9 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

9 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— 4 — VAKIT 9 Ağüstes 1931 İlel Edebiyatı sölidenin ilk toh Bir hatıranın tazizi — Sahib letalf müsellesi — Hasbi bi İLK i : umu 1 imtiyazın tebeddülü — Bir S5bet memuru — Ahmet İhsanla ilk tesadüf — izmirden geçen bazı simalar Bir nevi utangaçlık. mele İsi defa valiliğinde bulunan Halil Rifat paşayı — sonraları uzün seneler dahiliye nazırı » ve Sadrazam — İz- mirde derin bir minnettarlık ove gü- kürgüzarlık hissiyatile yadetmiyen yok tur, şehrin ve havalisinin taşı ve top rağı bile hayırkir, icraatınm hatı- rasını saklar. Hiddet ve şiddetten ziyade tab'inın civanmerdane mülâye metinden mütevellit bir muhteremi- yetle muhatolan bu vezirin bilhas. sa Umrana taallâk eden icraatı vilâ. yeti ve şehri ne güzel yollarla teç. hiz etmişti. O halkın gönül yolları ni da açmasını herkesten ziyade bi. Mirdi, bilirdi demek belki maz. bütün şahsiyetinden taşan öyle bir orifati tiyneti vardı ki onu, hele yâakmdan (görüp tanıyanlar için, sevmemek mümkümdeğildi. Bir gün sahibi İmtiyaz Serif E- fendi çıldırims bir halde, göğsünü ne vakittenberi kemiren müthiş hir serelanın acılarım unutarak koştu, geldi bizi buldu. Gazeteye ihsanı şaharie “olmuş!. Makineler, . hurufat, sahiplerine atı. Ye. İnanamadık, sonra (anlaşıldı ki kalem (ve fikir erbabına da mütekay yit olan valinin teklifi, safbest — bir gâzeteyi muvafık birha va. İçine sarmak - siyasetine uygun görülmüş ve hakikaten Şerif Efep-! diye. tebşir olunan müjdenin file in- kılâm o vilâyet malsandığından para- ların alınabilmesine muallak kalmış. Bu son omerhaleyi, gatetenin Kü kömet konağı karşısında kışla akaret letinde (Omükellef ve vâsi bir daire ye naklini, güzel makinelerle - dol. gun hurufat kasaları ile bir matbaa tesisini betbaht sahibi imtiyaz lâyıki- le göremedi, İzmir sanayi şen, - anasız ve babasız bir bikes ço- cuk halini hiçbir zaman O terketmiyen bu halâk refik henüz genç denebile- eek bir yaşta o biaman İlletin san- cları arasında öldükten sonru im. tiyazı Ahmet Celâdete derrettirdik. Ona zeklâsmm taşkınlığından ve şahsmiın #evimliliğinden Bu lâkabı. İstanbuldan getirmişti. ve İzmirde dara vekâletile yerleştikten sonra © İzmire, İzmir ona o kadar ısındı ki hayatının son senelerine ka- dar oradan ayrılamadı. Cin Ahmet, Deli Fuat — Karagöz sahibi — ve kambur Nazif (İstanbu. Jun daima beraber yaşıyan üç maruf simamı imiş ki bir araya gelince her zaviyesi. İetsife, hükteye, zarafete bitmez tükenmez bir memba teşkil e- den bir müselles teşkil ederlermiş. doğru ol Yrldizin| merkezden uzak bir yerde az çek! mektebinden yeti-| mülhem ol.| muş bir lâkap vermişlerdi: Cin Ahmet!) Yazan : kHslit Ziye (ları, geniş bir misafir salonu — da İlma kalabalık — zengin bir matbaa. sı, kıyafeti düzgün bir müvezzii — | Çavuş — şık bir kâtibi vardı, Hatta sa bahtan akşama kadar her gün, boş olsa bile daireyi bir pencereden diğer pencereye, bir masâdan öbür masa- ya devreden bir nöbetçisi vardı. Bu nöbetçi evvelce meclisi idare başkâtibi iken — istifa eden ve İzmirin len. asil ailelerinden birinin oğlu ©- lan Kantarağası zade Mustafa Beydi ki başka bir işi olmadığı için zaman: n: en hoş vakit geçirilen (o (Hizmet) Jidarehanesine vakfetmişti. Biz onu daima orada bulurduk ve müavenete ihtiyaç zamanlarında da tatlıca bir bakışla onu zazetenin her işine teşrik ederdik. | Bilhassa ben.. hemen bütün prova- lâri ona yapfırmağa bhaşladım. RBu- nun içinde sarahaten bir teklifte bu lanmazdım. Masanm başma yorgun bir of!.. la geçer, prova (kâğrtları nı bir infial ile önüne sererdim. O za- man © elini «uzatır. > Kâğıtları çekerek: “Getir!.... derdi. Ben kabka-| hayı basar: — Seni yine dolaba. koy- dum: derdim. O bu dolaba girmekten memnun, her defasında sanki böyle aldanırdı. ".. Bir gün bankanın bir işi İçin defterdara gitmiştim. O zaman defter dar Halit Beydi. Onun odasında ma- İsanın bir kenarmda (bir gene gör- düm ki seri bir yazışla bir mektup) karalıyordu. Dikkat ettim: Fransızca yazıyordu. Defterdar beyin - bana gösterdiği koltuğa, ta © gencin mukabil tarafı. na tesadüf eden biryere, , oturdum; muhteriz bir nazarla oo bana baktı, ben ona baktım, İçimden: — Defterdarın oğlu Ah- met İhsan olacak; dedim, O da içinden: — Tialit Ziya bu ol- İmalı; demis widir? Bunu bilmiyorum ama her halde sonra babasından sor- muş olacak. Her halde © edebiyatı cedidenin mebdei bu dakikadan haş- lıyacağına zahip olamamıştır, Yalnız » bu kadarla kalan hu ilk mülâkat, uzun seneler, - ve hayatta nadir tesadüf edilen tecelliyattandır İki bilâ arıza halâ, devam eden bir İ meveddetin mukaddemesini teşkil etti. O zaman kalkıp onun elini sıkmak o kadar tabil idi ki. ben yeni görü lenlerden daima böyle bir tehaşi his- si duyarım, belki bu utangaçlıktır. İ © Daha evvel; ben henüz cocukken, İBir gün sokakta bir landonun içinde İbir haş gö m. Baş diyorum, çün- kü onun yalnız başını gördüm; bir baş ki bir güneş “ * vdi: Namık Kemal... Galiba menfasından (diğer İzmirden İalevinin karanlık Diğer ikisi misafireten, biraralikiyir manfasina'gitmek için İzmirde - bulundular ve-hu müsellesin geçiyordu; “bir kenara sindim; aza- nasıl biemsal bir incelik sahâsi ol: metini idrakin oihata edemiyeceği düğuna biz de şahit olarak temaşası-İbir büyük hâdisei ceviye görmüş gibi na doyamadık. - Ahmet Celâdete yal| âdet korku içinde donarak. nız başma da senelerce devam e Diğer hir hatıra: Bir ece rıh- den refakatinde odoyamamış idik. umda Obir opera (dinlerken önüm. Hiçbir müşkülden (ütur getirmiyenidğe aarışın bir gencin yanındakiler bir tab, eline (geçen parayı xemi-'le nefis bir fransızca konuştuğuna dik- hane sarfeden bir cenabı, daima gül kat ettim. len ve güldüren bir neşesi vardi kii O Nasri anladım? nereden hissettim? ona o cidden müstesna bir. şahsiyet; © (Namık Kemalin oğlu Âli Ekrem!) mevkii, verirdi, Asil onü müstesna dedim Omuzuna dokunarak: — Ben, yapan fıkragöluğu idi. Halit Ziya... demek pek tesbit idi, Di- Mutlaka her toplanışta her hâ- vemedim, ve opera bitinceye Okadar dis olan şeye mümas (fıkraları var gözleri oOdöntüp bana isabet etmesin dı di mükerreren işitilse bile dafma | diye bü?üldüm durdum. taravetini muhafaza eder ve her de. Yine bir defa Selânikte Fazlı Ne fasında daha ziyade hoşa giderdi. P:k| çiyle Hamdi Bey zade Adil Bey zel- radan'ziyade onu nakledişinde, ben |mişlerdi. Her iki tarafın > dostları di gülmiyerek “fakat sizden mutlakalolan bu İki gencin-arasında bence kahkaha koparan ince bir mana İle bilhassa Fazlı Netip Selânikte gençli #öyleyişinde Id. Gözlerinin örlebiriğin (bir mümessili sfatile pek o iyi bakta, çehresinin öyle bir ifade alışı maldm fken kendimi şaşırdım, ve her! vayâr kd söylenen fkrava sanki şerhler hareketinde, o her kelimesinde fâei eder, Onları daha tuhaf ya'/ran bir çocuk sersemiiğinden kurtula. pim tefsirler z&mmederdi. !madım. (Bizmet) artık kendisine lâyık! Bu hal bende el'an mevcuttur, “el bir yuva sahibi oldu, mükellef oda-Jan muhitimin ve bezmi - dinsiyetimin zn Bona çaşı-| Son ders! Büyük bir yangın! Bir mahal le, 70 er yanar, İane defterleri a. çılır. Etfaiye hakkında gazeteler yazar; Mes'ul bulunmalıdır? Mu halifler söylenir: “. İnsanlar çayır çayır kimsenin aldırdığı yok! Felâkete dair nutuklar irat edilir, #airler (o cüzdanları arasından felâ kete, ve yangına dair bir o manzume çıkarırlar. Nesirler dökülür. Terkos aleyhinde hicriyelr yazı lr. Ve mihayet kabahat etfaiye ile terkos arasmda taksim (edilir. Son söz olarak, “— Eh. Artık bu da son ders ol- diye hakimane mütalealar serde yanıyor sun! dilir, » Senelerdir bu sözleri dinliyorüz. Ses ayni, dert ayni, mantık ayni, ve teselli ayni: «— Artık bu son dersolsun! Şehrin bir tarafında, (kıpkırmızı ağzını açarak, karnını doyurmak için külübeleri hâp gibi, evleri ve ma- halleleri bir lokma gibi yutan, © müt- İhiş zahife dolaşmağa başladı mı bir dua gibi bu sözler dillerimizde dola» şır. oKaranlık gecelerde bir yangın duvarlardaki ak- sine benziyen bu gözler gazele sütun larına günlerce parıldar, Nihayet, yangın yerleri gibi, ev. velâ, alev kaybolur, sonra, düman a- zalır.. Daha sonra yanık izleri silinir, GN ders sözünü işittiğimiz za- man yangınlar henüz (Fatihle Çırçır arasında İdi. Son ders bitmedi, tü- kenmedi. yânzın şehrin ortasında hir çöl şeridi gibi uzanıyor. Bir ucu İs tanbulun surlarına dayanan yangın şe ridi, bir taraftan Nişantaşına kadar uzandı. (Son ders) sözünü işiten çocukla” rın saçlarına kır düştü, Gazetelern (Son ders) i halâ bit- medi, Halâ paydos vurmadı. Kimbilir belki (o son evlerin kül leri kazsımmda şehirde çalınan paydos borusunu “İşiteceğiz. SADRİ ETEM Muamele vergisi 17 ağustosten İtibaren tatbi- kine başlanıyor Böyük Millet meclisince ka- bul edilen yeni Muamele vergi- si kanununun 2 ağustos tarihli İ resmi ceridede intişar ettiği vi- Miyete bildirilmiştir. Ancak kanun neşrinden 15 gün sonra muteber olduğundan Son tan itibaren başlıyacaktır, Ayrca kanunun tatbikine ait bir talimatname beklenmekte- dir. gm Elektrik ve tramvay fiatları Ipka edildi Şirketler tarife komisyonu €- lektrik, tramvay tarifelerini tet- kik ve aynen ipka etmiştir. Meclis tarafından 'o 10 dan © 5 e indirilen istihlâk vergisi abonelerden elektrik ücretleri alınırken bu tenzile göre alına- caktır. Moibonmiza gelen eserler; —— Olimpiyat mecmuası OÖlimpırat spor mecmuasının 15 inei savını güzel vapılar ve resimlerle dön çıkmıştır haricinde olanlarla beraber bulun. dukça (o alışmadığı bir aletin daima gevşiyen anahtarlarını idare edemiye- rek odoğru sesleri bulamıyan bir Ke mankeş gibi tabiri mahsusile false ya pârrm, yahut belki daha doğrusm öy le Yaparım diye korkarak melekâtıma hökim olamam. Halit Ziya; bu kanun mucebince iktisap e- | dilecek “maafiyetler 17 ağustos” | Almanya Nereye Gidiyor (Üst tarafı birinei sayıfada) tikten sonra idi ka ti. ay kadar kısa bir vade ile kredi ver. meğe murafakat etmekle beraber me selenin daha. ösaslı. halledilmesi i- çin siyasi teminat şartları olduğunu ileriye sürdü: Fransa bilhassa Alman yanın son sene zarfmda inşasına baş- tabii Almanyayr © ken- Tşısında diz çöktürmek istiyetek- | ladığı (Cep kruvazörüy nün yapılma. İsından vazgeçmesini, o Avusturya ile gümrük ittihadr projesini elinden at- İmasını teklif etti, Versay muahedesi Almanyaya on İbin tondan büyük kruvazör yapmağı menetmiştir. (IOM) ton hacminde sadece altı kruvazör yapılmasına mü- saade etmiştir. Bunun sebebi Raltık de nizinde bahri bir kuvvet olmak imkâ- nmdan Almanyâyı mahrum etmektir. Fakat Almanya Versay böyle bir mecburiyeti o kabul etmiş görünmekle beraber ( Baltık denizin- İde, bahri hakimiyet tesisine çare bul- muştur, -Bu-çare.de (40,000) tonluk kruvazörler kuvvetinde olmak (10,000) tonluk kruvazörler yapmak- tır. Alman İnşaatı bahriye mühen- disleri bunun için kafalarını uzun Zâ- man yormuşlar, umumiyetle kru- vazörlerin obeher metre mikâbı İçin sarfedilen paranın dört beş (mislini cep okruvazörlerinin beher metre mi- kâbı için sarfetmeği göze (almışlar, bu sayede (10,000) tonluk (o cep kruva zörünü (30,000) ton kruvazörler ile boy ölçüşecek hale getirmeğe muvaffak ol muşlardır. Fakat Almanyanm azam! masrafı göze alarak ve her türlü © fenni ve. saite (müracaat ederek (10,000) ton luk cep kruvazörlerine (90,000) ton. luk kruvazörler derecesinde kıymeti harhiye. verebilmesi bilhassa Fran- sada ve Fransanın müttefiki ölAM Tar histanda büyük birtelâş ve asabiyet uyandırmıştır. Şüphesiz oAlmanyanın Versay muahedsi ahkâm dairesinde alir & det (10,000) tonluk gemi inşa etmeğe hakkı vardır. (Cep krivazör) lerinin inşası bu ahdi müsaadeye İstinat et- tiği © için Almanyaya kimee bir söz söyliyemez. Ancak (omüttefiklerin Verâay muahedesile Almanyanın Ya- pabileceği harp zemileri hakkımda var'ettikleri (o tahdidatın muayyen hir hedefi vardır. Ru da yükarda dediği. miz gihi Baltık denizi üzerinde bir daha hakimiyet tesis o etmesine İmkân birakmamaktır.. Eğer Almanlar, bu sene inşasına (başladıkları (Cep kru- varörleri) ile (bü hakimiyeti yeniden tesik edecek olurlarsa müttefiklerin bu vaziyet ile alâkadar olmasını, bilhasea Fransanın telâşa düşmesini tabil görmek lâzımdır. Fazla olarak iş bu kadarla da kalmamıştır. Malöm olduğu veçhile Almanya o Avusturya İle yaptığ: bir gümrük ittihadı projesi İle siyaseten Ralkanlara kadar bütün merkezi Av. Tupaya var'ayet etmek emelini ortaya koymuştur. Bu teşebbüs (Cep kru- varörü) nün inşasından mütevellit he- yecan ve teessürü arttırmıştır. Fram- sa İle beraber (Lehistan, Çekoslovak ya ve Yilgoslavya zümresi hep birden bu vaziyete karşı tedbir almak ça- relerini düşünmeğe başlamışlardır. Tam'bu #râdadır ki Almanya bagvekili “ile hariciye nazırı mali ve iktisadi buhranın tazyiki ile Londr: va gitmişler; tamirat borcundan Al manysnin kurtulmasına delâlet rica- sında bulunmuşlardır. . Bunu. mütea- kiben o Almanyadaki bankalar paniği olmuştur. Almanya âcil surette müt. tefiklerden kredi istemiştir. Bu kre- di meselesinin halli ise bugün her dev- letten ziyade Fransanın elindedir. İ o Vaziyet bundan ibaret (o olunca iFransa eline geçirdiği fırsattan Azami derecede istifnde etmek İstemez mi? İşte hunun içindir ki şimdi Fransa Almanyaya yapılacak mali yardımı esp krurazörünün İnşa ile Alman ya ve Avateuvya arasmdaki gümrük ittihadı projesinden ( sarfi nazar edil Onun İçin Fransa Almanyaya iç) muahederijle | üzere| Bir hüner Bursadan gelen bir iki tek konuşulur,|gelirse, © eline böyle bir firsat geç! graf, Gemlik havalisinde bir hay- dut baskını yapıldığından bah. sediyordu. Bu baberin tafsilâtı arasında bir nokta göze çarpı yor. Yolculardan bir yahudinin ö- zerinde - zahir ayrı ayrı yerler de - bir dört yüz, bir iki bin İ lira varmış. Kurnaz yolcu ne yapmış, ne etmiş, 400 lirayı kaptırmış, 2000 lirayı saklamış. Bizim elimizde toptan 2400 lira bulunmasına imkân yok ama, gene insanın bu yahüdi yolcuyu bulup bu büneri öğre- neceği geliyor. .. l Kalp çengelleri Amerikada, yahut Avrupada genç ve güzel bir kadın, tem otuz tane âşığı biri birinden ha- | bersiz idare etmiş. Bizde de ötedenberi “Kadının fendi, meşhurdur, ama otuz ki- şiyi birden idare edebilen ka- dın çıkmış mıdır, çıkmamış mı- dır. Allah bilir. Bir dostum, bu münasebetle kadınların alınları üzerine saçla- | rını kıvırarak yaptıkları ve «kalp | çengelis ismini verdikleri kıv- rımlardan bahsetti ve : — Görüyorum ki bü çengel ler bazı kadınlarda bir, bazıla- rında iki, bazılarında Üç, bar- larında daha ziyade oluyor. Acaba bunların adedi o ka- dının kaç erkeği birden idare ederileceğine mi işeretlir, dir ? ç Toplu Tğne > e ae mesi şartlara talik etmiştir. Amer ka ve İngilterede bundan başka #1 retle bu yardımın temini mümkün ol. mıyacağımı anladıkları için Almany ya bu maksat dairesinde (nasihatle yapmağa başlamışlardır. Acaba Almanya bu tavsiyeleri kt bul edecek midir? Alman gazeteleri bu — tarsi mevzuu bahis oldukça ateş jüskürüye lar. OBu gibi şartların asla kabul! dilemiyeceğini yazıyorlar. o Filhakik Fransızların teklifi (o Almanların $ yasi istiklâllerini elerinden aldıktâ başka Versay muahedesi dahilinde ke dilerine verilmiş hakları bile kulls' maktan menetmek demektir. Bu nel tai nazardan Almanların hiddetlend fe yerden göğe kadar hakları vardi Fakat Versay (omuâhedesini tanzil ederken o Almanyanın Baltık derisi den elini kesmeği bahri inşaat m tasından başlıca hedef olarak düşü İmüş olan Fransızların da kendiler İden istenilen yardımı pahalıya # mak İstemelerini de (tabi! bul lâzımdır. Binaenaleyh buzünkü O Alman sosyalist < hükümeti adeta ateş arasında kalmış bir adam d riyetinde bulunuyor. Bir tarafti müttefikler Fransanın tazyikı ile (C kruvazörü) nün inşasmdan ve anşl ten «arfı nazar etmesini (İstiyor! Başka türlü mall yardım olam?) ivorlar. Mali yardım olmayi Almahya İçin mall inhidam mu kaktır. Halbuki OAlman hükül (Cep kruvazörlü) nün İnşasmdan fınazar ettiğini sarahaten ifade * İse - dahildeki müfrit . milliyet verler, Hitler (taraftarları ha geçecektir. Nitekim daha şimdi bu müfritler Prusya diyet mecli feshi ile yeniden intihabına teş€' etmiştir. e Müfritlerin o vaziyete kim olması ise buçünkü (#097 Almanyanm yıkılması — demektir itibar ile Almanya ahvali çek bir devrede bulunmaktadır. k Mehmet Ası “e

Bu sayıdan diğer sayfalar: