31 Ağustos 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

31 Ağustos 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Komedi Fransez Bugün bir ölü evinden farksızdır On sekiz senelik fark — Acıklı hatıralar — Sinemanın zaferi — Parisin ortasında deniz kıyafeti Paris& gidip Komedi Fransezi ziyaret etmeden göri dönmek” bir tiyatro müntesibi için bir cinayet olurdu. Arkasında çok şe- refli bir mazi, havasında pek büyük san'atkârlarin nefesini ve sesini saklıyan bu tiyatro kudsi bir mezar gibi, muhakkak görülmesi lâzım bir mezar gibi. Zaten bir kere daha kanaat ge- tirdim ki Komedi Fransez bugün hâlâ yaşıyorsa. bu- Du. verdiği eserlere değil, vaktile çatısının altında besleyip büyüttüğü kudret li san'atkârların ölmiyen şöbretlerine borçlu.San'ât- kârlar ölüyor, kudret | kay- baluyor, fakat şöhret insan- dan da, iktidardan da da- ha çok yaşıyor. Sara Ber- nar, Düze öldüler, Karuzo- Dun ciğeri toprak oldu, Şalyapin eski sesini kaybet- ti, fakat hepsinin şöhreti ber diyarda yaşıyor, isim- leri her memlekette dilden dile dolaşıyor. İşte bugün- kü Komedi Fransez'de tıp- kı Böyle şöhretile yaşıyan bir ölü, Paritse çok az kalacağım için pazar matinesinden istifade etmek istedim. Te atr Fransede ( Britaniküs ) aynanıyordu, oraya gittim. Sabhesi gibi salonu da hiç değişmemiş, hemen hemen herşey aynı yerde. Tesadüf bana birinci balkonun bi- rinci koltuğunu verdi. Ye- rime oturunca birden hatı- ramda mazi canlandı. Bu koltukta on sekiz sene ev- vel ( Mune Sülli ) yi Ham- let ve Kıral ödip temsil ederken seyretmiştim. O zamandan bu zamana ka- dar Komâdi Fransezde de- gişmiş. hiç birşey yok. O san'atkârlardan bir çoğu şimdi topraktır, Mun€ Sülli Pol Mune birbiri arkasına göçtü gitti. Tiyatronun ta- vanına o zamanlar daha Alber Benar panosunu as- mamıştı. Nihayet piyes başladı, işte Ağripin rolünde Ma- dam Delver. Bu kadını en son dela (o gördüğümün üzerinden tam on altı sene geçti, ne garip, o da hiç değişmemiş, “hatta daha gençleşmiş. gibi, sesi hâlâ o güzel trafediyen sesi, en ufak pürüz bile yok, Alek- sandr. Neron oynuyor, se- neler bu san'atkârın me- ziyetlerinden . bir çoklarını yıpratmış, onu yalnız (Ru- tin) ile yaşayan bir Ka- boten haline sokmuş. Ko- medi Fransez bazı uzuvla- rını çok çabuk - eskitiyor, onlari boşbosuna harcıyor, işte Aleksander bu kur banlardan biri. Bu yazın tahammülsuz sıcağında dün akşam (Aimer), bu gün Britaniküste ON&ron, bu akşama Rober gibi büyük rolleri oynamak için insan beygir olmalı, yahut da deve. Aleksadır bitmiş bir hak de, halbuki gözlerimi ka- par kapamaz onu daha konservatuvardan yeni çık- tığı çağlarda Munenin kar- şısında OKreon oynarken görüyorum, ne değişiklik. Eski .Aleksandrım. yerinde şimdi büsbütün başka biri var ki ben © Aleksandrın hayaliyim diyor. Komedi Fransezi ziyaret beni on sekiz sene genç- leştirdi. Hâlâ eski zaman- dayım zannediyorum, Hal buki san'at dünyasında o zamandan bu zamana kas dar ne inkılâp seneleri geçti, anlaşılan bu inkı- lâpların izleri ve eserleri Teatr Fransenin kalın du- varlarından bir türlü içe- riye girmemiş. Peki ama kafalar da duvarlar kadar kalın mı? : Hâlâ san'atkâ- rın rüzgârile sallanan köh- ne, eski bez dekorlar, hâlâ senelerin tozlarını taşıyan ihtiyar panolar, bir hayır sahibi çıkıp da tozlarını bile almamış. Acaba pek an'aneye sadık olan Teatr Franse bu tozlu, topraklı şeyleri de an'ane için mi saklıyor. Bizzat hayatın değişikli- Hi her 'şeyde yenilik ve ilerlemek istiyor. Ben on sekiz sene evvel bu hiç değişmemiş Komedi Fran- sezde aynı eseri seyreder- ken o zamanlar yanılmı yorsam ( Bleryo ) Manşı tayyare ile aştı diye zafer- den kıyametler kopuyordu. Ben on sekiz sene sonra şörktân garbe kadar olan mesafeyi muntazam hava postasil& geçip geliyorum, fakat komedi Fransezi hâlâ Bleryonun OManşı geçtiği zamandaki halinde buluyo- rum, Aradan geçen senele- ri nereye saklıyalım. İlk san'at ; zevkini ve lezzetini veren bir üstadın alil “düştüğünü O görmek kadar acı bir'levha karşı- sındayım."Ben bu tiyatroda Mune Sülli denilen ikinci bir Allaha tepmiştım,” ben bu tiyatroda ilâhi Bârte denilen kadına tapınmış- tım. Şimdi bu mabette artık onlardan eser yok, mukavvadan bir-put bile yek. Bence 'artık Teatr Franse vaktile bir sevgili- nin yaşadığı. çatıdan, onun hatıralarını — saklıyan bir ölü evinden" başka birşey değil Perlâşezi gezdiğim, ora- da Raşelin, Marsın, Tal manın mezarlarını : ziyaret ettiğimden daha fazla he- yecan veremiyen Komedi Fransezden büyük “teessürle ayrıldım . o Halbuki orası san'atkârlara ışık verecek bir zıya kulesi gibiydi, şim-| di o'aşığın sönmüş oldu- ğunu gördüm. İşik sönmüş ve kule yıkılmış, Komedi Fransözden eli ve gözü bomboş çıkıyorum, bizim işin alınacak hiç birşey kalmamış. Ne yazık ki di- ğer küçük san'at tiyatroları da mevsim dolayısile ka- palı. Elhasıl Paristen tiyat- ro hususunda bir istifade edemeden döneceğim. Hani insan bir kadının hayalini uzun zaman muhafaza eder de, senelerden sonra tekrar gördüğü vakıt onu haya-* linde yaşâttığından büsbü- tün başka ve çirkin bulur, işte ben dö öyle oldum. Bu hızla kendimi avutmak Ahmat Kemelettin, Ce: lâl, “Mustafa o Sabri efendiler aleyhindeki kârârları refetii Ali karar o hey'ei Fiyaletinden: Zonguldağı İstânbul hükümeti namına zapl ve idâre etmek Üzere gönderilmiş olan müta- sarrtla o birlikte gidip bir müddet kaldıktan'sonra mezu- men İstanbula gelerek avdet etmemesinden ve o zaman me- mâliki meşguleden madut bu- lunan İstanbülda vazife kabul eylemesitiden © dölayı — hey'eti mahsiisaca » hidematı devlette âdemi istihdamına karar veril miş olan İstanbul polis memur- larından OAlhmet Kemalettin efendinin hastalığına o binsen Zonguldaktan İstanbula azimet eylediği ve bir özrü makbule müstenit . olmaksızın alelitlak gitmeyip azimetinin bir maze reti sıhhiye ve masuhiyete müs- tenit olduğu sureti resmiyede tahakkuk etmekte olduğunda hakkıudaki o Kararın : ref'ine müttefikan karar verilmiştir. $ Kilisin işgali | ösasında Fransızlar tarafından polis ime murluğuna tayin edilmesinden dolayı hey'eti mahsusaca hide- matı devlette ademi #stihdamına karar verilmiş olan Celâl efen- di kuvayi milliye kumandanla- rının tensibi ve kuvayi mi yeye hizmet gayesi ile mahalli kaymakamlığı tarafından alek usul tayin kılınmış olduğu ve memuriyeti o esnasında amali milliyeye o muhalif bir güna ef'al ve harekât görülmeyip bilâkis kuvayi milliye beyaina- melerini - dıvarlara talik ve dahildeki Fransız harekâtından kuvayi milliyeyi haberdar eyle- mek gibi şayanı takdir harekâtı mesbuk olduğu ve bu tayin keyfiyetinde Fransızları dahlöte- siri olmadığı tesmi ve gayri resmi tahkikata anlaşılmakla hakkındaki kararın ref'ine müt- tefikan karar verilmiştir. $ Anadolu ordusuna vaki o- lan davete icabet etmemesinden dolayı hey'eti mahsusaca nisbeti askeriyesi oo katddilimiş olan piyade yüzbaşılarından Erzin canlı Müstafa Sabri elendi de- vet esnasında kendisi, refikssı ve kızının hastalıkla muztarip oldukları kâh hastanede kâh hanelerinde mütemadiyei teda- vi edildikleri mütaaddit -rapor- iar mündericatından anlaşıldığı ve davete mazereti sıhbiyesi dolayısile sbet o etmediği ihetle hakkın» daki karam ref'ine müttelikan karar verilmiştir. manen için başka sevgiliye baş vuracağım. Benim iki ezeli sevgilim vardır ve ben bugün bile iki evli gibiyim, © biri tiyatro ki ilk gözümün ağ- nsıdır, öteki sinema. Ha- yatım bu iki sevgilim sında geçer. Bazan birin: den, bazan ötekinden mu- vakkaten ayrılırım, fakat ruhum her zaman onlarla beraberdir. Tiyatroda ara- dığımı bulamayınca sinema- ya baş vururum, bu sefer de öyle oldu, Komedi Fran- sezin hırsını Paramunt si- nemasında gösterilen Moris Şövalye nin sesli filiminden çıkardım. Amerikalılar Pariste bü- tün Avrupa halkının göz- lerini boyuyacak mikyasta bir sinema binası yapmış- lar, Amerikadaki eşlerine nisbeten oOçok o mülevazı olan bu bina gündüzün on birinden gecenin birine kadar dolup boşalıyor. Sesli film sinemacılığa yepyeni bir çığır açarken kurnaz Amerikalılar hemen Avrupayı da düşündüler, Fransadan Moris Şövalye gibi çok sevilmiş, çok şakrak bir adamı Param- unt müessesesi aşırırken, Almanyadan da Aleksan- dr o Meessiyi (o Warner biraderler kapmışlardı. Mo- ris Şövalye birinci defa olarak bir sesli filimde oynayacak, tabii (Obunun Paris için ne büyük bir Siyasi Bahisler — Filistindeki kanlı boğuşmaların sebebi nedir ? Zarında Filis- Hayfa, . Yafa şehirlerinde Yahudiler hadiselerin bütün Son hüfta tinin Kudüs, mühim Müslümanlarla arasında gibi kanlı vukuu, o birdenbire medeniyet âleminin nazarı bir mahşeri edyan taraflara | çevirdi. Süriye ve Filistinin Osmanlı devletinden ayrılarak birinin Fransız, diğerinin İngiliz mandaima tevdiinden sonra, buralarda sükünet lemetin o devam (edeceğini tâhmin edenler, her iki sa- hada #nbean vuku bulan kanlı ve hadiseler karşısında tahminlerinde ak dandıklarını gördüler. Çünkü bu havalinin - idaresini der- uhte eden devletler, yeni ihtilâflar ve münazaalar tev- lit edecek. tohumları birlikte getirdiler ve bunları derhal ektiler. Bugün bilhassa o Filistinde vuku bulan kanlı hadiseleri mevzuu bahs edeceğimizden İcsat ve miza SEAEMEST ERİMEZ az Ba e Re AMA SEE EZELİ yenilik olduğunu tasavvur edersiniz. Filhakika göste- rilen emsalsiz rağbet bu tahminin boş olmadığını ispat , elti. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse bu film ( Chansons de Paris) demek başlıbaşına Moris Şövalye demektir. Baştan- başa, sonradan pek çok iştihar eden (Christine) in (Valentine ) şarkısile dolu olan bu filme hazin bir mevzu da bulmuşlar. İnsanı güldüren ve ağlatan çok zevkli bir film. Bu filmi gösterirken pek tabii ki, Amerikada olduğu gibi otuz kırk kızdan mürekkep bir de rövü olacaktı, nite- kim Moris Şövalyenin da- imi bir alâmeti gibi olan hasır (şapkasından kırka yakın güzel mahlük çıkar- dılar. Yetmiş seksen kişilik o: kestra (Valentineji bü bir ihtişamla çaldı ve Se- ans da o suretle bitti. Hem ben mömnun, hem seyredenler memnun. Dışarıya çikar çıkmaz buluvarın serin | kokusu © o günkü tiyatro ve sinema- nın yorğunluğunu savurdu. Şimdi Şanzelizedeki (Lido) ya gideceğiz. Venediğin karşısindaki plâja . nazire olarak: Parisin göbeğinde yapılan bu havuzlu, banyo- lu-yeralti salonunâ uğrama- mak - ziyaret ettikten son- ra söylüyorum - Par zelliklerinden en.mühimmi- ni ihmal etmek olacaktı, Yeraltında son derece zevkle döşemiş, kızıl renkli ve altın. yaldızlı zarif bir salon tasavvur oediniz ki siz yer ve ya İçerken önü nüzdeki (o masmavi suda renk renk güzel kızlar banyo. ediyorlar. Doğrusu- nu isterseniz bu kadar gü- zellik okadar çabuk tasav- vur. edilemiyor, daha iyisi tavsiye ederim, siz de gö- rün, ondan sonra konuşu- ruz, - bayılmakta (o hakkım var mı, ,, yok mu, çünkü bendeniz bayıldım, bayıl- dım. Yazımın ismi havada dört gün, fakat bön müse- adenizle bu sefer havadan hiç bahsedemedim, ama havaiyatin tümen tümen. Ertuğrul Muhsin ve müsa- vahim burada ekilen tohumlarinin mahiyetini tet- kik edeceğiz. İngilizler, sonlarında 1917 senesinin Kudüsü işgal et- İngik- Beliur tikten sonra, ozaman tere hariciye nazır bir beyanname “rieşrederek Filiscinde » bir. Yahüdi yordu tesis: edileceğini ilân etmiş, bunun üzerine Siyonistler İşe rak Yahudilerin Fi muhaceretini ve F ün r ve İstimar etme- Tl temin etmişlerdi. Bir. taraftan * Yahudiler akın akın Filistine muhace- ret ediyor, diğer taraftan İngiltere hükümeti o onları her türlü teshilân göstererek başl tine İbraniyi resmi Jisan olatak kabul ediyordu. Yahudilerin, . bu şekilde Filistine akın etmeleri yerli Arapları son derece hiddet İngilizler istiklâl vadetmemişlerdi. Hal- buki yeni vaziyet onlari yal niz İngilizlerin değil, ayni zamanda Yahudilerin de esiri ediyordü. Aaraplar bu vasi yene ademi rini 1990 disinde yapukları tezahurat ile ifade ettiler. Yayudilerin bir takım mernuniyetl senesinin müfrit propagan- daları, bu tezahuratı, iğtişaş Mira çevirdi. Ayni senenin nisan ayında Kudüş, Beysan Semah şehirlerinde kanlı vak- alar oldu. Araplarla Yahudiler sında basil olan münale izale etmek kol değildi. Araplar, Yahudilerin büutün Filistini yahadileştirmek pe şinde koştuklarını anlayarak mevcudiyetlerini müdalaa i- çin ileri atılmak istiyorlardı. İngilizğer buna mani olmak için yeni bir be retmişler, bütün F sinin Filistinli olduğunu ve öyle. tanındığını, fakat ya dilerin serbest inkişafı müsaade edileceğini söylemiş. ler fakat bu beyanname Ai ları tatminden çok uzak mış, o Arapların İstedikleri, Balfur beyannamesinin ilgası idi. İngilizler bunu * yapamı- yor, binnetice Araplar vazi- yete ısınamryorlardı, 1922 senesinde; İngilizler Filistind azadan o müte- şekkil bir meclis tesis etmek, bu meclis. azası umum memırları tayin, 12 sini indhap ettirmek istemişti; Müntehap 12 azanın Müslüman, 2 si Yabudi, Hıristiyan olacak . Müslü manlar bu intihsplara iştirak etmemişler ve bulş akim kalmıştı. 1993 te o Müslü- manların da Siyonistler gibi teşkilâr getirmeleri Kabul “olunmuş, * fakat Arap. vücuda lar bunları reddederek Balfur beyannamesinin İlgas üze rinde ısrar etmişlerdi. O zamandan bu kadar “Arap - Yahu gizli, aşikâr, mutedil, müfrit şekiller de devam ediyor. Son aylar zarfında, ile | Yabüdiler “ağlama duvarı, (üzerinde hissiyatı mütemadiyen tehyiç eden bir ihtilaf başlamış Arap- zamana cidali ap- lar arasında ların « müstevli ve tanılan Yahudilere karş sumel nihayet İnfilâk etmiş ve pek kanlı hidiseler vuku bulmuştur. Bütün bu hadiselerin se bebi, Filistini Yahudi yurdu sayan ve Araplara mevcu- diyetlerinin tehlikede oldu- gunu ihsas eden Balfur be yânnamesidir. Bu beyanname © bertaraf edilmedikçe bu kanlı vaka ların devam (edeceğinden şüpbe edilmez. er e ÖL irai Kooperatifler! - Yeni ba Bu sne hükümet istih- sal kooperatiflerile meşgul olacaktır. Zirant bankası bu hususta bir kanun lâ yihası hazırlanmaktadır. » Bunun için başka mem- leketlerdeki zirai köopera- tifler tetkik edilmektedir. Avrupadaki ticaret şeh- behdetlerimiz > yaptıkları tetkikleri Ziraat bankası” na göndermektedirler. « Şehremini Muhittin B. buzsusluk münasebetile buz istihsalâtını çoğaltmak için Kadıköyünde bir buz fabrikası yapılacağından bahsetmişti. Şimdiye kadar Kadıköy halinde soğuk hava deposu olmadığından emanet 10- ğuk hava deposu için büt- çesine 20 bin lira tahsisat koymuştur. Emanet buz fabrikasını hal yanında yapacaktır. Buz fabrikasile (beraber soğuk hava dedosu da inşa edilecektir. « Borsa komiser vekili Hasan B. sarrafları teftişe devam ediyor. Sarraflar evvelce borsaya dahil değil- erdi. Şimdi borsaya kay- dedildiklerinden borsa fiat cetveli mucibince muamele yapmakla mükelleftirler. Bordroda her ecnebi pa- rasının fiatı vardır. Bu şu- retle halk para bozdurur- ken yaptığı muaâmeleden emin olabilir. O günkü fiat üzerinden para bozmıyati sarraflardan şikâyet edenler borsa komiserliğine müra- caat etmişlerdir. Komiser lik her zaman bugibi şikâ- yetleri dinliyecektir. » Rekfor peynirinin nasil yapıldığını öğrenmek üzre bundan iki sene evel Bul- garislana — tahsile (talebe gönderilmişti . Bu talebe- lerden ikiti memleketimize avdet etmiştir. Peynircilik tahsil edenler Balikesir vi- lâyeti dahilindeki çiftliklere yerleştirilmişlerdir. * Mahlüt yağ meselesi , | Emanet tarafından gönde- | rilen o nümünenin Sıhhat yekâletince kabul edilme- sile hallolunmüştur. Mahlüt yağ formülü yüzde 30 süt yağı, 55 iç yağı ve 15 te nebati yağ olarak tesbit olunmuştur. İmali serbestir. * Edirne valisi Emin B. şehrimize gelmiştir. » Şehremaneti yeni bir verem hastanesi yapılıncıya kadar bir bina bulunarak verem hastanesi açılmasına karar vermiştir. * İstanbuldaki bilümum orta ve yüksek mekteplerde Teşrinievvelin birinden iti- baren tedrisata başlana- caktır. « Son biray zarfında müskirat İnhisar idaresi (50) yerde kaçak rakı,(32) yerde de kaçak raki ima: lâthanesi yakalamış , muh- telif kaçakçılardan da 300 teneke İspirto o müsadere etmiştir. « Şehremaneti makine müdürü Şefik B. evvelki gün garip bir tehdit mek- tubu almiştir. Mektup çok uzundur ve posta ile gönderilmiştir. Mektupta Şefik Beye Tey- lüle kadar istifa etmediği takdirde öldürüleceği bildi- rilmektedir. Şefik B.bü husüsta malü- matı olmadığını söylemekle beraber Emanet icap eden tahkikatı oyaptırmaktadır. | lerini kare Balikânenin nakli. BAK kında Şehremanetinin Mü” talâası sorulmuştur. Esiât sıhhiye müdiriyeti bu b susta bir rapor hazırlamif” tır. Rapora nazaran balıks" nenin esaslı surette ıslah ve başka bir yere nakl lâzım gelmektedir. Şimdi Şehremaneti wi” hiye müdiriyetinin nokt nazarı şudur: Burada asfi balıkane tesisi lâzımdır Bu bina bir balık hali ok malıdır. Halin ortasınd# taze. balık satan balık dükkânları, diğer tarafınd? da. tuzlayıcı mağazalar bulunmalıdır. Binanın önünde yapıl#” cağ bir rıhtım suların be lin içine. girmesine mani olur ve vesaiti nakliye d€ daha kolaylıkla yanaşır. Balıkların yıkanması için balıkaneye Sarayburnu gibi suyu berrak yerlerden mo törle su getirilmelidir: Şehremini de sıhhiy6 müdiriyetinin mütalâasınâ iştirak ederse rapor vekâ- lete gönderilecek ve bu İ yolda teklifte bulunulacaktır" » Sinop kibrit fabrikası ile ormanlarında tetkikat yapmak üzere mütehassı9 M. Bernhardın riyasetinde bir heyet Sinoba gitmiştir. » Mubtelit mübadele komisyonunda bu hafta içinde bir heyeti umumiye içtima: yapılacaktır. * Askeri mekteplerden bazılarına 929-930 ders senesi tedrisatı başlamıştır. » Bulgar jimnastik takı mının Ankaraya davet edil diğini haber veren “La Bulgarie,, gazetesi henüz bu davetin tetkik edilmekte olduğunu kaydeylemektedir. Ortaköydeki bazı tütün imalâtanelerinde © çalışan amele, 30 ağustus, 6 eylül cuma günlerinin yevmiye tayyare cemiyetine terk ve teberrü etmiye ka rar vermişlerdir. * İstanbul Posta ve tek graf başmüdürü Hüsnü B. mezuuiyetindeni avdetie va” zifesine başlamıştır. * Barem kanununa tev- fikan yeni “kadroları gek İ miş olan devairin maaşlar! pazar gününde (itibaren tesviye edilecektir. > Şehremaneti evelki gün eylül maaşını tevzi et- miştir. Bugünden itibaren de ücretlerin tevziine başl yacaktır. Emanette Barem kanı nu ancak yeni sene maliye başında: tatbik edilecektir. « İtalyan sefaininin ge çenki ziyaretini inde etmek üzere. Rusların Njesnomos” tik ve Frunze torpido mir haripleri Napoliye gidecek” ler ve bu münasebetle sularımızdan geçeceklerdir. Poliste yeni terfiler imeihant 00 Geçenlerde terfi yapılan polislerimizden muvaffak olmuş VE kendile" kadarı terfi emirleri dün rine bildirilmiştir. Geli önü muavini Nâzim B. kind komiserliğe, ikinci komis€” lerden Yaşar B. baş kom serliğe, o muavinlerden © A“ ve Enver Beyler ikindi #” miserliğe, polis santralinde” Osmün Nuri, müteferrik#di” Kadri, Ömer, Hilmi Efendi" imuavinliğe terfi edilmi » listeye göre Emi

Bu sayıdan diğer sayfalar: