7 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

7 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKTT & o v1 onaran sn vaa Ev 088063884 4990AN ere 108 ear AErEMEENrEZ e ML AA ER Simon Simone'yi Sesli film ve Radyo Beyoğlu sinemalarından büyük | filmler gösterenler içinde, her haf | ta hiç olmazsa bir operete rasges | linir, Halk, bu filmlerde salona çıktıkları zaman, gramo - fonlarda dinlerler. plâklardan birer tane alırlar. U - zun müddet evlerinde o çalarlar, sokakta giderken, banyo yapar - ken bu havalar dudaklarında bi - rer mirıltı halinde duyulur. Bu hâdise şunu ifade eder: Se- yircilör böyle filmlerden hoşlanı - | yorlâr; O halde?.. O halde, halkın hoşlandığı bir şeyi, kendisine vermek, onun ar - zularını tatmin etmek, bu işle alâ- kedar olanların nazarı celbedecek bir noktadır. Radyo şirketi, bir çok zaman- sinemalardan - naklet- || lar; sesli mek suretile, pek âlâ bu parçaları abonelerine verebilirler. Bunun i- çin de iki telefon teli uzatmaktan başka teknik müşkülât var mı bilmem? Yalnız, radyonun neşri- yat saatile, sinema saatlerinin bi- ribirlerine uyması meseleleri var- 'dır ki, bunu da tetkik edip hallet- mek gayet kolaydır. Esasen, rad- yo, bütün bir filmi baştan nihaye- te kadar nakletmiyeceği için, bu işe iki saat tahsis edecek değildir. Sadece, filmin seçeceği güzel par: çalarından birisini nakletmek, u - zun zamandir e yeknasaklığından şikâyet edilen radyo programları» na oldukça eğlenceli bir değişikli- ği temin eder, zannediyorum. fe. “Şişko , nan, yıldızı (Bündan bir müddet evvel, #Henri Berand,, ın yazdığı ve da söylenilen güzel parçaları perde aralarında Birçokları bu dikkatini Hatırlıyör musunuz bilmeyiz? . cen sene Glorya sinemasında “Meçhul şarkıcı,, isminde çok gü- zel bir film oynanmıştı.Bu filmde, bir gazeteci kız rolünde genç, ne- şe dolu bir artist görmüştük. İs- mi.Simon Simone olan bukız, dikkatini celbetmiş, kendisini sev dirmişti. Hususiyetleri Joan Cravford'un kırmızı bir ları vardır. Ama siz — isterseniz plâtin renkli saçlarile meşkw: olan pi Harlov'un Lrnaklarıa: tercil siniz. »*. Holivudun Lir burun vuhiya* çısı?! Ne diyor? dinleyiniz. — Rüt Şaterton'un burnu hari- kulâde bir hassasiyete, o kuvvetli bir teessüre, sar: ala karşi biyik bir istidada sahiptir. İl Silviya Sidneyinki ise mübim İl bir benliğe, yaratıcı, idealist bir İİ tabiata delâlet ediyor. İl ». 4 Marian Davis ateşi pek sevcr ve yangın olduğu zamanlar he - #İ men koşar, gider ve seyreder. Bir J defa stüdyoda çalışırken, işini bı- rakıp yangına gitmiştir. Şarlonun en çok sevdiği yemek | Bu filmden sonra Osso film şir- | yapmıştır. | Talâk rekoru seviyor musunuz? Keti, kendisini angaje etmiş, bir çok filmlerde oynatmıştı. Yalnız, onun filmlerini İstanbulda göre * miyoruz, Zira, Osso şirketinin bu- rada bir mümessili olmadığı gibi, filmleri de gelmiyor. Halbuki, şu | resme bakınız, bu şeytan ve se İ vimli kız her halde burada çok mu daha ilk filminde herkesin nazarı | vaffak olacaktı. Simon Simone bir sene gibi kı- sa bir zamanda ondan fazla film Hollivut yıldızları arasında her renge boyadığı harikulâde tırnal:- | hususta, maddi veya manevi re « İkor tesisi bir moda halindedir. İspor rekorları olduğu gibi, oturup İ kalkma, yemek içmek rekorları da vardır. Evlenmek ve (boşanmak rekorları da olduğu gibi. Son gelen haberler, boşanma rekorunun artık bir daha kırılma: mak üzere kırıldığını gösteriyor. Mis Elinor Fair isminde bir Ho- livut yıldızı, Amerika bahriye ne: Mister Tomas Danyel ile evlen - miş ve kiliseden çıkar çıkmaz bo: İ şanmak üzere müracaat elmiştir. | Mis Elinor Fair, papasın önün- den ayrılır ayrılmaz: — Bu izdivaç, demiştir, bir inat yüzünden oldu. Filhakika, yıldız, eski nişanlısı | Frank Clarka darılmış, ona nis - pet olsun diye evlenmiş, evlenir hiliye vekili Şükrü Kaya beyin ler, mercimek çorbasile lâhna - | evlenmez de pişman olmuştu. türkçeye çevirdiği “Şişko,, isimli eserin filme alındığını yazmıştık. dır. “Canavar geliyor,, filminin kor Şimdi, mahkeme, bu iki evli - yi ayıracaktır. Bu suretle de Holi- Bu eğlenceli eserde, baş rolü | kunç aktörü Boris Karlof kat'iy - | vut talâk rekoru kırılmış olacek - “Suzette Mais, imli genç yıldızlarından güzel bir ar - tist oynamaktadır. Yukardaki re - sim onundur. Bu güzel artist, bu halile en şişmanları bile zayıfla - tacak kudrette değil mi? Tayfun “Cengiz evlâtları,, isimli film « 'de alkışladığımız büyük artist İn- kijinof, Berlinde Liane Haid ile birlikte “Tayfun,, isimli bir film yapmaktadır. “Hayalin sonu,, , “Güneş pren- si,, gibi muvaffakiyetli filmlerin çok sevilen artist Liane Haid ile İnkijinof'un beraber ayni filmde rol almaları daha şimdiden bu film hakkında büyük bir merak ve alâka uyandırmıştır. namıyacaktır. Çünkü, bu genç o kadar güzel ve yakışıklıdır ki, bir | defa göründü mü, ikinci bir fil 41 minde ilk görünüşünde yaptığı te- | siri yapamıyacaktır. Bu sebepten | Boris Karlof daima korkunç in- sanlar rolü oynıyacaktır. Bir makiyaj mütehassısı, fotojenik gözlerin ( evvelâ siyah, sonra koyu kestane, daha sonra da yeşil gözler olduğunu haber veri- | yor. , Mavi gözler, adamakıllı maki- yaj yapılmadan iyi görünmüyor - muş. Açık renklerse hiçbir şey ver miyormuş. Gözleri iyi muhafaza etmek i- çin yormamalı ve daima borike su ile yıkamalıdır. Frnsanın | Yen olduğu gibi hiç bir filmde oy- i. tar. 'KISA HABERLER | $ Adolf Menu ile karısı Kat »- rin Karner dargındılar ve ayrıla - ! caklardı. Barışmışlar. İ © $ Amerika polisi, Dolores del iel Rio'nun iki miyon franga yakın İ elmaslarını çalan üç haydudu ele | geçirmiştir. $ Silivya Sidney, yeni bir film yapıyor, $ Oskar Vayld'ın “Bunburi,, i - simli eseri filme alınıyor. $ Trader Horn filminin yıldızı Edovia Bot ağır hastadır. $ Emil Zolanın meşhur eserle- rindenden Nana filme ( alınıyor. Başrolü Anna Sten oynıyacak. İ sene evvel 7 Kârunusani 1933 SİNEMA eo || 600 Buda Rahibi Türkistanın ücra "köşesinde yaşıyan bu adamlar bütün dünyanın ve insanlığın günahını taşıyorlarmış.. — Bu seyahate çıkarsanız ba « şınıza ne geleceğini yalnız Allah bilir?.. Bana sorarsanız, gitme - yiniz! Derim.. Bu sözleri söyliyen Kırgızlar - dan bir kabilenin reisiydi. OGö - çebelerden müteşekkil olan bu ka- bile Türkistanın ücra tarafların - dan birinde, ve henüz keşfedilmi- yen bir sahasında dolaşıyordu .. Muhatap olan seyyah, civarda- ki Buda manastırlarından “ birine kadar gitmek oradaki 600 Buda rahibini görmek istiyordu. Bu altı yüz rahip bütün dünya- daki insanların günahlarını yük « lendiklerini söyliyen ve kaya için- de oyulan bir mağara içinde yaşı- yarak bütün dünya ile her bağ- larını kesmiş insanlardı. Bütün | dünya hâdiseleri onların kulağı" na varmıyordu bile... Bahsedilen Buda rshiplerinden | bir kaçı liyenler âdeta fısıldaşır gibi konu- Bu altı yüz rahip İsadan 660 şuyorlardı. ühur eden Budanın yolunda yürüdüklerine, dedikleri - ni yaptıklarına inanıyor ve onun için hiç bir yabancının kendileri - ni rahatsız etmesini istemiyorlar- dı.. Seyyah bu ihtarlara kulak as « madı.. Yola çıktı ve saatlerce de- vam eden bir yolculuktan sonra manastıra vardı. Bir gçurum kenarında kayala- ra uyulan manaslır, çepe çevre bir hendekle kuşatılmıştı. Manastıra varmak âdeta imkânsızdı. , Seyyah geri düsuch ledi, Du. “ raya kadar geldikten sonra ma - nastıra girmeden dönmek doğru olamazdı. Seyyah ile arkadaşları ilerle - diler. Hendekle manastırı bitiş - tiren köprüye doğru yürüdüler ve manastırın kapısına vardılar. Ka- pıyı çaldılar., Bir kaç dakika geçtikten sonra kapı açıldı ve başı tıraş edilen sa- rı elbiseli bir rahip göründü, Göz- leri ifadesiz, yüzü sert idi. Arka- Sazöei KANKİ dekömlekdin © yeğeni! | »2jR4one benzer bir kaç rehip'da ha vardı.. Seyyah manastıra kabul ve bir | odaya misafir edildi. Kendisiyle konuşan bir kimse yoktu. Söz söy- Seyyaha, odasından çıkmaması sıkı, frki tenbih edildi. Niçin mi?. — Çünkü ölenlerin ruhları ge « celeyin burada dolaşır. Burada fı- sıldaşır. Onları dinlemek doğru değildir. * Seyyah geceleyin uyudu. Sa « baha doğru saat üçte uyandı. U » zaklardan ağlama sesleri geliyor- du. Bu ses işkenceye uğrıyan in- sanların sesi gibiydi. Seyyah merak ederek kalktı , Odasından çıktı. Bir takım dehliz- lerden geçti ve bir meydana var 4. 4 da. ' Burada yüzlerce rahip toplan- mıştı. Hepsi de diz çökmüşler, ne damet ilâhilerini terennüm edi - yorlardı. Meydanın etrafında kandiller yanıyordu. Medeniyet âleminden uzak yaşayan bu adamlar, ken- dilerini bütün insanların günahı- nı sırtlamış sayıyor ve nedamet ilâhileri okuyor, derin bir ıstırap içinde dua ediyorlardı . İlâhiler ve dualar bitmek üzere iken seyyah da odasına döndü.. Bunları gören İngiliz mirala - yı Eberton bu adamların hâlâ ay- ni şekilde ibadet ettiklerini söyle- mektedir. OEEEEEEEEEEEEEEEEEAEEE KE EENNERERENUEEEUUEEENEEEEEUENEEENEEERELEEEERENERENEAAEANAEKENIN Suriyede zirai vaziyet hiç te iyi değildir HALEP, 2 — Suriyenin her tarafında zirai vaziyet çok fena l bir şekil almıştır. İki aydanberi beklenen yağmur bir türlü yağmı- yor, Kışın ortasında kuraklıktan bütün mezruat kurumaktadır, Çölde susuzluk ve merasızlık yüzünden her gün binlerce koyun ölmektedir. Bütün bunlara inzi - mam eden şiddetli soğuklar art « tığı için ekinleri o kavurmakta - dır. Esasen geçen seneye nisbetle Ancak yüzde otuz nisbetinde to - hum atan köylü ve çiftçilerin hali pek fecidir. Ve vaziyet bir müddet daha böyle devam edecek olursa önü - müzde muhakkak bir kıtlık vuku: u gayri kabili içtinaptır. İktisadi bulıran da gittikçe şiddetini art - tırmaktadır. Maliye vezareti zürraa yardım etmiş yarım milyon Suriye İirası | ikrazat yapmak teşebbüsünde bu» lunmuş ve ancak 250 bin lira te- min &debilmişti. Fakat bu para ancak on beş gün evvel banka - dan alınabilmiş ve mühtaç ztür * râa tevziine de bugünlerde baş * lanmıştır. Paranın pek öz olmas! ve çok geç verilmesi hiç bir fay * da temin edememiştir. Hülâsa çifçi ve koyun sahiplerinin vazi * yeti çok feci bir hal almiştır. ;* * Meclisin bir ay dahâ temdit edilmesi ihtimalini geçen mek * tubumda bildirmiştim. Bu tahmin tahakkuk etmiş ve cümhur reisi bir emirname ile meclisin bir 8 daha içtimamı temdit etmesi” Kararlaştırmıştır. Bu temdidin sebebi de M. Po” sonun Cenevreden avdetinde” sonra bütçezin tasdik edil meselesidir. Âli komiser büt$* nin son ve kat'i şeklini tasvip tikten sonra mecliss veril, —.. pe

Bu sayıdan diğer sayfalar: