20 Mayıs 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

20 Mayıs 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

all müstehcen nedir? İğrek birinci sayıfamızdadır |) tanun, ispat ister... . İzzet *Y €fendi aşı şehadeti Denizi gösterir misiniz? te- mir olmamış bir kaşa hoşa git- Zavallı adar pa muhâtrir © ne ” tavatsızsın. Timde taallük “sağ kasit yı Şen aklıma gelmemiş ishali tim bir âley na sana eder adar bir kaleminin taaffüna- kuruntu — üzerine hime boşaltmış olduğu- hiç sıkılmaz mısın? O beyinsiz kafanda biraz müvazene, muhâköme | “lsaydı. Böyle bir şüpheye Üştükten sonra: — Behey adam sen şöy- İe böyle-imadat savurmuş- Sun onlar bana mı ? Söyle... “vap vereceğim... Diyebilirdin. Bu yok dâ hareket, bir parçacık mülâhazaya tevakkuf eder ki bu kadar basit bir ter biyeden mahrumiyetle bal in irfanına nasıl hizmet €ttiğine şaşılır. Seni utan- dırmıya uğraşmanın abesle Stigal olduğunu anladım. uduzluğunun nev'ini hal göstermek için yazıyo- Yum. Asıl kuduz Pastör aşısile #fayap olur. Fakat senin- i tedavi kabul etmez. Bazı roman tiplerini filân hanım veya beye ben- zetirler, İşte bu kabilden lâmi İzzet te sözlerimi Üzerine” alarak içerlemiş Yazı, resim gibi vasıta- larla cürüm ikama gelince: #üphe yok ki cürmün te- şekkülü hususunda bunlar- dan her biri ayni vaziyet te değildir; mademki mev- zuu bir maksada bir mef- küreye göre muhakeme ediyoruz, o halde onuda şekle değil, varılan mak- sada göre düşünm meselâ cinsi münasebeti gösteren bir resim müsteh- <endir; halbuki bir roman- da bunun “avare delikan- ların gençlik hislerini ok- şamaktan ibaret çirkin bir maksada hizmetkâr olma- mak şartiyle - bir hedefe Taptederek bir zâruret hu- dudu — dahilinde © yazınak Pek âlâ mümkündür. Bu hakkı ressamda tanr- mamaklığımız, her resmin müstekil bir mevzu teşkil etmesinden dolayıdır. Bir çümle diğer bir cümleyi ikmal eder, fakat bir res- min diğer bir resmi ikmal «tmösi (mevzuu o bahsola- maz; fakat az evel de söy- lediğim gibi hakiki san'at bayağılığa tenezzül edemez; Yalnız onu yakından tane mak lâzımdır. 3— Her san'at eseri, her şeyden evel muğlak bir mevzudur; ona nüfuz 5 3 / Esma beni öldürmek istiyordu Çünkü çal dediği curayı yere çalmıştım, cura parça parça olmuştu... üye Kizima “benziyen Esma yü- Teğimi hoplattı, içimi Gızlaftı, ne de ola hatırladım. halbuki © nedense benim cura çalışımı İ lak mevzular e mmmnnmminl inn nznl etmek için bazan yeni bir gelmesine — İütizar etmek lâzım gelir. Böyle karışık bir yolda hâkimin yalnız kendi irfanına gü nerek yürümesini hiç d bulmam. Bir tahlil etmek, ona kıymet biçmek ayrı bir işidir; her okuyup yazma bile bir nasıl neslin eseri iblısas meselâ imzanın de salâhiyettar sayılmazsa on- dan bir kat ehemmiyetli olan bir mevzuda her ö- nüne gelen söz söylememe- Anka pr lidir. Bir hırsızlık vak'asın- © da girin malümatına müracaat edipte berikini ihmal et- mek için makul ve ilmi hiç bir sebep yoktur. Ancak biz her nedense maarif, siyaset , iktisat, tababet edebiyat mevzularında mi- zana çekilmeyen prakende bilgilerimize itimat etmeğe alışmışızdır; mahalle kah- vesinde pinekliyen zavallı mütekaitlerin işi bu muğ- üzerinde zi- hin yormaktır; fakat bun- dad acaba kim hayır gör- müştür? her eserinden ayrı ayrı isti- fade &tmekle müftehir bu- lunduğum hukuk üstatların- dan Haydar Rifat beyfendi- nin bu münasebetle söyle- dikleri sözler cidden samimi ve kıymettar bir irşadı ta- zammun etmektedir. Az evel arzettiğim gibi bir eser ensicesine ve ga- yesine göre o muhakeme edilmek | lözimgelir; meselâ edebiyatta sözler tek başına hiç bir kıymeti haiz addo- lunamazlar; onları yüksek, pek yüksek, “yahut bayağı bir halde gösterip tanıtan amil, eserin bünyesi ve-ga- yesidir. Her san'at eseri tam bir uzviyet sayılır; onun bir parçasını ele almak, insanı kol veya bacaktan ibaret saymak kadar gülünç olur. Şüphesiz, hâkim, cemi - yetin en münevver, en mü- kemmel adamlarından biri- dir, fakat herşey değildir; ihtisasa azami kıymet tanı- yan bu asırda bir hâkimin kendi bilgisine istinat etme- si asla doğru sayılmaz. Her hâkimin takdirini mutlak bir ölçü olarak ka- bul edersek adalet yanar döner bir şey olur; bilhas- sa binbir çeşit tehzile tâbi olan memleketimiz için bu cidden bir tehlike teşkil eder; çünkü en vasi bir müsamaha ile mücehhez olan hâkim yanında en ma- sumane bir nükteyi töcrim edecek hâkimlerde zuhür | edebilir. Adalet, bir haleti ruhiye- ye tâbi kalırsa meselâ haz- kırılan kilit için çilin- ZN Yazan: Sadri Elem Esma benim içimde bir sam yeli gibi geçip tepemi allak bullak © edince elimden cura Geçen cuma günü şehri- nizde olduğu gibi memle- ketin bir çok yerlerinde jim- nastik bayramları yapılmıştır. Ankarada, kız ve si lise» leri, Ana ve Musiki muak lim. mekteplerinin iştirakile yapılan bayram bilhassa çok güzel olmüştür. ş bin seyirci huzurunda, Boo talebe tarâ- fından , yapılan bü bayramı muallim mektebi jimnastik hocası V Edebiyat münakaşası YUst taralı birinci saylamızdadır) San'atkârın hangi yoldan geçeceğini, hangi kaideye tâbi olacağını tayin etmek kimsenin hakkı ve haddi olân bir hâkimin geçirdiği uzvi buhran ile sıhhatı ye- rinde bir hâkimin vereceği hüküm arasında bile fark görmek mümkün olur; hal- buki neşriyat cürümleri için çok ağır cezalar tertip etmiş olduğuna göre bilhassa bu kanun matbuat ve mevzüda adaleti teminatsız bırakmak hiç muvafık ola- maz. Esasen hâkimi adalet mevzuunda en yüksek bir amil taniyan kanunlarımız, en son takdir hakkını gene o yüksek sandaliyeye sahip olanlara bırakmıştır. Yeni kanunlarımız hâkimleri ehli vukufun reyile amel eden usulü muhakeme basit bir makine halinden çıkararak kendilerine yara- şan bir salâhiyette teçhiz etmiştir; buna nazaran ehli vukufun dinleyip mütalea- larını almaktan çekinmek için makul hiçbir sebep gösterilemez. Bu hususta kimlerden is- tifade edileceğini tayin et- mek hiç te müşkül değil dir, Mahkemeler tanınmış mü- tehassıslardan ve bilhassa bu zevatın vücuda getir. gi teşekküllerden pek âlâ istifade edebilir. Yeni mevzular karşısında yeni tehzibe tâbi olanlari tercih etmek lüzumunu da buna ilâve edersem fikirle- rimi hülâsa etmiş sayılabi- duruyorson çal dur- madan çal Çal Sonra kucağıma yaslandı bi- yıklarımdan çekti ve dudakla. rını dudaklarıma yapıştırdı . Gerçi bu dudaklar örsüstün- deki demir gibi yumuşak, onun gibi kıp kızıldı . Fakât bu öpüş bana bir ölünün sarılışı gibi geliyordu. ve zannediyordum ki | elimde can veren biri boğazıma | saldırıyor . Kadın bana hem sarılmışi) berade kulağıma fısıldadı düşmüştü . Bana: © — 1 Çal... dedi. oyniyar cağım ... Çal ... haydi ,;ne «— Seni sevdim .. ben ne düşünüyordum o neler | söylü; öyordu.: neler... öramızda me değildir; nazariyatçılar yük- sek bir san'atkârın yaptık- larına bakarak kaide çıka- nr ve tatbik ederler; kari- lerde san'atkârn çıktığı yerlere kadar yükselmeğe, o yüksek'his ve heyecan derecesine olmağa çalışırlar, - Binaeneleyh bir san'at eseri münakaşa edi- lirken gündeye kâidelere bağlanmak ve esörin örgü- sünü, gayesini, © vardığı noktayı ihmal etmek affe - dilmez bir belâhet olur. Eskiden bir kadınla, bir genç kızın yüzüne bakan biçareler kızarır, yahut yı- lışırlardı şimdi bu biçim toyların, yâbani ruhlu kim- vâsıl selerin hemen hemen kal- madığını görmekle müte- selli olabiliriz. Demek benim. tavsiflerime İzzet beyin çok benzer tarafları varmış. O iddia - larımı müspit bir tip olarak kendini meydana koyuyor. görüyoruz ki gündelik is- timalinden kalayı sıyırılmış bir bulaşık tenceresi kafa- nın sünuhatı ancak bu ka. dar olur. Hiçte böyle ken- dini ittihama atılan, bilâ lüzum İevisiyalım taşıran ödip görmedim. Sakla, Sak- la bütün sermayeni bitirme Çocuklarna ekmek parası lâzım.. Edebiyatını israftan iflâs edersn sonra ne yaparsın? Hüseyin Rahmi VAKIT Üstadın makalesinin ikinci kıs- mı bayram fatilini müteakig cuma günü çıkacak o nushamızda intişar edecektir. sakın, Onu ittim «Haydi , dedim, haydi benim derdim bana yeter. Esma (birdön © hiddetlendi hışımla: Kugağundan kalktı; göze leri dönmüştü, 4 Beni beyenmedin mi ? İ dişe söylendi? Ben dahâ “Karşımda kızımı görüyor gibi idim Cevap vetemedin. sustun , Kadın yrar eti. “— ÖNE e cura çöl bari, cürayı kaptığı (gibi yere çaldım. cure paran! parça oldu. Esmâ; ibir deli gibi üstüme MİDE e ie rada jimnastik şenlikleri Ti Kari Mektupları utyaristandan © çeenodınlar | etmiş ve bedeni hareketleri geçit resmi ve oyunlar çok alkışlanmaştır. Rösmimiz bayrama iştirak eden Ana muallim mektebi talebelerinden bir kısrüıni, oyunları esnasında gösteriyor. Borsa ne gün açılacak? Ede ve kli bl meclisi dün toplanmış , bayramın dindüncü gölü böğinmiy elik; muamele karar vermiştir Bayramdan sonreki gün cu maya tesadül ettiği için borsanın beş gün kapalı kalması muvafık görülmemiştir . o Ayni günde bankalarda açık bulunacaktır, apn— Kentbari derileri bugün yapılmasına Kurbun — derileri Tayyare cemiyeti tarafından Derilerin kok- için günü roklanacakur, maması gününe devri ciheti temin. edilmiştir. Orman resmine fabi tutulmalıdır Bir kartimiz yazıyor : Bulgi n bildi resim ithal edilen r memleketimizin muhtelif mahallerinden geleli 0- İdun darma r nun netice duğu halde ahalinin odunculuğ alâkasını azaltmakta ve bununla beraber orman Feshi gibi mühim bir varic a bedilmektedir. Hariçten gelecek Odun ve kömüre gümrük — vazedildiği takdirde ise.-heim ahali fazla miktarda: odun sevkedecek, ha- zine mühim bir varidat temin etmiş olacaktır. Kısaca bir icmal edecek olursak şu neticey mış olufuz. Karadeniz ve İğne adadan 100, Mârmara civarıddan 100, Alemdağ ve; İstifancadan. 50 olmak üzere (250) bin çeki 0- dun İstanbula gelmekte ve İs- tanbulun senevi ihtiyacı “ise an- cak bü miktara baliğ olmakta dır. Bulgaristandan gelecek odu lâra gümrük konulduğu takdi de ise dahilden nakliyatın daha fazla olacağına hiç şüphe yök- tur. Çünkü: Marmara ve civa- rında geçen sene mahsulün pek İyi olmaması ahalinin yeni or- man ruhsatlarının . itasını müte- akip derhal faaliyete geçmesini intaç edecektir. Hem ahaliye bir geçinme vasıtası hem mille- tin hazinesine bir menfaat temi- ni için Bulgar odunlarına güm- rük resmi vaz'i hususunun âl- Madar makamat tarafından şim- diden nazârı dikkate alınması çok müsin tır, Aşkın yeni bir tarifi Amerikalı bir doktora göre Vücudu beşer elektrik istihsal ettiği için Aşk bunun Amerikanın en mümtaz dok- torlarından Doktor. G.Y.Orile Amerikada Felsefe cemiyetinde mühim bir konferans vermiştir. Doktor bu kowferansında kendi kendine bir takım sualler irat ederek bu şuailere miştir. Sualler şunlardır: İnsanların vücudu bir elek- trik bataryasından ibaret midir? Hayat, kudret ve hayatiyet vücuda getirdiğimiz cereyanla- rın kuvvetine mi bağlıdır? Aşk elektirik! bir cazibenin neticesi midir ? Doktor Orile bu sualleri irat ettikten sonra insin vöcudünaki höcrelerin kimyert faaliyetlerinin elektirik istihsal ettiğini, bu elektiriğin -hâyatı idameye ya- radığım, » vücut hü. eektiriği istihsalden &ciz kaluca ölümün hasıl olduğunu anlatmıştır Dektör Otile beşeri cavap ver- göre Esma bana yiyecekmiş gibi baktı. Ben ona... O ne bakışlı... Ne bakiş..: Bu meclisten sonra iki defa daha ona rasgeldim. Ni Bunun biri “İlgaz » dağında bir inde öldü, Bu defa © daha serpilmişi daha yosma olmuştu. Bir kadah- ten rakı içtik. Fakat hülü bana hiddetli idi. kalk” oynadı: Öyle aynade öyle göbek çalkadık. Oyunu bitirip 'yanıma geldi: 4 zaman sanki su veya ekmek Biiyormuş gibi söyledi: cazibesidir üzerinde tesiri vardır. Aşkta bunlardandır. Bu suretle bazi insanların niçin seviştiği, bazılarının niçin sevişmediği de tavazzuh"etmektedir . Amerikalı doktorun bu 8ö7- lerine karşı, Fransanın en maruf eektrik alimlerinden Profesör Arsene . Darsauvolın . mulalaası sorulmuş o da şu söleri söylemiş- tir: “Bu ciheti tetkik etmedim. Fakat vücudun dal ma elekwik istihsal ettiği bir kikattır. » Beşeri gelince bunu izah henüz certyana eder ruz, İakat onu mevc Buna dair deldilimiz çoktur. İnsanın vücudu - muhtelif şekillerde elektrik tevlir edi- yor. Adali bir hareket, yahut asabt bir teheyyüç bu estar- engiz kuvveti serbest çırakan ihtizazlar hasıl ediyor. Bir adelenin en Beni Sevmiyormusun. — Ha ha. Ha, Nelerde biliyorsun sen aku zum bir insanı bir teviye nasıl seversiniz. İnsan vücudunu bile bir kaç olduğu gibi muhafaza edemez. Yara olur bere olur. Ben sana kızıyorum seni öldüreceğim muhakkak. — Öldür hadi. Dedim. Cevap verdi, Tam ölmek istemediğin zaman, b Ben:bu , kadının #ptikamın- sene dan, kurtulmak. için çok çalış Kurban bayramı? uğün, kurban. Bayra» mı. İşte bir gün ki, İstanbul — şehrinde bahçesi Karaağaç me « "döner Buğ kimde var” kimde yok. beki olmıyan imana iki şeye, > para'ile evle de koyun “kanı dökecek» sahip” “olanlar Çok eskiden bu omuzlara “ep meöburiyeti yüklemi ikisini olduğu giniz Köyünün” * dağıtmağa mecbur nuz için! & lari “Allâh için kur- ban, “çömlek iğin: Kavurma, olunca mesele kalmamıştır. Matta tantınm günü kur ban bayramı: olsa daha iyi dersiniz? O « / ir olmaz mı, ne zaiman Cumhuriyet refikimi- © Zin #ölitemadi - şikâyetlerine sebep” vi kasap ihtikârla- tta meydan kalmamış ölür» dü. ak ii 2g Düşünelim. ibret: ala'ım! - Bu yazı, retikimizin Cumhuriyet eçenlerde, “| da * bize vhasi göre » alanda © arada sirada muhtasar fıkra Jar yazin Ahmet Haşim Bey arkadaşımız bir yazısından İranın. en büyük şairi olan Ömer. .Hayyamı üçüncü de recede bir şair olarak güs- terdi, Duyduğumuza nazaran Hay” yam İranın gayet büyük bir şairidir. Rubsiytu gayet şık bir kap basılmıştır. Kitapçı - camekânlarında san: lir. İçi de mükemmel olsa içinde gerektir. Böyle bir derece demek, edebi cinayet değil de. nedir ? düşünelim, Ömer > Hayyam — Hiristiyan değildir, cahil bir adam de gildir. O halde bu büyük şark şairi sınifa indirile mek revayı hak midir? Nerde Alay köşkünün “Şe» kispirperest, yaranı? Mertde O yirmi”küsur imzalı pfdfes. tonameyi imza edenler? Rçin Ahmet Haşim Büyi protesto etmiyorlar? Dünyada yalnız Şekispir mi vardır? Onun şiire üçüncü üçüncü canı can da berikininki pat © lcan mi? Neye konferanslar makaleler yazmıyörlar? Buna karşı bilmem artık ne odemek mümkündür ? Ne denir? ği Düşünelim de-ibret alalım! reketi elektirik“tevlit eder, © Bunun €n mühim” delili İbin. zarabanları Ama pek çak. Bir'delada onun için döğüştüm . Onu se- viyor mıydım, “sevmiyormuydım “ bilmiyorum. Fakat bir kadının a bana darılması bana tuhaf ge liyordu .. Esma acaip, bir kat dındı . Ona bir oruspo dimiye dilim varmıyor. Çünkü o her © istiyen erkekle yatıp kalkmazdı. O istediği delikanlının peşine takılır. Onu ayartıncıyâ'"İadar v ograşırdı . O bir acaip ahlak: tu: Erkeklerin derdi, Biden ne farkı var. Bizde onler gibi

Bu sayıdan diğer sayfalar: