17 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

17 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

” ilyan t Ârikanı (A.A) — İtal. iz leri dün ir geçtiler, Detrua gen, 16 (AA) — Buza ie lek İtalya filosu, nceki; a0 ve Toledo üzerin- DEA, 16 Fr. May Amerika sefiri olan vatandaşlarını se - Gelen sefir M. Angusto tayyaresine binmiş. Np 1S (ALA) — Babo fi gölüne saat 19 da © yola çıkmak için yy bakiye Ceneral Bal- Yu EE dört tayyaresi niha - Pire ikisinde saat altıda İ valandılar, a boğazında bulunan gemisi Fylla sa- gzarelerin geçtiği ha- / bildirdi. Pr Farevel burnun - Ceterai (Cenubi Groen - tir 1 Balbo radyo ile 1 verdi: bay ekey » Radyo istas- Toy lerin o Carturight'in e, © ötesinde bulunduk - yy aldı, “Her şey İL ei arızasız bitiren İndi, Mat 14,50 de Tamil il, Balbo, Carturighten Yazdığı bir raporda di- vu SE erkenden Rey- küler ettikten son» 5 ir yolculuğa baş- Mi İstikmette esen rüz- ri den tahmin etmek » Burüzgârlar bizi Vat- : kadar sürük- : Bayek hat üzerine sırs- Sea istasyonları, | motörlerle, toplu hava yolculuğu | kasmın pamuk rekoltesi 25—30 Ceneral Balbonun anlattıkları eğindenberi İzlandada, | bozuk olduğunu bildiriyordu. De - ayyareleri Mişigan gölüne indiler, alâka ile karşılandılar kondu. Filoya 42 Amerikan tay- yaresi refakat ediyordu. 24 İtalyan tayyaresi üç tayya - | ve sair bazı iptidai maddelerde ol- relik üç başlı grup halinde mun - tazam bir şekilde ilerliyorlardı. Bir milyona yakın halk göl ke - narına ve civar evlerin üzerlerine | li$» çıkıp toplanmışlardı ve alkışlıyor- lardı. İlk olarak göle inen tayyare siy ceneral Balbonun tayaresi oldu, bu tayyarede Amerikanın İtalya sefiri M. Rosso da vardı. Bu tay- yare tam saat 18 de indi ötekiler arkasından birer birer kondular. nizin üstüne alçalan bulutlar var- İz. Önümüzü güç görüyorduk ve her dakika rüyet kabiliyeti azalı- yordu. ilk bir kaç saat, kör körüne yol aldrk. Fenni aletlerle yolumu” zu tayin ediyorduk. Farewel burnuna kadar hava hiç müsait gitmedi. Tam iki saat, kalın bulut tabakaları arasında seyrettik. En büyük tehlikeyi o pa atlattık. O mıntkada uçan İtayyareci için en büyük tehlike i pervanelerle kanatların buz bağ- lamasıdır. | 2.400 kilometrelik yolun son 11,200 kilometresi aşağı yukarı ra- hat geçti. Aksi istikamete esen İ rüzgârlar, vasati sür'atimizi 200 i kilometreye indirdi. Bulutlar ara- sında uçarken, filo, gurup şeklini değiştiriyordu. Telsiz telgrafla ne şekil almacağını o bildiriyorduk. Uçuş hattını genişletiyorduk. Her tayyare, 43 derece sağa meyledi- yor, buluttan veya sisten çıkmca, gene eski seyir şeklini alıyordu. Carturighte, tayyareler tam bir nizam ve intizamla yere indiler. Bu seyahat, nazariyemin doğ- ruluğunu isbat etti. Tecrübe gör- müş bir kaç yüz kişi ve son sistem va şeraitinin | her hangi bir yoldan yapılabilir. a Reisicümhurunun , Seyahati 116 (A A) — Reisi- ğe eylüldenberi başla çer, Tansa seyahatine de- Ma Ardennes vi- iştir, vaktiyle kurtarılan mm- ta olan M. Lebrun iğ eville'in en son me leriyle nasıl yeniden dl u görerek takdir Ni Pehir Madam Lebrunun YN Ying, olan o Mezierede, hş ep, * Yerinde yapılmış K t, nın açılma resmi- i,, stna, büyük bir Wi bir cam parça- Mvermiştir. ti kendisini bir > Mİştir. Zarar 300 "n olunuyor. Japon sularında kazaya | uğrıyan Sovyet gemisi Moskova, 16 (A.A.) — Vlâdi- vostoktan bildirildiğine göre Ja - pon sularında kazaya uğrıyan Sov- yet Postişef balıkçı gemisini kur * tarmak için Sovyet gemilerinin! yaptıkları teşebbüsler Japon ma- | kamatmın inatçı muhalefetine uğ İ ramaktadır. Sovyet (gemilerinin! mezkür vapura yaklaşmak için is-| tedikleri müsaade reddolunmak * tadır. Bu hattı hareket beynelmi- İ lel nizamlara muhaliftir. Ve an- cak alâkadar Japon kumpanyalar | rınm Postişef gemisini tamir et » mek için mühim bir para kopar - mak istemeleriyle kabili izahtır. Zİ ğe Gandiye Salâhiyet verildi BOMBAY, 16 (A.A.) — Hint kongresi Gandiye, vali umumi ile | görüşerek muallâkta bulunan me - seleleri halletmek ve şayanı kabul * Ticaret ve Iktısat vans ranasnsaana - Pamuk Fiatlar yükselmiye başladı Pamuk piyasası buğday, şeker duğu gibi 1933 senesi başların - dan beri yükselme kaydetmiştir. Pamuk fiatlarında görülen yükse - diğer iptidai maddelerde ol - duğu gibi kısmen doların düşme- le izah olunabilir. Doların düşmesi Amerika mal- | larının satılmasını çoğaltmıştır. Bu hal bilhassa mensucat maddele - rinde görülmüştür. Diğer taraf -! tan mahsul ve istihlâk vaziyetinde yükseliş de âmil olmuştur. Bir a-| ğustos 1931 - 1932 . 1933 temmuz | mevsimi pamuk rekoltesi 22 mil - yon 800,000 balye tahmin edilmiş” tir. Halbuki bundan evelki mev -| simlerdeki pamuk rekoltesi 26 1/2 milyon tahmin edilmiştir. Arada- ki 3.700.000 balyedir. 1932 - 1933 seneleri bir ağustos ve 3İ mart is- tihlâk miktarları ise şunlardır : 1931-1932 senesinde 15.671.000 balya ve 1932-1933 de 16.148.000 balyadır. Bu vaziyete göre 1932-1933 e€ nispetle istihlâk 477.000 balya artmıştır. 1933-1932 mevsimi rekoltesine gelince, bu hususta Ohenüz kati bir şey söylenemez. Dünya istih- salâtının oüçteikisini yetiştiren Amerikada geçen seneye nispetle pamuk ekimi yüzde 8 ve 10 daha fazladır. Fakat mahsul ekilen yerin vasa- sinden ziyade havaların müsait 9 — VAKIT 17 Temmuz 1933 Kor Kuzu, Kartal Kavgası Muharriri : Ömer Rıza e GR “Ee Üç ay sonra bir gece güneş ba - tarken bir gemi İskenderiye lima - nına giriyordu. Kış kasırgalariyle | dövüşe dövüşe seyahat eden bu gemi, yollarda bir çok limanlara uğramak mecburiyetinde kalmış - tı, gemi limana girdiği sırada için dekiler susuzluktan o kıvranıyor - lardı. Limana girmek onlara yeni bir can vermişti. Markusla piskapos bu geminin içinde idiler. Ortalık karardığı için gemi sahile yanaşamadı. Sa - bahı beklemek icap ediyordu. Fa- kat biraz ötede başka bir gemi gö- rülmekte ve bu gemi içindekileri - nin neşeli sesleri, ve tatlı nağmele ri duyulmakta idi. Dinlediler, din- lediler, Bunlar Hıristiyan ilâhla - lık kopararak güvertenin üzerine serildi. ; * * Meğer Luna gemisinin battığma idair Romaya erişen haberler ya - lanmış. Luna gemisi müthiş bir kasırgaya uğramış, fakat kaptanm gayretile bir limana girerek kur - tulmuştu. Daha sonra gemi Sicilya ya uğramış, Yunanislana geçmiş, geçirmiş, ve İskenderiye yolunu tutmuş ve Markusun gemisinden iki gün evvel İskenderiye limanına varmıştı, Demek ki battığı söyle » nen Luna gemisi ayni ismi taşıyan ve o zamanın mergup isimlerinden olan başka bir Luna idi, yahut İm- peratrip kaptanı batan geminin a - rıydı. Piskapos, gemilerinin bu ge- miye yaklaşmasını istedi. Bu gemi halkından hem su tedarik etmek, hem de haber almak mümkündü. Yavaş yavaş gemiye yaklaştılar. Nöbetçi bağırdı: — Parola verin! | Ve piskapos cevap verdi: i — Haç! Biz Roma cemaatinde- niz. Nöbetçi derhal yol verdi. Bu ta- | raftaki yolcuların bir kısmı öbür ; i dını iyice anlıyamamıştı. Markus bunca zahmet ve tehli - keli maceralardan sonra muradma erdi ve ertesi gün İLuna'nın güver- tesinde Markusla Meryemin izdi - vaç merasimi tes'it olundu. Romalı Gallos, (Meryem) in babalığı sı - fatile onu Markusa vermiş ve pis « kapos Septimus nikâhı kıymıştı, * kb » Roma kartalı, Musanın kavmini Yunan limanlarında sekiz hafta * tarafa geçtiler ve kaptanı aradılar. | devletini; Musanm saltanatını yık Markus ile piskapos yanyana iler - | Mış ve izmihlâle uğratmıştı. Fakat lemekte idiler. Bir kenarda tatlı | Musanın kavminden çıkan bir dül- bir sesle ilâhi okuyan, bembeyaz | Ser ve bir dülgerin başladığı hare- elbiseli bir kadm gördüler. İkisi! ket, bin bir tazyike, ve bin bir iti- de durdular ve dinlediler. Bu on - larm aşina oldukları bir sesti. Ni - gitmesine göre değişmiştir. Bu sebepten vaziyet “çok sarih değildir. Esasen havaların böyle bozuk gitmesi diğer taraftan pa - muk rekoltesinin azalması diğer taraftan yeni mahsul hakkındaki m tahminler pamuk fiatlarındaki yük ! selişin devam edeceğini işaret et - mektedir. Memleketimizin bu seneki pa- muk mahsulü hakkında henüz kati bir tahmin yoktur. Adana hava Tisinde mahsulün yağmursuzluktan müteessir olduğu söyleniyor. İlk tahminlere göre Ege mınta- bin balya tahmin edilmektedir. Üzüm, incir ihracatımız ne kadar ? İhracat ofisine gelen malümata göre mevsim başından haziran s0- nuna kadar muhtelif memleketlere kilo (59.365.000) üzüm ve (26.063.000) kilo incir ihraç edil miştir, 1932 senesi üzüm o rekoltemiz 60.000.000 kilo; incir rekoltemiz 30 milyon kilo tahmin © edildiğine göre ihracatımız miktar itibariyle iyi olmuştur. Stok hemen kalmamış gibidir. Fakat iktisadi buhran neticesi ola- rak birçok eşya Fiatlarında olduğu gibi üzüm ve incirlerde ( de fiat düşkünlüğü dolayısiyle ihracatı - mızdan memlekete giren para mik tarı evelki senelere nispetle azdır. 1932 senesi ihracat mevsimi zar « fında en fazla üzüm ve incir ihraç ettiğimiz başlıca memleketler Al- manya, şimali Avrupa memlöket - leriyle İngiltere, ' İtalya ve Fran - sadır. Bilhassa İngiltereye bu sene ü - züm ihracatımız 21 küsur milyon Üzerine atmak sure-| bir netice almak hususunda karar | kiloyu bulmuştur. vermek üzere salâhiyet vermiş- tir, İtalyaya vuku bulan ihracatımı- i zin hemen büyük bir kısmı transit e aç ii i ğ hayet Markus sesi tanıdı ve piska- posa tanrttı: — Meryem! Meryem! Markus biraz daha ilerledi. Mer yem de Markusu gördü. Ve bir çığ- y! sa merkezi Avrupa memleketleri- Amrikaya incir ihracatımız ise 2 milyon küsur kilo ve Mısıra bir buçuk milyon küsur kiloyu bulmuş tur. Amerika ve Mısıra üzüm ihra- catımız ise nispeten daha (azdır. Haziran 1933 ayı (o zarfında İzmir borsasında muamele gören üzüm- lerin fiatlarında mayıs ayına nis - petle2—3 kuruş kadar bir zam görülmüştür. Buna mukabil satış miktarı da- ha azdım. Haziran ayı sonunda | İzmirdeki üzüm stoku bir milyon | kilo tahmin edilmektedir. Deri ticaretimiz Deri ticareti son senelerde e - hemmiyetlenmiştir. Amerika is- tatistiklerine göre dünya deri istih. lâkâtı pamuk istihlâkâtından son - ra gelmektedir. 1928 senesinde deri istihlâkâtı! 200 milyon sterlini bulmuştur. Bu- | na mukabil son senelerde deri is- thlâkâtı çok azalmıştır. İ 1932 senesi deri istihsalâtı 1928 senesi istihsalâtının hemen üçte bi- ridir. iktısadi buhrandan dolayı son dört sene içinde deri | fiatlarında hissolunacak (derecede tenezzül vardır. İstanbuldaki © deri fiatları da dün şu vaziyete idi. Keçi tuzlu deri 100—100 kuruş. Tuzlu kurt ortası 28 —30, hava kurusu kilosu 28—30 kuzu kurum çiy 75—110, manda tuzlu kuru 50—60, salamura 40-45, oğlak kuru okkası 85—150, sığır | ne sevkdilmiştir. | safa uğradığı halde kâh gizli cemi yetler halinde, kâh açık cemaatler halinde yavaş yavaş genişliye ge - nişliye günün birinde Romayı, ve bütün Roma İmparatorluğunu yık- mış ve kendi devletini kurmuştu! #rnnessssanaasera salamura 36-42 Buğday fiyatlarında gayrı tabiflik yoktur Bugday fiatlarmın vaziyeti hak- kında birkaç gündenberi muhtelif yazılar yazılmaktadır. Dün yaptığımız tahkikata göre buğday fiatlarında esas etibariyle hiçbir gayritabiilik yoktur. Hemen her günkü ve o her vazanki alış veriş kaidelerine göre 10 para inmekte 30 para çıkmakta ertesi gün gene 5 para inmekte 10 para çıkmaktadır. Nitekim iyi buğdaym © fiatı bu sebepten okkası 5S—6—6,5 kuruş arasında değişmektedir. Kilosu 5 « 5,5 kuruştur. Mahlüt ise 4,29 san- timden muamele görmektedir. Binaenaleyh fiatlar tabii vazis yetedir. Bundan başka bazı ga « zeteler Ziraat Bankasmın çiftçiden buğday satın almamakta olduğu- nu yazmaktadırlar. Öğrendiğimi- ze göre buğday fiatlarının 5,5 ku- ruşa olması tabii ve tam fiat oldu- gu için çiftçi malını Ziraat banka- sına götürmiyerek doğrudan doğ - ruya piyasada satmaktadir. Çünkü Ziraat bankası da buğdayı 5,5 ku- ruşa satin almaktadır. Eğer buğday fiatı 5,5 kuruştan aşağı düşerse çiftçi derhal Ziraat bankasına götürerek (5,5 kuruşa malını satabilir, Banka da bunun parasını ödiyerek buğdayı derhal alacaktır. Bugünlerdeki tabii vaziyete gö- re buğdayın banka tarafından a » lınmasına kunüz Süzüm yukdar, Mali; gibi . li

Bu sayıdan diğer sayfalar: