28 Mart 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

28 Mart 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Talebemiz Dün senelik kon- grelerini yaptılar a. BEŞ MÜDÜRLÜK İHDAS EDİLDİ, BİRLİK RİYASETİ BU MÜDÜRLER TARAFINDAN MÜNAVEBE İLE | YAPILACAKTIR Mili Türk talebe birliğinin senelik kongresi dün Sultanah- mette ki muallimler birliği bina- sında yapıldı. Kongreye mülkiye, | tbbiye, mühendis, ticaret, orman mekteplerile, o hukuk, edebiyat ve fen fakülteleri murahhasları iştirak etmişti. Evvelâ ruznamenin tadili me- selesi görüşülerek şimdiye kadar birliğin inkişafına mâni olan ba- 7 maddelerin değiştirilmesi ka- bul edildi. Bu suretle yenidta hars, harici işler, dahili muame- İât, Ankara bürosu, yardım işle- ri namile beş müdürlük ihtası kararlaştırıldı. Bundan sonra dedi kodusu Uzun zamandanberi mevzubahs edilen birlik reisliği meselesi de helledilerek riyasetin senesinin muayyen aylarında bu beş mü- dür tarafından münavebeten ida- tesi muvafık görüldü. Bundan sonra her mektep €emiyetinden bir murahhas aza- hın birlik idare heyetinde bulun- ması hakkındaki teklif uzun ve gürültülü münakaşalara sebebi- yet verdi, tibbiye ve hukuk mutahbaslarından bazıları buna muhalefet | ettilerse de umumi heyet birliğin tesanüdünü temin maksadile (yapılan bu kabul etti. Bilâhere eczaci ve dişçi mek- tebinin birliginin birliğe kabul ydl'p eviimemesi müzakere ulun- du bu iki cemiyetin bir cemiyet | halinde iltihakı muvafık görüle- rek yeni idare heyeti intiha- geçildi. Reyler tasnif edildi | Ve neticede mülkiyeden Hikmet tubbiyeden Eşref, hukuktan Şük- Tu Saip, mühendislerden Şevki, fen fakültesinden Naci, edebi- Yattan Niyazi, ormandan Cemil d €tten Vahap, eczaci ve dişçi en Mahir Beylerin yeni heyete i anlaşıldı. €ni idare heyeti pazar günü ik defa olarak mak ara“ inde iş bölümünü & yaparak ğin seri inkişafını temin için Ve nafiz tedbirler düşüne- çektir. Bu suretle bir zamanlar | feahi Ş m e e görül —— ——— Dünkü Konser velce İşaret ettiğimiz veçhile akin kocağında tanınmış san- K, Gi rmızdan Leman Ekrem data inden muvaffakiyetli bir Vi konser verilmiştir. bile işae edilen birliğin teklifi ! VE sağlam bir teşekkül ba- | € şehrimizin maruf si“ | bal ürkocağı azaları hazır Lem Cev an hanıma kemani B,,,* beyle tanburi Salâhattin kaç a Vesamet H. refa- ”, £ Dünkü konserde ai lap karlar def'atla alkışlanmış- takdir edilmişlerdir. R - MİVEKİLAMIZIN ATINAYI YARETİ TARIMI Ye « *n gelen haberlere gö- e pimi Enis B, Başvekil Is- fik “e hariciye vekili Tev- İos ve Mia Mösyö Venize- Vini, # kopulosa ziyaretle eklerin; YİĞI sonunda iade ede- : iliş Hariciye nezaretine e | yatı zaptolunacaktır. Ayrıcada | | Düşünülen bir mes'ele | Yıldız bahçesi ne yapılacak: Yeniden belediyeye ind > Yıldız sarayı ve ge ik Yıldız bahçesinden bir kısım ihtiyaç hasıl olacağı düşüncesile | vaz geçilmiş gibidir. Yıldız bah- çesine halkın rağbetini temin etmek yol ve nakil vasitalarınm çokluğuna mütevakkıftır. Bahçe- deki merasim dairesinin otel veya gazino haline konulması ve bahçeye ileride seyyahların oturabilmesini temin için modern bir otel yaptırılması da mevcut tasavvurlar arasındadır. Belediye bu husustaki kat'i kararını yapacağı tedkikatı mü- teakıp verecektir. | Uyuşturucu maddeler inbisarı Uyuşturucu “maddelere ait lâ- | yıhanın. müzakeresi yeni Millet Meclisine kalmıştır. ? iktisat vekili Mustafa Şeref B. bu hususta demiştirki: “Ham afyon ziraati, ticareti, istihsali ve ihracı serbestir, Yuşlurucu maddelerin inhi- sârı hakkındaki lâyiha, vlan tadilâtlan sonra şu şekli ain.ıştır: “Ham afyondan yapılan tıbbi afyon ve diğer müstahzerâtın ve morfin, eroin ve buna mümasil maddelerin imal, istihsal, ithal ve ihracı inhisar altındadır. Ko- kain ve emlâhının ithal ve satışı dahi bu hükme tabidir. Bunlar yalnız eczanelerde satılır, Müsaadesiz yapılan zeriyat ta imha olunur. Münhasıran esrar istihsaline yarıyan nebatın zer'i memnudur. Memlekette uyuşturucu mad- | deler imal eden fabrikalar ka- nunun neşrinden altı ay zarfında | stoklarını tasfiye edeceklerdir. Buna mubalif olarak imalâtına devam edenlerin fabrikaları ka- patılarak makine ve alât ve ede- ağır para cezasi vardır., VEHİP PAŞA GÖSTENCEDE BIR SENE HAPSE MAHKÜM OLDU Köstenceden bildirildiğine gö- irari Vebip Pş., sırkat ve ve ire amindan (dolay b | gi İman 1717 d a Hava dünkü halini bugün | fürki yoktu. Yağihur ve sulu kar İ cesi azami 3, asgari sıfır olacaktır. Bu işe siz de şaşın ! Japonların kundura dumpingi ük bebe ea ediyor? İstanbulda (6) yüz bind fazla insan var, Ayni de (20) bin kadar kunduracı en ire mevcut. Bu kunduracılar gün geçtikce işlerini kaybediyor- lar. Birçokları işsizdir, bir çokları dükkânların, tezgâl larını Okapıyorlar, Yerli ve müterakki bir san'at halini a- Jan türk kunduracılığı İşinin güzelliği, işinin ucuzluğu yü zünden Amerikaya bile ihra- cat yapıyor. Fakat sehirde kundura istihlik edenler aza- lıyorlar, Niçin? Çünkü, hariçten gelen kun- durâalar O piyasaları sarıyor. Son sene zarfında yalnız Ja ponyadan memkeletimize (9) buçuk milyon çift altı kavu- çuk, üstü keten iskarpin gel- miştir, Kunduracıların anlattıkla- rma &öre bu ayak kapların YÜZ tanesinden 162 Tira gümrük almak lâzım gelirken, bu gümrük miktarı (62) Jira- ya indirilmiştir, Araya bir suj tefsir girmiş 162 lira 62 lira olmuş! Yerli malları koruyalım, yerli san'atları himaye edelim derken gümrük idaresinin bu —.. tefsirj — eğer kundu: racıların iddası dol ise — hakikaten aeaiptir. tini san- at, milli sermayeyi kendisine şiar eden bir hükümetin bir dairesindeki bu acaip “tefsire siz de şaşın... Bizde şaşahm! Kış mı, bahar mı? de muhafaza edecek Dünkü havanın gene kıştan fasılasız yağdı Yıldız poyraz fır- tınasınında Karadenizde şiddetle büküm sürdüğü, gelen baberler- den anlaşılmaktadır. Alemderzadenin hopu posta- sını yapan Millet vapuru «ün geç vakıt limanımıza gelmiş ve yok da hayli müşkülât çekmiştir. Kilyos civarında karaya otür- duğu yazılan vânderze kumpan- yasina âit ingiliz bandıralı toma- lin vapuru Seyrisefainin Lamine ismindeki kurtarma gemisi tara- fından kurtarılark dün Büyük- dereye getirilmiştir. Rasathanenin verdiği malüma- ta göre tugünde hava kapalı öolâcak, yağmur ve sulu kar ya- ğacaktır. Rüzgâr poyrazdan mü- tevassit esecek ve hararet dere- Rasathane, bâvaların birkaç gün bu vaziyeti muhafaza ede- ceğini tahmin etmektedir. Piya BUĞDAY FİATLARI DOŞÜYOR Bir haftadanberi (o Istanbula Anadolunun muhtelif yerlerinden buğday gelmiye başlamıştır. Bunun üzerine sert buğday fiyatları (5,5) kuruşa kadar düş- müştür. 16 martta yumuşak buğday (7) kuruş beş para iken (25) martta (6,24-1-2) kuruşa düş- sene hapse mahküm olmuştur. | Dava hukuku emar yem | i leniştir. Vehipi'Pg » Rö- mi ŞE ünlü firar Talip Nurinin 20 ini sırkatile itti- manyadan eden şekerci kutu şekerlemesir. bam edilmekte idi. Vehip Pş. , elyevm Romanya- da olmadığı için hüküm e te verilmiştir. “YAKTI, e abo- ne olunuz | bu fiat düşüklüğünün sarsıntıların» müştür. Sert buğday ise (16) martta (6,39) iken (24) martta (5.50) kuruşa düşmüşdür. 25 martta sert buğday üzeri- ne borsada #iuamele olmamıştır. Buğday #iatlarının bu düşkünlü- ğü ticaret odalarının ehemmiyet- İe hazarı dikkatini celbetmiş ve mesele iktısat vekâletine bildi- rilmiştir. | iktisat vekâletinin köylümüzü dan muhafaza edici müessir ted- birler almak üzere olduğu söy- lenmektedir. | det B. konferan- “San'at, san'at Şair ve doktor Abdullah Cev- det B. evvelki akşam Türkoca- ğında “Edebiyat ve san'atin içtimai ve ahlâ- ki vazifesi,, mev- zuu Üzerinde bir konferans ver- miştir. o Dikkat Şi ve alâkayı cel- beden bu kon- feransın mühim kısımlarını aynen yazı; Abdullah Cev- sa lere te- şekkür ettikten sonra şunları söy- lemiştir: Bu müsahabe- ye beni sevke den saik, şiir ve edebiyatımızın bugünkü umumi meylânıdır. Ben, san'at san'at içindir. — L'art pour I'art diyen- lerden değilim. San'at de, ilim de hep insanlık içindir, cemiyet içindir. Banlar cemiyetten, insan- lıktan doğar ve analarına faydalı ve hâdim olmak vazifesile doğar- Abdullah İ lar. Eğer bunlar bilâkis. insan- | lığa, cemiyete hayırsız olurlarsa ana baba katili evlâtlar gibi mütereddi ve fasit zürriyetler menzilesine düşerler. Şiir namına son senelerde ortaya çıkan ya- nların çoğu cinsi,şehvani ruh hareketlerini resmetmiştir. Bun- dan üç hafta “evvel bir edebi mahfelde bir genç şairin okuduğu iki küçük manzumede tekerrür eden berceste mısra, nemli (odudaklarile (sevgilisinin göğsünü ıslattığını söylüyordu. Çoğu genç hanımlar ve barım kızlar olan samilerin yanaklarına bu behimi ihtiras sayhalarının kırmızılık getirip getirmediğini görmek istedim. Umumi tabir kullanmak istiyorum. Matbuatı- mızın mühim bir kısmı başka bir vecit başka bir heyecan mevzuu yokmuş gibi oküyucula- rına yalnız genç kadın vücutlatının hatlarını teşhir ile ye bundan müstefit oluyorlar. En ziyade edibane ve müecddep | olması icap eden edebiyattır. Zaten edep ve nezahetle alâkası az olan yazıların üstüne ne ka- | dar edebiyat sernamesi konursa konsun edebiyat olamaz. Saltanat devri ediplerin hakiki edebiyat eserleri vücuda getir- mesine müsaade etmezdi. Hakiki edip olmağa izin yoktu. Bu hal, o devir için pek tabii id. O devirde düşünen ve gören kafa- lar için Türkiye, havasız bir iklim gibi idi. Halbuki edebiyatın — vazifesi, iktidar, ve mertebesi kadar yük- sektir. Alfieti (hükümdar ve edebiyat) adile yirmi sekiz sene | evvel Türkçeye nakil ve neşret- tiğim kitabında büyük hükümdar olarak (iskenderi kebi- ri ve edip olarak Danteyi alıyor. “iskender kebirin saltanat ve kişverinden ne kalmıştır? Halbuki Dantenin cessur ve riyasız ruhu- nun eserleri dünya durdukça du- racak, diyor. Alfierinin bu kitabının üçüncü babmın adı (edebiyat)tır. Burada şu satırları okuruz; 3 — VAKIT 28 MART 193) — San'at ve edebiyat âleminde için değil insa- niyet ve cemiyet içindir!,, Abdullah Cevdet B. Türkocağında edebiyat mevzuu üzerinde bir konferans verdi “Hakiki edebiyat nedir? Edebi- yatı bihakkın tarif etmek güctür fakat bu muhukkakdır,ki edebi- yat hükümdarın tabiatına, miza- cma, ozekâsına, iştigalatına ama- ig muhaliftir, Bu da sabittirki hiçbir mutlak hü- kümdar, hakiki bir edip olmamış- tır. Ve olabilmek ihtimali o yoktur * bu balde bu ka- W dar azim e © miyette olan ve tanımadığı için © kân olamaması zarüri obulünan Cevdet bey kulâne (himaye edebilir?... Eğer edebiyat eğlen direrek öğretmek insani bisleri tahrik ve feyzdar etmek ve is- tikametlere koymak san'alı ise bir hükümdarı mutlakın ahdinde edebiyat hakiki aşklarına varın cıya kadar insanın nasıl derimunâ nüfuz edebilir yüreğini nasıl te- kemmül ettirebilir? Nasıl iyiliğe teşvik edebilir ve fenalıktan nasıl teneffür edebilir? Nasıl fikirlerini buyültebilir, nasıl necip ve nafi bir heyecanla göğüslerini doldu- rabilirler... Âli muharrirler için tanıdı ğım ülviyet ve faikiyet ancak insanlara müfit olmalarıdır. Yük- sek mubarrirler bir hükümeti mutlakanın havzasında asla yeti» e yemezler, onları ürriyet çirimi istiklâl yetişti- rir, ferdi ve vicdani istiklâl ye- irir ve kendi cesaretleri sa; ni büyük olular. Asla himaye edilmemiş olduklarındandır, ki asar kalemiyeleri ahfat için faidebahş ve hatıraları aziz ve muhterem olarak ahlâfe vasıl ir. Alfiyerinin kitabının 4 üncü bahsi “hükümdarın takibettiği maksat ne dir? ve edebiyatın mevzuu ne dir?,, unvanlıdır. Bu- rada edebiyatın mevzuunu, ede- biyatın vazifesini çizen satırlar şunlardır: Edip ister ve istemelidir, ki yanları insanların bir çoğun nur, hakikat, saadet tedarik etsin. Diğer bir bahsinde edebiyatı i şöyle tarif eder: Kalbi beşerin şerh edilmiş, ve harekete geti rilmiş ve doğrudan doğruya MAM ve en tabii hedefe ter- cihih olunmuş gizli hisleri, ka- nunları ihtirasları. Hakikuten edebi eserler, ede- biyatın yüksek ve derin vazife- lerinin kumandası ve ilhamı altında ta yazılmış edebi eserler çok kerre orduların göremediği işleri ik, vii dünyanın bir ucundan | ahniiş iki misal zikredeceğim; bu iki misal edebiyatın ahlaki ve içlimai vazife ve tesirini göster- mek için münasiptir. Amerikada zenciler hayvan gibi alınır satı- lırdı ve bunların üzerinde beyaz- ların, hayvanların üzerindeki ta- sarrullarının ayni bir tasarruf hakkı vardı. Bu insan ve insan yüreği için isyan enğiz ve çirkin ve zalim bir müessese idi. Har- riette Beecher Stowe isminde bir Hanım bunların mazlum ha- i yatını tasvir eder, Önel Tom'ş Cabin yani Arca İ İldtfen sayıfayı çeviriniz) ii, a di hükmü ve takdir- * birşeyi nasıl mas vik EMİ mr ği GMİS. Mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: