4 Eylül 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

4 Eylül 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ER — 4— VAKIT 4 Eylul 1 EEE 931 Bir Amerikan hapisanesinde neler gördüm? Tom Muni 13 yıl evvel henüz gençken masum olarak hapse atılmıştır, bütün Amerika bunu biliyor, fakat o hâlâ mahpustur ve mabpus kalacaktır ! pm a am mmm nm ley Odalarında bir saksı çiçek bulunduruyorlar, asılmıya giderken Biyano ve cazbant dinliyorlar (Sanfransisko) Körfezi bir vapurla geçiyoruz. Yir mi dakika sonra (bir otomobil ıhla- mur, çam ağaçlarile dolu bir or. mandan bizi geçirerek mitralyözlerle müdafaa edilen bir kapımın önüne bırakıyor. o Bu kapıyı ayni vaziyette başka Okapılar da takip ediyor. En son kapıda, isimlerimizi yazıyorlar ve muamele bitiyor. On beş dakika sonra da bekleme odasında, Tom Mu.i ni ile karşı karşıyayız. l Uzun masanm bir tarafında mah. paslar, öbür tarafında da ziyaretçiler var. Masa tam orta yerinden demir parmaklıkla ayrılmış. Mahpusların bu parmaklıktan O uzanmaları yı tır. Masunın ucunda put gibi duran bir gardiyan var. Tom Muni hapisanede tam on ü.| çüncü (senesini geçirmektedir. O Ora ya genç olarak girmişti. o Şimdi şa-l kakları kırlaşmıştır ve yüzünde birçok buruşukluklar vardır. Tom Muni hiçbir cürüm işlemeden hapse atılmış tır. Bütün Amerika bunu biliyor, fa- kat buna rağmen mahpustur. Muni o eskiden birçok amele sen- dikalarında aza idi ve grevler ter. tip eder, Amerikanın resmi memurla rmın en büyük düşmanı olarak tanr nırdı, (o Emniyeti umumiye onu sene lerdenberi nezaret altında bulunduru yor, fakat bir mahkeme kararı dola-| yısile, Muni serbest (dolaşmakta vel propaganda yapmakta devam ediyor. du. 1916 senesinin (20 haziranında, mil; li bir fırka, Amerikanın harbe iştira. ki lehinde büyük bir miting yaptı. Mi- ting esnasında Stuart Strecat ile Mar ket Street köşesinde o bir bomba patlı yarak on kişinin ölümüne sebep oldu. Bütün taharriyata rağmen de mücrim ler bulunamadı. Fakat birkaç gün sonra, bir adam Tom Mi i nin olduğu yerde gördüği ti. Bu ihbarı öğrenir öğrenmez, Muni bizzat gidip (Nevyork polis müdüriye tine teslim oldu, derhal tevkif, muha-| keme ve müebbet hapse mahküm edil! di. Bigünah olduğunu ispat için bü- tün gayretleri neticesiz kaldı, kendi le hine şehadet edenler, hâkim tarafın. dan şüpheli görünerek (tevkif olundu. Yar ve mahkeme, hadisenin (olduğu gün, gazete muhabirleri tarafından 2-| Jınmış olan ve Muniyi hadise mahal- Jinden uzak bir yerde bir balkonda gös; terir fotoğrafları ihticaca salih görme- di, Biraz sonra bu fotoğraflar büyü- tüldü ve o zamana kadar görünmiyen bir sant meydana çıktı. Bu saat tam 1,58 i gösteriyordu. o Hâdise ikiyi dört dakika geçe olmuştu. o Muninin bu altı dukika zarfında bulunduğu evden hâ- dise mahalline gitmiş olması maddeten Kabil değildi, ove kendisinin bu işle alâkadar olmadığı meydanda idi, Fa- kat bu delil de hiçbir netice vermedi. Amerika efkârı o umumiyesi bu iş- Je şiddetle alâkadar olmuştu. Bir tahkik komisyonu teşekkül etti ve Mac Donald ismindeki şahidin beyanatının yanlış olduğunu meydana çıkardı, ve kensinin Ton Muni düşmanları tara- fından satın alınmış olduğunu İspat et tL. Jüri ile hâkim hükmün yanlış oldu günü söylediler. Bununla (beraber, Muni dostlarından biri olan ayni cü- rümle müttemen billings ile hapiste kalmakta devam ediyordu. İtirazlar günden güne artıyordu, mühkemeye müracaatlar çoklaşıyor, tehlikeli olmağa (O başlıyordu. Tom Muniyi omahküm eden hâkim Frank- lin A. Grifth her içtimaa gidip nutuk- lar söylüyor, ve Kaliforniya valisinin yapılan hatayı tamir etmesini her fır- sattan istifade ederek talep ediyordu. Bu iş için üç vali değiştirildi, bunun- la beraber Tom Muni hâlâ mahpustur. Bundan altı sene evvel Smith is- minde bir Amerikalı, ölüm döşeğinde sulkastin faili olduğunu itiraf etti vel Tom Muni ile Billingin bu işte hiçbir. -Jolup olmadığını tahkik ile meşguldür. / hapisteyim, Jmahposla görüşmek fırsatını kayan- var? methalleri dirdi. o Bununla beraber Muni mahpustur, Bu on dört senelik hapis müdde- tinde Muni kimseye boyun iğmek çöy !le dursun bütün gayretile bigünah ol duğunu ispat için mücadele etti. Eli. mi sıktığı zaman, kendimin oazimkâr bir adam karşısında olduğumu anla. dım. — Benden, diyordu, ne istiyorlar? cinayetin başkası tarafından © yapıldı ğmı ispat etmek bana mı düşer? Ka- bahatlileri arama benim vazilem mi- dir? Şimdi de bundan altı sene evvel ölmüş bir adamın beyanatının doğru lar ler. Bu mesele senelerce sürebilir, Ve Müve ediyor: — Ben bir şey istiyorum: Bitaraf bir adli tahkikat. Dostlarımın benim! gösterdiğimiz delillere rağmen ve hiç «ehemmiyet vermeden beni müebbet hapse mahküm ettiler. Eğer vali bi- jgünah olduğuma kanaat getirirse, ki bu pek yakındır, beni bırakmak mec İbariyetinde kalacaklar. o Aleyhime bir şüphe gölgesi bırakacak olan bir aff: kat'iyyen reddederim. On üç senedir icap ederse, (hakikatin tamamen meydana çıkması için bir bu kadar daha hapiste kalabilirim, idam mahkümları Bundan sonra yirmi senedir hapiste bulunan (Mae Namara) isminde bir risi dım. Bu adam 1911 de, Vos Anjeleste| (Times) dev binasmı (berhava etmiş olan anarşist grupuna mensup ; İdi. Adliye onun aleyhine hiçbir delil bu- lamamiştı ve el'an da yoktur. Bununla beraber mahpustur. o Alelekser mah- puslar, (oyirmi sene “hapisten Sönra,) serbest bırakılırlar. Mae Namara İ- in bu böyle olmamıştır. o Çoktanheri, idam mahikömlarına hizmet ettiğini ba na söyledi. Onlara yemek (götürür. müş, — Burada kaç idam mahkümu — 16. Birkaç güne kadar birisi i- dam edilecek. Nevyorkta idam için elektrikli kol tuk kullanılmasına mukabil, OKalifor. niyada idam usulü asılmak suretile. dir, Hapishaneyi yakmdan tetkik ede- bildim. 2400 kişilik için yapılmış olan, binada 4300 mahpus vardı, Efkârr umu miye, cinayetlerin artmasındaki sebep le az alâkadardır ve (aşağı (otabaka.i nın) daima bu gibi işlerle meşgul ol.| duğu nazariyesi kendisi için kâfi gel mektedir. Amerikalı öyle uzun uzün bir şey le meşirul olmaktan çok uzaktır, ve git tikçe düşen memleket iktısadi vaziyeti. ni ve işsizliği nazarı dikkate almaz. Hapiste bütün milletlerden nümu-! neler vardır, Beyaz, zenci, (o Hintli, Yunan, İtalyan, Fransız ve Alman mahkümlar var. Mahpuslar, dar, kü- çük, koridordan bir parmaklıklı ay- dınlanan hücrelerde ikişer ikişer yalar lar. En müthiş ve en korkunç ceza şüphesiz, yer altimda bulunan hücre. lere konulmaktır ki buralara hava hu- susi borular vasıtasile getirilir; en kuvvetli yapılı adamlar bile (burada ancak birkaç gün dayanabilirler. idam sehpası Hapishaneden çıkmadan evvel, mü fettiş bize idama mahkümların odasını ve sehpayı gösterdi. o İdamdan yirmi dört saat evvel, mahküm bu odaya gö tirilir. Bu ağaçtan bir parmaklık kafes! tir ve bir salonun ortasındadır. Bu su- retle nezaret kolaylaşır. o Çünkü idam mahkümu ekseriya (intihar edip kur tulmak ister. (Bir sene evvel bir ma'- küm intihara teşebbüs etmiş, (hasta. neye gönderilmiş, iyileştikten sonra getirilip hüküm infax edilmiştir. Ayni odada iplerin konulduğu ye ri gördük. Bir yirmi kadar ip say dım. Her > bir. defa kullanıldıktan) olmadığını yemin ile bil/sonra hâlâİsun diye yedi düğüm yapılırmış. dığını sordum, sılmalarını isterler. yuları ne ise hepsini yaparız. Daha ge çenlerde birisi bir eazbant getirttik. side asılmış. bir polisi öldürmüş, kında asılacak olan yaşında yerden bir kapı ayırır. için on Üç merdiven inmek Hükümden on beş dakika evvel mah. kümun bağlarlar. larını ayni suretle pınmasın. Diğer taraftan 16 santim genişliğinde (bir kalas da sırtına bağ- lanır, rma mâni olunur. da üçer Jara hükümet memurları Malküm sehpaya yaklaşırken > na Yürüdü. Burada, hemen yakılırmış. İp Sıkı tut. Bir köşede bir de piyano gördüm, ve bizi gezdiren gardiyana neye yaru- şunu cevap verdi — Bazı mahkümlar, musiki ile a- Burada son ar- istemişti, Lâf aramızda bu mahküm- iştihalarını kaybetmiyorlar. OHü- kümden birkaç gün evvel kendilerine tavuk verilir. Mahkümların odasına girdim ve parmaklık üzerinde kurşun kalemle ya İptlmış iki imza gördüm; French Lepi- re ve Yohu Mellon birkaç ay evvel iki Birisi karısını, öteki de| Müfettiş, en ya mahkümun, 19) Edvard Guikam isminde bi- olduğunu söyledi. Bu odayı, Sehpanın bulunduğu İçeri o girmek lâzımdır. kollarımı vücudüne yapıştırıp! Sehpanın önünde de ayak Bu suretle vücudün çırpınmala Sehpunın sağ veya sol tarafların. sandalya ovardır. o Bura- otururlar. bağlarlar ki çir-| bir siyah çuval geçirirler ve cellât boy nuna ipi takar. Bir masanın üzerinde kuvvetli Üç sicim vardır. o Sicimlerin uçları, Mrdemir gile asıl olan, bağlıdır. Bir hareketle mahkümun ayakları mahküm boşluğu düşer, boğulur. fettişler, o hiçbir zaman kimin kestiği ipin ölüme sebebiyet verdiğini bilmez-İ kirli kirli girdin. ler, Yanımdaki, müfettiş, birkaç ik dam sahnesinde bulunduğunu anlattı. Kendisine sordum: — Mahkümlar, Mam (esnasında nasıl hareket ederler? t — Ekseriyetle İYİ. Pek azları ken- dilerini kaybederler. o Ekseriyet basa- makları tam bir lâkaydi içinde iner. — Asılmak suretile ölüm âni mi-| dir? — Şüphesiz asılmak suretile idam en iyi usuldür. Elektrik sandalyesin- den daha pek çok (o İnsanidir. Boyun damarları derhal kesilir, maamafih çırpınmalar biraz sürer. o Bunun için mahkümu bağlarız. Yalnız bu çırpın.) malar otomatiktir. Ölümün amansiz surette gözleliği mahkümların hücreleri önlerinden ge çiyoruz. Hemen her hücrede bir saksı çiçek vardır. Bir mahpus başı ile bizi selâmlıyor, birisi, önünde durduğu- muzu görünce kahkahalarla gülüyor. Bir saksı, yemek için bir favuk ve musiki ile idam. Hapisanenin Gışında (o yeşillikler içinde, lâtif bir manzara uzanıp gidi- yor, “Ernst Toller,, den nakleden : fa. Önümüzdeki 9 Eylül Çarşamba akşamı MELEK sineması tekrar açılıyor. Marcelle Chantal larsfından temsil edilecek Para,.Aşk (Şeytanın Dostu) "Tamamen Fransızca sözlü bir filmdir altındaki tahta (kayar ve| “yaklarını yıkamadan nasıl buraya gir (Vakır) m Tefrikağı No.135 kısmına ——— Lüka, incilinde, İsanın nesebinden bahsederken onun cetlerinden birinin (Lavi) olduğunu söyler, o bunun ve bu nunla beraber İsanın validesi Merye. (min, Harun neslinden olan Yahyanin| validesine akrabalığı — ileri / sürüle) rek İsanın adamlarile birlikte mabe-| di işgal etmesi esnasında (o âyin fera| etmesine muhik (bir sebep olarak ka bul edilmiştir. Rehahitler arasında bu gibi karbetler mevcut olabilirdi. Çün- İkü büyük kâhin tarafından İsa aley- hinde vukubulan ittihamlar arasında o nun mabette gayri meşru sürette âyin| icra etmesinden (bahsedilmiyor. “Bu. nunla berâber o büyük kâhinin bu nok! tada süküt etmesini bir delil — olurak kabul edemeyiz. o Çünkü (Josefüs) ün buna dair mevzuu bahis ettiği vesika. ya el karışmadığını gösterecek oObir şey yoktur. Her ne hal ise, belki İsa, mabette âyin icra etmekte haksız değildi. Bu sırada kâhinlerden (o bir kısmı- çok muhtemeldir. Bu devre ait olan ve son < derece mühim münakaşalara sebebiyet veren) bir vesika (Oxyıhynehos) papirüsü un- vanile mevcut olan incil parçasıdır. Burada (o İsanın mabedi işgal et- mesine dair şu hikâye anlatılmakta. dır: “Isa taraftarlarile birlikte mabede girdi ve mabedin en mukaddes sahası. Ferisllerden 0- lan büyük bir kâhin ona karşı durarak halâskâra şu sözleri söyledi: — Senin bu mukaddes harime gir- m ee ve aya BEKmMA- na kim müsaade etti? Kendin yıkanma dan, taraftarların — hiç olmazsa A diler. Sen, bu temiz ve tahir yere Halbuki ( hiçbir Kimse (yıkanmadan, o üstünü başını kaddes eşyaya bakamaz. Halâskâr (Yani İsa) birlikte durdu ve cevap verdi: — O halde sen, burada kutsi ha- rimde bulunan sen tahir misin?.. Kâhin bu söze karşı şumları söyle- di: — Ben tahirim. Çünkü Davudun İhavuzunda yıkandım. o Sonra birkaç merdiven indikten sonra bir basamak İyiikseldim, beyaz ve temiz elbiseler giydim, o Sonra bu mukaddes eşyaya baktım. Halâskâr ona cevap verdi: — Yazık sana, sen közü görmiyen bir körsün! Sen gece gündüz, köpek lerin domuzların Vm Pe kanmışsın, (Fakat ben ve im timizlerim semalardan yağan canlı sularda yıkandık..» Bütün bu hikâyeden anladığımız, bir kimsenin mukaddes harime, yani (Henkel) © o Sirmesine (o müsasde olunmadığıdır. Hahamlar, Okâ- hinler, o kendi sınıflarına mensup ol mıyan bir kimsenin buraya girmesini istemezlerdi. Hatta bunlar Obüraya girmeden evvel ayaklarmı yıkar, elbi- selerini değistirirlerdi. O halde Isa mabede girdiği z- man halk arasında durmamıştı. o Ale Vâde yahudiler o mabede girdikleri 72: man, mukaddes eşyanm en mühim. lerinden altın masa © fle perdeyi an- Jcak muayyen günlerde ve çok uzaktan görürlerdi, Tsa bu adamlar arasında durmakla iktifa etmemiş, sonra yal nız kendisi değil, bütün tilmizlerile birlikte o içerlere, (yahudilerin (en mukaddes bildikleri yerlere kadar gir! mişti, . İsa yalnız hae için gelmiş olsay- dı, onun bu kadar cür'et göstermesine lüzum yoktu. Yahudiler hepsi de ha- hamlarla kâhinlerin (o koydukları kai delere riayet ettikleri için o mukaddes eşyayı v uzaktan zaktan görmekl iktifa ederler, itün insanların nın âÂsilere iltihak etmiş olmaları da! seyahatinden değiştirmeden buraya giremez ve mu» diler. letmekledir. Nakleder ömer Rıza İsa, mabedin en kutsi girmişti Halbuki buraya buraya bir kimse giremezdi ye geri dönerlerdi. Isa herkesin (yaptığını yapmak- la kalmadığı için onun başka bir mak- sat takip ettiği belli idi. İsanın tilmizlerile birlikte mabede girmesinden ve ta içerlere dalmasin-. dan sonra yalnız bir kâhinin ona tiraz etmesinden onun mabede girdiği zaman mukaddes eşyayı muhafaza ©- denlerden bir kısmının ona iltihak et. tiğini anlıyoruz. (o Bunun sebebi İsa- nın kendisini mesih tanıması ve kendi sini böyle tanıdığı için mabede gir- imek, mukaddes eşyayı görmek salâhi- yetini kendinde görmesi idi. İsa, mabede bu suretle girmiş, ve bir kâhin ile karşılaşarak onun iti- razlarına cevap vermişti. İsa ile kâhin arasında geçen mu- havere, onun mabedi nasıl (o telâkki ettiğini izah ediyor. İsa, artık ma- bedi, kıskane bir ülühiyetin esraren - giz meskeni saymıyordu. . Burası, bü toplanma yeri, bütün memleketin merkezi sinagoğu idi. Her- kes burada toplanır, ezeli ve ebedi var lığa ibadet ederdi, Tsanın bu © telikkisi, (o Sileyma- nın'eski şark . tarikatlerine göre icat ettiği farikat felâkkilerine çok müna- fi idi. Onun için İsanın — hattı hare keti (o hiç şüphesiz bu tarikat taraf- tarları arasmda çok derin akisler yap- mıştı, o Bunlar, mabedi zirüzeber & dilmis, onun bütün kutsiyeti ayaklar altmda çiğnenmiş zannediyorlardı. Bir müddettenberi yüzünü gör- mediğimiz, sesini duymadığımız şair ve üstat Ahmet Haşimin bir Karadeniz döndüğünü haber ver- Gül Saatleri san'atkârı Samsundan tilmizlerile büyük bir teveccühle bahsediyormuş, Cenup çocuğu şimalden hoşlanmış demektir. Tezat,. esasen bu bütün hüyük şa- irlerin sevdiği bir şey değil midir? ,.. Keder Plâjdan dönen bir genç kızla er- kek arkadaşı (o hüzün içinde idi. Kolundaki o raketle tenis korta gi- den genç hanım kan ağlıyor. Acelâcaip isimli sandalı ile Kala- mış koyunda: — Okey! diye mükedder. On beş gün sonra mektebi açılaca- ğını düşünen mekteplide yeni bir ke der baş gösterdi: — Pola Negri ölmüş! Aşkın ame- li ve nazari taraflarını bu iyi bilen bir kadının daha ( gençliğine doymadan göçüp gitmesine, bani acınmaz da de gil. bağıran delikanlı Tonlu Tğne e Belediyede: Darülbedayi için yeni bir talimatname yapılıyor Belediye reisi Muhittin beyin riyâ- setindeki bir heyet darülbedayiin yeni talimatnamesini hazırlamaktadır. Bu İheyeti, evelce lâğvedilmiş olan muraka be heyeti âzalarmdan bazıları teşkil Talimatname şehir mecli- sinin teşrinisani içtimaıda görüşüle- cektir. 'Caddelere baraka yapılmıyacak Belediye Aksaray ve Küçükpazarda ki cadde üzerinde bulunan bazı baraka- larr kaldırmıştı. Burada sebze ve ye miş satan esnaf dün belediyeye gele- rek şikâyette o bulunmuşlardır. Buna rağmen belediye birinci sınıf caddele- rin manzarasını ve sokakları kirleten bu barakalarm yeniden inşasına müsü- ç ade vermiyecektir. FRİ PA AŞ e sanma j

Bu sayıdan diğer sayfalar: