19 Eylül 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

19 Eylül 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EET m — 4 — VAKIT 19 Eylül 1931 —————— m... Nm m mmm Ridingin ma ceralı hayatı ingilterenin dahili ve harici işleri iki yahudinin « elindedir Mühim şahsiyetlerden mürekkep olan yeni ingiliz kabinesinde, (Whigs) ler, uzun seneler hükümet mevkiinden uzak kaldıktan sonra, bir — taraftan Hint naibi kıralı Marki de Reading ve bir taraftan da eski oAsguith; ve Lloyd George kabinelerinde nazır bu- lunan Filistin âli komiseri Sir Herbert Samuel tarafından temsil edilmekte- dir. Uberallerin her iki mümessilleri de yahudidirler. Her ikisi de ( İyo- nizm taraftarı ve müdafiidirler, ve ay: ni zamanda Filistini bir (milli ocak) haline getirmeğe çalışmışlardır. Asalet unvanını almazdan (evvel Rufus Danlel İsank ismini (taşıyan Lord Reading, hariciye nazırı olarak Hendersonu istihlâf ediyor. Uberal fırkasını yeni baştan tas fiye ve teşkil eden, ve Lloyd Georgeun hastalığındanberi fırkanm asıl reisi olan Sir Herbert Samuel de dahiliye! nezaretine alınmıştır. Bu suretle bütün dünya huzurunda, İngiltere (O impera- torluğu ve ingiliz milletini temsil eden yahudi Rufus Danlel İsaak ve İngiliz milletinin idari kuvvetlerini o dahilde idare eden de yahudi Herbert Samuel olmuş oluyor. LORD READİNG KİMDİR? Rufus Daniel İsaak, Disraeliden son- Tâ en yüksek mevkilere inanılmaz bir kolaylıkla çıkan ikinci yahudi nümü-İyar, nesidir. Esasen onun şahsiyeti etra- fında bir sürü hurafeler dolaşmakta-| Londranm paylaşamadığı dır. Dünyada Disraelininkinden baş ka hiçbir kimsenin siyasi hayatı onun- kine tesbih edilemez. Bir İtalyan yahudisi olan Benyiv min Disraeli eski muhafazakâr İngilte- rTede rasgeldiği birçok maninalara rağ-! men başvekil olmuştu. Bugünkü ingiliz emperyalizmini ku- ran işte bu yahudidir. Disraeli lord payecini ihraz ettiken sonra dünya si- yaseti Üzerinde büyük bir rol oynamış- tır. Hemen hemen 19 uncu asrm © nn, İmzasını taşıdığını iddia edebili- riz. Bundan elli sene kadar evvel öl- düğü zaman, bütün İngiltere, onun yokluğunu şiddetle hissetti, Hatta ba| gün bile, onun ölümü günü hatırası nı taziz eden İngilizler vardır. Ve bu- nu, yakalarına onun sevdiği çiçeği tâ- 44 yaşında ilk defa olârak avam kama. karak yaparlar. Rufus İsaak'ın siyasi hayatı Dis ravliye benzemekle beraber, hurafe ta- rafından bu iki büyük yahudi biribir. lerine © benzemezler. Disraeli bir dip- Tomat ve bir şairdir. O ancak muhay- yilesi çok kuvvetli olduğu için diple- mat olmuştu. Filhakika fevkalâde mu- hayyilesinin tasavvur ettiği hadiseleri tarih ispat etmiştir. e Disraeli için İlk, olarak (edebiyat) ikinci olarak da (po- Titika) gelirdi. Muhayyilesi bir defa bile şaşma: maştı. Delili de şu ki, daha pek kü- çükken kendisine: — Byüyünce ne olacaksın? dtye sordukları suale, kısaca: — Başvekil! diye cevap vermiş ve. da, Rufus İsaak'ın tablati ise büsbü- tün başkadır. O, mağrur Disraelinin som$tiz ihtirasının o yabancısıdır. O, insiyakımın tesirinde olarak yavaş ya- vaş dereceleri aştı. Daha genç iken istikbalin kendisine neler hazırladığını bilmezdi. Bu münasebetle Lord Res. dingin bir şilepte (miço) bulunduğu z#manlara ait hatıralarını kendi ağ- zından dinliyelim: — Bir İskoçya şilebi ile ilk defa olarak Ganj nehrinin (o munsabını ve Hindistan toprağını gördüğüm günü hiç unutmıyacağım. OO zamanlar pek çok işim vardı: Gemi güvertesini sü- pürür, bütün madenleri (oparlatır ve üstelik domuz ahırı temizlerdim. Üs-| telik diyorum. Çünkü hiç olmazsa ya- hudi oluşum nazarı itibara ©l narak bu iş bana verilmiyebilirdi. Fakat iş- sizdim. İntihap vaziyetinde değildim.) En pis işleri yapacaktım. Bir de Kalkuttadan ayrıldığımız göhü pek iyi hatırlarım. Geminin kenarına dayanmış duruyordum. Zi. ra, hafif vücudumla ağırlık yaparak göminlü diizelmesine, © kalkınmasına! olmuştu yardım etmekliğim lâzımdı. (ajansını O© tesis etmiş ve tekemmül lim İbir centilmendi. Hep bir ağığdan (yaşasın Kalkut. ta) diye şarkı söylüyorduk. — Bir tek gayem vardı. Tekrar Kalkutta'ya dön- mek.. Fakat böyle bir şilep ile değil! Her halde o zaman Hindistanı idare e- den mâibj kırali de beni sokakta ge zerken gördü ise, halefine rasladr. fını hiç de düşünmemiştir. | İngiliz haritiye nazırı, küçükken, evinden kaçmıştı. Babası 15 inci asır. da İngiltereye hicret etmiş bir aile- den idi ve ticaretle meşguldü. Mace- ra peşinde evinden kaçan bu yahudi çocuğu, sonradan (İngiltere (o adliye! reisi), Hindistan naibi kıralı sıfatı İle taç giyen ilk yahudi olacaktı, İ Evinden kaçıp miço olarak gemici.! İlik ettikten sonra Lord Reading borsö- cı oldu. Fakat maliyeci dehası he- nüz daha inkişaf etmediği için daima kaybediyordu. Bütün parasını kaybet. ti ve Disraeli gibi kitap yazıp sata. rak para kazanamadığı için borç yaptı ve iflâs etti. Fakat Rufus İsaak züm- rüt anka kuşu gibi, son nefesinden taze bir hayata doğdu, yahudiliğin se- batı onu kurtardı, Bu iflâstan birkaç sene sonra kendisini (OLondranın en meşhur avukatlarından o görüyoruz. Lord Birkenhead, onu (gayet az ede- bi kültürü olmakla beraber en yüksek isiyasi şahsiyeler arasını giren pek nadir şahsiyetler)- arsında olarak sa-| Avukatlıkta bütün kabiliyeli in- kişaf eden Rufus İsaak biraz sonra bir şahsi-) yet olmuştu. Fakat bu şahsiyetin sır- rı ne idi. Kendisini şöyle tarif edi- yorlar; “Uzun boylu ve şık giyinir. Si- ması İnce ve fevkalâde zekâsını âkset- tirir. İngiliz hayatının bütün an'ane- lerine vukuf ve riayeti, daima nazik ve ince hali, hatta milbalâğa edilmiş gibi görünen fartı terbiyesi ile kalple- ri kazanırdı. Hâkimin huzurunda se vimli ve mahir idi. Kat'iyyen (ukalâ) görünmeden bütün adliye omesalline hâkimdi. Bir kelime ile ve her şeyden evvel o vakur ve zeki bir centilmen fakat mali meselelerde vukufu sonsuz Biraz sonra, İsaak politika haya- tma atıldı ve 'Rendingden, (liberal! İfırkası namma nâmzetliğini koydu ve; rasına girdi. Bir müddet sonra hükü metin nazarı dikkatini celbetti ve onu İngilterenin baş hâkimi tayin ettiler. Fakat diplomat ve maliyeci dehası bilhassa harbı umumide inkişaf etti Asguifh onu maliye nezaretine çağır. dı. Başvekil Lloyd George hemen he- men bütün nazik vaziyetlerde onun mali muammaları halleden dehası ile hareket etmiştir. Buna mükâfat olarak ona (Baron) sonra da ((Viscountde Reading) unvanını kazandı. Bunu ilk dairei intihabiyesi şerefine vermişler. di Şayanı (dikkat olan #arafı Ren. dingin, Oscar Wilde'in yattığı o hapis hane ve hu münasebetle yazdığı bir serin de 'İsmi olmasıdır. Yahudi oldu. ğu söylenilen Wilde'e, wcı — hatıralar yaşatan bu yerin ismi, başka bir yahı- diye asalet uncu olarak tevcih ede- vek weaba İngiltere büyük şaire kar- şı yaptığı haksızlığı zımnen ödemek mi istemiştir. fa. Lord Reading daima en müşkül vaziyetlerde işe davet edilmiştir. Bu surette harpte Fransız - İngiliz mali İkomisyonu riyasetine getirildi. 1918 de fevkalâde komiser olarak Amerikaya gönderildi. 1921 de de Hindistana na- ibi Kıral intihap edildi. Yahudi mil- letinin dağıldığından beri ilk defa olarak bir yahudi tahta (o çıkıyordu. Ve bu yahudi ırkının oam'anelerine sadıktı, ve her fırsatta ona (yardım etmişti. Ve tahta çıktığı zaman söyle- diği nutukta: — Beni yetiştiren ve yeni isimde bana muvaffakıyet verecek olan me ziyetleri, ben (ırkıma borçluyum. Diyordu. Word Reading Filistin İşlerile çok alâkadar oldu. Kendisi 1 milyon İn- giliz lira sermayeli ve Filistini elek- trikleştirmek için tesis edilmiş olan şirketin heyeti idare reisidir. Yahudi GÜNÜN —— “< <|ŞARETLERİ Taklit sulh Yeşil defne dalı, ve güzel bir ka- dın diye resmedilen sulh perisi asırla- ri önüne kattı — asırlar ihtiyarladı. Sulh perisinin hâlâ (saçlarına ak düşmedi, Kime sorsanız derin bir iç sızısı İle: “ Ah sulh der! Yumuşak san'atkâr ruhu, hisli ana kalbi, yaralı baba sade onunla teselli bulur; Ban'atkârm, ananm, babanın ha» ils emellerden doğan arzusu siyaset tergâhlarına düşünce beyaz yakalıklı adamların ağzında cıvık bir sakız ha lini alıyor. Milyonları döğüştüren, hu- dutları demir ve altından çemberle çe-| viren siyaset adamları ağızlarına bu sakızdan bir lokma aldılar mt, derhal ruhanileşirler, derhal uzun kanatlı, başlarında defne dalları asılı bön ba- kışlı, saf meleklerin seslerini taklit ederler. Melekler gibi makiyajlanır. lar. Ve içli, içli seslenirler. Bir İsa gibi yalvarırlar: ! — Sulhü seviniz, iyi ve güzel olu- nUZ. Sulh sözünü bir ananın dilinden dinlersiniz. (Bir babanın sulh iştiya- kını anlarsınız, fakat bu sözü Cenevre- den, Foreyn Ofisten, Kedorseden işit- tiniz mi Lâfontenin meşhur hikâyesini hatırlarsınız. Hani şu meşhur hikâyesini, karga ve peynir 918 galipleri sik, sık sulhten bahse- diyorlar. fakat sulh sözü, harpten da- ha kuvvetli bir silâh OOolduğu İçin harbi yapanlarm ağzmdan bir hücum şarkısı gibi dökülüyor. Harplerin di- kine indirdiği ( Vaziyetleri muhafaza eden bir sulh ogülünçtür. Nitekim Avrupa devletleri okendleri bile bu (Sulh operetini) dinlemekten bıktılar.! Silâhlarm tahdidi sözü sulh operetinin yeni dekorudur. Türkiyede sulh emeli bir arzusunun ifadesi değildir. “Türkiye yu maskesi altımda bir harbin dikine indirdiği şartları kimse- ye zorla kabul ettirmiş vaziyette de ğildir. Bunun için Türkiyenin sulhü isterim sözül bir ananm, sulhü isterim, beşeri bir san'afkârm sulhü severim, yarah bir babanm sulhü o seviniz sözünden daha az bir ciddiyet ve sami- miyet ifade etmez. Fakat Bu Türkiye halkının sulhü seviyor diye Lâfontenin kargası > haline gelmesini istemek değildir. Zaman, zaman bizi ağzından pey- niri kaçıran karga haline koymak is tiyen teşebbüslerle karşılaşıyoruz. Bunu kâh bir sinema © perdesinde seyrediyoruz. o Kâh sulh sözünün cx- zibesi ardından koşan zümrelerde gö rüyoruz.. Daha geçen gün bir sinema gaze- tesi, “Garp cephesinde bir şey yok, filminin Türkiyede oynanması için mü- saade isterken diyordu ki: Anadolumuza sülh getirmek için hükümet bu filmin oynanmasma müsa:| ade etsin! Bir kadın cemiyeti sulh proparan- dası yapmak İçin geceyi gündüze kata-' rak çalışmıya karar vermiş! Daha bazı misaller. İ Galip © Avrupa devletlerinin 91S| denberi edebiyatla, şiirle, romanla, filmle ortaya salyerdikleri bu, sahte sulhçüler, ve sahte Isaların bize bir dakikalık (sulh getireceğine inanmak basit bir budalalıktır. Beynelmilel tam terki, teslihat oluncıya kadar sul- hün en kuvvetli nazını silâhtır. Ne yapalım dünya hayalâtla, ida- re edilmiyor. Realite şudur: Türkiyenin sulhü, ( kuvvetli bir Türkiyenin elindedir. SADRİ ETEM etmiştir. 1930 da profesör Weizmann ile İngiliz hükümeti (arasında o ta. vassut etmiştir. Yezâne oğlu olan Lord Erleigh de Lord Melchett'in kı- zı İle evlendikten sonra, 1929 da kanlı Filistin hadiselerinde avukat sıfatı ile (yahudi ajansını) müdafaa etmiştir. Hindistandan ayrıldıktan (sonra Lord Reading artık siyasetten çekildi zanneğiliyordu. Fakat bugün 71 yaşm- harp da tekrar sahneye çıktı. Yeni kabine; (Vakttj ın Tefrikzsı İsa neye salbedildi ? Orişlimin batacağını haber verdiği halde bir şey olmamasi! yalancı peygamber olduğuna hükmettiriyordu ... Isa, kâhinlerin mahkemesile kar. mabedde yazdıkları yılaştığı Ozaman orada (kendisine (Allahın oğlu) dediği için, küfretmiş olmakla ittiham olunmuş, bundan baş- ka halkı mabedi yıkmağa teşvik etti. ği söylenmişti. Halbuki mabetteki kitabenin İsa aleyhindeki o ittihamları bambaşka- dır. Bu yazıya göre İsa sahte pey- gâmberlerin akibetine uğramıştır. Ki. tahı mukaddesin tesniye kısmında bun dan bahsedilir. Bu kitaba göre “bir o peygamber ve pek söylemesini emretmediği kelâm, onun ismile söylemeğe cür'et ederse, iyahut gayri ilâhların ismile söylerse bu peygamber olur... Kitabedeki töhmet, Tesniye kita- bmın bu satırlarına işaret etmekle, yani İsanın sahte peygamber “ölümü ile öldüğünü söylemektedir. Bu kitabedeki töhmetler, yani Ku- düsün harap ve mabedin muzmuahi! o-| lacağını söylemesi (o İsanın incillerde mahfuz olan bir takım sözlerine işa- ret ediyor. Metta ile Lükanın kaydine göre İsa şu sözleri söylemişti: “Ey peygamberleri öldüren ve sa- na gönderilenler taşlıyan Orşilim, Or. şilim!. Senin evin harap olacak! (Metta 23 — 37) “İsa şehre yaklaştığı zâmân ağ- ladı ve şu sözleri Söyledi: Öyle günler larm (siperler kazarak seni ihata e- idecek ve her taraftan seni tazyik € decekler. . Sen ve'içindeki evlâtlarını yerle yeksan ederek sende taş Üzere taş bırakılmıyacak!,, Asanm bu sözleri onu suçlu mev-| kiine düşürecek mahiyette değildir. Fakat bu sırada bütün siyasi vaziyet son derece vahimdi. Kudüs, İsanm işaret ettiği şekilde birkaç muhasara ve taarruz görmüştü. Hatta bunların bir kısmı pek yakın bir zamanda vü kubulmuştu. Pompey devrinde ve bil- yük Herod zamanımda bu hadiseler te- kerrür etmişti. İsanm bu gibi sözler (söylemesi tesniye kitabının şu hükümlerile ölçü- lebilir: “Lâkin bir peygamber söylemesini emretmediğim (kelâmı benim ismim- le söylemeğe cür'et eder, yahut gayri ilâhların o ismile söylerse ol peyzam- ber ölecektir. (Eğer sen kalbinde rabbin söylemediği kelâmı nasıl bile- lim dersen (şunu bil ki) bir peygam- ber harbin ismile bir söz söyler ve o iş olmazsa bu söz rabbin ismile söylen- memiştir. Bu sözlü peygamber müte- casirane söylemiştir. Ru hükme göre sahte peygamber lerin idamı icap eder ve ceza peygam- beri taşlamak sonra cesedini asmak- tır. Yahudiler bu gibi sahte peygamber. leri, sahtekârlık dolayısile (o idama mahküm ederlerdi. Bu itibar ile yahudilerin 2 seen samamnsasansmeoransam .. nin bilhassa halledilecek mali ve iktr- sadi meseleleri var. Şunu da unutma- malı ki, hariciye nazırı sifatile onun (terki teslihat) gibi halledeceği mühim bir mesele daha vardır, Halefi Hender son İyi bir surette bu işe başlamıştı. Öyle zannediyoruz ki Berlinde söyler) diği kısa bir nutukta: — Yeni neslin bir harbe girmesi. ne mâni olmak vazifesile mükellefiz. Sulh fikri bir din gibi insaniyete teli kin olunmalıdır. Diyen Lord Reading onun eserini takip edecektir, Esasen (istikbali iyf görüyor ve nutkunu şöyle bitiriyordu: — Ben bazan çocuklara büyüyün- ce ne olacaklarını sordum: (Bazıları kâşif, bazıları fabrikatör, doktor, ar- tist; birçokları tayyareci (o olacağını söyledi. Fakat hiçbirisi ordular sevket mek istediğine dair bir şey söyleneedi. (DERWİENERTAG) dan fa. AİR Miş ekeni ve gelecek ki düşman-' kitabe yahudi! diplomatlığınm o şaheseridir. İsanın hükümdar olduğunu, İdarlığa intihap edildiğini anlattıktari başka onun hükümdarlık edemediği ve yahudilerin hükümdarı sıfatile #8 aliyete geçemediğini, yahudi rüesai nın onu hükümdar sıfatile tanımadı larını ifade ediyor. Bu kitabenin 1 de ettiği diğer bir nokta, İsanm $$ (hadiseler yüzünden © salbedildiğidi€ İFakat kitabede İsanın Romalılara tef lim olunarak onlar tarafından o mal küm edildiği ve onlarm elinde hür hit adam gibi değil, fakat bir esir gi şerefsiz bir surette öldürüld gizle mekte ve İsanın muvesi şeriatine görü müstahak olduğu ceza yazılmaktadif” Yahudilerin kitabesine göre İsan# husranave muvaffakıyetsizliğe raması, İlâhi bir hükümdü. Onlar bf hükmün, nasıl ve kimin o tarafmdaf infaz olunduğu ile alâkadar olmami$ onun için İsanm sahte peygamber or duğunu, vahyi ilâhi olmıyan (bir ## kım sözleri söyliyerek (ilâhi gazeli tahrik ettiğini söylemişlerdir. Yahudiler nazarında bu (çeşit # damlar ve sahte peygamberler, ileri sürdükleri yalanlarla Allahı darılır lar ve onun için azaba müstahak oldf İlar.. İsanın söylediği sözler, veY$ ileri sürdüğü kehanetler Kudüs şehfi nin harap olacağı idi. Halbuki şehi” tamamile mahvoldu. Şehir hayat İl çağlıyordu. o Romalıların işgali olm”. sa, yahudiler hür ve müreffah yağ” İyacaklardı. Fakat buna rağmen #* Tİ YAKIMDA YATAŞ OYACAĞMI Müsyesdi İhiç bir şey yoktu. O halde İsanın 9 kehaneti, sahtekârliktan başka bir değildi. Sonra Işa mabedin viran olacağı! söylemişti. Halbuki mabet her gü” gelen ziyaretçilerle kaynıyordu. Mü minler her dakika (kın akın mabeğf girip ibadet ediyor ve yahudiliğin ic batın yapıyorlardı. O halde mabet Pt diye viran olacaktı. Arkasında vi tün yahudi milletinin kuvveti ve servi İti bulunan mabedin viran olacağı söylemek sahtekârlıktan başka bir şe) değildi. Isada bu sahlekirliği yapi” ğından dolayı, cezasına çarpmıştı, Fakat bu cezayı veren kimdi? Kitabede bu nokta ihmal olunuy: daha doğrusu mesküt geçiliyor. Bi nun sebebini bulmak çok güç değildir Romalılarm işrali devrinde yahudil€ rin ruhani makamatı, idam cezası vef mek hakkından mahrum © edilmişti Bu makamat, bu haktan maf rum edilmekle beraber ; bu hak kı haizmiş gibi görünmek ve yahudi re bu hakkı feda etmediklerini hisse tirmek isterlerdi. Onun için yahudiler, sürgünde bulu dukları zamanlarda bile idam cezası#! | verirler ve bunun infazmı Allaha b” İ rakarak onun bu cezayı mutlaka infa$ edeceğine inanırlardı. (1) (0) Strak Biller Bek, 2, (Sa. 199) Teşekkür Rofikaman doğumunda © fevkal de hizmeti görülen Aksarayda çük Langada kabile Mediha Sabri hs” nıma alenen beyanı teşekkür ederin Eminönü malmüdürlüğü varidok kâtipürrinden: Hayri, $ Hemşirem Sabiha hanımı kendisi" İne has kudret ve hazakati ilmiye il€ meliyat ederek üç kisti | çıkara Tıp fakültesi doktorlarından Past Fehim Beyfendile büyük yardımların" lesirgemiyen haş asistan Ruhi Pert minnettarlık ve şükran borcumuzu * ilemiz namına âlenen ifade — ediy” rumi, Istanbul barosu başkâtibi Eşref ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: