11 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

11 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—s— VAKIT 11 Mayıs 1933 Harikulâde Aşk ve Macera Romanı No. 61 e neden Makleden - a, İhtiyar, şiddetli ve çılgın bir ha- reketle elindeki şamdanı yere fir- latmıştı. Şamdandaki mumlar ye- re döküldüler ve bepsi de galiba söndü. Şimdi karanlıkta kalmış - lardı. Sert ve boğuk bir ses: . — Ya. Diyordu, demek isyan ha!.. Fakat bana karşı olamaz... Zira ben kadınlara olduğu gibi insanlara da hakimim, Her kes ba- na ilaat etmek mecburiyetindedir. Aksi takdirde.. Köşenin birisinden maimsi bir ziya süzülmüş ve çıtırdıyarak bir sürü yıldız şeklini almıştı. — Yanıyoruz. Delikanlı, bir masada duran ha- ayı alıp ateşin üzerine kapatmak istedi. Fakat ihtiyar, üzerine at- lamıştı. — Hayır.. Hayır.. Diye haykır- dı.. Ateşi söndürmiyeceksin.. Alev onun alâmetidir. Kendisile yaptı- ğımız mukavelede hiç bir alevi söndürmemeğe söz verdim. Anlı - yorsun... — Bırakınız beni, rica ederim.. Saçmalıyorsunuz.. Müthiş bir mücadele oluyordu. ihtimali yok. Yalnız, kâtiplerin girdiği bir kapı var. Kadri o tara- fa doğru koşuyor. Fakat kızın gi- yinip kapıyı açmasına kadar vakit geçmiş, esasen ahşap ve seki olan bu bina, bir çıra gibi tutuşmuştur. Ne de'olsa, Kadri, kucağındaki kı- zı kurtaracak. Bir hamlede... Aca- İşte, alevlerden içinden, sanki biz- i zat iblis, şeytan o imiş gibi fırlı- lıyor, gözleri anadan uğramıştır, arkasında siyah papas elbisesi ile | haykırıyor, gülüyor. — Ha.. Ha, Müthiş bir kahkaha.. Yüzü kö- İpük ve ter içindedir. Elinde bir İtabanca tutuyor: | —Ha.Ha.. Ha... İşte şeytan geldi. Sizi bekliyor. Bakireye onun huzurunda malik olacaksın. Ne duruyorsun Don Juan..Haydi..Ha.. Ha.. Ha..a Halâ “ismet, ten mi bahsediyorsun.. Yalan.. Yalan.. A- sıl olan “şehvet,dir. Ne 0?. Olmaz mı!. Vay alçak vay.. Demek e- serimi tamamlamak istemiyorsun. ! Ey iblis yetiş imdada.. Ha... Ha... Benim yarattığım Don Juanı öldü- ba Kont ne oldu?.. Ne mi oldu?.. Delikanlı, manevi babasma vur -İreceğim.. Ha.. Ha.. Ha... madan onun kollarından kurtul! İhtiyar, tabancayi kaldırmış, a-| mak istiyordu.. Fakat çıldırmış gi- | teş edecek.. Hem Kadriye değil, ku bi olan Kontun kuvveti iki misli! cağındaki kıza nişan alıyor.. Kad- artmıştı hem: — Onun kanununa ve mukave- lemize itaat lâzım, eserimi müda- faa için geliyor.. Şimdi alevden meydana çıkacak, Diyor, hem de delikanlıyı sım sıkı tutuyordu. * Ateş büyümüştü. Kütüphanenin bir kısmı tutuşmuş- tu. Perdelerden birisi de hemen tutuşuvermiş, alevden bir dil gibi! karanlıkları yalamıştı, — Yalvarırım.. Bırakınız :beni.. — Hayır.. Onu ben nasıl gör - dümse, sende simdi göreceksin ve kudretini anlıyacaksın.. Ah bil- sen.. Şeytan.. Gözleri nasıl parıldı- yordu, — Yarabbi.. Yarabbi.. Delirdi.. Birdenbire, kütüphanenin cam- ları şangırdıyarak patladılar, Kont bağırdı: — İşte geliyor.. Geliyor ve söni itaate davet edecek.. Mecbur ede- cek.. Alevler, biribirlerine sarılmış iki adamm etrafında dolaşıyorlar, duvarlara gölgelerini vuruyorlar - dı. Delikanlı müthiş bir gayret sarfederek kurtuldu. İhtiyar, ge- ri geri giderek bir sandalyeye tu- tundu, hız alıp tekrar atılmak is- ter gibi bir vaziyet aldı. Ağzın - dan Köpük saçıyordu. Genç adam, bir bakışta artık yangını bastırmak imkânı olmadı- ğını görmüştü, Kitaplar ve bir sü- rü fişler, kâğıtlar, tutuşuyor, he - men yanıyordu.. Esasen genzi de tıkanmağa başlamıştı. Genç, bir hamlede dua odasına koştu, Jeneviyevin odasına vurdu. — Çabuk, çabuk.. Açınız. Kapının açılması uzun sürmü - yor. Genç kız, titriyerek soruyor: — Ne var.. Ne oluyor?, Fakat, alevleri o da görmüştür. — Yarabbi.. Yanıyoruz.. — Korkmayınız. Jeneviyev, karşısındakinin kim olduğunu tanımıştır. Hemen o- nun kollarına atılıyor, ve bir az i- leride isminin kadri olduğunu öğ- rendiğimiz güzel delikanlı onu ku- cağma alarak kosmağa başlıyor. Şimdi yangın her tarafı sarmış- > tir. Kütüphane tarafından geçmek ihtiyar ateş etmişitr. Fakat tam bu esnada alevlerin ve dumanla - İ rın içinden esrarengiz bir el uzan- mış, Kontun bileğini bükerek hem kurşunun istikametini değiştirmiş hem de tabancayi almıştır. Kadri bunları, sarfettiği kuvvel- ten dolayi hayal meyal görüyor ve | kulağına bir ses: — Beni takip ediniz: Deyince arkasından - yürüyor. Bir gölge, Kontu bir çelme ile ye- re devirmiş, ve üç adım ötedeki kapıyı açmıştır. Kadri, artık bu sefer hakikaten son gayretile ka- pıya koşuyor, çıkıyor ve kücağın- daki kıymetli yük ile yere çöküyor. Devamı Var İzmirde saz şairi yok İzmirde Maarif (o vekâletinden ter . ri, müthiş bir hareketle ve bütün | kuvvetini topliyarak yana sıçrıyor, ! NR FAA Idam Konya ağır ceza- | sında bir karar | Konyanın Kay hüyüğü kariye- sinden Hasan oğlu oMehmedi ta- banca ile kasten katletmekten suçlu ayni köyden Sadettin oğlu| Mustafa Konya ağır ceza mahke- mesinde cereyan eden muhakeme neticesinde idama mahküm edil- miştir. İzmir Rıhtım şirketi davasında İzmir O Rıhtım suiistimali da- vasına asliye mahkemesinde de-| Yam edimiştir. Nakzen cereyan eden muhakemede şirketin masla- hatgüzarı Galip Beyin (davası, diğer davalardan ayrılmış ve ayrı! ' olarak görülmüştür. Galip Bey hakkında (o evvelce verilen beraet kararında mahke- me heyeti ısrar etmiş, Galip Beye beraet kararı yeniden tefhim edil- miştir. Diğer maznun hakkındaki İdavaya 31 mayısta başlanacak- tır. Mardinde kaçakçılar yakalandı İ © Mardin o cenuptan geçmek istiyen bir kaçakçı kafilesi yaka- -İ lanmıştır. Kaçakçılarla uzun bir mücade- le yapılmış, neticede kaçakçı- lar mağlüp olmuşlar. Bunlar 10 ki- “sidir. Kaçakçıların on. hayvanı, 16 yük şekeri müsadere edilmiş- tir. Gurs köyü civarında da mınta- ka memuru Fikri ve Abdülkerim Beyler tarafmdan yapılan bir a- raştırma neticesinde ( 2,000 kilo tütün, 3 tüfek, ve 3 saldırma bu- lunmuş; müsadere edilmiş, sahip- leri ihtisas mahkemesine | sevko- lunmuşlardır. Namaz kılarken önünden! geçtiği için Namaz kılarken önünden geçti» ğinden dolayı karısmı öldürmek - gelen tezkerede İzmir vilâyetinde | ten 18 seneye mahküm Bitlisi Ali kaç saz şairinin bulunduğu sorul - oğlu Hüseyinile Ağrı isyanı hare- muştur. Vilâyet cevabında İzmir- | kâtına iştirakten suçlu ve mevkuf de hiç saz şairi bulunmadığını bil. | Yusuf oğlu Hamza, tedavi edil - dirmiştir. Ayni zamanda vekâletçe | mekte oldukları Adana o memle- aşiretler arasında Türkçe kelime -| ket hastahanesinde ölmüşlerdir. ler toplanması da tavsiye olun -| Zincire vurulan kadınlar İNE. dn Adanada zur ve sükünu bozan o katle teşvikten (Obeş seneye (omah- küm tabancalı (| Zebra ile sirkat hapishanenin hu- İzmirde sıtma İzmir şehir metlisinin son içti - e Memleket Haberleri o LARA Bm Alaçam nasıl yerdir * Memlekete yılda 2,000,000 irat: kazandıran nahiye merkezi Alaçam: Sinop ile Samsun ara- sında, denizden 2 kilometre ka - dar içerde hafif meyillerle yükse- len çamlı sırtlar üzerinde ve na - zar sahası oldukça geniş bir nok- tada kurulmuş cidden güzel (bir | yer. Yetiştirdiği lâtif kokulu mah -| sulü ile cihana Türk © tütünlerini | tanıttıran ve yalnız başma memle- | kete senede iki milyon lira getiren | bu yurt, Samsunun Bafra kaza - sına bağlı şirin bir nahiye merke - ! izidir. Yüzlerce amelenin çalışma- sma müsait 22 tütün deposu, ev -' lerdekilerden maada 5 firm, 102 dükkân, 11 kahvehane, 2 otel, ve eski Ankaradakilerden daha mü - | kemmel 2 hamamı var. 42 muhtar lığa taksim edilmiş 70 köyü ve yir- mi bine yakın nüfusu olan bu yurt parçasında 8 ilk mektep var. Kü -| çük bir gayretle bir kaç yüz yav - ruya mektep olmağa müsait ve mübadil Rumlardan metruk koca bir kilise bomboş duruyor. Geniş ve aydınlık olan evleri ta- mamen laş ve yüksektir. Merkez - deki umumi 6 çeşmeden başka ek- seri evlerin çeşme ve kuyuları ve şehre beş kilometre mesafede kisar naya benziyen bol bir maden suyu var. Mevcut bir, iki köy yolu eski mü dür Mehmet Bey zamanında. ya - pılmış. Kâzım Paşanın valiliği za- manında başlanan Bafra — Ala - çam yolu paşanın bıraktığı gibi, köprüler ve menfezler | geçilmez bir halde duruyor. (Bu yolun bo - zukluğu tütün satışlarına adeta sekte veriyormuş, evvelce her gün şehri ziyaret eden yabancı tütün- icüler bu yüzden hemen hemen gö- | rülmüyormuş.) | Haftada bir kurulan pazarına | Bafradan, Boyabattan, Gerzeden, Vezirköprüden gelen alış verişçi » lerin miktarı mahallin iktisadi e - hemmiyeti hakkında insana bir fi- kir vermiye kâfidir. Davarcılık, | yumurtacılık da oldukça ilerde - dir. Yapılmakta olan Gerze — Ala- çam yolu ikmal ve Alaçam — Ve- zirköprü arasındaki sahile amut bulunan ham yol yerine bir şose | inşa edilirse bu civarm iktisadi! bünyesi hayret edilecek kadar ge- 4 na veya bir memur bulund na çok uğraşmış. Bu ihtiyas “& hissedilmektedir. i Muallizn ve memur ari ile birlikte tesis ettiği Gençliği dunun temsil ve spor şubeler sıtaşile halkın sıhhi ve şafma çalışmış. Her mevsif te umumi kır eğlenceleri, van güreşleri, ağaç bayram lı gezintiler, sürek avları v€ gibi seyler tertip ederek Köl şehirliyi birbirine bağlamağiğ raşmış. Şehrin eski mahalle y rına ilâveten geniş iki yol mas, bir mahallenin bata kurtarılması ve tenviri bust belediyeye yardımlarda , © muş. Temin edilen lüks lâ rını hüznü idame maksadiliği | akşam kendisi yakarmı$, bunlardan eser bile kalmamğ Alaçam, 932 senesine kad, teşkilâtlı bir nahiye iken vaziyeti nazarı itibara alın?” rak umum meyanında tap vergi, icra daireleri-sulh h ği ve noterlik lâğvedilimişi belediye teşkilâtı bırakılm! Burada Kooperatif te$i cil lunmaması derhal göze : Halk, kendi refah ve min maksadile kurulacak; ratifleri dört gözle bekl dir. i Ziraat Bankasının teş&” mürakabesi altında açıla, di ve İstihlâk Kooperatifle” 4 yeye bir kat daha can veri den bankanın bu himmeti” memesi lâzımdır. “ Alaçamın bir ebeye ih zikre değer meselelerde , Mersin - Silifke Y Mersin, Silifke yolanu” ğ ! liralık evrakı keşfiyesi Zi İN tasdikan gelmiş ve mü” vazedilmesine karar veri re Mersin vilâyet encüme” derilmiştir. Bu yirmi üç bin lira ile Kilindirese kadar olan şosesi, imalâtı sınaiyesi 7 tır. Bundan sonra daKilini İsüsü tevsi edilecektir. manda İzmir mıntakasının da sıt- ma mücadele mıntakası meyanına ithal edilmesinin alâkadar vekâlet- ten temenni edilmesine karar ve- rilmişti. apn Bir müsamere “Türkiye sinema ve filimciler birliği,, son toplanışında, bütün dünyanm büyük şehirlerinde oldu- ğu gibi hususi bir müsamere yap- mağa karar vermiştir. Bu müsamere programını gör- ( dük. Daha şimdiden bu müsamere- nin mevsimin en yüksek sanat ha- reketi olacağını söyliyebiliriz. Müsamere 16 mayısta Glorya | sinemasında yapılacaktır. Şehrimizin en tanınmış sanat - kârları müsamerede hazır buluna- caklardır. Bu hususta bir kaç gün sonra İ tafsilât vereceğiz. | nişliyeceğine muhakkak nazarile bakılabilir. İrili: harbi içinde” “Jandarma i kumandanlığı yapan İhsan Beyin İ (şimdi İzmirde Nafia müessecele- iri komiserlik kâtibi imiş) himme- suçundan iki seneye mahküm İs - tanbullu Ali kızı Mahmurenin a - yaklarına beş gün müdetle zincir vuruldu. Mersinde yeni kabristan Mersinde şehir dahilinde bü- tün kabristanlarını kaldırılarak Osmaniye mahallesi üzerindeki bir tarlanın kabristan yapılmasını ka ! rar verdi. i Bursanın istimlâk muamelesine ! devam edilmektedir. Yeni kabristanda Hıristiyan ve Museviler için de ayrıca mahal ay» rılacaktır, Burası şehre biraz uzak oldu -; ğundan belediye cenaze arabasın- dan istifade edilecektir. Yolun; şimdiden yaplırılmaya başlanmış- tır. Kabristana ağaç, çiçek ve saire ekilerek iyi bir şekle konacaktır. tile eski mezarlıktan yapılan park Gümenoz mevkiindeki iskele, A - laçamdan Gümenoza açılan o yol şimdi tamamen metruk, Bu kıymetli gencin halk ve memleket işlerinde gösterdiği alâ- kaya dair duyduklarımı emsaline örnek olur diye yazmadan geçe - miyeceğim, İhsan Bey Tütün İnhi- sar idaresi nezdinde yaptığı de- vamlr teşebbüşslerle tütün zürrar - na ilk defa kredi açtırmağa ve bu suretle köylüyü kısmen olsun fa -! izcilerden kurtarmıya sebep ol « muş, ayni maksatla Ziraat Banka- sının Alaçamda bir sube acması - keşif evrakı henüz gelme Ege mntakası m & sigorta edil ö İ Ziraat vekâletince pe y mıntakasında zirai sig idi y için tetkikat yapılm sat vekâleti Avrupa” man isminde ibr süt“ r miş ve Ege mıntakâ*” yaptırmıştı. Mütehasi* bitirmiş olduğu için tince bir kanun lâY mıştır. Bu lâyihay# mecburi olarak si89 tir. Vekâlet hansi ” rinde sigorta yapılmö” gili kararını vermiştir: dilerek zürra ziyand ” caktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: