3 Şubat 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

3 Şubat 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LL LAR g) “unlarının muhake- mesine başlandı «taşta Ihlamurda bir c na- rad Hakkı ve Hacı isim- İrini iki kardeş, Celâl isminde dürmekten maznun ola- mubakeye alınmışlardı Dün ba, zada davanın görülmesine > Mec, Kanlı bır: ; hikâyesi RAN Sr ye İaznnn ardan Hakkı 27 yaşların ir Hacı, kendi ifadesine göre Yanın fustaki kaydına göre de 22 Maki ir Nişantaşında otur- Beş rençberlik ve sebzecilikle W Zul olmaktadır. Maktul Ce'âi baş 'arı bulunmaktadır. Tahki- ig, yakına göre hadise şu şe- * Olmuştur: aran Hakkı üç sene evvel Nikki, Celâlin hemşiresi Zeynebi Fakat | almıya talip olmuştur. denye Hakkının bu talebi herne- kay; kızın ebeveyni tarafından dör Ounmamıştır. Aradan üç hi, * kadar bir müddet geç: olay g akkanın Zeynebe karşı daha Mayülü söneceğine bir kat bj artarak, büyük biraşk ha- İamaağı tr: Nihayet, Hakkı ta- Ying €dememiş, kızın ebevey- Buysa ar müracaatta bulun- karşılı da gene red cevabile Şmıştır, VAAT in KAR RI am aa sa Yel, adan kısa bir müddet ev- biri Ymebi Mustafa isminde de bikâblamışlar, vaka günü tih, tafanın akrabası Zeynebin iy, *Şyasını taşımak üzre Ce- apadığıe gelmişlerdir. Eşyaların m gören komşuları Hacı tada evinden dışarı çıkarak a nm gitmiş: tiz “İ gün daha bekliyemedin e EŞ Li in e me külretmiştir. Hacı, küfrü aa İP derhal brovnik taban- tanı, sarılmış içindeki altı kur- Celâlin üzerine koşal!mıştır. Beki bitirdikten so 4 kas " bu defa arkadan Hakkı ; a ti, tabancasını Çelâlın ba- İİ Ve kaşııyarak üç kurşun sıkmış Ye,, “diştır. Kurşun yaralarile al yayen Celâl biraz sonra | ti, ZI hastahanede ölmüş- r saşe, Morgun verdiği ra- | Kilyy, Unmuştur. Raporda mak- i kurşun tesirde öldüğü ktedir, o Kurşunlardan alaka, Paşa şaşırdı, Dü topladı; aya e ederim (beyefendi, dedi, yu nakaşa mı edeceğiz, ben de Kreşe Sera kulu değil miyim? “ray akaşanın beyhude ol »! rae Yordam, yürüdüm. İn a azası Kabasakalla gelen Yaverlerin arasmda aşağı y, Biz, e Pekliyorlardı, Dolma birlikte muşa bindik. Yağ'ın yg seye çıktık. Rıhtamda za Kitgg, Arayarabasına atladık, Meme | Mya Lütfen pa beni bir odaya aldı. ay, burada biraz istirahat Ru, ha fakat dersi diyerek yanımdan çikti. ma Giren tstirahat.) İki saat * i Sürdü, Ne gelen var, ne so» a odanın kapısı açıldı! za lamur cinayeti maz-| REN YEL EPEY YE TM RTE EY Mahmut Nedim Bey | 30 Senelik Siyasi Esrarı iişa Ediyor | e > Tefrika:221111(” Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur. iünün Haberler inarifte: ilk tedrisat müfet- tişleri toplandılar Dün, ilk tedrisat müfettişleri maarif müdürü Haydar beyin riyasetinde onbeş günlük top lantılarını yapmışlardır. Bu top- lantıda kooperatif ve tatil me selelerile, mekteplerde umumi vazıyetleri görüşülmüştür. izmirin tarihi resmi Gazimize takdim edildi izmirden Ankaraya. giden iz” mir belediye reisi Dr. Hu'âsi B, Ankaradan şehrimize gelmiş vs izmirin 250 sene evvelki halin: gösteren kara kalamle yapıl mış bir resmi Gazi hazretlerine takdim edilmek üzere saraya götürmüştür. Hulâsi Bey, İzmir Rıhtım şir- ketine olduğu gibi atlı tramvay- larada hükümetçe vaziyet edil- miş olduğunu, Belediyenin bu tramvayları oalmağa ve islah etmeğe talip bulunduğumu, izmir Belediyes.nin satış pazarları aça- rak pahalılıkla bifil mücadele edeceğini, İzmirde Cazi heyke- linin martta (orekzedileceğini, söylemiştir. Meclis refsimizin ref:kaları Avrupâdan geldi Tedavi edilmek üzere bir müd- det evvel Viyanaya giden büyük Millet Meclisi reisi Kâzım paşa hazretlerinin refikaları Hf, dün Avrupa o ekspresile (şehrimize İ | İ Kadir gecesi için hazırlık Kadir gecesi Ayasofya (ocamiinde yapılacak dini ihtifal için hazırlıRn- Kadarda ra başlanmıştır. O gece 25 güzide 4“ fiz tarafmdan okunacak Türkçe kur- an, mevlüt ve tekbiri bütün memle. kete dinletebilmek (için dün radyo! şirketi tarafından enmide tesisat yan pılmış ve tecrübe muvaffakıyetle ne ticelenmiştir. Muhtelif camilerde Türkçe kur an okumakta olrn hafırlarm arala rında tesbit ettikleri Türkçe tek şudur: Tanrı uludur Tanrı uludur Tanrıdan başka tanrı yoktur Tanrı uludur Tanrı uludur, hamd ona mahsus- dur. : Resmimiz camide din radyo tesi-| satı yapılırken alınmıştır. “Umumi maaş Umum! maaş dağıtılmasına dön başlanmıştır. başta 10 santim uzunluğun- | gelinlik cihazım götürmek üzre da bir yara açmıştır. İkinci kur- | şun “sol kulağımm arkasını, Üçün- cü kurşun sağ kulağidın altını ve boynunu zedelemiştir, dördün- cü kurşun ak ve kara ciğeri del- miştir, Maktulun veresesi yerinde otu- ran Celâlin annesi Ayşe H. is- ticvabında; İşkodrada maruf bir sülâleye mensup olduklarını, kız- larını Hakkıya vermemelerinin sebebinin bunları iâyıkile tanımış olmamalarından mütevel it oldu gunu, nihayet bir tane kızları Zeynebi kendi memleketlerinden birile evlendirdiklerini, Hakkı ve Hacının kızı kendilerine Yerme- melerinden doğan bir iğbirarla Celâli vurduklarını söylemiş ve hadiseyi şöyle anlatmışlır; “ O gün damadım Mustafa nın akrabasından Rebia, Güzide isminde iki kadına, Yunus ve Bekir isminde iki erkek kızımın ' Kı AKAR, ( Son Yeman valisi ) KE KARMA A ta aray Hatiye sürüleri — Hoş geldin, sefa geldin Mah - mut Nedim bey. Diye ellerimi tuttu, yan yana 0 - turduk: — Nedir bu hal, vallahi Osenden faz!n müteessirim. Lânet olsun bu hafiyelere.. Ben seni bilmez miyim, fakat elden ne gelir. Dolu, dolu (Ve kapıyı göstererek) hafiye dolu, sürü sürü, alay alay.. Efendimize öyle de nüfuz etmişler, o kadar hulti et- mişler ki.. Maamafih gene bir icabı na bakacağız, sen müsterih ol.. Diyors du. Ben — Peki mesele nedir paşa, de- dim. — Ne olacak jurnal jurnal üstüne aleyhinizde atıp tutmuşlar, fakat İs. nat ettikleri nedir ( ben de lâyikiyle bilmiyorum, zatı şahane jurnalleri yanmda hıfzetmiş... Ş Tam ba in mabeym kâtipleri Si e. sk hi "4 ! eve geldiler, Eşyaları taşımıya başladık. Celâ'le diğer çocuğum Kâmil, kirilmasın diye aynalı do- labı arabâya kendileri indirdiler, Ikinci defasında sandığı indiri- yorlardı. Ben de kendilerine yar- dım ettim, Biz srabanın yanın- dayken birdenbire Hacı evinden çıktı. Celâlin üzerine ateş etti, Bir dakika sonra da yolun ke- narındâki hendekten Hakkı fır- i Jadı, Gözlerimi yumarak yere yı- gıldım. Sade yeniden patlıyan tabanca sesleri, Celâlimin hayki- nşını duydum ,, İstievap sırası miazaunlara gel- mişti. Arnavut Hakkı Türkçe bilmediğini, lâyıkt veçhile cevap veremiyeceğ'ni > iddia etmiştir. Maznunün isticvabı, avukat Şefik beyin tercümanlığile kabil otabil- miştir, Hakkı, Ce'âli vurmadığını içeri girdi, Şakir paşa onu görür gör- mez: — Ha. deği, belki İsmall bey oğlumuz daha İyi bilirler. Hakkı İsmail Hakkı bey de müteessirdi,! oda: — Jürnalleri şöyle gördüm, fakat okuyamadım, her halde bugün iş an. Yaşılır zannederim. Ben sordum: — Acaba jurnalleri nereden gönderilmiş? — Kimi, yahut kimleri tahmin e - dersiniz, dedi. O sırada aklıma gelen birkaç ha- fiyonin ismini saydım, bunların bz- şında Arnavut Bahtiyar paşa vardı. Jurnaji veren kim? Bu Bahtiyar paşayı Sultan Hamit (Hüdeyde) ye merkez Okumandanı göndermişti, Fakat asıl vazifesi ha- fiyelikti, Bu mühim sıfatına dayana» rak o Hüdeydede ve bütün Yemende aklmca bir şeyler yapmak istedikçe her mantıksız hareketi benim muha- lefetime marux kalırdı, şimdi, aley- himde hareket edenleri düşünürken evvelâ bu yat aklıma egimişti. İsmail Hakkı bey: — Hayır... Hayır... Dedi, jürnalles! ri veren meşhur Tayyardır (9) fakat asıl yatı şahaneyi aleyhinize” ti eden, İurnalle, t gö veren kim, ..arEEKENABEEAEABAASUNENEONENEEAAAAA ELA EASANENEENAAE ESA AANNASEEUEA SASA den Diyarıbekirii İsmail Hakkı bey) Poliste: Si ” Cesedi Bulunan Kanihın Hüviyyeti Dün sabah saat 10,5 de Üs Ayazma karakolu ci- varında çifte kayalarda bir kadın naşı bu'unmuşlur. Yapr- lan tahkikat neticesinde cesedin şehit yüz başı Yakup beyin zevcesi (o gölçebre banıma ait olduğu anlaşılmıştır. Ceset mor- ga kaldırılmıştır. Ne suretle öldüğü tahkik olunmaktadır. Ağır yaralama Evvelki gece saat 2355 da Hasöyde yaralama vakası ol- muştur : İskele caddesinde 25 numuru'lu dükkânda bakkallık eden Yuda evine giderken, dere buyunda arnavut Süleymanın bahçesindeki okulubede oturan sabıkalı Fetbi önüne çıkmış, taşıdığı o bıçakla Yudayı ağır surette yaralamıştır. Fethi yaka- lanmış, tabkikata başlanılmıştır. Isinirken mangala yuvar» landı, yandı Kurtuluşda damga sokağında i 3 numurulu evde oturan 50 yaş» larında madam Olga, asınirken | mangalın üzerine düşmüş, elle- rinden yaralanmıştır. Madam Olga, beyoğlu zükür hastahane- sine kaldırılmışlır. p Bir yaralama daha Kasımpaşada camiigebir ma- hallesinde oturan Nuriye banım dün evine giderken dostu şoför Mehmet önüne çıkmış ve jiletle yüzünden yaralamıştı marsasassan söyliyerek şunları anlatmıştır: “ Celâl askerdeyken Zeynep benden ö'ünç para isterdi, İlk para istemiye geldiği gün, “se- nin karm olacağım... Seni sevi- yorum artık ana sen bakl,, de- miş, ve yaptırdığı bir nişen yü- züğünü parmağıma takmıştı. O günden itibaren Zeynebi nişanlı bildim ve ona her ay on beşlira verdim. Sonra, Celâl askerden gelince, oZeynebi kendisinden istedim. Celâl “ben bu işe karışmam, hele bir annem gelsinl,, dedi. Annesi geldikten sonra da vermediler. Kızı baş kasına nikâhladılar. Celâle kızgın değilim.,, Müteakiben bazı şahitler din- lenilmiş, ve vakada ismi geçen diğer bazı kimselerin de şahit sıfatile ceplerine karar verilerek mübakeme başka güne bırakıl mışlır, inandıran başmüsahip Cevher ağadır. Bu Tayyarm yalnız ismini işitir- dim, kendisin; tanımazdım, başmi- sahip Cevher ağayla ise hiç bir alış verişim yok... O halde? Kendi kendime, — Padişahı yeni bir vehme düşürmek ve böylece gene bir alay rütpe, nişan, ihsan, ko » parmak için bu defa da ben hatırla. rına gelmişim, dedim, Şakir paşa da, İsmail Hakkı bey de yanımda çek kalırlarsa nazarı dik kati celbedeceğini düşünerek ve bana o müşkül zamanımda cidden babaca kardeşçe teselliler vererek, odadan çıktılar. Akşam oldu, ortalık karardı, bir harem ağası geldi, lâmbayı (yaktı, öylece yapayalnrb oturuyordum. lik istintak İsmail Hakkı bey tekrar oyanıma geldi: — Zatı şahane bazı şeyler sormam! irade buyurdular. — Buyurunuz İsmail Hakkı bey! Ve İsmail Hakkı bey, babam, 2 namdan başlıyarak yedi ceddime ka- dar bütün sülâlemi, İsimlerini, lâ - rede bulunduklarını, kendileriyle mu İ maoşlara ait yoklama muamelesine bu- —3 — VAKIF 2 ŞUBAT 1937 — |Doktorlar arasında CE yeni bir mesele Etibba -muhadenet cemiyeti bir içtimamda bir hastanın ikinci bir doktora müracaat ettiği za- man ikinci doktorun bu müra- caati birinci doktora baber ver- mesi muvafık görülmüş ve bu karar etibba odasına bildirilmişti. Bu mesele hakkında doktor Mazhar OsmanB. fikrini soran bi muharririmize şunları söylemiştire — Tabibi müdavinin olduğu yere tabibi müşavir girmez. Bu bir kanundur. Faka! bunu bizde tatbik imkân yoktur. Avrupada meselâ her ailenin bir doktoru bulunduğundan bu husus mevzuu bahis bile olamaz. Hülâsaten şu- nu söylemek lâzım gelirki bir evde tabibi müdavinin haberi olmadan tabiki müşavir girme melidir: Bizde de bu husus yakın- da tesbit edilerek bir esasa bağlanaıcaktır.,, Terite komisyonu bugün Haliç $irketile meşgul olacak Haliç şirketinin vaziyetini tet- kik etmek Üzre tarife komisyo- nu buyün saat onda bahri tica- ret müdürü Zeki beyin riyaseti altında toplanacaktır. Komisyon bu messle hakkında birkaç top- lanti yapacak ve vaziyeti etraflı bir surette tetkik edecektir. | Gelenler, gidenler Şelirimiz titaret ve sanayi oda” sı tetkikat müdürü Hakxı Nezihi bey tütüncüler köngresi.e iştirak etmek üzere vekâ'et tarafından Ankaraya çağrılmış ve dün git- miştir. Bir r ddet evvel Tstokholme gitmiş olan İstanbul ticaret oda- sı reisi Mitat bey, dün İstok- holmden dönmüş ve tütüncüler köngresine iştirak etmek Üzere akşam trenile Ankaraya gitmiştir. ( Kısa haberler ) Otomobil seterleri — Sirkeci- Koc tala paşa aramada dünden iti- baten otobüs selerleri başlamıştır. Maaş yoklaması — üç aylık günlerde başlanacak ve maaş sahiplerine yeni cüzdanlar verilecektir. iki yoklama» da mü'acast etmiyen cüzdan sahipleri, bu defa müracaat ettinleri tasdirde ancak yeniden maaş tahsisi muamelesi yaparlar sa maaşlarını alabileceklerdir. Filistinde bir sergi — Fiüstün- de 7 nisandan 30 nisana kadar devam etmek Üzere zürrai bir sergi açılacaktır. Bu sergiye iştiakimiz için müessislar Türkiye riraatçılarını da çığırmaktadırlar, İ swehğmi anlamış olduğunu Mhsas 64 den bir çehreyle başını sallıyarak çık» tı gitti. — Ta Yemenden bunun iğin mi ge tirildim, diye düşünüyordum. Odaya bir yaver girdi: — Beyefendi teşrif eder misiniz? Beraberce çıktık. Koridoru geç * tik, merdiveni indik, kapıda bekli. yen arabaya bindik. Besiktaş karakolunda Nereye gidiyorduk? Acaba refikam hâlâ vapurda m, ne oluyoruz? Araba Beşiktaş karakolunun önüne de durdu. İndik, yukarı katta bir odanın kapısını açtılar ve: — Buyurunuz, dediler. . Burada yalnızdım. Hem burası saraydaki odeya da hiç benzemiyor« du: Pis, havasız, leş, kırık dökük eşyalı, duvarları yer yer eğri büğrü yazılarla (Ya Allah!) o (Ya Hafız) (Şefaat Yaresulâllah) (Medet Ak Tah...) larla süslü bir odaydı. Çok geçmeden tahta kurularınm hücumu başladı. Öyle bir hücüm ki... (Bitmedi) (*) O günlerde bu Tayyar pek ak. j maş yürümüştü, Abdülhamide verdi. a e e

Bu sayıdan diğer sayfalar: