19 Şubat 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

19 Şubat 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Tarı tefhim etmiştir. Bu kararın met- — ? — VAKIT 19 ŞUBAT 1931 aram | Gazi H Encü ! &ncumene : Komisyonlara havale çıka &ak bir iş için uğursuz savan- lar haksiz mıdırlar? Hayır: Bizim yeni şehir meclisinin tiç beş gün kalan mesni zamanında kaç hususi encümen, encümenlerden mü rekkep encümen kurulduğu- nü görürseniz siz de bizimle birlikte muhakkak hayır di- yeceksiniz.... Bunun sebebi ne man tedbir bulup şii direcek yerde kendimiz varız- dır, gene kendimiz, güya ça re ve icra başkasının işi imis gibi oturüp dert dökenlerin arasına karışırız. Işte sebebi budur! “Ya bu- nun sebebi ne eceksiniz: K in ort, f koyacak dar o işe kendisini ciddi ver. memek, gösteriş yapıp günü Yahut, diğer ta- ç öylenen bir söze cid- di kulak verip kendini yor. maktan kaçmak ve gene gü- nü hoşça geçirmek!.. misafiri içeriye almış ve oğlunu karıyı nöbetçi bıra! l tün köylüyü toplıyarak evine getirmiş- tir. Burada toplanan köylüler Hüse-| yini bir hayli sıkıştırmıslar ve ha hüviyetini anlamak için bir katıra > Iryarak tazyik etmişlerdir. e Neticede Hüseyin idam kaçağının kendisi oldu! Zunu itiraf etmiş ve köylüler derhal| bu azılı şeriri zabıtaya teslim lerdir. Nazifin Hüseyinin o firarmı teshil için vesika bulduğu yardım ettiği an- laşılmış gibidir. Menemen, 17 — İdam (firarisinin kaçtığı esnada ellerinin kelepçeli olup olmadığı meçhul kalmıştı. endi- ğine göre Hüseyin tutulduğu ciheti izah etmiş otomobilde iken elin- de kelepçe olduğunu fakat gevşek bu- Tunan bu kelepçeden ellerini uğraşa kurtardığını, sehpayı irmez bütün kuvvetini etmiş-| görür toplıyarsk lemiştir. HÜKÜM İNFAS EDİLDİ Menemen 14 — f kaçağı Hüse-| yin bu sabah dördü yirmide asılmış ve! cezasını bulmuştur. BALIKESİRLİLERİN MUHAKEMESİ Dünkü sayımızda o Balrkesirlilerin muhâkemesinin hitâm (bulduğunu ve) mahkeme heyetinin - kararmı yazmış- tık. Dün gelen tafsilâta göre müddei- umumi maznunların 155 inci maddeye göre tecziyelerini talep etmiş bilhassa| bu işte İbrahim Süruri Beyin siyasi faaliyetinin muzir maksatlarla husul| © . bulduğunu kendisinin babasının nüfu- zundan istifade ederek halkı ( tahrik| ettiğini intihabat esnasındaki neşri, tr venutuklarile halkı galeyana ser. kettiğini hükümeti anarşi içinde g termek suretile vaziyetler ihdas ettiği- ni ve diğer maznunlardan Vehbi Beyin de ayni suretle maksadı takip etti nİ fakat eski hizmetlerine binaen sınm tecilini, diğer maznunların teczi yesini istemiştir. Bundan sonra heyeti hâkime müza- kereye çekilmiş ve dün yazdığımız ka- nini bugün aynen tekrar ediyoruz : Ibrahim Süruri Ef. nin, türk ceza kanununun 155 inci maddesine uygun « olan hareketinden dolayı, altı ay hap- #ine ve 25 lira ağır para cezasile teczi- yesine, ve birnedri Mustafa Ef. ve kahveci Server ve arnavut Cemalin yi-| ne ayni madde una tevfikan, iki- şer ay hapisleri v jerliraağır ce zasile tecriyelerine ve avukat Emin © Vedat, arzuhalei Aptullah Feyzi, tü- tün inhisarı memurlarından İhsan ve İbrahim Süruri Ef, nin büyük birade. ri Abdullah haklarmda temini k nte| kâfi delâil görülmediğinden berâetle rine ve Vehbi Beyin taşkmlık ve dini tahrikâtla ve gizliden gizliye çalıştığı hakkındaı hiç bir delil ve emare görül mediğinden beraetine ancak K. ordu ku mândanı Pş. ile vaki mükâlemelerinde aşkeri kuvvetler hakkında şayanı dik- kat ifadatta bulunmaları hasebile mem leketi olan Balıkesirde kalması muva- fık görülmemiş olduğundan 20 eylâl 1298 tarihli idareli örfiye kararnamesi» | buyurmuşlardır: olan kanaati bii li Ek eca otağ ei n kanaati birkaç kölime ile çtığımı ve dağdan dağa gezdiğini zl | liyeyim: Dört mıntakada köylü- .i bu mıntakada | yet kanun belki biraz fazla ciddi bir suretile Cüm Adana, 17 (A.A) — Reisicüm- ! bur Hz. Adana Türkocağında ! kadın, erkek birçok münevver terin teşkil ettiği güzide bir he yet huzurunda $u nütkü irât Arkadaşlar; Birkaç günden bari mıntakâ- nızda bulunuyoruz. Dündenberi | de muhitinizde, içinizde, temaâ- sınızdayız. Bu mühitle mevzüü bahsolması (o taridi hâtir olün muhtelif meseleler üzerinde müm- kün olabilen tetkikatta bülan- dum, Zirai, ticari mevzulara te- mas ettim. Bütün bu tetkikat ve meşhudatımızla bende hasıl huzurunuzda ifade etmek İsterim. Bu memleket halki umumiyet- le büyük, ciddi, hakiki bir isti- rap ve sıkıntı kârşisindâ değil- dir. Fakat bazi #ikımtılâra maruz kalmış kimselerin mevcudiyeti de gayri kabili inkârdır. Yalnız üze- rinde tevakkuf olünacak nokta şudur ki; asıl sikintiya düçât olan halkın umumiyeti olmaktan ziya- | da büyük arazi ve çiftlik sahibi olanlardır, oumümüiyetle zengin tanınmış O zevattan bazılarıdır. Bunlar arasında ötedenberi az zamanda fazla servet iddihar et- mek arzusu ile maliyelerinin ha- ricine, fevkine çıkanlar vardır. | Bunların tabii muhtelif bankala- | ra, şuraya buraya yaptıkları borçları teraküm etmiş, nihayet bünları sıkıntı ve istırap verecek, | naümidi verecek vaziyetlere ka- dar sürüklemiştir. Asıl halk ta- bakaları, çiftçiler, emeği ile ge- çinenler ıstırap havası diye ya- | ratılan havada teneffüs etmek- tedirler. İ Halkın ıstırap ile alâka dere- | cesini tayin eden bir misal söy- ler kooperatif vücuda getirmiş- ler, çalışmışlar ve meşru botçla- rını az zamanda tediye elmiş- lerdir. Sıkıntıya sebep olarak şitilen diğer bir sada da vergi tazyikidir. Hakikaten bu mem- lekette diğer mıntakalardan faz- la bir vergi sıkıntısı vardır. Bu- nün da sebebi senelerdenberi vergi o vermek itiyadının daima müsamahaya uğramasıdır. Bir taraftan vergi vermek vazifesile mükellef olan nutuk vatandaşlar dalma (vermemek tarafını iltizam etmişler, diğer | taraftan vergiyi almak vaziyetinde! olan maliye memurları suiisti- mal yapmışlardır, rüşvet almış- lardır, vergi almakta müsamaha göstermişlerdir. Bu iki tarafın tavru bareketi vatandaşları ver- | mekle mükellef oldukları vergi- leri tediyede tekâsüle ve müsa- mabaya alıştırmıştır. Bu suretle vergiler teraküm etmiştir. Bu maliye memuru ber- taraf edilmiş, çalışkan bir def- terdar işe başlamış ve en niha- bir surette tatbik edilince müsa- mabakârlığa alışmış © vaziyette İ bulunanlarda sıkıntı ve tevlit etmiştir. Bu sebeple dahi sıkıntı içinde kalmış olanlar hak kım umumiyeti değildir. Gene | en zenginlerdir. | Vergi vermek istemiyenler | içinde tahsil görmemiş olanlar için tasavvur edilebilecek bazı sebepler olabilir. Fakat anlıyan ve düşünen insanların vergilerini | İ | İ İvermemelerinde hiçbir makul sebep| düşünülemez. Maliye memurlarının! da suiistimal ve tekâsül göster- | nin maddel mahsusasmnın bahşeyledi-) memeleri icap eder. ği salâhiyete istinaden mumsileyhin | Bankalara olan borçlar da ayni bir sene müddetle Istanbulda oturma-| sebeplerle teraküm etmiş olabilir. © BERA karar vermiştir. Bundan başka birçok köylülerin ye ıştırap | azretleri Adanada mühim irat buyurdular “Ferdi ıstırapları bütün millete şamil gibi göstermek İletir hükümetini iğfal etmek istiyenler bilsinler ki, daima aldanacaklardır ,, birçok mesai erbabının muhtaç oldukları parayı şundan bundan batta yüzde yüz elli faizle teda- | İ rik etmiş öldükleri anlaşılıyor. Bunları ödemek bir vatandaşa İ sasip olmuyor: Mesai erbabı mü- fabahacıları Memnun edemediği zaman derakap feryat başlıyor. Istırap sesleri işitiliyor. Sebep ne olursa olsun vatandaşin der- dine çaresâz olmak, ona muave- nette, müzaharette (bulunmak cümburiyet hükümetinin şitap edeceği bir vazifedir. Fakat bükümetir o müzaharetini talep ödetken ona katşı bâkiki ahlâk sahibi olarak çıkmak yegâne çaredir. Yoksa birtakim hasis ve âdi menfeatlerini gizlemeğe çalışmak, bu ferdi ıstırâpları bütün millete şamil ıstırap gibi göstermek ve bu suretle cüm- buriyet bükümetini iğfal etmek istiyenler bilsinler ki daima al- | danacaklardır. Arkadaşlar; Vatandaşları, milleti iğfal et- mek ve kendi nameşru ve menfi İ hedeflerine sevkedebilmek için bu hususta müteşebbis olanların kullanmadıkları vasıta kalmamış- tır. Her nevi hileye, sâhtekârlr- ğa tevessül etmişlerdir. Bilhassa İ bu muhitte meşhut olan bazı faaliyetler ve bu faaliyetleri vü- cuda getirmek için ileriye atı- lanlar sizlerce benden fazla ma- lümdur. Bu gibiler süreti umu- miyede vergilerin çokluğundan bahsetmişlerdir. Bu gibiler hali | hazırdaki rejimin dini kaldırdı- ğından ve şeriatin iade olumaca- ğmdan bahsetmişlerdir. Vatan- daş olan bir insanın, devlet kur- muş bir heyeti içtimaiyeye men- sup bir ferdin e kalkabi- leceği hakkında içtimalyenin izmihlâlini ve dev- letin inkırazını talep etmekle müsavidir. Askerlik nasıl vatani bir vazife ise vargide vatanda- şın behemehal ifaya mecbur ol- duğu bir'borçtur. Vatandaşı mil- | lete karşı, milletin kemal ve kır vamını temin edecek tedbirlere karşı sevketmek millete, devlete karşı en büyük bir ihaneti irti- kâp etmektir. Arkadaşlar; Bu gibi insanlarımki derhal hükmedebiliriz - vatanla, millet- le vicdani ve hissi bir alâkaları yoktur. Kendi muzmerratını set- i retmek için daima ortaya attık- ları mukaddes bir kelime vardır: Hürriyet. Vatandaşlar bilmelidir ki vicdani ve fikri hürriyet var- dır. Fakat nihayet bunlar namah- dut değildir. Ferdi hürriyet kar- şısında fertlerin heyeti umumi- yesinin kurduğu, dayandığı bir devlet vardır. Devletinde irade- si, hakimiyeti vardır. Fertlerin rm diğer taraftan devletinde irade ve hakimiyetinin melfuç bir hale gelmemesine çok dikkat etmeleri lâzımdır. Fertlerin o hürriyeti devletin Yİ İrtihal Keçeci zade İzzet Fuat Paşa- nın mahtumu Keçeci zade Kâ- zim Fuat B, irtibali dıköyünde Bahariyede Hacı Şük- rü sokağındaki 7 numaralı hane- sinden kaldırılarak Kadıköyde, | İ Osmanağa camiinde öğle nama- | zını badeleda Karacaabmetteki makberei mahsusasına defnedi- lecektir. Cenabıhak merhuma rahmet ve ailesine sabırlar ih- sân eylesin amin, i bürriyetlerinin bir kısmını seve a y seve | vererek aleyhimize hareket ede- | fırkamızın takip ettiği r edinmesi | ve buna sevkedilmesi, bu heyeti | hürriyetini mahfuz | İ tutmakla mükellef olan insanla- darıcenan | eti eylemiştir. Cenazesi bugün Ka- | hakimiyet ve iradesinin muhfu- ziyetine vabestedir. Devlet ira- | desi mefluç olursa fertleriu hür- riyetini imühafâzâ edecek hiç bir küvvet ve Vasıta kalmaz. | Binaenalejh hürriyeti yalnız bır taraflı değil, her iki taraftan düşünmek lâzımdır. Arkadaşlar; İ Ferdi hürriyetler mukaddestir. Bunların mahfuziyeti için daima | çalışılır. Fakat bu mesaide dev- letin kuvveti, otoritesi hiç sayı- | brsa - farzı muhal olarak belki bu biçe indirilebilir - ancak bu takdirde bu gibi İnsanların ni- | hayet böhemahal başka bir dev- lâtin ototitesi altına girmek zil- letine düşeceklerini, yabancı bir devletin otoritesiğii esaret zin- cirlerini kendi ellerile boyunları- na takmağa mecbtir olacaklarını hatırdan çıkatimamak lâzımdır. Vatandaş olan fertler kendi seve lüzumlu görerek devlete zaten o devretmişlördir. Devlet kendisine has olati irade ile ferdi hürriyetlerin bir kismına yine o hürriyetlerin temini için sahip o- lar. Yeter ki devlet hakimiyeti | milletin refah ve saadeti umu- miyesine ve vatandaş büriyetleri nin teminine masruf olsun. Bugün) * hükümetinin ve mefküre bu gayeye matuftur. Bu kadar âlidir, bu kadar mukaddeslir... Başka türlü düşünmeğe imkân yoktur. Watandaşlarca bu emni- yet hasıl olduktan sonra fert- lerin kurdukları devletin kuvver | ve otoritesini masun bulundur- mak için vatandaşlara terettüp eden vazifeler vardır. Bu meyan da memurlara ve bilhassa hâ- kimlere teveccüh eden vazife bü- yüktür. Hâkimler, vatandaşların hürriyetini mahfuz tutmağı dü- şünürken devlet otoritesinin ha- hikaten masun kalmasma dik- kat ve riayet etmelidirler. Aksi takdirde kendilerine tevdi edil- | miş olan yüksek vazifeyi ifada | kusur etmiş olurlar. Arkadaşlar! Memleketin gençliğile, mual- Bimlerile karşı karşıya bulunuyo- rüz. Muallimler bir noktai na- zardan memur mütalea edildik- leri için siyasetle iştiğal etmez diye prensip ifade olunur, bir iti- | barla bütün devlet memurları siyasetle iştiğal etmez, yani me- mur ve muallimlerin vazifeleri o kadar çok ve mühimdir ki bü- tün hayat ve zamanlarını buna hasretseler ancak resmi vazifele- rini hüsnü if& etmiş olurlar. Fakat açık söylemeliyim; inti- hapta reylerini kullanırken şüp- | hesiz onlar da bir fikre, bir progra| ma, bir ideale rey vereceklerdir. | Bugünkü hükümet ve fırkamız arzu eder ki bütün muallimler, bütün memurlar, bütün vatan- daşlar reylerini kendi lehinde | istimal etsin. Muallimler ve me murlar hükümetin istinat etti frrkanm aleyhinde rey verec zaman fırkanın bundan memnun olacağını zannetmek doğru ol- maz. Rey veren munllimin ve memurun reyinde © vicdanının müsterih olması için her halde cümhuriyet halk fırkasmın takip iği proğramım isabetine fik- ren kani olması lâzımdır. Bina- enaleyh bütün vatandaşlar proğ- ramı iyi tetkik etmeli. Diğer karşı çıkacak proğramlarla mu- kayese etmeli, nihayet görüle- cektir ki bu millet için en doğru ve en faydalı olan proğram fır- kamızın takip ettiği programdır. Biz bu kanaatte Bizimle a- lâkası olan ve bizim fikirlerimizi | kü cümhuriyet İ karşı düşündüğümüz | limler ve İ zasr olarak dahi ifa etmeğe mec İ bur oldukları vazifenin çok yük” | gayretlerin | binden ya mmm | neşir ve teşmil etmesini arzu etti niz insanların bizimle hemfi" kir olmasini istemek hakkımız” dır. Bunu ifa etm 1 olabilir. at bizim de buns vaziyetlef vardır, Biz de bunda müsamah& Muhterem arkadaşlar! Mual* gençler ocak & sek olduğunu takdir ederler. Bir “biz milliyet fikirle jıtıyoruz,, dedi. Tabil ötedenberi sarfedilen devam . edeceğine şüphe yoktur. yalnız milliyetin çok bariz vâsıflarında birisi, kıy* metli esaslarından birisi dildir. Türk milletindenim diyen 'insanl her şeyden evel ve behemehal Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmıyan bir insan Türk harsına, camiasına mensu” biyetini iddia ederse buna inan mak doğru olmaz. Halbuki A“ danada Türkçe konuşmıyan 20 fazla vatandaş vardır. Eğer Türk ocağı buna müsama* ha gösteri ençleri, siyasi iç* timai bütün Türk teşekkülleri bu vaziyet karşısında bibis kalırsa enaşağı yüz senedenberi damdali erleğelen'bu'vaziyez “dalya lerce sene devam edebilir. Bu- nun neticesi ne olur? Efendiler; her hangi bir felâ“ ket günümüzde bu insanlar baş“ ka dille konuşan insanlarla elele rini dağ bu yolda bilirler. Türk ocaklarımızın baş- lica vazifesi bu gibi unsurları — ki bunlar Türk vatandaşıdırlar, balde ve atide talib ve mukadde- im dilimizi ko nuşanı hakiki Türk yapmağa lışmaktır. Gençlerimizin bu yük» & az zamanda muvaf- ümhur Hz. gerek ocak» kılar tarafından gerek uğradığı yerlerde, geçtiği yollarda biriken binlerce halk tarafından hararet ve muhabbetle alkışlanmışlatdIf. GAZİ Hz. KONYADA Konya, 18 (A.A.)— Reisicüm» hur Hz. akşama doğru otomo- bille şehri gezmişler, 18 de dai- relerine avdet buvurmuslardır. DEAN amala miyama El Şeyh Saıdın oğlu Müddei umumi, idemını istedi Ankara — Şimali Kürdistan cümhuriyeti tesisi için gizli ce- miyet teşkil ederek faaliyette bulunmakla maznun Şeyh Saidin oğlu Salâhattinle arkadaşlarmın Ankara ağır ceza mahkemesinde cereyan eden muhakemelerinde İ müddei umumi Ekmel B.,: Salâ- hattinle (arkadaşı o Memduhun idamlarını, cemiyete gizlice mü“ bürler hazırlıyan mübürcü Mus- tafanın fer'an methaldar olarak tecziyesini, sabık Beyazıt meb” usu Şevket ve Yalovalı Ahmel B. lerin beraetlerini istemiştir Muhakeme, müdafaaya kalmıştır Güzel bacak müsabakamız Yarın nihayet buluyor Müsabakamız yarın niha bu Foto S. Sürey- ama kadar mürs- yet redilmiyen resimler 2 subat pazar nüshamızda hep birden basılacaktır. bir çift ipekli çorap vardır. kazanacak olan ha» ç ayda bir çift iskarpine malik olacaktır. Müsabaka ne ticesinde kazai ak y ı hanım muhtelif hediyeler a lar bu me da şehri- mizin en büyük kü ie hanesi olan Beyko müessese si mantolarmın kol ve yaka larını istedikleri ciçi kürkler” ie süsliyecektir. —— ———-———

Bu sayıdan diğer sayfalar: