3 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

3 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Me a | ty islevvel Bayramı Ve gi lâik. Miller başma A- , iaşe Hacıyağı sürün « hğia, çuzda şapka, kalem < sola değil, soldan sa- göm Kafalarrmız ;,,: boyuna döktüğü| Avlusu değil, tecrübeye üspetin o mimarisi- leş g evimiz beynel- | , o “âznesinden para a- ie gününü gökteki aya İ Pakaş ri z da bi bütün bunların yanın - ii bayramımız var. Bu ” Fak, anlatın yıkıldığı gün YİN 3g bayram gününü sene- i > tik iin ri altı saatinde bul - UN ur müneccimi gibi | ee tiz İefküre gününü di- den ayırmak için ayı, #ökü yoklamak, sarı Müneccim defterlerine by atta daha aslını arasa- n senenin hangi gü - U anlamakiçin bir di mecburiyetindeyiz. uu, vga edildiği günü v pe şer'işerif,, tayin et - v lig, ek milletinin bürriyeti- “iç © Sünü tayin edemiyoruz. İn ın yıkıldığı günü unla 12 rebiülevvek Bu dini bir bayramdır. ; il ae bunu kendi evlerinde, n Ky tehlil, tekbirle, aşır - RA atay aşure ile, sebil suyu rlar, Lâik bir devlet işmaz. Ama Jâik bir yi ypndi mefküre bayramı- mn hacıyayı ım r Nİ am simitle, sebil — Sutlulamıya hakkı yok- Miz rebiülevvel mevlüt ni süre | atın yıkıldığı gün değil, ihya edildiği gün pey - doğduğu güne rasgelir- “vslur,, m... i ir mahzur, gökteki çöl A şb kitaba uyar tarafı Ka; 12 rebiülevvel bayra - vi ii aya göre tanzim edil - 8ün gelecek ki, saltana- cümhuriyetin ilânı Müthiş bir açık olacak. *ene sonra 37 milli hâ- layramı yapacağız. 1000 saltanatm ilgası ile in ilânı arasında (40) olacaktır. b A abı düzeltmek, hem #Vletin mefküre bayra - İp gününe kutlulamak i - ninenin bir kanunla Üy Niyet bayramı olarak a teklif ediyorum. “ i Sadri Etem N balyozdan | Nİ bir kaza Piri Mehmetpaşa Fıstıklıçeşme 80- de gm evde otu- uğ in fabrikası işçile- tap, net usta, dün örs İtiş, Vi ir keserken, çırak R Yay * balyoz vurmakta aralık balyozun bir an Sie bize kırılmış ve fır parçası, Mehmet ', iç ina saplanmıştır. işi, İri <5 Balat hastane- , » tedavisine baş” nda zabıtaca tah» diğ dar, a. VAKIT Diş Tabipleri Haberler Kongıesi , Dişlerle beraber bazı göz hastalıkları da geçiyor Ağız ve diş goz Birinci milli diş tababeti kon- gresi ikinci celsesini dün sabab saat onda diş tababeti mekte- binde aktetmiştir. Celse Feyzul- lah Rasih Beyin riyaseti altında açılmış, Kâzım Esat Bey mek- teplerde diş bakımı hakkındaki raporunu okumuştur. Raporda, Almanya, Fransa, Isviçre, İngiltere, Amerika'da çocukların ağız ve diş sıhhatine çok itina edildiği, memleketi- mizde de muallim ve talebelerin bu hususta tenvir edilmesi, az masrafla şehirlerde diş bakımı teşkilâtı yapılması temenni edi- liyordu.: Kâzım Esat Beyin alâ- ka uyandıran raporu hakkında diş tabibi Orhan Abdullah, Ha- lil Ilyas, Ziya Cemal Beyler söz söylemişlerdir. Ikinci olarak Suat Ismail Bey birinci tesennün arızaları hak- kındaki raporunu okumuş. Os- man Burbanettin, Ziya Cemal, Kâzım, Sait Cemil Beyler bu rapor etrafında söz alarak ka- naat ve görüşlerini anlatmışlar- dır. Pundan sonra saat ikide cel- se Ziya Cemal Beyin riyasetinde tekrar açılmış KadriRaşitPaşa d'ş entanları ile emoğlobin arasında ki münasebet hakkındaki rapo- rile iki kıymetli görüşünü anlat- mış, diş çürüklerinin ve entan- larının kandaki emoğlobin mik- tarımın azalması üzerinde pek Kestanelere sıhhatine itina ; üzerindeki büyük bir tesir yaptığını izah etmiştir. Bundan sonra Şemseddin Bey az tesadüf edilir bir kist (Foli- küler) vak'asını bildiren tebliği- ni yapmış, bu tebliğ etrafında birçok azalar söz almışlar, mü nakaşalar olmuştur, Nuri Fehmi Bey, diş hastalık- | larının göz Üzerindeki tesirlerin- —. a — Dün izahat veren Doktor Kadri Raşit Pş. den bahsetmiş, üç vak'a anlat- mış, Bu vak'alarda diş tedavi i edildikten sonra gözde arızala- rın tamamen ortadan kalktığını bildirmiştir. Hâzım Bey kendi hastaları arasında bunu benzer bir vak'a olduğunu, diş çeklikten sonra hastasının gözünde görülen ra- | batsızlığın geçtiğini söylemiştir. Orhan Akdullah Bey böyle bir vak'anın kendi başından geçtiğini an'atınıştır, bedava Kö- mak istiyenin cinayeti Kavga edenleri ayırmıya gelen bir (satarken yakalandı biçare bu hadisenin kurbanın oldu Erenköyünde bir biç yüzün- den müthiş bir cinayet olmuştur. Orada, şaşkın bakkalda otu- ran kestaneci İsmail, sokakta kestane sâtiyormuş. Bu sırada gene orada oturan Şakir ismin- de biri, yoldan geçmiş. Kaça satıyorsun kestaneyi? — Elli dirhem beş kuruş! — Daha aşağı olmaz mı? — Kurtarmaz. Daha ucuza satılır mı hiç! Kestaneci ile bir müddet böy- le köruşan Şakir, elini uzatmış, bir avuç kestane alarak cebine doldurmuş ve para vermeğe davranmadan vzakalaşmışlır. Kestaneci, peşinden gelerek parsını isteyince, Şakir öfkelen- miş, bağırmıştır : — Ne parası, be?... Bukadar- cık kestaneyi bana çok mu gö- rüyorsun? — Besbedava verecek deği- limya ? Ben, kestane satıp ek- mek paramı çıkarıyorum. Ver parasını | Kavga büyümüş, dil kavgasi el kavgası şekline dökülmüş, Ismaille Şakir dövüşmiye başla- mışlar, bir aralı Şakir İsmaili yere — yatırmış, Yumruklamıya koyulmuştur. O sırada, yoldan gelen kah- veci Salih isminde bir genç, bu vaziyeti görmüş, şöyle seslen- miştir : — Yapmayın, ayıplır. Bırakın biribiriniz!, ayrılın Bu sözden bir netice çıkma. yinca, Salih iki kavgacıyı ayır- mak için yaplenna sokulmuş, aralarına girmiş, Şakiri kolundan tutarak geriye çekmiştir. Şakir, bundan büsbütün hiddet- lenmiş, kestaneciyi bırakıp Salihle kavgaya girişmiş bu sefer onun üzerine atılmıştır. Boğuşma sıra- sında, kahveci ile başa çıltamı- yacağını anlıyan Şakir, hemen belindeki bıçağa el atmıştır, Bı- çak parlayınca Salih, Şakiri bı- rakarak tehlikeden kurtulmak istemiş, fakat Şakir kovalıyarak, bıçağı onun Üç yerine saplamış- tır. Sirtina, karnıma ve kasığına bıçak saplanan zavallı delikanlı, kanlar içerisinde yere yuvarlan- mış, Şakir kaçmıştır. biribirlerine karşı bağırıp çağıran *. Bundan sonra polisler yetiş” 2 Bağ eri disi “a diş çürükleri, tesirleri Feyzullah Rasih Bey, bir ayı hücumu neticesinde yüzünün mü- him bir kısmı yırtılmış ve çene- leri zedelenmiş bir hastaya yap- tığı pronz cihazını anlatmış, alâ- ka uyandıran bu mevzu üzerinde birçok azalar söz almışlardır. Müteakiben Ziya Cemal B. He- mefiliç ve Hemojeni vak'alarını bu husustaki tetkiklerini etraflı- ca anlatmış bu hastalıklardan korunma yollarını diş tabipleri- nin yapabilecekleri tedbirleri izah etmiştir. Bu sırada içtima salo- buna Himayei Etfal cemiyeti re- isi doktor Fuat B. girmiştir. Bu- nu gören kongre reisi Ziya Ce- mel B. riyaseti Fuat Beye bırak- mıştır, Fuat B,, riyaset makamı- na alkışlar arasında geçmiş, şim- diye kadar dişin umumi sıhhat üzerinde oynadığı role ehemmi- yet verilmediğini, fakat Ankara Himayei Etfal diş bakım evinin birçok yavruları tedavi ettiğini, kongrenin diş sıhhatile yakından alâkadar olmasının takdire şayan olduğunu, söylemiştir. Fuat Beyin sözlerinden sonra Rıza B. çene kemiği içinde gizli kalan kapinlere ait yeni bir na- zariye serdelmiş, Suat İsmail B. şiddetli bir cevap vermiştir. Son i olarak Markar B. kök nekrozları vak'asından bir Ampütasiyon an- latmış, celse kapanmıştır. Bu sa- bah onda kongreye devam edi- lecektir. Hamal mı, hırsız mı? Yüklendiği malı Asıl ismi Serop olup Ermeni Ali namile tanılan birisi, dün hırsızlık ederken, yakalanmıştır. Hamal kıyafetinde Galatada yolcu salonunda dolaşan Ali, rıhtıma yanaşan Bandırma vapu- rundan çıkan yaşlı bir hanımın eşyasını yüklenmiş, banımla be- raber Marpuççulara doğru yü- rümiye başlamıştır. Burada, Ali, ansızın yan so kaklardan birine sapmış, kala- balığın arasında gözden kaybol muştur. Ali, biraz sonra civarda sokak ortasında bu eşyayı vere indirmiş, birer birer satmıya ko- yulmuştur. müracaat etmiş, zabıta memur- ları sir olan hamalı aramışlar ve Aliyi, çok geçmeden yüklendiği şeylerden on okka sucuğu sa- tarken yakalamışlardır. sazaaamamaamasmayıaazzannila RAE miş, Salihi hemen tıp fakültesine göndermişler, katili aramışlar ve bir müddet sonra ele geçirmiş- lerdir. Ağır yaralı olan Salihin kur- tarılması mümkün olmamış, ya- ralı, ölmüştür. | Cinayet hakkındaki tahkikat m ektedir. Diğer taraftan, hanım polise | 32? » 3 Teşrinisani 1917 « — Bahrimuhiti Atlaside ve Şimal denizinde ahiren hüküm süren fırt İ nada en mümtaz tahtelbahir kuman- danlarından biri o bulunan kaptan Şnayder kumanda köprüsünde bulur. nurken coşmuş olan denizin dalgala- ri tarafından sürüklenmiştir. Bir az sonra kaplanın cesedi denizden çık& İ rıtmaştır. — İspanya - Fransa hududu ka « panmışlır. — dJaşe müdürlyeti o umumiyesinin 25 teşrinievel tarihli tebligatı muci- bince teşrinisani iptidasından itiba - ren yalnız haftada dörl gün yeni cuma, pazar, salı ve perşembe gün - leri et kesilip satılacak, ve mütebaki Üç gün en kesilmiyeceği gibi et ve et yemeği hiçbir mahalde ve hiçbir su- Tavuk, kaz, hindi, av etleri, balıklar satışı ser « besttir. retle satlmıyacaktır, Bu tebligat mucibince bugün şehs rimiz ilk etsiz gününü geçirecektir. LAZ TA DA SA AE) GA ; tılması Komşularda Bağdadın imarı Şehrin her tarafında bir çok bina yapılıyor Bağdatta son zamanlarda bir çok bina yapılmıştır. Bu saba- daki faaliyet hararetle devam etmektedir. Bu sene içinde bina: yapılması için üç bin inşaat ruhsatnâmesi alinacağı ve bu zaman zarfında yapılması biten ve inşasına baş- lanılan binaların iki buçuk milyon lgiliz lirası kıymetinde olduğu tahmin edilmektedir. Inşaat faaliyetinin artması üze- rine, bu iş için lâzım olan şey- lerip, bu arada kiremitlerin ve sairenin vüçude getirilmesi busu- sundaki faaliyette mahsus bir derecede artmıştır. Adana köylüsüne yardım Adana, 2 (A,A) — Şehrimiz- de kuraklıktan müteessir olan çiftçiye tohumluk buğday dağı- meselesi kat'ileşmiştir. Ziraat bankasımn şehrimizdeki şubesi ile Ziraat müdürlüğü ve ziraat odası bu hususta faaliye- te geçmişlerdir. Bir neşriyat davası hakkında karar “Rabiplerle rahibeler arasın- da,, isimli bir romanından dola» yı Vaiâ Nurelttin ve bu roma- nm neşredildiği “Akşam,, gaze- tesinin öeşriyat müdürü sıfatile Iskender Fahrettin beyler aley- bine bir müddet evvel açılan müstekcen neşriyan davası birer ay, beşer gün haps kararile ne- ticelenmiş, temyiz mahkemesi, bu kararı, tomanın hanği kısım- larındaki hanği cümlelerin müs- tehcen görüldüğü tasrih edilme- diği noktasından bozmuştu. Dün yeniden muhakeme ne- ticesinde verilen karar bildiril- miştir. Bu karara göre müsteh«: cen görülen cümlerler yazıldık- tan sonra, gene eski şekilde ce- za verilmiş, ancak bu ceza te- cil olunmuş

Bu sayıdan diğer sayfalar: