7 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

7 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nn. 6 — VAKIT 7 Haziran 1933 mm İİ aa Kurt, Kuzu, Kartal Kavgası -— 217 sene öncebir Türk sefiri 98 Mehmet Efendinin Paris Seyahatnamesi — Boyları ve başları bir olanlar sekizer sekizer raksettiler. Bunla- rın mahsus raks libasları vardı .. Cümlesi sırmalarla işlenmiş ku- maşlarla, tüllerle sorguç şeklinde başlıklarla çıkıyorlardı. e Opera halkı bütün takımı ile buraya gel- mişti. Acayip taklitler yapıp o - yunlar oynadılar. Meclis tamam olunca kral kalk tr, gitti. Bizde o evimize geldik. Vasi olan Dük Dorlean'ın şehre bir saatlik mesafede (bir sarayı varmış.. Hâlâ anası sağ olup bura- da otururmuş .. — Gayet güzel bir bahçesi var- dır. Eğer seyretmek isterseniz gi- delim, Falan gün emrinizie hazı - rız, Kral askerinin kâhyası da o gün orada bulunacak, size hizmet edecektir. Dediler, o gün öğleye doğru a - rabaya binip gittik. Şehir bittik - ten sonra iki sıra dizilmiş ağaç - lar arasından geçerek hele saraya varabildik. Orada öyle bir bahçe tamaşa ettik ki tarif olunmaz. oVasinin geldikçe oturduğu odaları gezdik. Pek tuhaf manzaralar gördük. A - | nasının odası da sırmayla işlen - miş, halılarla süslenmişti. Hesap- sız iş vardı, Hepsini yemeğe başladık. Yemek vakıa e- hemmiyetsizdi ama nefisti. Sonra bahçe seyrine mahsus a - rabaya binerek“ bahçeyi gezdik. Evvelâ bir havuza geldik ki etrafı yüksek, kalın ağaçlarla kapalıydı. Havuzun ortasında bir fiskiye yardı. Mızraktan daha kalın bir su fışkırırdı ve o yüksek ağaçlar - ..211110010 5841000118880 A0E8UA 80201800008 080200 809 AONAA AAA DERNSEE SAUNA AEEAANNASANAA Hatice diğer ismiyle Dilber eve | ri arasında saklanmak istemişler: ayrı ayrı seyrederek | dan bir iki adam boyu daha yük - seğe çıkardı. Sorduk. Meğer 150 kadem yukarı sıçrar- mış, O kadar etrafma damlalar a- tardı ki güneşin aksiyle burada kavsi kuzah olduğunu gördük. Bu su sıçramasının bütün Avru- pada naziri yokmuş. Bundan $son- ra diğer bir havuz gördük. Bu ha- vuzun iki tarafında sırayla mer- | mer merdivenler vardı. Fakat su fiskiyeden öyle sert a- | kardı ki bu merdivenler kapanır , yekpare bir su fiskiyesi kalırdı. Bu havuzun etrafına ejder ağız- ları yapmışlar. Etrafına ağaçlar dikerek yollar açmışlar. Bu sokaklardan geçtikçe iki ta - rafa mızrak boyunca (sebze dik- mişler. Fakat öyleki üzerleri, boyları hep bir olduğu için güya yekpare gibi görünüyordu. Bahçenin etrafr dört saatlik ka- | dar bir mesafeymiş. Biz arabayla bir buçuk saatte (o dolaşabildik. Bundan da Versay ismindeki em « salsiz şehrin seyranına gittik. Tedarikimizi tamamlayıp bü - tün mevcudumuzla birlikte gitme- yi kararlaştırdık. Öğle yemeğini orada yemek kararlaştırılmıştır . | Sabah erkenden yola çıktık( Bir sâray karşımıza (o çıktı ki tarifi mümkün değil.. Sarayın mevkii yüksek bir yerde olduğu için her taraftan Paris şehrini tamaşa ey- iledik. | Pek hoş bir makamda idi. Ye -! İmeği yiyerek kralın arabasiyle ! bahçeyi dolaşmıya başladık. Ev- i velce gördüğümüz acayip tertip | gibi ağaçlardan sokaklar ve seb- ze duvarları yapılmıştı. ! (Devamı var) Orta Asyada yeni bir Türk Cümhuriyeti Çin Türkleri, Japonlardan kaçan Çin- lilerin istilâsı üzerine isyana mecbur oldular ve hükümet kurdular Üç gün evvel bir Çinli Türkün Mısır gazetelerinde yazdığı ma - kaleyi neşretmiştik. Çindeki Türk lerden bir kısmınm ısyan ederek bir cümhuriyet teşkil etmelerinden bahseden bu makalenin alt tarafı- nıdaalıyoruz: , Orta Asya Türklerinin isyanı ge çen mart ayının iptidalarında baş- lamıştı. İsyanın; Çinlilerin ora Türkleri hakkmda senelerdenberi reva gördükleri sayısız mezalim ve işkencelerin bir aksülâmeli oldu - ğunda şüphe yoktur. Japonların Mançorya ve Cihol mıntakalarnı zapt ve istilâ eyleme leri üzerine oralardan hicrete mec bur kalan Çinliler Çin Türkiyesine giderek oradaki ırkdaşlarımızın emlâkini yağmaya koyulmuşlar - dı. Çinlilerin bu tarzı hareketleri 'karşısmda Türklerin kollarını bağ lıyarak seyirci vaziyetinde kalama maları tabii görülmek lâzım gelir. Bir muahede terviç edeceği yerde güzide zevat - | ler ve uzun ömürler dileriz. Gele- | gözleri kurşuni, ağzi yüzü yakışık) O — Bu da bizim bahçe?* Zaten Türkler Çin hükümetiyle | tan ibaret olan murahhasları cellât | cek sayrmızda bu kardeş cumhuri» | lıydı. Halinde, kumanda etmiye a- — Ben de güzel eşi Rus hükümeti arasında son defa | lara teslim etmekten çekinmemiş- | yetin coğrafi vaziyeti hakkında o- | ışık bir asker tavrı vardı. Fakat! karak bunu tahmin Vİ edilen ve Çi kuyucularımızı tenvir edeceğiz. — | gülümsediği zaman kalbinin bütün Dere Türkiyesinde ih - Türkiyesinde çıkması muhtemel her hangi bir isyanın bastırılması hususunda onlarm filt yardımları nı temin eylemiş oluyordu. İşte bir taraftan muhacirlerin salgınları di ğer taraftan Rusların iktısadi taz- yikleri ve nihayet cahil Çin me - murlarının müstebidane hareketle ri son isyanı hazırlayan başlıca a- millerden olmuştur. Mamafih şurasını da kaydetmek lâzımdır ki, Türkler isyan bayrağı nı kaldırmadan evvel Çin hükü - metine bir beyet göndermişler ve muhacirler tarafından emval ve emlâklerine vaki olan taarruzların menini istemişlerdi. Bir heyet ayni zamanda Çin Türkiyesinin ademi merkeziyet usuliyle idaresinin ka- bul edilmesini temine memur edil- mişti. Çin hükümetiOrta asya Türk Polis o Haberleri 8 aylık bir çocuk , Hasköy Kepçeci piri mahalle - sinde 8 aylık bir çocuk bulunmuş” tur. Çocuk mahalle bekçisi tara - fından görülerek merkeze getiril- miştir . Yapılan tahkikat neticesinde ço cuğun Parçacı sokakta oturan Ma dam Fortuni'nin olduğu ve hamal Mişon'a verilerek sokağa attırıldı- ğı anlaşılmıştır. Suçlular yakalan- mışlardır, $ Cihangir Kumrulu sokak Nebil Beyin evinde mahalle muhtarı Mehmet Beye ait bir kat elbise ve bir fotin çalan Andon bekçi tara- fından görülerek yakalanmıştır. $ Beşiktaş Yeni mahallede otu- ran on yaşlarında Mehmet Celâ - lettin Dizer sokağında oturan Os- man tarafından taşla başından yaralanmıştır. $ Tepebaşında Kilit sokağında 5 numarada oturan Cemal Efendi, Kabristan sokağından caddeye çrr kacağı sırada Fatih — Harbiye i dürüldüğünü hattında işliyen 107 numaralı tram vay çarpmış başından ve kolundan yaralanmıştır. İ $ Taksim merkezi polisinden1171 | numaralı Kâzım Efendi, 1689 nu- maralı otomobil şoförü Bodosu ch liyetsiz olduğundan merkeze gö - türmek istemiştir. Evvelâ gelmek istemiyen Bodos bilâhare razı ol - muş. Zambak sokağından geçer - lerken otomobili elektrik direğine çarptırarak hasara uğratmıştır. — | $ Aynalı çeşmede Süruri yok- şunda oturan Feyzullah polise mü racaatla Mustafa, Mehmet ve Ali isminde üç kişi tarafından dövül - düğünü iddia etmiştir. Polis bu da | yak şikâyetinin sıhhatini tahkike başlamıştır. l etmesini söylemişlerdi. $ Beşitaşta Muradiye mahalle - sinde yeni sokakta 31 numaralı ev de oturan şoför Osman Efendinin zevcesi Neyir Hanım evde yokken girmiştir. Dilber bir çanta içinde bulduğu iskarpin ve sair eşyayı a- ıp kaçacağı esnada yakalanmış - tır, kibet üzerine fevkalâde heyecana düşen orta asya Türklern geçen sa yımızda işaret ettiğimiz veçhile Çin Türkiyesinin garbm kâin Ke - mul şehrinde ihtilâl çıkarmışlar - dır. Komol'lılar elçilerinin katli haberini alır almaz Komul hüküme | Onlardansanız Essenler gözümde racat ticareti yapmak hakkını Rus. | ti dairesine hücum etmişler ve hü * | kıymet kazanacaklar. Çünkü Ku- lara veren bir muahededen son de | kümette ki Çinli memurları balta | düste bana Essenlerin Apolloya rece zarara uğramışlardı. Çinliler | ve sopaladla katlettikten sonra €s-| tapan bir takım zahit ve ihtiyar a bu hakkı Ruslara vermekle Çin | liha depolarma hücum ederek de-| damlar olduklarını söylediler. poları zapt ve yağma etmişlerdir. Bu suretle silâhlanmak fırsatını el de eden komol Türkleri kendi ara larmda teşkilât yaptıktan sonra ol dukça muntazam kuvvetler halin - de şark ve şimal istikametlerinde ilerleyerek pek kısa denilebilecek bir müddet zarfında Türk ülkesini zalim ve cahil Çinliler elinden kur tarmışlardır. Biraz yukarıda verdiğimiz iza » hat isyanın çıkmasından Çin hükâü metinin mes'ul olduğunu anlatma ; ğa kâfidir. Eğer Çin merkezi hükü meti orta asya Türklerinin pek mü ; tevaziyane olan isteklerini kabul ! etse vehele Türk elçilerine hiyanet etmemiş olsaydı; harici bir sürü müşküllerle boy ölçüştüğü şu sıra larda olsun böyle bir hâdise karşı sında kalmış olmazdı. Biz bu yeni — 8 m 2 Martos Essenlerin köyü yağma edildi- ği günün akşamında bütün bira - derler ibadetle meşguldüler. Ak - şamleyin yağmager yahudilerden biri geri dönmüş, ve arkadaşların- dan birinin Essenler tarafından öl | iddia etti. Essen- ler telâş içinde tahkikata başladı- lar ve nihayet eşkiyayı öşkiyanın karşılamış olacağını söylediler. Zaten getirilen ok üzerinde Roma lıların damgası vardı. OEssenler bunu mülâhaza ederek mütecavi - zin kendilerinden olmadığımı ile - ri sürmüşler, ve nihayet müştekiyi koğarak Başkâhin Ananosa yahut isterse eşkiyalarm sergerdesi olan Roma konsülü Albinuse müracaat Albinus Essenler aleyhinde vu kubulan iddiaya karşı kendilerini müdafaa etmelerini istemiş, Es - senler İsiel biraderle iki murahhas daha göndermişler, bunlar Kudüs te üç ay tevkif olunmuşlar, niha - yet İsiel ile arkadaşlarına (Albi - müs) e bir miktar rüşvet verdikle- ri takdirde davanın bertaraf edile ceği anlatılmış, fakat Essenler a- dalet istediklerini ve adaleti satın alamıyacaklarmı söylemişler, bu - nun üzerine Roma konsülü bu iş - ten bir şey çıkmıyacağmı anlıya « rak onları salıvermiş ve tahkikat icrası için bir memur göndereceği- ni söylemişti. Bu memur ancak iki ay sonra gelebildi. O gün Meryemle sülâle Eriha yolunda dolaşıyorlardı. Mesih bir takım adamların o yaklaştıklarını görünce ikisi de çölün dikenlikle- se de gelenlerin başında bulunan memur atını onlara doğru mah - muzlamış ve Meryeme, yunanca sormuştu: — Affedersiniz hanım! Essen- ler nerede ikamet ediyorlar?. — Siz onlara tecavüz maksa - dile mi geliyorsunuz?. — Hayır! Fakat onlara teca - yüz sizi niçin alâkadar ediyor?. Yoksa siz de onlardan mısınız?. — Ben onların misafiriyim!. — Misafiri mi?. Bu adamların sizin gibi misafirleri varsa bu yol- culuktan memnun olacağım!. — Onlar beni yetiştirdiler! — O halde Esenler hakkında fikirlerim değişiyor, ve yükseli - yor. Onlar sizin gibi güzel bir ha- nımı yetiştirdilerse muhakkak ken dileri de kibar ve nazik adamdır- ar, — Onlar hem kibar, hem nazik| adamdırlar. Şuradan biraz ilerler- seniz, bunu kendiniz de anlarsı - nız! — Müsaade ederseniz sizi de götüreyim.. Konuşan memur, yirmi beş ya- şından fazla olmıyan bir gençti. Kendisi Romalı bir zabitti. Başm- lerinin yerinde olan bu taleplerini | kardeş cümhuriyete muvaffakıyet | da bir miğfer vardı. Saçları sarı, tir. Elçilerinin uğradığı bu feci a - | kadar tanıdığı yegâne erkek peş yim. Emilin oğlu Markusüm- Al binusun zabitlerindenim, Bir suçu tahkikle meşgulüm. ben de katili bulacağım. Lâ? siz kim olduğunuzu söyler misi niz?. yerine cevap verdi: ğum gibi kendisinin de hizmeti” rı olduğum bu hanım.. ihtiyar değilysiniz. mişti, öldüler. Bu hanım Yunanlı - yeli asilzadelerinden Demtesin $ zıdır, €vvel oradaydım. Hanımın an#” babası öldüler mi?. — atrda öldü, anası da kızını di rurken. ki anfiteatrda öldü. ğildi. Yalnız hıristiyandı. İ sanlık düşmanı oldukları söy! yor. Belki yanlıştır. Fakat si# sen'değil misiniz?. tiyanız. Essenler bizi himay€ ler. siz devam ediniz! renin en maruf taciri Be nın en zengin tüccarıdır. noninin hiçbir evlâdı yok- sizin hanımınız, yani onun bir yahudidir. Torun i yandır. Onun için anasi scnra onu burada buluna na getirdim. Size sırrımı?” mundan fazla faşetmiyor ”. ga” kat Benoniye ait bütün İ zayi olması yazık değil Zabit sordu: dıkları yer! Muharriri : Ömer Rız€ go inceliği ve civanmertliği apefifii görülüyordu. Meryem bu adamı beğenin! Onun şimdiye kadar gördüğü damlar içinde gönlüne ferah insan buydu. Zaten, onun $i! lipti. Fakat bu yabancıyı z ten bin bir kere fazla seri Romalı zabit kendini daha la tanıtmak istemedi: — Müsaade ederseniz ar30d” denberi bu memleketteyim. Dahi evvel Mısırdaydım. Halihazır? Essenlerin müttehem olduklar! ye Essen öldürmüş” ler, bir yahudiyi Meryem tereddüt etti, Nu ons es sw — Efendim, anasının ve pü” yük valdesinin hizmetçisi » 7 z — Fakat siz anlattığınız Nu gülümsemiş ve devam # — Onların ikisi de pek j ŞE» YE — Evet öldüler, Babsr ; — Babası fena bir adam —> Vw “> — Hayır, fena bir adam " — Anladım. ea # çi ço” Haf — Çok iyi tanırım. Fevksl, mütaassıp bir yahudidir. H8' Onul a, gâne rakibi Umrandır. Fi Ne di” ei ği — Hayır efendim! Biz de 9 a gin em günle — Çok tehlikeli bir şey! — — Hanımın büyük babasi böyle çölde oturacağına ne gitmiyor. — Fakat Benoni çok dayı” iü — Bana güvenebilirsi"'e çet” mi?» Har” mın adı ne?, — Meryem, — Ne güzel isim! Essenlerin köyü i <, Za ty — Şu büyük bina yedi opis” — Essen büyüklerini” gamet — Ya şu bina!

Bu sayıdan diğer sayfalar: