13 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

13 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

der iz ıde ir — Olmaz efendim.. Perde ka- a n, sonra çıkarsınız.. Y değil... i Bi eş Dedi. da 7 K i birdenbire ; 5 İ 4 5 e 2 z ASİ R “Garson eğilerek dikkat etti; Teş nievvel 1952 mini — — & Lal | Tâzl Ng. | VK > li KR ; "0 ia 7 / VU m! 04 e NR Şi Doktor — iyi ama sizde ben hi ç bir şey görmüyorum; Kalbiniz mükemmel, Hasta — Nası; görmüyorsun a doktor, © kızı Gördüm göreli kalbim yanıp tutuşuyor. VAKIT ini İ> EĞLENCELİ YAZILAR 4 ATLA NAR MN! Hizmetçi — Beyeföndi, buyurun oturun Manımefendi çıkarken şimdi gelirim, de. mişti, Çıkalı iki Uç saat oldu, demek ki bir iki saate kadar gelir, gm - e /Meşhedile kaynanası meyi gelya bep maz emeiçisir o | GECE yarısı saat:lmi? a AŞ > Meşhedi dükkânında sıcaktan saçlarının dipleri, bıyıkları rliyerek nargilesini tokurdatır- içeriye eski ahpaplarından im Efendi girdi: Vay hoş gelmişsen Salim E- indi, vsirmemeypi seni gayip et- ciddiretle im Efendi çok fena günler | — Bilirem, dedi, A lâkin me» irdiğini anlatırken Meşhedi | nim başıma aksi gelmişti. Menim le onun saçlarını gösterdi; | *açlarım da beyazlanmıştı amma >— Bu nemenem işti?. Henüz | bir gün gaym anam ölüncek he- h yaşındasen, saçların bembe- olmuştu.. Salim Efendi çektiklerini anlat tı ve bir gün ticarethanesinin na- sıl birdenbire göçüverdiğini bir | bembeyaz kesildiğini söyledi. Bunun üzerine Meşhedi kemali | mendem bütün saçların gararmış tr. —————ğ—mMmMmM mm troda bir koku) Otomobil kazası yaeri Gülleri, piyesinin 4. Yüzü gözü sarılı elleri askılar ti perdesi yeni başlamıştı. Ar. içinde köşe minderine çekilmiş o- sıralardan brinde oturan kelli- turuyordu. Arkadaşı içeri girince fakat yüz kiloluk bir zat bir. | hayret içinde kaldı; # ayağa kalktı. Dı. e e iği için yanındakine: RR Aman Mehmetçiğin, bu ne hal?, — Müsaade eder misiniz, dışarı — Ah birader, sorma başıma ayım. gelenleri. Derken içeri karısı girdi. Der- hal lisanı değiştirdi: — Evet, ne diyordum.. Küçük bir kaza, otomobil kazası. — Vah, vah... Allah bu otomo- billeri kahretsin, her gün mü, her gün beş on kaza oluyor. — Evet, sorma.. Allah kahret- sin... — Anlat bakayım, nasıl oldu?, — Bizim hanım bir otomobil gezintisi yapalım, dedi. Ben ol - maz deyince başıma bu kaza gel- di, azizim.. Sıra ile oturanlar bu şişman za- geçmesi müşkülâtına karşı ay- tirafı serdettiler. — Perde kapansın, sonra çrkar- ız! Dediler.. man zat oturdu. Fakat az bir “det sonra sıra ile oturanlar a- mda bir hareket oldu. o Hepsi p tutmıya başladılar. ne, bu ne rezalet?.. Olur Haydi efendi, haydi, şık buradan, zat yerinden kımıldan- i Yerimden kımıldanamam, tem.. Dedi yefendi, tahammül edil ii , 1 değil, sılmıyacak A Perde kapansın, sonra çıka. İzahat ntada müşteri tan çektiği bir kıl, hiddetle Bösterdi: Affedersiniz, gözüm pek iyi mez.. Sarı ise bizim yeni gelen ln kılıdır.. Si eriğin ğe Plum mn kalıdır iyahsa aşcıbaşı sakalına kanşmış bir — leylek konup | ağanındır efendim., dilenci varmış yapmış stomobil altında kalmış, beyni patlamış. tomobil altında kalmış, beyni. Yasak Bir bankanın idare odasında “. is icin bekler- gün içinde saçlarının siyah iken bakkal Sotüri EF. bir işiçinbe ve ken o ipek gibi halılar üstüne tü- kürdü. Kapınm aralığından bunu gören hademe hemen içeri gire - rek: — Yere tükürmeyiniz! — Neden, yasak mı?. — Evet, yasaktır.. Sotiri büsbütün kızarak duvar- daki bir kâğıdı gösterdi: — Bağa ahıl örgetme, yasah olsa oğu da yazıverirlerdi. Aha, bah, cıgarayı yazmışlar. Duvarda: “Cıgara içmek yasak- tır,, diye yazıyordu. Yeni komşu Küçük Hanımefendiler bir çay da konuşuyorlardı.. o Bahis yeni komşuları Münevver Hanıma inti- kal etti. Biri sordu: — Şükran, bu Münevver Ha nm hakında senin fikrin nedir?. — Ayni iskarpini üç dört gün giyen bir kadın hakkında benim fikrim olamaz. Bir cevap Bir pastacı dükkânında yalnız başma oturarak bir pasta yiyen genç bir kadının Yanına karşıki | masadaki genç kalkıp gelerek: — Affedersiniz hanımefendi, sizinle bir yerd teşerrüf etmiştim sanırım, dedi.. Genç kadın: — Hayır, oraya hiç gitmem, Dedi ve arkasını çevirdi. bir Yavru sahibi olmuş. yuva Bunlar büyümüş ..EEEAAEA ANAN KENAANNEAAANEENN NANA evliya oldu? Bir gün bu koca Tey- lek ailesi hep birden vcmya kalkınca | yy yg yy yy yg Mg Raif Bey bütün kocalar için mo- | sını uyandırmadan yatman del olacak bir adamdı. Afif, za- | nu aradı. Odaya girdi.. L rif, nazik, terbiyeli, evine düşkün, | yakmadan karanlıkta soy karısmı sever., başladı.. Soyundu da... Yalnız bir kabahatçağızı vardı. | tam ikinci pabucunu çıka Arada bir, kırk yılda bir eşe dos- bırakacağı sırada sıgara ta kapılır, ayda yılda bir içkiye | lesini devirdi.. Karısı uyar dalar, eve geç kalırdı. Oakşam| | Raif sen misin?, Gen, nasıl oldu bilmem, © Yenikapıda | kitlere kadar nerede idin? deniz kenarında fazlaca kaçırdı » | oluyor, sabah. lar.. Gedikpaşaya gelinciye kadar | (Raif Bey bin dereden su gece yarısını çoktan geçti. Halbu- | ek arkadaşlarından birini ki o zamana kadar gece yarısın- | landığını, onun için bir il dan fazla geç kaldığı vaki değil geç kaldığını söyledi.. Karı di. | — Saat kaç?. Diye sordi Raif Beyin karısı hırçın bir ka- | — Daha saatbir.. dın olduğu için o, gece yarısı gel | Tam bu sırada duvarda diği zaman uykuda bulunur... U-| öç defa vurunca Raif Bey yanmca Raifin karısma daha sa- | bulunan pabucun tekini si atin on buçuk olduğunu söyliye * | vurdu: rek onu yatıştırmağa çalışırdı. — Bir defa çaldın, saatir Fakat şimdi ne söyliyecekti?. | duğunu anladık. Üç defa te Ayaklarının ucuna basarak karı - | decek ne var? Sağır değili Başına yelenler | Bir davet Ni Sikme b ki müsevi Şişhane karakolu Nihat Bey yolda eski kal civarında biribirlerine rastladılar, Ellerini srktılar; kadaşı Tahir Efendiye rasi — Mişon nasısin ? ,, Çoktndır | ©€: seni yormedim... — Aman sana rast geldi orma Davit iyi oldu.. Seninle bir yemel i ntada... Göreceğim — Aman ne oldu kuzum, işl — Grey see fena mı yitti?, | bolbol | — Daha ne olsun, paçavracılık | — İyi amma bir yere da para etmedi kapattım, tenekecilik yim... topattı, kese kâğıdı fabrikası yan- — Öyle ise bana elli kut dı.. Üstelik bizim kari da Salamo- rebilir misin? na kaçtr.. Daha fenasi olur mu7. ; — Olur be Mişon, olur.. Ya se- Bir teceddütl Reis zenciye sorar: başıma yolenle- nin kari yeri yelirse. — İsmin Osman, Peki » doğdun? — Istanbulda efendim. — İstanbulda mı? Nasıl — Evet, İstanbulda Molla ! nide... — Allah, allah.. Halbuk nin rengine bakılırsa.. — Yalan söyliyecek (de ya. Nüfus tezkeremde de , Reis hayretle yanındakin lerek; — Bu adam Hüseyin değ birader? Yoksa benim gözl mi ortalığı kara görüyor? denk eyer . NA vk in o e Dilenciyi de beraber uçurmuşlar ve halk bu gök yüzüne çıkan dilencinin evliyalığına hükmetmiş Şa

Bu sayıdan diğer sayfalar: