28 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

28 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Döfim YAKIT 28 Mayıs 1933 Ey PM YE TEMA asi ELMAS ARAYICILAR .ö - Evvelâ, müayyen bir usul yok «! tur. Eski bir Serendip darbı mese- li “kıymetli bir taş bulduğun yer - de, muhakkak daha başkalarını da bulacaksın,, der. İşte bu, yegâne sistemdir. Bir yerde, alelekser bir köylü veya bir yolcu tarafından kıymet- li bir taş bulundu mu, taşın bulun- duğu pirinç tarlasında veya her - hangi bir arazide sondaj yapılır. Bunun için, ekseriyetle altı O veya sekiz metre uzunluğunda bir demir kullanılır. Kuvvetli beş adam, bu demiri yere saplarlar, ve yumuşak bir tabakaya rast geldiler mi çe - kerler, Eğer demirin ucunda mavi bir çamur izi bulunursa, mesele halledilmiştir. Hemen derinlik öl- çülür, kıymetli kum tabakası he - saplanır. Filhakika, kıymetli taş - lar, ilk zamanlardanberi muhafa - za edilmiş olan bu çamur tabaka - sındadır, ve bu çamura “illema,, derler. Şimdiye kadar yapılan tecrübe- ler, kıymetli taşların hemen hemen yeknesak bir şekilde illemanın içinde bulunduğunu ispat etmiştir. | Bu tabakanın bulunduğu derinliğe ve tabakanın kalınlığına göre, va- sali istihsalin ne olabileceği, mas © rafı koruyup koruyamıyacağı he -| ç sap edilir. Eğer hesap uygun ise, iki metre genişliğinde, dört metre | uzunluğunda kuyu gibi bir şey a » | çılır, içerisine çiniler örülür, ve iki- ye ayrılır. Her iki tarafa bir çıkrık | konulur. Birinci 'tarafta biriken suyu, bir amele ekipi bir fıçıya alır, ikinci e- kip illemayı yukarı çeker. Böylece otuz kadem derinliğe kadar inilir, | müteaddit galeriler açılır, oradan da ilema çıkarılabilir. *.w Ene, Tomi'nin tavsiyesi muci - bince bir sopa almış ve, mümkün mertebe sert yapmıya çalıştığım bir sesle: — Haydi, iş başına! Diye bağırmıştım. Çıkrıklar gr cırdamıya, ipler gerilmiye başla - mıştı, Fıçılar su sızarak, oküfeler, çen balgamlardan bulşama verem mikropları vardır. Bu mikroplar dudaklara, bıyığa, sakala yayılır. gi Böyle bir hastanın öpmesinden, kahve fincanmdan, su bardağın - dan, çatalından, biçağından, taba- ğından ve parmaklarından mikrop lar bu eşya ile temas edenlere ge- çer. Hastalar mendile tükürürler © mikvoplu ağız ve burunların men- dile silerler. Bu mendilleri gelişi güzel bir tarafa atarlar. Tabii bun ların süründüğü yerler mikroplar- | la kirlenir ve yerlere sürünenler, dokunanlar verem mikrobunu alır Jar. Çocuklar için tehlike daha bü- yüktür. Ellerini etrafa sürerek vü- cutlerini kaşırlar, burunlarını ka - tıştırır, ağızlarile oynarlar oyun- caklarmı yerlere atarlar. Ve yerde buldukları her seyi ağızlarına gö - türmek hattâ sokmak küçük çocuk ların her zaman yaptığı şeylerdir. Çocukların veremi kapmağa çok istidatları olduğundan meraksız bir veremlinin evindeki çocuklar mutlaka vereme tutulur. Veremli valideler çocuklarına yemek ye - diriken yemeğin tadını sıcaklığını anlamak i için evvelâ kaşığı kendi ağızlarına götürürler ki biçare yav i ipi mailine see ! dende bize iyi bakıyorlar. Öyle Nakleden : fa. çamurlardan taşarak çıkıp inmiye ! başlamışlardı. Yanı başımda, çardağın bir di - reğine asılr, iki tahta vardı. Her tahtada on delik bulunuyordu. Fr- çı ve küfelerin her inip çıkışında, ameleden birisi geliyor, alt delikte olan bir ağaç parçasını çıkarıp üs- tündeki deliğe sokuyordu. Bu tah- taların deliklerine, ağaç parçası birer defa girip bitirdikten sonra, amelenin on dakika istirahate hak kı oluyordu. O zaman, ameleler duruyorlar, | ellerinin terslerile alınlarındaki terleri siliyorlar, koşup şehre giri - yorlar, bir iki kulaç atıp serinle - dikten sonra tekrar işe başlıyor - lardı. Sordum: — Böyle kaç saat çalışıyorsu - Duz, İçlerinden biri, henüz çocuk de- necek kadar olan sıska, cılız biri, iki öksürük arasında cevap verdi: — Güneşin çıkmasından batma» | sına kadar, — Yemek yemeden mi? — Hayır. Sabah saat onda, ve| akşam saat beşte, yarımşar saat is- tirahat verirler. — Yarım saat mi? — Evet. Buna da raziyız. Bu ma | j madenler var ki, bu molayı da ver mezler. Bu önlerine düşük başları, terli i suratları, boş bakışlı gözleri süz - düm. Bu gözlerde hafif bir pırıltı, ancak tahtanm deliklerinde çomak yükseldikçe görülebiliyordu. İnli- yerek çalışan bu adamların adele- leri,buruşuk derileri altımda, ancak iplere asılırken şişip geriliyor, son- ra, boşalmış bir çuval gibi sönü - yorlardı. Her küfe boşalışta, hava- ya pis bir çamur kokusu yayılıyor- du. Kuyuların ağızları, yukarıya zehirli, bir nefes fırlatıyordu. Bir zamanlar, dünyada esirlerin mev - cut olduğunu düşündüm, ve... — Sizin adamlar dalga geçiyor- lar... Toni yanımda idi. Elindeki so - payı savurdu: — Hey... Çabuk.. Bu ne bu?.. Ameleler daha çabuk çalışmıya başladılar. Birdenbire bir ses yük- seldi, Zavallı, harap, ince bir ses. Şarkı söyliyerek ameleye neşe ve şevk vermek istiyen bu ses, bilâkis bir mersiye okunur gibi, başları da ha ziyade eğiyordu. Toni dudaklarnda sönmüş olan sigarasını yakarken sordum: — Bu zavallılar ne kazanıyor - lar. — İki buçuk rupye... — Günde mi? Toni sıçradı. hk — Deli misin sen? Dedi, günde iki buçuk rupye kazansalar, her akşam küp gibi sızarlar. Haftada iki buçuk rupye © kazanıyorlar.. Hem az mı zannediyorsunuz? Toniye baktım. Hayır. Şaka et - miyordu. (Devamı var) Yaralanan bir seyyah İndiya vapurile şehrimize gelen İngiliz seyyahlarından o Madam Mağezi dün sabah Yerebatan sara- yını gezerken ayağı kayarak düş - i Bugün Balkan haftasının üçün- cü günüdür. nasebetile Balkan ticaret ve sana- yi odası meclisi dün sabah dör - düncü vakıf hanındaki merkezin - de toplanmıştır. | Toplantıda memleketimiz namı- na Nemli zade Mithat, Habip za- de Ziya, Ahmet Mithat ve Necip beyler; Arnavutluk namına M. Periklis Anciopulo, M. Teodor Ti- | topulo ve M. Tanaş Liyatşiş; Bul- garistan namına M. İvan Baklaci- yet, M. Yanko Peyof, M. Boris Monçef; Yunanistan namına M. Kofinas, M. Dimitrokopulo, M. Yuanides, M. Simonides; Roman- ya namına M. Manesko, M. Mali-| oğli, M. Blumberg, Kapeloviç; Yugoslavya namına da M. Mado: viç bulunmuşlardır. Konsey müzakereleri, Balkan ti- caret ve sanayi odası reisi Nemli zade Mithat Bey tarafından açıl - mıştır. Nemlizade mitat beyin nutku Balkan Haftası Dün Balkan ticaret ve sanayi odası meclisi toplandı Içtimalarda; bilhassa Yunan heyeti tarafından verile İ Balkanlar arasında gümrük birliği projesi görüşülü Meclisimizin ikinci içtima dev Balkan haftası mü - |resinin birinci celsesi açıldığını beyan ettiğim şu dakikada hepini zin mesainizde tam bir muvaffa | kıyete ulaşmanızı temenni ederim. Balkan anlaşması ve birliği hak kmdaki alâka ve teveccühleri, ha- yırhahane müzaheretleri hepimiz- ce malüm olan Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine hür- metkâr tazimlerimizi arzederken hepinizin hissiyatına tercüman ol- duğumu zannediyorum.,, Bundan sonra müzakerelere ge- çilmiş, icrai komite raporu ve oda- »ın mali muamelâtı hakkındaki / icmaller tetkik olunarak iktifakla kabul edilmiştir. Müteakiben eylülde açılacak o- lan Selânik panayırına altı balkan memleketinin birden iştiraki me - selesi görüşülmüştür. Panayırda altı balkan memleketine ait müş» terek bir pavyun tesisi kararlaştı - rılmıştır. Bu pavyonun tesisi ve i bu yoldaki ihzaratla balkan tica - ret ve sanayi odası meşğul olacak- tır. “— Efendiler, aziz arkadaşla» rım, Geçen yıl burada karşılaştığı - defa olarak iştirak için gelen kıy - nun ve bahtiyarım, hepinize büyük ! bir memnuniyetle hoç amedi be - yan ederim. İçtimai icap ve zaruretlerden do ğan her müessese bilhassa beynel- milel bir müessese gibi Balkan ti- caret ve sanayi odası cemiyeti de cevher ve mahiyetinde ameli ak- mizin iki mevzuasını bizzarure ihtiva etmekte, bir taraftan ideo - loji diğer taraftan şeniyetle çerçe- velenmiş bulunmaktdaır. Balkan ticaret ve sanayi odası cemiyeti beynelmilel ülfet ve mu aşeret duygularımızın en derin kö şelerine kadar işlemiş olan bir i - deoloji üstüne kurulmuştur. Ülkü- müze bir kaç aylık bir çalışma ile erişebileceğimizi iddiaya imkân göremeyiz. Fakat, şeniyetin imkân ları dairesinde başarılan esere şimdi muttali olacaksınız. Müte - vazi neticelere rağmen ideolojik duygularımızın yakında tatmin e- dileceğini tahmin ettirecek bir ma hiyette olduğunu emniyet ve cesa- retle söylemek tamamiyle caizdir. Fakat ve müessir iradelerimizi sa- mimi ve sıhhi bir mesai iştiraki i- çinde ve ülkümüzü hakikilaştır - mak müşterek bir şevk ve gayret- le bir araya getirecek olursak gö- rünüşte birbirinden uzaklaşıp ay - bir noktada birleştirmeye muvaf- fak olmamamıza imkân olmadığı- nı iddia etmekle bütün arkadaşla- rımin müşterek kanaatini ifade et- tiğime inanıyorum. Size dağıtılan ruzname belki çok yüklüdür. Ancak bu ruznamedeki meselelerin hepsinin tetkik ve mü- zakeresi salınacak kararlar gele cek zamanlardaki faaliyetimiz ba“ Bundan sonra balkan ticaret o- i dası ilk kongresinin toplanma za- manı ve yeri hakkında ileri sürü - mız arkadaşlarımızı ikinci defa © | len bir teklif te umumiyetle tasvip larak selâmlamak ve mesaimize ilk | olunmuştur. Bü karar mucibince dördüncü “ balkan Könferasisınm metli azayı kabul etmekle mem -| Selânikte toplandığı tarihte akte - dilecektir. Konseyde, balkan ticaret odası- nın muhtelif ticaret ve sanayi er - babını tanıştırması ve balkanlarda yetişen mahsullerin ve sınai ma- mulâtın mübadelelerine zemin ha- zırlaması görüşülerek kabul olun - İçtimada, Yunan heyeti « nin teklif etiği balkanlar arasında gümrük ittihadr projesi üzerinde | Ki! etmekte olduğu zall muştur, uzun müzakereler olmuşutr. hayet verilmiştir. Öğleden sonra saat on beşte bal- kan ticaret odası merkezinde bal- kan milli gruplarinm #ümessilleri diğer bir içtima yapmışlardır. Önümüzdeki balkan konferan - sında; Balkan devletleri arasında esasları müşterek ve muhtelif cep- heli bir ticaret muahedesi projesi hazırlanacağından bu içtimada muahedenin ilk projesi tesbit edil- miştir. Hazırlanan esaslar balkan konferansma verilecektir. Öğleden evvelki konsey içtima- mın sonunda ve komite içtimar münasebetile dün birer tebliğ neş- redilmiştir. Yunan murahhası ne diyor ? Yunan heyeti reisi M. Kofinas rılan bazı menfaatleri tamamile| içtimalardan sonra bir muharriri - mize şunları söylemiştir: “.— Yunan heyetinin verdiği balkanlar arasında gümrük birliği projesi bugünkü müzakerelerin &- sasmı teşkil etmiştir. Bugünkü mü- zakerelerde (gümrük ittihadma doğru bir adım atılmıştır, diyebi- lirim. Teklif ettiğimiz ilk proje ihzari bir komisyon tarafından tet- kik edilerek yeni bir proje hazır- müş, başından hafif surette yara- kımından bizim için sarih direk -| lanacak ve Selânikte toplanacak mn. Seyyah rar nazaran: da olan dördüncü en erer. Konsey içtimaıa öğle üzeri ni- Bizim verdiğimiz projenin © ları şunlardır: 1 — Adi gümrük tarife! zerinde balkan mem ” tenzilâtlı tarifeler tatbik © si; 2 — Balkanlar haricinde b nan devletlere karşı bütün ” memleketlerinde oy müşterek bir ticaret siyaseti edilmesi. a Proje ile bu meselelerle olmak üzere balkan mem!€ murahhaslarından mürekkeP ekli mi bir komisyon teşkili & lunmaktadır. Bugünkü içtimada her mesi N ket murahhas heyetinin V leketindeki gümrük sistemi kında birer rapor hazirl karar verilmiştir.,, Balkan haftası mam | re bugün murahaslar ser! 4 kılmışlardır. Yarın öğleden * : müzeleri, öğleden sonra P fab i dardaki feshane mensucat y kasını gezecekler, öğleyin Te lıyan otelinde reisi Nemli zade Mithat Bey fından murahhaslar mr 4 ziyafet verilecektir. : Salı günü öğleden evvel müzeler gezilecek, öğlede (ipek film) stüdyoları ve çeki KN : ALU Avusturya komünist kalarını feshediy0' VİYANA, 27 (A.A.) — fırkaların menedilmesi öt€ tasavvur edilmekte idi. $ nist fırkasının feshine olan kararnamenin nasy©' yalistler için ciddi bir tehdit tadır. Siyasi zabıta, fesih sini harfiyen ve sür'atle İ için icap eden tedbirleri —e— : Kadın tayyare€ BERLİN, 27 (A. A.) — kadın tayyareci Marg& bir ç drof, Avusturalyaya yeni © yapmak için Berlind: er) tayyare limanından bu ! valanmıştır. — Komünist fırkasın' ları zap rm BERLİN, 27 AA) real Alman komünist N tün emval ve emlâkin ” vi emretmiştir. Kabine, aynı ye fain idaresine azami “arar mark kredi açmağada miştir, UN —— Hitlercilerin Do” nümayi$i air VARŞOVA, 27 (AA yonal - Almanlar best Dantzig şehir V 5 İtip edilmiş olan “A ei. ş de üniformalı bir ta' ler, Çelik miğferliler na hücum etmişlerdir" İki taraf arasınd dele esnasında 7 Hil yonal - Alman ağ!

Bu sayıdan diğer sayfalar: