20 Ekim 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

20 Ekim 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© — VAKIT 20 B. testin 1933 mm ö “ek “Neg cuk Bu ya ri “İpek, sinemasında i » İsimli film gösteri- d N ha filmde Danyele Parola, eri, “A Ve Şarl Buvaye baş rol- i Fena Yorlar, Adin ha Binay barikulâ delikleri esasına * V6 bir hayli masrafla A Böyle bu film Avrupa- an irken,* film münekkit'e nakliye” mükemmel, temsil mi hüküm vermişlerdir. “Çelik ada,, plânının " : j | es ag bu “Çelik ada, nın : ğ ji | Yy macera,... bu arada | daya rak verici olarak başla- €den bir mevzu... Mele, yi ; sinemasında “Çapkın gn inde çapkmlık a dır. Diğ . Via, Ali, ya Diğer ar Andre day mba, Roan. Yeri, te R, N Anni Onrd Börte, | haşarılığı- eri * iklimine bulmuş ör Bütün “A lerinde, bu arada stik,, * sinemasında aym kızı, fiminde daş Vary, *MiYor, tıklar Daima hoşa gidi- Yitında da » Fakat, © hususi rn, 82, çok yaramaz ol hş gili dü, edi €n Anni Ond- Mak, Ya ağır siklet şampiyo > evlendikten Müş ki v, Sakin, o kadar us- dayi Ve büderhal dört hin me ku üğtur. Ancak bu beli; »r devam edeceği e, ali ı Yeni bitirmiş bulunu » Bazinoşu,... pansiyon, | « sahne,| bi, rw » bar,. in bunlar olduktan son- | Anni Ondra, filmde | Karı, koca, bal | ana” “Saray”'da “Iki yetime &stemiyor” ve “Türk”de “Harp arifesinde” filmleri var İde... Rişard | ngi Yeni Filmler Gösteriliyor ? “de “Çelik ada”, “Melek”'de “Çapkın kız”, “Elhamra”'da ”.“Artistik''de “Madam ço- Sırası ge'mişken kaydetmeden ! geçmiyelim, Karı kocanm yakın- da beraber bir film çevirecekleri bahsi, gene tazelendi. Şimdiki| halde bir rivayet mahiyetinde ise —<— “Elhamra,, sinemasında bu haf ta gösterilen film, yepyeni bir yıldızm filmdir. Yeni ve her taraf | ta dikkat uyandıran bir yıldızın... İsmi şu: Tala Birel. Tala Birel için, “Dişi kaplan,, diyorlar. Tipi, hakim duruşu ve tavrı ile hususiyetli > bir kadm... Filmi gösterilen her yerde benim- seniyor! “Afrikanın vahşi ormanlarında çalışan â'im bir doktor... Onuçıl- dırasıya sevdiği için korkunç or - manlara ayak basan, vahşi kabile- lerin eline düşen güzel bir kız....... Serom tecrübeleri için ele geçiril- mek istenilen kaplan, arslan, tim sah ve sair hayvanlar.. Av... sal- dırışlar, müdafaa, mücadele...... Sevgi ve ihtiras.....,,, Bu film böyle anlatılıyor Bu tarzda filmler son zamanlarda he- men her tarafta tuttuğu için, anla- şılan, daha bir ( hayli çevrilecek. “Nagana,, , tarzında orijinal bir film olduğu gibi, yı'dızı da öyle... -—S> “Saray,, da gösterilen o film, “İki yetime,, filmidir. Oyniyanlar, Röne Sen Sir, Rozin Döran, İvet İ Jilber, Emmi Lin, Piyer Manye, Gabriyel Gabriyo, Filmi (o vücude getiren, Moris Turnör.... “İki yetime,, , bütün dünyada olduğu gibi burada da yüz binler- | ce kişi tarafından romanı Hektar) tekrar okunmuş, tiyatro eseri şek- linde sahnede, sessiz film olarak sinemada tekrar tekrar görü'müş, hassasiyeti tahrik etmekte muvaf- fak olmuş bir eserdir. Şimdi sesli | ve sözlü görülecek... . Böyle bir eserin mevzuundan birkaç satırla, kısaca olsun bah - setmek bile lüzumsuz, değil mi? Yalnız, itina ile temsil olunduğunu kaydedelim! >> “Artistik,, sineması, “Paprika,, sile tanınan Franziska Galin “Ve- ronika,, sını iki hafta gösterdikten Meri Glorinin “Madam, çocuk istemiyor!,, isimli neşe veri- ci filmini göstermeğe başladı. Mev zuu, Kleman Votelin © eserinden | alman ve evelce Mariya (Korda tarafından sessiz olarak çevrilen bu eğlenceli filmden geçen hafta- ki sinema sayıfasında bahsetmiş - tik. Burada şunu ilâve © edelim: Mariya Kordanın eşi, Harri Lid- ke idi, Meri Glorinin eşi, Robert Arnudur. sonra, -—o “Türk,,- sinemasına gelince, orada da Lil Dagöverin filmi ve kendisi (o bulunuyor. Amerikada çevirdiği İngilizce film... Lil Dago ver, iki filmde birden görülüyor: “İstanbulda karşılanış intibaları,, yla beraber! “Harp arifesi,, ismi altındaki film gösterildikten sonra, Lil Da- gover, sanat arkadaşı Haynts Lan desle birlikte, bir pandomim ya- pıyor. Güzel ve müstesna yıldızın Amerikada çevirdiği bu filmdeki muvaffakıyetinden geçen haftaki sinema sayıfasında olduğu gibi, “Almanyanın en güzel yıldızı Lil Dagoverin hayatı,, (o yazısında da bahis var. Pandomimse, onu göz önünde bulunduruyor. Gelenlere tanıtıyor. Büyük harp sırasında, Alman yıldızlarından Hella Moya İstan - bula gelmiş, © zaman “Ruvayal,, sineması olan “Fransız tiyatrosu,, binasında gösterilen filminden bir parçayı, film arasında yalnız o - larak sahnede oynamıştı. Lil Da- gover, yalnız da değil. Bu itibar la İstanbuldan gitmeden böyle bir tecrübe, büyük rejisör Maks Rayn hardın tiyatro için keşfettiği yıl- dızın, sahne üstündeki kabiliyeti hakkında az, çok bir fikir verebi- lir. Ve her halde iyi bir şey olur! “iki Yetime” filminden Istanbuldaki Yıldız En Çok Neleri Sever? Lil Dagover, sükün ve inzivayı daima özler — Karanfil ve Kedi — Gül — Köpek, kuzu, keçi... ve eşek! Salı günündenberi İstanbulun mi- İ safiri bulunan ve daha birkaç gün burada kalacak olan Lil Dagover, sükün ve inzivadan hoşlanan bir yıldızdır. Bununla beraber, haya tında sükün ve inzivaya kavuştu - ğu anlar, sayılıdır. Film faali - yeti, tiyatro (faaliyeti... Bu iki cepheli faaliyet, onu daima gürül tülü ve kalabalık muhitler içerisi- ne çeker. Zaten bütün tanınmış yıldızların hayatı böyle değil mi? İstanbulda da günlerini devam Lı meşguliyet içerisinde (geçiren Lil Dagoverin Berlinde Grunevald civarında “Aris yolu,, denilen bir yolun nihayetinde, çam ağaçları ile gölgeli bahçe ortasında şık bir villâsı vardır. O, sükün ve inzi- vaya kavuştuğu nadir anlarında, bu villânın penceresi kenarına o — turur, yahut bahçedeki bir sıraya yaslanır, eline hoşuna giden bir roman veya bir şiir kitabı alır, ra hate kavuşmanın zevkini doya do- ya tatar. Doya doya tattığı yaz- mak, bir bakıma, pek te hakika- ti ifade etmek (Oolmadı. Çünkü, tam rahate kavuştuğu zevkli bir anda, telefon çalar: — Allo, ben Lil Dagover! — Burası studyo! Konuşmanın devamı, o yıldızı hemen davet olacağı kestirilebilir. Studyodan ( çağırılmıyorsa bile, gene muhakkak rahatını kaçıra - cak bir iş çıkmıştır. Ya bir takdir kârı, davet ediyordur, ya bir ziya- ret içinrandevu ( isteniliyordur. Bunları araştırmağa ne hacet? Te- lefonun çalması, rahatın kaçma - sına kâfi! sükün ve inzi - vaya kavuştuğu anlarda, kitap o - kumuyorsa, tanıdığı ve tanımadı ğı takdirkârlarından gelen deste deste mektupları gözden geçirir, bahçe işleriyle uğraşır, villâsmda- ki ve bahçesindeki hayvan'arı se- ver, Lil Dagover, habbeti.... Güzel ve hassas yıldı - zın çiçeklere ve hayvanlara karşı zafı vardır. En çok hangi çiçe- ği, en çok hangi hayvanı sever? Bu husustaki (o temayülünü, tesbit etmiştir: Karanfili ve kediyi! Bahçesindeki türlü türlü karan filler arasında dolaşırken, onları hazla koklar. Kitap odasındaki, üstü yarım heykeliyle süslü sömi « ne kenarında, geniş koltuğa otur- bol tüylü kedisi, kucağma sıçrar, du mu, hemen orasını kendine taht yapar, oksandıkça gururla - narak, yarı uykuda, yarı uyanık mırıldanır. Lil Dagoverin karanfilden son ra en çok sevdiği çiçek, (o güldür. Daha sonra bütün çiçekler... Ke- diyi en çok sevmekle beraber, baş- ka bazı hayvanlara karşı da lâkayt değildir. Köpek, kuzu, keçi... Bunlardan da hoşlanır. Matta,.... — Bu ihtimal biraz grotesk bir intiba verecekse de — bahçesinin i bir köşesinde bir de eşek bulun * maktadır. Bu uzun kulaklı, mü - nis bakışlı hayvan, Lil Dagoverin çok hoşuna gitmiş, bir tane teda- Çiçek muhabbeti, hayvan mu- Dagover, bu Filmdeki rik etmek istemiş, bu arzusunu ha- Lil Dagover, bir keçi yavrusunu severken ber alan takdirkârlarından — biri, derhal bir tane buldurup hediye etmiştir. Bu itibarla, Lil Dagover, İstanbulda bulunduğu günlerden | birinde adaya giderse, kim bilir, İ ne kadar memnun kalacak! Koyduğumuz resim, Lil Dagove rin en yeni filmlerinden “Ateş ge- cesi,, ne aittir. Kırda yanında otu ran erkek, bu filmdeki eşi tanın- İ mış Alman artistlerinden Hans Ştüvedir. Lil Dagover, bu filmde meşhur bir sahne artisti, Hans Ştü j ve, onun, oyriyarak meşhur eltiği genç şair rollerinde.. Resimdeki görünüş, sahne artisti - nin şairi severek kıra çıktıktan sonra, onunla başbaşa bu'unduk- ları mesut bir anm görünüşü... piyesini Sükün ve inzivayı seven Lil mevzüa göre, duyduğu bu sevgiyi müstes | na temsil kabiliyetiyle ifade imkâ- Jnmı bulmuş... Ve muvaffak ol- muştur !

Bu sayıdan diğer sayfalar: