5 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

5 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

# f Acuzenin Definesi Müeüriri 1 Nizamettin Nazif Ressamı : Münif Fehim Ne yaman süvari bu be ! Yırtık pırtık kıyafetli adamlar bir saniye kadar onun arkasındân baka kaldılar .. ALİ biraz fazla kaçmış.. Sa-i lg yalatma bunu bana a ki. Velâkin Allah da yal i nca soğuk kaçıyor.. aray olayı var.. Allahü ri deriz olur biter... Peki, Öyle yaz.. Ve al şu .— alna bas!.. teâlâ di ğının arasından küçük bir al se çıkardı. İçinden sekiz on aldı, kâtibin şiltesine attı. mührü uzattı: BE Kâadı hohla da iyi çıksm! ir iki dakika sonra Darüsseâ- sr hazretleri mühürlerini ne ve kâtibe yazdırdıkları koyunlarına koyup dai- avdet etmiş bulunuyor - jk saat sonrat $çı yamakla- Yattıkları yeğ* odalarından kıvırcık bıyıklı, çakı gibi deli | a meraya mutfak ka- ir bektaşi (nefesi gibi lanarak geçmiş, lâkayt a- Mahağı Ahırkapı taraflarındaki Rot, elerin dar sokaklarına dal- hağvrcak bıyıklı delikanlı, bir et, salına salına, o sokak hi bu sokak benim dolaştı, Son enbire vücudu çevikleşti mları sıklaştı, az evvel ği kn m pasa tabana zıt i # sokağa saptı. Bir müd- i. daha yürüdü, Nihayet, bü - Yalaklr bir çeşmeye bitişik li bir kapıdan içeriye daldı. hçkak tenhaydı. Uzaktan bö - İyen ineklerin sesi işitiliyor- Maş, Saliba bu civarda bir ahır Bozuk kaldırımlı yokusun ba- a iki adam belirdi. Üstleri baş Yırtık pırtikti. o Yorulmusa ti orlardı. Kim bilir nereden heğösmenin önüne gelince, bir Yöne durakladılar. Birinin göğ - Yag kadar sarkan bir kara sakalı LU Yalağın kenarma ilişerek »k sesle: W > Alüş! — dedi — Bak.. Müf- i hazretleri ne derece fı- Ray, dostudur. Gör! Eğer su çeş- diz Yaptırmamış olsaydı, hali - Nice olurdu... >> Muhakkak susuzluktan pat- » Haklısm. Tahtasakal bu insan adamdır vesselâm.. AAdınm Alüş olduğunu işittiği- Mon genç, son dereceiri Say koca kafalı ve yalnayaktı. ar o kadar sarıydı ki bit a - yordu. Ufacık, katır bon- a gibi mavi © gözleri var- bir gözünü kırptı, başiyle çeş ös ayna taşını işaret etti: Ni Buradan mı? az Evet.. Duvarı aştın mı ora- Ky tesi kolay. Öbür tarafta, üç diş * Aşağıda bir ahır damı var - kay, Ordan fışkıların üstüne at- iç sözleri ise bilâkis gayet ha- İF sesle konuşmuşlardı; daha © onun kulağma, o onun fıslamıştı. Ve henüz ilam kesmişlerdi ki bir nal itilmiş ve hemen o anda, yan ln doludizgin fırlıyan dört nala yokuşun tepesine yi gözden uzaklaşmıştı. W irtık pırtık kıyafetli adamlar Mp kadar onun arkasından — dılar; Niği 8 yaman süvari bu be! Çaya murıldandı Alüş — İk aşnenin ayna taşma bir daha $ sonra gene yorgun âr- Mr nala giden atın sırtmdaki b sarayın mutfak kapısın » aikan kıvırcık bıyıklı delikan- yeaaknsr değildi. Acaba bu di?. Buraya niçin gelmiş, “A nereye gitmişti? Ü gsteden bakılınca kaşları bel-| tı »., Tahtasakala cevap verir ver-| Ve bu ev esrarengiz bir eve benziyordu. Çünkü yırtık kıya -! fetli adamlar yokuştan aşağı, at- İr genç yokuştan yukarı uzaklaş- tıktan, hemen beş on dakika son- ra kapımın kanadı gene aralan - mış; yüzünü gözünü, ellerini ve ayaklarını kaplıyan bol ve uzun bir kara cara bürünmüş, © çedik yemenili bir kadm, ürkek bir tavurla etrafı kollryarak sokağa çıkmıştı. Az ilerde, sağ tarafta bir sokağa saptı bu kadın.. Ve çok uzağa gitmedi. Göğdesi yüksek bir duvara gömülmüş iki katlı biri evin önünde durdu. Carın bir ye- ninden büyük bir anahtarın ucu uzandı. Görünmiyen bir el bir a - nahtarı deliğe soktu. Bir dakika sonra sessizce açılan kapı gene sessizce kapanmış ve kadm eve dalmıştı. Acaba bu kadında kimdi? Aynı mahallede bir evin kapısın- dan çıkarken görünmekten çeki - nen ve bir diğer eve girerken sesi çıkarmamıya gayret eden bu ka - dın nicin bu derece ihtiyatlı ha - reket ediyordu? gü” e güldün See Siyah carlı kadın kapıyı ka - par kapamaz binanın arka tara - fındaki odalardan birine dalmış- tı, Bahçeye bakan iki pencere bu odaya bel bir ziya dolduruyordu. Dört köşeye dört yatak serilmiş - ti, dört adam horuldıyarak yatı - yordu. Kadın sırtından carı çıkar- dı, asabi asabi buruşturdu; ya - tanlardan birinin suratına fırlat- tı: — Kalkın ulan! Bre hayvan - lar! Bu ne uyku?! Bre mel'unlar! Fakat bu ne , biçim kadındı böyle? Ayaklarında, paçaları srr- malı, kırmızı bir çakşır, belinde bir Trablus kuşak ve tam göbe - ğinin üstünde de adamakıllı bir biçak vardı. Daha daha?.. Bıyıkları vardr.. Evet, evet.. Kara, kıvırcık, çeki - ince kulaklarma kadar uzıyan bıyıkları vardı. Kadmm böylesi nerede görülmüştü?.. Bu bir er - kekti; hem de'sapına kadar er - kekti. Carı kafasma yerleştirdiği a - dam, şimdi doğrulmuş, yatı içinde oturuyordu. Ama öbürleri- nin dünya umurlarında değildi.. Uyuyorler, ve hem öyle horuldu- yorlardı ki.. Canı sıkıldı; birinin ayağımı hızla çekti.. Sonra şöyle bir doğ » ruldu da öte yandakinin beline bir tekme indirdi. Pes.. Eğer bu tekmeyi bir başkası yemiş olsay - dı, muhakkak kuyruğu titretirdi. Lâkin işbu yatakta yatan zatı şe- rif, baan mı bile demedi. Ense - sini, tahta kurusu ısırmış da ka- şınıyormuş gibi bir iki kere sıvaz- ladı; sonra başladı gene horulda- mıya.. — Uulan! — Veysel. — Hişşt.. Veysel! Diğer üçü yorganları alıp, ya- taklardan fırladılar; herifi sarsa- rak, dürterek (o doğrulttular. Bir parça uyanır gibi olmuştu ama, Şimdi de esniyor, geriniyor. göz- lerini © uğuşturuyordu. Nihayet güç belâ uyanabildi. Dışardan kadın kıyafetinde ge- len adamın pala bıyıklarına bak- maym.. Bu çok gencti. Olsa ok sa, hadi diyelim yirmi yedi ya * şında.. Fazla yoktu. Fena halde hiddetliydi. Pala bıyıklarını bir müddet burdu bur- du da: — Be herif! — diye haykırdı— Bu ne uyku be herif! Herif uyanmıştı ama, hâlâ ya- tağınım içinde oturuyordu. Genç bağırıyor, küfrediyor, haykırıyor o hiç umursamıyordu bile... . (Bitmedi) Bu Kadınlar Londrada Burma öl. kesine istiklâl Hindistanın Burma ölkesi bir zamandanberi kanlı hadiselere sahneydi, Burma ayaleti, Hindis- tanın “diğer kısımlarma nispetle çok ileri bir mahittir. Bu mem- lekette okur yazarların nisbeti yüzde altmışı geçiyor. (Burma) ayaleti istiklâlini kazanmak iste- diği balde İngiltere bunu ver- mek istemediğinden orada Saya San namında bir rehber çıkmış ve bütün (Burma) yı İngiltereye karşı müsallah ısyana teşvik et- miştir. Saya San, ( Gandi)nin tam ıttıdır. Gandi silâhsız ısyan taraftarı olduğu halde Saya San istiklâlin ancak kan dökerek ve hiç bir fedakârlıktan geri kalmı- yarak kazanılacağını anlamış, uyanık bir liderdir. Saya San, bu kanaatle hare- ket ederek başıma topladığı bir cemaatle İngiltereye harp ilân etmiş ve birçök sadık arkadaşla” rile bir harbi uzun müddet de- vam ettirmiye muvaffak olmuş- tur. Saya San'ın. açtığı isyan yedi aydan fazla devam etmiş ve vu- ku bulan muharebelerde 1200den fazla can telef olmuştur, Iki taraf (Oarasında ovuku bulan son mücadele esnasında İngilizlerin eline sarı bir elbise giyen bir adam düşmüş, bilâha- re bu adamın isyan lideri Saya San olduğu anlaşılmış, ve ken- disi derhal yakalanarak muha- keme edilmişti. Uzun muhakemeler neticesin- de Saya San Idgiltere aleyhinde müsellah bir ihtilâl vücude ge- tirmek töhmetile idama mahküm edilmiş, ve hüküm geçen cumar- tesi günü infaz olunmuştur. yi ip Burmanım Rangon şehrinde bu kanlı hadiselerin vuku bulduğu sırada Burmanın mukadderatını tayin için Londrada Hindistanın yuvarlak masa konferansından tamamile ayrı olan ikinci bir yu- nz masa konferansı açılıyor- u, Ingiltere veliahti, babası namı- na, bir nutuk irat ederek bu konferansı açmış, daha sonra Başvekil Makdonald murahhas- ları selâmlamış ve konferans Lort Pilin riyaseti altında top- lanmıştır, Lort Pil irat ettiği nutukta konferansın Burma için bir ka- nunu esasi bazırlıyacağını ve oradaki ekseriyet ve akalliyet- lerin bukukunu sivanet edeceğini söylemiş, bunun Üzerine Saveva Hinspav, Burma murabhasları namına bir nutuk irat ederek dost olarak geldiklerini ve hem Burmanın, hem İngiltere impera- torluğunun menafiini telif edecek bir tesviye istihdaf ettiklerini söylemiş, ondan sonra Hindin kadın o murabhaslarından OMis Maylung, Burma kadınları uamır emme nemi Sİ kk nl Dü mi 5—VAKTT 5 Kânunuevvel 1931 —— Hanımlar Nasıl Güzelleşebilirsiniz ; ? Karın, mide ve kalçaların zayıf- laması için neler yapmalı ? öğ Güzel hanımefendiler |. Sizinle artık son basbıhallerimi yapıyorum. Iki gün daha de- vam edecek son nasihatlerimi verdikten sonra güzelleşmeniz için sizi yalnız olarak aynanızın karşısı © na bırakacağım Bugüne kadar , cesaret edemiyor- (4585 dum. İşittim ki şark hanımlarınır barekâtı (o bede niye ile baş ları pek hoş de © ğilmiş. Onun için XX | eimnastikle — gü- zelleşme çareleri- # ni en son güne birakmıştım. . Bu- gün vücudun te- nasübünü, cildin nefasetini o temin edecek en esaslı çarelerden biri o- lan cimnastikler- den konuşacağız. Emin olun! Siz- den her sabah istediğim harekâtı bedeniye gününü- zün on dakika- sından o fazlasını" işgal etmez. Sabahları güzelliği- niz için hasredeceğiniz on daki- kacıkla aynada uğraştığınız sa- atlerin tam semeresini elde et- miş olacaksınız. İşe başlıyoruz ! Hanımların en ziyade korkma- lârı İâğım gelen şey, bel ve mide kısimlarınm vücudun diğer kısım- larından fazla şişmanlamasıdır. Avrupada son zamanda icat edilen elektrikli masaj kemer- leri kalçaların ve karin kısmının zayıflamasına epey tesir eden bir şeydir. Yalnız bu elektrikli kemerlerle karnını küçültmiye uğraşanlar, tabii harekâtla olduğu gibi aynı zamanda vücudunun tenasübünü de elde etmiş olmıyorlar. Onun için elektrikli masaj kemerlerini, daha ziyade hare- kâtı bedeniye yapamıyacak ka- dar yaşı ilerlemiş olanlara bırak- malıyız. Bence, bir kadının yaşı kırkı geçmemişse zayıflamak, yahut kalça ve karnını indirmek için elektrikli masaj kemerlerini kul- lanmaması lâzımdır. na imperatora sadakat arzetmiş, ve konferansın iyi netice vere- ceğine emin olduğunu ilâve et- miştir. Murahhaslar içinde sözleri şa- yanı dikkat olan zat Taravaddi idi. Bumurahhas şu sözleri söy- lemiştir : “Biz sulh ve müsalemet ve re- fah istiyoruz. Ancak bu sayede âç kalan binlerce insan hayatını kurtaracaktır. Konferansın Bur- maya tam bir muhtariyet ver- mesini istiyoruz. Bu mubtariyet, Irlanda vesair dominyonların is- tiklâli gibi olmalıdır. Bunun geri- sinde olacak bir vaziyet, bizi kat'iyen hoşnudetmez. Iki taraf arasında bu esas dahilinde sulh teessüs eder ve emniyet hasıl olursa Burma halkı da İn- giltereye döslane bir surette yardım edebilir.,, Herhalde Burma halkının Hin- distan halkından ve murahhas- larından daha çok muvaffak ola- cakları tabmin edilebilir. Çünkü bunlar yalnız menfi mukavemete değil, fakat müsbet harekete de inanıyorlar, Karın ve midenin tazla şişkin İ durmasının sebepleri arasında adele meselesi de büyük rol oynadığı için karnımızı indirirken mide ve batın kısınının sarkma- masını temin edecek adeleleri de kuvvetlendirmemiz icap eder. Hârekâta başlıyoruz dikkatl,, Sabahleyin yatağınızdan kal- kar kalkmaz aynanın karşısına geçmelisiniz. İk hareketiniz el. lerinizi yukarı kaldırıp. vücudu- nuzun etrafında kollarınızla dai» reler çizmek şartile onbeş kere teneffüs hareketi yapmalısınız. Ondan sonra arka üstü yere yatarak onbeş yirmi kere batın ve mide harekâtı yapmalıdır. Bu mide hâreketlerini tedricen art- tırmak lâzıradır. Yalnız mide ve karın adelâti üstünde ağnlar başlarsa, hareketlerin oadedini indirmek makul olur. Maamafih ham vücutlarda ilk haftalar tas biatile ağrılar hasıl olur. Bu ağ- rılar hareketlere biraz alıştıktan sora geçeceği için ilk günler has reketlerin adedini" indirmiye te- şebbüs etmemelidir. reketlerin adedini indirmiye te- şebbüs etmemelidir. Batın hareketlerinden sonra ve bel vücudün yumuşaklığını temin için resimde görüldüğü gibi (ba- caklar açık olarak) sağ elle sol ayak üstüne ve sol elle sağ ayak üstüne: her hareketten on kere yapmak şartile gövdeyi bükme- lidir. Bu hareketleri tamamladıktan sonra ayakları birbirine bitiştir- meli, elleri omuz hizalarında yu“ karı kaldırarak iki elle ayakla» rın ucuna kadar gövdeyi bükme“ lidir, Bu hareket de ön on beş kere yapılmalıdır. Bunları da yaptıktari sonra son hareket olarak gene ilk yatak- tan kalkdığımız gibi on on beş kerre teneffüs hareketini yapa- rak sabah jimnastiğimizi tamum- lamış oluruz, Yarın bu hareketlerin şemasi- nı göstererek nasihatlarımı takip edenlere kolaylık “temin etmiş olacağım. Aziz okuyucularım! Yarın siz- lerle son basbıbalimi yaparak ayrılacağım, Eugünden hepinizin güzelleşmenizi temenni edeyim... (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: