21 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

21 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Klüp Sipahi ocağının 23 Kânunuev- vel Cuma gününe ilân olunan kon- Sresi, beni bu satırları yazmıya sevketti. Bu münasebetle gerek bizde gerekse dışarı memleketler- eki klüp hayatı hakkında edin- diğim fikirlerden bende hasıl olan tleri, az çok faydası doku- habilir mülâhazasile, spora ve do- sile klüplere büyük yardımlar “Vakit,, in lütufkâr sütunla- Fina aksettirmek istedim. Bu hare- ketim bir cüretse hüsnü niyetime lansın! - Çocuklukta aile terbiyesi, genç- diki, mektep baskısından sonra hayata atılan insanım, tecrübesiz- ik, acemilik biraz da lüzumundan fazla nefis itimadı, alelekser ebe- Veyninden irsen tevarüs ettiği ba- zı küçük, büyük ruhi kusurlarla işliyebileceği suçları işliyememesi İçin, onun üzerinde tanzimci te- sirler yapacak kuvvet olarak yal- nız kanun kalıyor. Kanun kuvveti, âile terbiyesi ve mektep baskısı gibi kuvvetler kadar kendini ya- kından hissettiren bir müessir ol- madığı için insanm kendi kendin: kollayıp fena hareketlerden sakın- Masma âmil olamıyor. İyi terbiye, yi tahsil görmüş öyleleri vardır ki l Yatç atılıp nisbeten serbestledik <rİ Zaman doğru yolu şaşırmışlar ir. Kanunla insan arasmdaki oluğu dolduracak mutavassrt ir kuvvetin, bu gibileri, kusurla- Tı düzeltmiye sevkedebileceğini düşünmek yanlış değildir. Böyle İr kuvveti ararken akla gelen Yey, muaşeret oluyor ve biraz dü Sünülünce, muaşerelin önüne ge Şilebilecek fenalıklara karşı koy- Mak için maneviyatı iyi silâhlarla teçhiz edebileceği kanaatine varı- iyor, Muaşeret kadar insanı ken “i kendini kollamıya mecbur ede- tek fena huyların peydalanmasına | wâni olacak ve el altında bulunan "çtimai bir müessir yok gibidir. Muaşeretin en verimli kaynağı | klüp hayatıdır. Bizim (düşünüşü Müze göre, kanunla insan arasın- i ve yukarda işaret ettiğimiz luğu dolduracak olan mutavas *& kuvvet, klüp hayatıdır. Orada Meyli olanları #iyaya alıştıran ya- lan yanlış bir takım itibari mevzu tesirleri, salonlarda ve içti. Mi hayatın diğer bütün muhitle- deki kadar müessir olamaz. O- da, ev sahipliği, misafirlik, izlik, memurluk ve saire gibi sı- a- ar yoktur, Muayyen bazı niza- İ kiii riayetkâr olmak şartile bir übe intisap eden herkes ayni de- ve Ve tam bir müsavatla ayni a,,, râ sahip ve birbirine karşı haki, zifelerle bağlı bulunur. Bu heri, r ve bu vazifeler dairesinde ke ME harekâtında serbesttir. Böy ül r muhitte yaşıyarak edinece- kg; yübeler, insanı dalma tem- Yaka vranmıya sevkeder; hicap, he we izzeti nefsin uyanık bu- tele temin eylerler. Bu su: Mn kendi kendinin terbi- tip olur. Hemcinsine karşı mah- tr olmamak, vekarma halel ge , izzeti nefsini korumak Hayatı ! Çok faydalı teşekkülleri ihmallerimize kurban etmekten sakınalım hareketin dürüst olmasına dikkat etmeğe alışır, i kaygusu ile yapacağı herhangi bir Bu noktadan bakılınca, yalnız eğlence, zevk veya herhangi bir işi kurup yürütmek için, insanların | birleştiği yer diye bellenen klüple- rin mahiyeti daha ciddileşiyor ve aile ile mektepten sonra klüp te| bir terbiye müessesesi olarak ka- bul edilmek lâzım geliyor. Böyle telâkki edildikleri gün (o klüpleri- miz, Avrupadakiler gibi, tem bir intizam ve ittiratla yaşıyacaklar- dır. Aksi takdirde zevale mah- kümdurlar. Son zamanlarda müsmir faali yetlerine şahit olduğumuz Sipahi ocağı bugün böyle korkunç bir ih- timal karşısında bulunuyor. Sırf âzasının ihmal ve kayıtsızlığı yü- zünden, bugün, kapılarmı kapa- mak zaruretine yaklaşmıştır. Hat- tâ binicilik mektebi ve onun gay- retli, çalışkan zabitleri olmasaydı çoktan kapamış bulunacaktı. Si- pahi ocağı yani —beynelmilel ta- biriyle— Türk Cokey Klübü, Av- rupa şehirlerindeki emsallerile kı- yas edilebilecek derecede (güzel, rahat, kullanışlı ve hakikaten muhteşem bir klüptür. Bir çok e- mek ve külfetler pahasma mal ol- muştur. Türkiyede bunun bir eşini bulmak güçtür. Böyle olduğu hal- de, oraya ne zaman gitseniz, zevk- le döşenmiş süslü salonlarında bir kaç zabitten başka kimseyi göre- mezsiniz. Halbuki İstanbul içeri sinde, bir ikisi müstesna olmak ü- zere, ya spor yapmak için yahut | briç, satranç, bilardo oynıyarak, yahut ta rahatça oturup, üç beş ahbapla görüşerek vakit geçirile - İ bilecek bir yer varsa,o da bu klübümüzdür. Buna rağmen, ade: di binlere varan âzasından yalnız bir kaçı, oda ara sıra, oraya uğ- | rayıp geçer. Velhasıl Sipahi ocağı ile alâkadar olanlar bir kaç kişi - den ibarettir. Şimdiki halde, binicilik mekte- binin himmetile yaşıyabilen Sipa- İ hi ocağı, binicilik mektebi, Anka- rada inşa edilmekte olan yeni bi- İnaya taşındıktan sonra ne olacak? | Onu kim; hangi kuvvet yaşatacak? Buhranm tevlit ettiği türlü yok- sulluk içinde, bir yandan yeni| klüpler kurmuıya çalışılırken, beri | yandan binlerce lira sarfile vücu- | de getirilmiş olan Sipahi ocağı gi- bi güzel Klüplerimizin yıkılışını seyretmekle mi iktifa edeceğiz? Eğer âzasının ihmal ve alâka- sızlığı son bir kaç senelerde oldu- ğu gibi devam ederse, Sipahi oca- ğma mev'ut olan bu akıbeti gör- miye şimdiden hazırlanmalıyız! Fakat buna katlanacak tek bir in- sanım mevcut olmadığına henüz kaniiz. Her halde Sipahi ocağının bugünkü feci halini idrak ederek kurtarılmasına çalışacak, kadir kıymet bilen insaflr, müdebbir bir kaç kisinin bulunacağından ümi - dimizi kesmek istemeyiz. Memle- Fenerbahçe mi kazanacak, Beşiktaş mi Şampiyona maçlarının en mühinmi iki gün sonra yapılıyor Şampiyona maçlarınm önümüz- deki cuma günü hemen en mühim- lerinden birisi yapılacak ve Fener bahçe ile Beşiktaş takımları kar- şılaşacaklardır. Galatasarayın üst üste iki mağ- lâbiyetile hemen hemen ikinci plânda kalması Beşiktaşla Fener- bahçenin karşılaşmasındaki ehem miyeti birdenbire iki misline çı - karmıştır. Hakikaten bu ehemmi- yet pek yerindedir. Çünkü bu maç neticesi hakında kat'i bir hüküm verilemiyecek derecede müteva- zin görünn iki kuvvetin çarpışma- sı olacaktır. Fenerbahçe, henüz kendisine emniyet &dilecek derecede tökem-| mül etmiş bir takım yetiştirmiş bu- | lunmakla beraber, lig maçları na çok iyi başlamış bir vaziyette dir. İlik maçını, eski fevkalâde za manlarına nazire yapacak derece- de bitirmiye muvaffak olmuştur Beşiktaşa gelince bu hususta raki- binden daha iyi vaziyette bulun makla beraber son (maçını bire karşı üç sayı ile kazanmış olması daha çok Fenerlilerin ümitlerini artırmıya yaramıştır. Bizce iki tarafın mühacim hat- İarr, gol çıkarmak hususünda bir- birlerine karşı müsavi kuvvette sayılabilirler. Yalnız bu müsava- tin Fener lehine çözülmesi ibtimali daha fazladır. Çünkü Fener mühacimleri Be- Eskişehirde kupa maçlarının neticesi Eskişehir — Üç haftadan beri devam eden kupa maçlarının fi « nali (Tayyare alay - hava mek - tep) arasında yapıldı. Her iki devrede takımlar biribirlerine sa- yı yapamadılar. Oyun on beşer dakikadan yarım saat temdit edil di. Beş dakika istirahatle maça tekrar başlandı. Bu uzatmada ne- ticenin belli olacağı ilk dakika - larda gözüküyordu. Bu kısa za - man içinde Tayyare alay iki ve hava mektep iki sayı yaptılar. Fa kat hakem mektebin son sayısını kabul etmedi. Mektep takımı ha- kemin bu kararma sinirlenerek devreyi bitirmeden sahadan çe - kildi, Mahmut Şevket kete her hususta çok faydalı, çok hayırlı hizmetler gören bu lüzum- lu, güzel ve emsalsiz klübitmes- yeniden can ve hayat vermiye ça- lışmak, medeni insanlara yakışır bir vazifedir. Galatasaraylı şiktaşlılrara nispetle daha seri ve daha işlek uzuvlardan mürekkep- tir. Buna mukabil Beşiktaşın mu- avin ve müdafaa hattı da Fenerin muavin ve müdafaa hattına mah- sus derecede faik görünüyor ve Beşiktaş lehine bu faikiyeti doğu- ran sebepleri de Beşiktaşlıların da ha mukavim, daha tecrübeli ve Fe nerbahçelilerin oyun tarzını o ve kabiliyetlerini de eskiden tanr- mış oyunculardan bulunmaları teşkil ediyor. Bize kalırsa bu maçta en kuv- vetle söz söylemek fırsatını “tali,, bulacaktır. Bununla beraber netice üzerinde bilhassa Beşiktaş müda- faasının büyük bir rol oynryacağı» nı da kabul etmek lâzımdır. Eğer müdafaa bu rolünü hakkile yapar- (Devamı 9 uncu sayıfada) Türk gençleri; denizi sevi- niz, sudan çekinmeyiniz ! Su sporları muallimi, size her şeyi öğretmek için istemenizi bekliyor Fenerbahçenin Ortaköydeki lokalinde Su sporları hocasının nezaretinde yapılan çalışmalar Türkiye denizcilik federasyo- nu yüzme komitesinin bir tebliği- ni aldık. Bu bizi hem müteessir bem memnun etti. Müteessir etti, çünkü spordaki mühim bir ihma- limizi, eksiğimizi göz önüne ser- di ve acı bir hakikat halinde tek- | rarladı. Memnun etti; çünkü bi » | ze bu eksikliği kapatmak için çi- zilen faaliyet programından bah- sediyor, yapılması düşünülen şey- leri anlatıyor. Bu tebliğde işaret edildiği gi- bi her tarafımı: denizle çevrilmiş bir memlekette yaşıyoruz. Deniz - den başka birçok göllerimiz ve nehirlerimiz var. Su sporlarile meşgul olmak için en küçük bir masraf yapmıya bile mecbur de - ğiliz. Fakat ne yazık ki, bu kosko ca imkândan sadece birkaç şehri- mizde kürek çekmek suretile isti- fade etmeyi düşünmüş, yüzme iş- lerine kat'iyyen ehemmiyet ver - memişiz. Bunun içindir ki, bu çok güzel ve heyecanlı spor kısmında en geri milletlere arak yürüyo- ruz. O kadar geriyiz ki, yüz m *- re şampiyonumuzun yaptığı re - kor olimpiyatlarda kadınlar tara- fmdan tesis edilen rekordan on bir saniye daha fazladır! Halbuki suyun ve bilhassa de- | nizin vücut üzerindeki (o faydası bugün o kadar bariz bir şekle girmiştir ki, artık bu faydayı an- latmak için tek bir satır bile yaz- mak lüzumsuz bir iş olacaktır. Biz de, yüzme komitesi gibi gençlerimize hitap ediyoruz: — Denizi seviniz; bütün sporlarını öğrenmek için, idman cemiyetleri ittifakı otarafından memleketimize getirtilmiş bulu - nan Alman muallimi size her tür- lü kolaylığı göstermiye hazırdır. Memleketimizde kapalı yüzme ha vuzları henüz mevcut olmadığı i- çin, şimdiden jimnastik, yürüyüş- ler, kuru yüzmeler ve sair muhte- lif idmanlarla yaza hazırlanmız. Su muallimi Her Tugethofu cuma i günleri saat 10 dan 12 ye kadar Oriaköyde Fenerbahçe klübü de nizcilik lokalinde, pazar akşam- | ları Beyoğlunda İ. M.C. A. le - kalinde, salı akşamları İstanbul erkek lisesinde ve İstanbulspor klübünde bulabilirsiniz. Bu ders- lere her klüpten, her amatör işti- rak edebilir. Gençler; denizi seviniz. Bu ev- sıhhatiniz icin fevkalâde faydalar temin edecek, Sonra ya- ratıcı Türk kudretinin bu tabii i sahada da ne kadar muvaffak o- / lacağını, biçok milletleri en kr- sa bir zamanda nasıl geride bıra- kacağını da göstermek şerefi de size nasip olacak. su velâ

Bu sayıdan diğer sayfalar: