21 Mart 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

21 Mart 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meraklı (Şeyler Olan Biten Kadınlar içinde büyük simalar Birisinin fabrikasında 15,000 amele çalışıyor, diğeri işsizlikle mücadele ediyor, üçüncüsü yardıma koşuyor Kadmlar içinde şimdiye kadar gö) Tülmemiş büyük tipler yavaş yavöş Meydana çıkıyor. Kadınlar içinde mil Yenerler, kadınlar içinde büyük sanayi Müdürleri, kadınlar içinde büyük fab 4 Yİkalar sahibi, kadınlar içinde büyük nsahiyetperverler, ve buna mümasil tipler günden güne nazarı dikkati cel İyor ve bu tipler bugünkü kadın Dünyada lıdır. Adr Madam Erna Von Harttır. Avustralyada işsizlik ile mücadele etmek için Madam Erna onlar için ye- ni bir fabrika yaptırmış ve orada bun lardan (1000) ameleyi istihdama muvaf fak olmuştur. Üçüncü kadın Fransızdır. Hayırper- Bu kadınların ikineisi, Avustralya- verliğile. meşhurdur. Adı Madam > Misis Erna nelerinden üçünün resimlerini dercedi yoruz. Bunların birincisi Çekoslovak- tır. Adı: Matmazel Bert Mienherlihtir.' Kendisi Çekoslovakya sanayi âleminde Bi tabif eserleri olarak büyük bir mevkii vardır. Çünkü ona ait P sil yek olan sanayi fabrikalarında 15000 âme par Üni Mİ Bugün karilerimize bu kadın nümu)le çalışıyor! dını bir ise a edecektir. Madam Esine Mis Bert | .“Çayhanede | dans eden | Türkmenler Her milletin olduğu gibi Türk- menlerin de (âdetleri ( vandır. | Resmimiz, bir Türkmen çayha- besini gösterir. Öyle paydoslarında ve akşam- ları, Türkmenler burada topla- nırlar, bir taraftan çay icerken, içlerinden dansa okalkanada ellerini vurarak temp> tutarlar. — Bir elma İster misin? Bir elma alarak ona Veslingin siga- ralarmdan birini ikram vitara U- smear ile kesiyor ve sözüne de- yüzüme bakmıyor. Adolf sordu: vam ediyor: 1 r —kK incan tirmedi: — Görüyor musun Ernst... Ötede bel mi? vere m iK ride süründüm.. Az kalsın deli oluyor) & Kadın boğuk bir sesle dedi ki: dum. İnsanın bir evde yalnız kalma.) o— Daha mutfakta İşim var.. (le devam etti. Küâdm içeri girerek kahveyi getiri- m Yazan “Garp cephesinde .. müellifi yor. Onu selâmlamâk İsterdim. Fakat Erik Maria Remargu€ amman 5 — VARIT 71 MART 1951 mai Kimlerin eli öpülür? | içtimai vaziyetten en yükse kadının elini öpersiniz kimsenin kıskançlığını o tahrik etmemek vaziyetinde olursunuz. Yok, eğer en beğen kadma bir ce- | mile yapmak istiyorsunuz, dik- kat ediniz, o kadına birçok düş- man edine bilirsiniz. Bu cemile bu kadar tehlikeye değermi? Değerse tereddüt et- meyiniz. Eli öpülen kadın acemi bir vaziyet almamalıdır. Hanımfendi birisi elinizi öpmeğe gelirse, eli- nizi ona doğru hafifçe kaldırı nız ki az bir meyl ile öpebils'n. Onu bir zaviyei kaime şekline gelmeğe mecbur etmeyiniz. En iyisi... Eğer el öpme için bir kaide koymak icap etseydi kısaca şm- nu tavsiye ederdik: ğ Hiç bir kadının elini üpmeyi- DİZ. Bunu tatbik ederken, hiç ol- mazsa gülünç olmaktan kurtu- lursunuz ve ciddi, terbiyeli bir adam olmanıza mani dnğildir. Size uzatılan ele hafifçe eğile- rek, tatlı bir surette sıkmakla iktifa ediniz. Herhangi bir vazıyette en doğ- ra haraket budur. Mektup nasıl yazılır ? Mektup yazarken üslüpta tabii ok mak, fakat ihmalci olmamak; kendini vermek fakat geveze olmamak; tekâpu| etmeden mültefit olmak; müessir olup sühenperdaz olmamak lâzımdır. Konuşur gibi yazmalı ve fırdöndülü kuyruklu imzalar kadar gülünç süslü bir üslüp kullanmaktan çekinmek >! zımdir. | Bütün bu usullerin esası, sadeliği katiyyen muhafaza etmektedir. Kendinizi zorlamayınız. Kendi ken- dinize ine-diyecektim?) diye sorunuz ve hemen cevabını yazınız. Mektubun her cümlesini yazmadan evvel o cümleyi konuşunuz. Kısa yazınız. Bir mektup sahibini derhal canlan- dıran sihirli bir aynadır. Orada bir hatip hareketleri, ukalâ Hava dün güneşli geşti Evvelki gün yağan kar hayli endişeyi mucip olmuştu. Fakat dün yataklarından kalkanlar ha- vayı kup kuru ve güneşli buldu- lar. Geceden devam eden soğuk akşama doğru hayli itidal kesbetmişti. Kandilli rasat merkezinin ver- diği malümata göre bugün de hava açık olacak ve rüzgâr ha- fif, mütehavvil esecektir. rünmeyiniz. Bu sonuncu, imlâ yanlışları ile dolu mektup yazanlar içindir. YAZI Kelimeleri okunaklı yazımız. Bir'in sanı, iğri büğrü yazılarla, Mısır biye roğliflerini çıkartma uğraşır vâziye- te sokmak terbiyesizliktir. Yazımız, #i- zi temsil eder. Bundan sonra yana yat miş ve sivri uçlu büyük harflerle yaz* mamağa çalışınız. Bu, alelâde, gayri şahsi bir yazıdır. Buna en çok kadın: lar dikkat etmelidir. Böyle yazılar, res mi ziyaretlerde havadan, sudan konuş i mak kadar soğuktur NASIL KAĞIDA YAZMALI İsim markalı kâğıda yazmayınız. Bu hem lüzumsuz hem de iddialı bir şey- dir. Fantezi ve parlak renkli kâğıtlar da kullanmayınız. Mektup kâğıdının üze rine ancak malümat kabilinden yazı bastırılabilir. Meselâ adres, telefon numarası, Bunun da şeklini güzel bir surette yapmak kolaydır. Muhtelif işler için (bir ticaretane bir mimar, yahut bir vekile mektup yazarsanız, her iş için ayrı ayrı kâğr da yazınız. Bu suretle o işlerin tasni fi kolay olur. Bu da hem sizin, hem de karşı tarafın menfuatinedir. MÜHÜR Mektupları mühürlemek gülünç bir şeydir. Çünkü bugünkü zarflar, zatik- lr ve kendi kendine yapışır. Mum, kibrit, mühür gibi bir sürü öte beri ile uğraşmak, boş vaktiniz olduğu na delâlet eder. Eskiden, şehir içinde bir mektubu uşakla göndermek kibar bir hareketti. Fakat madem ki bugün bir posta mev- cuttur, hir adamı bir mektup götürmek için şehrin bir ucündan öteki ucuna göndermeğe ihtiyaç yoktur. Bu, iş nok tai nazarından, vakit kaybettirmektir. Çalışmanın, vaktin kıymetli olduğu bir devirde enerjiyi israf demektir. Vakia posta idaresi bu işe kâfi derecede & hemiyet vermiyorsa da bu, bizim değil, ww vazfetler yahut iki uzun kulakla gö- Aaaa mam mlm may İstanbul baytar müdüriyetin- den: iktisat vekâleti namına mübayaa olunacak 8-10 adet Lâyç veya Zayç mikroskopu münakasaya vazolunduğundan talip olan larin 1 Nisan 931 gününe müsadif çarşamba günü Defterdarlık ta saat onbeşte komisyonu mahsusuna ve şartnameyi görmek ürlüğüne müracaatları ilân olunur. için istanbul Baytar işleri müd rımdan başka bir şeyim yok ki. Cevap veremiyorum. Çünkü hissiya tımı ona anlatamıyacağım. Asıl beni İkederlendiren şey bana yardım edemi söylüyor, yeceğidir. Cephedeki gibi değil. Ben de değiştim. Bir lâhze sonra soruyo- rum: — 0, bu işlere ne diyor? kendi ihmal ve kabnhatidir. — Fakat ötekinden artık bahsetmi yor mu?. — Kendi birinin bu evde olduğunu Biraz düşünüyorum. Fakat Betkenin hakkı var. Fazlasını istemekte mâna ne?.. — Ya sen Adolf.. Nasıl şimdi iyice sı ne müthiş şey bilsen.. Odadan oda- ya serseri dolaşırsın. Ötede kadının bir korsesini asılı görür, Betke bana dönerek devam ediyor: — İşte ben burada kaldım. Onu de. beride çahışır| fettikten sonra şerefimin kurtarılmış|ten ne yapsın ki. Evde dolaşıyor. A- Adolf ellerini iki yanına salıverdi; |sin ya! — Pek te bir şey söylediği yok, Za-| (o Bana bakıyor: — Pek te değil Ernst. Henüz o ka ken oturduğu sandalyeye çatarsın.. Ak) olduğu : Kanaatindeydim... Fakat şerefira sıra bana bakar. Bazı ağlar. Pek şam senin gemi Yanmda be-| nedir ki. Boş bir kelime. insan yalnız'az söyler- yaz metrak b£ Za ii Ona her| yaşadıktan sonra şerefli olmuş şerefsiz| (o Fincanı iterek devam etti: lâhze bakarsin,. Yatağında durmadan|olmuş kaç para eder. Bunun üzerine) — Bazı bana diyor ki, bunu yapma dar iyi değilim. Fakat zamanla düze lir. Sen ne dersin? O da bu söze pek inanmışa benzemi yor. Ona diğer cigaralarımı uzatarak VE iy N n ğine yay e phede bir şey halledeme- Dahyz, bir rda ona müraenat ederdim. hal çaresi bulurdu. Kapı gr Sia havliyy, #Leirdıyor; köpek kulübesinde “ ilerliy, Tİ bir adımla yolun boyun “de Mİ Adolf evindedir. Zevce im yay Girip elimi Adolfa uzat Oturuyorum. in değil mi E : iE Neye Adojtz Ernst?.. | — Ava *t ettiğine... “ Bu san MİŞ abin, — a alt bir mes'ele, * bana doğru uzat vu” ye m Aklından neler neler geçer e avdet edebileceğini kendisine söyle! sının sebebi yanında birini görmek için|diyorüm ki: N Ernst. Zaten böyle yâpmâsam neye ya:| miş. Bazı söylediğine göre de işin na-| (o — Hakkın var. Zamanla düzelir. ii Sözüne in ari ei irardı?... Biz yorulmuş, bitmiş adamla.|sıl olduğunu anlıyamamış bana ziyan| (Adolf masada kalan yağı besi ii — O vakit. ney yan ea rız. Yaşıyacük topu birkaç senemiz vermediğini zannetmiş!... Sanki ben|bir paket yapıyor. Biraz daha konuşu der meyhanede sarhoş olur. mes'eleler| var, Eğer haber almamış olsaydım far) varmışım gibi hareket etmiş. Fakat| yoruz. Sonra veda ediyorum. Avluda kma varacak mıydım7.. Şu halde. İn-| bunları akıl almaz. Tefrik etmesi lâ-İkarısı ile karşılaşıyorum. o küğeleki çıkarırsın. MN Başımı iğiyorum. Saatin tık tıkı dulsan her şeyi bilse kimbilir ne müthiş) zımgelirdi.. Ekseriya o kadar dirayetli| istiyor. B imi beles iz yuluyor. Soba çıtırdıyor. Kadın sessiz| şeylerle karşılaşır. davranır ki. ki: ariel mii ce girerek masanın üzerine tereyağı ve| © Adolf parmakları İle sandalyesinin| ( Biraz düşündükten sonra diyorum! (— Oruar Madam Betke, ai , Sonra tekrar dışarı!arkalığına asabiyetle vuruyordu. Dedilki: koyuyor. ekmek koye asa örtüsünün ti-İkiz Başını başka tarafa döndü e öndürerek ei — Belki o sırada kendini kaybettiği| ni uzatıyor ve cev; dm) yerinde gezdirerek devam etti: — Haydi Ernst kendine kahve koy,.|ni, rüyada imiş gibi yaşadığını söyle! o— Oruar.. ni 3 — Evet Ernst. Bü hal zaten onun! Yağ al bakayım... İmek istiyor. Bilmez misin Adolf insan) © Adolf istasyona kadar z da başma geldi. O da evde senelerce. — Fincanları doldurdum. İçtik. Hafif bazan o kadar garip rüyalar görür ki. ediyor, Rüzgâr Gür Ni bana refakat ık yalm dolaştı. Kulağı Kinay tp Bana bak Gerap veriyor: kayorum. Siperlerde salkten Bahama yalm Si ite, olen oldu. Tabii İPtEİ | — Bana bak Brmet sizin için mest&| — Belki.. Pakat ben bunu anlıyamıl diği zama eğe a b seti voktu, Fakat birle daha kolaydır.. Sizin kitaplarımız|yorum. Hem de ii ü Ni böyle niyeti yoktu. Fa X olayı Pp yı e İş uzun müddet sürme! i ber dakik sonra artık Kendini malümatınız, ve daha birçok vakit ge-'di. a var rar 4 Bunun için mes'e|çirecek şeyleriniz var. Benim ise. Ka: oSoruyorum; aye et ediyor. Uzaklaşırkem tamamem şaşırmıştı. (Bitmedi) n nasıl yüzleri gülerdi. Hak

Bu sayıdan diğer sayfalar: