9 Haziran 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

9 Haziran 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Oğluma idarehanerde bir iş verir misin ? > Bari akl: işe erer mi ? Sorduğun sunle de bak, de kullanırdım. “Adressiz zarf Aygen — Sana verdiğim zarfı ne » aklı işe erse kendi idareha- ! <Nişarlınım cevabı | — İkt lendiğ li buhran dolayısile, ev İ mez, Batıl itikatlar Cuma günü İstanbul havasında dolaşan yıldırımlardan bir tanesi $ zadebaşındaki Kalender camisinin m naresine düşmüş ve minarenin parça- İlanan taşlarını sokağa atmış. ; p İl Fakat dün o sokağı gören gazete ve fotoğraf muhbirleri sokakta pek fazla taş parçası bulamamışlar. Sebe- bi de garip! Etraftan gelen konu komşu “yıl dırrmın parçaladığı minare taşlarını evde bulundurmak berekettir, her tür. lü ağrıya Sızıya bire birdir, diye top- lamışlar. Batıl bir inanış ama, her hal de bu itikattam Şehzadebaşının bu yan sokağı istifade etmiştir. Zira halk böy le bir itikada kapılıp da bu taşları toplamasaydılar, kimbilir belediye kaç ay onları orada, yüz üstü bırakırdı. Veyahut, eğer tarihi kıymeti haiz ise, bu taşlarm günün birinde Bulgarlara satıldığını görürdük. Bari, şehrin İşine yarıyacak başka batıl itikatlar da alsa, yürüse.. mese- lâ: — Seni gördüğüme ne memnun oldum bilsen, seni ölmüş dedilerdi de cenaze- ne gelmedim diye gücenir- sin diye korkmuştum. Ham- dolsun ölmemişsin. Nefis balıklar Acemi bir balık avı meraklısı akşam e ve birkaç iri balıkla geldi ve karısına: — Karıcığım, dedi, bak ne enfes balıklar tuttum, bu akşam, şöyle bir ağız tadı ile yeriz. Karısı güldü: — Haydi oradan atma dedi, bizim komşu birkaç saat evvel seni balıkçı dükkânında görmüş. Oradan satın al. dığın balıkları kendin tuttun diye be-| ni mi kandıracaksın? Yalancı balıkçı bu cevaba'uğrıya- cağını evvelden kestirmişli. Onun için — Köprü üzerindeki çöpleri bir se| su cevabı verdi: re” pet içersine toplayıp yemiş İskelesin- — Evet, beni orada gördü, ben de den Halice döken, hihikmetihi taalâ,onu gördüm. Fakat, bugün bu balık. romatizma ve nikriş gibi hastalıklara lardan o kadar fazla tuttum ki hepsi- uğramaz. ni eve gelirsem olmuyacaktı. Bir kısmı. Diye itikat edenler çoğalsa İstan-|nı oraya götürdüm de sattım. bul belediyesi epice rahat ederdi ha- Şeytan ve iş ni... Büyük bir ticarethane patronu, bir) İtanıdığına diyordu ki: — Ben bu işe başladığım zaman kehdinie söyle bir sözü'düstür Ttihaz etmiştim: “Hey şeytan, önümden çekil, arka- — Kanalizasyon çukurlarnın ya- nmda yükselen toprakları kovalarla uzağı götürenin sırtı yere gelmez. — Yazın evinin önündeki on bir; metre caddeyi Sulıyan cehenneme £ir- — Bozuk terazi ve eksik dirhem kullanan esnafı yâkalayıp e belediyeye haber veren ömrü müddetince baş ağ- rısı çekmez! Topl İğne -Acelem yok ! Papas kilisede heyecimli bir hütpe| irat ettikten sonra yüksek © sesle ba- . İteş böceğinin Hizmetçinin cevabı Yeni bir hizmetçi tutmak istiyen kadın, hizmetçinin evvelce nerelerde oturduğunu sorup (soruşturduktan ve öğrendikten sonra dedi ki: — Peki bu kadar iyi yerlerden çık- mişsın bizim evde oturacağını aklın kesiyor mu? Hizmetçi cevap verdi: — Neden aklım kesmesin hanım e- fendi, oraların hiç o birisinden kendi arzumla çıkmadım ki. Serhoşluğun delili Polis, tahkikat esnasında bir şahi- de sordu: — Bu adamın o gece parkta haki- katen sarhoş olduğuna emin misini? Şahit: — Evet, diye cevap verdi, bir arkasından (koşuyor, ondan sıgarasinı yakmak için ateş istiyordu. Tutumlu adam — Tanıdığın adamlar içersinde en tutumlusu hangisidir? ? — Bir ihtiyar (o yahudidir ki her zaman istasyonda bilet almak için ahali sıralandığı sırada, parası c& binde herkesten fazla kalsm diye en arkada durur. Babası kızma dostane nasihat edi- yirdu: . — Kzrm eğer hakikaten iyi bir ko- caya varmak istersen sana Naci Beyi tavsiye ederim. Onunla evlen. Çünkü O seni hakikaten seviyor. — Nereden anladın baba? — Çünkü kızım, bu adam bize gel dikçe kendisinden ödünç para alırım. Öyle olduğu halde adam altı aydır, #- yağmı kesmedi. n elinde pek az para bu! Jğuedi: , söylediğin vakit nişanlın — Ey cemnatl. İçinizde (cennett gitmek istiyenler;ayağa o kalksınlar, Herkes ayağa kalktı, yalnız yan tarafta kısa (o boylu bir adam yerinde oturuyordu. Papas, ona hi- tap etti — Sen cennete gitmek misin? Adamcağız, şu cevabı verdi: — Muhterem peder, benim acelem ma geçi, Yazhane çocuğu — Ne yapacağı Muhatabı, bunu dinleyince Mim, götürdüm, p kutusuna|ne ded dl dedi P — Vallahi bilmem, çünkü o daki- ia Me Hay sersem hay, ne yaptın.İkadan bert göründüğü yok. / Üzerinde adres bulunmadığını| .. : yin mi? Bu me dikkatsizlik? ödünç pardesü — Gördüm efendim. n geçen hafta ö > O halde ne diye bu sersemili-İdünç aldığım pardösüyü geri verdim pt? İmiydi? >— Ben'ne bileyim, mektubun ne- — Hayı İN ittiğini anlamıyayım diye mah.) | — O halde kimden istemeli; bilmem e yaptığınızı zannettim. 'ki? Hava da p in bi — Şimdi muvaffakıyetinin sırrını anlıyorum. Şeytan bir insanın arkası- na geçerse yüzü yere gelmez. iki kız | — Hasan Beyin iki kızı hakkında! ne düşünüyorsun? | — Birisi müthiş surette sade, öte-| sadece müthi « — Memur bey, tıraş olur- ken bisikletimi çaldılar,hem bu iki oluyor. — Ben sizin yerinizde ol- sam sakal koyuverirdim. — Dostum, siz istemiyor yerinden o oynamadan De Muhatabımı deki gerginlik zail oldu. o Anlaşılan son cevabım onu ikna etmişti, Arkadaşma bakarak: — Muamelesi doğru değil mi? Dedi, Arkadaşı başı ile tasdik etti. Her ikisi de diğer yoletları murukabe için yürüdüler. dı. Römorkör böğürerek üzerimize doğ- çarpıyordu. ru geldi. vam etti; Az zamanda bahriye askerleri va- — Öyle ya... Bu kâğıtlara bakılır. purumuza erişerek Üzerine çıktılar.!sa otuz beş yaşında olacaksınız. Hal: Tahkikata başladılar. — İçimde korku) bukj siz daha yaşlıya benziyorsunuz.. vardı beni müşkül mevkide bırakaeak| Bu sualin sorulmasına ben sebebi- suallerden ( kurtulmak için şeklimi yet vermiştim. Ben daha iyi saklanmak değiştirmeğe kurar verdim. Bazajla. /için üzerime nazarı dikkati celbelmiş| O Eşyamın yanına avdet eder etmez rımı ceşim bir vantilâtör borusu ar.İtim. Boğuk bir sesle cevap verdim. yere boylu boyunca yattım. Büyük bir kasına sakladım, Sonra karanlık bir kö — Hasta idim. İngiliz hastane heyecan atlatmıştım. İstanbula geri şesinde elbisemi değiti “im, Saçlarımm|sinde yatıyordum... çevrilmek korkusu dizlerimin o bağını İşeklini tebdil ettim. © ah ve eski el- Keskin nazarı yüzümü durmadan ü, Ist takın eye doğru İbiselerimi giydim. Maksat ihtiyar gö-|tetkik ediyordu. Bereket versin acele- e Ne“ bir * . zükmekti, Ihtiyar bir kadından kimjme rağmen az çok makiyaj yapmış phelenebilir?” Ona karşı merhamet;|tım. Biraz düşündükten sonra sordu: ikaytik hisleri beslenir. Fakut ondan! — Siz hasta balacı mısınız? şüphe edilmez. Saçlarımı — düğıtarak|mahviyetkâr bir tavırla o cevap ver. gözlerimin üzerine sâçtım. Bu süretle'dim: yüzüm kismen örtülüyordu, Sonra boy «— Evet zabit efendi. Bir numa bir fulâr sardım. Böylece 1s. bakarken hümmaitifoidiye tanbuldan acele kaçan fakir ve kendilda... . halinde bir kadına benziyordum. İ Gözlerini kapıyarak (o bir müddet Hazırlandıktan sonra diğer yolcu- r gibi durdu. Sonra bana tek: lara karıştım, Hepsi sirasile dizilmiş- ak dedi ki: lerdi iki genç zabit meş'alelerin ziya-! — Hümmaltifcidi mi? o Tamamen smda yoleuları birer birer tetkik edi-)tedavi oldunuz mu? Yolculara hasta vorlardı. Bu yoklâma bir saattir de. ız sirayet etmesin. » Yunanistanın aksayı ecnubundaki Ma vam ediyordu. Ben son kısım yolcular) — Oh! Zabit efendi tedavi oldum...) tapan burnuna doğru yol almağa baş arasına sıkıştım. Zabitler bana yaklaş- İki üç haftadır geçti. Fakat bu mütlladık. . i p tıkça yüzüme yorgun bir hal veriyor.hiş hastalık beni halsiz bıraktı... Zor. Başka şerait dahilinde bu seyahat dum. Sanki hastalıktan veni kalkmışlla sürünüyorum. Bunun için gitmek fevkalâde cazip olurdu. Fakat herkes bir haris idim. Birdenbire meş'alelerin! istiyorum. muzlim ati ile meşgul idi. Harp ne müt ziyası yüzümü tenvir etti; ii Bu £efer zabit diğer bir sual sordu:|hiş şeydir. © Kıtallar, cidaller, yan- © — Pasaportlarımızı veriniz... — Deniz seyahati çok uzundur. Nis) gınlar, yağmalar... Ne kadar kanlar Zabitlerden birisi kâğıtlarımı al-İye kara seyahatini tercih etmediniz? |dökülecekti. Bu Oktaln dört sene mış bir onlara bir de bana bakıyordu.) . Bu suale verecek cevap içime birden|devam edeceğini kim tahmin edebilir. » Empres Ofendya vapuru ha-İdurdu. Kısa emirler isiftik. İçi bahriye) Birdenbire dedi ki: bire doğdu dedim ki: di? Kömür almak için yolda bir liman- Tda limanda tahmil etmekde idi. askeri dolu filikalar denize inmeğe büy. — Bana baksanıza... bu kâğıtlar) o— Doktor deniz havasının daha iYi)da tevakkuf ettik. Kaptan kimsenin va- bir hafta sonra vukua gele'lladı. Filikalar bir romorköre bağlan.jsahteye benziyor. geleceğini söyledi de ondan.. , ,puru terkedemiyeceğini bildirdi. Za- (Bitmedi) abtlda çalışmış olan um İran e. — 18 — Ky arlar üzerinde yedi lisanla ta|cekti, Fakat İngiliz konsolosu İngil- ay ilânlar vardı. Bu hal şehrin) tereye avdet etmek istiyenlerin bü va- Xx -Jpura alınması için tedabiri lâzrme al- dr kozmopolit bir halkı old ny ilet ediyordu. Minlarda mıştı. Bu çok-iyi bir tedbirdi. PA memleketler; şubesinden maa- Akşam üzeri vapurda müşkülütla İyer buldum. Güverte üzerinde bir | gaebilerin kırık sekiz saat zarfında İçük yatakla iktiflaya mecburdum. Fa- », Tini kaydettirmeleri tebliğ oiu- kat ben şurasını terketmekten başka ağ Bu ilânlardan birkaç tane o- | Ri” yaptığımı farkedemiyecek bir şey düşünmüyordum. Bir taife ya. Nd © İdim, Sokaklarda şaşkın $a$|tağına, sintinede bir köşeye bile razı idim. Gece oldu. İstanbul her vakitki! Şıyordum. uyguna geçen Türkler gülerek) gibi ışıklara garkoldu. Limanda san-| *orlardı. Söylediklerini pek az|dallar dolaşıyordu. Yola düşmek için i mem aamafih İngilizlerle is-İmet saatini bekledik. Demirin alındı. / Manta erimi farkeyliyordum. Seri. ğı ve makinelerin harekete geldiğini ) i dönerek eşyam: topla-|duyunca rahat bir nefes aldım. Vapur erkege çarem vardı. O da limanılartık yavaş yavaş uzaklaşıyorduk. Se- en vapura binmekti, Kara t4İyineim uzun sürmedi, Hareket edeli he emin değildi. Fransaya var-İnüz bir saat olmuştu Marmara deni. vel birçok düşman hudutları) zinde idik birdenbire bir top sesi duy- iş m. İlk İngiliz vapurunun nelduk. Bir Türk harp sefinesi vapuru. Em ettiğini öğrenmek | İcinİmuza durmak emrini veriyordu. Zul- hı, Mümağek istedim. Fakat ; muvaf-imet bir ışık huzmesile canlandı. Gemi İ m. Bütün telefonlar terci projektör tutuyordu. Harp gemisi) Hi, Mİ muhaberat ile meşgul oluyor kücük bir muhripti. Fakat topları ne Yen muhaberat ise o kadar çoktu)kadar tehditkârdi. Siyah ağızlarını bi- 0 amı #larak Avrupa oteline gitize doğru devirmiş duruyorlardı. Va- Üim, A arzu ettiğim malümatı spur bizden bir kaç kulaç (o mesafede E | rasat evril çözr ihakik»* İini almıştım Türkler vapurdan çıktılar. Fakat bir müddet bizi takim ettiler, Çanukka- le boğazına yaklaştığımız zaman uzak- laştılar. Ertesi sabah uyandığım za- man herkesin sevinele (o bağırıştığını gördüm. İki İngiliz kruvazörü sefine- mizin yakınında yol alıyorlardı. Bun- Tar bizi himaye etmek ve selâmete gö- türmek için filodan tefrik edilmişler- di. Seyahat gayet hoş geçti. Biga şibih ceziresi savahilini boyladıktan sonra hastaya tutuldum

Bu sayıdan diğer sayfalar: