ona öğretiyorlar. Şiiri gölgelerde ariyan şaitleti, plâj yalanladı. Bederya der menafi bi - şümarest Eğger hahi selâmet der kenarest Şimdiki nesil, bu “ selâmet ,, i kumların üzerinde boylu boyüuna u- zanıp dinlenmekte, kıyı sularını ku- laşlamakta buüluyor. DA Japon garabeti! tür. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki || Üçüncü petrol kuyusu |h da açılmağa başlandı Petrol mütehassısı Cevat Taşma vaziyeti gazetemize izah ediyor hu . lemiş ve Raman dağı sahasının, d yadaki petrol sahalarından İtalyaf rın Arnavutlukta buldukları ve SÜÜt lerdenberi üzerinde çalışmakta 016 &n' ları petrol yâtağına benzetilebiledisPmay . ni kaydederek demiştir ki: n “Kapasite itibariyle Raman dağ! ? T ) tağı, Arnavutluk petrol sahasiyle ”" le kayese edebilir, Arnâvutlukta 400 7 Men yu Vardır ve büradan senede 300 " ton petrtol alırlar. Vasati hesapla ” kayese edecek olursak sahamız AF kaya da benzer. Orada da 142 bin © vardır. İstihsâl ettikleri petrol ff ti itibariyle bunlardan çok farkli fi ğgildir. Onlatin da büyük eks a tulümba ile çıkarılan petrol kuy" rıdır. Çünkli dümyadaki petrol kt/ larindan ancak yüzde beşindeki PP rol fışkırır. 94 95 nden Bizim yap” ğimiz gibi, tulumba jie çıkarilife Değerli mütehassıs nizim — sen”iğ pettol ihtiyacımız ve Kaman daği Pifin rol yatağını istediğimiz şekle 8€f diktön gönraki vaziyetimiz hakki? da demiştir ki: . “— Bizim senelik petrol ihtiy? miz şimdilik aşağı yuükarı 150 Üft | ton raddesindedir. Bir kuyudafi | ahi * günde elde edeceğimiz petrollü d $ ton olarak tahmin ediyoruz. Büu y | dirde bütün sahada İstediğimiz Kt Ptay; küyüyü açtıktan sonra — vaziyet a. çok iyi olacaktır. Ancak bütün FŞ | lart görünlüşe göre yapılmış talif lerdan ibarettir. İçinde talihin | mikyastaâ tesiri olan işlerde kâ kamlar söylemekten içtinap etmek zimdir. Türk petrolüinün kapasitesine lince, Enetitli Jâboratuvarında ğimiz tahlillerde bulduğumuz esmer renkteki bu ham petrolün /j suyu iİhtiva ettiğini anladık. binde 96 15.65 benzin, ©6 15.31 pt') 95 908 motorin vardır, - üst muhtelif madent yağlardan ibaret" B, Coevat Taşman bu izahatini Üit ritken, bulduğumuz — petrolden ©| 'i mânasiyle istifade — edebilmek ğ? çok çalişmak, düurmadarı şalışma? df lâsa çok terlemek lâzım olduğ her hâlde memileketin bit küşt petrol büulunmuş olduğu —habef'i hemen bir anda her işin olup PUg mânastna alitimaması icabettiğifi | lemiş ve Maden Tetkik — ve Enstit de icabeden bu hi l1 mesaiyi göstermekte ihmalkâr * yacağını ilâve etmiştir. y Bünyan Halkevi üyelefi_._ | yaptıkları köy gezisi Sârtdöğün, 29 a.â. —« Kata kayma iştirâkiyle Bünyan halkevinin kö ar ve gösterit köllâri dün Satıdoğan U merkezine bir gezi yapmışlardır. V kölü tarafından bir temsil verilmisi t ları da millf h ve rif iştirakiyle millf oyunlar oynârr dit Bu gezi esnasında kaza döktorü İğç fından hastalar muayene edilmiş V€ i4i rı verilmiştir. Hasat ve harman mevsim hasebiyle verilen önem ve yandâ yeni örâk makinelerinin çi mâsı bu geziye bir çiftçi bayramı F râsmmt Vermekte idi, Zahire fiyatlari Tstanbul, 20 (Telefonla) — piyat bit ve mürakâbe komisyonu bul:*î“u F lantısmda zahite ve hububat tacifl toptan fiyatlar hakkıında itahat borsaya dahil olmryan hububat V? Sinserer hai y ifiyâtl g— idında bir adam Muttalip adında ” dalcıyı bıçakla yaraladı ve öldürd” | yetin sebebi, katil Hüseyin'in K“’ ten kız kardeşini istemesi ve onuf divaca Muvafakat etmemesidif. Manifatura fiyatları fatahlul, 20 (Telefonlay — İŞ eti müm müdürü standardizasyon BÜ manifatira tâcitlerinden evelce * len fiyatlat hakkında izahat aldi İstanbulda beden g.rıg';, A mükellefiyetine tâbi £ ST VN İstanbul; 29 (Telefonla) — N *Ü Vi murları beden terbiyesi ile al müayyen yaştaki gençlerin listelt? zitlatmaktadır. Kaza ve nahiyele esbit Amerika'ya garabetl keti deriz ya; Japonya da az garip bit ülke değildir. Japonya'da yabancı - lat hakkında çıkarılan son bir ka - Bünda, bakınız, ne acayip hükümler vardir ; Bir yabancı, faponya'da ortalık ittişare heyeti kürulmaktadır. öpebilir; fakat şayet gün ':;ı; 4 B ve göz göre göre öpecek oOlUr mk f man bu yabancının hudut d'$' — karılması lâzım gelmektedir: T karardıktan sonta bir japon kızını