28 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

28 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fiz Eser ulinin Kaybolan leri Bulunuyor Ünisülkean İsimli Uzun Manzumesi De Meydana Çıkarıldı a en yüksek bürç olan Fuzuli kuvvet- ün, ğe, ,görmüş, zamanının ty olmay alma tamamen hâ- pi türün Eserlerinde o dev- in kuvvetle yaşatar a, *debiyattan başka ilim Ya tle iştigal etmiş olduğu ve ag ie, <emce divanlarındaki Pizuj elerden de anlaşılır. te e *debiyata, ilme ve hik- on beş eser telif etmiş- ii » biri 1 “Tg 2 Türkçe divanı, Matbudur. —. divanı. Muhtelif melerimi ü rd. rimizde yazma nüsha Krabi divanı, Yakın va- Nin nerede olduğu bi »- e Pe My, Türkçe Leylâ ve Mecnun. g “dur. Hüseyin Vaizin Ravza - ği dasınm — genişletilerek ve Aaj urek yapılmış bir tercü - Ky an Hadikatüssüada. Mat- ty. Sy Türkçe Bengü bade. Kül- ÜS asmda matbudur. ilme Sakiname, Külliya- “. a matbudur. | i arisiMuhaverei © rindü ye türkçeye de ter - 9 muştur, RE Farigi Risalei sıhhatü ma- duy, ürk e : i €ye tercümeleri matbu- 0 Şe iten Mehmet paşaya a çe şikâyetname. Kül in. Bde matbudur. air iin tane hadisin türkçe- a? a halinde tercümesi iz msi hadisi erbain. Bir aj ar Fatihte Millet kü- edir. n ta dayi 5. yla Türkçe Şahü Geda. Bu : herede olduğu bilinemi- yi — kaş Kelâm ilmine ait Matla- yasin risale. Nerede ol - edu, M Zamana kadar bilin - Li aa Fürisi Enisülkalp isimli e Tisale. Nerede olduğu ya- ty Mi kadar bilinmiyordu. ay Ve b Zamanımızda bulu - ti, ini 'unmıyan eserlerinin İ- n > Kü Meşhur kitabiyat âlimi- ty P Çelebinin vaktile onla- ing, Ve tesbit etmiş * olması iliyoruz. de « ç taptan şimdiye ka- »duğu bilinnmiyen a- € Matlaul'itikat j - inin ele geçtiğini Rus MR E. Berthels i riya: Sovyet Sosyalist sin > etler ittihad ilim aka - içe diği bir raporda bil- e 27: milâdi 1589 se- ; ç ğdatta Hasan Kethü- 2 Gi adamın elinde bu- bu nü eki kayıttan anla- r kayba « Fuzulinin şimdiye 5. Miyie sali muamma, Bir yaz ir, ada 1 Fatihte Millet kütüpa- | Füzulinin Enisülkalp isimli eserini meydana çıkaran Cafer Baha Bey risalesinden başka diğer malüm eserlerinden bazılarını da ihtiva etmektedir. Bu bususta müsteşrik M. Berthels Moskovada neşriyat- ta bulunmuş, Köprülüzade Meh - melt Fuat Bey de geçenlerde bu neşriyattan bahisle şehrimizde E- debiyat gazetesine bir omakale yazmıştı. Bu suretle ( Fuzulinin nerede olduğu bilinemiyen dört eserinden ikisi — Arapça divanı ile Matlaül'itikat risalesi — mey- dana çıkarılmış ve edebiyat tari - bıne mühim bir hizmette bulunul- muş oluyordu. Fuzülinin nerede olduğu bilin- miyen iki eseri kalıyor: Şahü ge- da ile Enisülkalp. Memnuniyetle öğrendik ki e- debiyat ( tetkikçilerimizden Ge - | lenbevi orta mektebi müdürü Ca- fer Baha Psy de son günlerde bunlardan Enisülkalp isimli man zum estri bulup meydana çıkar- mıştır. Bunun üzerine bir muharriri - miz Cafer Baha Beyle © görüşüp kendisinden izahat istedi. Cafer Baha Beyin söyledikleri şunlar - am: — Istanbul külüphanelerinden bi. rinde çalışırken elime pek eski el yaz- ması bir mecmua geçti, Bu mecmu« meşhur acem şairi Hakaninin Bahrü- lebrar isimli; kasidesile başlıyor. Mec- muada bundan başka Husrevin — Mir'alıssafa ve Cami'nin Cildurruh isimli eserleri de var. Bunları okur ve mecmuayı karıştırmya devam € derken Fuzulinin o ismini şu Kâtip Çelebiden işittiğimiz Enisülkalp adlı manzum kasidesinin de bunlar ara - sında bulunduğunu gördüm, Enisül. kelp, Fuzuli'nin kasideleri vadisinde hikemi, felsefi mahiyette uzun bir manzımmedir. 134 beyittir, o Farisidir. Hakaninin oBahrülebrarına o nazire olarak yazılmıştır. Tetkik ettiğim nüs ha nesih kırması hatla o yazılmıştır. Mecmuanın üstünde hiçbir tarih yok. tur. Tarifatına uygun olduğuna gö- re bu nüshanın Kâtip Çelebinin gör. düğü nüsha olması muhtemeldir. E- nisilikalbi türkçe (otercüme ettim, yakında bu tercümeyi ve aslını bas - tirip çıkaracağım. Cafer Baha Beyin bu güzel keşfinden sonra şimdi Fuzulinin nerede olduğu bilinmiyen . yalnız bir eseri kalıyor: Şahü geda. Acaba o da ötekisi gibi burnu- | muzun dibinde şehrimiz kütüp - ğu zannedilen a- | hanelerinden birinde tozlu yaz - Matlaul'itikat | maların içinde saklı mı duruyor? Türk şiirlerinden tercümeler Atinada çıkan aylık *Les Bal- kans,, mecmuası, Temmuz sayı- sında bazı Türk şairlerinin şiir- lerinden bir “Müntehibat,, yapa- rak neşrediyor. Fransızça çıkan ve Baikan ittihadı fikri etrafında neşriyat yapan bu mecmua, pek tabii Türkçe şiirlerin Fransızça tercümelerini neşretmiş. “Les Balkans,, mecmuası bu şiirleri karilerine takdim eder- ken bunların Türk şiirinin en güzel “parçalarından olduğunu, maamafih bu şiirlerin Türk şiiri- nin sonsuz güzellik ve zenginli- ğini bitirmekten uzak oldukla- rını söylüyor, ve Türk şairlerinin Resim eserlerinden bir “antoloji, yap- manın hemen hemen gayri müm- kün olduğunu ilâve ettikten sonra da nesrettiği şiirlerin intihabında kat'i bir isabet olamıyacağını | i da bildiriyor. Şiirleri tercüme edilen şsirler ! sırasile şunlardır : Yunus Emre, Fuzuli, Nef'i, Karacaoğlan, (Nedim, Namık Kemal, Abdülhak Hâmit, Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Ziya Gök Alp, Mehmet Emin, Yahya Kemal, Ahmet Hâşim, Necip Fazıl. Şiirleri Orhan Şemsettin, Ru- şen Eşref, Reşat Nuri ve Ab- Ali Avni Hususi Bir Sergi Açacak... Seneler geçiyor.. Odaların rü- tubetli duvarlarmda © çürümiye mahküm tuvaller doluyor.. Didin- mekten muvazenesi (kaybolmuş müfrit bir mesai nihayet boş, bom boş bir netice için.. çekilen iıstı- rapları, edilen fedakârlıkları in- kâra doymıyan nankör meslek... Muhit o kadar hiç bir şeyi gör - memiye, o kadar kayıtsız olmıya azmetmiş İ: San'atla zevk ayni hava içind Giribirlerini tanıma - dan iki maküs istikamete doğru gidiyorlar. Bu gün san'atı seven bir insan sıfatile bü acr hakikati daha derinden duydum.. Sabahleyin Aliye uğradığım zaman dostumu eylül iptidasmda açacağı sergi için etrafa yaydığı resimleri arasmda (meşgul bul dum. “indeki çay fincanını bira- karak biraz yorgun görünen bir ifade ile beni karşıladı. Haftalar- danberi hazırladığı — çerçeveleri boyuyor.. — İşte hazret! dedi. Epeyce resim var. Bakalım bu kadar zah- mete değecek mi?. Ne demek istediğini anlamış- tım; bütün bu müşkülâta karşı a- lâkasızlıkların kendi sergisi için de ayni derecede iltifatkâr olma- sı ihtimalini düşünüyordu. Hakkr da var.. Resim tarihi olmıyan ve san'at ihtiyacı, içtimai bünyesine girmemiş bir memlekette san'at hareketi yapabilmek kolay bir i; değildir.. Bilhassa resmin son se- nelerde takip ettiği cereyan o ve tekâmülü burada tamime imkân bulmak ne büyük bir mazhariyet- i tir. Modern san'at (telâkkilerini Yilen, bir insan için Ali Avninin resmleri hayret ve heyecan içinde benliği unutturan kuvvetli, çok kuvvetli birer san'at eseridir. On- ları uzun uzun seyrettim, Hepsin- den duyduğum zevk o kadar de- İ rindi ki bu müstakbel ( serginin dir olacağına hükmettim, Artık bu toprakta da resmin bugünkü takip ettiği yolu tamim etmek zamanıdır.. Memlekette her cephede yapılan inkılâplara mu- kabil san'at vadisinde en ufak bir kareket bile görülmüyor. Modern İ san'at telâkkileri ve bilgiler ih - | mal edilemez. Artık hiç bir kayıt | ve sarta tâbi olmadan fırça sal- | lamak devri geçmiştir. Resim te- İ tebbü edilmesi kolay olmıyan ge- niş bir ilimdir. Cemiyetin bida - yeti teşekkülünden beri açtığı ser- gilerle memlekette (o plâstik bir san'atın inkişafıma çalışıyor.. Ali- nin sergisi de ümit ediyorum bü» tün san'at arkadaşlarının yüzünü güldürecek bir tesir hâsıl edecek- tir, Hiç istemem ki hslerm, sanatı değil, ümit verici bir teşci nişane si göstermiyen koca bir muhiti nankörlükle ittiham etsin !,. Müstakil Ressam ve Hey - keltraşlar birliği azasından Arif Bedii - . | bizzat Sovyet Rusya İttihadına dahil Kalmık cümhuriyetinin milli bir tiyatrosu vardır. Resimde Kalmık aktörlerini bir piyes temsil ederken görüyoruz. Bu piyeste ortada duran ve gülen adam “Buda,, ilâhını temsil ediyor, Fakat Kalmıklar bu hiç gülmiyen ilâhı güldürmekle kalmamışlar, eline bir de telefon vermişlerdir. İ bedii heyecanlarımızı tatmine ka | İ tir ve garp dülhak Şinasi Beyler tercüme etmişlerdir. Türk şiirlerinin ecnebi bir li- sana tercümesini ve ecnebi bir kari kitlesine tâkdimini alkış- lamamak kabil midir? Şimdiye kadar Türk eserlerini ecnebi Jisanlara tercüme etme- mekle o kiltaramuz bususunda büyük bir ihmal de bulunmuş- tuk. Hatta sırf bu iş için bir büro bile tesis etmek icap eder. Yalnız bu tercümeleri neşre- den “Les Balkans,, mecmuası, küçük değil, oldukça mühim bir eksiklik yapmıştır. Bu şiirleri o- kuyan bir ecnebi, eserleri neş- redilen şairlerin hepsini elan ya- İ şıyor zanedecektir. Çünkü Yu- nus Emre ile Fuzulinin Obangi senede yaşadıklarına dâir, şiir- lerinin başlarında birer satırcık olsun bir izah yoktur. Yoksa acaba bu güzel mec- muanın tahrir müdürü, şiirlerin medlullerinden, yukarıda saydı- ğımız şairlerin hepsini muasır mi zanetti ? Her halde öyle olacak. Yoksa bu “müntehap,, parçaların ara- sında bariz bir mana ve bis far- kı olsaydı - Yunus Emre ile Ne- cip Fazıl arasında değilse bile - Fuzuli ile Mehmet Emin, Nefi ile Cenap Şehabettin, Kara- caoğlan ile Yahya Kemal aralarında mevcut olması lâzim- gelen asırların farklarını görmesi icap ederdi. Bg Yapılan tercümeler içinde en muvaffak olanları Aptülhak Şinasi beyin tercümeleridir. Ruşen Eş- ref beyin tercümelerinde de gü- zelleri var. Yalnız OFuzulinin “Manzumei basbuhalu sitayişi Seyit Muhammet Gazi Kadi Bagdat,, isimli kasidesinde: “Talibi zevki sohbelim amına,, mısraımdaki “talip,, kelimesi “de- mandant,, şeklinde Fransızcada mevcut olmıyan bir kelime ile tercüme edilmiştir. Sir de gene Fazulinin, “Menemki kafilesaları kâribanı ga- mem), mısramdaki “kafilesalar,, Ru- şen Eşref Bey tarafından “Chef de bande,, şeklinde tercüme edilmiş ki bu, “çete reisi, ma- nasına gelir Orhan Şemsettin Beyin Yunus Emre tercümesinde Bir garip öldü diyeler,, Üç gün sonra duyalar.. mısralarının, “Si un pauvre köre comme mal venait â mourir on le saurait gu bozt de trois jours a peine, diye tercüme edilmiş olması, bilmem ne dereceye kadar doğ- rudur? Pek hürmetkârı bu'unduğum Reşat Nuri Bey efendiden de bir şey sormak istiyorum. “Necip Fazılın,, O“Hırs,, isimli şirini “Convoitise,, olarak tercüme edi- | yorsunuz, bu ifade etmiş olduğu mtırap ve sonsuz artu yani “Convoitise,, mânaları ile “Passi- on,, kelimesi ile tercüme edilse daha mün:sip olmazmı ? Esasen Necip Fazı:da bunun i “Passion,, olduğunu söyliyor . » # » Türk edebiyatının yüksek şah- siyetlerinin şiirlerinin Frapsızca- ya tercüme edilmiş olması tek- rar edeyim ki, çok güzel bir iş- edebiyatı için bir yenilik olacak mahiyettedir. inşaallah, bu tercümeleri daha tamam bir şekilde kitap halinde toplanmış olarak görürüz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: