20 Ocak 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

20 Ocak 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mücrim kültür Gazetelerde irticaa dair acip haber- ler okuyoruz. Bunları yirmi sene sonra ki çocüklara okursanız size; Tevrattan bir parça mi okuyorsu nuz diye soracaklar, — Bu fosilin bu kadar canlılığı, yaşa masındaki gayri tabüliği gördükten sonra hükmediyorum ki Menemen diva mıharbi yalnız biraz etten, kandan, ke- mikten mürekkep olan mücrim faniler- Je değil, mücrim hir kültürle karşı kar şıyadır. Bu mücrim kültür nerede yaşadı? Nereden kuvvet aldı? Bu mücrim kül tür Osmanlı İmparatorluğundan fer. £ man aldı... Meşrutiyet ona karşı bir hiç ti. Hatta meşrutiyet ricali meşrutiyet, mektepleri bu mücrim kültürün hima- yesi altında yaşıyordu. b Bu kültür ilk defa emühuriyet re- İlmile karşılaştı. Tekkelerin kapanması bunun en tabii “ tezahürü idi. Fakat bu kendi başına ve yalnız tahripçi bir unsurdu. Tekkeler kapandı.. Fakat tekkeciler ve onun kültürü sapasağlam duruyordu. Tek- ke kapanmca, bir kültür ortadan kal- kamazdı. Onun bir kanser gibi vücudü müre İşliyen yaraları vardı. Ve bu ya- Ta bugün de devam edip gidiyor. Kül türe karşı, kültürle çıkmıyoruz. Münev verimiz fani zevklerin, fani hayallerin “peşinde başı yalnız şahsi refahı yalnız gahsi servet yollarının aramakla meş- gul! Yalbuki bize karşı gelen kültür “kurulmuş tarihile, tarihleşmiş organi- zasyonu İle ve hâlâ, yaşıyan kültürü i le bize her gün seferberlik ilân etmek tedir. Biz diyoruz ki lâik hükümet yaptık, din işlerine karışmayız, hakikaten din namına öyle bir serbesti var ki, lâik memleketlerin hiçbirinde bu serbestiyi örmek imkânı yoktur, Hatta o kadar AİLEM Maki hakkykaği RLdRIDIŞ, “İtikliği hakiki manasında tatbik etmiş fir, Hepimir biliriz ki, dersiam efendi- nin, şeyh efendinin kafasındaki din bir siyasettir. Onun terbiyesi, onun aldığı rs bundan başka bir şey değildir. Bu un İçin bizim lâik hareketlerimiz mü- madiyen karşı tarafın menfaatine ha- n ölüyor, Biz vicdanlara karışmıyoruz, fakat i kültür kendini bir türlü deyletten çi bizim lâikliğimize mukabil, din düş-| Ne yazık: artık aşk mektupları yazan yok | sanatı inhitata uğramıştır. Bup- este göremiyor, Tekkelerin ilgasından sonra şeyh e- di postu camie serdi. Vaiz oldu. Mü eri de tekke yerine camide toplan-! Esasen vaiz efendilerin kaç tanesi ünkü kültürün bizim anladığımız! ada lâikliğin ifade ettiği din telâk bulunabiliyor. Devleti din na- istismar eden bir terbiye siste. “hin diplomalarını alan efendiler aca eler söylediler? Mücrim kültürün kolunu ben kürsülerde görüyorum. Dikkat gerek. Hatta ben olsam, dini etten tamamen ayıranlar bulunun kadar varzları menederim. Sadri Etem 'efrika numarası : 36 n : “Garp cephesinde... müellifi JErik Maria Remargue 4 gelmiş piçler değiliz... Öyle zanne uz değil mi? Siz ve emsuliniz zelikleriniz, nutuklarınızla bizi har önderdiniz, Bu harz bizin iddianız e değilmiş. İçimizde birçoğu cep- kaldı. Avdet edenler şurada ve si) Biringiliz muharriri umumi harptenson- ra gefiçlerin hisle- rinden kaybetmele rine acıyor A Kl az Mes'ut âşıkların, yani muka- bele gören ve sevilen âşıkların mektupları daha çok güzeldir. Bunlarda mütekabil aşkın sami- miyeti ve zevki duyular. Bunlar, ruhan bir oldukları halde zalim mukadderata boyun eğerek ayri kalmışlardır. “Fakat güzel aşk mektupları Bir Ingiliz muharriri umumi harbin zararlarından bahseder ken vim sonra aşk mektubu yazmak sanatında zayi > gunu telehhufle me m göre, 13 sene evel ngilterede yazılan a ları dölü noktai yi tarihin hiçbir devrinde görülme- mişti, Gerçi bugünde yüzbinler. ce aşk mektupları yazılıyor, fa- kat bunlar kime yazılmış ise an- cak onun tarafından okunabile- cek mahiyettedir, Çünkü harp- tenberi aşk mektubu yazmak olması idi. Onun mektuplarının birinde şu sözleri okuyoruz: i “Seni sıhhatten, dünya ve ahi- retin vadettiği her mesudiyelten fazla seviyorum, Senin yaptığın Der, bana bir sihir gibi geli- yor. Yedi senemi, arzu, kıskanç- İik . ve yees içinde geçirdiğim halde, seni gördükçe, sende ye- ni ve daha sehhar birşey keşfe” diyorum. Sen benim olmalısın yoksa betbaht kalırım. j ğer teselli verecek bir iki z Söyle, fakat bana acıyan gözlerle bakma, Beni reddettik- ten sonra bana acımanız ıstbıra- bımı artırıyor. > Kits bu acı mektubu meşbur aktres Madam Barriye yazmıştı. kadın onu soymuş, barap et- miş, onu aç ve sefil ölmeğe seY- ketmiş, fakat onun aşkına mu- kabele etmemiştir, Madam Barri me ei umumi evel buldu. ün şeraiti en mü- bim me , Meselâ telefon birçok gençleri yazmak- tan menediyor. Bunlar, bir tele- fon muhaveresile iktifa etmekte- dirler. Fakat aşk mektuplarının en kuvvetli düşmanı, insanların bu günkü bhisleridir. Bu hisler, he- yecanın tabii belâgatini ifadeden aciz bulunuyor. Onun için güzel aşk mektubu yazmak sanatı kay» bolmuştur. dan sonra oğullarımızın babaları ve dedeleri gibi aşk mektupları yazmaları beklenemez. Halbuki eskiden ne mütbiş mektuplar yazılırdı, Meselâ Kit- sin aşk yazıları ne kadar ateşli- | iki : ler dir, Bunun sebebi Küslu psi kele e ie büzünkü Alman kadim, dünkü Alman Zed Bugünkü Darülbedayi Temsilleri Dğn İSTANBUL BELEDİYESİ am KAH esli veni İl UN Kişe hergün saat 13 den itibsren açıktır Alb yaşını kadar olan çocuklar tiymroya kabul olunmaz ze) harpten evvelki Alman kadınından b dö bambüşka olmuştur, Resimde alman EE YAY © İkızlarımdan büyük bir gurupun bedeni Air: Beden terbiyeye verilen ehemmi:| terbiye dersi esnasındaki vaziyetleri gö gi miyet verilmekte| yet sayesinde buzünkü Alman kadmı,)rülmektedir. yinede ze soruyorlar; Niçin gittik?7? Siz . ikesi yok mu? arını sallıyarak olanların hepsini biz giderken daa Mez ni rayame da eri irani susturmak istiyordu, Fakat dunuz. Niçin gittik?.. Cevap versenize|da çene yetiştirir mi idiniz? Sizi zibidi kimse dinlemiyordu. Nihayet keskin bir ar öi kütüphane fareleri sizi. Çenelerinizi| sesle Pari Gi ger sakatları gösterdi; > yeh<ri ve di- ey iz — Programlarınızı bugün tekrar e ee e yapacağını bilmiyordu.) | Herkes sustu, Ah! İstediğimiz bir debilir misiniz?.. Pet ylsin bayi şaşkın bir kaz sürü|sözle ifade olunabilir mi idi? İçimizde İhtiyar müdür çok yeisii bir sesle eg. sünü andırıyordu. Biz ise o vakte ka derin bir his yavaş yavaş fıkırdıyor, vap veriyor: dar bizi ihata eden rehavetten acı bir) Bu hissi İfade edecek kelimeleri bulü — Fakat efendiler... Bir kelime için! hissin yükseldiğini duyuyorduk. Şura-| mıyoruz. Belki ilerde buluruz. havam edecek değiliz yaz, ya irdiğimiz zamanda henüz o reha) ( Vesterholt ileri doğru yürüdü ve Bitiremedi. Mecruh arkadaşını müthiş vet bizi kaplıyordu. Şimdi biraz hafif-) müdürün önünde durarak dedi ki: bir bombardıman altında sıhhiye heye-İledik, ii bir şey bizi yakalamak «| O — Artık nutuk istemiyoruz. Amsli tine eni İşm olan Hügo Rayner.İsir etmek istemişti. Bu ne müdür ne|tekiyifler bekliyoruz. Bizi me yapacak 0 i i , mn ür a an m al a Ka ml mp lm ti: Almanyada kızla sine çok büyük eN elemi Ge bana lerin... il keriz. Ce getirmiş:| fikirlerin... cepheye giderken inandığı-Javdet edecek olan yetmiş asi v mız bu boşlukların âlemi idi, Cephede'usul takip edilecek? Size evveldn Şu: — Onlar ölürken nutuklara mevzulazimkâr ve maddi olduk. Şimdi yalanı,İnu haber vereyim ki biz her şeyi unut! olmak için ölmediler.. Onlar bir vazife) yarım hakikatleri korkaklığı öğünmeği|tuk burada uzun müddet kalmağa da yapıyoruz diye öldüler. İsimlerindenİo kadar iyi anlıyoruz ki karşısında hid|hevesimiz yok... istifade edilerek palavra yapılmasını! detimiz kudurmağa dönüyor... Müdür bu bapta hükümeten heniz istemeyiz. Buknız siz yine Suare elbi-| .. hiçbir talimat almadığını izah etti. Bi. seli nutuklarınızla şuradasmız,, Heve) o Müdür düşündükten sonra nihayet naenaleyh şimdilik en İyisi eski smıfla siniz nutuk söylemek, merasim Yap-İkararını verdi. Çok kaablığız; i 2a-İrımıza bizi dağıtmaktı. Sonra ne yapıla mak. Ölüleri yadetmek... Evet doğru-İmanda Villi önünde duruyor durma-İcağı kararlaştırılırdı. Bu sözleri kah- dur. İçimizde en değerlileri öldü. Ka:İdan söyleniyordu. Böyle askerlik sertkahalarla karşılandı: Villi tehditkar lanlar pek sağlam matah değil, Fakatlliği ruhuna işlemiş adamlardan ne ha-İbir tavırla dedi ki: sizler sağsmuz... Sıhhattesiniz.. Sizi bir) yır beklenebilir? Daha ileri gitmeleri) | — Yahu! askerlik etmemiş çocuklar — 5— VAKIT 20 Kânunsani 1951 yıldız Kızı! saclı esi Klora Bov'nn kâtibesi Mis Dezi Devu Sinemanın kızıl saçlı yıldızı Klara Bov, sabık kâtihi Miş Dzi Deve aley- hinde bir dava açmıştır. Davanım mev zuu Mis Dezinin Klara Bova alt aşk mektuplarını çalması ve bunları neş- retmiştir. Klara, bu mektuplarm iade- sini ayni zamanda 25,000 İngiliz lirası tazminat verilmesini istemektedir. Mahkeme bu mektuplarm kıymeti- ni anlamak için onların bir kaçmı ©- Kutmuş ve bütün bunların pek hara- retli aşkları İfade ettiğini görmüştür. yazmak sanatı, yukarda dediği- | Paris gezellik kıralicesi Pariste güzellik müsabakasmda bu sene kıraliçalık, matmazel Viryan Ot mans tarafından kazanılmıştır. Bu münasebetle bir resmini derce- diyoruz. | ls oturup söz istedi, mak kaldıracağımızı çiz de tasavvur et mezsiniz ya! Biz hep beraber kalaca- ğiz Vaziyetin ne kadar gülünç olduğu. nu şimdi anlamaktayız. Bize senelerce tüfek kullanmak, adam öldürmek mü- sadesi verildi. Fakat şimdi yalnız çık» tığımız sınıfın numarası mevzuubahis? | Bazılarımız iki meçhalli vguadeleleri şimdiden biliyor. Diğerleri ancak bir | meçhullü muadele halledebiliyor. İşte burada aramızda fark konycak mesele bu gibi şeylerdir. Müdür eski askerlere hususi kurslar açılması icin elinden geleni yapacağını vadediyer, Alber sert bir tavırla diyor hi: — Bekliyemeyiz! Meseleyi bizznt & dare edeceğiz. Müdür cevap vermiyor sessizce ka- pıya doğru yürüyor. Profesörler onu takip ediyorlar, Biz de hep birden ar- kalarından çıkıyoruz. Fakat VİLM sa Tonu terketmeden kürsüdeki otları ko- pararak yere fırlatıyor. Huşunetle dk yor kiz (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: